agaclar.net

Geri Dön   agaclar.net > Üretim, Bakım, Düzenleme, Temel Malzemeler > Temel Konular (Toprak, Gübre, Tohum, Sulama)
(https)




Beğeni Düzeni2Beğeniler

Cevapla
 
Bookmark and Share Dış Bağlantılar Konu Araçları Mod Seç
Eski 29-09-2010, 20:09   #1
Ağaç Dostu
 
Dogasever's Avatar
 
Giriş Tarihi: 05-04-2007
Şehir: Appleton-İngiltere
Mesajlar: 1,706
Nasıl ve Neden?

Hepimizin zaman zaman aklını kurcalayan bazı sorular vardır? Hele hele konu tarım, toprak ve çevre olunca bu sorular büyüdükçe büyür ve genişledikçe genişler. Gerçi Temel Konular başlığı altında birçok konu anlatılmaktadır.

Ancak bu başlık altında, diğer başlıklarda soramadığımız soruları soralım. Bu sorular çok basit olabileceği gibi (mesela toprakta hangi bileşenler vardır? veya organomineral nedir? Mikroskopta nasıl görünür?) çok zor da olabilir (Örneğin, muz neden sararır veya kararır? gibi, bazıları için bu sorunun yanıtı çok kolay olabilir. Burada daha çok doğal oluşumlar veya doğal olaylarla yani doğanın işleyişiyle ilgili merak ettiğimiz soruları tartışalım. Bu konular herhangi bir başlık için çok spesifik veya ilgisiz olabilir. O yüzden ayrı bir sorular başlığı açmayı düşündüm. Burada yanıtları bilen veya küçük de olsa fikri olan herkes yanıt verebilir. Bir başka deyişle, bu başlık bir yerde hem soru sorma hem de fikir yürütme başlığı olsun. Her şey soru sormakla başlar. Ne dersiniz?

Bu başlığın kuralı:
Soru sorulduktan sonra 10 gün içinde yanıt veren olmazsa ya da doğru yanıt veren olmazsa, sorunun yanıtını soruyu sorandan bekleyeceğiz. (Tabii biliyorsa, bilmiyorsa soru açık olarak devam eder ta ki biri yanıtlayana kadar!)


Düzenleyen Dogasever : 06-10-2010 saat 15:59 Neden: ekleme
Dogasever Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 29-09-2010, 21:29   #2
Ağaç Dostu.
 
bahtiyar02's Avatar
 
Giriş Tarihi: 14-09-2006
Şehir: ADIYAMAN
Mesajlar: 2,457
Galeri: 3
Gerçektende çok güzel bir başlık olur.Özellikle biz meraklı dostlar için soru soracağımız bir başlık.Çok teşekkür ederim.İlk soru benden
Beyaz sineklerin oluşumunu sağlayan etkenler nelerdir?neden özellikle patlıcan bitkisinin üzerinde daha çok bulunurlar?
Saygılar


Düzenleyen bahtiyar02 : 29-09-2010 saat 21:30 Neden: ekleme
bahtiyar02 Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 29-09-2010, 21:36   #3
Ağaç Dostu
 
Dogasever's Avatar
 
Giriş Tarihi: 05-04-2007
Şehir: Appleton-İngiltere
Mesajlar: 1,706
Soru için çok teşekkürler sn Bahtiyar

Fikri olan varsa lütfen çekinmeden belirtsin. Doğru olması şart değil. Fikir yürüterek doğrusunu bulmaya çalışıyoruz. Ben açıkça söyleyeyim şu anda yanıtını bilmiyorum. Ama bulmaya çalışacağım. İlk soru için tekrar teşekküler.

Dogasever Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 29-09-2010, 21:46   #4
Ağaç Dostu
 
gece's Avatar
 
Giriş Tarihi: 22-02-2007
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 1,670
Galeri: 32
Renkli bir başlık

Bence çok renkli bir başlık açıp, yazının sonunda ilk soru olan "ne dersiniz?" diye de sormuşsunuz.

Harika olur diyor, hazır fırsatını bulmuşken bilen, bilmeyen herkese soruyorum;

Renkler ve canlılık/canlılar arasındaki bağlantının köklerini soruyorum.
Neden, kış başı ve sonunda açan çiçekler beyaz (örneğin Lonicera fragrantissima), erken ilkbahar çiçekleri mor ve yakın renkler (leylak, sümbül, mor salkım, ...), sıcaklık arttıkça renkler de ısınıp, sıcak renklere kayarak, yaz sonu kırmızı ve turuncu renkler, sonbaharda sararıyor, nasıl ve neden?

Tamam, sıcaklık gibi enerjinin daha yoğun olduğu ortamların, daha enerjik dalga boyunda yani kırmızıya kaçan renklere yol açtığı kesin gibi ama tüm olay bundan ibaret olmasa gerek, nasıl ve neden?


gece
bitkiler ve renkleri temel bir konu değil midir? Diyen forum kişisi


Düzenleyen gece : 29-09-2010 saat 23:33 Neden: L. frag. linki eklendi.
gece Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 29-09-2010, 23:05   #5
Ağaç Dostu
 
Dogasever's Avatar
 
Giriş Tarihi: 05-04-2007
Şehir: Appleton-İngiltere
Mesajlar: 1,706
Karanlıktan renkli ve güzel bir soru geldi. Bitkilerin yeryüzünde hayvanlar ve insanlardan çok daha eski olduklarını biliyoruz. Çevre koşullarının canlıların genlerini etkilediğini biliyoruz. Acaba mlyonlarca yıl süren kışın soğuk, yazın sıcak ortam bitkilerin renklerini belirlemede etkili oldu mu? Olabilir. Mesela insanlara bakalım. Bu benzetme yanlış olabilir belkıi ama bu başlık nasıl olsa serbest kürsü ve fikir yürütüyoruz. Acaba neden Afrikadaki siyahlarla, Avustralyadaki aborijinler oldukça koyu renkli, halbuki soğuk Avrupadakiler beyaz derili, Ortadoğulular genelde esmer? Canlıların renkleriyle milyonlarca yıl yaşadıkları ortamın sıcaklığı arasında bir ilişki var gibi. Teşekkürler Gece güzel soru.


Düzenleyen Dogasever : 30-09-2010 saat 00:14
Dogasever Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 30-09-2010, 00:24   #6
Ağaç Dostu
 
Dogasever's Avatar
 
Giriş Tarihi: 05-04-2007
Şehir: Appleton-İngiltere
Mesajlar: 1,706
Beyaz sinek patlıcandaki besine daha kolay ulaşıyor olabilir mi?

Sn Bahtiyar

Beyaz sineğin bitkinin phloem'inden beslendiğini biliyoruz. Acaba patlıcan bitkisi diğer bitkilerden daha yumuşak olabilir mi? Dolayısıyla beyaz sinek çok az bir zahmetle patlıcanın phloem tabakasına, dolayısıyla besine ulaşıyor olabilir mi? Canlıların kolay ulaştıkları besinleri diğer besinlere tercih edeceğini düşünüyorum. Dolayısıyla bu besinleri taşıyan bitkileri tercih edeceklerdir. Örneğin, insanlar önce alt dallardaki meyveleri toplarlar sonra ağacın üstündeki meyvelerin peşine düşerler. Ya da aç bir insana içinde aynı yiyecek olan biriaçılması kolay diğeri çok daha zor olan iki paket verilse, aç insan önce kolay paketi açarak içindekini yiyecektir. Benim ki bir düşünce...


Düzenleyen Dogasever : 04-10-2010 saat 14:49 Neden: ekleme
Dogasever Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 03-10-2010, 18:51   #7
Ağaç Dostu
 
Dogasever's Avatar
 
Giriş Tarihi: 05-04-2007
Şehir: Appleton-İngiltere
Mesajlar: 1,706
Yeryüzünde ilk karasal bitki!

Uzunca bir zamandır sürekli düşündüğüm, kendime göre yanıtlamaya çalıştığım bir konu var. Bunu siz ağaçseverlere de sormak istiyorum. Fikirlerimizi paylaşalım:

Yüryüzünde ilk karasal bitki neden ve nasıl ortaya çıktı?

Dogasever Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 03-10-2010, 19:26   #8
Ağaç Dostu
 
copur 09's Avatar
 
Giriş Tarihi: 19-11-2006
Şehir: Nazilli
Mesajlar: 592
Bence, deniz ile karanın bitiştiği bölgede yaşıyor du. Bir şekilde bağlantı kopunca karaya uyum sağlayabileni hayatta kaldı.

copur 09 Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 04-10-2010, 14:02   #9
Ağaç Dostu
 
Dogasever's Avatar
 
Giriş Tarihi: 05-04-2007
Şehir: Appleton-İngiltere
Mesajlar: 1,706
SAyin Copur

Ben de sizin gibi düşünüyorum. İlk canlılar okyanuslardaki mikroorganizmalardı (algler). Dünyamız soğurken, atmosferde soğuma sırasında çıkan toksik gazlar (metan, hidrojen gibi) ve su buharı birikmişti. Yeryüzünün ince bir kabuğu katılaşıp, yeryüzü sıcaklığı 100 C derecenin altına indikten sonra, yağmurlar yağmaya başladı (bu tabii ki daha hızlı bir soğumayı da beraberinde getirdi).

Denizler oluştuktan sonra, su içinde ilk canlılar olan mikroorganizmalar ortaya çıktı (algler). Bunlar kendi besinlerini güneş ışınlarından kendileri üretiyorlardı. Atmosferdeki zehirli gazları da tüketiyorlardı. Oksijen veriyorlardı. Oksijen artısı beraberinde ozon artışını da getirdi. Böylece, ozon sayesinde güneşin zararlı UV ışınları da filtre edilmeye başlanınca, yeryüzü diğer bitkilerin de yaşayabileceği uygun bir ortam haline geldi.

Böylece ilk bitkiler olduğu düşünülen likenler de aynen sizin söylediğiniz gibi kıyılara yakın yerlerde veya su birikintilerinin kenarlarında ortaya çıktı. Likenler çok az nemli yerlerde dahi yetişebilen bitkilerdir. Fazla kök yapısına da ihtiyaçları yoktur. Çünkü yeryüzünün ilk zamanalrında fazla bir toprak da yoktu genelde kayaçlar vardı. Likenler kayaçların yüzeyine kolaylıkla tutunabildiler. Teşekkürler.

Dogasever Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 04-10-2010, 15:14   #10
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 29-11-2009
Şehir: İstanbul - Gaziantep
Mesajlar: 1,194
Sevgili Meymun, bu soruya cevap olabilecek 2 tane güzel öykü yazmış.

Bitkisel Yaşam

Pek Kültürlü Bitkiler

acemi_caylak Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 04-10-2010, 15:38   #11
Ağaç Dostu
 
selim_50's Avatar
 
Giriş Tarihi: 13-09-2007
Şehir: Nevşehir
Mesajlar: 641
kuşlar özellikle tavuk, dinazorların evrimleşmiş hali midir?

selim_50 Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 04-10-2010, 17:00   #12
Ağaç Dostu
 
Dogasever's Avatar
 
Giriş Tarihi: 05-04-2007
Şehir: Appleton-İngiltere
Mesajlar: 1,706
Sayin Selim

Öncelikle soru sorduğunuz için çok teşekkürler. Gerçekten sorunun ne olduğu o kadar önemli değil. Önemli olan sormak. Biz de millet olarak bir soru sorma eksikliği olduğunu düşünüyorum. Buna daha doğrusu merak etme eksikliği demek lazım. Bakınız biz de bir tek Piri Reis vardır. Halbuki yabancılarda öyle mi? Hep her şeyi onlar merak edip araştırıyorlar. Coğrafi keşifleri hep onlar yaptılar. Birçok şey (elektrik, pompa, bilgisayar, ...) hep merak edildiğinden ve bir sorunu çözmek amacıyla bulunmuştur. Öğretim üyeliği yaptığım dönemde de hiç sevmediğim şey gidip sınıfta monolog yapmaktı. Derste arkadaşlar sorusu olan var mı deyince herkes sus pus oluyordu. Halbuki her şey soru sormakla başlar. Tekrar teşekkürler.
Sorunuzla ilgili daha sonra birkaç şey söyleyebilirim.

Dogasever Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 04-10-2010, 18:14   #13
agaclar.net
 
malina's Avatar
 
Giriş Tarihi: 03-04-2004
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 37,246
Galeri: 88
Bu lafı çok severim:

Soru sormak, cevap vermekten zordur...

malina Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 04-10-2010, 18:26   #14
Ağaç Dostu
 
Dogasever's Avatar
 
Giriş Tarihi: 05-04-2007
Şehir: Appleton-İngiltere
Mesajlar: 1,706
Çok haklısınız Sn Malina. Hepimiz durup kendi kendimize şu soruyu sormalıyız. Ben neyi merak ediyorum? Eğer hiçbir şeyi merak etmiyorsanız, bir yerde bir sorun var demektir. İnsan kendini merak etmeye zorlamalıdır. Bu siteye üye ve siteyi ziyaret eden herkesin burada en az bir soru sormasını bekliyorum. Soruların yanıtlarına da elden geldiğince hepimiz yardımcı olmaya çalışalım. Belki şu soru sormama hastalığını birlikte yenebiliriz.

Dogasever Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 04-10-2010, 18:31   #15
Ağaç Dostu
 
copur 09's Avatar
 
Giriş Tarihi: 19-11-2006
Şehir: Nazilli
Mesajlar: 592
Benim bildiğim kadarı ile tavuk vahşi hayvandır. Bir insanın üstüne biraz kan bulaştırıp tavukları da yanına bırakın canlı canlı yerler.

copur 09 Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 04-10-2010, 19:00   #16
Ağaç Dostu
 
Dogasever's Avatar
 
Giriş Tarihi: 05-04-2007
Şehir: Appleton-İngiltere
Mesajlar: 1,706
Haklisiniz. Birbirlerini de yerler! Yalniz dinazorlarla iliskileri var mi bilmiyorum. Biraz arastirmak lazim.

Dogasever Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 04-10-2010, 19:44   #17
Ağaç Dostu.
 
bahtiyar02's Avatar
 
Giriş Tarihi: 14-09-2006
Şehir: ADIYAMAN
Mesajlar: 2,457
Galeri: 3
Tavukların akbaba türünden geldiğini duymuştum.Her türlü şeyi yerler.Buna leşte dahil.İnternette ise arayınca farklı tanımlarla karşılaşıyorsunuz.İşte onlardan birisi.
saygılar.
kaynak:http://tr.wikipedia.org/wiki/Tavuk

bahtiyar02 Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 04-10-2010, 20:28   #18
Ağaç Dostu
 
Dogasever's Avatar
 
Giriş Tarihi: 05-04-2007
Şehir: Appleton-İngiltere
Mesajlar: 1,706
2008'de USA Today Gazetesinin Internet sitesinde Tavukların T-Rex adlı dinazordan geldiklerine dair bir habere rastladım. Gerçekten de tavukların Dinazorlardan geldiği düşünülüyor. Bu benim için de sürpriz oldu. Gerçi iskeletleri benziyor ama arada biraz (?) boyut farkı var.

http://www.usatoday.com/tech/science...cken-dna_N.htm

Haberı yazan: Randolph E. Schmid, Associated Press
WASHINGTON — Tavuklara biraz daha saygı gösterilmesi gerekiyor.
Bilim adamkları, bugün masanıza gelen kızarmış tavuğun Müthiş T-rex dinazorundan geldiğine dair kanıtları ortaya koydular.

Ve, mastodonlarla filler arasındaki yakın ilişkiyi teyit etmeleri de hiç sürpriz değil.

İSkeletlerine bakıldığında, fosil çalışmaları uzun zamandan beri modern kuşların T. REx'ten geldiğini önermekteydi.

Jurnal Sicence dergisinin Cuma günkü baskısında yer alan bir habere göre, şimdi T-rex'in eklem dokularından alınan küçük protein parçacıkları, tavuklar ve devekuşları dahil kuşlarla T. Rex arasında ilişki olduğunu göstermiştir.


Harvard'dan makalenin eşyazarı John M. Asara ekibinin geçen yıl T.Rex'ten almayı başardıkları kolajen ekstraktının tavukların kolajenine benzediğini bildirmiştir.
Name:  trextopper.jpg
Views: 1421
Size:  39.3 KB

Dogasever Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 04-10-2010, 21:31   #19
Moderatör
 
Güler's Avatar
 
Giriş Tarihi: 26-04-2007
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 28,409
Galeri: 103
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi malina Mesajı Göster
Bu lafı çok severim:

Soru sormak, cevap vermekten zordur...

Hımmm, bu durumda ben biraz daha soru sormadan bekleyip, soranları okumaya devam edeyim.

Güler Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 04-10-2010, 21:48   #20
Ağaç Dostu
 
Dogasever's Avatar
 
Giriş Tarihi: 05-04-2007
Şehir: Appleton-İngiltere
Mesajlar: 1,706
Cool Kaçmak yok.

Öyle kaçmak yok, herkes soru soracak.

Dogasever Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 04-10-2010, 22:04   #21
Ağaçsever
 
Giriş Tarihi: 04-05-2010
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 80
Burada fikir yürüterek doğruyu bulma gibi bir cümle okudum. İnsan fikir yürüterek doğruları bulabilmiş olsaydı, 2500 sene önce eski Yunan'lılar çok şeyin doğru yanıtlarını bulurdu. Ama öyle olmadı.

Ayrıca ilk canlılar olarak algler yani yosunlar yazılmış. Bunun için hangi bölüme koyacağıma karar veremediğim 6 ay önce hazırlamaya başladığım bir yazıyı da eklemek gerekecek. 6 aydır internetten uzağım, ve bu yazıyı unutmuştum. Kontrol edip ekleyecektim.

Bu konunun adı da neden nasıl buraya da uyar mı kestirmedim.

meymun Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 04-10-2010, 22:09   #22
Ağaçsever
 
Giriş Tarihi: 04-05-2010
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 80
Kuşların dinazorlarla ilişkisi hakkındaki varsayımları, uzakdoğuda birkaç yıl önce bulunan, telek tüyleri korunmuş geçiş canlılarının fosilleri de desteklemekte.

meymun Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 04-10-2010, 22:20   #23
Ağaçsever
 
Giriş Tarihi: 04-05-2010
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 80
http://www.agaclar.net/forum/showthr...d=1#post701673

İlk kara bitkisi, vs gibi soruların şu an doğru sanılan yanıtlarını bu linke ekledim.
Okuyan olur, yanlışlarımı düzeltirse sevinirim. Kontrol etmeden yazdım.

meymun Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 04-10-2010, 23:39   #24
Ağaç Dostu
 
gece's Avatar
 
Giriş Tarihi: 22-02-2007
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 1,670
Galeri: 32
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi meymun Mesajı Göster
Burada fikir yürüterek doğruyu bulma gibi bir cümle okudum. İnsan fikir yürüterek doğruları bulabilmiş olsaydı, 2500 sene önce eski Yunan'lılar çok şeyin doğru yanıtlarını bulurdu. Ama öyle olmadı. ...
Fikir yürüterek doğruyu (hakikati) bulmak, hiç olmamış/olmayacak bir şey de değildir ama.

Bilgi, başka bilgiden de doğabilir. Yani bilginin kaynakları arasında bizatihi (başka) bilgiler de vardır. Dikkat edin, doğar ya da doğmaz değil, doğabilir de safsataya dönüşebilir de.

Var olan, yürütülen bilgilerden bir çok sonucu ulaşılan bir çok doğru olduğunu düşünüyorum.

Eski Yunanlılar her şeyin doğru yanıtını bulmadılar ama çok şey bulduklarını da kabul etmek gerekmez mi?


gece
fikirleri yürütmek ile bekletmek ve uçurmayı ayrı gören forum kişisi

gece Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 05-10-2010, 09:53   #25
Ağaç Dostu
 
Dogasever's Avatar
 
Giriş Tarihi: 05-04-2007
Şehir: Appleton-İngiltere
Mesajlar: 1,706
Alıntı:
Burada fikir yürüterek doğruyu bulma gibi bir cümle okudum. İnsan fikir yürüterek doğruları bulabilmiş olsaydı, 2500 sene önce eski Yunan'lılar çok şeyin doğru yanıtlarını bulurdu. Ama öyle olmadı.


Bence burada yanıt veren arkadaşların %100 doğruyu bulmaları diye bir iddiamız olamaz ve olmamalıdır. Önemli olan verilen yanıtın doğru olmayan yanının bir başka arkadaş tarafından doğru olmadığının belirtilmesidir. İnsanlık pek çok şeyi deneyerek ve fikir yürüterek öğrenmiştir. Fikir yürütürseniz, iki sonucu vardır: Doğru veya yanlış. Ama fikir yürütmezseniz, sonuç tektir: Hiç!
Eski Yunanlılara da eski Mısırlılara da yürüttükleri tüm fikirlerden ötürü çok şey borçluyuz. Size güzel bir örnek kontak lensin icadıdır:

Kontak lens için ilk fikir yürüten 16. yy'da Leonardo da Vinci'dir. Lensin ilk defa diyagramlarını çizmiş ve çeşitli olasılıkların açıklamalarını yapmıştır. Bundan yaklaşık 100 yıl sonra Rene Descardes, görme kusurlarını düzeltmek için gözlerde lensin kullanılabileceği düşüncesini geliştirmiştir. Ve Descartes'ten 170 yıl sonra Thomas Young ilk lensi geliştirmiştir. Daha sonra ise, bir Alman Cam Ustası 1887'de göze takılmaya uygun ilk kontak lensi ortaya çıkarmıştır. Ancak, bundan sonra tüm dünya bu konuya kafa yormuş ve çok daha gelişmiş kontak lenslerin üretilmesi mümkün olmuştur. Şimdi kontak lensin düşünce babası olan Leonardo Da Vinci'ye müteşekkir değil miyiz?

Ayrıca, teleskobun mucidi sayılan Alman Hans Lipperhey'in de kendisinden önce İtalya'da cam yapım tekniklerindeki gelişmelerden etkilenmediğini söyleyebilir miyiz? Bence her şey birbirine bağlıdır ve bilimde gelişmeler ve icatlar bir bayrak yarışı gibidir. Biri bırakır diğeri devam eder. Ancak en önemli konu bir fikrin öne sürülmüş olmasıdır. Fikir olarak da doğru olan ileri sürülür diye bir kural yoktur. Birçok fikir öne sürülür ve bu fikilrlerin çarpışması neticesinde, bazı fikirler öne çıkar. Bazen yanlış (veya doğru) fikirler bizi doğru olan başka fikirlere de götürebilir.

Örneğin, sanayi devriminde İngiltere'de ilk buharlı makinenin ortaya çıkışı: Hiç kimse, neden biz buharlı bir makine yapmıyoruz diyerek yola çıkmadı tabii ki. Çünkü böyle bir makinenin olabileceğini o zaman kimse bilmiyordu. Kömür ocaklarında ellle ulaşılabilen kömürleri tükettikten sonra, kömür için daha derinlere kazmak gerekiyordu. O zaman da madencilerin karşısına bir sorun çıktı: Su. Tünelleri su bastığı için belirli bir derinlikten öteye gidemiyorlardı. Bu sorunu çözmek için, fikirler öne sürüldü ve sonucunda pompa icat edildi. Sorun Çözüldü. Ama pompa çok önemli bir buluşa daha fikir babalığı yaptı: Buharlı makine. Birileri çıktı ve dedi ki, madem biz hareket üretebiliyoruz o zaman bu hareketi kullanarak kendi kendine giden arabalar yapabiliriz. (o zaman arabalar sadece atlara koşuluyordu!). Böylece ilk tren ortaya çıktı. Arkasından da biliyorsunuz, her şey birbirine izledi ve bugüne geldik.

Anlatmak istediğim her şeyin başlangıç noktası fikirlerdir. Fikirler de soru sorarak ve merak ederek ya da bir sorunu çözmeye çalışırken ortaya çıkar.
Alıntı:
Bu konunun adı da neden nasıl buraya da uyar mı kestirmedim.


Buraya her şey ve her türlü fikir uyar.


Düzenleyen Dogasever : 05-10-2010 saat 10:07 Neden: duzeltme
Dogasever Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 05-10-2010, 17:57   #26
Ağaç Dostu
 
Dogasever's Avatar
 
Giriş Tarihi: 05-04-2007
Şehir: Appleton-İngiltere
Mesajlar: 1,706
Pekala bugün soru soran yok. Öyleyse ben sorayım:

Neden otları (çimenleri) biçtiğimizde yeniden büyür de; domates, biber patlıcan gibi bitkileri biçsek yeniden büyümez?

Not: Yanıtı önceden biliyorsanız hemen yanıt vermeyin de biraz tartışılsın lütfen.

Dogasever Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 05-10-2010, 20:59   #27
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 18-01-2009
Şehir: izmir/aliağa
Mesajlar: 5,567
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi Dogasever Mesajı Göster
Pekala bugün soru soran yok. Öyleyse ben sorayım:

Neden otları (çimenleri) biçtiğimizde yeniden büyür de; domates, biber patlıcan gibi bitkileri biçsek yeniden büyümez?

Not: Yanıtı önceden biliyorsanız hemen yanıt vermeyin de biraz tartışılsın lütfen.
Otlar çok yıllıktır da ondan. Yoksa otlar saçak köklü, diğerleri kazık köklü olduğundan mı?


Peki domates, patlıcanı ve biberi belirli bir seviyeden biçersem,( ve bunu hep yaparsam) toprak ve hava ısısını isteğine göre verirsem, otlardan farkı kalır mı?

Tamam ben bunu serada _küçük bir yerde_ deneyeyim.

Bu biraz şuna benziyor mu? Tavuklara gece de ışık veriyorsun.Bir günde iki yumurta alıyorsun.

(kızmayın burası serbest kürsü, ona göre...)

gulperi beğendi.

Düzenleyen Halil Önen : 05-10-2010 saat 21:29 Neden: John Florıo diyor ki; gece düşüncenin anasıdır.
Halil Önen Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 05-10-2010, 21:18   #28
Ağaç Dostu
 
Dogasever's Avatar
 
Giriş Tarihi: 05-04-2007
Şehir: Appleton-İngiltere
Mesajlar: 1,706
Bu doğru işte burası serbest kürsü. Dileyen dilediği fikri öne sürebilir. Teşekkürler Halil Bey.

Dogasever Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 05-10-2010, 21:38   #29
Ağaç Dostu
 
üzüm's Avatar
 
Giriş Tarihi: 30-10-2007
Şehir: Sarıcakaya/Eskişehir
Mesajlar: 1,606
Galeri: 1
Patlıcanı denemedim ama domates ve biber biçildikten sonra büyür ve meyvede alırsınız. Yaz sıcaklarına dayanamayan domateslerden bazılarını 15 cm. cıvarında kesmiştim. Kızarmaya vakitleri olmadı ama turşuluk domatesim olmuştu. Yedi kardeş denilen saksı biberlerini kışın içeriye alıp sulamasını sürdürürüm. Baharda 10-15 cm. budadıktan sonra dışarıya alırım; erkenci acı biberim hazır olur.

Uygun koşullarda yetişen patlıcan, domates, biber iki yıllık bitkilerdir diye biliyorum.

üzüm Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 05-10-2010, 22:20   #30
Ağaç Dostu
 
copur 09's Avatar
 
Giriş Tarihi: 19-11-2006
Şehir: Nazilli
Mesajlar: 592
Kertenkelenin kuyruğu misali, büyüme hücreleri gibi bir şey olmalı. Bizim buralarda özellikle narenciye fidanları biraz susuz kaldı mı dip taraflarından yeni filizler fışkırır. Geçen bahar maydonozların arasında çıkan erik fidanı maydanozlarla aynı boydayken;eşim tarafından biçilince bir müddet çöp halinde kaldı sonra da kurudu.

copur 09 Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Cevapla


Gönderme Kuralları
Yeni konu gönderemezsiniz
Konulara yanıt veremezsiniz
Ek dosya yükleyemezsiniz
Kendi gönderilerinizi düzenleyemezsiniz

BB code Açık
Smilies Açık
[IMG] Kodu Açık
HTML Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Forum saati Türkiye saatine göredir. GMT +2. Şu an saat: 13:09.
(Türkiye için GMT +2 seçilmelidir.)


Forum vBulletin Version 3.8.5 Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0
agaclar.net © 2004 - 2024