agaclar.net

agaclar.net (https://www.agaclar.net/forum/)
-   Temel Konular (Toprak, Gübre, Tohum, Sulama) (https://www.agaclar.net/forum/temel-konular-toprak-gubre-tohum-sulama/)
-   -   Kaolin (Kaolen) Kili (https://www.agaclar.net/forum/temel-konular-toprak-gubre-tohum-sulama/21025.htm)

MeyveliTepe 26-06-2011 22:03

6 ürün karşılaştırması - 3
 
1 Eklenti(ler)
İçine PH'ını 7'ye ayarladığımız eşit miktarlarda su doldurduğumuz altı bardak hazırlayıp numaralıyoruz.

Eklenti 228434

MeyveliTepe 26-06-2011 22:13

Uygulama solusyonunu simüle etmek üzere bu bardaklara her örnekten birer ölçek koyarak solusyon haline getirmeliyim.

Bu esnada çözmemiz gereken bir soru var. Örnekleri bardaklara koyarken tartarak mı koymalıyım, yoksa eşit hacimlerde mi koymalıyım? Bir önceki testte gördüğümüz gibi birim hacimde büyük ağırlık farkları var.

MeyveliTepe 26-06-2011 22:17

Aslında mantıken olması gereken her bardağa eşit sayıda parçacık koymalıyım. Çünkü bu parçacıklar yaprak ve meyvelerin üzerinde katman oluşturacaklar. Dolayısıyla en uygun olan her örnekten eşit yüzey alanı oluşturacak kadar parçacığı bardağa koymak olmalı. Parçacıkların ağır ya da hafif olması metrekareyi etkilemiyor.

MeyveliTepe 26-06-2011 22:35

Buradan hareketle, ve her ürün için mikron seviyesinde parçacık büyüklüğü bildirildiğine göre hacim ölçüsünü kullanmaya karar veriyorum.

Aslında burada da, küçük mikron parçacık boyutu olanlara haksızlık ederek bir hata yapıyor olacağız. Söz gelimi, <2 mikronlu bir malzemede aynı hacimde daha çok parçacık varken >2 mikron parçacık boyutlu malzemede aynı hacimde daha az parçacık sayısı olur.

Bu durumu ihmal ediyoruz.

zafersu 26-06-2011 22:38

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi MeyveliTepe (Mesaj 828008)
Aslında mantıken olması gereken her bardağa eşit sayıda parçacık koymalıyım. Çünkü bu parçacıklar yaprak ve meyvelerin üzerinde katman oluşturacaklar. Dolayısıyla en uygun olan her örnekten eşit yüzey alanı oluşturacak kadar parçacığı bardağa koymak olmalı. Parçacıkların ağır ya da hafif olması metrekareyi etkilemiyor.

Ama o zaman satılan ürünlerin kullanma talimatına ters olmuyor mu?
Bildiğim kadarıyla kullanma talimatları, uygulama yapılacak alana göre miktar (genelde ağırlık) belirtiyor. Tüketiciler de o talimata uyarak uygulama yapıyor.
Kolay gelsin.

MeyveliTepe 26-06-2011 22:56

Sn.Zafersu, satılan ürünlerin talimatlarının normalde her bir ürünün alan kaplama kapasitesine göre veriliyor olması gerekir. Satıcı, ürününün her bir gramının kaç metrekare alan kapladığını biliyorsa solusyon ölçüsü buna göre olmalı. Fakat işin esası parçacık sayısı olduğuna göre, satıcılar kendi ürününün kaç gramının söz gelimi 10 metrekare kapladığından yola çıkararak 100 litre suya şu kadar kilo demelidirler.

Çoğunlukla verilen ölçü literatüre girmiş ürünlerin tipik ölçülerine benzetilerek veriliyor. Oysa bu tamamen hatalı. Söz gelimi, 5 ve 6 numaralı ürünleri alalım. Birinin bir litresi 272 gr, diğerininki 810 gr. Bir litre 5 numarada kaç parçacık vardır ve kaç metrekare film oluşturur, bir litre 6 numarada kaç parçacık vardır ve kaç metrekare film oluşturur.

Bir an için parçacık boyutlarının aynı olduğunu düşünelim. Bu durumda her iki ürünün birer litresi aynı miktarda alan kaplar. Bu durumda söz gelimi 5 numara 100 litreye 5 kilo kullanılacaksa, 6 numaranın 14,8 kg kullanılması gerekir. Buradan da ürün ağırlığından bağımsız olarak hacim'in doğruya en yakın sonuç verdiği yargısına varabiliriz.

Satıcı talimatları bu gibi bir hesabı içermiyor ise zaten şüphe ile karşılamak gerekir.

Lilium 26-06-2011 23:42

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi MeyveliTepe (Mesaj 827997)
aslında yazılıp çizilenlerin içinde her şeyin detayı mevcut.

Daha önceki yazılanları söylüyorsanız,
Yazılan ve çizilenler hafızalarımızda durmayabiliyor unutabiliyoruz, bir ürünü kullanıp üzerinde konuşmak başka bir şey, altı ürünü yanyana koyup uygulamak ya da kullanmak bunların üzerine konuşmak başka bir şey.

Bu imkanı yakalayıp bizlere de görsel olarak sunduğun için teşekkür ederim.

Bu konuda ticari bir çıkar ve işiniz olmadığını bildiğim içinde sizin bu deneyiminizi merakla güvenle takip ediyorum.

Birde ürünün mikron oranı çok mu önemli, diyelimki, biri 2 mikron diğeri atıyorum 5 mikron, bir litrede her ikiside 500gm, 5 mikron olanda suda çözülüyorsa (tortu çökelti yapmıyorsa) her ikisininde kaplama alanı aynı değilmidir.

Konuyu bölmemek adına daha sonra sileceğim.

MeyveliTepe 27-06-2011 00:27

4 Eklenti(ler)
Sevgili Lilium,

Fiziksel olarak parçacık boyutu büyüdüğünde kaplanan alan küçülür. Fakat parçacık boyutunun önemli oluşunun sebebi bu değil.

Parçacık Film Teknolojisini geliştiren ekibin gerek kendilerinden önce yapılmış tüm benzer çalışmalar gerek kendilerinin yaptıkları çalışmalar sonunda parçacık film'in olması gereken özellikleri şöyle belirlemişlerdi.

1. Kimyasal olarak inert (reaksiyona girmeyen) mineral parçacıklar,
2. Parçacık çapının <2 mikron olması (teorik olarak tamamının),
3. Homojen bir şekilde yayılıp film oluşturabilmesi,
4. Oluşan filmin yapraklar ve hava arasında gaz alış verişini engellemeyecek şekilde geçirgen olması,
5. Fotosentetik olarak aktif radyasyonu geçirmesi fakat ultraviyole ve infrared radyasyonun bir kısmını geri yansıtması,
6. Zararlının bitki üzerindeki davranışını etkilemesi,
7. Hasat edilen ürünlerin üzerinden temizlenebilmesi
(Not: Bu özellikler sonuç değil, çalışmalarına devam etmek için belirledikleri asgari şartlar idi)

Elbette bu özelliklerin her birinin arkasında sağlam, ölçülmüş bilimsel saptamalar var.

Parçacık boyutu dediğiniz için o açıdan bakmaya çalışalım. Parçacık boyutunun yukarıdaki 2, 3, 4, 5, 6 nolu özelliklerin hepsiyle ilgisi var.

2 numarada zaten net olarak adını koymuşlar.

3 numara fiziksel olarak küçük parçacıkların film oluşturmaya elverişli olmasıyla ilgili,

4 numara yapraklardaki nefes alıp veren minik ağızların (stoma) tıkanmaması (ki uygulama yapıldığında onlar da örtülüyor), bu ağızların deyim yerindeyse üzerlerindeki parçacıkları kolayca üfleyebilmesi.
Eklenti 228445
Bu mikroskobik resim bir elma yaprağının uygulamadan hemen sonrasını gösteriyor. Minik ağızcıklar da örtülmüş.

Eklenti 228446

Bu resim ise uygulamadan üç gün sonrasını gösteriyor. Minik ağızcıklar üstlerindeki parçacıkları üfleyebilmişler. Bu parçacıklar 2-3 misli daha büyük ve ağır olsaydı ne olurdu? Fotosentez olumsuz etkilenirdi. Muhtemelen buna da bakarak parçacık boyutunu belirlemişler.

5 numara, oluşan film tabakasının PAR ışınlarını (görebildiğimiz faydalı ışınlar) geçirirken, yanıklara sebep olan UV ışınlarını ve ısıya sebep olan IR ışınlarını yansıtması. Parçacık boyutunun buradaki önemi, belli bir optik özelliğe sahip film katmanının elde edilebilmesiyle ilgili.
Eklenti 228449
Yüzeydeki tanecikleri görebilirsiniz. Bu taneciklerin 2-3 misli daha büyük olması bu yüzeyi oluşturmaz.

6 numara ile ilgili detaylı olarak yazacağım. Fakat tek bir resim ile kolaylıkla anlaşılır.
Eklenti 228450
Bu yaratığın üzerine yapışmış taneciklere bakalım. Sarı dairenin çapı 10 mikron. Bu dairenin boyutu ile parçacıkları oranlayın. Daha büyük taneciklerin zararlıya aynı şekilde yapışıp rahatsız edebilmesi mümkün olamıyacaktır.

MeyveliTepe 27-06-2011 01:10

6 ürün karşılaştırması - 3
 
1 Eklenti(ler)
Eklenti 228453

Yanlış anlaşılmasın, bunlar başka bir şey değil.

Her bir bardağa, numaralandırdığımız örnekten 15ml'lik ölçeğimiz ile birer ölçek koyup karıştırıyoruz.

Safranlı 27-06-2011 10:12

Sizlere gercekten yürekten tesekkur ederız
ilgiyle takıp edıyoruz

Sabry 27-06-2011 14:29

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi soilless (Mesaj 824237)
Şimdii

Kaolin kili ve mineralli kaolin kili ve kaolin kili içeriğinin patentli, formülasyonlu, içerik ve şartlarının değerlendirmesini üstadlarımızdan okuyoruz. Çok değerli ve çok çaba ve emekle oluşturulan, zeka ve tecrübenin katkısı olmadan olmaz geçmiş ve bugün kaolin şartlarını okuyıruz.

Bu noktada sorum şudur hem basit ve anlaşılır ve de net hem maliyet, hem ülke döviz rezervi, hem üreticiye uygun koruyucu ...istler kazandırmak anlamında ÜLKEMİZDE ki kaolin kaynaklarından safsızlıklarının ayrıştırlması ve de gerekli rafine ve de kalsine yatırımlarının yapılması şartı ile üreticiye ucuz ve uygun <2 mic, 90% saf, 85% beyaz patent sorunu olmayan kaolin kili elde etme şansı var mı yok mu?

Sorumum tüm değerli araştırmaların ve üreticilerin açısından net yanıtı olacağını düşünüyorum?

Bu şans Var mı yok mu?

Sayın Soilless,

Yıllarca Türkiye de rafine kaolin üretmiş ve şu anda da ithalatını yapan, 20 yılı aşkın bir kaolin tecrübesine sahip olan biri olarak tarımda kaolin kullanımı konusundaki yazışmaları zevkle izliyorum. Ziraat ve tarım kesinlikle konum olmadığı için sadece kaolin ile ilgili birkaç konuyu belirtmek isterim.

Benim bildiğim kadarı ile Türkiye de şu anda rafine kaolin üretimi yapılmıyor. En son 2002-2003 yıllarına kadar Aksaray ilinde biz üretim yaptık. Pazar payının yetersizliği nedeni ile fabrika kapandı. Ayrıca Türkiye de gene benim bildiğim kalsine kaolin üretimi de yapılmıyor.Özellikle bildiğim kadarı ile diyorum çünkü 2003 den beri üretim yapmıyor ithalat yapıyoruz. Bu tarihten sonra açılan fabrika duymadım ama araştırmadım da. Her ikisinin üretimi de pazar payı itibarı ile rantable değil. Yapılacak yatırımı karşılamaz. Ayrıca kaolin yatakları açısından zengin olan ülkemizde yukarıda bahsi geçen marka kaolinlerin yapısal ve kimyasal özelliklerinden biraz daha farklı kaolinler bulunur. Genellikle SiO2 oranı oldukça yüksek Al2O3 oranı da düşüktür. Serbest silis oranı yüksektir. Beyazlık değeri en fazla 82-83 de (R457) kalır. 93-95 beyazlıkta doğal kaolin yoktur. Bu değerlere ulaşmak için bleaching ve/veya manyetik seperasyon ardından kalsinasyon yapmak gerekir.
Yerli olarak ziraat amaçlı üretilen ürünlerin yapısal açıdan adı geçen ithal markalardan biraz farklı olduğunu düşünüyorum. Uygulama ve neticeleri konusunda görüş bildirebilecek bilgiye sahip değilim.

Farklı tiplerdeki kaolinlerimiz farklı arkadaşlar tarafından ziraat uygulamalarında deneniyor. Net netice alındığında sizler ile paylaşacağız.

Selamlar

MeyveliTepe 27-06-2011 20:47

6 ürün karşılaştırması - 3
 
2 Eklenti(ler)
Eklenti 228759
Bardaklarda solusyonları hazırladıktan sonra dikkatle izlemeye başladım. Karışımların çökme süreçleri de biribirinden farklı idi.

1 Numara bir müddet homojen bir solusyon olarak kaldı, sonra birden bire ve çok kısa sürede tamamı çöktü. Bu durum, örnekteki parçacık büyüklüklerinin neredeyse hep aynı olduğunu, büyüklükler arasındaki standart sapmanın çok küçük olduğunu gösteriyor. Çöken malzeme bardak dibinde 2 santim kadar doldurdu.

2 Numara, bir numara kadar bir süre solusyon halde kaldı, sonra yavaş yavaş çöktü. Çökme başlangıç ve bitiş süresi arasındaki fark yaklaşık 15 dakika kadardı. Çöken malzeme bardak dibinde 2 santim kadar doldurdu.

3 Numara, kısa bir süre sonra malzemenin az bir kısmı hızla çöktü fakat geri kalan 2 numaradaki gibi davrandı. Çöken malzeme bardak dibinde 2 santime yakın ama bir-iki milimetre kadar daha az bir hacmi doldurdu.

4 Numara, bir numaradan biraz daha uzun süre solusyon olarak kaldı sonra o da berrak bir suyu üstte bırakarak birden bire çöktü. Ancak, bu örnek diğerlerinden farklı. 1-2 saat sonra tekrar karıştırıp bıraktığımda çok uzun bir süre solusyon olarak kaldı. Esas sürpriz ise çöken malzeme miktarındaydı. Bu sefer 5 santime yakın bir hacim doldurdu.

Bu şunu gösteriyor. Küçük hacim tutsun diye bu malzeme bir işlemden geçirilip minik toplar haline getirilmiş. 15ml ölçek ile bardağa koyup ilk karıştırdığımda topçuklar önce çözülmedi ve çöktüğünde diğerleri ile aynu miktar gösteriyordu. Fakat bekledikten sonra tekrar karıştırıldığında minik toplar tamamen ayrışmış idi. Yani bu örneğin kuru 15ml'si aslında diğer örneklerin üç misline yakın malzeme içeriyor.

5 Numara, 2 numara gibi davrandı.

6 Numara, bardağa konar konmaz büyük bir hızla çöktü. Üstte bulanık bir su bırakarak tamamı dibe indi.
Eklenti 228760

MeyveliTepe 27-06-2011 20:54

Buradan çıkaracağımız bir sonuç, 4 numara hariç diğer malzemeler ağırlıkları ne olursa olsun eşit hacimde benzer malzeme miktarları içeriyorlar.

4 Numaranın bir litresi 806 gr gelmişti, fakat diğerlerine göre kabaca 2,5 misli malzeme içeriyor. Buradan da bakkal hesabıyla ambalaj topçukları dağılmış halde serbest yoğunluğunun az hata ile 806/2,5 = 322 gr olduğu sonucuna varırız.

Buraya kadar soru ya da yorum var mı?

MeyveliTepe 27-06-2011 22:30

6 ürün karşılaştırması
 
1 Eklenti(ler)
Eklenti 228813

MeyveliTepe 27-06-2011 23:25

Gerek veriler, gerekse yaptığımız basit karşılaştırmalara göre spesifikasyonlar bakımından elimize ulaşan örneklere göre kullanılabilir üç ürün var.

1 numara çok iyi bildiğim ama hiç kullanmadığım, 5 numara başından beri hep kullandığım ve performansını çok iyi bildiğim bir ürün.

4 Numara çok ilginç, kalsine olsaydı mutlaka denemek isteyebileceğim bir ürün. Kalsine olmayışı kullanımı engelliyor.

6 numara kaolin değil. Broşüründe yazdıklarıyla malzeme arasında ilişki kurulmasını sağlayacak en küçük bir veri dahi yok.

3 numara rafine ve kalsine değil, bildirilen parçacık boyutu problemli.

Standardın tamamen dışında olan olan 6 numarayı hariç tutarak bir an için diğer ürünlerin hepsinin mükemmel kalite ve uygunlukta olduğunu varsayıp fiyat durumlarına bakalım.

İlk başta ucuzmuş gibi görünenlerden bazılarının aslında çok pahalı olduğu anlaşılıyor. Burada gözümüze çarpan iki ürünün her durumda ucuz olduğunu görüyoruz. Bunlardan bir tanesinin ise hiç kırmızı ya da turuncu durumu yok. Bir açık sarı dışında tamamı yeşil.

2 numara, daha önce varlığından haberdar olmadığım bir ürün. Bahaneyle kurcalayınca çıktı. Rafine edilip safsızlıklardan arındırılmış, kalsine edilmiş, Parçacık boyutu analiz raporuyla tesbit edilmiş olarak %82'si 2 mikrondan küçük, standart kabul edilenden sadece %8 sapması var. 1lt'sinin ağırlığı normal ve yaptığım ölçüm ve analiz raporu sadece %10 fark etmiş ki töleransların içinde sayılır.

Bu ürünün fiyatı ise çok çarpıcı. Kg fiyatı 1,2 TL. Litre fiyatı 44 kuruşa geliyor. Parçacık boyutuna göre yaptığım göreceli fiyatlandırmada ise 1 litre ve tamamı <2 mikron parçacık fiyatı 54 kuruş. Bu ürünün 1 gramı 15-20 metrekare yüzey kaplama kapasitesinde ki, bu bakımdan 1 ve 5 numaralar ile aynı kulvarda.

Kaolini rafine edip silika kristallerinden, diğer mineraller ve ağır metallerden ayırmak önemli bir maliyet. Bu işlem sırasında malzemenin en az %15-20'si ayrılmış oluyor. 1100 derecede kalsine etmek ise çok daha fazla bir maliyet. Parçacık boyutunun ayarlanması ise özel tesis ve cihazlar gerektiriyor. Bu kadar maliyete rağmen bu fiyat fazlasıyla dikkat çekici.

Bu ürünü derhal sahada denemem gerekir diyorum ve deniyorum.

MeyveliTepe 27-06-2011 23:38

5 Eklenti(ler)
Üç hafta önceki kaolin uygulamasından sonra naşi'lerin sürgünleri 70'er santim uzamıştı. Sürgünler korumasız kaldı diye yeni ürünle uygulama yapmaya karar verdim.

Eklenti 228830

Ürünün beyazlığı alıştığımdan farklı değil. Bu beyazlık ve parlaklık kalsine etmekten geliyor.

1100 derecede kalsine edilen kaolinin formülü değişiyor. Amorf bir yapıya kavuşarak her bir parçacığın yüzey alanı genişliyor. Optik özelliklerinin değişip PAR geçirirken UV ve IR yansıtmasının sebebi de bu.

Eklenti 228831

Kovada karıştırıp şarjlı sırt pompasıyla atıyoruz. Zeytinin çiçek işi bitince taral ile tüm bahçeye atacağız.

Eklenti 228832

Uygulamada her zamankinden bir fark görmedim. Pompayı bitirince hemen deposunu açıp dibine bakıyorum. Beklediğim gibi kalan tortu sıfır. Benzeri ürünlerdeki homojen suspansiyon oluşturma özelliği bunda da var. Bu da rafine ve kalsine edilmesinden kaynaklanıyor olabilir.

Eklenti 228833

Sonuç iyi.

Eklenti 228834

Bu da naşilerin damlama sulama ana borusunun dibinde kendi kendine çıkmış bir kabak. Uygulama bittikten sonra farkettim. Ona uygulama yapmadım ama arada sebeplenmiş.

MeyveliTepe 27-06-2011 23:44

2 Eklenti(ler)
Eklenti 228836

Uygulama sırasında ürünün zerrecikler halindeki suyla taşınıp tutunması çok iyi.

Eklenti 228837

İş bittikten sonra kollarımın bu hale geldiğini farkettim. Parçacıklar cilde ulaşmadan tutunmuş.

ahmet salih 28-06-2011 09:54

Tebrikler sn; meyvelitepe , güzel bir çalışma, eskilerin deyimiyle pehlivan tefrikası gibi merakla takip ediyoruz. elinize sağlık , kolay gelsin.

feyzon 28-06-2011 10:11

Tebrikler ve teşekkürler sayın Meyvelitepe. Organik tarım konusunda yaptığınız çalışmalar gerçekten çok önemli ve güzel. Ortaya çıkan ürünlerin titizlikle araştırılması, körü körüne kullanılmaması konusunda herkese ders niteliğinde bir tutumunuz var. Çalışmalarınızda başarılar dilerim. Sonuçlarınızı merakla bekliyoruz. Kolay gelsin.

denizakvaryumu 28-06-2011 10:32

Sn.MeyveliTepe
bu çalışma doktora tezi gibi bir çalışma oldu.
Ellerinize gözünüze sağlık.

1 ve 5 in hangi marka olduğunu tüm yazılanlardan çıkarıyorum ama bu 2 numaralı ürün neyin nesidir?

MeyveliTepe 28-06-2011 10:45

Akşam açıklayacağım bütün numaraları.

Ozi'nin Bahçesi 28-06-2011 12:34

Gene süper bir çalışma yapmışsın abi.
Bana fazla kaolin var alabilirsin demiştin ya, 2 numara tercihimdir.
Selamlar görüşmek üzere.

MeyveliTepe 28-06-2011 14:50

Türkiyede Kaolin
 
2 Eklenti(ler)
Kaolin, Willia Cookworthy'nin 1745'de çin işi porselenlerin malzeme kaynağını aramasıyla Avrupa tarafından keşfedilmesinden çok önce, Çinde ilk çıkarıldığı tepenin adı olan Kao-Ling ismiyle anılıyordı. Sonraları avrupalılar bu malzemeye çin kili de dediler.

Literatürde, kaolin oluşumu ve sınıflaması ile ilgili olarak birçok kaynak bulunmaktadır. Bristow (1977) ve Kuzvart (1984), kaolin oluşumlarını birincil (primary) ve ikincil (secondary) kaolin olarak sınıflandırmışlardır.[1]

Birincil kaolin yatakları, feldispatların veya diğer aluminyum silikat içeren kayaçların alterasyonu ile yerinde; ikincil kaolin yatakları ise birincil oluşan kaolinin zamanla su ile taşınıp daha uzak bölgelerde yeniden çökelmesiyle (sedimantasyon) oluşmuşlardır.[1]

Dünyada, üç önemli bölgede üretilen kaolinler üstün fiziksel fizikokimyasal ve reolojik özelikleri nedeniyle uluslararası pazarlarda yüksek talep görmektedir. Bunlar; A.B.D.’de Georgia ve South Carolina yatakları (ikincil-sedimentary kaolin), İngiltere’de Cornwall bölgesi yatakları (birincil-primary kaolin) ve Brezilya’da Aşağı Amazon bölgesi yataklarıdır (ikincilsedimentary kaolin). Bu kaolinler yüksek beyazlık kalitesi, göreceli olarak düşük viskozite ve yüksek katı konsantrasyonu (%70) gibi özellikleri ile dikkat çekmektedirler.[1]



Tablo 2. Ülkeler bazında kaolin üretim miktarları (USBM, BGS ve Roskill tahminleri).

Ülke Üretim (ton)
A.B.D 8.008.000
Brezilya 1.708.000
Meksika 330.000
İngiltere 2.100.000
Çek Cumhuriyeti 913.000
İspanya 360.000
Fransa 375.000
Almanya 700.000
Türkiye 325.000
İran 550.000
G.Kore 2.400.000
Çin 2.175.000
Hindistan 700.000
Ukrayna 275.000
Endonezya 515.000

Türkiye’de, bilinen kaolin yatakları Balıkesir-Sındırgı-Düvertepe, Çanakkale,Bursa-Mustafa Kemal Paşa, Kütahya, Uşak,Eskişehir, Bolu, Sivas-Zara, Niğde-Aksaray,Nevşehir-Avanos’da bulunmaktadır. Bu yatakların tümü hidrotermal alterasyonla oluşmuş volkanik kökenli birincil (primary) kaolin yataklarıdır. Volkanizmaya koşut muhtelif alterasyon süreçlerine bağlı olarak, yataklanma sırasında yapıya karışan sülfürik asitin de etkisiyle kaolinlerimiz hemen hemen tümüyle alünit içermektedir.[1]

M.T.A.’nın ülke çapında (İstanbul-Kilyos Şile, Balıkesir-Sındırgı-Düvertepe, Doğu ve Batı Karadeniz, Nevşehir, Niğde-Aksaray,Bilecik-Söğüt, Eskişehir-Mihallıçık) sürdürdüğü sondajlı arama faaliyetleri sonucu tüm bölgelerden toplanan numunelerin analizleri yapılmış ve raporları yayınlanmıştır. Ancak, istikşaf mahiyetinde yürütülen bu çalışmalar 1980’li yıllar sonrasında rezerv etüdüne geçirilemeden bilinen nedenlerle bırakılmıştır. Bilinen tüm cevher zenginleştirme teknikleri kullanılarak alünitin kaolinden uzaklaştırılması için çalışmalar yapılmış ancak bütün çalışmalar alünitin kaolin içerisinde dissemine olarak dağılması nedeniyle olumsuz sonuçlanmıştır.[1]

Dünyada kaolin en fazla kâğıt sanayinde tüketilirken, ülkemizde en büyük kaolin pazarı beyaz çimento ve seramik sanayidir.[1]

Seramik üretim teknolojilerindeki gelişmelere bağlı olarak (hızlı pişirim tekniği, porselen karo (granito) üretimi, son üründe sıfır hata, v.b) pazara sunulan yeni ürünlerin yapımı için daha temiz kaolinlere ihtiyaç duyulması ve özellikle 1980 yılı sonrasında ithal hammaddelerde uygulanan gümrük vergilerinin de kalkmasıyla birlikte bazı fabrikalar yurtdışından kaolin ithalatına başlamıştır. Günümüzde, porselen ve sağlık gereçleri üretimi için Bulgaristan, Ukrayna ve İngiltere’den kaolin ithal edilmektedir. Bu kaolinlerin fiyatları 80 ila 250 USD/ton arasında değişmektedir.[1]

Kâğıt sanayisi için de benzer durum söz konusudur. Ülkemiz, kâğıt sanayisi için A.B.D., İngiltere, Brezilya ve Bulgaristan’dan değişik kalitelerde fiyatları 150 ila 350 USD/ton arasında değişen kaolinler ithal etmektedir. Çünkü bilinen yataklar içinde kâğıt sektörüne uygun kaolin üretilebilecek maden bulunmamaktadır.[1]

Bilindiği gibi 2004 yılında özelleştirme gerekçesiyle faaliyetlerine son verilen İzmit-Seka kâğıt fabrikası 1975 yılına kadar Kütahya-Gevrekseydiköy’den temin ettiği alünitli kaolinleri kullanmıştır. Fakat Dalaman kâğıt fabrikası kurulduğunda kâğıt makinelerini satan kuruluş, Kütahya-Gevrekseydiköy kaolinlerinin kullanılması durumunda makinalarına garanti vermeyeceğini belirtmişti. O yıllarda hızı çok düşük olduğu için fabrikada bulunan kâğıt makinelerinde gözlenmeyen aşınma problemi, kullanılan kaolinlerin tane iriliğinin tam olarak kontrol edilememesi nedeniyle matbaalarda ortaya çıkmıştı.[1]

Bunun üzerine, 1975 yılında Seka ile MTA arasında kâğıt sanayi için kaolin aranması ve özelliklerinin belirlenmesi için protokol yapılmış ve MTA bu amaçla laboratuvarlarını teçhiz etmişti. Ancak yapılan çalışmalar sonrası pazarlanabilir kalitede kaplama kaolini bulunamamış, bazı yataklardan dolgu kalitesine uygun kaolin üretilebileceği saptanmıştır.[1]

Düvertepe ve Çanakkale’de kaolin üretimi, yörede bulunan madencilik şirketleri tarafından selektif madencilik kuralları gözetilerek yapılmaktadır. Bu yataklarda kuvars ve alünit tane boyutu çok ince (dissemine) olduğundan, daha önce de belirtildiği gibi bilinen tekniklerle alünit ayrılamamaktadır. Rezervin yeterli olduğu alünitsiz bölgelerde ise silisli minerallerin dissemine dağılması nedeniyle Al2O3 tenörünün yükseltilememesi, ekonomik ölçekte zenginleştirme tesisleri kurulmasını mümkün kılmamaktadır.[1]

Kırılıp harmanlanarak veya maden ocağında teslim edilen ülkemiz kaolinleri, Al2O3 ve Fe2O3 içeriklerine göre 10-20 USD/ton bedelle satılmaktadır. Alünit ve silisli minerallerden, bilinen tekniklerle ekonomik olarak ayrılamayan ve kaolinit içeriği artırılamayan cevherin satış fiyatını yükseltmek mümkün olmamaktadır.[1]

Eklenti 229119

Sevgili Halil Önen'in kulakları çınlasın. Nereden duydu bilmiyorum. Kaliteli kaolinin Amerikaya gidip, öğütülüp geri gelmesi gibi bir durum yok.

Türkiye, kaliteli kaolin ihtiyacını karşılamak için ithalat yapmaktadır. MTA'nın 2010 yılı maden dış ticaret verilerine göre, ithal edilen madenler arasında kaolin ve kaolinli killer 424 bin ton ve 47,5 milyon $ tutarla altıncı sıradadır.[2]

Eklenti 229120



[1] Türkiye kaolin sektörünün analizi: Güncel durum ve sorunlar - Kibited 1(2) (2006) 73 – 80
[2] http://www.mta.gov.tr/v2.0/default.p...en-dis-ticaret

Safranlı 28-06-2011 16:51

çalışmalarınızı pür dıkkat takıp edıyoruz emegınıze saglık
sizlerin hakkı ödenmez

MeyveliTepe 28-06-2011 20:26

2 Eklenti(ler)

MeyveliTepe 28-06-2011 20:46

Fiyattan bağımsız, salt kalite bakımından benim kişisel tavsiye sıram;

1. Sunguard (rafinasyonu en iyi)
2. Surround
3. AT-80

Fiyatın çok önemli olduğu durumda ise;
1. AT-80
2. Sunguard
3. Surround

şeklindedir.

Delimus 28-06-2011 21:10

Sunguardda mermertozu filanda vardı diye biliyorum sunshaderda olabilir tam emin değilim , Sıralama için teşekkürler.
Benim gibi çok lazım olucak arkadaşlarada bende uygulama yaptıktan sonra paylaşmayı umuyorum.
Hemen hemen 3 /1 fiyatına geldi bize fakat sonuç ne çıkar görücez.

MeyveliTepe 28-06-2011 21:18

Aldığınız malzeme nedir? İyi bir şey ise onu da dahil edelim incelemeye.

agozce 29-06-2011 00:15

Sayın Meyvelitepe aklınıza emeğinize sağlık. Kafamdaki bir çok soru işareti yok oldu. Bu marka mı? Şu marka mı iyi?...

Çok teşekürler. Saygılar.

Delimus 29-06-2011 00:45

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi MeyveliTepe (Mesaj 828957)
Aldığınız malzeme nedir? İyi bir şey ise onu da dahil edelim incelemeye.

KAolin, maden işletmesinden rica ile aldım fakat kamyon bazında satış yapıyorlar numune bile göndermediler ...
Bizim iş bittiğinde ben gönderirim size isterseniz.


Forum saati Türkiye saatine göredir. GMT +2. Şu an saat: 07:31.
(Türkiye için GMT +2 seçilmelidir.)

Forum vBulletin Version 3.8.5 Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0
agaclar.net © 2004 - 2025