agaclar.net

Geri Dön   agaclar.net > Üretim, Bakım, Düzenleme, Temel Malzemeler > Temel Konular (Toprak, Gübre, Tohum, Sulama)
(https)




Beğeni Düzeni544Beğeniler

Cevapla
 
Bookmark and Share Dış Bağlantılar Konu Araçları Mod Seç
Eski 12-06-2011, 14:36   #181
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 03-11-2009
Şehir: Akçakoca
Mesajlar: 1,173
Galeri: 3
Bugün fındıklara kaolin kili attım .

Eklenen Resimler
     
athena -asena Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 12-06-2011, 14:41   #182
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 03-11-2009
Şehir: Akçakoca
Mesajlar: 1,173
Galeri: 3
devamı

kaolinin kilinin karıştırma işlemleri ve atacağım motorlar.

Eklenen Resimler
   
athena -asena Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 12-06-2011, 14:57   #183
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 03-11-2009
Şehir: Akçakoca
Mesajlar: 1,173
Galeri: 3
Diğer meyve ağaçlarına da attım.

Eklenen Resimler
   
athena -asena Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 12-06-2011, 19:12   #184
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 03-11-2009
Şehir: Akçakoca
Mesajlar: 1,173
Galeri: 3
kirazlardaki durumu

Eklenen Resimler
   
athena -asena Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 13-06-2011, 22:19   #185
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 03-11-2009
Şehir: Akçakoca
Mesajlar: 1,173
Galeri: 3
Sun Shaderi bugün 6,5 dönüm fındık bahçesine attık.

Eklenen Resimler
     
athena -asena Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 13-06-2011, 22:24   #186
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 03-11-2009
Şehir: Akçakoca
Mesajlar: 1,173
Galeri: 3
Athena da yakın takipte beni seyrediyor.

Eklenen Resimler
  
athena -asena Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 14-06-2011, 12:28   #187
Ağaç Dostu
 
Sevgi Durul's Avatar
 
Giriş Tarihi: 02-08-2009
Şehir: Manisa Eskişehir
Mesajlar: 8,528
Galeri: 765
Kaolin uygulanmış cevizlerin görüntüsü.

Name:  kaolinli ceviz2.jpg
Views: 2635
Size:  56.5 KB

Name:  kaolinli ceviz3.JPG
Views: 2304
Size:  65.7 KB

Sevgi Durul Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 15-06-2011, 00:47   #188
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 18-01-2009
Şehir: izmir/aliağa
Mesajlar: 5,567
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi acemi_caylak Mesajı Göster
...SunShader kendisini sürekli geliştirecek ve kaolinin Türk Tarımı’nda gerektiği şekil ve miktarlarda kullanılmasına katkıda bulunacaktır..
Sn. acemi_çaylak,

Kaolini gülleci bulamacı _ kireç+kükürt solüsyonu_ ile karıştırarak kullandım, asma, domates de külleme _mantar) hastalıkları için.

Zeytinde ise %5 zn. +%5 bor içeren Mebor5 ile _ zeytin tane gelişimi için_ kullanmak istiyoruz.

Bu şekilde geliştirmek_ kullanmak_ uygun mudur?

Saygılar

Halil Önen Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 15-06-2011, 00:49   #189
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 18-01-2009
Şehir: izmir/aliağa
Mesajlar: 5,567
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi SDurul Mesajı Göster
Sayın ensar, teşekkür ederim. Son on beş gündür yağış nedeniyle bahçeye dün gidebildik. Yakın çekim fotoğrafları ancak yükleyebiliyorum. Korktuğumuz gibi olmamış galiba. Yorum sizlerin. Saygılar...

Eklenti 221090

Eklenti 221091
Sn. SDurul;

zeytinde kaolin güzel görünüyor. Kolay gelsin.

Bereketli ürünler.

Halil Önen Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 15-06-2011, 00:53   #190
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 18-01-2009
Şehir: izmir/aliağa
Mesajlar: 5,567
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi athena -asena Mesajı Göster
Sun Shaderi bugün 6,5 dönüm fındık bahçesine attık.
Sn. athena_ asena;

doğal yetiştirme çabanızda başarılar. Bol ürünler dilerim.

Halil Önen Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 15-06-2011, 06:47   #191
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 29-11-2009
Şehir: İstanbul - Gaziantep
Mesajlar: 1,194
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi Halil Önen Mesajı Göster
Sn. acemi_çaylak,

Kaolini gülleci bulamacı _ kireç+kükürt solüsyonu_ ile karıştırarak kullandım, asma, domates de külleme _mantar) hastalıkları için.

Zeytinde ise %5 zn. +%5 bor içeren Mebor5 ile _ zeytin tane gelişimi için_ kullanmak istiyoruz.

Bu şekilde geliştirmek_ kullanmak_ uygun mudur?

Saygılar
Halil Bey,

Kaolin kili inert bir madde olduğu için bir çok diğer ürünle birlikte karıştırılarak kullanılabilir. Bu yüzden gülleci bulamacı ve iz elementlerle karıştırılmasında hiç bir problem olmayacaktır.

acemi_caylak Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 15-06-2011, 10:23   #192
Ağaç Dostu
 
yalıçapkını's Avatar
 
Giriş Tarihi: 24-11-2008
Şehir: kocaeli
Mesajlar: 149
Ensar bey,uzun zamandır forumda yazmadığım için özelinize mesaj atmayı beceremedim,bende yeni ürününüzü denemek istiyorum,siz benim özelime gerekli açıklamaları yazarsanız bir miktar kaolin ısmarlamayı düşünüyorum.
Çalışmalarınızda başarılar dilerim.

yalıçapkını Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 15-06-2011, 20:58   #193
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 03-11-2009
Şehir: Akçakoca
Mesajlar: 1,173
Galeri: 3
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi Halil Önen Mesajı Göster
Sn. athena_ asena;

doğal yetiştirme çabanızda başarılar. Bol ürünler dilerim.
Halil Bey merhaba iyi dilekleriniz için çok teşekkürler. Bol ürünler dilemişsiniz ama bu sene malesef geçen senenin 10 da biri yok çoğu kimse bahçelerine bile girmiyecekler . Mayıs ayında hava çok sisli geçti fındık soğuktan döküm yapamadı.Ne yapaılım inşallah seneye bol hasatlı günler geçiririz.

athena -asena Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 15-06-2011, 21:12   #194
Ağaç Dostu
 
Sevgi Durul's Avatar
 
Giriş Tarihi: 02-08-2009
Şehir: Manisa Eskişehir
Mesajlar: 8,528
Galeri: 765
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi Halil Önen Mesajı Göster
Sn. SDurul;

zeytinde kaolin güzel görünüyor. Kolay gelsin.

Bereketli ürünler.
Sayın Halil Önen, teşekkür ederim. Kaolin kilini önce zeytinlerde, sonra cevizlerde, ilk kez bu yıl deniyoruz. Geçen dönemin cevizlerinin, güneş yanığı yüzünden içleri kararmıştı. Umarım kaolinle, bu sorunu aşarız. Saygılar...

Sevgi Durul Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 15-06-2011, 22:56   #195
agaclar.net
 
MeyveliTepe's Avatar
 
Giriş Tarihi: 22-03-2007
Şehir: Kocaeli
Mesajlar: 9,019
Kaolin ve Parçacık Film Teknolojisi - 1

Toprak tozlarının böcek uzaklaştırıcısı olarak kullanılması ilk insanlar, memeliler ve kuşların böcek ısırmalarından kurtulmak için toz banyosu yapmasına kadar gidiyor. Buna rağmen böcek kontrolü için son zamanlardaki çabalar inert mineral parçacıklarından daha çok toksik mineral ve kimyasal bileşikler üzerinde yoğunlaşmıştı. Antik çağlarda kükürt ve kükürt bileşikleri katranla karıştırılıp ısıtıldığında çıkan duman ile bağlardaki ve diğer ağaçlardaki böcekler kovuluyordu. Çinde diyatom toprağının pestisit olarak kullanılması milattan önce 2000 yılına dayanıyor, arsenik ve arsenik tuzlarından oluşan toksik preperatlar ise Çinde milattan sonra 200 yılında ve Avrupada 1699'da kullanılmıştı.

Böcekleri uzaklaştırmak için tahıla öğütülmüş kireçtaşı karıştırılması ise birinci yüzyıldaydı. Bilinen ilk tarımın ilk böcek ilacı ve fungusiti ise helenistik çağda sönmüş kireç ve kükürt karışımıydı (gülleci bulamacı). Kimyasal reaksiyona giren kireç ve kükürte tütün, odun külü, keten tohumu yağı, sabun, ve sığır gübresi gibi malzemelerin karıştırıldığı da oluyordu. 1500'lerde Kireç-Kükürt karışımı ağaçlara tütsü olarak yakılıyordu. 1800'lerde kireç-kükürt karışımı kolay elde edilebildiği için çok popüler olmuştu. 1897'de bakır ve arsenik bileşikleriyle çok zehirli insektisitler yapılmıştı. 1892'de yapılan bir arsenik-kurşun bileşiği ise 1940'lara, DDT'ye kadar insektisit olarak kullanıldı.

Yirminci yüzyılın başlarında, o zamanlar kullanımda olan az sayıdaki pestisit buhar veya petrol gücüyle çalışan püskürtme tabancalarıyla spray solusyonları şeklinde uygulanıyordu. Geniş bahçelerin ya da ekili arazilerin el tabancalarıyla büyük miktarda sulu solusyonlar kullanılarak ilaçlanmasının çok fazla emek gerektirmesi sebebiyle araştırmacılar mineral parçacıklarının taşıyıcı olarak kullanıldığı toz uygulamalarını incelemeye aldılar.

1920'lerde toz uygulamaları, sıvı püskürtme uygulamalarına göre uygulama kolaylığı ve emek maliyeti, bitkileri iyi kaplaması, sebebiyle öne çıktı.
1930'larda araştırmacılar belli inert minerallerin kendilerinin böceklere karşı toksik ajan olduğunu keşfettiler. 1939'da inert minerallerin böcekler üzerindeki etkileri şöyle özetlenmişti. 1. Tozun sindirim sistemine ağız yoluyla alınımı, 2.Kuruma, 3. Böceğin gövde çeperi ile kimyasal reaksiyon, 4.Direk mekanik aşındırıcı etki.

1960 dan sonra bir süre inert minerallerin insektisit olarak kullanılabilirliğine ilgi çok düşük boyutta kaldı. Bunun en büyük nedeni ucuz ve etkili sentetik insektisitlerin piyasaya girmiş olmasıydı. Mineral tozların tarımda kullanılması hakkında araştırma yapılmamasına bir başka sebep ise, tozların bitki verimliliğini düşürmesi ve bitkilerde eklembacaklı zararlı popülasyonunu arttırdığı düşüncesi idi.

1960'larda mineral bazlı beyaz tozla kaplamasıyla virütik hastalıklara vektör olan zararlıları önlemek deneyleri yapıldı. Beyaz yansıtıcı yüzey bazı bitlerin konukçuyu bulması ve yerleşmesinde uzaklaştırıcı etkisi belirlenmişti. Beyaz tozlar için genellikle çeşitli kaolin karışımları, bentonit ve bir tür kil olan atapulgit yayıcı yapıştırıcı ajanlar kullanılmıştı ve bitkilerin tüm yaprakları kaplanarak veya bitkinin etrafındaki toprağın kaplanması şeklinde denenmişti. Bu yaklaşım, bit ve yaprak zararlısının (leafhopper) uzak tutulmasıyla sınırlı olarak başarı sağladı.

Toprak yol kenarlarında, yol tozu ile kaplanmış bitki ve ağaçlar, doğal düşmanlar için yeterince uygun ortam olmadığı için bitkiden beslenen akarlar ve kabuklu bitler için uygun bir ortam oluşturmaktaydı. Maden ocaklarından çıkarılan mineral parçacıkları ve yol tozları ürün verimliliğini azaltıyor zararlı bitleri ve mantari hastalıkları arttıyordu. Kaolinin yaprak uygulamalarının yaprak üst zarını tahrip ettiği ve su kaybını arttırdığı için fototoksit olduğu görüldü .
Daha sonraları mineral parçacıklarının pestisit olarak kullanımı sentetik pestisit bileşikler emdirilmiş formülasyonlar ile sınırlı kaldı.

1970'lerde böceklerin inert tozlarla kontrol edilmesi minerallerden silikon jel, silikon dioksit gibi sentetik malzemelere geçiş yaptı. Bu sentetik tozların tahıl endüstrisinde zararlı kontrol gereksinimlerinde çok büyük potansiyelinin olduğuna inanıldı. Buna rağmen genel olarak kullanılan ucuz kimyasal gazlar oldu. 1970'lerden sonra mineral parçacıklar üzerindeki araştırmalar çokça sentetik insektisit ve mikrobiyal ajanların taşıyıcısı olarak kullanımı ve kısmen güneş yanıklarının kontrolüyle sınırlı kaldı.

İnert mineral parçacıkların bitki yeşil aksamında bakteriyel ve mantar hastalıkların önlenmesine yönelik araştırma da bu dönemde pek yapılmadı. Araştırmalar daha çok nemli koşullarda bitki yeşil aksam yüzeyinin PH'ını değiştirerek etki gösteren alkali sodyum karbonat üzerinde yapıldı. Böylece mantar sporlarının çimlenmesi ve büyüyerek hastalığa sebep olması engellenebiliyordu. Bugün de mantar hastalıklarına karşı çokça kullanılan mineral malzeme, PH yükseltici alkali sönmüş kireç ile toksik bir ağır metal bakır sülfat karşımı olan bordo bulamacıdır.

Mineral parçacık araştırmaları 1970'lerden itibaren, parçacıkların tanecik çapı, şekil ve ışık yansıtma özelliklerinde yapılabilen mühendislik ile boya, plastik, kağıt, kozmetik endüstrilerinde devam etti. 1985 yılında Amerikan kongresi, azaltılmış girdili sürdürülebilir tarım programının bir parçası olarak, tarım araştırma servisine kimyasal pestisitlerin risklerinin azaltılması için geliştirmeler yapma talimatını verdi. Bu, bir çok araştırmacıyı tarım zararlılarıyla ekonomik, çevreci ve sürdürülebilir bir şekilde mücadele etmede yeni fikirler bulmak ve araştırmak için teşvik etti.

Parçacık film teknolojisi tarım araştırma servisi bilim adamlarınca kimyasal pestisitlere bir alternatif olarak 1990'ların ortalarında düşünüldü. Bu teknoloji, aşağıdaki özellik şartlarına uyan mineral filmin bitki yüzeyine kaplanmasından ibaret idi. Bu özellikler, 1. Kimyasal olarak inert mineral parçacıkları, 2.Parçacık çapının <2 mikron olması (teorik olarak tamamının, ya da en azından <2 mikron olanlar işe yarıyor diye alınmalı), 3.Homojen bir şekilde yayılıp film oluşturabilmesi, 4. Oluşan filmin yapraklar ve hava arasında gaz alış verişini engellemeyecek şekilde geçirgen olması, 5.Fotosentetik olarak aktif radyasyonu geçirmesi fakat ultraviyole ve infrared radyasyonun bir kısmını geri yansıtması, 6.Zararlının bitki üzerindeki davranışını etkilemesi, 7.Hasat edilen ürünlerin üzerinden temizlenebilmesi, idi.

Çeşitli mineraller ve özellikleri incelendi, fakat bir çoğu, solunduğunda kanserojen olan silika kristalleri (SiO2) içeriyordu, güneş ışığını geçirmiyordu ve bitkilerin fotosentezini olumsuz etkiliyordu.

1996'da tarım arıştırma servisi endüstri ile iş birliği yaparak kaolin bazlı yeni sınıf parçacıkların üzerine odaklandı. Beyaz, gözeneksiz, şişip kabarmayan, aşındırıcı olmayan, ince taneli, tabak şekilli, su içinde kolaylıkla asılı kalarak suspansiyon oluşturan, geniş bir PH aralığında inert olan alimünyum silikat (Al4Si4O10(OH)8) mineraliydi. Kaplanabilir sınıf kaolin %85'den daha parlak ve %90'dan daha saf kalitedeydi. Ham kaolinin içerdiği iki iz element olan Fe2O3 ve TiO2'nin ayrıştırılıp uzaklaştırılması çeşitli endüstriyel uygulamalar için de gerekli olan %85 beyaz parlaklık kalitesi için gerekliydi. Buna ilaveten insan sağlığı için solunduğunda kanserojen olan serbest SiO2 silika kristallerinin mutlaka ayrıştırılıp uzaklaştırılması gerekiyordu. Son 10 yıldaki teknik gelişmeler rafine edilmiş kaolin parçacıklarının ısı ile kalsine edilip, belirtilen çapa indirilerek şekil verilmesini ve gereken ışık yansıtma özelliklerine sahip kaolin parçacıkları halinde üretilebilmesini mümkün kılıyordu.

"Parçacık Film Teknolojisi", şaşaalı bir terim olarak, bir çok zararlı ve bazı hastalıklara karşı etkili, bitki sağlığına olumlu katkıları olan bu çok fonksiyonlu mineral ürünün mühendisliği ve geliştirmesine önderlik eden araştırma grubunca belirlenmişti.

Parçacık Film Teknolojisi, mineral teknolojilerindeki bilgi birikimi, böcek davranışları, ışık fiziği ve bunların zararlı mücadesinde kullanımındaki bitki fizyolojisinin birleştirilmiş bir sentezidir.

Parçacık film teknolojisi, önceleri silikon kaplanarak hidrofobik yapılan (M-96) kaolin parçacıklarına dayanıyordu. Hidrofobik kaolin ilk olarak manuel tozlayıcılar veya modifiye edilmiş kum püskürtücüleriyle toz olarak atılmıştı, çünkü hidrofobik malzeme su ile karıştırılamıyordu. Ancak, tozlama işlemi sırasındaki savrulma, tanecikleri bitki yüzeyine yapıştıracak bir şeyin olmaması M-96 tozlamayı pratik kılmıyordu. 1998 yılında M-96 ve M-97 parçacık film formülasyonları olarak Amerikan Çevre Koruma örgütünce ilk kez tescil edildi.

Kısa süre sonra M-96, metanol-su sistemi (MEOH) kullanılarak önceden hazırlanmış preperat olarak formüle edildi. 11.3 kg M-96, 18 Litre MEOH ile preperat haline getirilip 436 litre suya ekleniyor ve ağaçlara püskürtülmek üzere naklediliyordu. Saha deneylerinde bu yöntemin pratik kullanım için çok pahalı, nakliye ve emniyet problemleri olduğu belirlendi. Laboratuar ve saha çalışmalarında, hidrofilik kaolin parçacıkları formülasyonunun (M-97) uygun bir yayıcı yapıştırıcı ile kullanımının bitki hastalık ve zararlılarında en az M-96'nın toz ve sıvı püskürtme uygulamaları kadar etkili olduğu anlaşıldı. Sonuç olarak hidrofobik M-96, hidrofilik M-97 ile devam edilmek üzere terk edildi.

Hidrofilik M-97 kaolin formülasyonunun avantajları, 1.Kolay karışabilmesi, 2.Daha ekonomik olması, 3.Tank karışımları için başka malzemelerle uyumlu olması, 4. Yağmura dayanıklılık ve yayılıcılık değişiklikleri için esnek formülasyona sahip olmasıydı. 1999 yılında M-97 + M03 Surround adı altında ticari olarak elde edilebilir duruma geldi. Yine aynı yıl, içerdiği yayıcı-yapıştırıcı sistem ile doğrudan suya karıştırılan tek bir paket olarak Surround-WP Amerikan Çevre örgütünce tescil edildi. Bu formülasyon 2000 yılında piyasaya sunuldu ve halen kullanımda olan ana formülasyondur.

Kaolinin boya ve plastik endüstrisindeki geçmişi, çevre örgütü tescilleri için yapılmış sağlık ve toksite testleri Surround'ın organik tarım ürünleri için onaylanmasında etkili oldu.

Parçacık film teknolojisinin ilk çalışmalarında bitkilerin, yapraklar ve hava arasında gaz alış verişini sağlayan geçirgenlik, fotosentetik aktif radyasyonu geçirirken ultraviyole ve infrared radyasyonu geri yansıtma derecesi gibi formülasyona bağlı film özelliklerinden doğrudan etkilendiği ortaya çıktı.

Surround WP kaolin ve kalsiyum karbonat uygulaması, elma bahçesinde ağaçların fotosentez, su kullanım etkinliği, verim, meyve boyutu ve kalitesi bakımından karşılaştırıldı. Azalan yaprak ısısına bağlı olarak stoma iletkenliğinin artması yoluyla su verimliliği azalmasına rağmen kontrol ağaçlarına göre sadece kaolin formülasyonu fotosentezi arttırdı. Kalsiyum karbonat, beyaz rengine rağmen daha çok fotosentetik aktif radyasyonu ağaçtan geri yansıtarak olumlu etkilerin hiç birini sağlayamadı.

Dünya genelinde çok sayıda çalışma kaolin parçacık filminin güneş yanıklarını azalttığını destekliyor. Infrared ve ultraviyole radyasyonun geri yansıtılması bitki yüzeyindeki ısıyı düşürür ve güneşin tahribatını azaltır. Parçacık film teknolojisinin tarımda güneş yanıklarını önleme ajanı ve pestisit olarak kullanımı temel olarak eşittir.

Parçacıkların fiziksel ve kimyasal özellikleri değiştirilerek elde edilen formülasyonlarla farklı özelliklere sahip olan filmlerin başka bir çok uygulamaları olabiliyor. Potansiyel olarak püskürtülebilir yansıtıcı malç, herbisit, don önleme ve pestisit taşıyıcılığı gibi kullanımlardan söz edebiliriz.

1990'ların sonundan bu güne kadar dünyanın dört bir yanında parçacık film teknolojisi kullanılarak yapılan ve hemen her tür bitki, pek çok koşul ve pek çok zararlı ve hastalığı karşı etkilerini ölçmek için bilimsel saha deneyleri ve bunlarla ilgili yazılıp yayınlanan makale sayısı binleri buldu.

Bu çalışmaların hemen hemen tamamında Surround WP kullanıldı. Bu bilimsel çalışmaların sonucunda parçacık film teknolojisi ve bir formülasyon olarak Surround Wp'nin kiminde olumlu etkileri belirlendi, kiminde kayda değer bir etki sağlanamadı. Bu şekilde her biri, bilimsel ölçümlere dayanır bir şekilde teknoloji ve formülasyonun sınırları ve etki alanları belirlendi. Bu süreç hala devam ediyor. Kuşkusuz bu teknoloji, başka deneyler ve ar-ge çalışmalarıyla daha ileri formülasyonlar için gelişmekte.

Yeni bir bilginin üretilmesi hiç bir zaman o bilginin tüm bileşenleriyle birlikte sıfırdan üretilmesi şeklinde olmaz, mutlaka o konu her ne ise daha önce üretilmiş başka bilgilerin üzerine dayanır. Bilimsel çalışmalarda da böyledir. Yeni bir deney ve buna ait bilimsel raporlar, konu ile ilintili başka bilimsel raporları baz alır, bunlarda ifade edilenlere bir damla yeni bilgi ekler. Bir sonraki de benzer bir şekilde olur. Böylece o konuda kocaman bir literatür oluşur. Herhangi bir bilimsel makaleyi okuduğunuzda, araştırma imkanınız da varsa, uygun bir şekilde ilişkilendirilmiş referanslar yardımıyla söylenen her şeyin kökenine inmek mümkündür.

Parçacık Film Teknolojisinin malzeme olarak aracı, literatürdeki adıyla M-97, sonradan verilen ticari adıyla da Surround'dur. Bu teknolojiyle yapılan ilk deney ve buna ait ilk makaleden başlayarak, bilgiyi üretip büyütmenin sağlıklı bir yolu olarak, her yeni çalışma malzemeyi sabit tutarak başka bir koşulda, başka bir bitkide, başka bir etki, hastalık veya zararlı için yapılmıştır. Söz gelimi, malzeme olarak Surround'ın önceki deneylerinde çeşitlerine göre radyasyon geçirgenlik ve yansıtma deneyleri yapılarak raporlanmıştır. Başka bir malzemenın farklı yansıtma ve geçirgenlik değerleri olacağından öncekilerin devamı olarak yeni yapılacak bir deneye hizmet etmez, zira sonraki deneyler önceki ölçümleri bir daha tekrarlamaz, ilave başka bir şey deneyip raporlar.

Bu zincirleme bilimsel deneyler yapılırken, aynı formülasyonu birebir temsil eden başka bir ürün yoktur. Ticari bir marka ve tescil yoluyla sabitlenmiş içeriği ile Surround elde edilebilir, literatürde geçmişi olan bir ürün olarak aynı doğrultudaki başka deneylerin malzemesi olmakta, kullanan çiftçiler ise, karşılaştıkları problemlerin çözümlerini bilimsel makalelerde buldukları müddetçe ya birebir aynı ürünü, ya da makaleye esas olan ürünün formülasyonuna en yakın olan kabul edilebilir başka bir ürünü edinerek problemini çözmeye çalışmaktadır.

Parçacık Film Teknolojisinde geliştirilen M97 formülasyonu ve M97+M3 olarak ticari ürün haline gelmiş formülasyon, Georgia'nın çökelti şeklinde oluşmuş kaliteli kaolin yataklarından elde edilen mineralin, yüksek seviyede rafine edilip tüm metal ve diğer serbest minerallerden arındırılıp 1100 derecede kalsine edildikten sonra %90 ölçüde 2 mikron altı (ortalama 1.4 mikron) boyuta getirilmiş malzemeden oluşmaktadır. Formülasyonda M3 olarak ifade edilen katkı ise bu ürüne özel yayıcı yapıştırıcı bir katkı olduğu, ve bunların da kabul edilen yiyecek katkıları listesinde olan malzemelerden olduğu bildirilmektedir.

Yapılan ve kayıt altına alınan bazı denemelerde, uygun boyutta, rafine edilmiş kaliteli kaolin ile uygun boyutta, rafine edilmiş, kaliteli ama aynı zamanda kalsine edilmiş kaolin arasında tarım uygulamaları bakımından büyük farklar belirlenmiştir. İlerleyen zamanda bunlardan söz edeceğim.

Kaolin uygulamaları şayet güneş yanıkları, fotosentez, zararlı engelleme vb. konularda bu güne kadar yapılmış saha deneyleri ve bilimsel makaleler baz alınarak yapılacaksa veya yapılması öneriliyorsa, ya da bu literatürü çağrıştırarak ürün öneriliyorsa , en azından M97 formülasyonunda belirtilen ağır metal, kanserojen olan olmayan tüm minerallerin ayrıldığı yüksek seviyede rafine edilmiş, kalsine, en az %90 oranında 2 mikrondan küçük tanecikli ve diğer saflık, beyazlık, parlaklık özelliklerine uygun formülasyona sahip malzeme olmalıdır. Formülasyonun buraya kadar olan kısmı gizli ve ticari sır değildir. Kaliteli hammadde, uygun üretim teknikleri, yeterli mühendislik bilgi ve yatırım ile herkes yapabilir.

Önerilen herhangi bir ürün bu özelliklerde değil ise, bu özelliklerdeki ürün için oluşmuş literatür ile bir bağlantısı kalmaz. Ne radyasyon tiplerine ait ölçüm değerleri, ne bitki ve zararlılarla ilgili yapılmış saha deneyleri ve bunlara ait bilimsel makaleler, hiç biri geçerli değildir. Gereken bilimsel deneyler ve raporların söz konusu yeni ürün için sıfırdan üretilmesi gerekir. Her türlü broşür, söylem ve yazı ile bu yeni ürüne atfedilen etkilerin hepsinin ürüne ve formülasyonuna özel, somut, ispat edilebilir dayanak ve belgeleri olmalıdır. Elbette, bunlardan da önce söz konusu yeni formülasyonların insan ve çevre sağlığı etkileri net ve tatmin edici derecede açık olmalıdır. Aksi halde ülkemizde çokça rastlanılan, bir kısım yerli ürünlerin isim benzerliği ya da içerik çağrıştırmasıyla arkasında ciddi literatür bulunan başka ürünlere ait bilgilere öykünülerek pazarlanması durumu yaratılmış olur. Kısıtlı ve yönlendirilmiş kullanım deneyimi yaratarak satış desteği ülkemizde zaman zaman geçer akçe sayılsa da, bunun doğru bir yaklaşım olduğu söylenemez. Güncel olduğu için hatırlayalım ki, sahte viski imal edenler, bu ürünleri satarken ürünlerine yüzde yüz güveniyorlardır, içildiğinde de muhakkak sarhoş ediyordur, fakat iki bardaktan fazlası bazılarını öldürebiliyor.

Ağaçlar ve diğer bitkilerde inert mineral geliştirmeleri tamamen başka formülasyonlarla ve başka amaçlar için de yapılabilir. Bu bakımdan araştırma ve geliştirmenin bir sınırı da yok. Söz gelimi, 2006'da piyasaya sürülen ve Pasific Northwest tarafından elma bahçeleri için geliştirilmiş Eclips, kalsiyum karbonat ve bor içerikli, sıvı formundaydı. Sonradan Purfresh isimli, ana işi ozon jeneratörleri gibi teknolojilerle taze meyve sebze depolama ve nakliye sistemleri olan şirket, Eclips'i bitirip yerine sadece elma değil, bir çok bitki için iki ayrı ürün içeren Purshade ürün gamını üretti. Normal kalsiyum karbonatın fotosentetik radyasyonu da yansıtma özelliği olmasına rağmen, -henüz patent sürecindeki-"Advanced Reflectance Technology" diye başka bir şaşaalı isme sahip mühendislik çalışmasıyla UV ve IR'yi yansıtırlen fotosentetik radyasyonu geçirmesini sağladılar ve yine sıvı formda satılıyor. Buradan da anlaşılıyor ki, madenden çıkan kalsiyum karbonatı az öğütüp torbalara doldurmamışlar. Bu ürünler, sadece güneş yanıklarını ve ısı stresini önlemek amaçlı ve herhangi zararlı kontrolü için iddiası ve söylemi yok. Epey müşteri referansı olsa da henüz ciddi bir bilimsel literatür oluşmamış.

Not: Bu yazının hazırlanmasında aşağıdaki yayınlardan yararlanılmıştır.

1. Encyclopedia of entomology, John L. Capinera
2. Horticultural Reviews, John Wiley & Sons, Inc.
3. Journal of Economic Entomology


Düzenleyen MeyveliTepe : 16-06-2011 saat 00:50
MeyveliTepe Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 16-06-2011, 08:33   #196
Ağaç Dostu
 
Sarıcan's Avatar
 
Giriş Tarihi: 28-11-2008
Şehir: Küçükyalı-ISTANBUL
Mesajlar: 1,498
Galeri: 32
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi MeyveliTepe Mesajı Göster
Aksi halde ülkemizde çokça rastlanılan, bir kısım yerli ürünlerin isim benzerliği ya da içerik çağrıştırmasıyla arkasında ciddi literatür bulunan başka ürünlere ait bilgilere öykünülerek pazarlanması durumu yaratılmış olur. Kısıtlı ve yönlendirilmiş kullanım deneyimi yaratarak satış desteği ülkemizde zaman zaman geçer akçe sayılsa da, bunun doğru bir yaklaşım olduğu söylenemez. Güncel olduğu için hatırlayalım ki, sahte viski imal edenler, bu ürünleri satarken ürünlerine yüzde yüz güveniyorlardır, içildiğinde de muhakkak sarhoş ediyordur, fakat iki bardaktan fazlası bazılarını öldürebiliyor.

Not: Bu yazının hazırlanmasında aşağıdaki yayınlardan yararlanılmıştır.

1. Encyclopedia of entomology, John L. Capinera
2. Horticultural Reviews, John Wiley & Sons, Inc.
3. Journal of Economic Entomology
Sn. meyvelitepe,

Zannederim bu üç kaynaktan faydalanarak yazdığınız makalenin ana fikri bu paragrafta gizli. Yoksa yanılıyormuyum. Konuyu bilen birisi olarak yerli ürünler hakkındaki fikirlerinizi daha açık ifade ederseniz özellikle forum üyesi arkadaşların yanlış bir şey yapmasını engellemiş olursunuz. Yanlış ürün uygulayıp bu işin sonunda kanser olup ölmekte var. Özellikle viski benzetmeniz hem güncel hem de dikkat edilmesi gereken bir husus.

Sarıcan Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 16-06-2011, 08:55   #197
agaclar.net
 
MeyveliTepe's Avatar
 
Giriş Tarihi: 22-03-2007
Şehir: Kocaeli
Mesajlar: 9,019
Sn.Sarıcan, öyle bir anafikir için bu kadar uzun bir yazı yazmama gerek yoktu. Tek paragrafta da anlatabilirdim. Yani, yazının anafikri o değil.

Öte yandan haklısınız. Yazıyı tekrar okuduğumda önemli bir terslik olduğunu gördüm. Özellikle de benim yazım şeklimi tanıyanlar için çok acemice gelmiş olması muhtemel. En azından ben öyle gördüm.

Uzun bir yazı. Altında "şunlardan yararlanılmıştır" diye bir lâf da yazmışım. Fakat yazıda söylenenlerin nereden geldiği, neye dayandığı belli değil. Hangi söylemler bana ait, hangi bilgiyi ben üretmişim, literatürden bahsederken uydurmuş muyum, yorum mu yapmışım kaybolmuş.

Dahası, konu hakkında araştırma yapan bir öğrenci, bu bilgi karmaşıklığından dolayı tüm bilgiyi benim ürettiğimi sanıp konunun ustası sanarak yakama yapışabilir ki, bunu hiç istemem. Sadece bana ait ne varsa onun için gelsin isterim.

Bu sebeple, iyi ki hatırlatmış oldunuz, bu yazıyı biraz düzeltmem gerekecek.

MeyveliTepe Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 16-06-2011, 10:11   #198
agaclar.net
 
MeyveliTepe's Avatar
 
Giriş Tarihi: 22-03-2007
Şehir: Kocaeli
Mesajlar: 9,019
Kaolin ve Parçacık Film Teknolojisi - 1 (güncellenmiş)

Toprak tozlarının böcek uzaklaştırıcısı olarak kullanılması ilk insanlar, memeliler ve kuşların böcek ısırmalarından kurtulmak için toz banyosu yapmasına kadar gidiyor (Ebling 1971). Buna rağmen böcek kontrolü için son zamanlardaki çabalar inert mineral parçacıklarından daha çok toksik mineral ve kimyasal bileşikler üzerinde yoğunlaşmıştı. Antik çağlarda kükürt ve kükürt bileşikleri katranla karıştırılıp ısıtıldığında çıkan duman ile bağlardaki ve diğer ağaçlardaki böcekler kovuluyordu (Smith ve Secoy 1975,1976). Çinde diyatom toprağının pestisit olarak kullanılması milattan önce 2000 yılına dayanıyor (Allen 1972), arsenik ve arsenik tuzlarından oluşan toksik preperatlar ise Çinde milattan sonra 200 yılında ve Avrupada 1699'da kullanılmıştı (Casida ve Quistad 1998). [2]

Böcekleri uzaklaştırmak için tahıla öğütülmüş kireçtaşı karıştırılması ise birinci yüzyıldaydı. Bilinen ilk tarımın ilk böcek ilacı ve fungusiti ise helenistik çağda sönmüş kireç ve kükürt karışımıydı (gülleci bulamacı) (Secoy ve Smith 1983). Kimyasal reaksiyona giren kireç ve kükürte tütün, odun külü, keten tohumu yağı, sabun, ve sığır gübresi gibi malzemelerin karıştırıldığı da oluyordu. 1500'lerde Kireç-Kükürt karışımı ağaçlara tütsü olarak yakılıyordu. 1800'lerde kireç-kükürt karışımı kolay elde edilebildiği için çok popüler olmuştu. 1897'de bakır ve arsenik bileşikleriyle çok zehirli insektisitler yapılmıştı. 1892'de yapılan bir arsenik-kurşun bileşiği ise 1940'lara, DDT'ye kadar insektisit olarak kullanıldı (Peryea 1998). [2]

Yirminci yüzyılın başlarında, o zamanlar kullanımda olan az sayıdaki pestisit buhar veya petrol gücüyle çalışan püskürtme tabancalarıyla spray solusyonları şeklinde uygulanıyordu. Geniş bahçelerin ya da ekili arazilerin el tabancalarıyla büyük miktarda sulu solusyonlar kullanılarak ilaçlanmasının çok fazla emek gerektirmesi sebebiyle araştırmacılar mineral parçacıklarının taşıyıcı olarak kullanıldığı toz uygulamalarını incelemeye aldılar. [1]

1920'lerde toz uygulamaları, sıvı püskürtme uygulamalarına göre uygulama kolaylığı ve emek maliyeti, bitkileri iyi kaplaması, sebebiyle öne çıktı. [1]

1930'larda araştırmacılar belli inert minerallerin kendilerinin böceklere karşı toksik ajan olduğunu keşfettiler. 1939'da inert minerallerin böcekler üzerindeki etkileri şöyle özetlenmişti. 1. Tozun sindirim sistemine ağız yoluyla alınımı, 2.Kuruma, 3. Böceğin gövde çeperi ile kimyasal reaksiyon, 4.Direk mekanik aşındırıcı etki. [1]

1960 dan sonra bir süre inert minerallerin insektisit olarak kullanılabilirliğine ilgi çok düşük boyutta kaldı. Bunun en büyük nedeni ucuz ve etkili sentetik insektisitlerin piyasaya girmiş olmasıydı. Mineral tozların tarımda kullanılması hakkında araştırma yapılmamasına bir başka sebep ise, tozların bitki verimliliğini düşürmesi ve bitkilerde eklembacaklı zararlı popülasyonunu arttırdığı düşüncesi idi. [3]

1960'larda mineral bazlı beyaz tozla kaplamasıyla virütik hastalıklara vektör olan zararlıları önlemek deneyleri yapıldı. Beyaz yansıtıcı yüzey bazı bitlerin konukçuyu bulması ve yerleşmesinde uzaklaştırıcı etkisi belirlenmişti (Kennedy ve arkadaşları 1961, Kring 1962). Beyaz tozlar için genellikle çeşitli kaolin karışımları, bentonit ve bir tür kil olan atapulgit yayıcı yapıştırıcı ajanlar kullanılmıştı ve bitkilerin tüm yaprakları kaplanarak veya bitkinin etrafındaki toprağın kaplanması şeklinde denenmişti (Nawrocka ve arkadaşları. 1975; Bar-Joseph ve Frenkel 1983; Marco 1986, 1993). Bu yaklaşım, bit ve yaprak zararlısının (leafhopper) uzak tutulmasıyla sınırlı olarak başarı sağladı.[3]

Toprak yol kenarlarında, yol tozu ile kaplanmış bitki ve ağaçlar, doğal düşmanlar için yeterince uygun ortam olmadığı için bitkiden beslenen akarlar ve kabuklu bitler için uygun bir ortam oluşturmaktaydı (Debach 1979). Maden ocaklarından çıkarılan mineral parçacıkları ve yol tozları ürün verimliliğini azaltıyor zararlı bitleri ve mantari hastalıkları arttıyordu. (Farmer 1993). Kaolinin yaprak uygulamalarının yaprak üst zarını tahrip ettiği ve su kaybını arttırdığı için fototoksit olduğu görüldü (Eveling 1972, Eveling ve Eisa 1976).[3]

Daha sonraları mineral parçacıklarının pestisit olarak kullanımı sentetik pestisit bileşikler emdirilmiş formülasyonlar ile sınırlı kaldı (Kirkpatrick ve Gillenwater 1981).[3]

1970'lerde böceklerin inert tozlarla kontrol edilmesi minerallerden silikon jel, silikon dioksit gibi sentetik malzemelere geçiş yaptı. Bu sentetik tozların tahıl endüstrisinde zararlı kontrol gereksinimlerinde çok büyük potansiyelinin olduğuna inanıldı. Buna rağmen genel olarak kullanılan ucuz kimyasal gazlar oldu. 1970'lerden sonra mineral parçacıklar üzerindeki araştırmalar çokça sentetik insektisit ve mikrobiyal ajanların taşıyıcısı olarak kullanımı ve kısmen güneş yanıklarının kontrolüyle sınırlı kaldı. [1]

İnert mineral parçacıkların bitki yeşil aksamında bakteriyel ve mantar hastalıkların önlenmesine yönelik araştırma da bu dönemde pek yapılmadı. Araştırmalar daha çok nemli koşullarda bitki yeşil aksam yüzeyinin PH'ını değiştirerek etki gösteren alkali sodyum karbonat üzerinde yapıldı. Böylece mantar sporlarının çimlenmesi ve büyüyerek hastalığa sebep olması engellenebiliyordu (Olivier 1998). Bugün de mantar hastalıklarına karşı çokça kullanılan mineral malzeme, PH yükseltici alkali sönmüş kireç ile toksik bir ağır metal bakır sülfat karşımı olan bordo bulamacıdır. [3]

Mineral parçacık araştırmaları 1970'lerden itibaren, parçacıkların tanecik çapı, şekil ve ışık yansıtma özelliklerinde yapılabilen mühendislik ile boya, plastik, kağıt, kozmetik endüstrilerinde devam etti. 1985 yılında Amerikan kongresi, azaltılmış girdili sürdürülebilir tarım programının bir parçası olarak, tarım araştırma servisine kimyasal pestisitlerin risklerinin azaltılması için geliştirmeler yapma talimatını verdi. Bu, bir çok araştırmacıyı tarım zararlılarıyla ekonomik, çevreci ve sürdürülebilir bir şekilde mücadele etmede yeni fikirler bulmak ve araştırmak için teşvik etti.[1]

Parçacık film teknolojisi tarım araştırma servisi bilim adamlarınca kimyasal pestisitlere bir alternatif olarak 1990'ların ortalarında düşünüldü. Bu teknoloji, aşağıdaki özellik şartlarına uyan mineral filmin bitki yüzeyine kaplanmasından ibaret idi. Bu özellikler, 1. Kimyasal olarak inert mineral parçacıkları, 2.Parçacık çapının <2 mikron olması (teorik olarak tamamının, ya da en azından <2 mikron olanlar işe yaryor diye alınmalı-abç), 3.Homojen bir şekilde yayılıp film oluşturabilmesi, 4. Oluşan filmin yapraklar ve hava arasında gaz alış verişini engellemeyecek şekilde geçirgen olması, 5.Fotosentetik olarak aktif radyasyonu geçirmesi fakat ultraviyole ve infrared radyasyonun bir kısmını geri yansıtması, 6.Zararlının bitki üzerindeki davranışını etkilemesi, 7.Hasat edilen ürünlerin üzerinden temizlenebilmesi, idi.[1]

Çeşitli mineraller ve özellikleri incelendi, fakat bir çoğu, solunduğunda kanserojen olan silika kristalleri (SiO2) içeriyordu, güneş ışığını geçirmiyordu ve bitkilerin fotosentezini olumsuz etkiliyordu.[1]

1996'da tarım arıştırma servisi endüstri ile iş birliği yaparak kaolin bazlı yeni sınıf parçacıkların üzerine odaklandı. Beyaz, gözeneksiz, şişip kabarmayan, aşındırıcı olmayan, ince taneli, tabak şekilli, su içinde kolaylıkla asılı kalarak suspansiyon oluşturan, geniş bir PH aralığında inert olan alimünyum silikat (Al4Si4O10(OH)8) mineraliydi. Kaplanabilir sınıf kaolin %85'den daha parlak ve %90'dan daha saf kalitedeydi. Ham kaolinin içerdiği iki iz element olan Fe2O3 ve TiO2'nin ayrıştırılıp uzaklaştırılması çeşitli endüstriyel uygulamalar için de gerekli olan %85 beyaz parlaklık kalitesi için gerekliydi. Buna ilaveten insan sağlığı için solunduğunda kanserojen olan serbest SiO2 silika kristallerinin mutlaka ayrıştırılıp uzaklaştırılması gerekiyordu (Harben 1995). Son 10 yıldaki teknik gelişmeler rafine edilmiş kaolin parçacıklarının ısı ile kalsine edilip, belirtilen çapa indirilerek şekil verilmesini ve gereken ışık yansıtma özelliklerine sahip kaolin parçacıkları halinde üretilebilmesini mümkün kılıyordu. [2]

"Parçacık Film Teknolojisi", bir terim olarak, bir çok zararlı ve bazı hastalıklara karşı etkili, bitki sağlığına olumlu katkıları olan bu çok fonksiyonlu mineral ürünün mühendisliği ve geliştirmesine önderlik eden araştırma grubunca belirlenmişti.[1]

Parçacık Film Teknolojisi, mineral teknolojilerindeki bilgi birikimi, böcek davranışları, ışık fiziği ve bunların zararlı mücadesinde kullanımındaki bitki fizyolojisinin birleştirilmiş bir sentezidir. [2]

Parçacık film teknolojisi, önceleri silikon kaplanarak hidrofobik yapılan (M-96) kaolin parçacıklarına dayanıyordu. Hidrofobik kaolin ilk olarak manuel tozlayıcılar veya modifiye edilmiş kum püskürtücüleriyle toz olarak atılmıştı, çünkü hidrofobik malzeme su ile karıştırılamıyordu. Ancak, tozlama işlemi sırasındaki savrulma, tanecikleri bitki yüzeyine yapıştıracak bir şeyin olmaması M-96 tozlamayı pratik kılmıyordu. 1998 yılında M-96 ve M-97 parçacık film formülasyonları olarak Amerikan Çevre Koruma örgütünce ilk kez tescil edildi.[1]

Kısa süre sonra M-96, metanol-su sistemi (MEOH) kullanılarak önceden hazırlanmış preperat olarak formüle edildi. 11.3 kg M-96, 18 Litre MEOH ile preperat haline getirilip 436 litre suya ekleniyor ve ağaçlara püskürtülmek üzere naklediliyordu. Saha deneylerinde bu yöntemin pratik kullanım için çok pahalı, nakliye ve emniyet problemleri olduğu belirlendi. Laboratuar ve saha çalışmalarında, hidrofilik kaolin parçacıkları formülasyonunun (M-97) uygun bir yayıcı yapıştırıcı ile kullanımının bitki hastalık ve zararlılarında en az M-96'nın toz ve sıvı püskürtme uygulamaları kadar etkili olduğu anlaşıldı. Sonuç olarak hidrofobik M-96, hidrofilik M-97 ile devam edilmek üzere terk edildi.[1]

Hidrofilik M-97 kaolin formülasyonunun avantajları, 1.Kolay karışabilmesi, 2.Daha ekonomik olması, 3.Tank karışımları için başka malzemelerle uyumlu olması, 4. Yağmura dayanıklılık ve yayılıcılık değişiklikleri için esnek formülasyona sahip olmasıydı. 1999 yılında M-97 + M03 Surround adı altında ticari olarak elde edilebilir duruma geldi. Yine aynı yıl, içerdiği yayıcı-yapıştırıcı sistem ile doğrudan suya karıştırılan tek bir paket olarak Surround-WP Amerikan Çevre örgütünce tescil edildi. Bu formülasyon 2000 yılında piyasaya sunuldu ve halen kullanımda olan ana formülasyondur.[1]

Kaolinin boya ve plastik endüstrisindeki geçmişi, çevre örgütü tescilleri için yapılmış sağlık ve toksite testleri Surround'ın organik tarım ürünleri için onaylanmasında etkili oldu.[1]

Parçacık film teknolojisinin ilk çalışmalarında bitkilerin, yapraklar ve hava arasında gaz alış verişini sağlayan geçirgenlik, fotosentetik aktif radyasyonu geçirirken ultraviyole ve infrared radyasyonu geri yansıtma derecesi gibi formülasyona bağlı film özelliklerinden doğrudan etkilendiği ortaya çıktı. [1]

Surround WP kaolin ve kalsiyum karbonat uygulaması, elma bahçesinde ağaçların fotosentez, su kullanım etkinliği, verim, meyve boyutu ve kalitesi bakımından karşılaştırıldı. Azalan yaprak ısısına bağlı olarak stoma iletkenliğinin artması yoluyla su verimliliği azalmasına rağmen kontrol ağaçlarına göre sadece kaolin formülasyonu fotosentezi arttırdı. Kalsiyum karbonat, beyaz rengine rağmen daha çok fotosentetik aktif radyasyonu ağaçtan geri yansıtarak olumlu etkilerin hiç birini sağlayamadı.[1]

Dünya genelinde çok sayıda çalışma kaolin parçacık filminin güneş yanıklarını azalttığını destekliyor. Infrared ve ultraviyole radyasyonun geri yansıtılması bitki yüzeyindeki ısıyı düşürür ve güneşin tahribatını azaltır. Parçacık film teknolojisinin tarımda güneş yanıklarını önleme ajanı ve pestisit olarak kullanımı temel olarak eşittir. [1]

Parçacıkların fiziksel ve kimyasal özellikleri değiştirilerek elde edilen formülasyonlarla farklı özelliklere sahip olan filmlerin başka bir çok uygulamaları olabiliyor. Potansiyel olarak püskürtülebilir yansıtıcı malç, herbisit, don önleme ve pestisit taşıyıcılığı gibi kullanımlardan söz edebiliriz. [1]

1990'ların sonundan bu güne kadar dünyanın dört bir yanında parçacık film teknolojisi kullanılarak yapılan ve hemen her tür bitki, pek çok koşul ve pek çok zararlı ve hastalığı karşı etkilerini ölçmek için bilimsel saha deneyleri ve bunlarla ilgili yazılıp yayınlanan makale sayısı binleri buldu.
Bu çalışmaların hemen hemen tamamında Surround WP kullanıldı. Bu bilimsel çalışmaların sonucunda parçacık film teknolojisi ve bir formülasyon olarak Surround Wp'nin kiminde olumlu etkileri belirlendi, kiminde kayda değer bir etki sağlanamadı. Bu şekilde her biri, bilimsel ölçümlere dayanır bir şekilde teknoloji ve formülasyonun sınırları ve etki alanları belirlendi. Bu süreç hala devam ediyor. Kuşkusuz bu teknoloji, başka deneyler ve ar-ge çalışmalarıyla daha ileri formülasyonlar için gelişmekte.

Yeni bir bilginin üretilmesi hiç bir zaman o bilginin tüm bileşenleriyle birlikte sıfırdan üretilmesi şeklinde olmaz, mutlaka o konu her ne ise daha önce üretilmiş başka bilgilerin üzerine dayanır. Bilimsel çalışmalarda da böyledir. Yeni bir deney ve buna ait bilimsel raporlar, konu ile ilintili başka bilimsel raporları baz alır, bunlarda ifade edilenlere bir damla yeni bilgi ekler. Bir sonraki de benzer bir şekilde olur. Böylece o konuda kocaman bir literatür oluşur. Herhangi bir bilimsel makaleyi okuduğunuzda, araştırma imkanınız da varsa, uygun bir şekilde ilişkilendirilmiş referanslar yardımıyla söylenen her şeyin kökenine inmek mümkündür.

Parçacık Film Teknolojisinin malzeme olarak aracı, literatürdeki adıyla M-97, sonradan verilen ticari adıyla da Surround'dur. Bu teknolojiyle yapılan ilk deney ve buna ait ilk makaleden başlayarak, bilgiyi üretip büyütmenin sağlıklı bir yolu olarak, her yeni çalışma malzemeyi sabit tutarak başka bir koşulda, başka bir bitkide, başka bir etki, hastalık veya zararlı için yapılmıştır. Söz gelimi, malzeme olarak Surround'ın önceki deneylerinde çeşitlerine göre radyasyon geçirgenlik ve yansıtma deneyleri yapılarak raporlanmıştır. Başka bir malzemenın farklı yansıtma ve geçirgenlik değerleri olacağından öncekilerin devamı olarak yeni yapılacak deneye hizmet etmez, zira sonraki deneyler önceki ölçümleri bir daha tekrarlamaz, ilave başka bir şey deneyip raporlar.

Bu zincirleme bilimsel deneyler yapılırken, aynı formülasyonu birebir temsil eden başka bir ürün yoktur. Ticari bir marka ve tescil yoluyla sabitlenmiş içeriği ile Surround elde edilebilir, literatürde geçmişi olan bir ürün olarak aynı doğrultudaki başka deneylerin malzemesi olmakta, kullanan çiftçiler ise, karşılaştıkları problemlerin çözümlerini bilimsel makalelerde buldukları müddetçe ya birebir aynı ürünü, ya da makaleye esas olan ürünün formülasyonuna en yakın olan kabul edilebilir başka bir ürünü edinerek problemini çözmeye çalışmaktadır.

Parçacık Film Teknolojisinde geliştirilen M97 formülasyonu ve M97+M3 olarak ticari ürün haline gelmiş formülasyon, Georgia'nın çökelti şeklinde oluşmuş kaliteli kaolin yataklarından elde edilen mineralin, yüksek seviyede rafine edilip tüm metal ve diğer serbest minerallerden arındırılıp 1100 derecede kalsine edildikten sonra %90 ölçüde 2 mikron altı (ortalama 1.4 mikron) boyuta getirilmiş malzemeden oluşmaktadır. Formülasyonda M3 olarak ifade edilen katkı ise bu ürüne özel yayıcı yapıştırıcı bir katkı olduğu, ve bunların da kabul edilen yiyecek katkıları listesinde olan malzemelerden olduğu bildirilmektedir.

Yapılan ve kayıt altına alınan bazı denemelerde, uygun boyutta, rafine edilmiş kaliteli kaolin ile uygun boyutta, rafine edilmiş, kaliteli ama aynı zamanda kalsine edilmiş kaolin arasında tarım uygulamaları bakımından büyük farklar belirlenmiştir. İlerleyen zamanda bunlardan söz edeceğim.

Kaolin uygulamaları şayet güneş yanıkları, fotosentez, zararlı engelleme vb. konularda bu güne kadar yapılmış saha deneyleri ve bilimsel makaleler baz alınarak yapılacaksa veya yapılması öneriliyorsa, ya da bu literatürü çağrıştırarak ürün öneriliyorsa , en azından M97 formülasyonunda belirtilen ağır metal, kanserojen olan olmayan tüm minerallerin ayrıldığı yüksek seviyede rafine edilmiş, kalsine, en az %90 oranında 2 mikrondan küçük tanecikli ve diğer saflık, beyazlık, parlaklık özelliklerine uygun formülasyona sahip malzeme olmalıdır. Formülasyonun buraya kadar olan kısmı gizli ve ticari sır değildir. Kaliteli hammadde, uygun üretim teknikleri, yeterli mühendislik bilgi ve yatırım ile herkes yapabilir.

Önerilen herhangi bir ürün bu özelliklerde değil ise, bu özelliklerdeki ürün için oluşmuş literatür ile bir bağlantısı kalmaz. Ne radyasyon tiplerine ait ölçüm değerleri, ne bitki ve zararlılarla ilgili yapılmış saha deneyleri ve bunlara ait bilimsel makaleler, hiç biri geçerli değildir. Gereken bilimsel deneyler ve raporların söz konusu yeni ürün için sıfırdan üretilmesi gerekir. Her türlü broşür, söylem ve yazı ile bu yeni ürüne atfedilen etkilerin hepsinin ürüne ve formülasyonuna özel, somut, ispat edilebilir dayanak ve belgeleri olmalıdır. Elbette, bunlardan da önce söz konusu yeni formülasyonların insan ve çevre sağlığı etkileri net ve tatmin edici derecede açık olmalıdır. Aksi halde ülkemizde çokça rastlanılan, bir kısım yerli ürünlerin isim benzerliği ya da içerik çağrıştırmasıyla arkasında ciddi literatür bulunan başka ürünlere ait bilgilere öykünülerek pazarlanması durumu yaratılmış olur. Kısıtlı ve yönlendirilmiş kullanım deneyimi yaratarak satış desteği ülkemizde zaman zaman geçer akçe sayılsa da, bunun doğru bir yaklaşım olduğu söylenemez. Güncel olduğu için hatırlayalım ki, sahte viski imal edenler, bu ürünleri satarken ürünlerine yüzde yüz güveniyorlardır, içildiğinde de muhakkak sarhoş ediyordur, fakat iki bardaktan fazlası bazılarını öldürebiliyor.

Ağaçlar ve diğer bitkilerde inert mineral geliştirmeleri tamamen başka formülasyonlarla ve başka amaçlar için de yapılabilir. Bu bakımdan araştırma ve geliştirmenin bir sınırı da yok. Söz gelimi, 2006'da piyasaya sürülen ve Pasific Northwest tarafından elma bahçeleri için geliştirilmiş Eclips, kalsiyum karbonat ve bor içerikli, sıvı formundaydı. Sonradan Purfresh isimli, ana işi ozon jeneratörleri gibi teknolojilerle taze meyve sebze depolama ve nakliye sistemleri olan şirket, Eclips'i bitirip yerine sadece elma değil, bir çok bitki için iki ayrı ürün içeren Purshade ürün gamını üretti. Normal kalsiyum karbonatın fotosentetik radyasyonu da yansıtma özelliği olmasına rağmen, -henüz patent sürecindeki-" Advanced Reflectance Technology" diye başka bir isme sahip mühendislik çalışmasıyla UV ve IR'yi yansıtırlen fotosentetik radyasyonu geçirmesini sağladılar ve yine sıvı formda satılıyor. Buradan da anlaşılıyor ki, madenden çıkan kalsiyum karbonatı az öğütüp torbalara doldurmamışlar. Bu ürünler, sadece güneş yanıklarını ve ısı stresini önlemek amaçlı ve herhangi zararlı kontrolü için iddiası ve söylemi yok. Epey müşteri referansı olsa da henüz ciddi bir bilimsel literatür oluşmamış.

[1] Encyclopedia of entomology, John L. Capinera
[2] Horticultural Reviews, John Wiley & Sons, Inc.
[3] Journal of Economic Entomology

Allen, F. 1972. A natural earth that controls insects. Org. Gardening & Farming
Bar-JosephM, ., and H. Frenkel. 1983. Spraying citrus plants with kaolin suspensions r educes colonization by the piraea aphid
Cassida, J. E., ve G. B. Quistad. 1998. Golden age of insecticide research: past, present or future?
D. M. Glenn, G. Puterka, T. Vanderzwet, R. E. Byers, AND C. Feldhake 1999, Hydrophobic Particle Films: A New Paradigm for Suppression of Arthropod Pests and Plant Diseases
D. M. Glenn., G. Puterka, Particle Films: A New Technology for Agriculture
Debach, P. 1979. Biological control on natural enemies
Ebling, W. 1971. Sorptive dusts for pest control
Eveling, D. W. 1972. Similar effects of suspensions of copper oxychloride and kaolin on sprayed leaves
Eveling,D. W., M.Z.Eisa. 1976. The effects of a cuticle damaging kaolin on herbicidal phytotoxicity
Farmer, A. M. 1993. The effect of dust on vegetation-a review.
Harben, P. W. 1995. The industrial minerals handbook II: A guide to markets, specifications,and prices.
Kennedy,J.S.,C.0. Booth, ve W.J.S.Kershaw. 1961. Host finding by aphids in the field. ill. visual attraction
Kirkpatrick, R. L., ve H. B. Gillenwater. 1981. Toxicity of selected insecticidal aerosols, dusts and sprays to two species of stored-product insects.
Kring,J. B. 1962. Reaction of aphids to reflected light
Marco, S. 1986. Incidence of aphid-transmitted virus infections reduced by whitewash sprays on plants.
Marco, S. 1993. Incidence of nonpersistently transmitted viruses in pepper sprayed with whitewash, oil, and insecticide, alone or combined.
Nawrocka, B. Z., C. I. Eckenrode, I. K. Uyemoto, ve D. H.Young. 1975. Reflective mulches and foliar sprays for suppression of aphid-bome viruses in lettuce.
0livier, C., E. E. Halseth, E.S.G. Mizubuti, ve R. Loria. 1998. Postharvest application of organic and inorganic salts for suppression of silver scurf on potato tubers
Secoy, D. M., ve A. E. Smith. 1983. Lineage of lime sulfur as an insecticide and fungicide.
Smith, A. E., ve D. M. Secoy. 1975. Forerunners of pesticides in classical Greece and Rome
Peryea, F. J. 1998. Historical use of lead arsenate insecticides, resulting soil contamination and implications for soil remediation
Smith, A. E., ve D. M. Secoy. 1976. A compendium of inorganic substances used in Europe pest control before 1850

Not: Bu yazıyı olduğu gibi başka kaynaklarda yayınlama hakkım saklıdır. Üçüncü şahıslar tarafından tekrar yayınlama ihtiyacı olduğunda ağaçlar.net yönetiminden izin alınmalıdır.


Düzenleyen MeyveliTepe : 16-06-2011 saat 10:46
MeyveliTepe Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 16-06-2011, 11:16   #199
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 13-04-2006
Şehir: Ankara
Mesajlar: 9,099
Galeri: 25
Konuya yabancı olanlar için

http://www.sessizbahce.org/kaolinkil...zlar/#more-900

bu linki de vereyim ki kafalardaki soru işaretleri çoğalsın veya azalsın

denizakvaryumu Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 16-06-2011, 16:01   #200
Ağaç Dostu
 
Sarıcan's Avatar
 
Giriş Tarihi: 28-11-2008
Şehir: Küçükyalı-ISTANBUL
Mesajlar: 1,498
Galeri: 32
Sn. meyvelitepe,

Güncellediğiniz yazıyı da okudum. Daha derli toplu olmuş. Alıntı yaptığınız kaynak listeside arkadaşlar için bir referans listesi olmuş. Fakat eklediğiniz kaynaklardan yaptığınız alıntıların dışında, size ait yorumlar ve benim daha önceki mesajımda alıntı yaptığınım paragrafınız hala konunun ana fikri gibi görünüyor.

Ek olarak;

Alıntı:
Parçacık Film Teknolojisinin malzeme olarak aracı, literatürdeki adıyla M-97, sonradan verilen ticari adıyla da Surround'dur.
Alıntı:
Önerilen herhangi bir ürün bu özelliklerde değil ise, bu özelliklerdeki ürün için oluşmuş literatür ile bir bağlantısı kalmaz.
önermesiyle bu konuda Surround' dan başka ürün ve onun oluşturduğu literatürden başka literatür olamaz diyorsunuz ve bu ürün dışındakiler sahte viski benzetmesi ile sarhoş eder ama iki bardaktan fazlası öldürür diyorsunuz. Benim anladığım ana fikir bu.

Benim bildiğim forum üyesi bazı arkadaşlar bu yerli ürünlerden kullanmışlardı. Bu arkadaşların bitkilerin sağlığının yanında kendi sağlıkları da tehlikede mi? Bu arkadaşları uyaralım bir daha kullanmasınlar ya da hasat sonuna kadar bekleyip arkadaşların yaptıkları uygulama sonucu nasıl gidiyor, hayattalar mı değiller mi ona bakalım.

Sarıcan Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 16-06-2011, 20:21   #201
agaclar.net
 
MeyveliTepe's Avatar
 
Giriş Tarihi: 22-03-2007
Şehir: Kocaeli
Mesajlar: 9,019
Belki de yazı biraz uzunca olduğu için yazıdan bir "anafikir" saptarken hatalı olmuş sanırım.

Alıntı:
önermesiyle bu konuda Surround' dan başka ürün ve onun oluşturduğu literatürden başka literatür olamaz diyorsunuz
Elbette hayır. Alıntıladığınız cümle öyle bir şey söylemiyor. Tam olarak okunduğunda anlaşılanı söylüyor. Alıntıladığım cümlenizde yazdığınızın tam tersi olarak, alıntıladığınız cümle ile başlayan paragraf ve bir önceki, mevcut "parçacık film" literatürünün belirli ve gizli olmayan bir formülasyona dayandığını, bu formülasyona dayalı olmayan başka içerik ve formülasyonların bu literatürle ilişkilendirilemeyeceğini, başka formülasyonlar için o formülasyona özel literatürün oluşturulması gerektiğini söylüyor..

Sağlıkla ilgili konuda, ocaktan çıkan mineralin içinde kanserojen olan serbest mineral olduğunu Peter W.Harben söylüyor. Neyin içinde ne olduğunu ya da olmadığını ben bilemem.

MeyveliTepe Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 17-06-2011, 09:40   #202
agaclar.net
 
MeyveliTepe's Avatar
 
Giriş Tarihi: 22-03-2007
Şehir: Kocaeli
Mesajlar: 9,019
Sn.Denizakvaryumu, link için teşekkürler. Yazı sessizbahçe blogunda yayınlanmış. Ayrıca, ağaçlar.net'de değil ama başka bir kaç forumda da aynı var galiba.

Yazı ile ilgili üç farklı açıdan naçizane ilave edebileceklerim ya da söyleyeceklerim olabilir.
1.
Öncelikle, lotus etkisinin tanıtılması bakımından güzel bir hatırlatma olmuş. Gerçekten de, doğadan gelen ve doğaya ait bir teknoloji. Keşfedilmesinden sonra nano teknolojinin de gelişmesiyle endüstride kullanımı yaygınlaştı. Artık bir çok kendi kendini temizleyen yüzey tasarlanıp yapılıyor.
2.
Bir diğer açı, literatür ile kişisel yorum biraz karışmış olmakla birlikte sanki literatürde var gibi görünen ama olmayan ya da, söyleyen, zaman, ne için söylediği, üçüncü elden nakledildiği için orijinalinden sapan ve kaynağı belli olmayan bir kaç küçük, biri önemli konu var.

Yazıdaki Parçacık Film Teknolojisi gelişimi ile paragraflar çoğunlukla John L. Capinera'nın Encyclopedia of Entomology kitabından alınmış. Ancak bu kitaptaki "Develeopment of Particle Film Technology" bölümü, bu teknolojiyi ve sonundaki M-97 formülasyonunu yaratan ekibin liderleri olan D.M.Glenn ve Gary J.Puterka'nın daha geniş bir yayınından alınarak özetlenmiş. Kitapta, orijinalde olan bazı detaylar kaybolmuş. Özet de belli bir bakış açısıyla yorumlandığında bazı yanlış anlaşılmalara yol açmış görünüyor.

Bunlardan bazıları;

Sessizbahçe'deki yazıda, "Engelhard ve ARS uzmanlarının görüşüne ve yaptıkları testlere göre, diğer sektörlerde de kullanılan kalsine kaolin %90’dan fazla saf kaolin içermek, %50’den fazlası 2 microndan düşük çapta öğütülmüş olmak ve beyazlık derecesinin %85’ten büyük olması koşuluyla tarımda da kullanılabilir." deniyor.

Bunun doğrusu şöyle;

İki ayrı zamanda farklı çalışmaların ürünü olan biribirini tamamlayan iki farklı söylem var.

Birincisi;
"Kaolin is a white, nonporous, nonswelling, nonabrasive fine grained platy aluminosilicate mineral (Al4Si4O1O(OH)8t)h at easily disperses in water and is chemically inert over a wide pH range. Coating grade kaolin is >90% pure and has a high brightness quality of >85%. Water-processed kaolin is >99% pure and has a brightness of >85%. Mined kaolin has traces of 2 metals, Fe2O3 and TiO2; the former must be removed to obtain white brightness qualities >85% that is required for various industrial applications. In addition, crystalline silica, SiO2, a respirable human carcinogen, must be removed to insure human safety (Harben 1995)."

Peter W.Harben bir mineral uzmanı. Bu ifade, 1995 yılında 4.cü baskısını yapan, The industrial minerals handbook II: a guide to markets, specifications, and prices, kitabından. Kitap Londra merkezli Arby Industrial Minerals Division'ın Metal Bulletin isimli bir yayını. Toplam 259 sayfa, 50 farklı mineralden söz ediyor. Her mineral için ortalama 5 sayfa, nereden çıkar, genel özellikleri nedir, neye dikkat etmek gerekir, ticari dolaşımın durumu, endüstride nerelerde kullanılır, fiyatları nedir gibi pratik ama kısa bilgiler içeriyor. Aslında Peter Harben'in tarımla hiç ilgisi yok. Burada "coating" diye bahsettiği de kağıt kaplama. Glenn, kaolinin literatüründe yer aldığı için konu ile ilgili tüm makalelerinde bu alıntıya kaynak göstererek yer veriyor. Burada görüldüğü gibi Peter Harben özetle, kaplama kalitesi kaolinin en az %90 saf ve %85'den daha parlak olması gerektiğini, diğer iz elementlerin ve kanserojen olan SiO2 mineralinin mutlaka ayrıştırılıp uzaklaştırması gerektiğini söylüyor. Harben'in ifadesi Glenn tarafından alıntılanınca Encyclopedia of Entomology kitabına da eksiltilerek girmiş ama orijinal alıntı da kaybolmuş.

İkincisi;
USDA ve ARS ekibi, Parçacık Film Teknolojisini geliştirken kullanılacak mineralin ön şartları olarak,
"1. Kimyasal olarak inert mineral parçacıkları, 2.Parçacık boyutu <2 mikron 3.Homojen bir şekilde yayılıp film oluşturabilmesi, 4. Oluşan filmin yapraklar ve hava arasında gaz alış verişini engellemeyecek şekilde geçirgen olması, 5.Fotosentetik olarak aktif radyasyonu geçirmesi fakat ultraviyole ve infrared radyasyonun bir kısmını geri yansıtması, 6.Zararlının bitki üzerindeki davranışını etkilemesi, 7.Hasat edilen ürünlerin üzerinden temizlenebilmesi" diyor.

Bu şartlar, ARS ekibinin çalışmalarına devam edebilmesi için bir scope (kapsam) belirliyor. Yine, Glenn ve Puterka'nın yayınlarından Encyclopedia of Entomology kitabına girmiş. Aslında bu maddeler kitapta da olduğu gibi yer alıyor ama sessizbahçe'deki yazıda, çok öenemli olmasına rağmen nedense söz edilmemiş sadece ikinci madde "%50’den fazlası 2 microndan düşük çapta öğütülmüş olmak " şeklinde aktarılmış fakat ne Encyclopedia of Entomology'de ne de konunun baz alındığı kaynaklarda "%50’den fazlası" diye bir şey yok. Yazı, SunShader isimli ürünün sahibi sıfatıyla yazıldığından, bu ürünün de %50'sinin <2 mikron, %90'ının <5 mikron olduğu yönünde bir söylem olduğu için, yazının detaylarındaki kaynaklar da kaybolmuş olduğundan araya sıkışıvermiş. Bu bakımdan literatür manipülasyonu gibi duruyor.

yazı ile ilgili biraz üzerinde durup dikkat çekmek istediğim başka bir şey de bu konulardaki kitaplarla ilgili.

Yazıda;
"Bağımsız bilim çevrelerinin bu konudaki görüşü, açık ve nettir. Örneğin Bitki Patolojisinin gurusu olan ve kitabı 85 ülkede ve yüzlerce üniversitede kaynak kitap olarak okutulan, George N. Agiros’un aşağıdaki sözlerinin de dikkate alınması gerektiği kanısındayım. “Antitranspirant polimerler, mineral yağlar, surfactantlar ve kaolin temelli partiküler filmler gibi film oluşturan maddeler patojen bulaşmadan önce uygulandıklarında infeksiyonları önemli oranda azaltırlar. Bu türden film oluşturan polimerlerin çoğu gazlar için geçirgendir, fitotoksik değildir, hava koşullarına karşı en az bir hafta dayanıklıdır ve biyolojik çözünmeye uğrarlar.”
denmiş.

Nereden geldiği belli bir alıntı. G.N.Agrios'un Plant Pathology kitabı 5.baskısı %45 genişleyerek 2300 sayfalık konusunda en iyi derleme olmuş. Yazılan da doğru, fakat doğru okunursa. Söz gelimi, "film oluşturan polimerlerin çoğu gazlar için geçirgendir, fitotoksit değildir" derken tüm film oluşturan polimerler demiyor. Hepimiz biliyoruz ki, film oluşturacak şekilde ağaçlarımıza yaptığımız kaplamaların bazıları fitotoksit olabilir, stomaları kapayabilir.

Fakat, esas bahsetmek istediğim bu değil. Bu kitabın 4. baskısında bu paragraf bir ifade eksiği ile aynen yer alıyor. Dördüncü baskıda, "kaolin-based particle films" ifadesi yok. Dördüncü baskıda olmayan başka bir şey de referanslardaki D.M.Glenn'e ait çalışmalar. Beşinci baskıda Glenn'in ünlü "Elma hastalıklarını kontrol etmede kaolin bazlı Parçacık Film etkisi" yayını referans olarak kitaba girmiş. Bu yayın parçacık filmlerin bir dizi saha denemesi, detay ölçümler ve bunların bilimsel raporlarını içeriyor. Bu bakımdan bu günkü M-97 formülasyonunun ilk ciddi, kapsamlı ve doğrudan tarım alanında yapılmış çalışması. Bu yayının referansa girmesiyle "kaolin-based particle film" ifadesi de paragrafa girivermiş. Kitabın başka yerlerinde de Glenn'in çalışmaları yer almış. Bir anormallik yok. İki baskı arasındaki teknolojik bir gelişme kitapta yer almış. Burada kayda değer olan spesifik bir çalışma, bu çalışmada yer alan, kapsamı ve içeriği belli olan parçacık film teknolojisi ve buna ait spesifik bir formülasyon sebebiyle kitabın değişmiş olması.

Biraz tuhaf ama yeri gelmişken bu konuda bir şey daha söyliyeyim. Dördüncü baskıda yer alan paragrafın noktası vigülüne kadar aynı başka bir Plant pathology kitabında da yer alıyor. Copyright filan da demişler ama kitaplar arasında da epey transfer oluyormuş demek ki.

3. Üçüncü açı pek hoş değil. Bu mesajın içinde bundan söz etmek istemiyorum. Ayrıca yazarım.

MeyveliTepe Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 17-06-2011, 23:19   #203
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 24-03-2009
Şehir: Kdz Ereğli-ankara
Mesajlar: 524
Öncelikle Temel Konular başlığı altında Enzim, Mikroorganizma ve de Kaolin kili madde başlıklarının olmasının artık şart olduğunu belirtmek istiyorum.

Neden? Agaclar.net gübre, sulama, tohum gibi konuları aştı (ki bunlara bir çok sitede erişmek mümkün) enzim, mikroorganizma, kaolin gibi konularda farkını ortaya koydu.

soilless Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 17-06-2011, 23:38   #204
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 24-03-2009
Şehir: Kdz Ereğli-ankara
Mesajlar: 524
Şimdii

Kaolin kili ve mineralli kaolin kili ve kaolin kili içeriğinin patentli, formülasyonlu, içerik ve şartlarının değerlendirmesini üstadlarımızdan okuyoruz. Çok değerli ve çok çaba ve emekle oluşturulan, zeka ve tecrübenin katkısı olmadan olmaz geçmiş ve bugün kaolin şartlarını okuyıruz.

Bu noktada sorum şudur hem basit ve anlaşılır ve de net hem maliyet, hem ülke döviz rezervi, hem üreticiye uygun koruyucu ...istler kazandırmak anlamında ÜLKEMİZDE ki kaolin kaynaklarından safsızlıklarının ayrıştırlması ve de gerekli rafine ve de kalsine yatırımlarının yapılması şartı ile üreticiye ucuz ve uygun <2 mic, 90% saf, 85% beyaz patent sorunu olmayan kaolin kili elde etme şansı var mı yok mu?

Sorumum tüm değerli araştırmaların ve üreticilerin açısından net yanıtı olacağını düşünüyorum?

Bu şans Var mı yok mu?

soilless Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 18-06-2011, 01:25   #205
Ağaç Dostu
 
Sarıcan's Avatar
 
Giriş Tarihi: 28-11-2008
Şehir: Küçükyalı-ISTANBUL
Mesajlar: 1,498
Galeri: 32
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi soilless Mesajı Göster
<2 mic, 90% saf, 85% beyaz patent sorunu olmayan kaolin kili elde etme şansı var mı yok mu?
Sn. Soilless,

Bu söylenenlerin olması şart mıdır? Patenti alınmış bir ürüne tekrar patent mi almayı düşünüyorsunuz?

Eğer böyle bir şart olsaydı bir tek model otomobil olurdu. Bugün en gerilerden gelen Japonya ve Güney Kore arabaları bütün otomobil pazarını zorlar hale gelmezdi. Herkes amerikan otomobili kullanmak zorunda kalırdı. Devrim arabalarına gerekli tahammül gösterilseydi belki bugün bizde bu pazarda söz sahibi bir ülke olurduk. Oysa bize mevcut uçak fabrikalarımız bile kapattırıldı.

Ya da doktorlar sadece bir marka ilaç yazmak zorunda kalırlardı. Oysa ilaç piyasasındaki çeşitliliği benden daha iyi bilirsiniz. Hatta öyleki ilaç firmaları kendi ilaçlarını reçete ettirebilmek için binbir türlü ayak oyunları ile doktorları kendi yanlarına çekmeye çalışırlar. Mesleğini gerçekten seven ve araştıran bir doktor ise hastaya uygun gelecek en ekonomik çözümü reçete eder.

Ticari her üründe, pazar payını başkalarına kaptırmamak için bir sürü numaralar dönmektedir. Enzim konusunda da bir çok tartışmalar yaşandı ve bugün forumdaki arkadaşların çoğu kendi enzimlerini kendileri üretip kullanır hale geldiler ve gün geçmiyor ki uygulayan arkadaşlardan memnuniyet mesajları gelmesin. Hatta öyleki, bir çok ticari markaya tercih edilecek konumda hızla yayılıyor. Hatta bu konuda ticari marka olacak ciddi çalışmalar olduğunu da duyuyorum.

Önemli olan sahadaki uygulamadan alınan sonuçtur. Gerisi laf-ı güzaftır. Bu sene uygulama yapan arkadaşların hasat sonu elde edecekleri deneyimler bir çok şeyi anlatacaktır. Bu işin sonucunu fayda-maliyet analizi belirler ve üretici buna göre karar verir. 1000 TL harcayıp 2000 TL hasatmı elde edeyim. 500 TL harcayıp 1800 TL mi hasat mı elde edeyim. Bu rakamları rastgele yazdım.

Önemli olan budur.

Sarıcan Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 18-06-2011, 14:52   #206
agaclar.net
 
MeyveliTepe's Avatar
 
Giriş Tarihi: 22-03-2007
Şehir: Kocaeli
Mesajlar: 9,019
Sn.Sarıcan, teşekkürler. Türkçemize güzel bir deyim kazandırdınız. Diğerine dilim dönmüyordu zaten. Bundan sonra bilimsel deneyler, saha çalışmaları, ölçümler, bunlara ait makaleler vb. hepsinin adı "laf-güzaf".

Bu "laf-ı güzaf"lardan epeyce söz edeceğiz önümüzdeki günlerde. Yanlız, her şeye rağmen bu laf-ı güzafların önemli olabileceğini ya da bir çok kişi tarafından öyle sayıldığını da unutmamak lazım. Yoksa alt tarafı laf-ı güzaf deyip geçerdik, manipüle etmeye çalışmazdık.

MeyveliTepe Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 18-06-2011, 21:51   #207
agaclar.net
 
MeyveliTepe's Avatar
 
Giriş Tarihi: 22-03-2007
Şehir: Kocaeli
Mesajlar: 9,019
Bugün öğleden sonra köydeki ihtiyarlar kahvesine gittim. Hiç olmazsa ayda bir kez gidip çay içip sohbet etmeye çalışıyorum. Gittiğimde her zamanki gibi sohbet konusu tohumlar, ekilen dikilen şeyler, havanın oynadığı oyunlar, bu sene fasulye fiyatlarının nasıl olacağını tahmin gibi şeyler oluyor. En çok da benim neler yaptığımı merak ediyorlar. Yardımcım her akşam dönerken kahveye uğrayıp rapor veriyorsa da bazı detayları kaçırdığı için onları da direk benden soruyorlar. Daha meraklıları gelip yardımcımın övdüğü şeylerin ambalajında yazılı olanları not ediyor zaman zaman.

Fakat bu sefer en popüler konu bizim bahçenin bembeyaz olmasıydı. Aslında onların elinde de var kaolin kili. Yetmez ama bekliyorlar. Geçen sene zeytin olmayınca kullanmamışlardı. Sadece elma bahçesi olanlar kullanmıştı. Bu yıl zeytini dalda görmeden hiç bir şey yapmayacaklar. Hoş, görmeleri yakındır, zeytin çiçekte, çiçekler çok güzel. Bu haftayı atlattık mı, yolu yarıladık demektir.

Mustafa amca, seksenini aşkın. Dedi ki, "rahmetli eniştem, köye çıkarkenki taş ocağının alt ucunda öteki taşlardan başka, beyaz beyaz, kolay kırılan bir taşlar vardı. Her sene gidip onların ince toz ve kırıklarından toplardı. Sonra gelip onları keserle daha bir inceltip torbaya doldurur, sulandırıp zeytinlere onu atardı. Herkesin zeytini kurtlu olur, bir onunki kurtsuz ve iri iri olurdu, şimdi senin yaptığın bu mu?" Ağzım açık dinledim. Daha önce duymamıştım bu hikayeyi. Kendi kendime dedim ki, bugün yeni bilinen ne varsa eskiler biliyormuş zaten.

Sordum sonra, "peki, sonra ne oldu? Başkaları da meraklanıp aynını yapmadı mı?, Enişten bunu kimselere öğretmedi mi?" Yaşı yetmişin üstündeki Cahit amca da ekledi, "şimdi hatırladım, amcam rahmetli de zeytinlere beyaz bir şey atardı". Bir ona, bir diğerine bakıyorum merakla. Sonra dedi Mustafa amca, "ziraat geldi, küçücük şişelerde ilaçlar getirdiler. Zeytine şunu, kiraza bunu, fasulyeye de bunu atacaksın, damlayla, artık öyle uzun uzun uğraşmak yok. Yanında da torba torba, içinde mercimek gibi taneler dolu gübre getirdiler, bunlar avrupa, bir avucu bir araba gübreye bedel, hammalık bitti dediler".

Eski bilginin değersizleşmiş olmasından ve kaybolmasından dolayı içim burkuldu biraz. Şu "yeşil devrim" dediklerinin dalga dalga önce eski usulleri, sonra sağlıklı toprakları, sonra da sağlıklı ürünlerin yok olmasına sebep olduğunu bir kez daha görmüş oldum.

Bu hikayenin benzeri muhakkak Anadolunun bir çok yerinde vardır. Son bir - iki yıl içinde piyasaya çıkan Chilly-WP, Get Sun, SunShader, çok yakında piyasaya çıkacak olan Edremitli mucidin kaolin özü, Türkiye'li Screen (Avustralyalı olan değil) vs. ürünler herhalde bu gibi eskilerden çıkmış olmalı diye düşündüm.

cetine ve benim yeşil beğendi.
MeyveliTepe Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 18-06-2011, 22:22   #208
Ağaç Dostu
 
Sarıcan's Avatar
 
Giriş Tarihi: 28-11-2008
Şehir: Küçükyalı-ISTANBUL
Mesajlar: 1,498
Galeri: 32
Sn. meyvelitepe,

Ben yıllarımı özel sektörde Ar-Ge çalışmaları yaparak geçirdim. Pozitif bilime ve araştırma geliştirmeye de hep saygım vardır. Bugün ülkemizin içinde bulunduğu açmazın en önemli sebebi yıllarca bize "Sizin araştırmanıza, üretmenize gerek yok. Alın bunları kullanın, sudan ucuz, hem zaten üretsenizde böyle kalitelisini yapamazsınız." diye manüplasyon yaptılar. Bu yüzden bu konularda hiç manüplasyon yapmayı sevmem, yapanıda sevmem.

Söyleyeceğim bir söz, doğru bildiğim bir şey varsa hiç öyle sahifeler dolusu başka şeyler yazmadan ana fikrim ne ise pat diye söylerim. Yerli üretim yapmaya uğraşan arkadaşların yolunu kesmeye çalışmak için forum ortamında kafaları karıştırmak, hatta bunu sağlama almak için sağlık konusunu gündeme getirip kanserojen materyallerden arındırıldı mı? gibi sorularla zihinleri bulandırmak manüplasyondur herhalde. Bunun için ilk mesajımda uzun uzun alıntılar yaptığınız mesajınızın ana fikrini sormuştum.

Oysa kalsine edilmiş kaolinin boya, kağıt, plastik gibi sanayi kollarında kullanıldığını sizde en az benim kadar biliyorsunuz. Bu sektörlerde kalsine kaolin kullanılırken insan sağlığını korumak için neler yapılması gerekiyorsa burada da aynı şeyler yapılacaktır. Örneğin tarım sektöründe kullanılan ve pülverize olarak atılan hiç bir kimyasalın koruyucu gözlük ve maske kullanılmadan atılmasına şiddetle karşıyım. Ama ne yazık ki öyle zehirli ilaçlar öyle ilkel metodlarla atılıyor ki kalsine edilmiş kaolinin içerdiği risk solda sıfır kalır. İsterseniz kanserojen riski olmasın polen tozundan bile rahatsız olan akciğerlerin Surround-WP tozunu bile solumasına karşıyım. Gerekli korunma tedbirleri alınmadan hiç bir yabancı maddenin solunmasına karşıyım.

Ben bu mesajı yazarken tesadüfen ikinci mesajınız düştü foruma. Mustafa amcanın eniştesinin hikayesini anlatıyorsunuz. Rahmetli sağ olsaydı ve aynı metodu bugünde uyguluyor olsaydı aynı sorgulamayı ona da yapacakmıydınız? Ya da aynı sertifikasyon bilgilerini ona da soracakmıydınız merak ettim? Veya siz o amacaya bugün sorduklarınızı sorsaydınız size ne cevap verirdi? Yıllarca ürettiği kurtsuz zeytinleri gösterip, eğer nüktedan biriyse sizi tatlı dille yollardı herhalde.

Bence forum ortamında varolan her gelişmeyi el birliği ile yüceltsek, eksiği varsa tamamlamaya çalışsak daha iyi olacak ve adını bile bilmediğimiz atalarımızın yadigarına sahip çıkıp bir adım ileri götürmüş olacağız. Bu dileğim sadece bu sayfa için geçerli değil, bizim olan, bizim ürettiğimiz her şey dahildir. Bu yüzden bana hitaben yazdığınız manüplasyon mesajınızı yazılmamış olarak görmek istiyorum.

guneydefne beğendi.
Sarıcan Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 18-06-2011, 23:58   #209
agaclar.net
 
MeyveliTepe's Avatar
 
Giriş Tarihi: 22-03-2007
Şehir: Kocaeli
Mesajlar: 9,019
Sn.Sarıcan,
Sondan başlıyayım. Sizin herhangi bir bilimsel araştırma ve sonuca atfen yazdığınız bir şey olmadığından "manipülasyon" sözünün de sizinle ilgisi yok. Üstünüze alınmayın lütfen.

Manipülasyondan, muhtemelen okumadığınız ya da bir "anafikir" çıkarmadığınız #203 nolu mesajda söz ediliyor. Belirtilen bir kitapta, ya da bu kitaba esas olan makalede yazılmamış, söylenmemiş bir şey sırf kendi sattığı ürünün söylenen özelliğine uygunmuş gibi görünsün diye, varsa ayrıca kaynak da belirtmeden, sanki kitapta ya da makalede yazılıymış gibi yazarsanız bunun adı manipülasyondur. Daha da üzücü olanı ise, bu manipülasyonun söz konusu ürünü satın almak motivasyonu içinde olanlara, ilgili araştırma ve sonuçlarına uygunmuş görüntüsü vererek yanıltmak maksadıyla yazılmış olması. Oysa, zaman zaman söylendiği gibi, bilimle filan hiç ilişkilendirmeden, biz bu tozu satıyoruz, daha önce satılan tozlarla onların arkasındaki laf-ı güzafla hiç alakamız yoktur, içinde şu vardır. Bu filan etkiyi gösterir, işte ölçümleri, UV'si IR'si PAR'ı budur, filan zararlıyı bertaraf eder buyurun üç yıllık bağımsız saha deneyleri denebilirdi. Hep beraber şapka çıkarır, gururlanırdık.

Yok öyle değil de elin uğraşıp çıkardığı teknolojiye ayak basılacaksa, o zaman hiç olmazsa biraz uğraşıp o teknolojide belirtilen özelliğe uygun ürün çıkarılırdı, o da çiftçiye üçte bir paraya satılırdı, yine şapka çıkarırdık.

O uzun mesajı da, okuyan mesajdan bir satırlık anafikir çıkarsın diye yazmadım. Madem ki bu başlık kaolinin tarımda kullanımı ile ilgili, nereden gelmiş, geldiği yer nedir onu naklediyor. Bir sürü ana fikir, en çok da bilgi var yani. Hiç olmazsa çıkarılan ana fikirler doğru olmalı. Yazmayan bir şey yazılmış gibi anafikir çıkarılırsa buna da şüphe ile bakmak lazım.

Kanserojen madde meselesine gelince, mesajınızdan anladığım, "ne olmuş kanserojen madde varsa" diyorsunuz. Sizin laf-ı güzaf dediğiniz adamlardan birisi yazmış, üstelik de bu adam, uygun cümleleri diğer cümlelerinden arındırılarak referans gösterilen bir adam. Topraktan çıkan kaolinin içinde solunduğunda kanserojen olan mineral vardır, arındırılmalıdır diyor. Ben "arındırıldı mı?" diye sormadım. Önceki sorduklarıma cevap verilmediği için oraya sıra gelmemişti. Ama iyi soru. Kanserojen mineral arındırıldı mı? Size göre bunu sormak kafa bulandırmak anlamına geliyor, sorulmamalı, gizli kalmalı, oraya kadar daha neler var, herkes tedbirini alsın bilmelerine de lüzum yok, öyle mi? Bunlar bir ürünün önünü kesmek manasına mı geliyor? Kimse kusuruma bakmasın, ben bir şey satmıyorum, para verip alıyorum. Bir sürü insan soruyor, bilgim dahilinde doğru yanıtlarım. Türkiyede de kaolin rafine eden bir tesis henüz duymadım.

Mesajınızın başında ne güzel yazmışsınız pozitif bilime ve ar-ge saygınız var diye. Sonraki tesbitiniz de çok doğru genel olarak araştırma özürlüyüz (bu işi dört dörtlük yapanlar da var hakkını yememek lazım) fiziksel olarak gördüğümüz bir şeyin hemen bir kopyasını yapacak mucitlerle dolu memleket. Keşke gerçekten kopyasını yapsalar, hiç itirazım olmaz. Bu kaolin özünü merakla bekliyorum, kimbilir belki de bilim dünyasını alt üst eder.

Bu yazı da biraz uzun oldu. Birden fazla anafikir olduğunu belirtmeliyim.

Bir ekleme yapayım. Bakın, burada bir makale var. Üstelik de tam arzu edildiği gibi, Surround filan demiyor, kaolin diyor. Hoş, ben de son zamana kadar Surround adını ağzıma almamış sadece kaolin demiş, sadece bazı bilimsel makaleleri örnek vermiştim. Bana göre markanın hiç önemi olmadı ama baz aldığım bilimsel çalışmalarda kullanılan formülasyonun çok önemi vardı. Her neyse, makaledeki cümlelerimi tanır gibiyim. Oradaki grafiğin de orijinali bende, "treatment" lafını çevirmeyi unutmuşum. Kovada karıştırılan kaolin ise çok ünlü. O makalede başka bilimsel referanslar da verilmişken neden hiç surround, vaz geçtim malzeme özelliğinden söz edilmiyor dersiniz? Bir önceki mucit paragrafıyla bir ilgisi olabilir mi? Bizim memlekette bilim de böyle yapılıyor anlaşılan.


Bu arada itiraf edeyim, bugün kahveye gitmedim, öyle bir hikaye de duymadım. Ar-ge yapıp laf-ı güzaf üretmek yerine yurdum insanını etkileyecek çok daha kuvvetli ve kesin olarak inandırıcı bir araca örnek diye yazdım. Hiç kuşkusuz o hikayeyi ya da çok benzerini bir müddet sonra bir yerlerde duyarız.

MeyveliTepe Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 19-06-2011, 02:41   #210
agaclar.net
 
MeyveliTepe's Avatar
 
Giriş Tarihi: 22-03-2007
Şehir: Kocaeli
Mesajlar: 9,019
#203'e devam

Sn.Denizakvaryumu,

Verdiğiniz link ile ilgili düşüncelerime devam edeyim. #203 nolu mesajımda iki açıdan yorumumu belirtmiştim. Bu da sonuncusu.

19 Mayıs günü blogda bu yazıyı yazmıştık.

Durup dururken böyle bir yazı yazmamızın sebebi son zamanlarda çok fazla soru gelmesiydi. Bugün bile dört ayrı kişi bu konuda soru sordu.

Yazıda, kaolin konusunda bizim için bir milad olan 5 Nisan 2009 tarihli bu yazımızı hatırlatarak, zeytin sineği illetinden başarılı ve ucuz bir şekilde nasıl kurtulacağımızı keşfedişimizi anlatmıştık.

Son zamanlarda içinde kaolin olan, olmayan bir sürü ürün çıktığından çok soru olduğunu ve bunları toptan yanıtlamak maksadıyla, bize milad olan ve doğrudan ihtiyaçlarımıza hitap eden bu bilimsel çalışmayı göstermiştik. Takip eden araştırmalarımızda karşımıza çıkan pek çok makale ve bu döküman ise bizim için çok açıktı.

Her ne kadar, sayısı 1000'i geçen saha deneylerinde hep Surround bir ürün olarak kullanılmışsa da, aslolan içeriği ve malzemenin özelliğidir diye düşünmüş ve içeriğe odaklanmıştık. Yazımızda da, bu bilimsel çalışmalarda kullanılmış olan içerik, çok özetle %95 saflıkta, yüksek seviyede rafine edilerek safsızlıklardan arındırılmış, kalsine edilmiş (ki çok önemli bir parametre), %90'dan daha fazlası 2 mikrondan küçük olacak şekilde ölçülendirilmiş malzeme idi.

Soru soranlara yanıt olarak, bu özelliklere sahip bildiğimiz Surround, Sunguard ve Screen markalarının olduğunu (Screen Avustralya pazarındaki), bizim sadece bunların özelliğine sahip malzeme kullandığımızı, başka malzemeler hakkında bir deneyimimizin olmadığını yazmıştık.

Öte yandan, geçen seneden bu yana iç piyasada içinde kaolin olan olmayan bir çok tozun piyasada olduğunu bize gelen sorulardan anlıyoruz. Bunlardan bazılarının içinde kireç, mermer tozu gibi şeyler olduğunu, ya da kaolin denen ama yukarıda belirttiğimiz özelliklere uygun olmayan malzemeleri satıcıların ısrarla ağaçlara atılmasını teşvik ettiklerini biliyoruz.

Bunlardan rüzgarı arkasına alıp, çiftçiye ille bir beyaz toz satmak çabasında olanların zaten durdurulamayacağını işaret etmiş, bunun yanı sıra samimi olarak ciddi bir ürün çıkarma niyet ve söyleminde olanların ise;

- Ya, ürünlerini gözden geçirerek olması gereken özelliklere getirmeleri gerektiği, ki bu güne kadar bu konuda yazılmış, çizilmiş şeyler o ürün için de geçerli olsun,

- Ya da, farklı özelliklerdeki ürünleri için, ürünün özelliğine ait literatürü oluşturmaları gerektiğini,

belirtmiştik.

Verdiğiniz linkteki yazı ise, (isim verilmemiş ama ortalıkta bu konularda başka bir yazı yok), bizim bu yazımıza fazlasıyla alınıldığını gösteriyor.

Yazımızda uygun ürünlerden bahsederken, Surround, Sunguard, SunShader deseydik bir problem olmayacaktı. Çok da kafiyeli olurdu, keşke diyebilseydik. Dünya klasında, okunduğunda dünyanın her yerinde aynı şekilde anlaşılabilecek üç ürün. Üstelik, olabilirdi de. Çok da zor değildi.

Yazıda hoş olmayan ise;
"Engelhard’ın avukatı gibi, sadece Surround ya da Sunguard ürünlerini gerçek kaolin olarak önermek, ithalatçıların ellerine tutuşturduğu broşürleri değişmez doğa yasaları gibi kabullenip, kendi kullandığı ve reklamını yaptığı ürünlerin en iyisi olduğunu iddia etmek hangi etiğe sığmaktadır. Bizim bu konuya yaklaşımımız üreticinin ihtiyacı olan ürünlere daha kolay ve daha ekonomik olarak ulaşmasını sağlamaktır." şeklindeki ifade.

Bu ifade ile ilgili olarak şunları söylemeliyim. Benim elimde broşür görüldü mü ya da ürün broşürünü hiç referans vermiş miyim? Görülmediyse söylenen şey doğru değildir, tdk karşılığını vermiyeyim hepten ayıp olur. "İthalatçıların ellerine tutuşturduğu" lafı ise hepten amacını aşmış. Biri veya bir şey bu şekilde küçümsenerek kendisi ya da kendi ürünü büyütülemez. Bunun adı toplumumuzda çokça görülen bir duygunun işaretidir. Oysa bizim elimize tutuşturulan değil ama yakalayıp üstüne atladığımız broşür(!) bu idi, bu broşürde yazanı anladığımız yer ise bu idi. Daha sonra bunlara benzer çok "laf-ı güzaf" da ele geçirdiydik.

"Kullandığı ve reklamını yaptığı ürün" denmiş. O mantığa göre devamlı surround reklamı yapıyorum. Binlerce bilimsel makale de surround reklamı yapmış. Ne gariptir ki, henüz hiç surround kullanmadım. Başından beri ilk defa geçen hafta bir torba surround aldım. Ne diye reklam yaptım ki o zaman?

Ben hiç bir zaman Surround en iyisidir de demedim. Parçacık Film Teknolojisi adı verilen teknolojiye, özel olarak bunun için geliştirilen ve her türlü test ve ölçüme sahip sahada da buna göre denenmiş, literatürün bir parçası olmuş en uygun formülasyon olduğunu söyledim. Fiyatı nisbeten daha hesaplı oluğu için de, aynı fiziksel özelliklere sahip Sunguard kullandım hep. Burada Screen olsaydı onu da denerdim. Sunshader da bu formülasyona uygun olsaydı ve fiyatı da daha ucuz olsaydı, onu kullanırdım.

Kullandığım ve memnun kaldığım ürünleri, genelde neden memnun kaldığımı, nesinin iyi olduğunu söyleyerek de belirtirim. Bugüne kadar böyle bir sürü üründen söz ettim. Bu manada kullandığım ama iyi sonuç alamadığım, ya da henüz sonuç almadığım ürünlerden hiç söz etmem, ki, söz etmediğim de bir sürü var.

"Bizim bu konuya yaklaşımımız üreticinin ihtiyacı olan ürünlere daha kolay ve daha ekonomik olarak ulaşmasını sağlamaktır." Bu sözü de bir kenera koyalım. Çok klişe olmasına rağmen ciddiye aldım. Öyle mi göreceğiz.

Bir de, "Buna benzer tartışmalar daha önce başka ürünler üzerinde de oldu. Fakat bilinçli arkadaşlarımızın çoğu bugün kendi organik gübrelerini kendileri üretmekte ve verimli olarakta kullanmaktadırlar." böyle bir söz var. Aynını Sarıcan da yazdı. Bununla EM ürününe, daha doğrusu şirketine saldırıldığında katılmayışım ima ediliyor sanırım. Bu da talihsiz bir söylem. Senelerdir bahçemde gübre, kompost üretiyorum. Bir çok kişiye de öğrettim. Nasıl ki şimdi B.Subtilis, T.Harzanium vb. gibi henüz hedefte olmayan şeylerin reklamının yapılmasında bir beis görülmüyorsa, hiç bir şeyin ticaretini yapmayan biri olarak ben de arkasında ciddi literatürü olan çevreye dost girdilere aynı şekilde davranırım. Şirketleri benim için önemli değildir. Bu, bahçede gübre yapmaya alternatif de değildir, zaten de tek çeşit gübre yoktur. Bu gibi sözlerle başka motivasyonları örtmeye gerek yok.

Bu günlerde bahçedeki yardımcım endişeli. Depoda peş peşe sıralanmış, içinde beyaz toz olan altı torba var. Yardımcım torbaları açıp baktı. Üç tanesini işaret etti. Bunlar tamam, diğerlerini dene dersen ben yokum, sonra pompaları sen yıkarsın diyor. Adım adım göreceğiz bu torbaları. Hepsini denemeye de niyetim yok. Bana göre sınavı geçemeyenlerden uygun olanları toprak düzenleyici olur mu bakacağız.

Fakat, daha önce neden bu formülasyona taktırmışız ona bakmaya çalışacağız.

MeyveliTepe Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Cevapla


Gönderme Kuralları
Yeni konu gönderemezsiniz
Konulara yanıt veremezsiniz
Ek dosya yükleyemezsiniz
Kendi gönderilerinizi düzenleyemezsiniz

BB code Açık
Smilies Açık
[IMG] Kodu Açık
HTML Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Forum saati Türkiye saatine göredir. GMT +2. Şu an saat: 09:15.
(Türkiye için GMT +2 seçilmelidir.)


Forum vBulletin Version 3.8.5 Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0
agaclar.net © 2004 - 2025