agaclar.net

Geri Dön   agaclar.net > Üretim, Bakım, Düzenleme, Temel Malzemeler > Temel Konular (Toprak, Gübre, Tohum, Sulama)
(https)




Beğeni Düzeni463Beğeniler

Cevapla
 
Bookmark and Share Dış Bağlantılar Konu Araçları Mod Seç
Eski 29-10-2009, 16:07   #1
Ağaç Dostu
 
Dogasever's Avatar
 
Giriş Tarihi: 05-04-2007
Şehir: Appleton-İngiltere
Mesajlar: 1,706
Sn Maki
Ürünü kullanabilirsiniz. 1 litreye 1 kapak fazla gelir. Normalde eğer çok sık sulama yapıyorsanız (10 günde 1 defadan daha sık) seyreltme oranı 1/1000, yani bir litreye 1 ml (1 küçük çay kaşığı) koyabilirsiniz. Musluk suyu kullanıyorsanız, suyu klorun uçması için ağzı açık bir kapta bir gece bekletmeyi unutmayınız lütfen. Kolay gelsin.

Dogasever Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 02-11-2009, 11:01   #2
Ağaç Dostu
 
Dogasever's Avatar
 
Giriş Tarihi: 05-04-2007
Şehir: Appleton-İngiltere
Mesajlar: 1,706
Zeytin Solgunluğuna karşı EM uygulamaları - Ayrıntılı Uygulama

Zeytin solgunluğuna karşı EM uygulamasının ayrıntıları için tıklayınız.

mustafa1453 beğendi.
Dogasever Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 02-11-2009, 22:04   #3
Ağaçsever
 
mumunal's Avatar
 
Giriş Tarihi: 10-10-2009
Şehir: izmir
Mesajlar: 70
Konu başlığı altında yazılanların neredeyse tamamını okudum, emeği geçen herkesin eline sağlık.

Türkiye'de iyi bir şeylerin olması bir takım güçlerin çıkarını etkiliyorsa eğer, nasıl olduğu farketmez hemen çomak sokulur bir yerden.

Sn.Doğasever prosedür ile ilgili sıkıntılarına çözüm bulabildiler mi yoksa ben mi atladım bilemiyorum ama GDO ile ilgili yasa çoktan yürürlüğe girdi bile. Üstelik GDO nun zararı ile alakalı işlenen haber, yazılıp çizilen onca bilgiden sonra ilgili bakanlık tarafından onay verilmemiş EM ürünlerini kullanmak daha akılcı görünüyor.

Sn.Doğasever linkte sözü edilen e-kitap ile ilgili olarak "Her ay piyasaya onlarca yeni EM ürününün çıktığını düşünürsek, siz de böyle ürünler geliştirebilirsiniz. Bu kitap sizlere bu konuda rehberlik edecektir." Sözünü ettiğiniz ürünleri geliştirmek için EM-1 kullanılıyor değil mi?

mumunal Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 03-11-2009, 11:17   #4
Ağaç Dostu
 
Dogasever's Avatar
 
Giriş Tarihi: 05-04-2007
Şehir: Appleton-İngiltere
Mesajlar: 1,706
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi mumunal Mesajı Göster
Konu başlığı altında yazılanların neredeyse tamamını okudum, emeği geçen herkesin eline sağlık.

Türkiye'de iyi bir şeylerin olması bir takım güçlerin çıkarını etkiliyorsa eğer, nasıl olduğu farketmez hemen çomak sokulur bir yerden.

Sn.Doğasever prosedür ile ilgili sıkıntılarına çözüm bulabildiler mi yoksa ben mi atladım bilemiyorum ama GDO ile ilgili yasa çoktan yürürlüğe girdi bile. Üstelik GDO nun zararı ile alakalı işlenen haber, yazılıp çizilen onca bilgiden sonra ilgili bakanlık tarafından onay verilmemiş EM ürünlerini kullanmak daha akılcı görünüyor.

Sn.Doğasever linkte sözü edilen e-kitap ile ilgili olarak "Her ay piyasaya onlarca yeni EM ürününün çıktığını düşünürsek, siz de böyle ürünler geliştirebilirsiniz. Bu kitap sizlere bu konuda rehberlik edecektir." Sözünü ettiğiniz ürünleri geliştirmek için EM-1 kullanılıyor değil mi?
Sn Mumunal
Herşeyden önce aramıza hoş geldiniz. Ayrıca, EM ile ilgilendiğiniz için de size çok teşekkür ederim. Zorluklar her zaman olacaktır. Ama önemli olan bizlerin ve sizlerin gayretli çalışma azmimizi yitirmememizdir. GDO konusundaki düşüncelerinize tamamıyla katılıyorum. Hükümeti bu kararından vazgeçirmek için herhalde artık sokaklara dökülmemiz gerekecek.

Beni en çok mutlu eden şey ise, EM ürünlerinin hergün biraz daha geniş kitlelerce kullanılması, benimsenmesi. Tabii daha çok erken ve başlangıç aşamasındayız ancak yine de bizler çok umutluyuz. Evet, her türlü ürün için başlangıç maddesi EM1'dir.

Örneğin, geçen sene bizim EM1'den geliştirdiğimiz ve Biyoken adını verdiğimiz bir ürün farelerden ve kenelerden ve diğer birçok zararlıdan kurtulmak için çok iyi sonuç veriyor. En son geçen ay ileri derecede fare istilasına uğramış bir fidanlıkta denedik. Fidanlık bir tek uygulamadan sonra hemen hemen tüm farelerden kurtuldu. Her yıl milyonlarca doların kimyasal zehir ithalatına ayrıldığını ve bu zehirlerin üstüne üstlük doğayı da tahrip ettiğini düşünürseniz, bence bu çok önemli bir buluş. Ama ruhsat almak gerekiyor ve bu çalışmalar hep raporları ve bürokratik engelleri aşamayı gerektiriyor ve çok para harcanması icap ediyor. Fareleri aşmak kolay da işin bu yanını aşmak daha zor gibi. Yine de umut her zaman var. Saygı ve sevgilerimle.

Dogasever Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 03-11-2009, 13:05   #5
Ağaç Dostu
 
maki01's Avatar
 
Giriş Tarihi: 05-05-2008
Şehir: Adana
Mesajlar: 8,417
Galeri: 73
Merhaba,
EM1 ve EMA aynı ürün müdür?

maki01 Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 03-11-2009, 14:04   #6
Ağaç Dostu
 
Dogasever's Avatar
 
Giriş Tarihi: 05-04-2007
Şehir: Appleton-İngiltere
Mesajlar: 1,706
Sn Maki
Ayni urundur. Kullanmadan önce ürünü koklayın lütfen. Eğer kötü, rahatsız eden bir koku varsa, bozulmuş demektir ve kullanmamanız gerekir.

Dogasever Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 06-11-2009, 09:04   #7
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 14-03-2008
Şehir: istanbul
Mesajlar: 270
Sn.Doğasever,
EM aktif tavuk çifliklerinde içme suyuna karıştırılarak kullanılıyormuş. Tavukların iştahını açıyormuş sindirim sistemini düzenliyormuş. Bu konuda biraz bilgi verirmisiniz. ;Ben güvercinlerime vermek istiyorum. 5 lt lik suluklarana kadar kullanmalıyım. Ayrıca koyun keçi v.b. hayvanlar için kullanılabilirmi. saygılarımla

skanatlar Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 06-11-2009, 11:01   #8
Ağaç Dostu
 
Dogasever's Avatar
 
Giriş Tarihi: 05-04-2007
Şehir: Appleton-İngiltere
Mesajlar: 1,706
EM ve Tavukçuluk:

Uygulama şekli:

Mikroorganizmalar yaşamın yapı taşlarıdır. Gözümüzle görmesek de onların etkilerini görür, onlardan çeşitli biçimlerde yararlanırız: yoğurt yapımı, ekmek yapımı vb. Tavukçulukta, EM, 3 değişik şekilde uygulanmaktadır:

1) İçme suyuna karıştırarak 1:1000 oranında seyreltilmiş EM aktif).
2) Tavuk yemi EM ile fermente edilerek (Yemin yalnızca %5’i fermente edilir ve %95 fermente edilmemiş yem ile karıştırılır).
3) Kümeste yerlere ve duvarlara spreylenerek (1:20 ila 1:50 oranında seyreltilmiş EM aktif).

Kötü Kokunun azalması:
Yukarıda belirtildiği şekilde EM uygulandıktan hemen sonra hızla kötü kokunun azaldığı yerini ekşimsi tatlı bir kokuya bıraktığı; sineklerin azaldığı gözlenecektir. Bunun nedenini aşağıda izah edelim:

Tavuk kümeslerinde kötü kokuya neden olan maddeler: amonyak, hidrojen sülfit, merkaptan ve metil merkaptandır. Bu maddeler oksidasyon ortamında oluşabilen bileşiklerdir. EM içindeki mikroorganizmalar ya bu maddeleri başka maddelere çevirmekte ya da oksidasyonu fermantasyona dönüştürdükleri için yalnızca oksidasyon ortamında bulunabilen zararlı mikroorganizmaları ortadan kaldırmakta ve dolaylı olarak da bu maddeleri azaltmaktadır. Hidrojen sülfit gibi gazların fototropik bakterilerce besin olarak da kullanıldığı bilinmektedir. Bu konuda çeşitli teoriler öne sürülmektedir. Ama bizim için önemli olan bu maddeleri kesinlikle ortamdan uzaklaştırmasıdır. 2000 yılında Beijing Tarım Üniversitesinde yapılan Prof. Weijiong ve Prof. Yongzhen’in tavuklar üzerine yaptıkları bir çalışmada, şu sonuçlar elde edilmiştir:



Beslenme Şekli Numune alma zamanı Amonyaktaki azalma (%)

EM’li su + Normal yem 3 gün sonra 42
EM’li yem + Normal su 6 gün sonra 54
EM’li yem + EM’li su 3 gün sonra 70


Yukarıdaki çalışmada kümeslerin içine EM çözeltisi spreylenmediği halde amonyağın %70 azaldığı rapor edilmiştir. Kokudan büyük oranda amonyağın sorumlu olduğu düşünülürse bu önemli bir azalmadır.

Kazanç artışı:

Ayrıca, broiler tavuğunun EM ile Et/Yem oranı 1,82’den 2,06’ya yükselmiş ve EM uygulamasının ekonomik analizi ise aşağıdaki gibi yapılmıştır:




İşlem Tavuk maliyeti Yem maliyeti EM maliyeti Tavuk satış geliri Net kazanç Göreceli kazanç Et:yem oranı
EM 100 207,74 10,0 427,00 109,26 125,18 2,06
Kontrol 100 227,73 0,0 415,01 87,28 100,00 1,82

Yukarıdaki tabloda görüldüğü gibi EM ile %25 daha fazla kazanç elde edilmektedir.




Sinek ve diğer haşaratın azalması:

EM ile sineklerin nasıl azaldığını anlamak için sineklerin üremesine daha yakından bakmamız gerekmektedir. Sinekler, çürümekte olan organik maddelerin üzerine yumurtlarlar. Tavuk kümeslerinde bu madde tavuk dışkısıdır. Yumurta metamorfiz geçirmeden önce larva (kurtçuk) haline gelmelidir. Yumurtanın larva aşamasına geçmesi için bazı özel enzimlerin ortamda bulunması gerekmektedir. Bu özel enzimler bozuşup kokuşmakta olan (oksidasyona uğrayan) organik maddeler üzerinde bol miktarda bulunur. O yüzden, sinekler organik maddelerin üzerine yumurtlamayı tercih ederler.
Ancak eğer sineğin yumurtladığı organik madde EM ile muamele edilmişse, bir başka deyişle, tavuklar EM ile beslenmiş ve/veya kümesler EM ile spreylenmişse, EM kötü kokuları yok ederken, antioksidan maddeler ve vitaminler salgılar. Bu yüzden, (tavuk dışkıları dahil) ortamda antioksitleyici bir durum söz konusudur ve bu antioksidan maddeler, sinek yumurtalarını kurtçuklara dönüştürecek enzimleri bastırırlar. Dolayısıyla, sinekler yumurta aşamasından öteye geçemeyeceğinden, sinek üreme çevrimi kırılmış olur.

Yukarıda anlatılanların ışığında daha sağlıklı tavuklar yetişecek, hastalanma oranı, dolayısıyla antibiyotik kullanımı azalacaktır. Ayrıca, üretilen tavuk etleri daha sağlıklı olacaktır. Diğer bir avantaj ise, EM uygulanan tavukların dışkılarında yatmaktadır.


Tavuk dışkısının gübre değeri:

Bugün ülkemizde tavuk çiftliği atıklarının sinek ve kötü koku oluşumunun haricinde en büyük dezanatajlarından biri de büyük bir çevre kirleticisi olmasıdır. İçindeki bitkilere yararlı besin maddeleri mineralleşmediği için, başka bir deyişle bir gübreleşme aşamasından geçmediği için, yağmur sularıyla birlikte içindeki nitrat yeraltı sularına karışmakta ve bu suları ve ayrıca yüzeyden akan sularla da akarsuları kirletmektedir. EM kullanıldığında, gübreleşme (kirletici maddelerin mineralleşmesi) kaynağında başlayacağından bu sorun da ortadan kalkmaktadır. Dolayısıyla, EM mikroorganizmaları içeren gübreler, tarım için son derece yararlı bir girdi olmakla birlikte, çevre için kesinlikle bir tehdit oluşturmaz!


Diğer ahır ve ahıl hayvanlarında da EM kullaınlmaktadır.

Dogasever Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 06-11-2009, 15:10   #9
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 14-03-2008
Şehir: istanbul
Mesajlar: 270
sorumluluk sahibi yetkili aranyor

Sn.Doğasever,

Verdiğiniz bilgiler için teşekkür ederim. Umarım bu forumu elinde bazı yaptırım gücü olan yetkililer de takip ediyodur. Örneğin Çöp toplama işini yapan belediye yetkilileri daha çöplerin toplanmaya başlandığı çöp arabalarında EM kullanımı ile ilgili bişeyler yapmayı düşünse ve bu konuda elinden geleni yapsa veya yukarıda bahsettiğiniz tavuk çiflikleri ni denetiminden veya kontrolunden sorumlu yetkililer varsa bunlar bu alanda EM kullanımı ile ilgili teşvik ve yaptırımlarda bulunsa ne güzel olur. Yapacak okadar çok şey var da bunu yapacak sorumluluk sahibi yetkili varmı onu bilmiyorum.

Birde yukarıda suluklara 1:1000 oranını vermişsiniz.Biraz fazla kullanıp kuşların ishal olmasından endişe ediyorum temkinli davranarak bu oranı 1:2000 olarak uygulasam sorun olurmu ? Bu durumda 5 lt için 2,5ml kullanmayı düşünüyorum. 2,5 ml yi ölçemediğim için damla hesabıyla nasıl uygulayabilirim. Saygılarımla,

skanatlar Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 06-11-2009, 15:32   #10
Ağaç Dostu
 
Dogasever's Avatar
 
Giriş Tarihi: 05-04-2007
Şehir: Appleton-İngiltere
Mesajlar: 1,706
Sn Ajanse,
Dileklerinize ben de gönülden katılıyorum. Ancak merak emteyiniz, EM kullanımı her geçen gün Türkiye'de de yayılıyor. Özellikle solgunluk hastalığı olan zeytinciler, ağaçların bağışıklığını artırmak için kullanıyorlar. Bazı belediyeler, atıksu arıtma tesislerinde ve çöp konteynerlerinde, ve kompost yapımında kullanmaya başladılar. Ama bana sorarsanız evsel kullanım çok daha önemli, çünkü tüm atıkların çıkış kaynağı evlerdir. Aslında sorumluluk sahibi olan yetkililerimiz de var. Örneğin, Ankara'nın Çubuk İlçesi'nin Sn Kaynakamı, ahırlarda gübreliklerde kullanılması için Tamimname yayınladı. Daha ne yapabilir? Ama oradaki artık ilçenin içine kadar girmiş hayvan çiftlikleri kullanmamak için ne gerekiyorsa, yaptılar. Bence önce insanlarımızı EM kullanmanın çevre için ne kadar önemli olduğuna inandırmanız gerekiyor. Ordaki çiftlik sahipleri biz kokuyu duymuyoruz, ahır sineksiz olmaz diyorlar. Ama gelin görün kü sıcak havalarda 6 ay kimse pencere bile açamıyor. Neyse, tabii bu aşırı bir örnekti. Aslında, genel olarak milletimiz kendi yaşamını daha iyileştirecek ve ucuz olan yeniliklere çok sıcak bakıyor.

Gelelim sizin sorunuza, evet haklısınız, içme suyuna 1/2000 oranında ilave ediniz. Bu ölçmek çok kolay! Eczaneden 10 cc'lik boş bir şırınga alınız. Şırınganın üzerindeki her bir çizgi 1 cc yani 1 ml'yi işaret eder. Damla hesabı yapmak isterseniz, damlalıkla 5 litreye 3 damla koyabilirsiniz. Saygılar. Ayrıca, büyükçe bir su kabı (fazla derin olmayan, yaklaşık 3-4 cm derinlikte) koyarsanız, onun içinde de güvercinleriniz banyo yapacaklardır. Bu suya da mutlaka 1/100 veya 1/200 oranında EM koyun. Kuşlar EM'li suyla banyo yapmayı çok seviyorlar. Ben bahçemde yabani kuşlara bakıyorum. Hep gelip benim hazırladığım yerde banyo yapıyorlar. Burada hemen hemen her evin bahçesinde bu tür banyo yapabilecekleri suluklar var ama kuşlar hep bizim banyoyu tercih ediyor.

Dogasever Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 07-11-2009, 01:24   #11
Ağaç Dostu
 
Savaş's Avatar
 
Giriş Tarihi: 25-03-2009
Şehir: Ankara
Mesajlar: 326
Galeri: 131
Sayın Dogasever,

EM Bukaşi kovasından elde ettiğim sıvıyı sulandırarak, çiçeklerin yapraklarına püskürtme yapsam, bir sakıncası olur mu? Bu yöntemle, bitki yapraklarında zaman zaman görülen, örneğin biberlerdeki bitlenme gibi, zararlıları yok edebilir miyim? Diğer bir sorum ise, kovalardan aldığım fazla EM sıvısını, lavabolara dökmek yerine bir saksıda boş duran toprağa döksem, toprak için bir sakıncası olur mu?

Saygılar.

Savaş Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 07-11-2009, 06:31   #12
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 04-02-2008
Şehir: istanbul-Gelibolu
Mesajlar: 1,829
SAyın;Savaş EM Bukaşi kovasından elde ettiğin sıvıyı sulandırarak, çiçeklerin yapraklarına püskürtme yapabilisin ben yaz aylarındaki uygulamamda bu konularada iyi neticeler aldım.

Fazla gelen Em eriğini toprağına ve saksıladaki yorgun toprağa ilave etmen yerinde haraketle toprak yapısı daha aktif bitki toprağına dünüşecektir.

epsody Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 15-11-2009, 12:47   #13
Ağaç Dostu
 
Dogasever's Avatar
 
Giriş Tarihi: 05-04-2007
Şehir: Appleton-İngiltere
Mesajlar: 1,706
Bugün Bir Haber ve Bir Yorum!

http://www.milliyet.com.tr/Yasam/Son....2009&b=Korfez baligi zehirli

Körfez balığı zehirli!
Uzmanlar körfezde yakalanan balık ve midyeler için uyardı. Dip çamuru zehirli, balık tutulmamalı.

Nesrin COŞKUN/İZMİR, (DHA)

DENİZ biyolojisi uzmanı Prof.Dr. Tufan Koray, iç körfezde yasak olmasına karşın yapılan balık avcılığına dikkat çekti. İç körfez balıklarının tüketiminin insan sağlığını hala tehdit ettiğini belirten Prof.Dr. Koray, “Suda temizlenme var ama dip çamur hala risk yaratıyor. Yağlı boya sürülmüş paslı demir gibi, zehirini kusmayı sürdürüyor” dedi. Koray, körfezden çıkarılan midyelerin de sınırlı sayıda ve uzun aralıklarla tüketilmesini önerdi.



Ege Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Deniz Biyolojisi Anabilim Dalı Başkanı Prof.Dr. Tufan Koray, yıllarca İzmir'in en önemli gündem maddelerinden biri olan iç körfezdeki kirliliğin dip çamurda sürdüğünü bildirdi. Prof.Dr. Koray, çamurdaki ağır metal kirliliğinden olumsuz etkilenen balıkların yakalanıp tüketilmesinin halen riskli olduğunu, suyun temiz görünmesinin insanları yanıltmaması gerektiğini söyledi. Körfezde balık avlanmasının yasak olmasına karşın sahilde balık avlayanların eksik olmadığını kaydeden Prof.Dr. Tufan Koray, şunları söyledi: “Körfez suyunda temizlenme var. Bunu kabul ediyoruz. Deterjan, kanalizasyon atıkları engellenerek azot ve fosfor girişi önlendi, su yüzde 80-90 temizlendi. Zaman zaman tesadüfi olarak göçebe bazı temiz su balıklarını, yeşil yosunları görüyoruz. Ama temizlenen su, dipteki çamur ise hala kirli, riskli. Bir ara dip çamur toplanıp Urla açıklarına atıldı, Urla'nın denizi kirletildi. Körfeze temiz su girdikçe ağır kirliliğe yol açan metaller seyrelecek. Ama tüm metaller aynı sürede seyrelmez, çinkonun ki farklı süre gerektirir, bir başkası farklı zaman. Şu anda körfezde durum; paslı demirin üzerinin yağlı boya ile kapatılması gibi birşey. Su temiz, dip kötü. Körfezde balık avlanma yasağı sürmeli, denetlenmeli. Bu balıkların tüketilmesi hala insan sağlığı için zararlı.” Prof. Dr. Koray, İzmirliler'in önemli ağız tatlarından biri olan midye konusunda da uyarıda bulundu. İnciraltı'nda iskele ayaklarında bol miktarda toplanıp iç piyasada özellikle dolması tüketilen körfez midyelerinin ishalden kansere giden bir dizi sağlık sorununa yol açtığını vurgulayan Prof.Dr. Koray, şöyle konuştu: “Midye, midye dolması sayıyla yenilmeli, 8-10 tane olabilir. Az miktarda ve sık olmamak kaydıyla tüketilmeli. Ben de yiyorum ama az ve seyrek tüketiyorum. Bu midyelerin az miktarda olması kaydıyla yenilebilir düzeyde olduğunu söyleyebiliriz. Su büyük ölçüde temizlendiği için planktonik toksinlere çok az rastlıyoruz. Ama kısaca DSP dediğimiz ishal yapıcı toksini oluşturan kötü planktonlar var. Litrede 100 tane olması midyenin zehirli olmasına yol açıyor. Tüketildikten 2-8 saat sonra ishale neden oluyor. Bir midyeden çok fazla zehir alınmaz, zehirleyici olmaz ancak 10 ve üzeri midye ishale yol açabilir. Ayrıca bu toksin sadece ishale yol açmıyor. Toksin bağırsaklarda birikiyor, oradan DNA kırıcı sinyaller gönderip aşırı üreyen hücreler meydana getiriyor, polip ve takibinde kansere neden oluyor.”

YORUM:
YETKİLİLERE TEKRAR SESLENİYORUM! İZİN VERİNİZ KÖRFEZİN ZEHİRLİ DİP ÇAMURUNU 5 YILDA ETKİN MİKROORGANİZMALAR İLE TEMİZLEYELİM.

3 YIL ÖNCE BU AMAÇLA HER İKİ KÖRFEZ İÇİN DE HEM İZMİT HEM DE İZMİR BELEDİYELERİ İLE GÖRÜŞÜLDÜ. HATTA İZMİT BELEDİYESİNİN BASIN ORGANINDA VE YEREL GAZETELERDE "İZMİT KÖRFEZİ JAPON TEKNOLOJİSİ İLE TEMİZLENECEK" DİYE RESİMLİ HABER BİLE ÇIKTI ANCAK HABERİ VAR KENDİSİ YOK MİSALİ NE ARAYAN VAR NE SORAN! YETKİLİLERE SESLENİYORUM: BU ÇAMURU DİPTEN ÇEKEREK ÇIKARTAMAZSINIZ, HEM TÜM EKOLOJİ YOK OLUR HEM DE ASTARI YÜZÜNDEN PAHALIYA MAL OLUR. BİR DE ÇIKARTINCA NE YAPACAKSINIZ SORUNU VAR! GELİN BİRLİKTE YARARLI MİKROORGANİZMALARLA BU SORUNU EN ÇEVRECİ VE EN AKILCI BİÇİMDE ÇÖZELİM. JAPONLAR KOCA SETO DENİZİNİ TEMİZLEDİLER.


Düzenleyen Dogasever : 15-11-2009 saat 12:51 Neden: LINK HATALI
Dogasever Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 15-11-2009, 14:05   #14
Ağaç Dostu
 
Sarıcan's Avatar
 
Giriş Tarihi: 28-11-2008
Şehir: Küçükyalı-ISTANBUL
Mesajlar: 1,498
Galeri: 32
Yorumsuz

Yıllardır Nasrettin Hoca' ya hepimiz güldük. Demek ki rahmetliyi kimse anlayamamış, ne devrin yöneticileri ne de ondan sonra gelenler. Hoca laktik asit bakterilerini yüz yıllar önce keşfetmiş de Akşehir gölünü temizliyormuş.

Bence elbirliği ile kolları sıvayıp önce Haliç' ten başlamak kaydıyla tüm Marmara' yı yoğurtla mayalayalım. "Ya tutarsa!.." Bunun için Istanbul Büyükşehir Belediyesinden izin almaya gerek var mı? Gerekirse geceleri korsan mayalama eylemleri yaparız. Yeterki Marmara temizlensin.

Seto İç denizini temizleyen Japonlar kovalarla maya döküyorlar bizim Nasrettin Hoca gibi. Tek farkı bizim hoca mayayı çok az kullanıyordu. Akşehir Gölü onun için temizlenemedi bir türlü.

Sarıcan Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 15-11-2009, 14:55   #15
Ağaç Dostu
 
Dogasever's Avatar
 
Giriş Tarihi: 05-04-2007
Şehir: Appleton-İngiltere
Mesajlar: 1,706
Sn Sarican,

Yorumunuz icin cok tesekkur ederim. Eger boyle bir sey yaparsak ben sirf maliyeti karsiliginda EM uretmeye hazirim. Ancak, isin ilginc yani sudur ki, Halic'i, Marmara'yi kirletiyorsunuz diye ya bizi iceri atarlar ya da baska cezalar verirler.

Bundan yaklasik 2 sene once yazdigim bir yaziyi ilginc bulacaginizi dusunuyorum:

http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=15209

Dogasever Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 15-11-2009, 16:13   #16
Ağaç Dostu
 
Sarıcan's Avatar
 
Giriş Tarihi: 28-11-2008
Şehir: Küçükyalı-ISTANBUL
Mesajlar: 1,498
Galeri: 32
Aklın yolu birdir Sn. Doğasever,

Yazdığınız yazıyı daha önce okumuş olsaydım ukalalık etmezdim ama şunu biliyorum ki Japonların 1945 ikinci dünya savaşından sonra bulup Japon icadı diye sundukları yöntemlerin bazılarını, vakti zamanında bu topraklarda yaşamış bazı insanlar tarafından daha önceden uygulayıp hayata geçirilmişlerdir.

Türkiye' de ISO 9000 Toplam Kalite Yönetimi çalışmalarının ilk başladığı yıllarda, bütün fabrikalar bu mucize Japon yönetim biçimi için harıl harıl çalışırken, bende bulunduğum fabrikada Toplam Kalite Yönetiminin başına geçmiş ve uzun yıllar eski kafaları değiştirip yeni bir anlayış getirmek için mücadele vermiştim.

Tam o yıllarda Sayın Hasan Pulur' un bir bir Japon bilim adamı ile yaptığı görüşmesini anlattığı köşe yazısını okuduğumda gözlerim yaşarmıştı.

Japon bilim adamı:

"Toplam Kalite Yönetimi çalışmaları Japonyada 1945 ten sonra başladı oysa Toplam Kalite Yönetimi 1920 de Japonlardan 25 sene önce Mustafa Kemal tarafından uygulamaya konulmuştu. Bu yüzden Mustafa Kemal' i anlamanız yeterli." gibi bir yazı idi.

Gerçekten de Toplam Kalite Yönetiminin esasları olan bir çok yöntem; Köy Enstitüleri ile eğitimde, Atatürk Orman Çiftliği örneği ile makinalı tarım ve toprak ıslahı (Bataklıktan çiftlik yaratılmıştır.) ile tarımda, Şeker Fabrikaları, Dünyanın sayılı Lokomotif üreten ülkesi konumuna getirdiği Eskişehir ve Sivas Demiryolu fabrikaları, Etibank, Sümerbank ve daha niceleri ile sanayide hayata geçirilmişti.

Japonların Beyin Fırtınası, bizim ise Çankaya' dakinin sarhoş sofraları dediğimiz yöntem ile ülkenin kangren olmuş bütün sorunları tek tek çözüm yoluna girmiş, 15 yıl boyunca ekonomik büyüme hızları %10 un üzerinde seyretmiş bir mirası devralmışız. Ama bugün içinde bulunduğumuz durum ortada. Ne kadar sahip çıkabildiğimiz de ortada.

Bu yüzden bu büyük insana borcumuz olduğunu düşünüyorum. Bu forumun en çok sevdiğim tarafı da yapılan paylaşımlarla yurt kalkınmasına ekonomik olarak katkı sağlayamasak da yaptığımız beyin fırtınaları ile forumu takip eden binlerce insanımızın ufkunu açmaktır. Bunun da bir maliyeti yoktur. Bildiklerinizi bizimle paylaşmanız yeterlidir.

Sarıcan Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 15-11-2009, 18:00   #17
Ağaç Dostu
 
Dogasever's Avatar
 
Giriş Tarihi: 05-04-2007
Şehir: Appleton-İngiltere
Mesajlar: 1,706
Sn Sarican,

Sizin ki kesinlikle ukalalık değil. Benimle aynı frekansta düşünmüş olmanız beni çok sevindirdi. Ayrıca, sizin de söylediğiniz gibi aklın yolu birdir.

Beni asıl rahatsız eden şey, bir insanın sorumlu bir makama geldikten sonra sorunları unutması, o makamın gerektirdiği yetkiyi aldığı halde sorumluluğu üzerine almak istememesidir. Eğer bu sorumluluğun bilincinde olsalar, daha çok iş yapabilirler. Neyse, şikayeti bir yana bırakacak ve devlet kuruluşlarına gelecek olursak, ben bu devlet kuruluşlarından ibirnde, şeker fabrikalarında büyüdüm. Doğduğumdan beri hemen hemen bütün ailem şeker fabrikalarında çalıştılar. 1970'ler ve hatta 1980'lerde de kar eden bu işletmelerin, yavaş yavaş nasıl karanlık bir kuyuya çekildiğini çok iyi biliyorum. En önemli şey partizanlık, daha sonra şirket içi eğitimin yetersizliği ve verimsizlik hepsi birarada bu işletmelerin kuyusunu kazdı. Halbuki bu işletmeler, birçok ilimizin kalkınmasında öncü rol oynamışlardı. İllerimize sadece ekonomik zenginlik getirmiyor, sağlık hizmetleri, sosyal ve sportif faaliyetleriylde, kültür ve eğitim merkezi de oluyorlardı. Çocukluğumda her hafta bir kaç film seyreder, ayda bir tiyatro konser izler, yazları her akşam havuz başlarındaki kafeteryalarda sohbet eder oyunlar oynardık. Çok mutlu bir ortamdı. Golf sahaları, yüz<me havuzları ve tenis kortları vardı. Bunlar kademeli olarak tek tek bırakılarak tüm fabrikalar köhne bir hale getirildi. Yılda sekiz ay olan fabrikaların üretim dönemleri, tedrici olarak köylünün pancar ekimi türlü oyunlarla engellenerek, bugünlerde bir iki aya kadar düşürüldü. Yapılan olumsuzuklar, aslında buna hükümetlerin beceriksizlikleri demek daha uygun olabilir, saya saya bitmez. Evet, Ata'mıza yaptıkları için minnettarız ama onun başlatıklarını bizler devam ettiremedik. O'nun yaptıklarını bizler birer birer bozduk! Bakın bugün yaşanılan küresel ekonomik krizden sonra, ABD bile Atatürk'ün uyguladığı karma ekonomiye dönme kararı aldı. Batı ülkeleri de aynı yolu izliyor.

Yapılan beyin fırtınaları ile insanların çok şey öğrendiği doğru, ancak ben Türk Milleti'ni sinmiş, suskun ve miskin olmakla suçluyorum. Nedir bu ölü toprağı üzerinizdeki? Orada fabrikalar denizleri, nehirleri, gölleri kirletiyor. Bakıyorsunuz, ya Green Peace gelmiş ya da sadece belirli sivil toplum kuruluşları önderliğinde, kilometrelerce öteden insanlar gelip protesto ediyor. Niçin, o gölün, denizin, kıyısında yaşayan Fatma Hanım, Ahmet Bey, Rıza Efendi sokaklara dökülmüyorlar. Bakın bugun yetkililer Körfezden çıkan balıkları yemeyin zehirli diyor. Yarın Karadenizden çıkan hamsiyi de yemeyin diyecekler! Öbür gün, hava kirli maske takın ya da aman domateslerı, patlıcanları da yemeyin diyecekler (Zaten GDO gelirse, ki bazı ürünlerde geldi bile, bunları yemeyin diyorlar da!). Peki biz ne yiyeceğiz? Ne içeceğiz? Nasıl yaşayacağız? Neden isyan etmiyoruz? Vatandaşların güvenliğini sağlamak sadece polisle olmaz! Toprağın, suyun, havanın, Körfez'in dibinin temiz tutulması da hükümetlerin görevidir. Hükümet görevini neden yapmıyor? Bildiklerimi ilgililerle her platformda paylaşıyotum. Ama ilgililer de benim bu yakarışımı biraz paylaşsalar nasıl olur? Sevgiler...


Düzenleyen Dogasever : 15-11-2009 saat 18:01 Neden: ekleme
Dogasever Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 16-11-2009, 12:51   #18
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 14-03-2008
Şehir: istanbul
Mesajlar: 270
EM ve silaj

Sn.Doğasever,

Silaj, su içeriği yüksek yeşil yem bitkilerinin, havasız ortamda laktik asit bakterilerinin etkinliğine bırakılarak fermantasyona uğratılmaları suretiyle elde edilen;bir nevi hayvan turşusu da denilebilecek yem çeşidi olarak tanımlanıyor.

Silaj uygulamalarında Etkin Mikroorganizmalar kullanılabilirmi ?

skanatlar Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 16-11-2009, 14:11   #19
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 14-03-2008
Şehir: istanbul
Mesajlar: 270
üzüm posası silajı

Sn.Doğasever,

www.emturkey.com/ sitenizde hayvancılıkta EM bölümünde EM silaj ile ilgili bilgileri yeni farkettim ve okudum.

ÜZÜM POSASI SİLAJININ FERMANTASYON VE YEM DEĞERİ ÖZELLİKLERİNİN SAPTANMASI

http://www.trakya.edu.tr/Enstituler/.../152Levent.pdf

Yukarıda linki de bulunan araştırma makalesindeki uygulamada EM silaj kullanılabilirmi. Böyle bir çalışmanız oldumu.

Saygılarımla

skanatlar Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 16-11-2009, 16:56   #20
Ağaç Dostu
 
Dogasever's Avatar
 
Giriş Tarihi: 05-04-2007
Şehir: Appleton-İngiltere
Mesajlar: 1,706
Hayır, böyle bir çalışmamız olmadı ama kullanılabilir. Saygılar. İlerde EM silajın faydaları ile ilgili çok daha ayrıntılı bilgiler vereceğim.

Dogasever Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 17-11-2009, 16:30   #21
Kaybettik, Allah rahmet eylesin
 
memet's Avatar
 
Giriş Tarihi: 18-02-2006
Şehir: İzmir
Mesajlar: 13,948
Galeri: 11
Bonsaide kullanmak için sipariş verdim. Sonucları görünce burada yazarım. Türkçe açıklama o kadar ufakki şişedeki etikette, bir büyüteç gerekecek okuyabilmek için.

memet Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 17-11-2009, 17:41   #22
Ağaç Dostu
 
Dogasever's Avatar
 
Giriş Tarihi: 05-04-2007
Şehir: Appleton-İngiltere
Mesajlar: 1,706
Sn Memet
Uyarınızı Türkiye'deki arkadaşlara ileteceğim. Ancak EM konusunda o kadar çok bilgi var ki, şişenin üzerinde yazanlara gerek var mı bilmiyorum? Yine de uyarınızı ileteceğeim. Dikkat etmeniz gereken buzdolabına koymayınız ve doğrudan güneş ışınlarını alan bir yerde saklamayınız. Bonsai'de kullanan oldu mu bilmiyorum ama en az 1/1000 oranında klorsuz suyla seyreltiniz ve sulama suyuna koyunuz. Başarı dileklerimle.

Dogasever Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 17-11-2009, 17:47   #23
Kaybettik, Allah rahmet eylesin
 
memet's Avatar
 
Giriş Tarihi: 18-02-2006
Şehir: İzmir
Mesajlar: 13,948
Galeri: 11
Başlığı okudum nasıl kullanacağıma dair ama, etikette çok küçük olunca yazı, bir uyarmayı istedim.

İlginize teşekkür ediyorum.

memet Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 18-11-2009, 10:34   #24
Ağaç Dostu
 
aslan_k's Avatar
 
Giriş Tarihi: 01-03-2008
Şehir: İSTANBUL-KARAMÜRSEL
Mesajlar: 399
Galeri: 1
Sn. Doğasever, Benim bahçemde 3 yaşında fidanlarım(120 adet civarı) var, bu sonbaharda leonardit ve yanmış keçi gübresi kullanacağım. Bununla beraber bahçemde EM uygulaması da yapmak isitiyorum, ancak sorun şu ki henüz bahçeme depo yapamadım kuyudan motorla suyu çekip direk hortumla suluyorum, eski usül yani.
Bu ortamda EM ürününü nasıl kullanabilirim ve ölçüleme nasıl olmalı.
Teşekkürer

aslan_k Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 24-11-2009, 19:04   #25
Ağaç Dostu
 
Dogasever's Avatar
 
Giriş Tarihi: 05-04-2007
Şehir: Appleton-İngiltere
Mesajlar: 1,706
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi aslan_k Mesajı Göster
Sn. Doğasever, Benim bahçemde 3 yaşında fidanlarım(120 adet civarı) var, bu sonbaharda leonardit ve yanmış keçi gübresi kullanacağım. Bununla beraber bahçemde EM uygulaması da yapmak isitiyorum, ancak sorun şu ki henüz bahçeme depo yapamadım kuyudan motorla suyu çekip direk hortumla suluyorum, eski usül yani.
Bu ortamda EM ürününü nasıl kullanabilirim ve ölçüleme nasıl olmalı.
Teşekkürer
Ozur dilerim mesajiniz gozumden kacmis. Once hortumla normal sulamanizi yapin. 20 litrelik bir yag tenekesi bulun. Sulama bittikten sonra, 20 litrelik yag tenekesini suyla doldurun ve icine 100 ml (1 cay bardagi) EMA koyun ve bir fidanin dibine dokun. Tum fidanlariniza ayni islemi tekrarlayin. Kolay gelsin. Bu islemi bir buyume donemi boyunca en az 3 defa tekrarlayin.

Dogasever Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 24-11-2009, 19:12   #26
Ağaç Dostu
 
Dogasever's Avatar
 
Giriş Tarihi: 05-04-2007
Şehir: Appleton-İngiltere
Mesajlar: 1,706
Sn Aslan,

Ayni islemi (yag tenekesi ile EM uygulama islemi) yagmur yagdiktan sonra da yapabilirsiniz. Yanliz EM uyguladiktan sonra sulama yapmayin veya hava durumu yagmur yagacak diyorsa yine bu islemi yagmurdan once de yapmayin. Kisaca, EM uygulandiktan sonra tekrar sulama yapilmamali. aksi takidrde mikroorganizmalar da akan suyla birlikte akar gider. Bizler mikroorganizmalarin topraga tutunmasini ve orada yasayip uremelerini istiyoruz. Attiginiz veya atacaginiz keci gubresi ve leonardit cok isabetli olmus. Bunlar da EM"nin topraginizda cogalmasini saglamak icin bire bir! Tekrar kolay gelsin.

Dogasever Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 18-11-2009, 12:18   #27
Ağaç Dostu
 
Savaş's Avatar
 
Giriş Tarihi: 25-03-2009
Şehir: Ankara
Mesajlar: 326
Galeri: 131
Sayın Dogasever,

Kompost yapımı üzerine yanlış-doğru yılardır bir çok şeyi deneyerek, son 1 yıldır da okuyarak ve deneyerek bir çok şey öğrendim.

Takip edebildiğim kadarıyla komposta girmemesi gereken bazı bitkilerden bahsediliyor: Örneğin ceviz yaprağı, narenciye kabukları gibi. Ancak, ben elimdeki Bukaşi kovalarında deneysel çalışmalar yapıyorum.

İlk kovam normal mutfak atıklarıyla doldu boşaldı.

Daha sonra, ikinci kovaya biraz kavak talaşı ekledim, yani bir miktar kahverengi malzeme de olsun istedim ve gayet iyi fermante olmuş bir kompost elde ettim. Şimdi bu kompostlar toprakta iyice çözülmeyi bekliyorlar. Havalar biraz soğuduğu için çözülme de bağlı olarak yavaşladı.

Üçüncü kovada ise, balık başları, kılçıkları ve tavuk kemikleri ağırlıklı bir kompost deneyi yapmaktayım, tabi sadece bunlar değil, aynı zamanda normal yeşil mutfak atıkları yine giriyor kompost kovasına. İlk iki kovada musluktan sıvı almayı başardım ama, balık ve tavuklu kovadan, kova ağzına kadar dolduğu halde hâlâ sıvı alamadım. Bunun nedeni ortamın ısısı olabilir mi? Kovalar kapalı balkonda ve ısı gündüzleri 18, geceleri 8-10 derece civarında oluyor.

Dördüncü kovamda ise daha asitli bir kompost elde etmeye çalışıyorum. Likapa meyvesi asitli toprakları sevdiği için, kompostun çoğunluğunda narenciye kabuğu kullanmaya karar verdim. Bu arada, kovaya giren bu narenciye kabuklarının yanısıra toprakta kısmen çürümeye başlamış çam ibreleri de ekliyorum. Tabi her zamanki gibi, kovaya yine normal yeşil malzeden de katmayı ihmal etmiyorum. Sorum şu: Narenciye kabuklarını kovaya etmem söylendiği gibi yanlış bir uygulama mıdır? Narenciye kabuğunun yanısıra kovaya eklediğim çam ibreleri ile istediğim asit değeri yüksek kompost ve bağlı olarak da toprak elde edebilir miyim sizce?

Emeklerinizden ve cevaplarınızdan ötürü teşekkürler.

Saygılarımla.

Savaş Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 20-11-2009, 23:11   #28
Ağaç Dostu
 
akcan67's Avatar
 
Giriş Tarihi: 02-04-2009
Şehir: kdz.Ereğli
Mesajlar: 464
Sn Epsody

Evdeki mutfak artıklarını değerlendirmek için 200 lt lik dip kısmında musluk sistemi olan, ağzı kapaklı, plastik bir varil temin ettim.Varilin musluk kısmını kendim yaptım.Varilin içine alt kısmına bir ızgara yerleştirdim.

200 lt lik varili hiç boşaltmadan tamamını em uygulayarak doldursam acaba bir sıkıntı olurmu.Çünki em in kompost kovaları çok daha küçük.

akcan67 Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 20-11-2009, 23:34   #29
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 04-02-2008
Şehir: istanbul-Gelibolu
Mesajlar: 1,829
Sayın,akcan67 Önce mutfaklarının sularının süzülmesi gerekli ondan sonra atıklaıı senin vriline dolduruken aralarına EM'i koyarsın varilin kapağını kapatırsın fermantasyona bırakırsın varilin musluğunun altına koyacağın kaba akan sıvları sulandırarak bitkilerine verirsin.

Senin tek sıkıntın varili dolduracak kadar mutfak atığıını biriktirdikten sonra EM'len aktif etmen gerekecek onun içinde atıkları biriktirirken çürütmemen gerekeçek.

Kolay gelsin irtibatı kesmiyelim tavsiyelerim sürecek.

epsody Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 20-11-2009, 23:40   #30
Ağaç Dostu
 
akcan67's Avatar
 
Giriş Tarihi: 02-04-2009
Şehir: kdz.Ereğli
Mesajlar: 464
Sn Epsody

İşlemi nasıl yapmam gerektiği konusunda bilgim var.
Benim asıl merak ettiğim bu kadar atık birirkirken geçen zamandan dolayı en alttta kalan (ilk atmaya başaladığım )atıklarda herhangi bir çürüme veya bozulma olurmu ?

Diyelimki bugün kovaya ilk malzemeyi attım.Kovada bundan, atıyorum 2 ay sonra doldu.Buradan çıkan kompost kakkında bir yorum yaparmısınız.

akcan67 Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Cevapla


Gönderme Kuralları
Yeni konu gönderemezsiniz
Konulara yanıt veremezsiniz
Ek dosya yükleyemezsiniz
Kendi gönderilerinizi düzenleyemezsiniz

BB code Açık
Smilies Açık
[IMG] Kodu Açık
HTML Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Forum saati Türkiye saatine göredir. GMT +2. Şu an saat: 14:09.
(Türkiye için GMT +2 seçilmelidir.)


Forum vBulletin Version 3.8.5 Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0
agaclar.net © 2004 - 2025