![]() |
|
|
|
|
|
#1 | |
|
Ağaç Dostu
|
Alıntı:
|
|
|
|
|
|
|
#2 |
|
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 29-02-2008
Şehir: Tekirdağ
Mesajlar: 533
|
Arkadaşlar, Size peşinde koştuğumuz, iyisini, kötüsünü, tescillisini ayırt etmeye çalıştığımız leonarditin en saf ve temiz durumunun fotoğraflarını gönderiyorum. Cevizler badem ve şarap şişeleri leonarditin rengini kıyaslamanız için konulmuştur. Sevgiyle kalın |
|
|
|
|
|
#3 |
|
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 04-02-2008
Şehir: istanbul-Gelibolu
Mesajlar: 1,829
|
Etkinliklerini kutluyorum.
Arkadaşım ensar, Araştırıcı ruhundan gelen etkinliklerini kutlar çalışmalarının takipçisi olarak sizi desteklemek için elimden gelen paylaşımlarda samimiyetimle yanınızda olacağım, siz teorik ve pratik çalışmalarda kendinizi aşma yolunda görmekteyim, iyi günler sevgiyle kal. |
|
|
|
|
|
#4 | |
|
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 29-02-2008
Şehir: Tekirdağ
Mesajlar: 533
|
Alıntı:
Aldığım leonarditler birbirinden farklıydı. Özellikle üzerinde tescil numarası olan ve LEONARDİT yazan bir çuval simsiyah linyit tozunu fahiş fiyatlarla satıldığını görünce bunun gerçeğini forumdaki arkadaşlara göstermek için ocaklara yaptığım ziyaretler sırasında güzel bir parçayı bulabildim ve bilgilerinize sundum. İlerki günlerde daha detaylı bilgiler aktarmaya çalışacağım. Sevgiyle kalın |
|
|
|
|
|
|
#5 | |
|
Ağaçsever
Giriş Tarihi: 04-05-2010
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 80
|
Alıntı:
Resimleriniz için çok teşekkürler. Resimlerinizdeki renkte veya daha koyu kahverengi leonardit ülkemizde üretilip satılıyor mu? Mart ayında 25 kglık plastik çuvalda aldığım leonardit belki 5000 kcal lik kömür tozuydu. Üzerindeki değerleri hatırlamıyorum fakat tescilli bir üründü. Sonradan öğrendim ki, linyit ocaklarında satılacak boyuta getirmek için yapılan kırma işleminde oluşan kömür tozlarını çuvallara doldurup leonardit olarak pazarlayanlar var. Kömün kg fiyatı 15-23 kuruşken şimdiye dek atılan bu tozlar, leonarditin öğrenilmesi sonrası, parakendeci tarım ürünleri dükkanlarında 1-1.5 liradan satılmakta. Diğer sorum ise; sıvı hümik asit ambalajlarında pH9-11 değerleri var. Bu değer asit olarak isimlendirilmiş plastik kutu içindeki maddenin, yüksek derecede alkali olduğunu göstermekte. Tabii pH değeri kutu üzerindeki gibiyse. Ambalajlarda yazılı ph değeri mi doğru, yoksa hümik asit dediğimiz; kutu içerisindeki sıvı, asit olmayıp, suda kolay çözünmesi için, ya da başka nedenle farklı bir bileşik durumuna getirilmiş madde mi? Toprağa karıştırıldığında zamanla humic asite dönüşecek başka bir madde ise niçin bu isimle satılmakta ve ambalaja açıklama yazılmamakta. Elbette ki rengi siyaha dönüşmüş fakat henüz tam kömür olacak yaşta olmayan leonardit durumunda peat vardır. Ancak, bu kuşkularım nedeniyle leonarditi kendim toplayıp kullanmayı ve bir kısmından da hümik asit yapmayı düşünmeye başladım. Saygılarımla |
|
|
|
|
|
|
#6 | |
|
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 29-11-2009
Şehir: İstanbul - Gaziantep
Mesajlar: 1,194
|
Alıntı:
Sıvı humik asiti, leonarditi 70-80 derecede potasyum hidroksit ile birlikte beton mikserleri gibi bir karıştırıcıda karıştırarak rahatlıkla elde edersiniz. Eğer böyle teknik imkanlarınız varsa ilk alıcınız ben olurum. Düzenleyen acemi_caylak : 05-05-2010 saat 16:04 |
|
|
|
|
|
|
#7 | |
|
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 05-04-2007
Şehir: Appleton-İngiltere
Mesajlar: 1,706
|
Alıntı:
Biz hem soylediğiniz yöntemle humik asit üretiyoruz. Hem de kendimize özgü başka bir yöntem geliştirdik. Söylediğiniz yöntemle (potasyum hidroksitle) üretilen humik asidin ph değeri 11-12 civarında olabilir çünkü potasyum hidroksit alkali bir maddedir (Sn Meymun'un sorusunun yanıtı!). Ancak biz kendi geliştirdiğimiz başka bir yöntemle, humik asit ve fulvik asidi, bitkilerden elde ediyoruz. pH 7 civarinda oluyor. Ve içine EM de koyuyoruz. Ph bu defa 4,5 civarına düşüyor. Herkese deneme için göndereceğimiz ürün de budur. |
|
|
|
|
|
|
#8 | |
|
Ağaçsever
Giriş Tarihi: 04-05-2010
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 80
|
Alıntı:
Madem ürün sonuçta bazik niçin asit ismiyle pazarlanıyor? Alkali bir ortamda çözdürüldüğü için mi? Bir sorum daha olacak üretilen madde hümik asit varlığını ve oranının kimyasal testi nasıl yapılıyor? Leonarditin organik asitler içerdiği bilindiği ve sodyum ya da potasyum hidroksitle peatten ayrıldığı öğrenilerek işlemden geçtikten sonra satılırken üreticiler ne elde ettiklerini kontrol ediyor mu? Sonuçta işe yaraması önemli fakat benim öğrenme merakım nedeniyle benim kafamda oluşan soruların özeti bunlar. |
|
|
|
|
|
|
#9 |
|
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 05-04-2007
Şehir: Appleton-İngiltere
Mesajlar: 1,706
|
Evet, bazik ortamda çözdürüldüğü için. Ama bizim için faydalı olan bileşen içindeki humik asit molekülleridir. Kimyacı olmadığım için testin nasıl yapıldığını bilmiyorum. Tüm üreticiler, elde ettikleri ürünleri mutlaka test ettirip, içeriğinin ne olduğunu ve miktarlarını öğrenmelidirler! |
|
|
|
|
|
#10 | |
|
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 29-11-2009
Şehir: İstanbul - Gaziantep
Mesajlar: 1,194
|
Alıntı:
İçinde EM varsa bizim için testten geçmiş anlamına geliyor zaten. Bu yüzden sizden seve seve alırız. Ancak maalesef her üretici ve satıcı sizin kadar şeffaf değil. Gördüğünüz gibi insanlar sorguluyorlar. Ki leonarditte hile yapmak çok kolay. Kömür tozu içine jips, üre vs. katarak satıyorlar. |
|
|
|
|
|
|
#11 | |
|
Ağaçsever
Giriş Tarihi: 04-05-2010
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 80
|
Alıntı:
Bu uygulama üre nedeniyle bitkilerde olumlu fark ortaya çıkaracak ve alanı memnun edip; aldatılanın, sahtekarın reklamanı yapmasını da sağlayacak, katmerli dolandırıcılık. Leonardit ve bundan üretilen birkaç organik asidin toprak üzerine olumlu etkilerinin, şu anki bilgilerimize göre bir öngörü kusuru yok. Çünkü denenmiştir. Ancak bu hipotez, ülkemizde duyulup öğrenildikten sonra para kazanmanın bir yolu olarak görülüp bu işe kalkışanların yapmaları ve uygulamaları gereken çok şeyler var. Sonuçta doğadan toplanan bir malzeme bu, ve asla homojen olamaz. Bu işe başlayan ülkelerdeki deneme ve uygulama sonuçları da öğrenilmeli, ürün için konulmuş şartnameler elde edilip aynı özellikleri sağlayacak ocaklar bulunmalı toplanan hammadde sürekli kontrol edilmelidir. Ürünün içermesi gereken maddeler, ve bunların oranları toleransları ile bilinmeli. Bizde elde edilenlerin farkının olup olmadığı kontrol edilmeli, farklı olanlar tarlalarda satış öncesi test edilmelidir. Aynı zamanda, iyi sonuç alınarak özellikleri belirlenmiş olanlara yakın olan hammadde ocakları aranmalıdır. Bir zamanlar soba ve kaloriferlerde yaktığımız 2000 Kkalorilik, dehşet oranda kükürt içeren turbalar şehirlerimizi yaşanmaz duruma getirip ömürlerimizden seneler götürdü, belki yüz binlerce kişinin hastalanıp ölmesine neden oldu. Yasaklanması sonrası kısa çözüm kömür ithal edilmesi oldu. Doğalgaz fiyatlarının artışı sonrası ise ülkemizde de uygun rezervler bulundu fakat seneler kaybedip borçlarımıza bir ithal kalemi daha eklendi. Biz tarım ülkesiydik, sözüm ona hala öyle. Ama topraklarımızın tarım için özelliği, yanlış bitkiler ekilmesi, yanlış gübreleme, sulama uygulamalarıyla yok oldu. 13 sene kadar önce Ankara’da bir otelde bıyıklı bir Japon’a rastlamıştım. Sabancı Adana’da meyve bahçeleri kurmak için bu adamı ve arkadaşlarından oluşan grubu buraya getirmiş. Adamcağız bu iş Türkiye’de çok zor. Adana topraklarının işe yaramaz olduğunu söyledik ve bize başka bölgeler gösterildi, Türkiye’de verimli tarım yapacak bölge bulamadık. Şimdi yine Adana'da devam ediyoruz fakat fidan dikmeyip toprağı canlandırmaya çalışıyoruz. 10 yılda öldürdüğünüz toprağı eski durumuna getirmek için uğraşıyoruz fakat en az 200 sene gerekli demişti. Biz kulaktan duyma öğrendiğimiz leonarditi, satışa sunulanların özelliklerini bilmeden kısa yoldan; satanlar para kazanmak, kullananlar da ürün verimini arttırmak için zaten dengesini bozduğumuz topraklarımızı tamamen öldürebiliriz. Şimdi bizim topraklarımız Avrupa’nın tarıma en uygun topraklarıdır diyenler çıkacaktır. Haklılar böyle yerler küçük bahçeler halinde kaldı ama toplam tarım alanlarımızın acaba onda biri bu özellikte mi? Önce leonarditte olması gereken özellikleri öğrenmeliyiz. İçermemesi gereken maddeleri de. Bizdekiler farklı ise 3 er beşer metrekarelik alanlarda her türlü tarım ürünü ile belki 10 sene denemeliyiz. Toprağın ilk ve kullanım sonrası durumunu, her yıl kullanılması gerekip gerekmediğini araştırarak öğrenmeliyiz. Dozaj denemeleri yapmalıyız. Belki bizde, bazı bölgelerimizde dünyanın en kaliteli leonarditi var. Ya da yüzeye yakınlığı nedeniyle elde edilmesi en ekonomik, ve dışarı satış şansına sahip olan madenler var. Ya da kaloriferlerde yaktığımız linyit diye satılanlar kadar zararlı maddeler içerenler var ve birkaç senede topraklarımızı tamamen öldürecek. Bunların hiçbirini bildiğimizi sanmıyorum. Hümik asit üretenlerde organik kimyacı olduğunu da sanmıyorum, var ise bu elemanların da işlerini bildiklerini. Yaptıkları ürünü kontrol edebilecek laboratuarı olan kaç firma var. Her partinin sürekli aynı özellikte olduğunu takip eden ve edebilen var mı? Ürettikleri ürünleri, ayrılmış küçük alanlarda kaç yıl, kaç bitki türü ile denediler,sonuçları gözlendiler? Gözlemlerde kusurlar var mı? Gözlemin de hataları olabilir. Öngörü kusuru olmayabilir fakat bırakın üreteni, yararlı olduğuna inanmış kullanıcılar dahi kişisel anekdotlar uydurabilir. Yansız ve bir bütünlük içinde değerlendiremeyebilirler. Önyargıları doğru gözlem yapabilmesini engeller. Aynı arazi üzerinde bu tür ürünlerin kullanılmadığı ve uygulandığı bölgeler ayrılıp kıyaslanmalıdır. Farklı dozaj uygulamaları da yapılıp sonuçlar gözlenmelidir. Bu madde üretilirken prosesin güvenirliği kadar tekrarlanabilen bir sürekliliği de olmalıdır. Tarladan saksıya, seraya kadar her türlü ortam ve üründe, hava ve su koşulları dahi ölçülerek kaydedilmelidir ki sonuçları doğru değerlendirilebilsin. Öyle sanıyorum ki bunların hiçbiri yapılmayacak fakat, bu işte para var diyerek yüzlerce üretici türeyecek. Onları ne devlet kontrol edecek, ne de onlar dürüstçe kendilerini. Tüm Avrupa ve Orta doğunun florasında en çok tür bulunan ülkemiz umarım bir de bu nedenle zarar görmez. |
|
|
|
|
|
|
#12 | |
|
Ağaçsever
Giriş Tarihi: 04-05-2010
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 80
|
Alıntı:
Yanıtınız için çok teşekkürler. Açık linyit ocağı dolaşıp leonardit toplamak herkes için olanaksız. Tünel kazılmadan yüzey malzemelerini kaldırıp linyit çıkaran birçok ocak var ve buralarda sahibinden izin alıp atık malzemeler içinden leonardit toplamak kolay olmasına rağmen buna imkanı olmayanlar ne yapacak. Ayrıca az miktarda leonardit ihtiyacı olanların dağlarda dolaşması da olacak iş değil. Piyasadan istenilen özelliklerde ürün bulma sorunumuz var bence. Ve bu durum kasaptan eşek eti almaktan da kötü. Hiç olmadı dana diye aldığımız eşek ve domuzdan da protein alırsınız. Kilogramı 1 TL olan bu ürünleri aldığımızda leonarditin özelliklerini sağladığı belirsiz. Organik madddeleri sıfırlanmış fosil karbon biraz işe yarasa da amacımıza ulaşamayız. Kandırılmış oluruz. 10 kg leonardite gerek duyanın linyit ocağı araması zaman kaybı ve maliyeti çok yüksek olacak iş. Ayrıca görerek de bunu analiz etmek herkesin becereceği iş değil. Satılan ticari ürünlerin de benim için güvenilirliği yok. Aldığım 25 kg lık çuvalın içinden çıkan simsiyah linyit tozu belki yararlı olabilir ama daha genç çağlarda oluşmuş olanı bulmak ve satılanların istenilen özelliklere sahip olması bence şüpheli. Yukarıda Ensar Beyin eklediği resimlerdeki gibi ürün bulmak zor. Bu işi yapanların kömürleşmiş malzeme ile gerçek leonarditi karıştırıp satmaları dahi benim için kabul edilebirilir durum değil. Linyit kırma işleminde oluşan tozları çuvala doldurup leonardit ismiyle satanların nasıl tescil aldıkları da ayrı konu. TSE işareti almak sanayi ürünlerinde 100-200TL ye kadar düştü. Onay ve test için gelen elemanlar konudan uzak ve sadece alacakları 100 lirada gözü olan kimseler ne yazık ki. Benim sorunum dürüst üreteci bulmak ve bunların ürününü alabilmek. Hümik asitte ise merak ettiğim ph değeri. Niçin üzerine asidik bir eriyiğin ph değeri yazılmıyor da alkalilere ait değer var? Burada mutlaka bilmediğim ayrıntı var. Asit mi baz mı olduklarını bilmediğim hümadlar, belki de hümik asit olarak satılıyor. Fakat istenilen amacı sağlayabiliyorlar. Saygılarımla |
|
|
|
|
|
|
#13 |
|
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 05-04-2007
Şehir: Appleton-İngiltere
Mesajlar: 1,706
|
Sn Meymun Yukarda izah ettim. Potasyum Hidroksit ilave edince çözelti bazik oluyor (ph yükseliyor!) ama biz pH değeri nötr olan (7 civarında) bitkisel kökenli humik ve fulvik asit de ürettik. Piyasaya çıkmak üzere. Saygılar. |
|
|
|
|
|
#14 |
|
Ağaç Dostu
|
Sayın doğasever bu üründen bende denemek isterim. Nasıl sahip olabilirim. 2 senedir B5A kullanıyorum istediğim sonucu alamadım. toprak analizi yaptırdım,kimyasal gübreler önerdiler. Birde sizin ürünü deneyeyim dedim. |
|
|
|
|
|
#15 | |
|
Ağaçsever
Giriş Tarihi: 20-03-2011
Şehir: Kahramanmaraş
Mesajlar: 81
|
Alıntı:
|
|
|
|
|
|
|
#16 |
|
Ağaçsever
Giriş Tarihi: 20-03-2011
Şehir: Kahramanmaraş
Mesajlar: 81
|
ensar leonarditten hümikasit çıkarıyorum birçokleonardit denedim reaksiyonda baya zahmetli oluyordu bunun üzerine durdum gerçekten herleonardit denilen leonardit deyil linyit kömürü leonarditiin sizinderesimde gösterdiğiniz leonardit gerçek leonarditolandı madende gelen leonartiti gördüm kırılmaişleminde geçmeden içerisinde özel olarak toblayıp temiz yerinde kenditopladığım leonartit diyerinde kaliteli çıktı madenden kepçe çalışmasıyla kil toz birbirine karışıp deyerinin düştüğünü gördüm özenle toplanım ufalanan leonardit deyeri yüksek çıkıyor bazen fiyatları görüyorum torbası 60 tl diye leonartitin enfazla fiyatı kalitesine göre 10 ila 15tl torbası 25kg |
|
|
|
|
|
#17 | |
|
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 05-04-2007
Şehir: Appleton-İngiltere
Mesajlar: 1,706
|
Alıntı:
Hemen hemen istisnasız tüm üretici firmalar, ruhsat alırken en alt değerleri ruhsatlarına yazdırıyorlar. Böylece herkes kendini garantiye almak istiyor. Bu da çok normaldir. Herhangi bir denetim de o alt değerleri tutturmak zorunluluğu söz konusu olur. Çünkü her zaman size gelen hammaddeleri tüm ayrıntılarıyla analiz etme imkanınız olmayabilir. Böylece en alt değerleri ruhsatınıza yazıdırırsanız, herhangi bir denetimde başınız ağrımamış olur. Bu yüzden, bizim çıkaracağımız humik asit + fulvik asit ürünümüzde de aynı durum söz konusu olacaktır. Ve hatta sizler bizim ürünün mikroorganizma içerdiğini de biliyorsunuz ama bunu kimse ruhsata yazamaz. O zaman mevzuatta yepyeni bir ürün kategori açılması gerekir ki, bunu kabul ettirmek yıllar sürer. Bizlerin birçok konuda ellerimizin kollarımızın bağlı olduğunu bilmenizi isterim. Ancak, bu koşullar altında dahi bizler üreticiler için elimizden gelenin en iyisini yapmaya gayet etmekteyiz. Sizin sürekli ruhsat ve laboratuvar uyuşmazlıklarına dikkat çektiğinizi bildiğim için size bu açıklamayı yapmanın faydalı olacağını düşündüm. Herkes herşeyi ruhsata yazdırmaz, yazdıramaz. Saygılar. |
|
|
|
|
![]() |
|
|