![]() |
Elmalıbahçe: Gölcük, Mesruriye
Uzun süredir agaclar.net'i takip ediyorum, 2010'dan beri de üyeyim. Genelde ihtiyacım olan bilgileri alıp işimi görüyorum pek paylaşım yapmıyorum. :o
Bununla beraber yardım etmeyi severim, bildiğim bir konuda bir soru olsa cevap yazarım, o kadar da kötü değilim yani. Yeni gelen üyelerin kendini tanıttığı yere uğradım az önce ve kısaca kendimi tanıttım. Orada da yazdığım gibi Gölcüğün arka tarafında (İzniğe bağlı) Samanlı Dağlarının güney yamaçlarında yerlerim var. İleride Ceviz ve Kiraz dikmeyi düşünüyorum. Rakımı daha yüksek olan yerlerimizde Yaban Mersini (Likapa, Blueberry)yetiştirme projemiz de var. Bu yerlerin 1 dönüm kadarlık yerinde (rakım 530) bahçe yapıyoruz. Prensip olarak kimyasal gübre ve zehirli ilaçlamaya karşıyım. Yukarıda "önemli" olarak işaretlenmiş başlıkların bir kısmını tamamen okudum, bir kısmını da gözden geçirdim. Halil Önen, MeyveliTepe ve benzeri paylaşımcı ve bilgili üyeleri bir süredir takip ediyorum ve örnek alıyorum. UBYİ başlığı altında konu açmamın sebebi, ileriye dönük çalışmalarımı daha planlı ve düzenli yapabilmek, bunu yaparken de başlangıçta belirlediğim çevreci prensipleri koruyabilmek. Burada olmak güzel. Hayalimizdeki bahçeleri kurup, hayallerimizdeki sağlıklı güzel günlerde yaşamak temennisiyle... |
Sn.badembaba hoşgeldiniz sefa getirdiniz..
iki satır yazınızdan tertipli düzenli , planlı proğramlı bir yaşantıya sahip olduğunuzu hissettim. Hayalinizdeki bahçeyi sağlıklı bir şekilde kuracağınızdan eminim. paylaşımlarınızı sabırsızlıkla bekliyoruz.. saygılar.. |
Alıntı:
|
Yarın inşallah bahçede kadastro ölçümü yapacağız, biraz pırasa fidesi aldık onlarıda toprakla buluşturacağız. Pırasa fidelerimiz pazardan yani, kökeni ziraat, yani hibrit olabilir, UBYİ de hibrit tohum kullanıyormuyuz?
Yarın için sönmemiş kireç ve kükürtte aldım, ilk gülleci bulamacı denememi yapacağım. yapacak çoook iş var, fırsat olursa biraz fotoğraf çekip yükleyeceğim. Fotoğrafların boyutlarını ayarlamak sıkıcı geliyor, yoksa geçen senenin fotoğraflarını da yüklemek istiyorum. |
İlk gülleci bulamacı denemem başarılı olmadı (galiba). Sönmemiş kreci tartma imkanım olmamıştı o yüzden göz kararı koydum, sanırım fazla geldi. Diğerlerinin yaptığı Gülleci bulamacı (resimlerde) kahve kıvamında ve renginde gibiydi. Benim yaptığımın üzerinde öyle bir tabaka oldu. Hah tamam dedim, fakat şişeye dökerken alttan ayran gibi birşey geldi ve bulamacın rengi açıldı.
Zararı olmayacağını düşünerek bahçemdeki yaşlı ağaçların gövdelerine badana yapar gibi uyguladım (bir gövdede yuva yapmış olan eşşek arıları hiç hoşlanmadı). Sebzelere uygulamadan önce Halil beye bir danışayım diyorum, olmazsa yeni bulamaç yaparım artık... Fotoğraf makinemi yine evde unuttum, telefonla birşeyler çektim ama iyi olmadı galiba. Şu anda pestilim çıkmış vaziyette, artık yarın bakarım.... |
Gülleci bulamacı sonucu 1 - YouTube
Bu videoda bulamacın tutmadığını düşünüyordum. Çünkü rengi çok açıktı ve şeffa değildi. Gülleci bulamacı sonucu 2 - YouTube Bu videoda başarılı olduğumu düşünüyordum, fakat sonradan farkettimki bu kahve rengi siyaha yakın tabakanın hemen altında açık renkli bir tabaka var. Tenekeden bidona dökerken renk yine açılıyor ve turuncu ayran gibi oluyor. Ya uzun süre beklemem lazım ki tamamen çökelme olsun, ya da yeni baştan bulamaç yapacağım. Bu yaptığımı pet şişede bahçede bıraktım, belki birkaç gün sonra daha iyi çökelmiş olur... |
Alıntı:
Kireci biraz fazla ama olsun zaten ağaçların beline sadece kireç sürmüyor muyuz? Bitkileriniz de rahatlıkla kullanabilirsiniz... Bir yıldan fazla kalırsa _kireç fazlalığından dolayı_ rengi siyaha dönüşebilir, bu yıl hepsini kullanırsanız iyi olur. Pet şişede de fazla kalırsa _ bir kaç ay gibi_ altını eritebilir, daha kalın plastik ilaç şişelerinde saklanabilir. Şimdi dinlendikten sonra _ bir iki saat ya da bir iki gün_ tülbent gibi bir bezle süzmelisiniz, size 'o' vişne rengi lazım ya da şarap rengi...:) Tortuyu bire bir sulandırıp ağaçların biline sürebilirsiniz. Yani sadece kireç yerine kükürt_ kireç karışımı sürmüş oluyoruz... Ya da bu tortuyu 100 lt suya karıştırıp toprağa verebilirsiniz. 200 lt su da olur. Tercih sizin... Gülleci bulamacı kaplama yapan, oldukça ucuz bir karışım ve hastalıklar gelmeden önce kullanılması etkisini arttırıyor... Üç günde bir kullanılmasının hiç bir sakıncası yok ve sebzeleri çiçeklenme döneminde rahatlıkla kullanılabiliyor... Sayfanızı ilk gün gördüm, işlerimin yoğunluğundan yazamadım kusuruma bakmayın artık...:) Hoş geldiniz ve sayfanız bahçeniz hayırlı olsun... Kolaylıklar diliyorum |
Alıntı:
Hoşbulduk sefa bulduk, yardımlarınızla işlerimiz kolaylaşıyor, güzelleşiyor. Bahçenizde bereketler, bol keyifli zamanlar dilerim. |
Yarın yine uzun bir çalışma günü beni bekliyor. Gülleci bulamacım onayı aldığına göre ilaçlama işim var. Fasulyeler için fındık ağaçlarından sırık keseceğim, Fasulyelere gübre taşınacak, çapa yapılacak... Bahçeye acilen bir barınak yapmalıyım işlerden çok 1,5 saat gidiş 1,5 saat geliş yol yoruyor....
|
3 Eklenti(ler)
Evimizin önündeki İsabella Asmasının yapraklarında sağlıksız işaretler gördüm, her halükarda gülleci vuracağım. Bu kabarcık kabarcık olanı ya Halil Bey'in ya da TaşevliBahçe'nin bahçesinde görmüştüm, geri döndüm aradım bulamadım...En başta olan resim galiba külleme başlangıcı??? En alttaki resim ortadaki resimdeki yaprağın arka yüzü.
|
Alıntı:
Sadece yapraklarda olur çok salgın değilse asmaya zarar vermez. Meyveye geçmez. Koparıp atmak ve ilaçlamak en iyisi...Gülleci iyi gelir... Kolaylıklar diliyorum |
Cevabınız için çok teşekkür ederim Halil Bey. asmayıda Güllecileyeyim o zaman, zaten planlıyordum.
Gülleci bulamacını dediğiniz gibi süzdüm, zaten bidona koyduğum bulamaç katılaşmış, süzülen sıvı ayrışmış, 2-3 litre kadar sıvı çıkacak gibi, şimdilik 1,5 lt kadar aldım. Salı günü oldukça yoğun çalıştım, fotoğraflar çektim. Hem fotoğrafları paylaşayım hem de birkaç sorum var yine. |
1 Eklenti(ler)
Bu elma ağacının büyük kırmızı elmaları oluyormuş, ekşi oluyorlarmış. Ağaçlar 55 yaşında ve son zamanlarda bakımsız kalmışlar. Gövdelerine (bol kireçli) Gülleci bulamacımdan badana yaptım. Yaprakları dökülünce kuruyan dalları budayıp gençleştirme yapmaya çalışacağım. Bu ağaç ve diğer bir elma ağacının gövdesinde çürüme olmuş, inşallah yaşatmayı başarırım. Böyle yaşlı ağaçlara yaşlı insanlarmış gibi saygı duyuyorum.
Bu mesajdaki ağaçta yapraklar parlak olan üst yüzeye doğru kıvrılıyor, bir hastalık var galiba... |
5 Eklenti(ler)
Bunlar Amasya elmasıymış. Bir tanesinin gövdesine yaban arıları yuva yapmış. Birisinin dibinde kuşburnu var, annem kestirmiyor, bana kalsa diken diye keseceğim. Bazı ağaçlarda kuru dallar çok belirgin. Toplamda 8 elma ağacı var, 3 tanesinde hiç elma yok, diğerleri güzel meyve tutmuş ama habire dökülüyor.
|
2 Eklenti(ler)
Islah edilecek olan kuyumuz. Birkaç farklı çeşit kurbağamız ve bir iki su kaplumbağamız var, ıslah sonrası için bir balık havuzu düşünüyorum, kaplumbağalar belki oraya gelir ama kurbağalar kendilerine başka ev bulmak zorunda kalacak...
|
1 Eklenti(ler)
Eklenti 315694
Bu domateste de yukarıdaki elma ağacındaki hastalıktan var, yapraklar içeri doğru kıvrılıyor. Yaptığım gülleci bulamacını 1/100 (7 litreye 70 ml) oranında karıştırarak domateslerin yaprak uçlarında damlacıklar oluşacak şekilde bol bol vurdum, inşallah iyi gelir. Kuruduktan sonra uçlarda beyazımsı iz kaldı...Sonucu paylaşırım. |
Sabahın bu saatinde de yazmazsam bir daha fırsat bulamayabilirim. Bahçedeki kuyuya elektrik bağlatayım dedim, ilginç bir serüven oldu, inşallah tafsilatlı bir şeklide yazacağım.
Mecidiyedeki domateslerimde mildiyo olmuş topladığımdan fazlasını koparıp attım. Mildiyö olduğunu sonradan öğrendim, evin yanındaki bahçede domatesler yapraklardan başlayıp kuruyordu, alıp bir zirai ilaç bayisine gittim, büyük ihtimalle erken yaprak yanıklığı olduğunu söyledi, bu varsa mildiyö de vardır dedi, tarif ettim domateslerin dipleri tepsi gibi çürüyor domateslerde buna bağlı olarak kızarıyor ama çürük oluyor tabi. Bunun mildiyö olduğunu söyledi, ben sulama düzensizliğine bağlıyordum. Bakır bazlı ilaçlar tavsiye etti, üzerlerinde zehirlidir yazıyordu almadım. Foruma baktım, güllecinin bu konularda faydalı olacağı yazıyor. Muhtemelen gülleci deneyeceğim. Olmazsa artık göztaşı, domatesler sapır sapır kuruyor... Domatesler dışında biberler, fasulyeler, patlıcanlar gayet keyifli. Karpuzlarımızda iyi fakat tecrübesizlikten erken koparıyoruz, kulağı tam kurumadan... Aslında kulağı kuruyunca sapını kıvırıp birkaçgün bekletmek lazımmış diyorlar... Evin yanındaki bahçede, salatalık koparırken ufacık beyaz kelebek gibi birşeyler havalanıyor, şimdilik salatalıklar da gür ve keyifli faka gülleciyi elime aldımmı onlara da bir uğrayacağım. Ramazan da sahurdan sonra yatmadan bahçeye gidiyoruz, öğle oldumu dönmeye çalışıyoruz. Yorgunluğu ancak iki günde çıkıyor... |
Sn. Badembaba,
Elektrik işinde kolaylıklar diliyorum. Çok iyi tahmin ediyorum yaşadıklarınızı. Biz başaramadık, umarım siz başarırsınız. Selamlar. |
Araya şehirdışı geziler, Ramazan, bahçe hasadı vs derken aylar girdi. Kısaca biraz özetleyeyim:
Elektrik işinde bir gelişme yok, bahçelerden birisine küçük bir ev yapacağız inşallah o zaman o süreçte elektrik işini halledeceğiz. Bahçelerdeki ürünlerin ana hasadını tamamladık, Fasulyelerin şimdi tam zamanı, biber patlıcan ve domateslerde tek tük devam ediyor. Bahçelerin birisine büyük miktarda mısır ekmiştik, dolu vurdu mısırları yatırdı, içinde yaban arıları olan o elma ağacı dolu fırtınası sonucu kökünden kopmuş yan yatmış... Bütün bunların fotoğraflarını paylaşacağım. Yalnız İznik'teki bahçelerimiz mesafe sebebiyle ekonomik olmanın çok ötesinde, ayrıca emek oranıda çok artıyor. Bu yüzden İznikteki arazilerimizi gelecek yıllarda bahçe bostan olarak değil inşallah meyvecilik için kullanacağız. Bahçe olarak kullanacağımız yer ise Gölcüğe bağlı (içinde kuyu olan bahçe) Bu yüzden konu başlığımı Gölcük, Mesruriye (Elmalıbahçe) diye değiştirmek istiyorum, kendim nasıl yapacağımı (yapabiliyormuyum?) bilmiyorum, bu sebeple daha önceki isim değişikliğini yapan zat-ı muhtereme (admin?) duyurulur. |
1 Eklenti(ler)
İznik mecidiyedeki bahçemizden bu şekilde yaklaşık üç kez bu kadar domates aldık. Tartmadım ama sanırım 100 kiloyu geçti, söylemesi ayıp bol bol konserve ve melemenlik yaptık, taze taze tükettik.
Sadece bir kez gülleci bulamacı vurdum. Topladığımızın en az iki katı kadarda yerlere serildi, dipleri çürüdü (mildiyö, mantar hastalığıymış). Normalde mantar hastalıklarına bakırlı ilaçlar vuruyorlarmış fakat sanırım ben gülleciyi düzenli olarak vursam 3-4 uygulama yetecekti koruma için. Mesafenin uzaklığı yüzünden düzenli bakım yapamadık... Hala daha her gittiğimizde bir kaç kilo domates, bir iki kilo biber, patlıcan kabak topluyoruz...Allah bereket versin. |
1 Eklenti(ler)
Fasulyeliklerimiz çok güzel büyüdü, üründe iyi idi fakat düzenli sulama yapamadığımızdan çok çiçek yerlere döküldü, sonra yağmur yağınca tekrar toparladılar. Sırık olarak 4-5 metrelik fındık sırıkları kullanmıştık, fasulyelerin bazısı sırığı aşıp etraftaki ağaçlara uzanmaya çalıştı...
Bu resimdekiler şeker fasulye cinsinden "Nebiyan Fasulyesi" Samsun'da Nebiyan Dağı'ndaki köylerde yetiştirilmiş barbunyalığı meşhur beyaz içli bir tür. Annemle beraber yeşilinden de topladık taze fasulye yemeği de güzel oldu, barbunyalıkların geçen hafta topladık, kurularınıda bir iki haftaya kadar toplarız inşallah. Bu arada ne annem o kadar küçük, ne ben o kadar büyüğüm. Durduğumuz yer biraz dik ;) (aslında ben biraz iriyim :rolleyes: ) . |
4 Eklenti(ler)
Mesruriye'de dolu ve fırtınanın arkada bıraktıkları. Allaha şükür yinede mahsül var. Bu yaban arılarıyla ne yapayım bilemiyorum. Öldürmek istemiyorum fakat başka türlü bu yıkılan ağacı nereye koysam ne yapsam yine bu arılar birine zarar verir... Acaba balları varmıdır:o
|
Hasılat süper, elinize sağlık
|
1 Eklenti(ler)
Alıntı:
Eve on metre uzaktaki odunluk ve beton su deposu arasındaki parmak genişliğinde ama epey derin çatlağa yuvalanan yaban arılarıyla bir ay süren muhtelif cephe savaşlarının sonuncusunda kesin galip olarak dönerken bu haldeydim. Üzerimde çizmeler, kalın bir pantalonun üzerine ayrıca giyilmiş ince ama bol bir şey. Yine kalın ve kollu bir tişörtün üzerine giyilmiş arı kıyafeti, eldivenler ve tabii ki arı başlığı. Alet edevat bakımından bir adet pürmüz, yangın söndürme tüpü, keser, içinde bir ahır dolusu mandayı öldürecek güçte zehir solusyonu bulunan ilaç pompası. Bu arılar tuhaf ve çok güçlü yaratıklar. Az daha büyük olsalar serçe büyüklüğünde olacaklar. Benim arı allerjim filan yoktur ama tek bir sokması bir hafta ızdırap yaptı. Etçil hayvanlar ama meyveleri de rahat bırakmazlar. En çok bal arılarına saldırırlar. Yuvalarının yakınında hareket eden her şeye saldırırlar. |
Alıntı:
Arıların olduğu yere akşam karanlığında bolca kükürt atar ve üzerine bir bez ile kapatırsanız giderler ve bir daha gelmezler... Eğer arı sokarsa _eşek arısı ve akrep dahil_ [B] soktuğu yeri bir ateşin közü [/B]ile hemen dağlarsanız ( sonradan çekeceğiniz acılara değer) arının bir protein olan zehirini öldürmüş olursunuz... Olmazmış gibi düşünmeyin, ben dedim ya...:p bu güne kadar sokan 7 akrep ve her yıl en az iki eşek arısı sokuşu teçrübesindendir... aklınıza geldiyse olur mu olur...;) Odunu gölgede yaprağı güneşte tutacakmışsın... Motorlu testere ile 50_60 cm kadar yuvarlak yuvarlak kesip üzerinde çay içmek de var... Kolaylıklar dilerim... |
Alıntı:
|
Alıntı:
|
Alıntı:
Halil Bey kükürt tavsiye etmiş, burada yaklaşık yüz kadar serçe parmak iriliğine yakın büyüklükte yaban arısı var, bu büyüklükte bir yuvayı kükürtle boşalttırabileceğimden emin değilim. Arı kıyafeti ile testere ile kütük kısmını doğratsam, o kıyafetle bile bu hayvanlardan korkuyorum. Geçen uzak bir yerden taş attım (öncü kuvvetlerle düşmanı tanıyorum :rolleyes: ) yuvalarına, çok saldırgan hayvanlar, hemen topluca dışarı çıkıp devriye uçuşu yapmaya başlıyorlar. Arılar filmindeki gibi uğulduyorlar. İleride bahçeyi ve kuyuyu ıslah edince çocukları daha sık getireceğim, bu yüzden bunları kesin bir şekilde defetmeliyim, sanırım buna çevreci ve insancıl bir çözüm bulmak zor olacak. |
Dedim ya bir ay uğraştım, denemediğim şey kalmadı. Tabii, bir sebebi de yuvalarını oldukça ulaşılmaz yapmışlardı. Sonu "ox" ile biten spray insektisitlerle dalga geçtiler.
Kış öncesi kralice peteklere birer yumurta ve larvanın besleneceği kadar besin bırakıyor sonra kendisi hariç tüm koloni ölüyor. Baharda yumurtalar çatlayıp bir anda yeni bir koloni ortaya çıkıveriyor. Ormanda, uzakta yaşadıkları müddetçe sorun yok, ama yollar kesiştiğinde çatışma muhakkak oluyor çünkü çok vahşi ve güçlü hayvanlar. Gündüz hesaplaşacaksanız normal arı kıyafeti yetmez, altı kalın olmalı. Bunların iğneleri epey uzun. Gece operasyonunda yine arı kıyafeti olmadan bir şey yapmayın. Not: Bunları uzaklaştırmak için mazot püskürtülmesi öneriliyordu, şimdi aklıma geldi :) siz bir deneyin belki kolay yoldan işe yarar. |
Alıntı:
Uğraşlarınız hayr ile bitsin inşallah. Sayfanızdan bereket saçılacak yakında sanırsam, tam teşekkül işe soyundunuz. Sayın Meyvelitepe 'nin elbiseleri size uymaz. Bence Halil bey ' in dediklerini deneseniz bi. Üstelik gece karanlığında, belki elbiseye bile gerek kalmaz:))). Kükürt; yılan büyüklüğünde bir canlıya etki ediyorsa, ve de sizin eşek arıları adını aldıkları kadar büyük değillerse bence olur gibi. Sayın Meyvelitepe ' den özür, fikrine karşı değilim. Masraflı biraz... Kolaylıklar, resmî işlerde rast gitmeler ve sağlık dileklerimle, size ve annenize saygılarımla lütfen.. |
1 Eklenti(ler)
Alıntı:
Siz en iyisi bu kış_ kışa kalmaz gideler_ ağacı motorlu testere ile bi güzel doğrayın... alıntı:;) Motorlu testere ile 50_60 cm kadar yuvarlak yuvarlak kesip üzerinde çay içmek de var... |
@Meyvelitepe,
Madem iğneleri o kadar etkili, arı kıyafeti olsun olmasın yüzyüze mücadeleye hiç tevessül etmeyeceğim. Verdiğiniz bilgiler çok faydalı oldu. Madem kışın sadece kraliçe arı kalıyor, teke tek onunla başa çıkabilirim :cool:. O zaman kışa doğru önce taş atarak yoklarım arılar öldümü diye, eğer dışarı arı çıkmazsa (yine koruma kıyafeti ile) motorlu testere ile peteği keser götürür ormana atarım. Zaten Gölcük Mesruriye'den İznik Mecidiye'ye giderken Samanlı Dağları üzerinden yoğun ve büyük gürgen ormanlarından geçiyorum. Orada yoldan uzak bir yere bırakırım. Gerilla taktiği ve İngiliz usulü siyasetle onları yuvalarından atacağım :D , Erol Taş kahkahası atasım geldi. @mrduran Öncelikle güzel dilekleriniz için teşekkür ederim. Allah anneme hayırlı uzun ömür versin, kendisi biraz hiperaktiftir, ömrü hep tarlada bahçede, ahırda çalışmakla geçtiği için artık eli bu işe o kadar alışmış ki, kuru dal dikse büyüyor. Ramazanda sahurdan sonra yola çıkıyorduk, sabah namazını bahçede kıldığımız bile oldu, köylüler "sizi evden mi kovuyorlar" diye takılıyordu. Demek istediğim, bende yeşil ve doğa sevgisi annemde de bu çalışma iştahı olduktan sonra Allahın izniyle dediğiniz gibi bereketin artarak devam edeceğini umuyorum. Eğer annem arılarla daha erken mücadele edelim derse o zaman kükürt deneyeceğim, zaten gülleci vurduğumda hiç hoşlanmamışlardı. Evet muhtemelen Meyvelitepenin elbiseleri bana olmaz (3XL) ;) . Bizden de size sevgi ve saygılar efendim. @Halil Önen Ben de öyle düşünüyorum, olursa sehpa olmazsa tencere altlığı yaparım. |
İsim değişikliği için teşekkür ederim. Güzel oldu, ellerinize sağlık.
|
hani yeni resimler
|
Alıntı:
|
Ben bu sayfayı yeni gördüm. Kendime sordum. Otuz küsur mesaj okunur mu yahu? Cevap: Okunmaz tabi. Şöyle iki, üç mesaj okuyup bir havasına bakayım dedim. Otuzbeş bitti. Otuz altıyı ben yazıyorum. Yine kendime konuştum. Okunurmuş vallaha. Yazanda keramet adam okutuyor. Hayırlı olsun. Kolay gelsin diycem de. Seninki iş olmaktan çıkmış savaş olmuş. Arılarla gazan mubarek olsun. Annene hürmetler eder, uzun ömürler dilerim. Sevgiyle, mutlu kalın.
Halil Balaban |
Alıntı:
Öncelikle foruma bu kadar ara verdiğim için sayfamı ziyaret eden herkesten özür dilerim. Eşşek arıları ile ilgili hikayemiz mutlu bir şekilde sona erdi. Havalar soğuduktan sonra (1 ay kadar oluyor, kurban bayramından önceydi) uzaktan bir çubukla yuvayı bir yoklayayım dedim. Sopayla yuvayı azcık dürtükleyince, beklenmedik bir şekilde petek yere yuvarlandı.... Ben her an arılar gelecek diye beklerken, hiç gelen giden olmadı. Belki daha iç bir katmana taşınmışlardır diye sopayı biraz daha derine itikledim. tekerlek gibi bir petek daha yere yuvarlandı. Sonra ağacın kovuğunu sopayla iyice karıştırdım. Ana arıyı bulamadım ama peteklerde az sayıda yavrular vardı. Daha sonra komşumuz Abdullah Bey biz yokken kütüğü bir kaç parça halinde kesmiş. Böylece arılarla herhangi bir çatışma yaşamadan, meseleyi halletttik. İleriye dönük olarak bahçede bu yılki kadar çok mısır ekmeyi düşünmüyoruz. İnşallah arılara ihtiyacımız olmaz... Bu tür arılarla problemi olanlara tavsiyem, havalar soğuyana kadar bekleyim sonra yuvayı taşımaları/imha etmeleri yönünde olur, en tehlikesiz ve zahmetsiz yolu bu.... |
Alıntı:
Yukarıda yazdığım gibi arılarla olan gazamızı siyaset ilmi ve sabırla hallettik. Efendim çok şükür, bu tür mahlukatın yıllık aktif ömrü insanoğluyla mücadele edecek kadar uzun değilmiş. Ecelleriyle öldüler. Gerçi ben yuvayı bozduktan sonra bir tanesi gelip etrafta vızır vızır uçtu, biraz hüzünlüydü ama tabiat bu, survival of the fittest (güçlü olan ayakta kalır) kuralı işliyor... |
23 eylül 2012, hasada devam...
2 Eklenti(ler)
Eylülün sonlarında artık cevizleri silkelemeye başladık, hatta ormandan bir iki avuçluk kestane bile bulduk (o zaman henüz vakti gelmemişti).
Tohumluk olarak bıraktığımız nebiyan fasulyelerinide topladık. Allah razı olsun, cevizi silkelememize köyden Fatma Teyze yardım etti, bu işte ustaymış. Israr etmemize rağmen ceviz bile veremedik...Bende yükseklik korkusu var, zaten bu cüsse ile ağacın o kadar yükseğine çıksam, gökdelen tepesindeki king kong gibi olurum herhalde... Fasulye sırığını tutan da Ömer Amca, Fatma Teyzemizin eşi, şen şakrak bir adam. Hanımından 'nene' diye bahsediyor, hanımı da ondan 'dede' diye, halbuki o kadar yaşlı değiller. Anadolu terbiyesi nede olsa, başkalarının yanında başka türlü hitap etmeyi ayıp sayıyorlar muhtemelen...Güzel, çalışkan insanlar. Fotoları siteye yüklerken sorun çıktı, buraya foto yüklemek zor oluyor, halbuki çok eski ve oldukça iyi bir internet kullanıcısıyım ama burada hep sorun yaşıyorum. Fotolara haklı olarak belli boyutsal kotalar koyulmuş, bundan dolayı mı bilemiyorum, hata veriyor... Fotoların boyutlarını küçülttüm yine olmadı...Bu yüzden dropbox hesabımdan link veriyorum. Linki image olarak ta ekleyemedim, yine hata veriyor... |
Elmalı Bahçe'de hafriyat başladı...
3 Eklenti(ler)
Uzun süredir planlıyorduk, bahçedeki mısırları temizledik (bizzat orakla mısır biçtim bütün gün) mahsülün çoğunu topladık, artık hafriyata hazırız dedik... Araya bayram girdi zaman geçti...
Bu seferde hava durumu müsaade etmedi... Havalar düzeldi derken dozer bulamadık... En sonunda annemin morali bozulmasın diye ne yaptım ettim bir iş makinesi ayarladım. Hava durumunu adım adım takip ediyordum, bir haftalık güzel havadan sonra hafriyat günü sabah saatlerine Mesruriye için 50 % yağış, öğleden sonra %65 yağış diyordu. Yağmurun ne zaman yağacağını yalnız Allah bilir (Lokman suresi 34. ayet) diyerek ama hava durumu tahmininide göz önünde bulundurarak Bismillah deyip işe başladık. Sabah çocuğu doktora götürdüm vs derken zaten ancak saat 11:20 gibi başlayabildik. Mesruriyedeki Elmalı Bahçemiz iki parçadan oluşuyor, yoldan yukarıdaki parça (devrilen elma ağacının olduğu) nispeten düz ve fazla bir tesviye işi yok. Yolun altındaki parça ise engebeli ve biz öncelikle burayı düzeltmeye karar verdik. Önce aşağıyı teraslayalım, meyve çukurlarını açıp ilkbaharda dikime hazır hale getirelim diye düşündük. İkindi ezanından sonra saat 3 gibi 15 dakika ara verip birşeyler atıştırdık. Hava günlük güneşlikti ama dört taraftan özellikle kuzeyden karadeniz tarafından bulutlar kabarıyordu saat 3 ü 10 geçe yağmur başladı mecburen yapmakta olduğumuz 3. terası yarım bırakıp dozeri çukurdan çıkarttık. Operatör yağmur sağanağa çevirirse oradan çıkmam zor olur diye endişeleniyordu. Şansımızı zorlayıp bari bahçeyi çeviren eski çitleri ve dikenleri temizleyelim dedik fakat zemin ıslak olduğu için makine küreme ağzıyla çalışamıyordu, ancak kepçesiyle çalışıyordu. Küreme ağzıyla 5 dakikada yapabileceği işi kepçeyle 15 dakikada yaptığını görünce paydos dedik... Artık son terası, çitlerin geri kalanını temizleme işini ve fidan çukurlarını açmayı başka bir güzel hava fasılasına bıraktık... Merak edenler olabiir yazayım: İş makinesi saati 80 tl ye geldi. Yol yaklaşık bir saat sürdüğü için geliş yolunu bir saat olarak (80 tl) biz ödedik...iş makinesi 4 saat çalıştı, 1 saat de yol 5 saat= 400 tl ödedim. Hava durumunu şuradan takip ediyorum: Mesruriye İçin Hava Durumu - Kocaeli Türkiye İçin AccuWeather Tahmini Resimler şurada Eklenti 349117 Eklenti 349123 Eklenti 349124 Bu forumdaki resim ekleme süreci gerçekten gereksiz derecede karışık... Önce seçtiğin fotoğrafı küçült, sitenin kafasına eserse yüklüyor yoksa bağlantı problemi vesaire, yüklediysen oradan tekrar mesajın içine taşı... Sinirlerim bozuldu... |
Forum saati Türkiye saatine göredir.
GMT +2. Şu an saat: 19:21. (Türkiye için GMT +2 seçilmelidir.) |
Forum vBulletin Version 3.8.5 Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0
agaclar.net © 2004 - 2025