agaclar.net

agaclar.net (https://www.agaclar.net/forum/)
-   Teorik bilgiler (https://www.agaclar.net/forum/teorik-bilgiler/)
-   -   Ağaç Etimolojisi (https://www.agaclar.net/forum/teorik-bilgiler/2612.htm)

sabah 23-05-2007 18:25

hüdayınabit: Kendiliğinden yetişen (bitki), tdk

Yanılmıyorsam ilk Gürkan Ceylan'ın kitabında görmüştüm.

Hüda Allah biliyoruz, nabit de nebattan dönüşme mi?

nil 28-05-2007 14:00

Orman=yurt
 
Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi Halit Togay (Mesaj 61774)
Orman: Or: yer , oturulan yer , durulan yer yurt konak . man:eki ile. Man eki kirman değirmen gibi kelimelerde bulunuyor. Acaba eski türkler bozkırlarla birlikte ormanı da mı yurt bellemişlerdi?

Sevgili Halit,

Vakit buldukça konu başlıklarını karıştırıyorum foruma üye olduğumdan beri. Bu başlıktaki mesajları da ancak okuyabildim. Çok güzel bir konu açmışsın yine, teşekkürler.

ORMAN sözcüğünün kökenini hiç düşünmemiştim bugüne dek. OR çapraz bulmacalarda karşılaştığım bir sözcüktü yalnızca ('müstahkem mevki' diye sorulurdu, yanlış hatırlamıyorsam) ve bunu da 'orman' ile ilişkilendirmemiştim. Demek oturulan yer, durulan yer, yurt, konak demekmiş asıl.

"Eski Türkler bozkırlarla birlikte ormanı da mı yurt bellemişlerdi?" diye soruyorsun. Ne derler, çok isabetli bir soru. Ben de yakın zamana dek bilmiyordum, yeni öğrendim (Türklerin Tarihi - Pasifik'ten Akdeniz'e 2000 yıl, Jean-Paul Roux; Kabalcı Yayınları) ki Türklerin anayurdu Orta Asya bozkırları değil, bugün Sibirya diye anılan topraklarmış.

Türkler sık ormanlık bir arazide (Sibirya çam ormanları=taygalar) yaşamışlar ilkin. Bu dönemin, tarihin neresine düştüğü bilinmiyor şimdilik. Türklerin kültürü bu ortamda oluşmuş. Önce mitolojileri sonra masalları da kurt, ayı, geyik gibi ormanda yaşayan hayvanlarla dolu imiş zaten. Geyiği kutsal bilmişler örneğin. Sonradan Altay dağlarında yaşarken ölülerini gömdükleri mezarlar açıldığında (Pazırık kurganları), ölenin atını da yanına gömdükleri, bunu yaparken atlara geyik maskesi ve boynuzları taktıkları görülmüş falan. (Bu arada, Pazırık'ın bu güne dek mezar ve kalıntılarda çıkan en eski halının da bulunduğu yer olduğunu söylemeden geçemeyeceğim. Bu şahane bir halıdır ve geyik motifleri yanında, göbeğinde de ezoterik inanca özgü -sonradan Tibet elyazmalarında görülen- önemli bir motifi içermektedir, bir bak derim: http://www.klasikhali.com/pazyryk.asp

Neyse, vakit buldukça uzattım; O sıralarda ormanda geçen ilk devirlere ilişkin kültür Türklerin geleneklerinde capcanlı yaşamakta imiş demek ki. Ne kadar güçlü bir kültürmüş ki, bugün de hala yaşamaktadır. Anadolu'da bazı yerlerde geyik öldürmenin kişiye hayırlı gelmeyeceği söylenir mesela. Geyik motifinin Türk tasavvuf edebiyatında da önemli bir yeri olduğunu lise bilgilerimizden hatırlayabiliriz.

İşte böyle. Türkler ormana anayurt demişler besbelli. Sonradan düzlüklere inmişler (Sibirya'da zamanında Karasuk denilen bir yerde yapılan kazılarda bulunan ve M.Ö. 1200 ile M.S. 700 yılları arasına tarihlenen mezarlarda brakisefal kafataslarında bir artış görülmüş olmasına bakarak, Türklerin taygalardan çıktığı tarihin bu sıralar olabileceğini ileri sürüyor tarihçiler). İlkin bugünkü Moğolistan'da yaşamışlar uzun zaman, o sırada Çin'e akınlar yapmışlar, bir yandan batıya yayılmaya da başlamışlar fakat. Anladığım kadarıyla bozkırda göçebelik falan da hiç yapmamışlar (zaten tarihçiler artık yazları serin yerlere, kışları da ılıman yerlere, ama aynı yerlere gidip-gelen insanlara göçebe demiyor).

Sevgiler,

Nil

Halit Togay 08-08-2007 18:47

"Pazırık Kurganı'nın Türklere ait olduğu kesin değil" diye biliyorum.

nil 08-08-2007 19:00

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi Halit Togay (Mesaj 139612)
"Pazırık Kurganı'nın Türklere ait olduğu kesin değil" diye biliyorum.

Bunu ilk kez duyuyorum. Kim ileri sürmüş bu düşünceyi, öğrenebilir miyim?

Halit Togay 08-08-2007 19:02

Tayga: Rusça ve Moğolca çam ormanı.

Halit Togay 08-08-2007 19:05

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi nil (Mesaj 139615)
Bunu ilk kez duyuyorum. Kim ileri sürmüş bu düşünceyi, öğrenebilir miyim?

Yazılı kaynak gösteremeyeceğim. Bu yalnızca akılda kalmış bir kırıntı bilgi. Pazırıkla ilgili evde güzel bir kitabım var, okuyalı 5-6 sene oldu tekrar bakmam lazım.

nil 08-08-2007 19:09

Pazırık halısı
 
Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi Halit Togay (Mesaj 139618)
Yazılı kaynak gösteremeyeceğim. Bu yalnızca akılda kalmış bir kırıntı bilgi. Pazırıkla ilgili evde güzel bir kitabım var, okuyalı 5-6 sene oldu tekrar bakmam lazım.

Adı "Pazırık" olan, bez ciltli, kuşe kapaklı bir kitapsa elindeki (şu anda kitap elimde değil, kitabın kimliğiyle ilgili hatırlayabildiklerim ise yalnızca bu kadar ne yazık ki), o kitaptan bende de var, ve orada böyle bir kuşkudan asla bahsolunmaz. Sevgili Halit, hafızanı bir daha yoklasan?

Halit Togay 08-08-2007 19:16

Kalın karton kapaklı atlas boyunda renkli resimli bir kitap ama bu "Pazırıktaki halı Türklere ait midir" bilgisi yalnızca bu kitapta değil, başka kaynaklar da bu kuşkuyu taşıyor.

Halit Togay 08-08-2007 19:26

Pazırık - Altaylardan Bir Halının Öyküsü [Hazırlayan: E. Fuat Tekçe], 1993, 305 S., Kültür Bakanlığı Yayınları: 1542, Sanat-Sanat Tarihi Dizisi: 64-5.
Kitap buydu galiba.
Şimdi gagılladım halıyı bulan rus Rudenko hep İran halısı olduğunda israr etmiş. daha sonraki batılı ve slav kaynakların hiçbiri de Türk halısı olmayı yakıştıramamışlar.

Billur Korkmaz 10-08-2007 21:52

Kendimi bir an tarih dersinde sandım.. :D

Halit Togay 11-08-2007 20:11

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi Billur Korkmaz (Mesaj 140954)
Kendimi bir an tarih dersinde sandım.. :D

Aslında tarih değil etimoloji dersindeydik ancak konu biraz dallandı ve budaklandı.

Billur Korkmaz 17-08-2007 18:25

Badincan: patlıcan, Farscadan.
Badinc: hindistancevizi, Farscadan.
Bagat ve Bagıstan: bahce, üzüm bağı, Farscadan.
Bagban: bahcevan, Farscadan.

Billur Korkmaz 17-08-2007 18:28

Benefşe: Yine Farscada isim olarak menekşe çiçeği olmakla birlikte, sıfat olarak mor anlamında kullanılmakta.
Benefşezar: menekşe tarlası.

Billur Korkmaz 17-08-2007 18:31

Bişe: meşe, Farscada.
Bişezar: meşelik, meşe ormanı.

Billur Korkmaz 17-08-2007 18:34

Arapçada Bakl: yenebilecek hertürlü yeşil bitki anlamında. Bakliyat kurusu demek ki..

dedeefendi 03-05-2008 07:50

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi Halit Togay (Mesaj 61980)
Atkestanesi: aesculus hippocastaneum hippos:at , castaneum malum. Bu ağaç da İstanbul'da görüldükten sonra bir batılı tarafından taksonomiye yerleştirilmiş. Türkçe ismi de Latince'ye arkasından da horsechestnut olarak İngilizce'ye geçmiş. Türkçe'de bitkilerin işe yaramazlığını belirtmek için kullanılan isimlerden biri olan at ile sıfatlandırılmış. Benzeri bitkiler it-üzümü , eşek-hıyarı .. Bitkilerin işe yaramazlığını bildiren hayvan ismiyle nitelenmiş başka bitki biliyorsanız yazarmısınız?


Çok güzel bir konu açmışsınız,tek tek bütün yazılanları okudum.Teşekkür ederim.
Ağaç ve çiçek isimlerinin çoğu başka dillerden girmiştir dilimize.Bunun sebebini Türklerin yerleşik bir hayat tarzlarının olmayışına bağlayabiliriz.Türkler,daha çok hayvancılıkla geçiniyorlardı.Çadırlarda yaşayan ve sabit bir toprağı olmayan bir toplumun ağaçlar ve bitkilerle ilgisi ister istemez zayıf olacaktır.
Dilimimizdeki hayvan isimlerinin çoğu Türkçedir.Sebebi yukarıda anlattıklarımızla ilişkilidir.Çünkü hayatları hayvacılık ve av üzerine kurulu bir toplumda hayvanlarla olan sağlam ilişkiler buna sebep olmuştur.
İşte Türkler ne zaman yerleşik hayat tarzını benimesmeye başlamışlarsa o zaman bitkilerle ve ağaçlarla muhatap olmuşlardır.İster istemez bu ağaçlara,çalılara bir isim vermeleri gerekiyordu.Hayatlarının vazgeçilmezi olan hayvanlarla ilişkilendirerek bu çalılara ,ağaçalara isimler vermişlerdir."Kuzu kulağı,keçiboynuzu,kuşburnu gibi..."


Edebiyatçı Beşir Ayvazoğlu'nun GÜLLER KİTABI isimli eserinde bu konuda aydınlatıcı fikirler bulmak mümkündür.

Halit Togay 03-05-2008 21:00

İstifade etmenize sevindim.
Dediğiniz gibi hayvan isimleri Türkçe'de daha fazla bunun istisnası deniz balıkları, nerede ise tamamı Rumca'dan geçmiştir. Rumca'dan gelmeyen üç tanesi gümüş, kalkan ve hamsidir. Tatlısu balıkları çoğunlukla Türkçe'dir. Hele at ve atla ilgili kelimeler var ki bunlar deryadır. Aynı eskimo dilinde karın 40 adı olduğu gibi Türkçe'de de atın her rengi her yaşı akrabalıkları hastalıkları lekeleri gibi konularda çoğu şimdi hafızalardan çıkmış pek çok kelime var.
Bitki isimlerinin nereden geldiğini anlatan yeni bir kitap çıktı; evime dönünce künyesini tam olarak yazacağım.

Halit Togay 04-05-2008 21:17

Bitkilerin Serüveni Michel Lis Troya Yayıncılık
Bitki adlarının nereden geldiğine dair epice malumat var.

Todor 27-05-2008 06:51

Zerdali: Zer sarı, alü ise erik demek Farsçada.

Kaynak: daha önceki maddeler.:)

Halit Togay 26-11-2008 06:04

Şimşir: Farsça şimşad: şimşir ağacı, şemşir: kılıç demek. İkisi karışmış bir anlam kayması oluşmuş ve şimşir kılıç yerine şimşir ağacı olmuş. Halk ağzında tozak. Yunanca pyksos (piksos okunuyor Latince'si buksus a olan ses yakınlığına dikkat). İngilizcesi boxwood kullanılışına işaret ediyor galiba.

sukranayalp 26-11-2008 08:35

Çok değerli bir hocamız olan Sn. Faik Yaltırık, şimşirin, kesitinde görünen dört köşeden dolayı boxwood olduğunu söylemişti.

Acaba pyksos kelimesi de kutu veya dört köşe anlamını taşıyor mu?

dedeefendi 26-11-2008 18:39

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi Halit Togay (Mesaj 232114)
İstifade etmenize sevindim.
Dediğiniz gibi hayvan isimleri Türkçe'de daha fazla bunun istisnası deniz balıkları, nerede ise tamamı Rumca'dan geçmiştir. Rumca'dan gelmeyen üç tanesi gümüş, kalkan ve hamsidir. Tatlısu balıkları çoğunlukla Türkçe'dir. Hele at ve atla ilgili kelimeler var ki bunlar deryadır. Aynı eskimo dilinde karın 40 adı olduğu gibi Türkçe'de de atın her rengi her yaşı akrabalıkları hastalıkları lekeleri gibi konularda çoğu şimdi hafızalardan çıkmış pek çok kelime var.
Bitki isimlerinin nereden geldiğini anlatan yeni bir kitap çıktı; evime dönünce künyesini tam olarak yazacağım.

İstifâde ne demek? Sizler sâyesinde çevremdeki güzellikleri görmeyi öğrendim...Yaşadığımız çevrede hayatımızı renklendirecek öyle güzel ağaçlar var ki...Hepsinden bîhaber yaşıyordum,görmeden geçiyordum.Hepsini ağaç olarak biliyordum.Adını söylemek yoktu.Kargaya,serçeye,güvercine,kumruya kuş demek,nasıl doğru değilse,cennetin kapısı mesabesindeki ağaçlara isimleriyle hitab etmemek o kadar yanlıştır.İşte beni bu yanlıştan kurtardınız.

Ben edebiyat öğretmeniyim.Edebi eserlerimizde ağaçların ve bitkilerin çok fazla yeri var.Hele hele Dîvân edebiyatı tamamen çiçeklerin ve ağaçların edebiyatıdır desek yeridir.Onları anlayabilmek için ağaçları bilmemiz tanımamız gerekiyor.Bunu bir vesile sayıp ağaçların peşine düştüm,sizler sayesinde çok güzel bilgiler edindim.Ne sorsam cevabını aldım.Çok teşekkür ederim...

agozce 27-11-2008 00:21

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi Halit Togay (Mesaj 61983)
Epice düşündüm ama deve dikeni aklıma gelmemişti. Bir de işe yararlılığı tanımlayan hayvan isimleri var . Kuzu kulağı ve kuş üzümündeki kuzu ve kuş gibi. Demek ki memleketim insanının kollektif bilinçaltında deve , it , eşek ve at işe yaramazlığı , kuzu ve kuş kibarlığı inceliği ve lezzeti temsil ediyor. Senin bu meyanda aklına gelen başka hayvanla sıfatlanmış bitki var mı?

Toros yaylalarında-Anamur, Mersin kuş burnuna it burnu ( işe yaradığı eskiden bilinmiyormuş demekki ) bir tür yabani bezelye ye de( latincesini bulamadım) yılan baklası :) denir. Bence çok lezzetlidir. Çiğ olarak yeriz. Ayrıca beyaz çiçek açan, kırmızı zehirli meyveleri olan bir tür yabani sarmaşığa da yılan üzümü denir. Daha çok vardı. Aklıma geldikçe yazarım.

Halit Togay 29-11-2008 08:13

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi dedeefendi (Mesaj 322661)
İstifâde ne demek?
Yararlanmak demek. Faide kökünden-Arapça.
Ben de sizin gibi eski kelimelerin unutulmaması, nüansların kaybolmaması, renklerini unutmamamız ve hatta bazen yeni manalar yüklemek maksadıyla zaman zaman eski karşılıklarını kullanıyorum.


.Hepsinden bîhaber yaşıyordum,
cennetin kapısı mesabesindeki
hitab etmemek o kadar
Ben edebiyat öğretmeniyim.
Edebi eserlerimizde
Bunu bir vesile sayıp
.Ne sorsam cevabını aldım.Çok teşekkür ederim...

Faideli olabildiysek ne saadet.

Halit Togay 29-11-2008 08:17

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi sukranayalp (Mesaj 322265)
Çok değerli bir hocamız olan Sn. Faik Yaltırık, şimşirin, kesitinde görünen dört köşeden dolayı boxwood olduğunu söylemişti.

Acaba pyksos kelimesi de kutu veya dört köşe anlamını taşıyor mu?

Şimdi şuradaki şimşiri kesip köşelere baksam şahane olur ama şimşire yazık olacak.
Aslında benim fikrim:

Halit Togay 29-11-2008 08:21

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi sukranayalp (Mesaj 322265)
Acaba pyksos kelimesi de kutu veya dört köşe anlamını taşıyor mu?

Pyksos buksusla ve boxla fonetik olarak yakın. Şimşirin İngilizcesinin kutu ile anlamsal ilgisi olması gerekmiyor. Kanımca fonetik bir yakınlık sözkonusu.

sukranayalp 29-11-2008 16:19

1 Eklenti(ler)
Piksel kelimesi pyksos'tan türemiş olabilir.
Piksel, bilgisayar ortamında, ekran çözünürlüğüne göre görüntünün görülen en ufak kare parçacıklarına denir.
Buxsus-box-piksel-pyksos burda kesişiyor olabilirler.

Aşağıda böyle bir kanepe örneği..

sukranayalp 29-11-2008 16:42

Bir resmin piksel yoğunluğunu yani, PPI (Pixcel Per Inches) 1 inç karede
(1 inç = 2.54 cm) bulunan piksel sayısı.

dedeefendi 30-11-2008 12:57

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi Halit Togay (Mesaj 324151)
Faideli olabildiysek ne saadet.

Konuşurken ,yazarken kelime seçerim.Ancak sizin belirttiğiniz kelimeleri,inanın,seçmedim.Dilime yerleşmiş kelimeler.Eski edebiyatla çok ilgilendiğim için olsa gerek,dilime yerleşmiş ...
Açıkçası rahatız oluyor da değilim.Kulağa çok hoş geliyor eski kelimeler.

Halit Togay 03-12-2008 19:49

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi sukranayalp (Mesaj 324336)
Piksel kelimesi pyksos'tan türemiş olabilir.
Piksel, bilgisayar ortamında, ekran çözünürlüğüne göre görüntünün görülen en ufak kare parçacıklarına denir.
Buxsus-box-piksel-pyksos burda kesişiyor olabilirler.

Aşağıda böyle bir kanepe örneği..

http://tr.wikipedia.org/wiki/Piksel
pix picture'ın, el elementin kısaltılmışıymış. Yani piksel picture element (resim elementi) demekmiş.

Halit Togay 03-12-2008 19:55

İngilizce etimoloji sözlüğüne baktım box, pyxos tan geliyormuş.


Forum saati Türkiye saatine göredir. GMT +2. Şu an saat: 01:21.
(Türkiye için GMT +2 seçilmelidir.)

Forum vBulletin Version 3.8.5 Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0
agaclar.net © 2004 - 2025