agaclar.net

agaclar.net (https://www.agaclar.net/forum/)
-   Temel Konular (Toprak, Gübre, Tohum, Sulama) (https://www.agaclar.net/forum/temel-konular-toprak-gubre-tohum-sulama/)
-   -   Mikrobiyoloji ve Toprak (https://www.agaclar.net/forum/temel-konular-toprak-gubre-tohum-sulama/20171.htm)

acemi_caylak 20-10-2010 21:00

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi nariçi (Mesaj 707013)
Buraya ilk bakışım. Toprağı daha değişik bir yöntemle destekleme. Bu konuya orman yangınlarında oluşan kalıntılar benzerlik taşır mı?

Formun son sayfasını okudum, öncekileri de okursam daha detaylı bilgi sahibi olacağım.

Aslında bu forum sitelerini Tarım Bakanlığının desteklemesi gerekir.

Sn. Nariçi,

Bu başlıkta tümüyle yabancıların DIY (do it yourself - kendi kendine yap) dedikleri yöntemlere ağırlık veriliyor. Biokömürde onlardan birisi. Orman yangınından arta kalan kömür - tam yanmamışsa- tabi ki kulanılır. Ancak önceki sayfalarda verilen karışım oranlarına dikkat edilerek.

acemi_caylak 20-10-2010 21:07

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi verdoque (Mesaj 707074)
Ben de bunu düşündüm ve eksoz gazının içeriğine baktım. Çok detaylı araştıramadım ama çoğu solunduğunda insan için toksik etki yaratan bu gazlar azot, karbon ve hidrojen içeren bileşiklerden oluşuyor. Bakteriler için bunlar parçalanabilir maddeler olduğu için topraktan verildiğinde zararı olmuyor sanırım. Ama havada bulunduğunda farklı etkileri olabilir. En azından tarlada çalışan insanlara zararlı olacaktır.

Sn. Gokhanyilmaz ve Sn. Verdoque,

Zaten bu uygulamayı yapanların aynen biyokömürde olduğu gibi atmosferdeki karbon emisyonunu azaltmak gibi bir söylemleri var. Üstelik sadece tratör eksozundan verilen gazdan söz ediyorlar. Bu konuyu destekleyen bilimsel veri ne yazık ki yok. Üstelik böyle bir sistem 40-50.000 dolar gibi yüksek maliyetli bir işlem. Ancak özellikle Avustralyalı ve Kanadalı çiftçiler uygulamanın verimi artırdığında ısrarlı. CO2'nin topraktaki mikroorganizma sayısını ve çeşitliliğini artırdığı konusunda bütün toprak bilimciler hem fikir. Ancak direk eksoz gazı enjekte etmek böyle bir etki yapar mı bilmiyorum.
Yol kenarından uzak olma kavramına gelince, traktör ve otoyoldan salınan ağır metal oranı arasında büyük farklar olacaktır. Çünkü birisi bir kez uygulanıyor. Diğerindeyse her gün binlerce araba geçiyor.

Safranlı 21-10-2010 09:00

Doğanın ne kadar cömert ve her türlü kirliliği ortadan kaldırmak için mükemmel derecede donanımlı çalışkan ve gönüllü askerlerı var.konuşulanlar ve yazılanlar aslında var olan yüzlerce yıllık tecrubenın geri kazanılması çalışlarını oluşturuyor.Ustalarımızdan bir seyler ögrendıkce aslında üzülüyorum.Köylünün elındekı geleneksel bilgiler zihinlerinden silinmiş ve ne yapacagını bilemez halde gübrecilere hazır lokma müşteri haline gelmiş.Belkide kendı imkanları içerisinde her türlü gübreyı ve ilacı yapabilec halde iken çöpe giden degerli atıklara mı yoksa ekmegınden kısarak ümitle belkı kazanırım diyerek gübrecilere verdıgı servete mı yanmak gerekır.Normal koşullarda her çiftçi çok rahat bir şekılde belkı hiç para ödemeden en verimli gübreyi zaten eskıden kendınce yapıyordu.
üç beş inegi tavugu ile aslında neler yapabılecegını buradan ögrendık artık
Bana kalırsa yaşanan problemın en buyuk sebebi köylünün boynunun bükük ve psıkolojık olarak ezık hale getırılmesıdır. gençler köylü veya çiftçi olmayı gerı olmak olarak görüyor
hatta çifftçi oldugunu söylemek istemıyor.bu öz güven problemı çözülmeli ve toprak dostları yüceltılmelı diyorum

Safranlı 21-10-2010 14:07

Sayın Acemi ustamıza sormak istegım bir şey var;Neticede buradakı ögrendıklerımızı eldekı ımkanlara göre farklı farklı malzemelerden yapabiliyoruz.
Biochar yapmak için benım aklıma bizim bölgenın vazgecılmezi kuzine sobasında organık materyalı ağır ağır kavurarak yapabılırmıyız.elımızdakı organık materyale göre bu döngüyü ne kadar sürede tekrar etmelıyız .birde hemen şimdi aklıma gelen fındık kabukları fırıncıların gözdesı çok ıyı yanar .her halde bıochar için iyi bir secenek olabilir diye düşünüyorum

acemi_caylak 21-10-2010 14:18

Sn. Safranlı,

Tabi ki kullanabilirsiniz. Ancak kavurma olayında düşük oksijenli yanmadaki kadar kaliteli kömür elde edemeyebilirsiniz.

Fındık kabuğuna gelince bu iş için en iyi malzemelerden biri diyebilirim. Bizim Antep'te de antepfıstığı kabuğu çöpe atılıyor. 20 traktör aldım. Eğer fırsat bulup bağa gidebilirsem bir kısmını biyokömür yapacağım. Gidemezsem komposta karıştıracağız. Kuralımız şu; doğadan çıkan hiç bir şeyi kimyasal işlemden geçmemişse atmıyoruz. Mutlaka bir değerlendirme yolunu buluruz.

nariçi 21-10-2010 14:23

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi acemi_caylak (Mesaj 707284)
Sn. Nariçi,

Bu başlıkta tümüyle yabancıların DIY (do it yourself - kendi kendine yap) dedikleri yöntemlere ağırlık veriliyor. Biokömürde onlardan birisi. Orman yangınından arta kalan kömür - tam yanmamışsa- tabi ki kulanılır. Ancak önceki sayfalarda verilen karışım oranlarına dikkat edilerek.

Benim kastım yangın alanlarından faydalanmak değil de bu alanlarda yangın sonunda floranın bu yangın atıklarından faydalandığı yönünde dikkat çekmekti.

acemi_caylak 21-10-2010 19:51

Biocharla ilgilenelere 3 tane güzel link. Hele birincisi süper. Anlamak için ingilizce bilmenize gerek yok, resimler her şeyi anlatıyor.

http://www.biochar.info/index.cfm?view=52.19&lan=en

http://www.holon.se/folke/carbon/sim...mplechar.shtml

http://www.puffergas.com/historic/rules/rules.html

Safranlı 22-10-2010 11:09

Buradan ögrendıklerımız böyle gıderse hayra alamet degıl !.Artık o hale geldıkkı etrafımızdakı artıklara çırpılara göz diker olduk.bahçemdekı bögürtlen dikenlerını hammadde olarak iyice çürümüş yaprakları milli deger olarak görüyorum
En ilginç olanı ise dün aksam aşırı yağmur yağarken komsumuz arkadaşlarını çağarmış oturak fasulyelerı saplarından ayırıyorlar. bende karsıdan bakıp bu fasulye sapları çokmuş büyük bir hazıne var burda diye aklımdan geçirmekle meskuldum
komsum yakmadan yetişebilirsem birde annemın milletın çöpünü bahçeyi mi sokucan demesınden kurtulmam lazım acemı ustamızın dedıgı gıbı bizde hersey degerlendırılır oldu artık

acemi_caylak 24-10-2010 00:16

1 Eklenti(ler)
Bir gün elektronik postanıza evinizin kapısı tarafından mahkemeye verildiğiniz için savcılığa ifade vermeye davet edildiğinizi belirten bir mesaj gelse ne düşünürsünüz? Çok saçma değil mi?

Alıntı:

“... canlı adımlarla dairesinin kapısına doğru ilerledi, tokmağı çevirdi ve sürgüyü çekti. Kapı açılmayı reddetti. “Beş cent lütfen.” Ceplerini karıştırdı. Başka bozukluk yoktu; hiçbir şey yoktu. “Yarın öderim,” dedi kapıya. Tokmağı çevirmeyi tekrar denedi. Ama kapı bir kez daha kilitli kaldı. “Sana ödeyeceğim şeyler,” diye konuştu, “sadece bahşiş niteliğindedir, yani sana bir ödeme yapmak zorunda değilim.” “Ben öyle düşünmüyorum,” dedi kapı. “Bence bu akıllı daireyi alırken imzalamış olduğunuz kontrata bir bakın.” Masanın çekmecesinden kontratı buldu; onu imzaladığından bu yana belgeye bağlı kalmanın yararlı olduğunu yüzlerce kez görmüştü. Belge yeteri kadar açıktı, kapıya yapılan açıp kapama ödemeleri zorunluydu, bahşiş değildi. “Haklı olduğumu gördünüz,” dedi kapı. Durumdan hoşnut ve kendinden son derece emin bir tonda konuşmuştu. Joe Chip, lavabonun yanındaki çekmeceden paslanmaz çelik bir bıçak aldı ve onunla dairesinin para yutan o kilit sisteminin vidalarını düzgün bir şekilde sökmeye başladı. “Seni mahkemeye vereceğim,” dedi kapı, ilk vida yerinden çıkar çıkmaz.”
Philip K. Dick’in Ubik romanından aktaran Tuncer Şengöz, www.sosyonomi.com 'dan alıntı. Bu alıntıyı niye yaptığıma gelince, aşağıdaki sözlere bir kez daha dikkat.

Alıntı:

“Artan nüfusla birlite yiyecek, fiber ve biyoyakıtlara gereksinim arttıkça topraklar üzerindeki baskıyı artırdık. 1950-1960’lı yıllardan itibaren yanlış gübreleme ve gelişen toprak işleme (aşırı sürme) sonucu topraklarımızdaki doğal organik karbonun % 50’sini kaybettiğimiz için, toprakların bizim için ne kadar değerli olduğunu yeni yeni anlamış bulunuyoruz. Oysa geçen sürede topraklarımızda erozyon arttı, toprağın su tutma kapsitesi düştü. Bütün bunlar bize 1950-60 ’lı yıllarda yeşil devrim diye adlandırdığımız literatür tarafından lanse edilen verim artışının sürdürülmesi ve ürün kaybının önlenmesi için kimyasal gübrelemenin önemli olduğu söylemi arkasında gizlenen, toprakların kaybına yol açan bir durumdu. Topraklarımız bugün işlevini gerçekleştiremez duruma düştü. Şimdi “Toprakların Yeryüzünün Yaşayan Örtüsü” olduğunu anlamış bulunuyoruz.”
Yukarıdaki kısa alıntı ise, J. M. Kimble, C. W. Rice, D. Reed, S. Mooney, R. F. Follett, R. Lal tarafından yazılan, Soil Carbon Management, Economic, Environmental and Societal Benefits (Toprak Karbon Yönetimi, Ekonomik, Çevresel ve Toplumsal Yararları) isimli kitaptan alındı ki yazarların hepside Amerika Tarım Bölümü’nde görev yapmış toprak bilimciler ve çeşitli üniversitelerdeki profesörlerden oluşuyor.

Altımızda arabalar biz gaza bastıkça, yokedilen, yakılan, talan edilen ormanların yerine çok katlı kümesler diktikçe ve bankalardan kredi alarak 30 yıllık kontratlara imza attıkça, sonumuz Paskalya Adası’ndaki ormanları patates dikmek ve kano yapmak için yok eden yerlilerin, sonunda birbirlerini yemeye varan yamyamlığına kadar varacak ki bu tarih hiçte uzak değilmiş diye gözüküyor.

Oysa toprakları geri kazanmanın yolu çok basit; topraktan aldığımızı yeniden toprağa vermek. Bütün organik atıkları yeniden kazanmak. Biz bunu başardığımız oranda aşağıda sözü edilen mineral ve mikroorganizmalar zaten doğal akışı içerisindeki aşağıdaki işlevlerini yerine getireceklerdir.

Birincil Derecede Gerekli Mineraller

N/Azot – Bitki gelişmesini teşvik edici
P2O5/Fosfor Oksit – Kök gelişmesini teşvik edici ve çiçeklendirmeyi artırıcı
K2O/Potasyum Oksit – Meyve dolgunluğu ve meyve gelişmesini artırıcı

İkincil Derecede Gerekli Mineraller

MgO/Magnezyum Oksit – Toprak pH’nın stabilizasyonu ve Azot fiksasyonunda bakteriyel etkinliği teşvik edici
CaO/Calsiyum Oksit – Hücre duvarı yapısında ve hücre bölünmesini teşvik edici enzimler
S/Kükürt – Proteinlerin, amino asit ve vitaminlerin bir parçası, toprak solunumunda aktif

İz elementler

B/Bor – Glukoz ve glikoz dönüşümünde aktif
Zn/Çinko – Büyüme hormonlarını teşvik, nişasta oluşumu ve tohum tutmada aktif
Mn/Manganez – Fotosentez sırasında enzim oluşumuna katkı ve azot metabolizma reaksiyonlarında aktif.
Fe/Demir – Fotosentez ve klorofil oluşumunda etkin
Cu/Bakır – Protein ve karbonhidrat oluşumunda metabolitik aktiveteye katkı
Mo/Molibden – Azot fikzasyonunu teşvik edici
Co/Cobalt – Baklagil azot fiksasyonunda ve nodül oluşumunda etkili
Cl/Klor – Kök gelişiminde etkili, enzimlerin oluşmuna katkı

Organik Asitler

Humik Asit – Organik besinler için azot kaynağı
Amino Asit – Bitkiler için organik besin

Bitki Gelişimini Teşvik edici Mikroorganizmalar

Azot Fikse Eden Mikroorganizmalar – (Azotobacter, Filamentous, Rhizobia) Azotun (N2) amonyuma dönüşümünü yaparak azotun bitki için alınabilir biçime dönüştürülmesi.
Lactobacillus Türleri – Organik asit oluşumunda doğal enzimlerin üretilmesi, bitkilerin iz elementleri adsorbsiyonu sırsında biyo regülatör, potasyum bağlayıcı ve antibiyotik üretimi
Fosfor Çözücü Bakteriler - Çözünmez durumdaki fosforun çözünmesi
Mycorrhiza – Besin alımını geliştirici, patojen fungi, bakteri ve nematodlardan koruma
Maya türleri – Vitamin ve büyüme hormmonu üretimi, organik materyalin parçalanması
Aktinomiset Türleri – Antibiyotik salgısı ile hastalılkların önlenmesi
Bacillus Türleri – Bitki koruma ve biyo kontrol
Pseudomonas fluorescent Türleri – Antibiyotik üretimi ve gövde çürüklüğünün önlenmesi
Arthrobacter Türleri – Azot fiksasyonu
Trichoderma Türleri – Kök gelişimini güçlendirici,fusaryuma karşı etki, organik materyalin parçalanması


Eklenti 176718

üzüm 25-10-2010 19:22

Gözlemimi bu başlıkta yazmak için sezonun kapanmasını bekliyordum; yazınızla ilgili olduğu için uygun başlık burası olur.
Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi acemi_caylak (Mesaj 708419)
...
Oysa toprakları geri kazanmanın yolu çok basit; topraktan aldığımızı yeniden toprağa vermek. Bütün organik atıkları yeniden kazanmak. Biz bunu başardığımız oranda aşağıda sözü edilen mineral ve mikroorganizmalar zaten doğal akışı içerisindeki aşağıdaki işlevlerini yerine getireceklerdir.
...

Bahçemizi 2005 yılında sürdürmüştük. Sürüm sonrası otlar gidince bahçenin yola yakın kısmının kumlu-milli ve çok taşlı olduğunu gördük; daha doğrusu taşlarla dolu bir alan, taşların arasında veya taşı kaldırınca dibinde kum-mil bulabiliyordunuz. 1 el arabasi kum-mil elde etmek için 10-15 el arabası taş çıkarmanız gerekiyordu. O sene bahçenin iç kısmında hiç birşey kullanmadan sebze ekimi yaptık ve tek haneli sayıyla ifade edilebilecek ürün aldık, bazılarından ise hiç... Nedenleri önceki bahçemize göre iklimin çok farklı olması nedeniyle dikim zamanını geç yapmamız, suyumuzun kısıtlı olması, en önemliside bu bahçede uzun zamandır ticari tarım yapılmasıydı.

Bu zamana kadar otlayan küçük baş hayvan gübresi (ağırlıklı olarak keçi gübresi), kompost, ısırgan otu, meşe külü, kireç vb. malzemeleri ve yardımcı bitkileri kullanarak; yabani otlar ve baklagiller ile yeşil gübreleme, toprağı dinlendirme gibi uygulamaları yaparak ve 4 senelik ürün rotasyonu uyguluyarak sebzemizi yetiştirdik. Sadece sebze ekeceğimiz yeri çatal bel ile belledik; çıkan yabanı otlar toprağa karıştırıldı. Ağaçların dipleride aynı şekilde işlendi. Geri kalan toprak alanlarda hiç bir işlem yapılmadı; çıkan yabanı otlar kendi haline bırakıldı.

Bu sene baharda tekrar ikinci kez sürdürdük. Domates fideleri toprağa dikimden sonra ısırgan suyu ile sulandı. Sebzelere çapalama ve sulama dışında başka hiç birşey kullanılmadı, yapılmadı. (Hayvan gübresi dahi kullanılmadı)

Yazın aşırı sıcak geçmesine rağmen sebzelerin gelişiminden ve aldığım üründen çok memnunum. Aşırı sıcaklarda bazı bitkilerde durgunluk dönemi geçirsemde taze yemelik, kurutmalık, salçalık (domates salçası), konservelik, çerezlik, vs. için bol bol ürün aldım, halen almaya devam ediyorum. Bütün sezon boyunca herhangi bir hastalık gözlemlemedim. Sadece börülcede delikler oluştu (nasıl bir böceğin yaptığını tespit edemedim). 2-3 kere elle delikli börülceleri bahçeden uzaklaştırarak zararın, zararlının devam etmesini önledim.

Bahçenin ön kısmındaki kumlu-milli alanda 5 yıl boyunca yabanı otların kendi hallerine bırakılması (her kış çürüyerek katman katman birikmesi, köklerinin toprağı tutması, vs..) toprak yapısının gözle görülebilecek ölçüde değişmesini sağladı. (Bahçenin diğer bölgelerindeki çürümüş yabanı ot katmanıda sürüldüğünde toprağa karıştığı için sebzelerin gelişimine yardımcı oldu.)

Bahçede seneye baharda çıkacak yabani otları merakla beklemekteyim. Daha önce baskın olan türlerin yerine farklı bitkiler bekliyorum. (Weeds as indicators of soil conditions)

Batı ile doğunun sentezinden çıkardığım sonuçtan oldukça memnunum. Biraz sabır ile doğa hala kendini yeniliyebiliyor.

acemi_caylak 25-10-2010 20:24

Sn. Üzüm yaptığın çalışmalar için seni kutlarım. Kimyasal gübre ile kirlenmiş verimsiz ve uzun süre işlenmiş toprakları, gerçek anlamda ürün alabilir hale getirebilmek için organik maddece doyurmak gerçektende uzun soluklu bir süreç.

Orman toprağından elde edilecek mikroorganizmalar ve biochar ile bu süreci daha hızlandırabilirsiniz diye düşünüyorum.

Kolay gele.

Not: Bu arada antepfıstığını ne yaptınız? Budama zamanı geldi.

acemi_caylak 25-10-2010 20:26

Arkdaşlar nur topu gibi ilk biocharımız oldu.

Ayrıntılar bu başlıkta

acemi_caylak 25-10-2010 20:33

4 Eklenti(ler)
Hayvan gübresini kötüleyenlere güzel bir iki örnek. Ensar'ın tarlada gübre üzerinde kendiliğinden yeişen dev semiz otu ve hala yeşilliğinden hiç bir şey kaybetmemiş domates. Sındırgılıyı'da fotoğraflamışız.

Eklenti 177050

Eklenti 177051

Eklenti 177052

Eklenti 177053

üzüm 25-10-2010 23:42

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi acemi_caylak (Mesaj 708965)
...
Orman toprağından elde edilecek mikroorganizmalar ve biochar ile bu süreci daha hızlandırabilirsiniz diye düşünüyorum.

Kolay gele.

Not: Bu arada antepfıstığını ne yaptınız. Budama zamanı geldi.

Biyokömür benim için uygun bir çözüm değil. Bahçemden kullanabileceğim malzeme sadece budama sonrası elde ettiğim dal parçaları ve mısır sapları; bunlarıda dal öğütme makinasından geçirip kompost ve malçta kullanıyorum. Dışarıdan gelen organik olmayan bir malzemeyi kullanmayı istemiyorum. (İleriki bir tarihte mısırı bolca ekersem sap ve koçanları ile bir deneme yapabilirim belki; varil de ayarlamak lazım )

(Antepfıstığında testerinin körelen zincirini değiştirene kadar meyve oluşumu başladığı için budama yapmadım. Topladığım ürünün 1/3'ü boş, 1/3'ü kabuğun içini tam doldurmamış, geri kalanı güzel diyebilirim. Budamayı hatırlattığınız iyi oldu...)

Halil Önen 26-10-2010 12:07

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi üzüm (Mesaj 708937)
Gözlemimi bu başlıkta yazmak için sezonun kapanmasını bekliyordum; yazınızla ilgili olduğu için uygun başlık burası olur.

.....................................

Bu zamana kadar otlayan küçük baş hayvan gübresi (ağırlıklı olarak keçi gübresi), kompost, ısırgan otu, meşe külü, kireç vb. malzemeleri ve yardımcı bitkileri kullanarak; yabani otlar ve baklagiller ile yeşil gübreleme, toprağı dinlendirme gibi uygulamaları yaparak ve 4 senelik ürün rotasyonu uyguluyarak sebzemizi yetiştirdik. ....

.... Domates fideleri toprağa dikimden sonra ısırgan suyu ile sulandı. Sebzelere çapalama ve sulama dışında başka hiç birşey kullanılmadı, yapılmadı. (Hayvan gübresi dahi kullanılmadı)

...... Bütün sezon boyunca herhangi bir hastalık gözlemlemedim. Sadece börülcede delikler oluştu (nasıl bir böceğin yaptığını tespit edemedim). 2-3 kere elle delikli börülceleri bahçeden uzaklaştırarak zararın, zararlının devam etmesini önledim.

................
Bahçede seneye baharda çıkacak yabani otları merakla beklemekteyim. Daha önce baskın olan türlerin yerine farklı bitkiler bekliyorum. (Weeds as indicators of soil conditions)

Batı ile doğunun sentezinden çıkardığım sonuçtan oldukça memnunum. Biraz sabır ile doğa hala kendini yeniliyebiliyor.



Sevgili Üzüm, başarılarınızın devamını diliyorum. Bol, sağlıklı ve ucuz ürünler yetiştiriyorsunuz. Yazılarınızı ve uygulamalarınızın takipcisiyim.

'4 senelik ürün rotasyunu' uygulamanız ve bu disipline uymanız iyice
ustalaştığınızı gösteriyor.

Bende dayanamadım tereciye tere satayım dedim.:) Ya da ben böyle yapıyorum desem...

Isırgan otu suyuna ( 5 lt) bir çay bardağı pekmez karıştıryorum. Böylece potasyum, Demir ve Mangenezyumca zenginleştiriyorum. 100 lt. suya karıştıryorum.

Yabancı otları kökleyip bir yere yayıyorum. Bir karış kadar kalınlıkta. üzerine az toptakla kaplıyorum. Kışı geçirtiyorum. Bu tabakayı ağaçların_ fidanların köklerinden biraz uzak, bu önemli_ hiç bozmadan yerleştiriyorum. Böylece bir daha yabancı otlar çıkmıyor.

Börülceleri delen kelebek lavrası yani küçük yeşil kurt. Biliyorsun onun için B.T bakterisi etkili. 15 lt. suya yarım çay bardağı pekmez karıştırmak etkiyi yükseltiyor. Arılara da davatiye gönderiyor.:)

Toprağa hafif kükürt uygulamak Ph. ı düzenliyor, asitikliğini düşürüyor, sebzelere iyi geliyor.

Fidelere zarar veren dana dişi için bu yıl bir uygulama yaptım _ bir deneme istatistik olamaz belki_ başarılı oldum.

Sütleğen otunu bilirsiniz, bir çuvalda eziyor, çıkan sütlü sıvıya su koyuyor _oranlar o kadar önemli değil_ bir gün sonra süzüyor, ağzı kapalı kaba koyup istediğin zaman; 1 lt sini 5 lt suya karıştırp bol su ile bitkilere veriyorum.

Bu toprak altı kurtlara ve kökleri kemiren diğer zarlıları karşı da etkili. Kırmızı örümceye ve nematota etkili olduğunu söylediler ama ben gözlemleyemedim.

Toprak düzenleyici olarak kullanılan ve bir zeolit türü olan Klinoptolitin taşıyıcı özelliğinden de yararlanmak çok önemli. Her yetiştiricinin elinin altında olaması gerekir diye düşünüyorum.

Yukarıdaki 'ısırgan otu suyu' bu maddeye doyurulursa ve toprağa uygulanırsa _ toprakta çok uzun kalmasından da dolayı_ bitkiler için besin evi
oluşturuyor.

Klinop un taşıyıcılığından; mikoriza mantarı veya çiftlik gübresi şerbeti doyurularak da yararlanmak gerekiyor.

Size masraf açtım gibi geldi.:)

İsterseniz bahçenizde bir çift kirpi de besleyebilirsiniz. Onlar toprağın dostu. Bir köşede küçük saman yığının ev edinirler.

Gece ava çıkarlar. Menüde hep; böçekler, tırtıllar, sümükü böçekler, dana burnu vardır.

Kolaylıklar diliyorum.

üzüm 26-10-2010 21:43

Sayın Önen, teşekkür ederim. Bol ve sağlıklı olduğu kesin ama ayırdığım zamanı düşünürsem ucuz değil. Örneğin bu kışı eğitime ayıracağım. Özellikle bu başlıkta, Enzim ve UBYİ başlıklarında çok, çok, çok değerli bilgiler var; özümsemem gerek.
Sizin ve arkadaşların sayesinde bilgi bombardımanına tutuldum; dersimi çalışmam lazım. :)

kayastop 26-10-2010 22:04

sa.halil abi bugün pazardan balık kırıntısı aldım 2 kilo kadar 5 lt lik su şişesine koydum içine 1 bardak laktik asit 2 bardak pekmez ve ılık su kartırdım şimdi beklemedeyim ...

Dogasever 26-10-2010 22:49

Sn Kayastop
Sizi tebrik ederim. Protein açısından zengin bir karışım. Ayrıca fosforca da oldukça zengin. İçine bir çay bardağı kadar ılık maya da koyabilirsiniz. Kök yapıcı olarak.. İsterseniz, EMA da koyabilirsiniz.

Halil Önen 26-10-2010 23:35

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi Dogasever (Mesaj 709362)
Sn Kayastop
Sizi tebrik ederim. Protein açısından zengin bir karışım. Ayrıca fosforca da oldukça zengin. İçine bir çay bardağı kadar ılık maya da koyabilirsiniz. Kök yapıcı olarak.. İsterseniz, EMA da koyabilirsiniz.

Teşekkürler Doğasever.

Sn. kayastop,
Sn. Doğasever' in tavsiyesiyle daha zengin bir karışım elde etmiş olursunuz.

Ben birçok enzime EMA koyuyorum. Maya koymak da iyi fikir. Mayayı kendiniz de yapabilirsiniz. Laktik asit bakterisini _ akdarı dan_ de kendiniz yapabilirsiniz.
Uygun başlıklarda detaylı bilgiler mevcut.

Kullandığınız kaba sifon yapmadıysanız, kabın içindeki havanın tamamını çıkarmayın. İçeride biraz hava kalmalı.

Dediğim gibi bu ve buna benzer karışımları klinoptilolite yedirerek kullanmak, onun taşıyıcı özeliğinden yaralanmak kullanma kolaylığı getirecektir.

Bu şekli ile sadece küçük bitkilerde değil meyve ağaçlarının taç izlerine gömülerek, geniş alanlarda da kullanılabilir.

Kolay gelsin

kayastop 27-10-2010 16:02

İçine sonradan maya katsak mecburen hava alacak {2 gün sonra ] nasıl olur günde 3 kere havasını alıyorum bidon patlayacakmış gibi şişiyor şu an için sifon tekniği için geç diye düşünüyorum değil mi bozulma olur mu çok fazla gaz çıkışı var bu fermantasyon ne kadar süre devam eder teşekkür ederim hepinize.

Sarıcan 27-10-2010 16:08

Sifon tertibatı yapmak için hiç geç değil, kapak bir sefer açılmakla bir şey olmaz. Fermentasyon çok hızlı olduğu için çabucak gaz oluşur ve hava ile temas kesilir. En fazla 1 bardak daha pekmez ilave edersiniz.

acemi_caylak 27-10-2010 17:25

Sevgili Kayastop,

Ha gayret çevredeki ormandan (Toroslar - Tekir Yaylası bu iş için ideal.) ya da sık çalılıklı bir alandan pirinç teknesi yoluyla bakteri topladın mı, tam bir sıvı gübre yapmış olursun. Sizin orada bu bakterileri toplamanın en güzel mevsimi. Ne soğuk ne de çok sıcak.

kayastop 27-10-2010 20:33

sn Ali abi henüz toplamadım ama dediğiniz gibi tam mevsimi size kesinlikle katılıyorum çok teşekkür ederim hepinize çok güzel bir okul öğretmenleri de bir o kadar.

kayastop 28-10-2010 17:32

balık artıklarından yaptığım enzim bidonu günde 3 -4 kez havasını aldığım halde dün gece patlamış oysa bugün sifon tertibatı yapmayı planlıyordum.

acemi_caylak 28-10-2010 17:46

Ortalık batmıştır. Aynı şey bir iki kere benim başıma da geldi. Özellikle ilk 2-3 gün sonrasındaki günlerde gaz çıkışı çok yoğundur. 10. günden itibaren gaz çıkışı azalır. Özellikle sıcaklık çok yüksekse sürekli kontrol gerekir. Bu yüzden sifon tertibatı en iyisi ya da bidonun 1/3 kısmı boş olmalıdır.

kayastop 28-10-2010 19:13

Abi daha 2. günde gümledi her tarafı leş kokusu sardı ev sahibiyle papaz olduk bugün benim için bir kabustu denebilir sifon için hangi aparatlar gerekli teşekkürler...

kayastop 28-10-2010 19:16

ev sahibimiz "ya burası zehir kokuyor kim yapmış acaba" derken rezaleti gördü ve kükredi.

Sarıcan 28-10-2010 19:27

http://www.agaclar.net/forum/showthread.php?t=18541

Enzim başlığında sifon tertibatı için çok örnekler var.

kayastop 28-10-2010 19:46

teşekkürler sn.sarıcan

sındırgılı 28-10-2010 20:02

Ayni seyin, benim dukkanin deposunda olacabilecegini dusunmek bile istemiyorum.
Sigorta bile zararlari karsilamaz, resmen batariz. Onun icin, sifon tertibati sart.......
Dusunsenize, balik kokulu bayan ayakkabi ve cizmeleri ?????
Aklimdan bile gecirmek istemem.:(

Yoksa patlarmi .???????


Forum saati Türkiye saatine göredir. GMT +2. Şu an saat: 05:55.
(Türkiye için GMT +2 seçilmelidir.)

Forum vBulletin Version 3.8.5 Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0
agaclar.net © 2004 - 2025