31-05-2010, 19:04 | #61 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 29-11-2009
Şehir: İstanbul - Gaziantep
Mesajlar: 1,194
|
Desenize yaşadık. Bu kekiği bizim enzimlere katsak nasıl olur ki? Alkol oranı kokusundan anladığım kadarı ile %10 civarında (bir alkolmetre almak şart oldu artık) nar enzimim var ki, her derde deva derler. Kekik karşılığı enzime ne dersiniz? Ayrıca biraz da gün balı isterim. Enzime starter olarak kullanırız. Şaka bir yana da Ayhan Bey'le çok hoş saatler geçirdik. Keşke sizde olsaydınız. Düzenleyen acemi_caylak : 31-05-2010 saat 19:36 |
04-06-2010, 22:50 | #62 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 18-01-2009
Şehir: izmir/aliağa
Mesajlar: 5,567
|
Armut, Kaolin kili ve çocuklar
Adamın birinin yol kenarında asmaları varmış. Her yoldan geçen yapraklarını koparır sarma yaparmış. Asmalar yapraksız kalır, salkımlara sıcak vururmuş. Adam bıkmış. ''Yapraklara öyle bir şey atmalıyım ki; herkesin dikkatini çeksin, zehirliymiş gibi görünsün ama zehirli olmasın'' diye düşünmüş. ''Bakır eritip atsam bilirler ama kireçle karıştırısam kimse anlamaz, zehirlidir diye yapraklarımı koparamazlar'' demiş. O yıl kimse asmaların yapraklarını koparmamış. Ama o yıl tüm Avrupa'da asmalar, salgın olan Mildiyo hastalığına yakalanmış. Bizimkiler yakalanmamış. Ve böylece ''Bordo Bulamacı'' bulunmuş. 1980 den beri _diğer ilaçlar terk edilip yerine yenileri bulunurken_ Mildiyö ve Küllemeye karşı günümüze kadar hiç önemini yitirmeden kullanılıyor.[ATTACH] Mutfağa hoşgeldin. Ayvanın bir dalına aşıladığım bu armudun cinsini bilmiyorum. Ya çok verimli bir çeşit ya da ayvaya aşılanınca verimli oluyor. İlk yıl çok güçlü sürgün verdi. Birkaç tane de meyve... 2 ve 3 yıllar o kadar bol verdi ki; ''nazar deydi, göze geldi'' dedikçe Mahallenin çocukları bayram etti. Geçen yıl günbatımı tam akşamleyin yemek vakti, 2 gözcü 3 çocuk tarafından 48 saniyede hepsi koparıldı. İki güzel dalda gitti..Görevli komşu kadın ve benim kadın bu hıza baktı kaldı. Ta tepede bir bir tane kalmıştı. Hergün gözümüz gibi bakıyorduk. Şöle 3 e 4 e böleçektik. Tadına bakaçaktık. Onu da bir sabah kargaya kaptırdık. Karşı direğe kondu. Ağzında ''Son armut''. Altına kadar vardım, sesizce... Açaba yerken düşürür mü diye. ...diyecektim ona'' karga ne güzel sesin var, bi gaaaak dermisim''. Nemelazım; armudu eline alır ''ben o lafonte'nin masalını biliyorum'' derse bir de çümle aleme rezil olurum diye sesimi çıkarmadım. Kargayı kandırırmıyım bilinmez ama çocukları kesin kandırdım. Kaolin kilini zehir sanıyorlar. |
05-06-2010, 04:03 | #63 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 29-02-2008
Şehir: Tekirdağ
Mesajlar: 533
|
Halil ciğim, Armutlar harika, kekik bol, EKİBİNİZE yan bakmak mümkün mü ? Ayhanla birlikte iki de pırlanta delikanlıyı tanıdık ve inan çok keyifli anlar geçirdik. Umarım yakın bir zamanda tekrar bir araya geliriz. Sevgiyle kalın |
05-06-2010, 18:26 | #65 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 13-03-2010
Şehir: Kırklareli
Mesajlar: 627
|
sayın halil önen sizin isminizi görünce bu sayfayı bir okuyayım dedim baktım şakayla karışık bilginin bol olduğu sayfalardan ,eğlenceli o yüzden akşama bıraktım şöyle çayımı demleyeyimde keyifli okuyayım... |
05-06-2010, 19:40 | #66 |
agaclar.net
Giriş Tarihi: 22-03-2007
Şehir: Kocaeli
Mesajlar: 8,962
|
Halil bey, taktik iyi de, bu nasıl bir armut çok merak ettim çook |
06-06-2010, 01:23 | #67 | |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 18-01-2009
Şehir: izmir/aliağa
Mesajlar: 5,567
|
Alıntı:
Ayhan kaptan gelsin bi... şu gönderdiğiniz üzüm enziminin tadına bi bakacağız; hazırladık mangalı, kömürü... Armut' tan enzim nasıl olur bir bilene! soracağız gari... |
|
06-06-2010, 01:43 | #68 | |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 18-01-2009
Şehir: izmir/aliağa
Mesajlar: 5,567
|
Alıntı:
Zaten mutluluk dediğimiz şeyleri _ki kalıcı bir durum değildir_ yaratan anlık, günlük neşelerimiz, keyiflerimiz ve memnuniyetlerimiz değil midir? |
|
06-06-2010, 01:51 | #69 | |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 18-01-2009
Şehir: izmir/aliağa
Mesajlar: 5,567
|
Alıntı:
Kabuk altı çoban aşısı yapmak oldukca kolay. Gelemezseniz bile adresinizi verin _başka isteyen dostlar da dahil_ gönderebilirim. Aşıda kullanılacak çeliklerin uclarına birer elma yerleştiriyorum. Dünyanın öbür ucuna göndersem de, hiç bir şey olmaz. Aşılanır. |
|
06-06-2010, 02:16 | #70 | |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 18-01-2009
Şehir: izmir/aliağa
Mesajlar: 5,567
|
Alıntı:
bu arada kalin kilini de armutta denemiş oluyorum. Ve tabii yazlıkcılara da iyi bir taktik. Büyükleri bile kandırdım. Gerçekten hangi çeşidi bilmiyorum. Dallar kırılmasın diye bazılarını bağlamalıyım. |
|
07-06-2010, 10:50 | #71 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 26-04-2007
Şehir: izmir
Mesajlar: 252
|
Nazar değmesin halil bey. Maşallah diyelim armutlara, Haziran ayında bir kaç kez Bergama 'ya gitmem gerekeçek ,birinde kesin uğrarım, armutlarda olmuş olur. Nasılsa zehir değilde kaolin kili olduğunuda öğrendik. Bu arada geçen hafta ege tropikal Tufan bey'e uğradım sağolsun güzel ağırladı da enzim menzim yoktu ortalarda .Sizin de hafif bir dedikodunuzu yaptık. Sağlıcakla kalın. |
07-06-2010, 10:57 | #72 | |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 07-06-2007
Şehir: izmir
Mesajlar: 526
|
Alıntı:
sevgili ahmet salih, Enzimleri tıpcılardan saklıyoruz. aklıma gelmedi bir daha sefere tadımlık içersiniz. |
|
07-06-2010, 11:29 | #73 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 26-04-2007
Şehir: izmir
Mesajlar: 252
|
Teşekkürler Tufan, Bergama'ya giderken size de uğrarım. ben arabama bir termos atayım, belki tadımlıktan fazlası çıkar, Halil beye'de götürürüm. Dönüşte, armut karşılığı tabii. |
11-06-2010, 22:18 | #74 | |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 18-01-2009
Şehir: izmir/aliağa
Mesajlar: 5,567
|
Alıntı:
Armutların cinsini öğrenemedik ama erkenci bir çeşit olabilir. Yağmurlardan da olabilir mi? bilmiyorum, erken eriyorlar. Biliyorsunuz kayası da yağmurlar yağınca erken erir. 10 günde yerine 3 günde erir geçer. Kaolin kili erkenci yapıyor mu bilmiyorum. Ancak, geçen yıl armutların yarısı kurtlanmıştı. Bu yıl yok denecek kadar azdı. Bu durumu kaolin kiline bağlıyorum. Geç eriyen, diğer birkaç armut ağaçında da denemeye başladım. Bu arada armut üzerinde kuş gaga izleride azaldı. Sineği beyazlığı ile yanıltan kaolin kuşları da yanıltmış olabilir mi? bilememiyorum. Taş armutlarını ise her yıl eşek arılarına kaptırıyorum. Tam erimeden delik deşik ediyorlar. Kaolin eşek arılarına etkili olursa ya da bir az eşek arısı zararlısını azaltırsa hemen incirlerde de kullanacağım. Asma da da... Size söylemeyi unutmuşum, Ege Tropikal Tufan Bey' in enzimleri kıymetlidir. Ben iki yudum için iki saat enzimden bahsetmiştim. Size ve ileti yazan tüm dostlarıma, sevgiler, saygılar. |
|
15-06-2010, 11:19 | #75 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 26-02-2010
Şehir: TARSUS
Mesajlar: 174
|
çok güzel isim kardeşim hayırlı olsun |
15-06-2010, 11:26 | #76 | |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 26-02-2010
Şehir: TARSUS
Mesajlar: 174
|
Alıntı:
|
|
15-06-2010, 11:28 | #77 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 26-02-2010
Şehir: TARSUS
Mesajlar: 174
|
halil bey bu güne kadar gördüğüm en ilginç ve çok meyvesi olan armut ağacı türü nedir çok verimli maşallah Allah ürününüzü daha verimli kılsın çektiğiniz branda dere yatağının dibini de kaplıyor mu yoksa sadece önüne set mi çektiniz aro... bemim de dere kenarında tarlam var kışın yağmur suları akar nisandan sonra kesilir dere yatağında su falan kalmaz ben de bu suyu nasıl değerlendirebilirim ***. bahçenize verdiğiniz isim çok güzel kekikli bahçe inşallah daha çok güzel mahsüller yetştirirsiniz sevgili kardeşlerim ağabeylerim zehirsiz tarım yaptığınız için hepinize minnettarım.gerçekten zehir kullanmadan da daha kaliteli ve lezzetli ürünler yetiştirmek mümkündür. |
15-06-2010, 23:00 | #78 | |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 18-01-2009
Şehir: izmir/aliağa
Mesajlar: 5,567
|
Alıntı:
bu sözleri duymak, hele hele bir çiftciden duymak beni çok mutlu etti. Sizi bir iletinizde hatırlıyorum. Candem ve pronzym organik gübreleri kullandınız. Bunları hangi mahsülde _ben nohut diye hatırlıyorum_ kullandınız? Sonuçlarını göremedim. Sonra organik ilaçlar kullanıyorsunuz bildiğim kadarıyla. Pişken nohuda bayılırım. Düğünlerde kazanlar dolusu etli nohut pişerdi. Yanında yine pişken nohutlu pilav olurdu. Nohut yetiştiriyorsunuz bildiğim kararıyla. Organik ilaç ve organik gübre kullandığınıza göre; neden Uzak Bahçelerin Yakın İşbirliğine (UBYİ) katılmıyor sunuz.? Bir sayfa da siz açın. Örneğin, ben tarlanın bir yerinde nohut yetiştirmek istiyorum. Sizin sayfanızdan faydalanabilir. Saygılar |
|
15-06-2010, 23:36 | #79 | |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 18-01-2009
Şehir: izmir/aliağa
Mesajlar: 5,567
|
Alıntı:
dere yatağını 60_70 cm. derinliğinde, 40_50 cm genişliğinde bir kanal kazın. Burayı iri çakıllı harç ile doldurun. Toprak yüzeyinde istediğiniz kadar yükseltin. Ya da benim gibi toprak seviyesinde bırakın, sonra taş koyun ve toprakla besleyin. Sonra su tarafına yani duvarın ön yüzüne naylon gerin ve 1 m. kadar su içinde pay verin ve üstüne toptak atın. Naylon suyun altında ve toprağın altında kalsın. Bu şekilde sızdırma yapmaz. Ne kadar su depolamak istiyorsanız, fazlası üzerinden akıp gider. Kaolin kilini Orfe ilaç firmasından alıyoruz. 10 kg. 35 tl. Ayhan Kapta'nın da dediği gibi biz ülkemizde işleyebilseydik her halde torbası 10 tl. olurdu. Zaten değeri de o kadar. Kaolin kiline çin çamuru da deniyor. Çin' in Kao_lin bölgesinde çıktığından bu ismi almış. Porselen sanayinde yoğun kullanılır. Çin porsenellerini ünlü olması bundandır. Bizde de özellikle Çanakkale'de ve Kütahya'da zengin ve kaliteli kaolin yatakları vardır. Türkiye de adı arı kil (saf) olarak bilinir. Bu granik kayalardan elde edilen beyaz kil, ( benim bildiğim) yurt dışına (ABD) gidiyor %95 saflaştırılıp ve 2 mikron küçültülmüş olarak tekar yurdumuza geliyor ve biz bu beyaz toprağımızı paramızla geri alıyoruz. Armut ağacını cinsini gerçekten bilmiyorum. Çok aşı yaptığımdan, nereden bulup da aşıladım, unuttum. |
|
30-06-2010, 15:54 | #80 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 07-05-2009
Şehir: EDİRNE
Mesajlar: 1,576
|
sayın Halil önen bey göndermiş olduğnuz hediyenizi aldım inanın çok sevindim tam umudu kestiğim anda unutulmamak çok güzel bende sözünün eri biriyle tanışmamdan sonderce mutluyum sağ olun var olun ALLAH yar ve yardımcınız olsun ...saygılaımla |
02-07-2010, 22:32 | #82 | |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 18-01-2009
Şehir: izmir/aliağa
Mesajlar: 5,567
|
Alıntı:
2 gün sonra bir daha verilen su köklenmesi içindir. Biliyorsun dostum, tüp fide dikimleri tüm yıl boyunca yapılabiliyor. Zeytin fidanı çukuru _80x80_ ne kadar derin ve geniş olursa o kadar iyi gelişiyor. Tüp dikimde, tüpün yüzeyi toprağa sıfır olmalı. Açık kök dikiminde ise aşının altında olmalı. Derin dikim _yıllar sonra bile_ kök boğulmasına sebeb oluyor ve _fidan_ağaç kuruyor. Tüm fidanlar torf+coco feat+orman toprağı ile desteklendi ve kök hastalıkları için Sim Derma/ granür ile gübrelendi. En iyi dikim zamanı sonbahardır. Tüp fidan bile olsa. Ben o zamana dayanmaya çalışacağım. İki yıl_belki yıllara sonra _ tabağa konmuş bir kaç zeytin tanesi ile hatırlanmak; güzel olsa gerek... Bitmeyen dostluklara ... |
|
02-07-2010, 23:03 | #83 |
Ağaç Dostu
|
Sevgili arkadaşım, fideyi diktiğim yer yıllardır basılmadan kalmış bir yer, su kanalından geçen su bile beş metre ilerisini nemlendirebiliyor. armağanın olan zeyin fidesi bir kaç yıl sonra seni hatırlatacaktır, nede olsa zeytin bölgesinde yaşıyorum. Sevgi ve saygılarımla, |
04-07-2010, 09:59 | #84 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 07-05-2009
Şehir: EDİRNE
Mesajlar: 1,576
|
halil bey den alıntı İki yıl_belki yıllara sonra _ tabağa konmuş bir kaç zeytin tanesi ile hatırlanmak; güzel olsa gerek... Bitmeyen dostluklara ... HALİL bey sizi unutmak mümkünmü |
16-07-2010, 10:19 | #85 | |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 04-02-2008
Şehir: istanbul-Gelibolu
Mesajlar: 1,829
|
Bitmeyen dostluklarda yaşam daha anlamlı.
Alıntı:
Kendisine temiz tarımın doğallığını uygulamada bazı açıklamalar yaparak onun samimi paylaşımlarına mukabelede bulunmak ihtiyacını hissediyorum, arkadaşım topraklarındaki ekili bulunan bitki ve fidan/ağaçlarının toprak işlemelerini doğallık içinde yapılması gerekenlerin buralarda solucan populasyonlarının arttırılması yönündeki çalışmalara hı vermen sayesinde toprakariı bitki yetiştirmede insan müdehalesini asgari düzeye indirerek daha doğal bir uygulama ile tarımsal faaliyetlerini sürdürebilirsin. Arkadaşım ikinci bir tavsiye niteliği olan paylaşımlarım kompost çalışmalarında en aktif hızlandırıcı bir malzemede içilmiş çay artıkları olmasının gerekçesinide belirtmek isterim içtiğiğimiz çayların fabrikalarda işlenirken yeşil yaprakların ağartılması esası fermantasyon tekniği içinde yapıldığından, bu çay arrtıklarının (posalarının) kompost uygulamalarıda ve ağaç diplerine uygulanacak malç mataryeline karıştırılarak organik maddelerin parçalanma işlemini etkin mikro organizmaların hakimiyeti ile süreç işlediğinden, toprak için çok daha besin maddesi sağlamanın yanında enzim ve mikrobiyal gübre üzelliği sağlanacaktır. Şimdi işin nüktedanlık tarafından. Bırak senin şu avcılık söylemlerini, keklikleri tavşanları rahat gezsinler. Sen şimdi bulunduğun çevredeki kahvelerin çay atıklarını toplamak için planlar yapmaya bak. Gerçi Ayhan kaptan dan haberini aldım, senin avcılık merakının boyutlarını, Köpeği yanınında gezdiğine bakılsada avcılıkta ki son konuşulan söylemlere katılmadığı yönünde idi, mesajım biraz uzun kaçtı seninle muhabbete doyulmaz ben senin kadar nüktedan olmasamda sohpette senden aşağı kalmıyacağımı bilmelisin, sevgiler Saygılar. |
|
27-07-2010, 23:15 | #86 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 22-07-2009
Şehir: istanbul
Mesajlar: 442
|
Merhaba Halil Önen, Yazdıklarınızdan anladığım kadarı ile en iyi dikim zamanı sonbahar olduğu için gönderdiğiniz fidanı saksıya alıp mevsimi beklemeye başladım. Umarım bir yanlış yapmıyorumdur? Bu sorum vasıtası ile size geneldenden de teşekkür etme fırsatını kaçırmayarak teşekkürümü yineliyorum. Vallahi Halil bey hiç tanışmamış olmanın şaşkınlığı ile aldığım fidanın yanıtını yukarıdaki gibi cümlelerden başka, aklıma bir şey gelmediği için epeyi savsakladım. En iyisi "sağ ol dostum demek", anca cesaret buluyorum. Bilesiniz ki emanetiniz EMA ile harmanlanmış torf ile saksıya alındı. Dikim mevsimine kadar balkonumda duracak. Kendi ayakları üstünde durabilecek çağa gelinceye kadar sizden bana emanettir. Büyütebilirsem benim diyebilirim. Ekte iki fotoğraf gönderiyorum. Yakın çekimde sürgünlerden sağlığı anlaşılıyor. Sevgi ve saygılarımla |
30-07-2010, 20:47 | #87 | |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 18-01-2009
Şehir: izmir/aliağa
Mesajlar: 5,567
|
Alıntı:
Artı emekci değil, emekliyim, sevgili dostum. Aranıza katıldım, bu günden beri... Yanlış anlaşılmasın işten emekli oldum. Yaşamdan değil. Bilirsin yaşam parçalardan ibaret. İşte yaşamın bir parçasıydı, geldi geçti. Belki de en güzel yıllar da geldi geçti. Keşke, Can Yüçel' in dediği gibi, önce bu yılları sonra gençlik yıllarını yaşayabilseydik. İşte avcılıkta yaşamın bir parçası_ 10 yaşından beri yaptığım_ konuşmak gibi, oynamak gibi, toprakla uğraşmak ve haz almak gibi ve hatta sevişmek gibi... Bütün bunlar bize mutluluk veren istekli uğraşlarımız değil mi?... illede olmasada... Kayınco Belen köyü kahvesini çalıştırıyor. Çay atıklarını böyle değerlendirmek aklıma gelmedi. Çay atıklarına EMA da karıştırıp malç yapabilirim. Bu bilgi için teşekkür ederim, toprak dostu kardeşim. Saygılar efendim. |
|
03-08-2010, 02:48 | #88 | |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 18-01-2009
Şehir: izmir/aliağa
Mesajlar: 5,567
|
Alıntı:
'Ona' söyledim, Gelecek yıl biraz ikinci yıl daha çok zeytin verecektir.3. yıl tam... Eğer böyle yapmazsa benim kaynana gibi yapın. Aynayı 3 tarafından yüzüne tutun, 3 defa 'tüüühhh' diye tükürün. Daha doğrusu tükürüyormuş gibi yapın. Utanacaktır. Meyve vercektir. Evinin önündeki tek, 6 yaşında mandaline böyle yapmıştı. Dalga geçmiştim. O yıl öyle mandalin verdi ki. Şimdi bana yedirmiyor. |
|
03-08-2010, 13:13 | #89 | |
Ağaç Dostu
|
Alıntı:
Yeme zaten onlar tükürüklü |
|
03-08-2010, 22:32 | #90 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 01-10-2007
Şehir: Ankara
Mesajlar: 275
|
Halil bey 2 yıldır meyve vermeyen bırakın meyveyi yazın çiçek bile açmayan (kendisi aslında yediveren sözde ) limon ağacıma bu yöntemi uygulayacağım. Benle inatlaşır gibi tam kış gelip içeri alınacağı zaman çiçeğe duruyor. Umarım kayınvalidenizin mandalinası gibi benimkide utanır. Eh utanıp meyve verirse artık dileyin benden ne dilerseniz.(Çok büyük bişey olmasın ama ) |
|
|