![]() |
Soru eki olan mı, mi, mu, mü ayrı yazılır.
Kaldı mı? Sen de mi geldin? Olur mu? İnsanlık öldü mü? Soru ekinden sonra gelen ekler, bitişik yazılır. Verecek misin? Okuyor muyuz? Çocuk muyum? |
Alıntı:
Sizlere ne kadar teşekkür etsem azdır, tüm mesajınıza katılıyorum, şu üstteki bölüm de tam benim dediklerim, ama gel gelelim dediklerimizi yapamıyoruz, ellisinden sonra bilgisayar öğrenmek, iyi bir türkçe ile yazı yazmayı bende çok istiyorum ama kafalar kalın almıyor be kardeşim, hatasız yazmaya uğraşıyoruz ama bu kadar beceriyoruz, dediğiniz gibi "daha iyi olmalarını sağlamak" bizlerde daha iyi olmaya çalışıyoruz. Bilmem olurmuyuz:o Üstad sizsiniz. Gülmeye gelince, gülmemi sakın yanlış anlamayın, küçümsediğimden değildir, iyi niyetle yazılmış bir yazı, o da hata yapmış, deyimim onun içindir, ama görüyorum ki, tencere dibin kara benim ki beş kere kara. Dörde indirebilirsek büyük başarı.:p Ben yinede iyi niyet, hoşgörü, biraz da caba harcayarak daha iyiye gideceğimizi (gideceğimi) düşünüyorum. |
Devam edin arkadaşlar. Bu bölüm her zaman okuduğum, takip ettiğim bir bölüm. Mesaj yazanlara ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Elleriniz dert görmesin.
|
Böyle olumlu mesajları okudukça, bizler de hem bildiklerimizi hem de öğrendiklerimizi paylaşmaktan zevk alıyoruz.
mi eki sorudan başka görevlerde kullanıldığında da ayrı yazılır. Güzel mi güzel. Hoş mu hoş. |
Pekiştirme sıfatları, bitişik yazılır.
güpegündüz, kapkara, paramparça, yemyeşil, sapasağlam, kupkuru, sırılsıklam, çırılçıplak. |
ya sözü ile birlikte kullanılan da mutlaka ayrı yazılır.
ya da o gelecek. |
Merhaba,
Hepimiz için oldukça yararlı bir başlık olmuş. Agaclar.net'e bir kez daha teşekkür ediyorum. Foruma mesaj yazdıktan sonra muhakkak durup, okuyup daha sonra gönderiyorum. Ve her nedense mesajım diğer mesajların yanında yer aldıktan sonra bir kez daha okuduğumda bir hatamı farkediyorum. Çoğu mesajımı dönüp düzeltmek durumunda kalıyorum. Bir şekilde yazarken ve de kontrol ederken kendi hatalarımızı bulmak zor oluyor sanırım. Bu başlığı sürekli izlemeye çalışıyorum. "Şey" kelimesinin hiçbir zaman bir kelimeyle birleşik yazılamayacağını burada öğrendim. Belki birleşik hiç yazmadım , belki de yazdım ama pratik kullanımın altı çizilmiş oldu. Emeği geçenlere teşekkür ediyorum. |
Sevgili maki01, bizler de yazım hataları yapıyoruz. Ya hızlı yazarken parmağımız başka tuşlara değiyor veya başka bir neden olabiliyor.
Dediğiniz gibi, insan kendi hatasını zor görüyor, ama gönder tuşuna tıklamadan önce okumamız gerekiyor. Daha sonra bile düzeltme imkânımız var. |
Benim bildiğim, özellikle -cek eki geldiğinde, kelime yazıldığı gibi söylenmiyor.
Mesela İstanbul ağzında, geleceğini kelimesi, geliciğini şeklinde söylenir. Dikkat edilirse, TV spikerlerinin, Türkçeyi doğru telaffuz edebilenleri buna benzer kelimeleri yazdığım şekilde okurlar. Birçok spiker de maalesef, ya eski kelimeleri bilmedikleri için ya da insana bilmediği kelimeleri de doğru okutmaya yarayan uzatma işaretleri, birileri tarafından yazıdan kaldırıldığı:( için bazı kelimeleri yanlış okuyorlar. Mesela, yükseklik manasına gelen rakım(a uzun okunacak) rakım(kısa a ile) şeklinde telaffuz ediyorlar. Aynı şekilde marul kelimesi de İstanbul ağzında uzun a ile söylenir, bunun da kısa a ile marul olarak okunacağını iddia ediyorlar. Ben de onlara dilinizi eşek arısı soksun diyorum.:D Bir başka örnek, fasit daire(uzun a ile), fasit diye okunuyor.(Büro makineleri markası ):p Yine soruya dönersek, verecek, gelecek, vereceğini, yapacağını ve benzeri kelimeler, yazıldığı gibi okununca sırıtıyor, yapmacık, zorlama bir konuşma intibaı veriyor. Ağızlara göre farklı söyleyişler olmakla birlikte, Ziya Gökalp'in İstanbul konuşması, en saf en ince bize mısraını temel alırsak, bu kelimeleri, vericek, gelicek, vericiğini, yapıciğini şeklinde okumak gerekiyor. Bu benim bilgim, itirazlar da gelebilir tabii.:p |
Karşılıklı tartışma yerine, herkese faydası olacak şekilde genel bilgileri paylaşsak daha iyi olacak.
Mesela, Güler'in kurallarını yazdığı kinin hatalı kullanılması beni çok rahatsız ediyor. Son zamanlarda, (yine de birkaç sene olmuştur) şaka veya gırgır olsun diye başlayıp, bir dil afeti haline dönüşen, geldi ki, yaptı ki tarzındaki kullanışlardan bahsediyorum. Bakıyorsunuz, kültürlü sayılan insanlar bile kiyi böyle yanlış kullanabiliyor. Ki sadece olumsuz cümlelerde bu şekilde kullanılabilir. Gelmedi ki gidelim, Yemeği yapmadı ki yiyelim, gibi. Lutfen buna çok dikkat edelim, etmeyenleri dövelim,:p, tevbe, uyaralım. |
Alıntı:
Karşıtlık belirten örneklerinizde hemfikirim ama hatalı kullanımı tam anlayamadım. Hatalı kullanımlara cümle olarak örnek verebilir misiniz? |
Geldi ki, bir örnekti.
-Ahmet gelmedi mi? -Geldi ki. :mad: Bu soruya cevap olarak geldi ya denebilir, geldi ki asla denmez.(tüylerim diken diken oluyor.) -Neden derslerini yapmıyorsun? -Yaptım ki. (Türkçede kinin böyle bir kullanımı yoktur.) Şöyle kullanılabilir: -Neden sinemaya gitmiyoruz? -Derslerini yapmadın ki. (Burada ki doğru kullanılmıştır) |
Alıntı:
(Mustafa Kemal Atatürk) Vardım ki yurdundan ayağ göçürmüş. (Bayburtlu Zihni) |
Alıntı:
Kanaatimce bunlar benim tezimi çürütmüyor.:p Benim demek istediğim, mesela Atatürk bu cümleyi şöyle kursaydı, yeter ki yi yanlış kullanmış olurdu. Türk dili, dillerin en zenginlerindendir, bu yüzden Türkçe, her ihtiyacı karşılamaya yeter ki. Açıkça görüleceği gibi, bu cümlede ki fazla, gereksiz, özetle yanlış kullanılmış. Bayburtlu Zihni ise kiyi iki olayı birbirine bağlamak için kullanmış, doğru kullanım. O da şöyle deseydi, yanlış olurdu. Terkettin yurdunu, dahi varmadın dediler Oysa ben vardım ki, onlar bilemediler. İşte bu benim uydurduğum beyitte,:dilli: ki yersiz ve yanlış kullanılmış . Arkasından bir fiil gelmesi biraz durumu kurtarır gibi oluyor ama yine de yanlış kullanım. Burada ki yerine da kullanılsaydı doğru olurdu. Oysa ben vardım da onlar bilemediler. şeklinde. Biraz daha açayım. Benim yanlış dediğim, ki den sonra başka bir kelime gelmeyen olumlu cümlelerdir. -Bu kadar ekmek üç kişiye yetmez ki. (Doğru) -Hayır canım, neden yetmesin, bal gibi yeter ki. (Yanlış) |
Ben anladım sanırım. Söylediğinize göre şu kullanım yanlış mesela:
"Ödevlerini neden yapmadın?" "Yaptım ki." Bunu ilk defa duyuyorum. Daha önce hiç böyle bir şey duymadım. Dershanede falan da hiç bahsi geçmedi yazım hataları veya anlatım bozuklukları konusunda. |
Evet, tam da bunu anlatmak istiyordum teşekkür ederim.
"Ödevlerini neden yapmadın?" "Yaptım ki." Bu soruyu, yaptım diye cevaplamak yeterli, ki gereksiz. Şöyle düşünelim, ki nedir, bağlaç, bağlaç nedir, iki cümleyi mana bakımından bağlayan kelime. Yaptım kide kinin bağladığı cümle... yok. O halde gereksiz ve yanlış bir kullanım. Maalesef, son zamanlarda özellikle gençler arasında bu tarz yaygın bir şekilde kullanılıyor. Olumsuz cevap, ki ile bitebilir. -Niçin kavga ediyorsunuz, hem senin orada ne işin vardı? -Ben orada değildim ki. (doğru kullanım) Burada dikkat edilirse, kiden sonra sanki gizli bir cümle varmış gibi. Yani, -Ben orada değildim ki kavga edeyim. manası var. |
Alıntı:
O zaman geldim ki tarzı konuşmalar olmadığı için o kitaplarda da doğal olarak böyle örnekler yok. Dershanede bahsedilmemesi ise ayrı bir acı, maalesef bazı öğretmenlerin bile böyle konuştuğunu duyuyorum. Yaygın bir dil hastalığı bu, bakalım nasıl tedavi edilecek.:( |
Sayın Balıkçı, yüzdeli sayıların veya 15 milyon gibi sayıların metin içinde kullanılması konularında da bildiklerinizi bizle paylaşır mısınız.
|
Alıntı:
-Sokağa çıkamazsın, ödevlerini yapmadın. -Yaptım ki... |
Alıntı:
Yaptım ki çıkayım. (çıkmayayım, çıkabileyim, çıkamayayım vs) Hiçbiri uymuyor. Uyabilecek bir cümle bulamıyorum ben. Oysa olumsuzlarda gizli birçok cümle getirebiliriz. Orda değildim ki... (kavga edeyim) örneğindeki gibi. |
"Yaptım bile!"
|
Yaptım ki, kulağa da hoş gelmiyor.
Bunun yerine daha önce de belirttiğim gibi yaptım ya denebilir. MetinT, demek istediklerimi iyi anlamış,:D güzel örnek vermiş. Lerdemir dostumuz da farklı bir ifadeyle meramını anlatmış. Sonuçta, ki ile biten olumlu bir cümle kurallara uygun değildir, diyebiliriz. |
Alıntı:
Sayıların yazılışı, yerine göre değişiyor. Yanılmıyorsam kaydıyla, muhasebede, rakamların rakam olarak yazılması gerekiyor, binli sayıların bir virgülle(noktayla) ayrılması usulden, ancak burada da bir karmaşa var. Bankaların internet sitelerine bakalım, mesela bin beşyüz altmış beş, 1.565.00 kimisi böyle yazıyor, kimisi virgülle yazıyor, kimisi birden sonra virgül, kuruş hanesini ayırmak için de nokta kullanıyor, kimi de bunun tersini yapıyor. Biz mektepteyken, yedi buçuk demek için yedi virgül beş derdik, sonra bu yedi nokta beş oldu. Birileri dile müdahale edip bir şeyleri karıştırıyor.:( Güler, yukarıda, sayılar metin içinde harfle yazılır demişti. TV ve Radyolarda spikere verilecek metinlerde sayılar, en kolay okunabilecek şekilde yazılır. Mesela, 15 milyon. Topluca bakalım , Matematikte muhasebede, 15.000.000 - 17,5 Yazıda Onbeş milyon - onyedi buçuk( onyedi virgül beş)(Onyedi nokta beş) TV'de 15 milyon - 17 virgül(nokta) beş. Nasıl çorba, lezzetli olmuş mu?:p (Kitaplara bakma imkanım olmadı, yanlışlar varsa affola, böyle hatırlıyorum.) |
Alıntı:
Alıntı:
Alıntı:
|
Alıntı:
|
Alıntı:
Dünya nüfusunun %30'u gibi bir cümleyi nasıl yazacağımı bilemedim, TDK'da da çok detaylı açıklama göremedim. |
1. Sayılar metin içerisinde yazıyla yazılır: bin yıldan beri, dört kardeş, haftanın beşinci günü, üç ayda bir, yüz soru, iki hafta sonra, üçüncü sınıf.
Yaş otuz beş, yolun yarısı eder. Buna karşılık saat, para tutarı, ölçü, istatistik verilere ilişkin sayılarda rakam kullanılır: 17.30'da, 11.00’de, 1.500.000 lira, 25 kilogram, 150 kilometre, 15 metre kumaş, 1.250.000 kişi, % 25, % 50. 2. Birden fazla kelimeden oluşan sayılar ayrı yazılır: iki yüz, üç yüz altmış beş. ................................ 5. Oyun adlarını niteleyen sayılar bitişik yazılır: altmışaltı. ................................... 7. Beş ve beşten çok rakamlı sayılar sondan sayılmak üzere üçlü gruplara ayrılarak yazılır ve araya nokta konur: 326.197, 49.750.812, 28.434.250.310.500 . 8. Sayılarda kesirler virgül ile ayrılır: 15,2 (15 tam, onda 2), 5,26 (5 tam, yüzde 26). 9. Sıra sayıları yazıyla ve rakamla gösterilebilir. Rakamla gösterilmesi durumunda ya rakamdan sonra bir nokta konur ya da rakamdan sonra kesme işareti konularak derece gösteren ek yazılır: 15., 56., XX.; 5'inci, 6'ncı. UYARI : Sıra sayıları ekle gösterildiğinde rakamdan sonra sadece kesme işareti ve ek yazılır; ayrıca nokta konmaz: 8.'inci değil 8'inci, 2.'nci değil 2'nci. 10. Üleştirme sayıları rakamla değil yazıyla belirtilir: 2'şer değil ikişer, 9'ar değil dokuzar, 100’er değil yüzer. Kesme işareti, sayılara getirilen ekleri ayırmak için konur: 1985'te, 8'inci madde, 2'nci kat; 7,65’lik, 9,65’lik. 1919 senesi Mayısının 19'uncu günü Samsun'a çıktım. (Mustafa Kemal Atatürk) %30'un yazılışı doğru galiba.;) 1 milyon mu, bir milyon mu? Onun kaydına rastlayamadım. |
Alıntı:
2'nci maddede yazan değil mi? :p Bir milyon. İyi fikir jimnastiği oluyor. |
Malina
MetinT beni anlamış derken, aşağıdaki mesajını ve verdiği örneği kasdetmiştim. Alıntı:
|
Alıntı:
|
Sonu "...-ıp, -ip, -up, -üp" ile biten kelimelerden sonra herhangi bir noktalama işareti kullanılmaz.
Örnek; "Eve gelip, seni alırım." Yanlış. "Eve gelip seni alırım." Doğru. |
Alıntı:
|
Eve gelip, camları açıp, müzik dinleyerek yemek yaptım.
Bu doğru değil mi? |
Alıntı:
Güler Hanım, verdiğiniz örnekteki kullanım doğru değil. Okulda Selçuklu Tarihi hocamız bir senedir imtihan kâğıtlarımızdaki imlâ ve noktalama işaretleri kullanımımızdaki -daha doğrusu kullanamamamızdaki- yanlışlarımız yüzünden bize kök söktürüyor.;) Söylediğim kural kesinlikle doğru çünkü daha bugün bir öğrencinin kâğıdına çizik attı bu yanlış yüzünden.:p |
Alıntı:
UYARI: Metin içinde zarf-fiil ekleriyle oluşturulmuş kelimelerden sonra virgül konmaz: Cumaları bahçede buluştukça kıza kendisinin adi bir mektep talebesi olmadığını anlatmaya çalışıyordu. (Halide Edip Adıvar) Şimdiye dek, ben kendimi bildim bileli kimse Değirmenoluk köyünden kaçıp da başka köyde çobanlık, yanaşmalık etmedi. (Yaşar Kemal) Meydanlığa varmadan bir iki defa İsmail kendisini gördü mü diye kahveye baktı. (Necati Cumalı) Ancak yemekte bir karara varıp arkadaşına dikkatli bakarak konuştu. (Samim Kocagöz) Kaynak: TDK yazım kuralları |
Alıntı:
Buradaki yanlışlık tamam. Ancak burda; Eve gelip, camları açıp müzik dinleyerek yemek yaptım. Bir sıralama var sanki yan cümlecikleri sıralamak için kullanılmış virgül. Buradakinin yanlışlığı da kesin mi? Bece doğru gibi duruyor. |
Alıntı:
Kuralı anlamak için belki şöyle düşünebiliriz: Sıralı cümleri birbirinden ayrımamız gerekli. Bunu bir virgül ile yapabiliriz ya da bir bağlaç kullanıp virgül kullanmayız. Zarf-fiil ekleriyle oluşmuş sözcükler de birer bağlaç görevi görüyor. Bu nedenle böyle bir sözcükten sonra virgüle gerek yok. Eve gelip camları açıp müzik dinleyerek yemek yaptım. Eve geldim, camları açtım, müzik dinleyerek yemek yaptım. Eve geldim, camları açtım ve müzik dinleyerek yemek yaptım. uyarı: "Noktalama işaretleri kendinden önceki harfe bitişik yazılır ve kesme işareti dışında işaretten sonra bir boşluk bırakılır." |
Öğretmenlerimin on iki seneden beri öğretemediği imla kurallarını sayenizde öğreniyorum. Demek ki bir tartışmayı okumak düz metini okumaktan daha kalıcı oluyor. Bunu MEB’ na söylemek lazım :D neyse çok teşekkürler. Ha bu arada imla hatası yapmamak için ben genelde önce Word’ de yazıp sonra kopyala-yapıştır yapıyorum. Birde kısaltmalara nasıl ek getireceğiz? Yani benim yazdığım mı doğru yoksa doğrusu “MEB’ e” mi olacak.
|
Ben "MEB'na" kullanımının esas olduğunu öğrenmiştim öğretim yıllarımda.
|
MEB, TDK, THY gibi kısaltmalarda okunuşuna göre ek getiriyoruz: Milli Eğitim Bakanlığı'na. Fakat Tubitak, Aselsan vb. artık kelime şeklindeki kısaltmalarda ise kısaltmaya göre ek getiriliyor: Tubitak'a.
|
Forum saati Türkiye saatine göredir.
GMT +2. Şu an saat: 20:54. (Türkiye için GMT +2 seçilmelidir.) |
Forum vBulletin Version 3.8.5 Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0
agaclar.net © 2004 - 2025