agaclar.net

Geri Dön   agaclar.net > Üretim, Bakım, Düzenleme, Temel Malzemeler > Temel Konular (Toprak, Gübre, Tohum, Sulama)
(https)




Beğeni Düzeni3415Beğeniler

Cevapla
 
Bookmark and Share Dış Bağlantılar Konu Araçları Mod Seç
Eski 24-03-2010, 12:03   #1
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 26-02-2010
Şehir: TARSUS
Mesajlar: 174
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi acemi_caylak Mesajı Göster
Sn. Sarıcan,

Bizi enzim sevdasına siz bulaştırdınız zaten. Bu başlığın ilk yazılarında ne kadar çaba sarfettiğinizi biliyorum.

Aklıma gelmişken şu O3 meselesi ile ilgili başta kendi siteleri olmak üzere bir kaç yere mail attım, cevap veren olmadı.

Özellikle bu enzim konusunda, batılılar uzakdoğu ülkelerine yaptıkları seyahatler sırasında öğrendikleri 3-5 kelime bilgi kırıntısını pazarlamayı, çok güzel yapıyorlar. Adamın biri enzim için workshop düzenliyor. Klasik Amerikan mantığı. Konu dışı ama, leonardit ve klinoptilolitin de tarımda kullanımını Ruslardan öğrenmişler. Şimdi de başkalarına satıyorlar.
Bizde burada işin biyolojik ve kimyasal evrelerini çözmeye tırmalıyoruz.
sa.kardeşim enzim gerçekten içinde barındırdığı mikroorganizmalar ile yaptığı işlevler tek kelimeyle mükemmel ALLAHU TEALA gerçekten herşeyi bizim için yaratmış.ALLAH emeğinizi daim eylesin.

kayastop Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 23-03-2010, 22:24   #2
Ağaçsever
 
hbayraktar's Avatar
 
Giriş Tarihi: 14-12-2009
Şehir: İzmir
Mesajlar: 87
Merhaba,

PDA dan Meyvelitepeye, Meyvelitepe den buraya bir yol izledim, dün gece hiç uyumadan hem Meyvelitepe'nin blog yazılarını hemde forumun bu sayfasını hatmettim, hepinizin katılımıyla şahane bir birikim çıkmış ortaya, tek tek tebrik ederim.

Hergün meyve presinden gecirerek ictigim meyve-sebze karisiminin (havuc-lahana-elma-maydanoz-kereviz-pancar-ıspanak-enginar-ısırgan degisimli) posalarını kullanarak bende deneme yapmaya karar verdim, biraz biriktirerek ilk denememi cuma veya c.tesi gunu yapmayı planlıyorum, uykusuzlugun ve fazla bilginin verdigi bir kafa karışıklığım var. Niyetim bahcemizdeki kotu toprağı verimli hale getirerek 10 m2 de kendimiz icin birseyler üretir hale getirmek, umarım doğru bilgileri seçerek kullanıp güzel geri bildirimler verebilirim.

hbayraktar Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 24-03-2010, 09:46   #3
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 29-11-2009
Şehir: İstanbul - Gaziantep
Mesajlar: 1,194
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi hbayraktar Mesajı Göster
Merhaba,
Hergün meyve presinden gecirerek ictigim meyve-sebze karisiminin (havuc-lahana-elma-maydanoz-kereviz-pancar-ıspanak-enginar-ısırgan degisimli) posalarını kullanarak bende deneme yapmaya karar verdim, biraz biriktirerek ilk denememi cuma veya c.tesi gunu yapmayı planlıyorum, uykusuzlugun ve fazla bilginin verdigi bir kafa karışıklığım var. Niyetim bahcemizdeki kotu toprağı verimli hale getirerek 10 m2 de kendimiz icin birseyler üretir hale getirmek, umarım doğru bilgileri seçerek kullanıp güzel geri bildirimler verebilirim.
Sn. Hbayraktar,

Meyve posalarını bekletmeden fermantasyona alırsanız daha iyi olur. Çünkü bekleme sonucu ortamda çürükçül bakteriler gelişmeye başlayabiliyor. Bence önce az miktar ile başlayın. Daha sonra yenileri oluştukça ekleme yaparsınız. Ekleme işini sık aralıklarla yapmakta riskli. Çünkü fermantasyon başlatıldıktan sonra mümkün olduğunca hava almaması gerekiyor. Mümkünse küçük şişelerde yapmak daha iyi bir çözüm olacaktır.

Ayrıca sadece meyve posaları değil evinizden çıkan her türlü organik atığı kullanabilirsiniz.

acemi_caylak Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 24-03-2010, 00:45   #4
Ağaç Dostu
 
Sarıcan's Avatar
 
Giriş Tarihi: 28-11-2008
Şehir: Küçükyalı-ISTANBUL
Mesajlar: 1,498
Galeri: 32
Sn. acemi_caylak,

Enzim konusuna en az benim kadar çaba sarfettin ve artık ben senin araştırmalarından feyz almaya başladım. O3 konusunda başından beri bir kopukluk var zaten. Bence organik atıkların çöplüğe gitmeyerek metan gazı oluşumunun miktarını azaltması, böylelikle ozon tabakasının korunması ve küresel ısınmaya negatif etkisi daha makul bir çözüm gibi geliyor. Çünki fermentasyon sırasında O3 oluşumunu gerçekleştirecek bir redoks denklemi yok gibi görünüyor.

Bitkiler üzerindeki olumlu etkisini ve toprağı organik maddece zengin hale getirmesini hep beraber deneylerle görüyoruz. Mayer limon, Red Robin domates ve evdeki topraklı saksılardaki çiçeklerde etkilerini gözlemlemeye çalışıyorum. İzlenimlerim hep olumlu ama henüz çevresel faktörlerle ve diğer kullanım alanları ile ilgili somut bir deneyim olmadı sayılır. Lavabo tıkanıklığı için denedim ama tam emin değilim.

İçilebilir enzim konusunda hala ümidim var. Çünki alternatif tıpta kimyasal ilaçlardan bitkisel ilaçlara doğru büyük bir dönüş var. Özellikle bugüne kadar faydalı bildiğimiz bütün geleneksel besinlerimizin hemen hemen tamamı mayalanma ve fermentasyon üzerine kurulu olduğu için fermentasyon metodu ile elde edilmiş her ürünün steril yapıldığı müddetçe insan sağlığına iyi geleceğine inanıyorum.

Kasım ayından bu tarafa fermentasyon ürünü olan kombu çayı da yapıp tüketiyorum. Enzime başlayınca biraz yavaşa aldım. Bu arada üç dört haftadır kefir yapıp içmeye başladım. Belki tesadüf olacak ama bu kış grip salgınından etkilenmediğimi düşünüyorum. Anlayacağınız fermente her ürüne varım. EM konusuna da EM-X Gold içilebilir enzimi yüzünden büyük ilgi duymuştum.

Pek de fena olmadı. Araştırmalar sonucu bir sürü bilgiye ulaştık. Hergün de yeni bir şeyler öğreniyoruz. Paylaşımların için teşekkür ediyorum. bu arada aramıza yeni katılan arkadaşımıza da hoş geldin diyeyim. Araştırmaya ve deneylere devam. Saygılar.

Sarıcan Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 24-03-2010, 11:15   #5
Ağaç Dostu
 
indomie's Avatar
 
Giriş Tarihi: 08-02-2009
Şehir: İzmir-Çeşmealtı
Mesajlar: 285
Enzim denemesine 13 Ocak tarihinde başlamıştım. Dün gaz çıkışının nerede ise durma noktasına geldiğini görünce oluşumun PH değerini 3.5 olarak ölçtüm. Sanırım işlem bitti. Gayet güzel bir kokusu var.

Kobay olarak bir adet Dağ Çileğini, bir adet geçen yıl çelikten yetiştirdiğim Gülü, dört adet dün diktiğim Pepino çeliğini ve bir adet de ismini bilmediğim çiçeği seçtim. Sol ve sağ taraftaki bitkiler aynı anda dikildiler ve benzer şartlarda bulunuyorlar.

Resimlerden de anlaşılacağı üzere sol taraftaki Gül yeni yeni filizleniyor ve yakınında bulunan Erik ağacının gölgesinden etkileniyor, yine sol taraftaki Dağ Çileği daha sağlıksız. İsmini bilmediğim çiçek de sağlıksız, yapraklarının bir kısmı kurumuş.

Resimlerin sol tarafındakileri seyreltilmiş enzim ile, sağ tarafındakileri ise aynı miktarda normal su ile sulayacağım.

Enzime biraz haksızlık ettiğimin farkındayım ama ne yapalım enzim de çalışsın ve aradaki farkı kapatsın da görelim işlevini.

Enzimi 1/500 oranında seyreltmek için 5 litrelik bir pet şişe ile yola çıktım. İlk etapta seyrelttikten sonra 7.1 çıkan PH değerini 6.5'e düşürmek için enzim ilave et, olmadı su ilave et, yine olmadı enzim, su, enzim, su derken benim eriyik 60 litreye çıktı. Yine de PH değerini düşüremedim. Şu anda 7.2. 60 litre suyun içerisinde 300 cl. enzim var. Oran 1/200 oluyor herhalde. Herhalde diyorum zira dünden beri kafam karma karışık oldu.

Belirli bir müddet sonra olumlu veya olumsuz neticelerini de burada yayınlayacağım.

Eklenen Resimler
     
indomie Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 24-03-2010, 13:42   #6
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 29-11-2009
Şehir: İstanbul - Gaziantep
Mesajlar: 1,194
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi indomie Mesajı Göster
Belirli bir müddet sonra olumlu veya olumsuz neticelerini de burada yayınlayacağım.
Sn. İndomie her zamanki gibi özenli bir çalışma yapmışsınız. Enzimin bitkilerinize yararlı olacağını biliyorum. Oran 1/100' den daha derişik olmadığı sürece pek bir porblem olmuyor. Ancak sizin oran 5/100 olmuş.
Ben sizin kadar özenli değilim. 1 lt lik suya bazen 1 kapak dolusu (5 veya 8 lt lik pet şişelerin kapağı) ekliyorum ve limon ile mandalinaya veriyorum. Bugüne kadar zararını görmedim aksine çok yararlı olduğunu düşünüyorum. Yaprak uygulamalarında biraz daha seyreltmekte yarar vardır diye düşünüyorum.

Not: Umarım bu mesajım Kayastop'un spam mesajları arasında kaybolup gitmez. Adam herkese bir yorumda bulunmuş.

acemi_caylak Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 24-03-2010, 15:16   #7
Ağaç Dostu
 
indomie's Avatar
 
Giriş Tarihi: 08-02-2009
Şehir: İzmir-Çeşmealtı
Mesajlar: 285
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi acemi_caylak Mesajı Göster
Oran 1/100' den daha derişik olmadığı sürece pek bir porblem olmuyor. Ancak sizin oran 5/100 olmuş.
Teşekkürler Sayın acemi caylak,

Dilerim, biz enzim grubunun çabaları boşa gitmez de başarıya ulaşırız ve çok az bir masrafla bolca organik sıvı gübre sahibi oluruz. Herşeyden önce ne de olsa bizim imalatımız olacak.

Dedim ya dünden beri PH ayarlayacağım diye uğraşıp duruyorum. Elimde bol miktarda Nitrik Asit ve Limon Tuzu var. Fakat bunları katmadan sadece enzim miktarı ile oynayarak PH'yi düşürmeye çalıştım başaramadım. Bu yüzden kafam karma karışık.

Yüzde hesabını yanlış yapmış olabilirim ama, ben yeniden yaptığım hesapta 1/200 olarak buldum.

Bakkal hesabıyla 60 litrede 300 cl ise 1 litrede 5 cl. Yani 5/1000 = 0.5/100 = 1/200

Saygılar.

indomie Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 24-03-2010, 15:50   #8
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 29-11-2009
Şehir: İstanbul - Gaziantep
Mesajlar: 1,194
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi indomie Mesajı Göster

Bakkal hesabıyla 60 litrede 300 cl ise 1 litrede 5 cl. Yani 5/1000 = 0.5/100 = 1/200

Saygılar.
Yanlışlık bende, excele otomatik hesaplatınca böyle oluyor (Demekki excelin % fonksiyonunu daha dikkatli kullanmak gerekiyor.) Bakkal hesabı her zaman daha sağlam.

acemi_caylak Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 24-03-2010, 15:51   #9
Ağaç Dostu
 
Kiraz's Avatar
 
Giriş Tarihi: 13-02-2008
Şehir: istanbul
Mesajlar: 4,640
Galeri: 73
Büyük kavanozda evdeki sebze ve meyve atıklarıyla, tarife göre enzim denemesi yaptım. Esmer şekerle beraber bir miktar da pekmez, maya ve yoğurt suyu kullandım.

Balon fikrinden esinlenerek geniş kavanoz ağzına esneyebilecek lastik eldiven kullandım. İlk gün eldiven şişmeye başladı ama benim iğneyle delmeme fırsat kalmadan eldiven delindi, hemen yeni eldiven taktım. Sonraki günler eldivende şişme değil, tam tersine kavanoza doğru çekilme oldu. Tahminim delikler nedeniyle hava aldı ve bozuldu. Yaklaşık üç haftadır kavanozda duruyor, güzel kokmuyor, çok çok da kötü kokmuyor, bu durumda bitkilerde denemeden dökmemi mi tavsiye edersiniz?

Kiraz Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 24-03-2010, 15:59   #10
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 29-11-2009
Şehir: İstanbul - Gaziantep
Mesajlar: 1,194
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi Kiraz Mesajı Göster
Büyük kavanozda evdeki sebze ve meyve atıklarıyla, mesajlardaki tarife göre enzim denemesi yaptım. Balon fikrinden esinlenerek geniş kavanoz ağzına esneyebilecek lastik eldiven kullandım. İlk gün eldiven şişmeye başladı ama benim iğneyle delmeme fırsat kalmadan eldiven delindi, hemen yeni eldiven taktım. Sonraki günler eldivende şişme değil, tam tersine kavanoza doğru çekilme oldu. Tahminim delikler nedeniyle gereğinden fazla aldı ve bozuldu. Yaklaşık üç haftadır kavanozda duruyor, güzel kokmuyor, çok çok da kötü kokmuyor, bu durumda bitkilerde denemeden dökmemi mi tavsiye edersiniz?
Bence döküp çevreyi kirletmektense, içine ilk başta eklediğiniz oranda pekmez, birazda yoğurt suyu ekleyip ağzını hava almayacak şekilde kapatın gaz çıkışı yeniden başlayacaktır.


Düzenleyen acemi_caylak : 24-03-2010 saat 22:06
acemi_caylak Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 05-04-2010, 19:33   #11
Ağaç Dostu
 
Kiraz's Avatar
 
Giriş Tarihi: 13-02-2008
Şehir: istanbul
Mesajlar: 4,640
Galeri: 73
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi acemi_caylak Mesajı Göster
Bence döküp çevreyi kirletmektense, içine ilk başta eklediğiniz oranda pekmez, birazda yoğurt suyu ekleyip ağzını hava almayacak şekilde kapatın gaz çıkışı yeniden başlayacaktır.
Tarif edildiği gibi yaptım. Şişeyi sıkıca kapayıp arada kontrol ettim, gaz çıkışı olmadı. Artık bakmaya korkar olmuştum ki bugün kontrol ettiğimde, yine gaz çıkışı olmadı, üstte beyaz bir küf tabakası var, kokusu eskisinden daha güzel. Dökmeye yine kıyamıyorum, az bir miktarını bir bitkide (Ağaç değil de mevsimlik fidede) denesem mi?

Kiraz Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 05-04-2010, 21:51   #12
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 29-11-2009
Şehir: İstanbul - Gaziantep
Mesajlar: 1,194
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi Kiraz Mesajı Göster
Tarif edildiği gibi yaptım. Şişeyi sıkıca kapayıp arada kontrol ettim, gaz çıkışı olmadı. Artık bakmaya korkar olmuştum ki bugün kontrol ettiğimde, yine gaz çıkışı olmadı, üstte beyaz bir küf tabakası var, kokusu eskisinden daha güzel. Dökmeye yine kıyamıyorum, az bir miktarını bir bitkide (Ağaç değil de mevsimlik fidede) denesem mi?
Kiraz Hanım, küf dediğiniz hani şu sirke veya turşu üzerinde oluşan küflerden mi? Eğer onlardansa zararlı değildir. Bunlar çiçek mayaları dediğimiz mayalardır. Turşu veya sirke gibi içeceklerin yüzeyinde, yer yer beyaz adacıklar yaparak çoğalırlar. Bunlar sirke asitini su ve karbondioksite ayıran organizmalardır. Bu yüzden böyle bir sirkeden hayır gelmez. Sirke özelliği kaybolur. Ancak enzimde etkisi nasıl olur tam olarak bilmiyorum. Bence fazla çoğalmadan sizi bu enzimi bir güzelce süzün ve yeterince seyrelterek (1/500 oranında) bitkilere verin. Ne olduğunu birlikte görmüş oluruz.

acemi_caylak Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 24-03-2010, 16:11   #13
Ağaç Dostu
 
Kiraz's Avatar
 
Giriş Tarihi: 13-02-2008
Şehir: istanbul
Mesajlar: 4,640
Galeri: 73
Teşekkürler Sn. Acemi_caylak, deneyip sonucu bildireceğim.

Kiraz Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 25-03-2010, 13:52   #14
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 29-11-2009
Şehir: İstanbul - Gaziantep
Mesajlar: 1,194
Mayalar -1

Enzim ile ilgili konuşurken, sürekli mikroorganizmalardan söz ediyoruz. Bu mikroorganizmaların en önemlilerinden birisi olan mayalarla ilgili aşağıda çeşitli kaynaklardan derlenmiş bilgiler bulunmaktadır. Ancak en fazla yararlanılan kaynak İstanbul Üniversitesi, Fen Fakültesi, Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ayşegül Topal Sarıkaya'nın Mikrobiyoloji dersinin notlarıdır.

Mayalar
İnsanın uygarlık yolundaki gelişiminden sözeden kaynakların hemen hepsinde, insanların çok hücreil hayvanları evcilleştirdikleri ve başka bir çok tahıl türünü ıslah etmelerinden sözeder. Oysa bunların yanında en az bunlar kadar önemli bir diğer evcilleştirme daha vardır.

En yaygın bilinen ve günlük olarak bir çok yerde kullanılan maya olan Saccharomyces cerevisiae ile insanoğlunun aslında mikroorganizmaları da evcilleşitirdiklerini söyleyebiliriz. Bu türün üzümün kabuğundan izole edildiği tahmin edilmektedir. Koyu kabuklu meyvelerin kabuklarındaki beyaz tabakanın bir bileşeni mayadır. Kabuktaki mumun içinde yer alır. Meyvelerde (örneğin üzüm, elma veya şeftalide) ve diğer bitki özsuyu sızmalarında bulunur. Bazı mayalar toprakta ve böceklerde bulunurlar.

Name:  maya1.jpg
Views: 5861
Size:  37.4 KB

Name:  maya2.jpg
Views: 7513
Size:  22.6 KB

Türkçe’ ye Farsça’dan giren “maya” sözcüğü ile tanımlanan Mayalar, Mantarlar Alemi’ nin üyesidirler. Ekmek kabartmak, alkollu içki fermantasyonu vb. amaçlarla kullanılırlar. Günümüzde mayalar geleneksel gıda fermentasyonunun dışında çok çeşitli alanlarda da kullanılmaktadır.

Özellikle genetik mühendisliğiyle birlikte, geliştirilmiş mayalar hastalıkların önlenmesinde ve tedavisinde kullanılan pek çok farmasötik (tedavide kullanılan ilaçlar) ajanın üretilmesinde yaygın bir şekilde kullanılmaktadır. Hatta yakıt pillerinin çalışmasında da kullanılmaktadırlar.
Genetik mühendisliği ile geliştirilmiş mayaların lignoselülozik (odunsu) atıkları substrat olarak kullanarak etanol üretmeleri yönünde yoğun çalışmalar yapılmaktadır. Etanol dışında mayaların ürettiği diğer biyoalkoller; gliserol (alkollü içecekler için aroma katıcı, nitrogliserin türevli patlatıcılar yapımında), ksilitol (şeker yerine diyabetik ürünlerin yapımında), sorbitol, arabinitol (düşük şeker içerikli gıdaların yapımında; ilaçların kaplanmasında yenilebilir kaplama maddesi olarak) kullanılmaktadır.
Etanolün yenilenebilir kaynaklardan mayalar kullanarak üretilmesi tüm dünyanın ilgisini çeken konulardan biridir. İlk üretim 1930’larda başlamıştır fakat petrol fiyatları düşürülünce teknoloji bırakılmıştır. 1970’deki petrol krizi ile birlikte yeniden gündeme gelmiştir. Brezilya, şeker kamışını ve melası substrat olarak kullanarak ürettiği petrolü yakıt amaçlı kullanmaktadır. Brezilya’da otomobillerin çoğu alkol veya alkol+benzin karışımı (gasohol) ile çalışmaktadır.

Name:  maya_kullanimi.jpg
Views: 7729
Size:  37.5 KB

Bu resim Doç. Dr. Mustafa Türker'in Maya Biyoteknolojisi ve Türkiye isimli sunumundan alınmıştır.


Düzenleyen acemi_caylak : 25-03-2010 saat 18:20
acemi_caylak Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 25-03-2010, 14:02   #15
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 29-11-2009
Şehir: İstanbul - Gaziantep
Mesajlar: 1,194
Mayalar -2

O halde bu kadar yararlı mikroorganizma olan mayalar nedir? Burada bir parantez açarak biyolojide sınıflandırmayı biraz açıklayalım. Biyolojide sınıflandırma, aşağıdaki sıralama şeklinde yapılıyor.

Alem - Örnek: Bitkiler Alemi
Şube (Bölüm) – Örnek: Kapalı Tohumlular
Sınıf – Örnek: İki Çenekliler
Takım - Örnek: Magnoliales
Familya (Aile) – Örnek: Manolyagiller
Cins – Örnek: Manolya
Tür – Örnek:Büyük Çiçekli Manolya

Mantarlar (Fungiler veya Funguslar) dediğimiz alem, hayvanlar ve bitkiler alemi dışında ayrı bir alem olarak tanımlanıyor. (Aslında Türkçede kimisi Funguslar, kimisi Mantarlar, kimisi Fungiler diye kullanıyor. Adlandırmada bir standart yok. Ancak kaynakları okudukça çeviriler bazen öyle kötüki hayret ediyorsunuz. Örneğin mycellium - miçelyum, soil structure - toprak strüktürü diye kullanılıyor. Bunları görünce, “Türkçe bu kadar kötü mü kullanılır” diyesi geliyor insanın.) Mantarlar alemi Ascomycota, Basidiomycota, Chytridiomycota, Deuteromycota, Glomeromycota ve Zygomycota bölümlerine ayrılıyor.

Çoğu maya Ascomycota bölümüne ait olmakla beraber bazıları Basidiomycota'ya aittirler. Örneğin en çok bilinen Saccharomyces cerevisiae aşağıdaki şekilde bir sınıflandırmanın ürünüdür.

Alem:Fungi
Bölüm: Ascomycota
Alt Bölüm: Saccharomycotina
Sınıf: Saccharomycetes
Takım: Saccharomycetales
Familya: Saccharomycetaceae
Cins: Saccharomyces
Tür: S. cerevisiae

Mayaların hepside yararlı diye bir genelleme yapılamaz. Mayalar toprak, hava ve sudan izole edilebilirler. Bazı mayalar ekstrem ortamlarda örneğin ozmofilik mayalar şeker bakımından zengin ortamlarda yaşayabilirler. Bu tür mayalar genellikle gıda bozucu olarak bilinir. Bunun dışında fırsatçı patojen olarak bazı maya türleride (örneğin Candida albicans) pek çok enfeksiyondan sorumludur. Candida albicans insanlarda kandidiyaz denilen enfeksiyona yol açar.


Maya türleri zorunlu aerobik veya fakültatif (istemli) anaerobik fizyolojiye sahip olabilirler. Zorunlu anaerobik maya türü bilinmemektedir. (Aerobik: Oksijenli solunum yapanlar anlamındadır. Zorunlu Aerobik denilmesinin nedeni kesinlikle anaerobik değildirler anlamındadır. Fakültatif anaerobik: Fakültatif deyimi hem anaerbik hemde aerobik solunum yapabilenler için kullanılıyor.) Maya hücreleri klorofil içermez ve zorunlu olarak kemoorganotrofiktirler. (Kemoorganotrofik mikroorganizmalar, organik maddeleri, ya aerobik ya da anaerobik solunumla ayrıştırarak yaşamaları için gerekli enerjiyi sağlarlar.) Mayalar üremek için organik karbona gereksinim duyarlar. Karbon metabolizmaları çok çeşitlidir. Örneğin basit şekerleri, polioller, organik ve yağ asitlerini, alifatik alkoller, hidrokarbonlar ve çeşitli heterosiklik ve polimerik bileşikleri karbon kaynağı olarak kullanabilirler.

Oksijen yokluğunda fermantatif mayalar enerji elde etmek için karbonhidratları karbon dioksit ve etanol (alkol) veya laktik asite dönüştürürler.

Alkol Fermantasyonu
Etanol fermantasyonu alkol ve ekmek yapımında kullanılır. Ekmek hamurunda bulunan maya hücreleri yeterince oksijen alamadıklarından bu yolla alkol ve karbon dioksit üretirler. Sıcaktan dolayı alkol buharlaşır, karbon dioksit ise hamur içinde kabarcıklar oluşturarak ekmeğin kabarmasını sağlar. Etanol fermantasyonu alkollü içeceklerin üretiminde de kullanılır. Oksijensiz kalan maya hücreleri nişastalı tohum veya sebzelerdeki (buğday, mısır, patates, arpa gibi) şekeri fermante ederek alkol açığa çıkmasına neden olurlar. Biracılık ve şarapçılıkta ortaya çıkan etanol şişelenir, ekmek yapımında ise etanol buharlaşır, açığa çıkan karbon dioksit ekmeği kabartır. (Eğer içki mayalanmanın belirli bir aşamasında şişelenirse, mayalanma sırasında açığa çıkan karbon dioksit gazı içeride kalır ve içkinin köpürmesini sağlar.) Glikoz fermantasyon reaksiyonu özetle şöyledir:

Glikoz → 2 Etil Alkol + 2 Karbon Dioksit + 2 Enerji
C6H12O6 → 2C2H5OH + 2CO2 + 2ATP

Laktik Asit Fermantasyonu
Laktik asit fermantasyonu neolitik çağdan beri kullanılmıştır. Laktik asitin etkisiyle gıda asitlenir, bu da bozulmaya neden olacak mikroorganizmaların büyümesini engeller, hatta bu mikroorganizmaları öldürür. Bunun örnekleri sütün ekşimesinden elde edilen yoğurt, yayık ayranı, tuzsuz beyaz peynir sayılabilir. Alman lahana turşusu (sauerkraut), Korelilerin kimçisi ve diğer bazı başka turşu türleri de bu şekilde hazırlanır.

Glikoz → 2 Laktik Asit + 2 ATP
C6H12O6 → 2C3H3O6 + 2ATP

Yazın elde edilen yeşil otların kışa kadar dayanması için laktik asit fermantasyonuna tabi tutulması işlemine silaj denir. Yeşil otlar, silolara doldurularak veya plastikle örtülerek oksijenle teması kesilir. Bu ortamda büyüyen laktik asit bakterileri ortamı asitlendirerek silajın bozulmasına neden olabilecek diğer organizmaların büyümesine engel olurlar.

Mayaların Üremesi
Maya tomurcuklanma yoluyla eşeysiz olarak veya askospor oluşumu yoluyla eşeyli olarak ürer. Eşeysiz üremesinde ana hücreden bir tomurcuk büyür ve yetişkin boyuta ulaştığında şartlar uygunsa ana hücreden ayrılır. Az besinli ortamda eşeyli üreyebilen mayalar askopor oluştururlar. Tam bir üreme döngüsüne sahip olmayan mayalar Candida türünde sınıflandırılırlar.


Düzenleyen acemi_caylak : 25-03-2010 saat 16:06
acemi_caylak Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 25-03-2010, 14:11   #16
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 29-11-2009
Şehir: İstanbul - Gaziantep
Mesajlar: 1,194
Mayalar -3

Biyoteknolojik Öneme Sahip Bazı Mayalar

Axula adeninivorans: Nitrat ve aminleri asimile eder, 45 °C üzerinde üreyebilir, pek çok hidrolaz salgılayabilir.

Candida türleri: C. albicans hidrokarbonlardan aminopenisillanik asit ve B6 vitamin üretimi, C. boidinii NAD, FAD metil ketonlar ve sitrik asit üretimi, C. famata riboflavin, C. maltosa biyokütle proteini için yağ asiti ve alkan kullanımı, C. tropicalis triptofan, C. pelliculosa selülozik materyalden biyokütle proteini, C. utilis, pek çok ürün eldesi, ksilozda üreyebilme, klonlama teknolojisinde kullanım, C. shehatae ksiloz fermentasyonu

Hansenula polymorpha: Heterolog gen anlatımı için kullanılabilen metilotrofik maya.

Kluyveromyces marxianus ve K.lactis: Laktoz ve polyfruktosanı fermente eder. Doğal kakao fermentayonu. Pek çok enzim için kaynak olabilir, klonlama teknolojisinde kullanılabilir.

Pachysolen tannophilus: Bitki lignoselülozik hidrolizatlarından kaynaklı pentoz şekerlerinin fermentasyonu.

Phaffia rhodozyma ve Pichia türleri: Gıda boyası olan astaksantin pigment üretimi, P. guilliermondii riboflavin sentezi ve hidrokarbonlardan biomas protein eldesi, P. methanolica etanol biosensörü olarak kullanılan alkol oksidaz üretimi, P. pastoris metanolden biomas protein eldesi, heterolog gen anlatımı ve insan terapötik proteinlerini üretebilen metilotrofik maya.

Rhodosporidium toruloides: Fenilketanüri tedavisinde kullanılan PAL enzim kaynağı.

Saccharomyces türleri: S.cerevisiae klasik gıda fermentasyonu. Bira, şarap, ekmek, rom, cin yapımı. Yakıt, alkol, gliserol, invertaz ve hayvan besini kaynağı. Rekombinant DNA teknolojisiyle sayısız protein üretimi.

Saccharomycopsis türleri: S. fibuligera amilolitik maya

Schizosaccharomyce pombe: Geleneksel Afrika alkollü bira yapımı. Şarapların deasidifikasyonu. Yüksek etanol ozmotik tolerans, biyokütle protein eldesi, heterolog gen anlatımı ve mutagenez testlerinde kullanım.

Schwanniomyces türleri: S. castellii ve S. occidentalis amilolitik mayalar. Nişastanın ve inülinin etanole çevrimi ve heterolog gen anlatımında kullanılabilirler.

Trichosporon cutaneum: Fenol varlığına ilişkin bisensor olarak kullanılır.

Yarrowia lipolytica: Lipid ve hidrokarbonlardan biomas protein eldesi. Sitrik asit ve hücredışı enzim üretimi.

Zygosaccharomyces rouxii: Japon soya sosu karakteristik aromasını vermede kullanılan halofilik ve ozmotolerant maya türü.

Şimdilik bu kadar. Fırsat buldukça diğer mikroorganizmalar (bakteri ve küfler) ile bilgi ekleyeceğim.


Düzenleyen acemi_caylak : 26-03-2010 saat 06:48
acemi_caylak Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 26-03-2010, 10:34   #17
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 04-02-2008
Şehir: istanbul-Gelibolu
Mesajlar: 1,829
acemi_caylak arkadaşımın çalışmalarında yanındayım.

Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi acemi_caylak Mesajı Göster
Biyoteknolojik Öneme Sahip Bazı Mayalar

Axula adeninivorans: Nitrat ve aminleri asimile eder, 45 °C üzerinde üreyebilir, pek çok hidrolaz salgılayabilir.

Candida türleri: C. albicans hidrokarbonlardan aminopenisillanik asit ve B6 vitamin üretimi, C. boidinii NAD, FAD metil ketonlar ve sitrik asit üretimi, C. famata riboflavin, C. maltosa biyokütle proteini için yağ asiti ve alkan kullanımı, C. tropicalis triptofan, C. pelliculosa selülozik materyalden biyokütle proteini, C. utilis, pek çok ürün eldesi, ksilozda üreyebilme, klonlama teknolojisinde kullanım, C. shehatae ksiloz fermentasyonu

Hansenula polymorpha: Heterolog gen anlatımı için kullanılabilen metilotrofik maya.

Kluyveromyces marxianus ve K.lactis: Laktoz ve polyfruktosanı fermente eder. Doğal kakao fermentayonu. Pek çok enzim için kaynak olabilir, klonlama teknolojisinde kullanılabilir.

Pachysolen tannophilus: Bitki lignoselülozik hidrolizatlarından kaynaklı pentoz şekerlerinin fermentasyonu.

Phaffia rhodozyma ve Pichia türleri: Gıda boyası olan astaksantin pigment üretimi, P. guilliermondii riboflavin sentezi ve hidrokarbonlardan biomas protein eldesi, P. methanolica etanol biosensörü olarak kullanılan alkol oksidaz üretimi, P. pastoris metanolden biomas protein eldesi, heterolog gen anlatımı ve insan terapötik proteinlerini üretebilen metilotrofik maya.

Rhodosporidium toruloides: Fenilketanüri tedavisinde kullanılan PAL enzim kaynağı.

Saccharomyces türleri: S.cerevisiae klasik gıda fermentasyonu. Bira, şarap, ekmek, rom, cin yapımı. Yakıt, alkol, gliserol, invertaz ve hayvan besini kaynağı. Rekombinant DNA teknolojisiyle sayısız protein üretimi.

Saccharomycopsis türleri: S. fibuligera amilolitik maya

Schizosaccharomyce pombe: Geleneksel Afrika alkollü bira yapımı. Şarapların deasidifikasyonu. Yüksek etanol ozmotik tolerans, biyokütle protein eldesi, heterolog gen anlatımı ve mutagenez testlerinde kullanım.

Schwanniomyces türleri: S. castellii ve S. occidentalis amilolitik mayalar. Nişastanın ve inülinin etanole çevrimi ve heterolog gen anlatımında kullanılabilirler.

Trichosporon cutaneum: Fenol varlığına ilişkin bisensor olarak kullanılır.

Yarrowia lipolytica: Lipid ve hidrokarbonlardan biomas protein eldesi. Sitrik asit ve hücredışı enzim üretimi.

Zygosaccharomyces rouxii: Japon soya sosu karakteristik aromasını vermede kullanılan halofilik ve ozmotolerant maya türü.

Şimdilik bu kadar. Fırsat buldukça diğer mikroorganizmalar (bakteri ve küfler) ile bilgi ekleyeceğim.
Arkadaşım acemi_caylak, yapmış olduğun bu değerli derleme çalışmalarınız farmantasyon başlğına büyük bir katkı sağlamaktadır, sizin bu çalışmalarınıza benimde gözlemlerimde sabit olmuş bilgiler mevcut bunları aşağıda linki verdiğim başlıkta açıkladım, senin bu samimi paylaşımlarına bir katkım olur dileklerimle sevgiyle kal.

http://www.agaclar.net/forum/showthread.php?t=16717

epsody Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 25-03-2010, 15:44   #18
Ağaç Dostu
 
Sarıcan's Avatar
 
Giriş Tarihi: 28-11-2008
Şehir: Küçükyalı-ISTANBUL
Mesajlar: 1,498
Galeri: 32
Emeğine sağlık, güzel bir arşiv çıkıyor ortaya.

Sarıcan Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 25-03-2010, 18:23   #19
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 29-11-2009
Şehir: İstanbul - Gaziantep
Mesajlar: 1,194
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi Sarıcan Mesajı Göster
Emeğine sağlık, güzel bir arşiv çıkıyor ortaya.
Sn. Sarıcan, bir kaç arkadaşı daha enzim üretimine katabilirsek ne mutlu bize. En azından kimyasal gübrelerden kurtarmış oluruz.

Not: İlk mesajı gönderirken resimleri unutmuştum onlarıda ekledim.

acemi_caylak Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 25-03-2010, 20:51   #20
Ağaç Dostu
 
Dogasever's Avatar
 
Giriş Tarihi: 05-04-2007
Şehir: Appleton-İngiltere
Mesajlar: 1,706
Sn Acemiye bu hummalı bilgileri derlediği için teşekkürler. 391 nolu mesaja atıfta bulunarak, çeyrek su bardağı suya 2 yemek kaşığı un ekleyerek içine de 5*6 adet üzüm (organik üzüm olmalı) atarak, karanlık bir yerde ağzını delikli bir kapakla aralık bırakıp 3 *4 gün bırakın. Mayalar gelmeye başlayacaktır. Ekmeğinizi bu maya ve kepekli unla pişirirseniz, sağlığınız için çok faydalı olacaktır. Buna İngilizcede "Sourdough Bread" "Ekşi Ekmek" deniyor. Yani bakkaldan maya almanıza gerek yok.
Not: Mayanın yarısını kullanın diğer yarısınınüzerine bir kaşık daha un ve biraz daha su ilave ederek devam ettirin. Buzdolabında saklayabilirsiniz.

Dogasever Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 26-03-2010, 00:10   #21
Ağaç Dostu
 
Dogasever's Avatar
 
Giriş Tarihi: 05-04-2007
Şehir: Appleton-İngiltere
Mesajlar: 1,706
Sn Aceminin mesajindan alinti:Brezilya’da otomobillerin çoğu alkol veya alkol+benzin karışımı (gasohol) ile çalışmaktadır.
Brezilyada araclarin %90'i benzin+biyoetanol ile calismaktadir. Araclarda %85 e kadar biyoetanol kullanilabilir. Aracta tek modifiye edilecek sey motorun zaman ayaridir. Ancak %30'a kadar biyoetanol kullanilirsa, aracta hicbir degisiklige gerek yoktur. Avrupada, Amerikada biyoetanol tesvik edilmektedir. Turkiyede ancak benzinle %2'ye kadar karistirillirsa OTV"den muaf olmaktadir. Bu rakam en az %10 olmalidir. Ayrica, buraya kadar bahsi gecen biyoetanol tarimsal urunlerden uretilen biyoetanoldur. Atiksu ya da atiklardan elde edilen biyoyakitlar icin ise biyoyakitlar yonetmeliginde ayri bir madde olmalidir ve bu tur biyoyakitlar hangi oranda kullanilirsa kullanilsin tamami OTV'den muaf olmalidir!

Dogasever Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 26-03-2010, 01:53   #22
Ağaçsever
 
Giriş Tarihi: 28-01-2010
Şehir: ankara
Mesajlar: 49
anneannem de nohut ile maya yapardı. internette nasıl yapıldığı var. ekmeğin çok güzel tadı olur. tavsiye ederim. yaklaşık 2 sene önce kefir ile maya yapmayı denemiştim çok başarılı olamadım ama tekrar denemeye değer.

zapatista70 Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 26-03-2010, 11:28   #23
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 29-11-2009
Şehir: İstanbul - Gaziantep
Mesajlar: 1,194
Arkadaşlar iyi dilekleriniz için hepinize teşekkür ediyorum. Bu beni daha da teşvik edici oluyor.
Bütün arkadaşlar Sn. Dogasever'in anlattığına benzer güzel tecrübeler aktarırlarsa çok güzel bir arşiv çıkacak ortaya.

acemi_caylak Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 26-03-2010, 12:02   #24
Ağaç Dostu
 
Sarıcan's Avatar
 
Giriş Tarihi: 28-11-2008
Şehir: Küçükyalı-ISTANBUL
Mesajlar: 1,498
Galeri: 32
BioEthanol kullanımı ve Avrupadaki geleceği hakkında

http://www.biomatnet.org/publications/1993br.pdf
http://www.best-europe.org/

Sarıcan Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 26-03-2010, 14:03   #25
Ağaç Dostu
 
Dogasever's Avatar
 
Giriş Tarihi: 05-04-2007
Şehir: Appleton-İngiltere
Mesajlar: 1,706
Peyniraltı Sularından biyoetanol üretimi

İlk defa burada açıklıyorum: Dereleri ve gölleri kirleten Peyniraltı Sularından Biyoetanol ve hayvan yemi üretiyorum. Bu teknolojiyi ülkemize kazandıracak kompakt cihazları üretebiliyorum. Buradan Türkiye'deki peynir üreticilerine ve Çevre Bakanlığı ve İl Çevre Müdürlükleri'ne seslenmek istiyorum: Biyolojik arıtma tesisi yaptırmayın ve bunu önermeyin. Hem paranızı boşa harcamış olursunuz hem de biyolojik arıtma tesisine sürekli masraf etmeniz gerekir. Evet, peyniraltı sularından biyoetanol üretiyorum. biyoetanolü satarak her gün 600 ABD Doları kazanabilirsiniz! (Türkiye'deki biyoetanol fiyatı: ~1 ABD Doları/litre) Örneğin günde 22 metreküp peyniraltı suyu çıkan bir peynir üretimhanesinde günde 600 litre biyoetanol üretebiliriz. (Bunu cihazı 16 saat çalıştırarak ve ek ekipman ilavesiyle 1200 litreye çıkartabilir!) İşletme maliyeti: ~0,10 ABD Doları/litre. İlk Yatırım maliyeti: 250.000 ABD Doları (Yaklaşık bir buçuk yıl içinde geri ödeniyor!). İster arabanıza koyun, ister rakınıza! Bu tesisi kurdurmak isteyen peynir üreticileri ya da yatırımcılar doğrudan benimle temasa geçebilirler. kayalci@hotmail.com


Düzenleyen Dogasever : 26-03-2010 saat 14:43 Neden: ekleme
Dogasever Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 26-03-2010, 14:46   #26
Ağaçsever
 
hbayraktar's Avatar
 
Giriş Tarihi: 14-12-2009
Şehir: İzmir
Mesajlar: 87
Tekrar Merhaba,

Bugün ilk denememe başlıyorum, akıl karışıklığım uyumama rağmen devam etmekte, değişik oranlar, metodlar arasından Sn. Sarıcan'ın ilk yazılarında geçen formülasyonu uygulamaya karar verdim: 5 litrelik bir kapaklı kaba, 3 litre su, 300 gr harnup pekmezi ve 900 gr meyve ve sebze atığı ekleyeceğim. Sn. Sarıcan nazik karşılamanız için ayrıca teşekkür ederim.

Sn. acemi caylak, önerinize uyarak eski posaları attım bugün sıktıklarımla başlayıp, hergün ayrı şişelerde üretmeyi deneyeceğim. Katı peyve sıkacağından geçtikleri için neredeyse zar kıvamındalar sanırım enzimleşme süreci daha kısa olacak.

Bu arada bir şey daha danışmak isterim, alkali beslenmeye çalıştığım için elma sirkesi'nin ph düşürücü ve alkali özelliklerini biliyorum, bende bir ph metre yok, acaba bu karışıma elma sirkesi eklersek ph düşürücü etkisi olur mu, nitekim kimyasal atıkların bir kısmından korunabilmek adına yıkama sularımıza ekliyoruz elma sirkesini. Koyulmalıysa hangi aşamada koyulmalı, tüm işlemler bitip tüketileceği zaman mı? yoksa en başta mı? yorumu olanları okumak isterim.

Sevgiler.

hbayraktar Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 26-03-2010, 15:36   #27
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 29-11-2009
Şehir: İstanbul - Gaziantep
Mesajlar: 1,194
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi hbayraktar Mesajı Göster
Bu arada bir şey daha danışmak isterim, alkali beslenmeye çalıştığım için elma sirkesi'nin ph düşürücü ve alkali özelliklerini biliyorum, bende bir ph metre yok, acaba bu karışıma elma sirkesi eklersek ph düşürücü etkisi olur mu, nitekim kimyasal atıkların bir kısmından korunabilmek adına yıkama sularımıza ekliyoruz elma sirkesini. Koyulmalıysa hangi aşamada koyulmalı, tüm işlemler bitip tüketileceği zaman mı? yoksa en başta mı? yorumu olanları okumak isterim.

Sevgiler.
Sn. Hbayraktar, bir yanlış anlama olmasın, elma sirkesinin alkalik olması mümkün değildir. Evet ph seviyesini düşürür. Zaten ph seviyesini düşürdüğü için alkali değildir. Asidiktir.

Ayrıca enzimin kendisinin ph seviyesi ortamdaki laktik asitten dolayı zaten oldukça düşüktür. Benim evde yaptığım enzimlerde ph seviyesi hiç 3,5 üzerine çıkmadı. Bu yüzden dışarıdan asit eklemenize gerek yok.


Düzenleyen acemi_caylak : 26-03-2010 saat 20:55
acemi_caylak Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 26-03-2010, 18:06   #28
Ağaçsever
 
hbayraktar's Avatar
 
Giriş Tarihi: 14-12-2009
Şehir: İzmir
Mesajlar: 87
Vücudun alkali seviyesini düzenlediği için alkali olduğunu sanırdım, teşekkürler uyardığınız için, formülasyon konusunda başka bir öneriniz var mı?
Hazırlıklarımı yaptım, şimdi mutfağa gireceğim, buralarda akvaryuma rağbet yok sanırım, o yüzden akvaryum malzemeleri satan yer yok, infüzyon setiyle devam ediyorum

hbayraktar Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 26-03-2010, 20:57   #29
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 29-11-2009
Şehir: İstanbul - Gaziantep
Mesajlar: 1,194
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi hbayraktar Mesajı Göster
Vücudun alkali seviyesini düzenlediği için alkali olduğunu sanırdım, teşekkürler uyardığınız için, formülasyon konusunda başka bir öneriniz var mı?
Hazırlıklarımı yaptım, şimdi mutfağa gireceğim, buralarda akvaryuma rağbet yok sanırım, o yüzden akvaryum malzemeleri satan yer yok, infüzyon setiyle devam ediyorum
Sn. Bayraktar, Sarıcan'ın bu konunun ilk başlarında yazdığı formülü uygulamak en iyisi. Ayrıca akvaryum malzemesi ile uğraşmaktansa Sarıcan'ın sonradan eklediği balon metodu çok daha pratik.

acemi_caylak Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 26-03-2010, 21:59   #30
Ağaç Dostu
 
nariçi's Avatar
 
Giriş Tarihi: 28-09-2008
Şehir: Gaziantep-Adıyaman
Mesajlar: 3,412
Galeri: 8
Hava kontrolü için eczaneden alacağınız serum hortumu kullanışlı olacaktır. İğnesini enzim bidonu kapağına batırıp gösterge tüpünüde bidon çevresine su emdirerek bantladığınızda sorun çözülür. Fiyatıda çok ucuz olmalı ki bana ücretsiz verdiler.

nariçi Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Cevapla


Gönderme Kuralları
Yeni konu gönderemezsiniz
Konulara yanıt veremezsiniz
Ek dosya yükleyemezsiniz
Kendi gönderilerinizi düzenleyemezsiniz

BB code Açık
Smilies Açık
[IMG] Kodu Açık
HTML Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Forum saati Türkiye saatine göredir. GMT +2. Şu an saat: 06:28.
(Türkiye için GMT +2 seçilmelidir.)


Forum vBulletin Version 3.8.5 Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0
agaclar.net © 2004 - 2025