agaclar.net

Geri Dön   agaclar.net > Üretim, Bakım, Düzenleme, Temel Malzemeler > Temel Konular (Toprak, Gübre, Tohum, Sulama)
(https)




Beğeni Düzeni15Beğeniler

Cevapla
 
Bookmark and Share Dış Bağlantılar Konu Araçları Mod Seç
Eski 31-12-2007, 21:20   #1
Ağaçsever
 
ekip2004's Avatar
 
Giriş Tarihi: 25-07-2007
Şehir: samsun
Mesajlar: 80
Hormonlar

Bitkisel hormonlar ile ilgili olarak biraz daha teferruat isteyen arkadaşlar göz atabilir.



ekip2004 Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 01-01-2008, 19:29   #2
agaclar.net
 
malina's Avatar
 
Giriş Tarihi: 03-04-2004
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 37,245
Galeri: 88
Verdiğiniz bağlantıya baktım. Konu Bahçesel sitesinde ayrıntı işlenmiş. Yanlız dikkat edilmesi gereken şeyler var. Yazının o bölümünü kopyaladım. Tamamı burada

"
Ülkemizde BGD kullanımı henüz istenilen seviyede olmamasına karşılık mevcut uygulamalarda da birçok olumsuz durumla karşılaşılmaktadır. Bunlar genellikle yetiştiricilerden kaynaklanan ve yanlış uygulamalara dayanan olumsuzluklardır."


Dağıtmaya başlamadan önce konunun bu taraflarını ayrıntılı konuşmak iyi olur. Ne dersiniz?


Alıntı:
4. TÜRKİYE' DE BGD KULLANIMI

4.1. Ülkemizde BGD' lerin Kullanım Alanları

Ülkemizde BGD kullanımı çeşitli sorunlardan dolayı yeterince yaygın değildir. Ancak belli alanlarda yine de başarıyla kullanılmaktadır. Bu alanların başında örtüaltı sebzeciliği gelmektedir. Özellikle domates ve patlıcanda partenokarpik meyve tutumunu sağlamak amacıyla yaygın olarak kullanılmaktadır. Bu amaçla eskiden 2.4-D kullanılmaktaydı. Ancak bu BGD' nin insan sağlığına zararlı olduğu iddiaları sebebiyle yasaklanmış ve yerine 4-CPA ve BNOA kullanılması tavsiye edilmiştir (Ertekin, 1997).

Bir diğer kullanım alanı muz, limon gibi meyvelerin sarartılması ve diğer birçok meyvenin erken olgunlaştırılması amacıyla etilen kullanılmasıdır. Gelişen Pazar isteklerine bağlı olarak hızlı bir şekilde olgunlaştırılan ve piyasaya sürülen meyve ve sebzeler bugün oldukça yaygındır.

Ülkemizde hemen hemen en yaygın kullanılan bir diğer BGD ise GA' tir. Zira kirazdan üzüme, elmadan süs bitkilerine kadar geniş bir biçimde kullanım alanı bulmuştur. Genellikle üzümde, çekirdeksizliği teşvik ve meyve ve salkım büyüklüğünü artırmak amacıyla; kirazda, büyük ve sert meyve elde etmek için; diğer bazı meyvelerde (elma, armut vs.) daha iri meyve elde etmek için ve süs bitkilerinde daha erken ve homojen çiçek açmasını sağlamak amacıyla GA kullanılmaktadır.

Kullanım alanlarından biri de özellikle fidan üretimi ile ilgilenen yetiştiriciler tarafından çelikle köklendirmeyi sağlamak amacıyla IBA kullanılmasıdır. Birçok meyvenin çelikleri IBA muamelesine tabi tutulduklarında daha hızlı köklenmektedir.

Bunların yanında küçük çaplı çeşitli uygulamaların olduğu muhakkaktır. Ancak önceki bölümlerde anlatılan kullanım alanlarının çeşitliliği yanında belirtilin kullanımların çok sınırlı kaldığı açıktır. Bu durumun başlıca sebepleri ve bu alanda karşılaşılan sorunlar aşağıda anlatılmıştır.

4.2. BGD Kullanımında Karşılaşılan Sorunlar

4.2.1. İnsan Sağlığı İle İlgili Sorunlar

BGD' lerin insan sağlığına etkileri konusunda çok net bilgiler bulunmamaktadır. Ancak özellikle 2,4-D' nin insan sağlığı açısından olumsuz etkileri olduğu konusunda bazı görüşler bulunmaktadır. Bu yüzden 2,4-D Tarım ve Köyişleri Bakanlığınca yasaklanmıştır. Büyüme düzenleyicilerin rasgele ve bilinçsizce kullanılmaları sonucu bu maddelerin kullanılmaları ve üretimleri ruhsata bağlanmıştır. 2,4-D yakın zamana kadar özellikle domates ve patlıcanda partenokarpik meyve oluşumunu teşvik amacıyla sıkça kullanılmaktaydı. Bugün bu maddenin yerine 4-CPA ve BNOA' in kullanılmasına izin verilmiştir.
2,4-D' nin insan sağlığına etkileri, davranış ve şekil bozuklukları, genetik yapıda bozukluklar, sinir sisteminde oluşturduğu bozukluklar olmak üzere sınıflandırılabilir (Ertekin, 1997).

2,4-D üzerine yapılmış çok sayıda araştırma mevcuttur. Örneğin memeli hayvanlar ve kuşlar üzerinde yapılan çalışmalarda canlı ağırlık başına 100-300 mg 2,4-D verilince ani ölümlerin oluştuğu, canlı ağırlık başına 10 mg' ın üzerindeki dozlarda ise doğum ve üreme kusurlarının meydana geldiği bildirilmiştir.

Bazı araştırıcılar Vietnam savaşı sırasında ağaçların yapraklarını dökmek amacıyla dökülen 2,4-D' nin, savaş sonrasında bu maddeyle temas eden insanlarda, doğum anormallikleri ve tümör vakalarını artırdığını iddia etmişlerdir. Dünyanın çeşitli ülkelerinde 2,4-D' nin meyvelerde kalıntı durumunun belli limitlerin altında olması istenmektedir. Bazı ülkeler hiç kalıntı istemezken, Almanya'da turunçgiller için 2 ppm, diğer ürünler için 0,1 ppm; Kanada'da turunçgiller için 2 ppm, kuşkonmaz için 5 ppm kalıntıya izin verilmektedir. İsveç'te ise bu oran tüm tarım ürünlerinde 0,05 ppm olarak kabul edilmektedir (Rhimakii ve ark., 1982).

Özetle BGD' ler yeterli dozda ve tam zamanında uygulanırsa insan sağlığı açısından pek zararlı olmamakta, ancak aşırı doz ve zamansız yapılan uygulamalar BGD' lerin meyvelerin üzerinde kalıntı etkilerinin fazla olasından dolayı zararlı olabilmektedir. Öte yandan uygulama esnasında dikkatsizlik sonucu sözkonusu maddeleri göz, cilt vs.' ye teması bazı akut etkiler oluşturabilmektedir (Ertekin, 1997).

4.2.2. Uygulamada Karşılaşılan Sorunlar

Ülkemizde BGD' ler yetiştiriciler tarafından yeterince tanınmamakta ve halk arasında genelde hormon sözcüğünden kaynaklanan bir güvensizlik bulunmaktadır. Diğer yandan sözkonusu maddelerin çoğunluğunun piyasada suda eriyebilir preparatlarının bulunmaması da bu maddelerin yaygınlaşmamasının sebeplerindendir (Hızal, 1985). Bunlar BGD' ler ile ilgili sosyo ekonomik sorunlardır.


Teknik sorunlara gelince;
BGD' ler bitkilerde su, karbonhidrat ve besin maddelerinin uygun oranda bulunması durumunda beklenen etkiyi sağlamakta aksi halde hiç etki etmediği gibi ters etkiler de ortaya çıkabilmektedir. Bu temel maddelerin bitkilerde uygun oranda bulunabilmesi, toprak işlemesi, sulama, gübreleme, hastalık ve zararlılarla mücadele gibi kültürel işlemlerin yerine getirilmesiyle orantılıdır.
Ülkemizde kurulu bulunan meyve bahçelerinin çoğunda bu kültürel işlemlerin yeterince yapılmaması, BGD' lerin istenen etkiyi vermemesine ve dolayısıyla güvensizliğe neden olmaktadır (Çimen, 1988; Hızal, 1985).

Diğer bir önemli konu, BGD' lerin konsantrasyonları ve uygulama zamanıdır. Yetersiz veya fazla konsantrasyon çok olumsuz etkiler oluşturabileceği gibi, uygulama zamanının tam belirlenememesi de istenmeyen sonuçlara neden olabilir. Zira aynı düzenleyici, kısa zaman aralıklarıyla uygulandığında birbirinden tamamen farklı neticeler doğurabilmektedir. Mesela NAA çiçeklenme sonrasında elmada kimyasal seyreltme için kullanılırken, daha sonraki uygulamalarda hasat öncesi meyve dökülmesini önlemek amacıyla kullanılmaktadır. Bu yüzden uygun konsantrasyonda ve zamanda yapılmayan uygulamalar BGD' lere karşı bir tepki oluşmasına neden olmaktadır (Westwood, 1993).

Bunun yanında uygulama esnasında yapılan hatalar gerek insan sağlığı ve gerekse bitkiler açısından sakıncalı durumlar ortaya çıkarabilmektedir. BGD uygulamalarında dikkat edilecek hususları şöylece sıralayabiliriz;

1. BGD' ler Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, Koruma Kontrol Genel Müdürlüğünden ruhsatlı olmalıdır.
2. BGD solüsyonu hazırlanırken preparat solunmamalı, havadar bir ortamda hazırlanmalıdır.
3. Gerek BGD' ler ve gerekse kullanılan bütün ilaçlar insan sağlığı açısından zararlı olduklarından hazırlama ve uygulama sırasında maske ve eldiven kullanılmalıdır.
4. Uygulanacak doz tam olarak hazırlanmalıdır.
5. Uygulamadan önce stok veya solüsyon iyice çalkalanmalıdır.
6. BGD uygulamalarında kullanılacak araçlar temiz olmalı, boş ilaç kapları BGD uygulamalarında kesinlikle kullanılmamalıdır.
7. BGD uygulamalarında kullanılan kap ve aletler ilaçlama veya başka amaçlarla kullanılmamalıdır.
8. BGD uygulamasında kullanılan kap ve aletler oturulan kapalı yerlerde ve yiyecek bulunan buzdolaplarında saklanmamalıdır.
9. BGD uygulaması sırsında ilaç buharı ve zerreleri solunmamalıdır.
10. BGD uygulamaları sırasında bir şey yenmemeli ve sigara içilmemelidir.
11. Uygulamadan sonra eller ve yüz bol su ve sabun ile iyice yıkanmalıdır.
12. BGD' ler orijinal şişelerinde ve direk güneş ışığı bulunmayan serin yerlerde ve kilit altında bulundurulmalıdır.
13. Bekletilmiş solüsyonlar kullanılmamalı, solüsyonlar ihtiyaç duyulan kadar hazırlanmalıdır.
14. Doz çok iyi hazırlanmalı kullanılan BGD' ye göre dozların değişebileceği unutulmamalıdır (Ertekin, 1997; Sevgican, 1989).
4.3. Ülkemizde Görülen Bazı Yanlış Uygulamalar ve Sonuçları

Ülkemizde BGD kullanımı henüz istenilen seviyede olmamasına karşılık mevcut uygulamalarda da birçok olumsuz durumla karşılaşılmaktadır. Bunlar genellikle yetiştiricilerden kaynaklanan ve yanlış uygulamalara dayanan olumsuzluklardır. Söz konusu yanlış uygulamaları başlıca şu başlıklar altında toplayabiliriz.

1. Ne kadar çok uygulama yaparsan (1 yerine 2 veya daha fazla uygulama) o kadar iyi sonuç alırım düşüncesi
2. Uygulama zamanını tam tespit edememe veya buna pek önem vermeme
3. Doz ayarlamasında yeterince hassas olamama veya dozu ne kadar artırırsam o kadar iyi etki eder mantığı
4. Alıştığı ve sonucunu gördüğü BGD' yi ne pahasına olursa olsun temin edip uygulama
5. Ekonomik kaygıyla aşırı doz kullanımı (Özellikle etilenle meyve olgunlaştırılması amacıyla)
6. Teknik bilgileri yetersiz kişilerin tavsiyeleri
7. Gereksiz yere ve hiçbir mesnede oturmayan aleyhte propagandalar
8. Uygulama esnasında gereken hassasiyeti göstermeme
Yanlış uygulamaları kısaca açmak gerekirse;

1. BGD' ler amaca göre belirlenen ve tavsiye edildiği şekilde uygulanmalıdırlar. Aksi halde hiç beklenmeyen ve büyük ekonomik kayıplara neden olan sonuçlar ortaya çıkabilir. Mesela, Akşehir bölgesinde yaygın bir şekilde kiraz üretilmekte ve üretilen kirazların büyük çoğunluğu ihraç edilmektedir. Bu bölgede daha sert ve iri kiraz elde edilmesi amacıyla GA uygulaması Eğirdir Bahçe Kültürleri Araştırma Enstitüsü tarafından tavsiye edilmekte ve uygulama zamanı olarak ta meyve renginin saman sarısından kırmızıya dönmeye başladığı günlerde tek uygulama şeklinde tavsiye edilmektedir. GA bu şekilde uygulandığında ağaçta biraz zamklanma yapsa da gerek insan sağlığı açısından ve gerekse bitki açısından önemli bir olumsuzluk oluşturmamakta ve buna karşılık daha sert, daha iri ve daha dayanıklı meyveler elde edilmesini sağlamaktadır. Ancak bazı yetiştiriciler daha fazla uygulamayla daha büyük ve çok meyve alacaklarını düşünerek 2 hatta 3 uygulama yapmışlar ve sonuçta kiraz ağaçlarında aşırı zamklanmanın yanında odunsu dokularda aşırı uzama ortaya çıkmıştır. Yani yaprak ve çiçek gözünden yoksun odunsu dallanmalar meydana gelmiş ve yetiştiriciler büyük ekonomik kayba uğramışlardır.

2. BGD kullanımında uygulama zamanının tam olarak tespiti çok önemlidir. Önerilen zaman takip edilip tam zamanında uygulama yapılmalıdır. Bu da ciddi bir gözlem ve teknik bilgi gerektirir. Maalesef yetiştiricilerimizin önemli bir kısmı bu konuda yeterince hassas olamamakta, birkaç gün, hatta birkaç hafta önce veya sonra uygulama yapmanın pek fark etmediğini düşünmektedirler. Oysa aynı BGD, mesela PP-333 elmada tam çiçeklenmeden hemen sonra uygulanırsa kara leke ve küllemeye karşı koruyucu olurken, 2-3 hafta sonra uygulandığında ise % 20-70 oranında sürgün gelişmesini azaltabilmektedir. Bir başka örnek verecek olursak, yine elmada, NAA tam çiçeklenmeden 2-3 hafta sonra uygulanırsa kimyasal seyreltme sağlarken, hasattan 3 hafta uygulanması hasat öncesi meyve dökülmesini önlemektedir. Bu örneklerden de anlaşılacağı üzere BGD' ler uygulanırken belirtilen zamanlara aynen riayet edilmelidir.

3. Uygulama dozu konusunda da yeterli duyarlılık bulunmamaktadır. Zira kullanılan BGD' lerin çoğu ppm gibi çok hassas konsantrasyonlarda önerilmektedir. Yetiştiricilerimizde doz ayarlama konusunda yeterli bilgiye ve donanıma sahip olmadıklarından doz hassasiyeti sağlanamamaktadır. Son yıllarda g/l olarak yetiştiricilerin anlayabileceği ve ayarlayabileceği konsantrasyonlarda doz önerileri yapılmakta ve piyasadaki ticari preparatların çoğu buna göre üretilmektedir. Ülkemizde piyasada bulunabilecek bazı BGD' lerin ticari isimleri ve konsantrasyonları Tablo 6' da verilmiştir (Ertekin, 1997; Kaygısız, 1997; Burak, 1991). Ancak yetiştiricilerimizin bazıları fazla doz daha iyi etki eder zihniyetinde olduklarından kasıtlı olarak aşırı doz uygulayabilmektedirler. Yanlışlıkla dahi olsa fazla doz uygulanması meyve kalitesini düşürebilmektedir. Örneğin domateslerde doz tam ayarlanamazsa içi boş ve bozuk şekilli meyveler ortaya çıkabilmektedir. Bu da beklenilenin aksine ekonomik kayıp demektir.

4. Ülkemizde yakın zamana kadar kullanılmakta olan 2,4-D bakanlıkça yasaklanmasına rağmen bazı yetiştiriciler kullandıkları ve sonucunu gördükleri bu maddeyi yasa dışı yollarla temin edip kullanabilmekte, böylece hem suç işlemekte hem de toplum sağlığını tehlikeye atabilmektedirler. Bu davranışın sebebi alternatif olarak önerilen BGD' lerden aynı sonucu alamama endişesi olsa gerektir. Oysa yapılan araştırmalar, 4-CPA ve BNOA' nın en az 2,4-D kadar, hatta ondan daha iyi meyve tutumu sağladığını ortaya koymuştur (Ertekin, 1997).

5. Etilen ve kükürt meyve ve sebzeleri daha hızlı olgunlaştıran maddelerdir. Ancak meyve ve sebzelerin çok hızlı olgunlaştırılması tat ve iç görünümlerinin bozuk kalmasına sebep olmaktadır. Bu yüzden piyasada dışı kırmızı fakat ekşi çilekler, dışı sapsarı fakat tatsız muzlar, dışı kırmızı ancak içi yeşil domatesler bulunabilmektedir. Bu uygulamalar tamamen talep durumuna baplı olarak piyasaya hızlı ve bol miktarda ürün sevk edebilme kaygısının, diğer bir deyişle ekonomik kaygıların bir sonucudur. Zira artan talebi karşılayabilmek için meyve ve sebzelere bol miktarda söz konusu maddeler tatbik edilmekte ve tüketiciler yanıltılmaktadır. Bu konuda yetkililere, yani denetleme durumunda olan kişi ve kurumlara büyük görev düşmektedir.

6. Ülkemizde karşılaşılan aksaklıkların bir diğeri de teknik bilgisi yetersiz, fakat çok şey bildiğini zanneden kişilerin tavsiyeleridir. Maalesef böyle kişiler yetiştiricileri yanlış yönlendirmekte ve bunun tabi sonucu olarak ta yanlış uygulamalarla karşılaşılmaktadır. Bu sebeple yetiştiriciler BGD' leri kullanmadan önce mutlaka konunun uzmanlarına danışmalıdırlar.

7. Öte yandan, konuya tam vakıf olmayan ancak hormon sözcüğüne takılıp bilgisizlikten veya kasten BGD' ler aleyhine asılsız propaganda yapan kişilerde BGD' lerin uygulanmasında olumsuz etki yapmaktadırlar. Oysa BGD' ler, insan veya hayvan vücudundaki hormonlardan farklıdırlar. Önerilen maddeler, yine önerilen zaman ve dozlarda kullanılırlarsa insan sağlığı açısından bir tehlike arz etmezler. Çünkü bu maddelerin önemli bir kısmı gerektiği gibi uygulanırsa meyve ve sebzelerin üzerinde ya hiç kalıntı bırakmamakta, ya da eseri miktarda yani, insan sağlığı açısından tehlike oluşturmayacak kadar az kalıntı bırakmaktadırlar. Kaldı ki bitkilerin bünyelerinde doğal olarak bu maddelerin bulunduğu unutulmamalıdır.

8. BGD uygulamaları tavsiye edilen şekillerde yapılmalıdır. Çünkü bazen herhangi bir organa uygulanması gereken BGD bir başka organa değerse tahribata sebep olabilmektedir. Örneğin, domates ve patlıcanda BGD' ler daldırma veya püskürtme şeklinde uygulanırken sadece çiçek salkımları muameleye tabi tutulmalı, diğer bitki organlarına madde temas ettirilmemelidir. Zira uygulama esnasında BGD yapraklara temas ederse, yaprakların buruşmasına ve yanmasına sebep olabilir. Bir başka örnek verirsek, bir engelleyici olan PP-333 topraktan fazla miktarda uygulanırsa kök gelişimini olumsuz etkileyebilmektedir. Bu sebeple kök gelişimini tamamlayamamış bitkilerde PP-333'ün yapraktan uygulanması tavsiye edilir.

malina Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 01-01-2008, 23:04   #3
Yeni Üye
 
banunur's Avatar
 
Giriş Tarihi: 01-01-2008
Şehir: çorum
Mesajlar: 16
Ben bu siteyi çok geç farketmişim aradığım herşey sanki elimin altında uğraşlarınız için çok çok teşekkürler. Çimlenmesi uzun süre alan çiçek tohumlarında arkadaşların tonik isimli birşey kullandıklarını duydum bu konuda beni aydınlatırmısınız? bunun aslı var mı?

banunur Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 01-01-2008, 23:41   #4
Ağaçsever
 
ekip2004's Avatar
 
Giriş Tarihi: 25-07-2007
Şehir: samsun
Mesajlar: 80
http://www.ertarkimya.com/ilacbilgis...osya=masstonik


banunur bize gerek kalmadan aradığını buldun sanırım. üstteki adrese göz atabilirsin...

ekip2004 Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 02-01-2008, 17:31   #5
Yeni Üye
 
banunur's Avatar
 
Giriş Tarihi: 01-01-2008
Şehir: çorum
Mesajlar: 16
Merhaba ekip2004 tonik konusunda epeyce araştırma yaptım bu ürünü çorum'da bulabileceğim yer var mı? fiyat konusunda bilgi verebilirmisiniz? ilginize şimdiden teşekkürler...

banunur Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 02-01-2008, 17:38   #6
Ağaçsever
 
ekip2004's Avatar
 
Giriş Tarihi: 25-07-2007
Şehir: samsun
Mesajlar: 80
Sevgili banunur çorumda tarım ilacı satan ruhsatlı bayilere uğrarsan bulabileceğini sanırım. Fiyatları ise 250cc lik ambalaj için ürünün üretici firmasına göre değişmekle beraber 5-10 ytl civarında bulamamanız durumunda sizlere yardımcı olabiliriz. Kolay gelsin.

ekip2004 Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 02-01-2008, 17:42   #7
agaclar.net
 
malina's Avatar
 
Giriş Tarihi: 03-04-2004
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 37,245
Galeri: 88
Dağıtmaya başlamadan önce konunun bu taraflarını ayrıntılı konuşmak iyi olur. Ne dersiniz?

Yukarıda böyle bir soru vardı, gözünüzden kaçtı sanırım.

malina Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 02-01-2008, 21:22   #8
Ağaçsever
 
ekip2004's Avatar
 
Giriş Tarihi: 25-07-2007
Şehir: samsun
Mesajlar: 80
Sevgili malina konunun öbür tarafı gözümden kaçmadı ancak konu ile ilgili eklentiniz oldukça doyurucu geldi bana. Hormonlar konusunda daha özel ekstrem talepler veya eklemeler olursa zaten yerine oturur diye düşünüyorum. Örneğin; tonik ile ilgilenen arkadaş için bir prospektüs adresi gönderdim burada çok ayrıntılı bilgiler var, yine de soru olursa biz de elimizden gelen katkılarda bulunuruz.

Derseniz ki ; hormonları tek tek burada ele alalım, özellikle kullanım ile ilgili problemleri konuşalım ben severek olur derim. Ne dersiniz?

ekip2004 Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 02-01-2008, 22:49   #9
Ağaçsever
 
ekip2004's Avatar
 
Giriş Tarihi: 25-07-2007
Şehir: samsun
Mesajlar: 80
Hormonlar

Kullandığımız hormonlar bitkinin değişik yerlerinde bulunur. Buradan yola çıkarak bu hormonların değişik dozlarını değişik zamanlarda kullanarak bitkileri uyarmak sureti ile yönlendirmekteyiz. Bu konuda pratik bilgilerin bulunduğu aşağıdaki adresi ilgilenen arkadaşlar gezebilir...

http://www.biltek.tubitak.gov.tr/mer...10&soru_id=807

Konumuzla ilgili geçmişte yapılan paylaşım için aşağıda ki adres de gezilebilir.

http://www.agaclar.net/forum/archive...hp/t-1405.html

ekip2004 Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 03-01-2008, 11:24   #10
Ağaç Dostu
 
ÇeteÇakal's Avatar
 
Giriş Tarihi: 04-02-2007
Şehir: BURSA
Mesajlar: 305
Bence hormonların tanımı, hangi bitki de ne zaman ne şekilde, hangi amaçla kullanıldığına dair bildiğiniz mevcut ise her hormonu ayrı bir başlık altında konuşmak daha doğru olur...Bilgiye ulaşmak daha kolay olur...

ÇeteÇakal Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 03-01-2008, 13:34   #11
agaclar.net
 
malina's Avatar
 
Giriş Tarihi: 03-04-2004
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 37,245
Galeri: 88
Her biri için ayrı başlık açmak uygun olacaktır....

malina Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 03-01-2008, 17:46   #12
Ağaçsever
 
ekip2004's Avatar
 
Giriş Tarihi: 25-07-2007
Şehir: samsun
Mesajlar: 80
Her hormonu tek tek ele alırsak içinden çıkılmaz, yüzlerce hormon var, bence sınıflandırılmış hormon gruplarını ele alıp pratikte yoğun kullanımı olan hormonların üzerinde tek tek duralım derim. Örneğin; büyüme ve gelişmeyi etkileyen grup olan oksin grubunu ele alırız, bu grupta da yoğun kullanımı olan, 2,4D, İBA, İAA, NAA, 4-CPA, gibi hormonların üzerinde ayrıntılı durabiliriz.

ekip2004 Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 03-01-2008, 21:48   #13
Ağaçsever
 
ortanca's Avatar
 
Giriş Tarihi: 01-05-2006
Şehir: dallas texas
Mesajlar: 62
Galeri: 6
teşekkürler

ortanca Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 04-01-2008, 18:05   #14
Ağaç Dostu
 
ÇeteÇakal's Avatar
 
Giriş Tarihi: 04-02-2007
Şehir: BURSA
Mesajlar: 305
2,4D, İBA, İAA, NAA, 4-CPA dökün içinizdekileri; zamanımız çok. Biz bilgiye açız. Yeterki ekleyin bilgilerinizi....

ÇeteÇakal Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 04-01-2008, 21:10   #15
agaclar.net
 
malina's Avatar
 
Giriş Tarihi: 03-04-2004
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 37,245
Galeri: 88
Alıntı:
Her hormonu tek tek ele alırsak içinden çıkılmaz, yüzlerce hormon var, bence sınıflandırılmış hormon gruplarını ele alıp pratikte yoğun kullanımı olan hormonların üzerinde tek tek duralım derim
Kesinlikle haklısınız. Yanlış ifade ettim. Sizin dediğiniz gibi yapmak gerek. Buraya eklediğiniz bir tanesi ayrı konu olarak taşıdım.

malina Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 05-01-2008, 13:47   #16
agaclar.net
 
malina's Avatar
 
Giriş Tarihi: 03-04-2004
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 37,245
Galeri: 88
Hangi başlıklarda bilgi vereceğiz?

KÖKLENDİRİCİLER
DÖL TUTTURUCULAR
BÜYÜME HIZLANDIRICILAR
BÜYÜME DURDURUCULAR
RENKLENDİRİCİLER


Aşağıdakilerin hangileri, yukarıdaki başlıklar altında olacak?

İBA, İAA, NAA, NBA, 4CPA, 2,4D, BNOA, ETHEPON, GİBBERELLİC ACİT (SIVI, HAP), MEPİQUAT CHLORİDE, TONİC (SODYUM TÜREVLERİ)

Bu şemayı yaptığımız zaman daha sağlıklı ilerleyeceğiz...

sen_sen beğendi.
malina Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 06-01-2008, 19:20   #17
Ağaç Dostu
 
ÇeteÇakal's Avatar
 
Giriş Tarihi: 04-02-2007
Şehir: BURSA
Mesajlar: 305
Sevgili Malina benim demek istediğim de buydu, bence en güzel şekil bu...Yani sizin önerdiğiniz gibi...

ÇeteÇakal Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 06-01-2008, 19:36   #18
agaclar.net
 
malina's Avatar
 
Giriş Tarihi: 03-04-2004
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 37,245
Galeri: 88
Bana yapacağımı sanmıyorsunuz umarım
Kim hazırlıyor?

malina Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 08-01-2008, 00:16   #19
Ağaçsever
 
ekip2004's Avatar
 
Giriş Tarihi: 25-07-2007
Şehir: samsun
Mesajlar: 80
Bitki Gelişim Düzenleyicilerin(Bitkisel Hormonların) sınıflandırılması aşağıdaki adreste yapıldığı için tekrarlamadık.

http://www.kkgm.gov.tr/birim/ilac/bgd/hormon.htm

B.G.D 'ler Etki ve Kimyasal Yapılarına Göre;

1.Oksinler
2.Sitokininler
3.Etilenler
4.Gibberellinler
5.Gelişim Engelleyiciler
6.Gelişim Geciktiriciler
7.Gelişim Teşvik ediciler
8.Sınıflandırılmayan Diğerleri gibi sınıflandırmanın yanında;

Kullanım alanlarına göre sınıflandırma, Çok amaçlı kullanılanlar gibi de sınıflandırılmaya tabi tutulmuşlardır.

Bitkisel hormonların sınıflandırılmasındaki en büyük zorluklardan biri bu kimyasalların belli bir dozda gelişmeyi hızlandırıcı etki yaparken doz değişikliklerine göre gelişmeyi yavaşlatıcı, durdurucu veya öldürücü etkiler yapmaktadır. Bu tür hormonu belli bir sınıfa koymak oldukça zordur. Biz de yapılan sınıflandırmaları dikkate alarak oksinler den başlayarak , bu grubun ticari değeri çok büyük olan 2,4-D den hormonları bildiğimiz ölçüde ele almaya başladık. Oksinler sınıfının pratik değeri olan diğer üyelerini de benzer ölçüde ayrıntıya girerek işlemek faydalı olur kanaatindeyim. Açıklamalar devam ettikçe site üyelerinden konuya çok yabancı olanların da faydalanacağını düşünüyorum...

ekip2004 Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 08-01-2008, 13:27   #20
agaclar.net
 
malina's Avatar
 
Giriş Tarihi: 03-04-2004
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 37,245
Galeri: 88
Bitkisel hormonların sınıflandırılmasındaki en büyük zorluklardan biri bu kimyasalların belli bir dozu gelişmeyi hızlandırıcı etki yaparken, doz değişikliklerine göre, gelişmeyi yavaşlatıcı, durdurucu veya öldürücü etkiler yapmaktadır.

Hayati cümle bu olsa gerek

malina Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 08-01-2008, 18:31   #21
Ağaçsever
 
ekip2004's Avatar
 
Giriş Tarihi: 25-07-2007
Şehir: samsun
Mesajlar: 80
Sevgili malina aynen dediğiniz gibi. Bioteknoloji kısmında sorduğunuz soruların da cevabı burada zaten. Dolayısı ile bizim yapacağımız iş mevcut sınıflandırmanın altında ekonomik değeri olan, pratikte çok kullanılan kimyasalların üzerinde ayrıntılı durmamız.

ekip2004 Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 08-01-2008, 21:29   #22
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 27-01-2007
Şehir: BURSA
Mesajlar: 743
Galeri: 56
AUXINS; Bitkiler için emreamade şeker yapması, demir bağlanmasını sağlama ve ışık alımını kontrol eder. Kök, filiz, yaprak, çiçek ve meyvede bitki hücresinin büyümesini hızlanırır. Humat’ların Auxins içermesi bitki metabolizmasını pozitif etkiler.

GİBBERELLİN; Hücre bölünmesi ve gövde büyümesini etkiler. Bitki gelişiminde dengeli büyümeyi düzenler. Tohum çimlenmesini ve tomurcuk uyanmasını hızlandırır. Nişastaları parçalayan enzimlerle ilgili DNA gen kotlarını başlatır.

CYTOKİNİN; Hücre bölünmesinin sağlar.

Daha fazla bilgi "ORFE TEKNİK"

Sergüzen Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 14-02-2008, 22:46   #23
Ağaçsever
 
ekip2004's Avatar
 
Giriş Tarihi: 25-07-2007
Şehir: samsun
Mesajlar: 80
Hormonlu (!) sebze ve meyveler: Acaba gerçekten
problem var mı?:
Selçuk Üniversitesi Ziraat Fakültesi’nde
bitki hücre ve dokularında hormonların etkilerini araştırmak için çeşitli
doku kültürü çalışmaları yapılmaktadır. Temel araştırma olarak çeşitli
bitki büyüme düzenleyicilerini kullanılır. ‘Büyüme Düzenleyicileri’
diyorum çünkü doğrusu da budur. Hormon ise sadece doğal olarak bitki, insan
ve hayvanlarca üretilenlere denilir. Yani hormonlar aslında –kamu oyunda
inanılanın aksine anlam olarak kötü değildirler.
Hormonlar olmasaydı ne bir büyüme, gelişme
ne de üreme olurdu. Aslında yediğimiz sebze ve meyvelerde hormonlar
bulunmaktadır ve insan sağlığına hiçbir zararları yoktur. Çünkü
hormonlar hemen parçalanıp ayrışırlar ve çok az miktarlarda çok hızlı
ve kesin etkiler yaparlar.
Bu anlamda, Türkiye’de kesinlikle hormon
kullanılmamaktadır. Çünkü hormonların elde edilmesi ve saflaştırılması
çok yüksek maliyetli olup tarımda kullanılmaları ekonomik değildir.
Fakat hormonlarla aynı grupta yer alan ve endüstrice
üretilen sentetik büyüme düzenleyicileri tarımda kullanılmaktadır. Bunlar
da 6 genel grupta toplanır; oksinler, sitokininler, gibbrellinler, absizik
asit, etilen ve büyüme engelleyiciler veya yavaşlatıcılardır

ekip2004 Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 14-02-2008, 22:52   #24
Ağaçsever
 
ekip2004's Avatar
 
Giriş Tarihi: 25-07-2007
Şehir: samsun
Mesajlar: 80
Şu an Türkiye’de NOA ve BNAO ve 4-CPA adlı
büyüme düzenleyicileri seralarda döllenmeyi ve meyve tutumunu artırmada özellikle
domateste sıkça kullanılmaktadır. Bu maddelerin kalıntı etkisi ve insan ve
hayvan sağlığına zararları konusunda sadece şüpheler vardır. Ama 4-CPA
bunlar arasında daha toksik olduğu düşünüleni olmasına karşın zararları
diğer tarımsal mücadele ilaçları kadardır.
Bunlara ilave olarak 2,4-D adlı bir başka
oksin grubu büyüme düzenleyicisi ise yaklaşık 15-20 yıldır Türkiye’de
tahıllarda ot ilacı olarak kullanılmaktadır. Bu madde üzerinde en fazla
tereddüt uyandıran madde olarak değerlendirilmektedir. Aynı maddeye sahip
bazı karışımların narenciyede de kullanıldığı duyulmaktadır. Fakat, bu
4 büyüme düzenleyicisi yurtdışında ve Türkiye’de kullanımı ruhsata
tabi olup çeşitli ticari isimler altında satılmaktadır.
Hormonlu ürün nasıl anlaşılır dan ziyade
sağlıksız ürün nasıl anlaşılır demek belki daha doğru olabilir. Çünkü
Türkiye’de ve genellikle bazı ülkelerde tartışmalı büyüme düzenleyicilerinin
kullanıldığı ürün sayısı ancak birkaç tanedir. Gerisi bakımından önemli
sağlık endişeleri bildirilmemektedir. Örnek; Ege bölgesi’nde üzümlerde
yıllarca meyve sayısını artırmak ve daha homojen bir görüntü oluşturmak
için GA3 (gibberellik asit) kullanılmaktadır.
Domateslerde uygulanan oksinler hücrelerde bölünme
ve büyümede etkilidirler. Bu nedenle oksin uygulanan doku veya hücreler daha
iri hale gelirler ve bölünmeleri hızlanır. Buna paralel olarak bitki daha hızlı
gelişmeye zorlanır. Bu yolla hücre bünyesine daha fazla su alır ve hızlı
bölündüğü için daha az asimilat yaparlar. Bu durumda bu tür hücrelerden
oluşan bir meyve veya sebze daha az lezzetli olur. Dolayısıyla tüketici daha
fazla suya para vermiş olur.
Gelişme için daha az vakitleri olduğundan
meyve ve sebzelerde daha az veya hemen hemen hiç çekirdek oluşumu görülmez.
Genelde iç kısımlarda karsı bir görüntü
vardır. Bu da renk maddesinin oluşması ve birikimi için yeterli vakit
olmamasındandır.
Meyve şeklinde deformasyon da görsel bir
belirti olabilir. Fakat meyvelerin iri olması her zaman belirti olmaz çeşit
özelliği de olabilir.
Görsel olarak tanımadan daha önemlisi yediğimiz
meyve ve sebzelerde kalıntı etkisi araştırmaları yapılmalıdır. O nedenle
daha sağlıklı bilgi sahibi olunması için gıdacılar kimyasal kalıntı
analizlerini yapmalı ve tüketiciyi bilinçlendirmelidir. Hacettepe Üniversitesinden
bir grup araştırıcı (V. Gökmen ve J. Acar) tarafından seralarda 4-CPA
denilen sentetik büyüme düzenleyicisi uygulanmasıyla yetiştirilmiş
domateslerde yapılan bir araştırmada soyulmuş ve soyulmamış üründe
kullanılan 4-CPA’nın kalıntı etkisi araştırılmış ve soyulmamış
domateslerde soyulmuş olanlara göre bu maddenin bulunması gereken minimum
kritik dozdan daha yüksek oranda olduğu tespit edilmiştir.

ekip2004 Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 05-07-2013, 23:54   #25
Yeni Üye
 
Giriş Tarihi: 06-05-2009
Şehir: çanakkale
Mesajlar: 2
jh hormon

jds

hasan çakmak Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Cevapla


Gönderme Kuralları
Yeni konu gönderemezsiniz
Konulara yanıt veremezsiniz
Ek dosya yükleyemezsiniz
Kendi gönderilerinizi düzenleyemezsiniz

BB code Açık
Smilies Açık
[IMG] Kodu Açık
HTML Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Forum saati Türkiye saatine göredir. GMT +2. Şu an saat: 02:06.
(Türkiye için GMT +2 seçilmelidir.)


Forum vBulletin Version 3.8.5 Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0
agaclar.net © 2004 - 2025