agaclar.net

agaclar.net (https://www.agaclar.net/forum/)
-   Temel Konular (Toprak, Gübre, Tohum, Sulama) (https://www.agaclar.net/forum/temel-konular-toprak-gubre-tohum-sulama/)
-   -   Kaolin (Kaolen) Kili (https://www.agaclar.net/forum/temel-konular-toprak-gubre-tohum-sulama/21025.htm)

Halil Önen 30-07-2010 22:58

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi MeyveliTepe (Mesaj 678299)
Ensar bey yazmışmıydı görmedim. Kaolini bu incelikte öğütmeyi nasıl başarmış? Okuduğum makalelerden birinde kaolinin 1930'lu yıllarda 60-70 mikronla (yanlış hatırlamıyorsam) denendiği ve tanecik büyüklüğünden dolayı başarılı olmadığı yazılı idi. 2002 yılında başka bir teknik ile 2 mikron'a inince (herhalde 5 mikron da iş görür diye düşünüyorum) tekrar denenmiş ve başarılı olduğu görülmüş.

Bu arada mikronize klinoptilolit denemesini durdurdum. Tanecik boyutları standart değil. Tortu bırakıyor ve kaoline göre özgül ağırlığı çok yüksek. Kaolinin etki mekanizmasında özgül ağırlığınn düşüklüğü ve tanecik boyutu birlikte en önemli rolü oynuyor.

En son bana bir değirmenci!:) buldum 5 mikronun altında ilçeltmeyi başardık demişti, göndermeden önce...

Klinoptilolit tozunu bizede denedik. Tarala koyduk. Traktörle atmak için. Çöktü kaldı. Pompa çalışmadı. Hepsini dökmek zorunda kaldık.

Dediğiniz doğru. Müdür Bey ve Selma ile denemiştik.

Ancak bu ürnünde çok iyi. Keşke onuda pompalarla atılacak duruma getirseler.

ensar 02-08-2010 11:42

[QUOTE=MeyveliTepe;678299]Ensar bey yazmışmıydı görmedim. Kaolini bu incelikte öğütmeyi nasıl başarmış?

Sevgili Meyvelitepe,

Benim yaptığım iş seperasyon, öğütme ortamından küçük partiküllerin alınmasını sağlamaktı. Sanırım başarılıda olundu. Arzu ederseniz sizede denemeniz için gönderebilirim.

Sevgili Halil,

Şu taşınma işim bitsin tanışmayı gerçekleştireceğiz. Eğer büyük bir aksilik te olmazsa kışa girerken ciddi, miktarda solcanla solcan gübresi üretiminide başlatacağız. Şimdilik muhtemel fiyatının mevcut piyasada satılanların çok altında olacağını düşünüyorum.

Sevgiyle kalın

ahmet salih 02-08-2010 16:11

SN;Halil önen kolay gelsin kaolin işinede el atmışsınız. kaolini hep denemek istedim bir türlü fırsat olmadı.Kesme şekerle yapıştırma yeterli oluyor mu?, yoksa her yağmurdan sonra tekrar uygulama mı yapıyorsunuz. Sn meyvelitepe'nin uygulamaları başarılı sonuçlar vermişti . Sizin yerli kaolin de sonuçlar nasıl?..Zeytin fidanlarımı unutmadım bir ara uğrayacağım. Bu arada Sn ensar arkadaşımızı da tebrik ederim.

Halil Önen 03-08-2010 01:40

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi ahmet salih (Mesaj 679139)
SN;Halil önen kolay gelsin kaolin işinede el atmışsınız. kaolini hep denemek istedim bir türlü fırsat olmadı.Kesme şekerle yapıştırma yeterli oluyor mu?, yoksa her yağmurdan sonra tekrar uygulama mı yapıyorsunuz. Sn meyvelitepe'nin uygulamaları başarılı sonuçlar vermişti . Sizin yerli kaolin de sonuçlar nasıl?..Zeytin fidanlarımı unutmadım bir ara uğrayacağım. Bu arada Sn ensar arkadaşımızı da tebrik ederim.

Ahmet Bey, yerli ve ucuz kaolin işini ve hatta ucuz solucan gübresi işini, Ağaçlar.net UBYİ bahceleri adına Sn. Ensar Bey' in üzerine yıktık:). O bu konululada deneyimli ve iyi biliyor.

Kesme Şeker toz şekere göre daha iyi yapıştırıcı. Ben özellikle şeker harici yapıştıcı kullanmadım. Yaprakta ve meyvede tutunmasını denemek için.

Resimlerde de görüldüğü gibi ithal kaolinden farkı yoktu. Yarattığı beyazlık ile de farksızdı.

Bence sadece üretcinin kaoline alışması kalıyor.

Ayhan Bey ile ithal kaolini uyguladığımızda yapıştırıcı+toz şeker de kullanmıştık. Ancak sert yağmurlar etkiledi ve tekrar kullandık. Normal yağmurlarda yapıştıcını etkisi güçlü. İkinci uygulama gerekmiyor.

Benim denemenden sonra yağmur yağmadı.

İthalin kaolinin pahalı olması elbette _yağmurdan dolayı_ üreticiyi olumsuz etkiler.

Ancak yerlisinin 3 de 1 ucuz olmasıda tekarlama pek etkilemez.

En azından ağacın gövdesini _budama sonrası sorundur _ ve meyvesini güneşten koruyor, özellikle Ege sıcaklarında Gemlik çeşidinin kalın kabuk geliştirmesine engel oluyor.

Gemliği kalın kabuğunda dolayı_Gemlik yöresine göre_ daha çok tuz kullanıyorsun. Bu da hem tuzluluğu arttırıyor hem de tanenin suyun aşırı kaybına yol açıyor.

Dediğim gibi Gemlik (Trilya) o yörenin zeytiniydi. İklimi Ege sıcağına göre farklıydı. Orada kalmalıydı. Tüm bunlar hesaplanamdan teşvikler verildi ve buralarda yaygınlaştı.

Her yıl yerim vermesi üretici tarafından tercih edildi. Hala bu hatalı durum sürüyor.

İkinci büyük hata ise Gemlik zeytin çeşidi sofralıktır. Buralarda yağlık olarak _bol üründen dolayı_ değerlendirilmeye çalışılıyor.

Çok kolay Gemlik ve ayvalığın ya da memeli çeşidini yağını ayrı ayrı çıkarın bir şişeye koyun renginden bile yağ kalite farkını görürsünüz.

Ya da ikisinden ayrı ayrı yumurta pişirin ve yiyin.

Olmadı tavaya koyun ayrı ayrı birer parça biftek pişirin. Daha pişerken farkı görürüsnüz.

Ayrıca birin raf ömrü 4 aydır diğerinin 2 yıldır. İkisini paçal yaparak _köylülerin buluşu_ raf ömrünü bir yıla çıkarırsınız.

Bunları dillendirdiğimizde yerli/çeşit korumacılık damarımız nüksediyor. Adı üstüne sofralık... Ve harika bir sofralık...

İşte bu nedenlerden dolayı kaolin kullanma zorunluluğu doğuyor.

Bunun yanında kaolin zeytin sineğine de etkili.

Ancak kaolini kullanma zamaını da önemli diye düşünüyorum. Bilirsiniz Ege de bazen yaz dönemi 3 ay yağmur yağmaz. Yağsa da etkili değil.

Aslında kaolin tam taneye su yürüdüğünde yani tane yumşadığında atılmalı. Zira zeytin sineği o zaman v şeklinde taneyi çiziyor ve yumurta bırakıyor. Bu delta tuzaklarla tespit edilebilir.

İşte bu da hesaplanırsa kaolin kullanımı kısabir süreyi kapsar. Bazen yağan sert yağmurlar tesadüf etmez. İkinci, üçüncü kullanıma gerek kalmaz.

Muğla'dan Muttalip bey (mtlp; sitemiz üyesi) ile bugün görüştük. O yörede çiçek zamanı sıcak çarpmasından zeytin veriminin çok düşük olduğunu ve üreticinin zorda kaldığını söyledi.

Çiçek zamanı kaolin uygulaması belki hemen çiçek öncesi uygulama yapılabilir mi bu nasıl etkiler üzerinde düşünülmesi gerekir.

acemi_caylak 19-08-2010 08:01

Halil Bey'in domateste denemesi gibi bizde bu yıl zeytinle beraber antepfıstğında denedik. Yararını bizzat gözlerimle gördüm. Ağaçlar kaolin sonrasında yaz ortasında filiz vermeye devam ettiler ki fıstıkta böyle bir durum zordur. Haziran 15 veya en geç Temmuz ayı başından itibaren gelişimini durdurur.

Ancak Halil Bey'in domatesleri gibi bizde fıstıklarda pazarlama sorunu ile karı karşıyayız. İlaçlı diye kimse almaya yanaşmıyor. Bizde çözüm için fıstıkların dış kabuğunun ayrılması işlemini yapacağız. Ekonomik olarak üründe bir kayıp olmuyor. Hatta kabuğu çıkarılmış fıstık daha değerli. Sadece ek işçilik maliyeti gerektiriyor ki büyük bahçesi olanlar için ciddi bir kalem. Domateste böyle bir olanakta yok.

Bu durumu nasıl çözeriz? Bu konuda arkadaşlar düşüncelerini belirtirse sevinirim.

Zeytinlibahçe 19-08-2010 09:21

Acemi usta selamlar

Kaolini doğal yetiştiricilikte olmassa olmaz diye düşünüyorum, öncelikle ürünü sağlıklı,kurtsuz, böceksiz yetiştirmek lazım, demekki sonrasına bakacagız.

Zeytinde böyle bir sorun yok salamura,sele veya yağ çıkarmadan önce yıkandığı için çok kolay bir şekilde çıkıyor.

Domateste belki hafif ıslak bir bezle silinebilir, aslında sorun tüketicinin kaolini tanımamasından kaynaklanıyor, bence ürünün doğal yetiştirildiğine dair bir kanıt.

Yakın gelecekte inanıyorum ki tanındıkça üzerindeki beyazlık istenen, talep edilen bir özellik olacak bu durumdada zehir kullanan üretici son anda üzerine doğal yetiştirdim diye kaolin atacak, biraz zamana ihtiyacımız var.

Adalet Yağcı 19-08-2010 09:26

Çok faydalı bu başlık gözümden kaçmış, emeği geçenlere teşekkür ederim.
Keşke ilk açıldığında görseydim, yıllardır domates, hıyar, kabak bitkilerim Temmuz ayının ortalarından itibaren yanıyor, yapraklar kuru gazel oluyor.

Çok araştırıp sormama rağmen tedavisini bulamamıştım, güneşten kaynaklandığını biliyordum ama nasıl önüne geçilir bir fikrim yoktu.

Bu sene yine aynı sorunları yaşadım, seneye mutlaka Kaolin kilini deneyeceğim, benim için tek dezavantajı, bahçemin yeşil görüntüsünü kaybetmek, ama öyle ve ya böyle zaten kayboluyor.

Ahmet MiM 20-08-2010 01:47

Eger Kil in adi icin kaolin ifadesini kullanirsaniz ki, yanlistir, beyaz renkteki porzelen, pudra hammaddesini kastedersiniz.

Her türlü kalk iceren madde, haliyle peztizittir.

Ama kil yukardaki madde degildir.

Tas, Camur veya Toz halinde tabiatta bulunur Kil. Güney-Dogu Anadolu Bölgesinde cok rastlanir. Rengi kirmizimsi koyu kahverengidir. Suyla karistirildiginda, asiri homojenlike, yapiskan, tereyagi kadar ince bir macun halini alir.

En direncli Bakterilere bile karsi koyabilen tabiattaki tek maddedir.(Bilimsel kanitlidir. Konuyu bu bilgilerle dagitmak istemiyorum.)

Bilgi alma, bilgiyi isleme ve istenileni verebilme kaabiliyeti olduguda kanitlanmistir.
Ör: Eger bir meyve, mücadelede zayif kalmissa bir bakeriye karsi, eger kil cözügüyle iribati varsa, ihtiyaci olan antibakteri, kil tarafindan üretilir, elmaya verilir. Bu antibakteri ile elmayi yoketmeye meyleden bakteriler öldürülürler.

Kili insanimiz Anadoluda ne icin kullaniyor ?

Tibbin caresiz kaldigi alanlarda kil ek caredir.
ör: Eger ter bezlerinin fonksiyonlarini ömür boyu normal yapmalari iseniyorsa, o bölgeye kil sürülür 3 defa, her defasindada kuruyana kadar o bölge üzerinde birakilir.

ör: Eger derinin, alt derinin disardan gelen bakerilere karsi, ömürlük olarak kaorunmak iseniliyorsa, yukardaki tedavi yöntemi kullanilir.

Yukardaki tedavi yöntemleri bitkiler ve hayvanlar icinde gecerlidir.

Kil, felhen denilen kirmizimsi koyu kahverengi topragin daha incesidir.

Türk Hamamlarinda olmazsa olmazlardandi.

Avrupada KIl yaygin bir sekilde cesitli isimler altinda kllanilmaktadir.

Dikkat: Porselen ham maddesi kaolin, kesinlikle kil degildir.

Piyasada mevcut olup yukarda peyaz renkte olarak zikredilen porselen hammeddesidir. Bunun yerine söndürülmüs kirec cözügünü cok ince bir sekilde kullanmis olursaniz, daha iyi neticeyi daha ucuza alirsiniz.

acemi_caylak 20-08-2010 05:47

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi Ahmet MiM (Mesaj 685409)
Kil, felhen denilen kirmizimsi koyu kahverengi topragin daha incesidir.

Türk Hamamlarinda olmazsa olmazlardandi.

Felhen dediğiniz toprak benim bildiğim humuslu bir toprak türüdür ve küçük taneler halindedir. Hamamlarda kullanılan kil ise çocukluğumdan bildiğim kadarıyla büyük parçalar halinde satılır ve kullanmadan önce ezilirdi. Ayrıca felhen dediğimiz toprak ile kilin rengi çok farklıdır. Biri kahverengi kırmızımsı diğeri petrol yeşiline yakın gri ve yeşil arası bir renktedir. Bu durumda ikisininde aynı madde olma olasılığı azalıyor.

MeyveliTepe 20-08-2010 07:48

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi Ahmet MiM (Mesaj 685409)
Eger Kil in adi icin kaolin ifadesini kullanirsaniz ki, yanlistir, beyaz renkteki porzelen, pudra hammaddesini kastedersiniz.

...

Dikkat: Porselen ham maddesi kaolin, kesinlikle kil degildir.

Piyasada mevcut olup yukarda peyaz renkte olarak zikredilen porselen hammeddesidir. Bunun yerine söndürülmüs kirec cözügünü cok ince bir sekilde kullanmis olursaniz, daha iyi neticeyi daha ucuza alirsiniz.

Kaolin kili ile kastedilen literatüre "Kaolin Clay" olarak girmiş olan, porselen hammaddesi olarak kullanıldığından "China Clay" (Çin kili) de denilen, kimyasal açınımı aliminyum silikat olan malzemedir.

Kirecin (CaO) ve kireçli karışımların aynı işi yapabileceği doğru değildir ve kesinlikle kaolin kilinin tarımdaki kullanımının yerine geçmez, aksine pek çok zararı olabilir. Hatta, değil kireç, >%95 saflıkta olmayan kaolin'den dahi kaçınılmalıdır.

denizakvaryumu 20-08-2010 07:58

Peki ağaçlarda her sene tekrarlanan aliminyum silikat uygulaması bakır birikmesi gibi toprakta bir metal kirliliğine yol açmaz mı?

MeyveliTepe 20-08-2010 08:04

Nötr bir malzeme, suda çözünmüyor, ağaçta veya toprakta kimyasal reaksiyona girmiyor, bir metal değil. Toprağa karışırsa (ki birikim yapması mevcut uygulama oranlarıyla çok zor), klinoptilolit gibi toprağın yapısına ve su tutuculuğuna katkısı olur diye düşünüyorum. Bu konuda ayrıca bir araştırma var mı bakılabilir.

acemi_caylak 20-08-2010 08:06

Tekrarı olacak ama, kimse linklere fazla bakmadığı için daha önce Zeytin hastalık ve zararlıları ile doğal mücadele başlığında yazdığım kaolinin kimyasal formülüne dair yazıyı tekrar buraya alıyorum.

Kaolin ise bildiğimiz kilin çok özel bir halidir. Kili meydana getiren maddeler, sulu aliminyum silikatlerdir.

m Al2O3 n SiO2 p H2O

genel kimyasal bileşim formülü ile ifade edilen kil, çok saf olduğu zaman Hidrate Alümin Silikat (kaolinit) adını alır. Kaolinit’ in kimyasal formülü:

Al2O3 SiO2 2H2O dur.

Yani bütün özelliği içeriğindeki H2O (su) miktarı ile alakalı. Ağaçlara uygulanabilmesi için Meyvelitepe' nin dediği gibi mikron seviyelerinde öğütülmesi gerekiyor.

Ayrıca alternatif olarak düşünülen, klinoptilolitin içeriği ise, akali ve toprak alkali metallerin, kristal yapıya sahip, sulu alümina silikatlari olup, iskelet yapılarındaki Si/Al oranları ve içerdikleri katyon cinsi ve miktarlarındaki bazı farklılıklara rağmen;

(M+, M+2)O Al2O3 9SiO2 nH2O

genel formülü ile ifade edilebilirler. Burada M, alkali ve toprak alkali metalleri simgeler. M+ bir alkali katyon olup genellikle Na+ (sodyum) veya K+ (potasyum), nadiren de Li+ (lityum) olur. M+2 ise bir toprak alkali katyondur ve genellikle Mg+2 (magnezyum), Ca+2 (kalsiyum), Fe+2 (demir) nadiren de Ba+2 (baryum) ve Sr+2 (stronsiyum) olur. n burada da birim moleküldeki su molekülü miktarıdır.

MeyveliTepe 20-08-2010 08:26

Bu arada, Ensar beyin ürettirdiği kaolin kili numunesi geldi. İlk etapta üzümlerde denedim. İntibalarım şöyle;

Malzemenin parçacık büyüklüğünü ithal malzeme ile karşılaştırdığımda gözle, elle ve uygulama ile bir fark ayırd edemedim.

Malzemenin nem oranı biraz daha fazla, fakat bu lojistik konular dışında herhangi bir mahzur teşkil etmiyor.

Uygulama sırasında dipte çok az miktarda tortu tesbit ettim. Bunları elimle ufaladığımda dağıldığını gördüm. Bu da bu tortuların büyük parçacık değil, biribirine yapışmış parçacıklar olduğunu gösteriyor. Malzemenin daha nemli olmasının bir sonucu olabilir. Bu yüzden uygulama sırasında karıştırma işleminin daha iyi yapılması daha iyi netice verir.

Renk açısından ithal olan ile bir fark görmedim. Malzemenin çıktığı ocağın saflık bakımından bir analizi de varsa tarımda rahatlıkla kullanılabilir.

Ensar beyi tebrik ediyorum. Sanıyorum böylelikle önemli bir adım atılmış olunuyor.

denizakvaryumu 20-08-2010 09:03

http://www.food-info.net/tr/e/e559.htm

Namı diğer E559.

Gıdalarda da kullanılıyormuş.

MeyveliTepe 20-08-2010 09:16

Benim bildiğim talcid vb. gibi asit giderici mide ilaçlarında da dolgu maddesi ve sair sebeplerle kullanılıyor. Yenebilir bir malzeme yani :)

denizakvaryumu 20-08-2010 09:20

Sanırım tüm sofra tuzlarına da topaklanmayı önlemek için katılıyor gerçi bu nedenle alzaymır yani bunama sebeplerinden biri olduğu iddia ediliyor.?

MeyveliTepe 20-08-2010 09:36

Tuza koyduklarını bilmiyordum, paketlerde yazyor mu? Gereksiz bir şey bence.

denizakvaryumu 20-08-2010 09:55

Tüm rafine tuzlarda var.Paketlerde yazıyor.

Doğal tuzlarda yani himalaya tuzu gibi tuzlarda yok...

---------------------

Sodyum aluminyum silikat

Tabaka önleyici.

Tuz, kurutulmuş süt ürünleri ve unlarda kullanılır; alüminyumun hamilelikte plasenta problemlerine neden olduğu bilinir ve Alzheimer hastalığı ile ilgili görülür.

http://www.gidaraporu.com/incelticiler_p.htm

Sodyum alüminyum silikat(E173):

Renklendirici ve nem tutucu olarak kullanılan katkıdır.Zehirlidir ve katkı maddeleri dahil her türlü maddeye karşı aşırı duyarlılığa neden olabilir.

Dünyanın çoğu ülkesinde yasaklanmıştır.

Alimünyum bazlı nem tutucuların beyin dokularına yerleşerek öğrenme bozukluğu,zeka geriliği ve felçlere sebep olduğu tespit edilmiştir.

http://lokmanhekimm.wordpress.com/20...zun-zararlari/

Zeytinlibahçe 20-08-2010 10:35

Linkler için teşekkürler, oldukça faydalı

Tuz paketine bakıyorum, ilave olarak potasyum iyodat yazıyor, sanırım hepsinde yok veya eser miktarda olduğundan belirtilmemiş, kendi tuzumuzuda artık kendimiz yapacağız :)

MeyveliTepe 20-08-2010 10:38

Bizim evde kaya tuzu ve tuz değirmeni kullanılıyor. Sofrada tuz isteyen değirmeni eline alıp bir iki çeviriyor. Tuzlara muhakkak iyot koyuyorlar nedense ve iyot pek çok kişi için iyi değil, sağlık problemi yaratabiliyor.

denizakvaryumu 20-08-2010 10:49

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi Zeytinlibahçe (Mesaj 685482)
Linkler için teşekkürler, oldukça faydalı

Tuz paketine bakıyorum, ilave olarak potasyum iyodat yazıyor, sanırım hepsinde yok veya eser miktarda olduğundan belirtilmemiş, kendi tuzumuzuda artık kendimiz yapacağız :)

İyotlu tuz denilen rafine tuzlara potasyum iyodat eklenir.

İyotsuz rafine tuzlarda potasyum iyodat yoktur.

denizakvaryumu 20-08-2010 10:52

Bu kaolin yani aliminyum silikat konusundaki endişelerim yukarda verdiğim linkler nedeniyle devam ediyor.

Rafine tuzlara eklenen sodyum aliminyum silikat hakkındaki iddialar korkutucu...

Bu durumda kaolin olarak püskürttüğümüz aliminyum silikat için de dikkatli kullanılmasından yanayım, ürünler çok iyi yıkanmalı ve ilaçlama yapılırken maske kullanılmalı.

denizakvaryumu 20-08-2010 10:55

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi MeyveliTepe (Mesaj 685488)
Bizim evde kaya tuzu ve tuz değirmeni kullanılıyor.

Himalaya kaya tuzu mu?

MeyveliTepe 20-08-2010 11:49

Kaynağını bilmiyorum. Temiz bir kaya tuzu, aktardan alıyorum.

acemi_caylak 20-08-2010 13:32

Sn. Denizakvaryumu,

Kimyasal formüle dikkatli bakılırsa klinoptilolitin formülünde sodyum ve magnezyum bulunabiliyor. Bu yüzden kaolinde problem yoktur diye düşünüyorum. Ancak yinede bununla ilgili bir tarama yapacağım. Yukarıda sözü edilen hamam kilini bizim yörede hamile kadınlar yerdi. Neden yerlerdi bilmiyorum. Sakat doğumlar olmuş mudur onuda bilmiyorum.

Ahmet MiM 20-08-2010 14:43

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi acemi_caylak (Mesaj 685419)
Felhen dediğiniz toprak benim bildiğim humuslu bir toprak türüdür ve küçük taneler halindedir

Humuslu toprak olarak nitelediginiz felhen in bu özelligine bir bilgi ekleyemem, bilmiyorum. Fakat felhen in oldugu yörelerde kil in bulunma ihtimali cok yüksek. Zira kil, felhenden cok daha ince elementlere sahip.

Alıntı:

Hamamlarda kullanılan kil ise çocukluğumdan bildiğim kadarıyla büyük parçalar halinde satılır ve kullanmadan önce ezilirdi.
Konuda Kilin degisik formlarda tabiata mevcut oldugunu belirtmistim.

Alıntı:

Ayrıca felhen dediğimiz toprak ile kilin rengi çok farklıdır.
Felhen; icerisindeki Bakir, Demir, Aluminyum gibi minarellerin yogunluguna bagli olarak renk alir. Kil e gelince lieratürde sürekli bir sekilde porselen hammaddesi Kaolinle karisirildigi icin ve hakkinda bilimsel bilgiler olmadigi icin, bir muammadir, benim icinde. Ama kili hakkinda yukarda verdigim bilgiler, mesela kilin kulagi oldg yani bilgi alabilme kaabiliyeti oldugu, kilin aklinin oldugu, kilin bir kimya laborauari gibi kendsine verilen her bakteri icin bir anibakeri üretme zelligine sahip oldug baili bilim adamlari arafindan kabul görüyor. Ama bainin kilin bu özelliklerinden insanlar icin yararlandiklarina cok yerde rastladim.
Kil insan sagliginda ülkemizde eskiden büyük capta kullanilirdi.
Alıntı:

Biri kahverengi kırmızımsı diğeri petrol yeşiline yakın gri ve yeşil arası bir renktedir. Bu durumda ikisininde aynı madde olma olasılığı azalıyor.
Yukarda verdigim bilgiye ekleyecegim sudur: Felhenle Kil i kiyaslamam sadece elementlerinin inceligi konusunda idi(kornergrösse).

Kilin bulundugu yerler, yeralti nehirlerinin olduklari yerlerdir. Bu düsüne sadece bana aitir.

filkova 27-08-2010 12:24

Ensar Bey sizi hayal kırıklığına uğrattığımı biliyorum....haklısınız da....yüzüm olmadığı için de arayamıyorum telefondan....birkaç kere bana sesli mesaj bıraktığınızı düşünüyorum ama sesli mesajlarınızda herhangi bir mesaj yok..herneyse...kompost projesine başlamıştım...zira benim işten çıktığımı öğrenen arkadaşlarım sürekli beni ziyaret ederek misafirim oldular....kısacası onlarla ilgilenmek zorunda kalıp ev hanımlığı yapmak zorunda kaldım..1 ay boyunca..aradından da Malkara belediyesinden çağırdılar çalışmam için..oraya başladfım...bir sürü iş..çevre ile alakaı şimdiye kadar hiçbirşey yapılmamış....çok fazala iş ve sorumluluk var....belki mazeret türetme gibi geliyordur bu anlattıklarım....istediğinizi düşünmekte haklısınız....açıkçası diyebilecek birşeyim yok...sizin yarım kalan projenizi yakın bir zamanda bitiremeyeceğim..gibi duruyor....benden bu konuda ümidi kesebilirsiniz....yarım bıraktığım için çok ama çok özürdilerim....ne desem boş bu saatten sonra....herneyse....size kolay gelsin..iyi çalışmalar.....Lebriz....

Sabry 05-10-2010 15:29

Merhaba,

Uzun yıllar Türkiye de rafine (yıkanmış) kaolin imal ettim. Şu anda ise yerli üretilemeyen hassas ve ince kaolinlerin ithalatçısıyım. Kaolinin tarım alanında kullanımı ilgimi çekiyor. Anladığım kadarı ile ince kaolin temini konusunda sorun yaşamaktasınız. Bu konuda yardımcı olabilirim. %93 ü 2 mikrondan ince yani ortalama tane dağılımı 0,6-0,7 mikron mertebesinde olan kaolin elimizde mevcut. 25 Kg lık ambalajlar aşağı yukarı 20-22 TL + KDV İstanbul teslimidir. Daha farklı inceliklerde de kaolin ürünlerimiz var.

Tüm ürünlerimiz sulu sistemde rafine edilerek üretilmiş, içlerindeki safsızlıklardan arındırılmış, kurutularak ambalajlanmışdır. Suda çok rahat disperse olur.

Yardımcı olmak isterim.

Selamlar

MeyveliTepe 05-10-2010 15:37

Özgül ağırlığı nedir? Varsa analiz raporunu da yayınlayabilir misiniz?

Sabry 05-10-2010 15:56

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi MeyveliTepe (Mesaj 701909)
Özgül ağırlığı nedir? Varsa analiz raporunu da yayınlayabilir misiniz?

Kimyasal Analiz
SiO2 %: 47,0 ± 0,5
Al2O3 %: 38,5 ± 0,5
Fe2O3 %: 0,30
TiO2 %: 0,15
CaO %: 0,06
MgO %: 0,08
Ateş kaybı (1000 C) %: 14,00

Fiziksel Özellikler
Beyazlık %: 88 ± 0,7
Rutubet %: 2 ± 0,5
pH : 5 ± 0,6
Özgül Ağırlık : 2,6
Serbest yoğunluk (g/m3) : 0,5
Yüzey Alanı (BET, m2/g) : 16
Yağ Emme (g/100g) : 45-50
Viskosite (500 mPa) %: 70


Tane Dağılımı
> 325 mesh %: 0,01 Max.
> 10 µm %: 0,1
< 2 µm %: 93

Sabry 05-10-2010 15:57

Kaolin doğal aluminyum silikattır. Doğada kaolinit şeklinde bulunur ve özgül ağırlığı 2,6 g/m3 dür.

Halil Önen 05-10-2010 21:21

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi Sabry (Mesaj 701913)
Kaolin doğal aluminyum silikattır. Doğada kaolinit şeklinde bulunur ve özgül ağırlığı 2,6 g/m3 dür.

Sn. Sabry bey. hoş geldiniz.

İlgi alanınızı 'kaolin' olarak yazmışsınız.

Yetiştirdiğim zeytinlerde bir şey dikkatimi çekti. Yazmakta tereddüt ediyordum.

Bu yıl zeytinlerde dökülme fazla oluyor. Buralarda şikayet çok. Bunu bende gözlemledim.

Hiç bir hastalık görülmüyor. Topraktaki vitamin eksikliği olsa, heryıl olurdu. Sulaması da tam yapıldı. Ancak dökülüyorlar.

İlginç olan kaolin uyguladığım zeytinlerde dökülme hemen hemen yok gibi.

Kaolinin böyle bir etkisi olabilir mi,? bilemedim.

Saygılar

MeyveliTepe 05-10-2010 23:39

Bu gayet normal bir durum. Yaz boyunca kaolin film kaplaması meyve ve yapraklara gelen sert ışıkları, özellikle de belli dalga boyundaki ultraviyole ışınlarını geri yansıttı, meyve yüzeyleri daha az ısındı, yapraklardan daha uzun süre fotosentez yaptı. Bunun sonucu olarak da daha güçlü ve gelişmiş meyve yapısı oluştu. Bildiğiniz üzere, dökülen zeytinler ağacın besleyemediği, sap bağını güçlü oluşturamadığı zeytinler. Kaolin kaplaması bu etkileri azalttı.

2009 Mart ayında zeytin sineğine çare ararken bu gibi yerli dökümanlara rastlamamıştım. O zaman yoktular galiba. Kaolinin bazı etkileri Türkçe anlatılmış.

Sabry 06-10-2010 09:47

Kaolin kaplaması veya kaolin badanası (ne isim veriliyor tam bilmiyorum) uygulaması Amerika Engelhard (şu an BASF aldı) tarafından uzun yıllar önce bulunmuş bir teknik. Kaolinin yapısı genelde çok değişmez. Dünyanın hemen her yerindeki kaolinler ufak farklılıklar ile aynı kimyasal yapıya sahiptir. Bu uygulamada önemli olan kaolinin fiziksel yapısıdır. Kaolinin iyi bir film tabakası oluşturması istenir.

Bu nedenle kesinlikle kontrol altına alınmış bir tane dağılımına ihtiyaç olduğunu düşünüyorum. Bunu yurdumuzda üretilen kuru öğütme kaolinlerde bulamazsınız. Türkiye de üretilen kaolinler, kaolinit mineralinin ocaktan alındığı gibi değirmende öğütülmesi ile elde edilir. Rafine olmamış veya yıkanmamış olduğundan içinde serbest silis ve diğer safsızlıklar bulunur. Ayrıca kolay disperse olması ve çökme yapmaması gerekir.

Benim amacım çok daha düşük maliyetli ithal kaolin ürünlerimizi bu işi için kullanabilmek, doğal olarak satışını da yapmak. Bunun için sizlerle işbirliği yapmayı arzu ederim.

Elimizdeki değişik kaolin tiplerinden sizlere denemeleriniz için numune yollayabilirim. Böylece en düşük maliyet ile bu işi yapmak için en uygun olan kaolin tipini saptayabiliriz.

Bana info@avsmineral.com adresinden veya 0216 4552220 den ulaşabilirsiniz.

Selamlar

Zeytinlibahçe 10-10-2010 19:02

Sn sabry katılımınız için teşekkürler

Neticede uygun fiyatla kaolin temin etmek en büyük temennimizdi.

''Değişik kaolin tipleri'' derken mikron ölçülerini mi kastediyorsunuz?

Selahattin Yılmaz 10-10-2010 21:29

Yeni ürün olarak kaolin kiline muadil zeolit tozu kaolin kili gibi kullanıldığını biliyorum acaba etki bakımından tecrübesi olanlar var mı?

ensar 10-10-2010 23:24

Sayın Selahattin bey,

Zeolit ile ilgili denemeyi sanırım Ayhan kaptan ile Halil Önen yaptılar. Onlardan bilgi alabilirsiniz.

Elma ile armut ne kadar benziyorsa Kaolin ile Zeolitte o kadar benziyorlar.

Zeytinlibahçe 11-10-2010 08:50

Selahattin bey selamlar

Bu yıl bizim ekip klinoyu kullandılar, daha doğrusu kullanmaya çalıştılar.

Suya karışmasına rağmen erimiyor, iyi bir karıştırıcıya rağmen taralın pompasını bir çok kez tıkadı, zaten deneme amaçlı kullanmıştık.

Arkadaşların ısrarlı çalışmaları sonucu 20 kadar zeytin ve meyve agaçlarına denemiştik, rengi daha koyu, dikkatli bakıldığında iyi bir kaplama yapmadığını farkettik, özgül agırlığı kaoline göre çok daha ağır.

Hiç koruma yapmamaktan daha iyi olabilir belki fakat doğru ürün kesinlilkle kaolin, zaten ikinci uygulamada bizde tamamına kaolin uyguladık.

MeyveliTepe 11-10-2010 09:30

Kaolinin etki mekanizmasında iki temel faktör var. Biri özgül ağırlığının çok düşük olması. Diğeri 2 mikron civarındaki tanecik boyutu. Bu iki faktör bir arada bariyer film oluşturmak için gerekli.

Zeolitin özgül ağırlığı kaoline göre çok fazla, tanecik boyutu da epey büyük. Dolayısı ile kaolin ile aynı etki mekanizmasına sahip olması olanaklı değil.

Bu yüzden saf kaolinin kullanılması durumunda bile 2 mikrona gelecek şekilde öğütülmüş olması gerekiyor. 20-30 mikronluk endüstriyel kaolin ürünlerinin de iş yapması pek mümkün değil.

Bu malzemenin çözünmemesi (şeker, tuz, kireç gibi), kimyasal reaksiyona girmemesi, yaprak, dal, çiçek ve toprakta herhangi başka bir etki göstermemesi de aynı derecede önemli.


Forum saati Türkiye saatine göredir. GMT +2. Şu an saat: 07:34.
(Türkiye için GMT +2 seçilmelidir.)

Forum vBulletin Version 3.8.5 Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0
agaclar.net © 2004 - 2025