![]() |
Konu ile fazla alakası yok ama küçük bir ayrıntı yazacağım. Analiz için firmaya gitmeden önce sadece internetten gördüğüm fiyatları araştırmıştım. Fiyat olarak en az 150 lira civarından ücretler başlıyordu.
Firmaya gittiğimde ise tam analiz olarak ücret 80 lira civarında. Bu arada numuneyi verdikten sonra ücreti sordum, hani 150 deselerdi bile verecektim. :) Geleceğim nokta şu ki, tam analiz ücreti (standart olanda varmış) 100 lira civarındayken üreticiler neden analiz yaptırmaz. Eminim ki çoğu kişi analiz için değilde devlet desteği için analiz yaptırıyor. |
Ücret uygunmuş. Ne diyerek analiz yaptırıyorsunuz? Sıvı olduğu için su diye analiz ettirip, normalde ölçmedikleri mineraller için ekstra ücret ödemiştim.
|
Bitki çayı olarak analiz yapacaklar. Not olarak hangi bitkilerde kullanılacağını yazdılar. Ec, ph, npk, iz elementleri analiz edecekler sanırım.
Dün akşam topraksız tarım için marul gubrelerını biraz araştırdım. Bir tanesi sizin analiz sonuçlarına çok yakında. Bugün elımdede fide varken saksılara dikip deneme yapacağım. Ec metre elime ulaşmadığı için 1:1 oranında kullanacağım. Bu oran tam net olmasada uygun sanırım? |
3 Eklenti(ler)
Bizim analiz sonuçları pazartesi gününe kaldı. 7 aralıkta yapraktan 1:1 oranında uygulama yapmıştım. Sanki yapraklar koyu yeşil olmuş gibi, hergün içinde olunca fazla anlaşılmıyor.
Bu serada İrfan Çayı harcinde başka ürün kullanmayacağım. Büyük seranında yarısında da bu şekilde uygulama yapacağım. Eklenti 635223 Eklenti 635224 Eklenti 635225 |
1 Eklenti(ler)
Sonuçlar geldi, dediğiniz gibi şu alanızı olarak yapmışlar. Npk ve iz element demesem neysede söylediğim halde böyle yapmaları garip oldu.
Eklenti 635423 |
SO4 5,5 me/l -> 5,5 x 48 = 264 -> S = 264 x (32/96) = 88 ppm
K 10 me/l -> 10 x 39 = 390 ppm Ca 5,2 me/l -> 5,2 x 20 = 104 ppm Mg 5,2 me/l -> 5,2 x 12 = 62,4 ppm diğerleri ölçülmemiş. |
Sonuçları artık Tartes tarımdan beklyorum. En azından 3 yıldır alışveriş yaptığım bir firma.
Şimdi çayı marul için ec 1 olarak ayarlayıp damlamadan veriyoruz. Peki yapraktan uygulama yapsak tekrar bu oranı mı kullanmamız gereklidir? Bahçede fide dikimleri yapıldıktan sonra otlarda azalma olduğu için belirli bir alana ısırgan, sirken gibi otları ekmeyi düşünüyordum. (Isırganı fide olarak dikim satışını bile yapıyorlar.) Sonradan aklıma mix yem tohumları geldi. İçerisinde bayağı bir bitki var. Bu otlardan da istenilen gübreyi elde edebilir miyiz? |
Çayı yapraktan hiç denemedim. Siz denerseniz sonucu sizden öğreniriz.
Yem tohumlarından kasıt yonca, korunga, fiğ vb. ise elbette olur. |
Merhabalar, konuya Frasız ama içeriği de okuyan biri olarak aklıma gelen bir soru var.
İrfan Çayı'nda "Allelopatik özelliğe sahip bitkiler" kullanılırsa sonuç nasıl olur. Bu çeşit bitkilerin "Allelopati" özelliğini kazandırdığı etken kimyasalları, çayın oluşum esnasında veya sonrasında ayrışıp etkisiz hale gelir mi? Aslında bu "Allelopatik etki" konusu biraz genel, İrfan Çayı'nın yanında Kompost çayı, enzim gibi diğer yöntemlerle de ilgili. Cevap daha önce bir yerlerde verilmiş olabilir ama ben ya okumadım ya da hatırlamıyorum. Gereksiz sormuş isem özür dilerim, cevap veren olursa da teşekkür ederim... |
2 Eklenti(ler)
|
Bu bakımdan denemedim ama olabilir. İçinde, ölçülen mineraller dışında amino asitler, diğer organik asitler vb. bir çok başka şeyin olması kuvvetle muhtemel.
|
Alıntı:
|
Sadece kadifeden oluşan bir çay yaparsak,ortaya ilaçlamada kullanılabilir bir şey çıkar mı?
|
Alıntı:
|
Harika.O zaman yetiştireceğim kadifelerin yapraklarını irfan çayı yaıp ilaçlama niyetine bitkilere püskürtebilirim. Ya da önlem olarak...
Deneyip sonuçları gözlemlemeye çalışacağım. Şu incelemeler konusunda doğasever yardım edebilir belki?Kendisi em yararlarını araştırmıştı.Bu çayı da inceleyebilir. |
1 Eklenti(ler)
|
Molibdene kadar ölçmüşler :)
İlk kolon test sonuçları diyor. Diğer iki kolon nedir? |
ikinci kolon bu sıvı 2.6 mS/cm olarak hazırlansaydı olacak değerleri gösteriyor.
üçüncü kolon domates için yaklaşık değerler. |
İlk analiz ile son analiz arasında;
Kalsiyum ve magnezyum hemen hemen aynı kalmış, buna karşın potasyum azalmış, kükürt epey azalmış görünüyor. Amonyum azotu 7 ppm, nitrat azotu 60ppm olmak üzere toplam azot 67 olarak ölçülmüş. Göreceli olarak biraz az çıkmış. 2.1 EC için 100 ppm'in üzerinde olmasını beklerdim. Üçüncü kolonda belirtilenlerin domates için referans değeri olduğu söylenmiş. Hangi formül esas alınmış bilmiyorum. Ben inorganik besleme ile yaptığım denemelerde beş aşamalı Florida Ün. formülasyonlarını kullanmıştım. Orada son aşamadaki azot 150 ppm, üçüncü kolondaki toplam 242 ppm azottan epey farklı. Formüllerdeki fosfor seviyesi de epey değişken. Florida 50 ppm derken Hoagland 31 ppm demiş. Elbette bu formüller herhangi bir mikroorganizma aktivitesi olmaksızın steril solusyon ile inorganik besleme için. Buna göre 7'nin üzerindeki PH seviyesi de kabul edilemez zaten. Bu bakımdan İrfan çayının işlevi ve steril ortamda inorganik besleme tamamen farklılaşıyor. Hidroponik katı ortamda kaliforniya biberi yetiştirirken inorganik EC 3, PH 5 ile organik EC 1,3 irfan çayının bitki beslemede aynı sonucu verdiğini denediğimi daha önce yazmıştım (İrfan çayında PH ile ilgilenmiyoruz, neyse o -su kötü olmamalı elbette). Bunun sebepleri birden fazla. Birincisi, minerallerin formları, ikincisi 12'den daha fazla mineral, üçüncüsü mikroorganizmalar ve bunların biyokütleleri. Öte yandan analiz sonucu ölçülen ölçülmeyen ancak bitkinin ihtiyaç duyup topraktan alıp yapraklarına depoladığı tüm minerallerin mevcudiyetini ve biribirlerine göre olan dengelerinin olması gerektiği oranlarda olduğunu gösteriyor. Bir başka önemli bir şey de, çoğu hidroponik formülasyonu birincil, ikincil, mikro toplam 12 element üzerine kuruludur. Oysa yakın zamanlarda Na, Cl ve Si başta olmak üzere daha bir çok elementin bitkiler tarafından kullanıldığı tesbit edildi ve bazı hidroponik uygulamalarda kullanılmaya başlandı. Söz gelimi bu araştırmada domateste silisyum eksikliğinin etkilerini araştırmışlar. Hoş, formülasyonlarda olmamasına rağmen bazı büyük seralarda hızlı hasat için hasat öncesi domatese yapraktan potasyum silikat verildiğini biliyoruz. Bunu ham meyveye kırmızı renk vermek için yapıyorlar ama bitki de silisyum almış oluyor :) |
Otların içinde en az olan sirken bitkisiydi, sanırım bunun azlığı bundan kaynaklı? Şuan seradaki marullarda hiçbir gübre eksikliği belirtisi yok. Havalar 1-2 gün güneşli gitse etkisi daha çabuk anlaşılacak.
Azotun düşük olması benim açımdan şu şekilde iyi, zaten fazlasıyla hayvan gübresi kullanıyorum. Özellikle marullarda hasada 2 hafta kala potasyum ve kalsiyum ağırlıklı gübreleme yapıyorum. Bu tamda ona uygun gibi. Sizin yetiştirdiğiniz biberdeki renge çoğu üretici ulaşamaz bile. Bitkinin renginden sağlıklı olduğu anlaşılıyor. Çayda yer alan elementler fazla veya az olsada bitki kendine uygun ortamı sağlamış. Son paragraftaki konu biraz gelecek ile ilgili olsa gerek. Şuan toprakta olan Na, Cl ve Si gibi elementleri bitki kullanıyor ama az kullandığı için şimdilik temin edebiliyor. Konu dışında bir soruda ekleyeyim. Şimdi katı ortamda ürünler yetiştirdiğimiz zaman Ec değerini belli aralıklarda tutuyoruz. İlk sulamada İrfan çayı kullandık, ikinci sulamada sadece su verdik. Verdiğimiz bu su Ec değerini sıfırlıyor mu? Kısaca geri dönüşteki suyun Ec değerine göre yeni Ec belirlemek gerekir mi? |
Alıntı:
Katı ortam toprak ise zaten herhangi bir sorun yok. |
Alıntı:
Çay yapımında kullandığınız sudaki Na, Cl ve Si miktarlarını bilemiyeceğim. Ancak yaptığınız çaydaki ölçümler; Na 39 ppm, Cl 78 ppm, Si 15 ppm şeklinde. Bu değerlerin mikro element miktarlarına göre defalarca kere daha yüksek oluşuna dikkat. Şayet bu değerler olduğu gibi kullandığınız sudan gelen değerler değil de yapraklardan çaya geçen değerler ise anlamı çok büyük. Bu kadar büyük miktarlarda Na, Cl ve Si'nin yaprakta ne işi var? (Bu durumda suyu da analiz etmek şart oldu gibi :) Elbette bu durum topraksız uygulamalar için geçerli. Toprakta bol miktarda silisyum var zaten. |
National geographic belgeseli bile olur bu konudan. Bunlar fazla ise anlamı çok yüksek, devamı reklamlardan sonra. :)
Bu durum hangi açıdan zararlı veya yararlı olacaktır. İlk ürünleri dikip hasat edersek, yeterli miktarda kaynak gelecektir. Birde döngüyü kurarsak bol bol analiz yaptırırız. |
Na, Cl ve Si çay yapmak için kullandığınız sudan gelmiyor da yapraklardan geliyor ise bitkilerin Na, Cl ve Si ihtiyacı konusunda bize çok net bir şey söylüyor demektir. Özellikle topraksız uygulamalarda dikkate alınması zaruri bir durum.
Na, Cl ve Si kullandığınız sudan geliyor ise 39, 78 ve 15 ppm oranları bir su için bence çok yüksek. Bu durum da sizin için önem arzediyor. |
Sadece bunları analiz yaptırabilirsem sorunu hemen çözeceğiz. Diğer türlü anca mart ayını bekeleceğim. Bu sene toprak analizinide yenileteceğim.
Şimdi şöyle bir durum aklıma geldi; bu içerikler fazla olduğu için bitkide olumsuzlar gözükmesi gerekli. Ama topraklı serada uyguladığım alan, kimyasal gübre ile eşit seviyede gidiyor. Durum burda biraz karışıyor gibi. Yarın ilçe tarımı ziyaret edeceğim, onlarda ilçenin tüm bölgelerindeki analiz sonuçları vardı. |
Alıntı:
Son yazılanları okuyunca aklımdan geçenler şunlar oldu : Şayet, Na, Cl ve Si değerleri sudan gelmiyorsa çay yapımında kullandığınız bir veya birkaç bitkinin bu yöndeki ihtiyaçları çok olabilir, yabani bitkilerin güçlü karakterleriyle kimbilir, belki bir bağ kurulabilir veya topraklı ortamda çaydan nasiplenen ürünler toprağın karmaşık, canlı-cansız örgün yapısı düşünüldüğünde ihtiyaçlarından fazlasını almıyor, alamıyor veya bu yapı içerisinde bu elementlerin alınımı erteleniyor olabilir veya bu ürünler bu miktarları alıyor ve olumsuz etkilenmiyor olabilir ki eğer böyleyse bu ürünlerden yapılan bir çayın değerleri nasıl çıkar acaba? Yine yüksekse ilginç olur hakikaten. |
Bir araştırmada, domatesin silisyum ihtiyacının ne olduğunu ve verilen silisyumun bitki üzerindeki büyüme, su kullanımı ve karbon dioksit değişimi (fotosentez) etkilerini incelemişler.
Buna göre; Topraksız ortamda, a.Kontrol (silisyum olmadan), b. 0,6 mmol/l Si, c. 1,2 mmol/l Si, d. 1,8 mmol/l Si, şeklinde dört farklı uygulama yapılarak sonuçları ölçülmüş. Yapraklardaki silisyum içeriği Kontrol grubuna göre a.%250, b.%403, c.%552 daha fazla olmuş. Peki yapraklarda silisyum içeriği daha fazla olmuş da ne olmuş? b. ve c. de bitkiler daha fazla büyümüş, bitkilerin klorofil içerikleri daha fazla olmuş. d de kayda değer fark bulunamamış. Net fotosentez oranları b.de %15, c.de %23 artmış, Silisyum miktarı arttıkça bitkinin terleme oranı düşmüş. Dolayısıyla silisyum bitkinin su kullanım verimliliğini arttırmış. Bu araştırmada domates için en uygun silisyum oranının c. yani 1,2 mmol/l olduğunu tesbit etmişler. 1,2mmol/l de atom ağırlığı 28,085gr olan silisyumun litredeki konsantrasyonu 33 ppm ediyor. Yani çaydaki silisyum bu araştırmadaki b. şıkkına karşılık geliyor. O da iyi :) |
Yaprakta bulunan elementler, yaklaşık olarak aynı oranda mı çaya yansıyor? Elementlerin çaya karışma oranı, şartlara göre farklılık gösteriyorsa sonuçlar yanıltıcı olabilir.
|
Bugün şöyle bir bilgi aldım, önceden su analizi için bayağı çalışma yapılmış. Özellikle çay bölgesi yani bizim olduğumuz alandan başlayıp çayın sonuna kadar incelenmiş.
Bulunca ayrıntılı olarak ekleme yapacağım. Şuan en temiz bölge bizim bölge ile başlayıp otellerin olduğu kısma kadarmış. Bundan sonrası için felaket. Nedeni ise atıklar.. Sodyum ve ph oranı bizim oralarda 1.10-7.0 iken bir köy aşağıda 1.40-8.0, sonraki köy arasında 1,70-9.0 son kısımda ise 1,70-10.0 arasında degısıyormus. |
Alıntı:
|
Forum saati Türkiye saatine göredir.
GMT +2. Şu an saat: 19:33. (Türkiye için GMT +2 seçilmelidir.) |
Forum vBulletin Version 3.8.5 Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0
agaclar.net © 2004 - 2025