![]() |
|
|
![]() |
#1 |
Ağaç Dostu
|
Bazen, Ne yapayım değil de na'pim!? Ne haber yerine na'ber? Dağılın yerine da'aalın! gibi vurgular da yapıyorum Sanırım dikkat edilecek nokta, belirlenmiş bir işareti kurallarına riayet etmek. Kurallar zaman içinde pratik kullanıma göre yenileniyordur. Kuralları ihtiyaçların belirlediğine ben de katılıyorum. Yanlış bilmiyorsam imla işaretlerinin yanlış kullanımı ile ilgili bir kanuni müeyyide zaten yok. |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#3 | ||
n/a
|
Alıntı:
Shakespeare ‘in, İngilizce’ye kazandırdığı bir çok kelime var. Peki ya bizde? İngilizce ‘deki kelime sayısı 300.000 dolaylarında gezinirken, Shakespeare ‘in kendi üretmiş olduğu kelimelere kucak açabiliyor. Bizde ise bu kural tam tersi doğrultuda, dili kısırlaştırıp, güdükleştirme üzerine kurulu bir '' düzen '' işliyor. Burada, cevabı oldukça basit olan bazı sorular sorabiliriz: Niçin dünyaca tanınmış bir yazar çıkarmıyoruz? Neden Yaşar Kemal dünyaca tanınan bir yazar olamıyor? O anlatım gücüne rağmen, neden tanınırlığı az? Cevap çok basit: Dil fakir. Bunun ülke politikası ile ilgisi de var; lakin, birincil sebep dilin fakir olması. Söylentilere göre, Türkçe ‘de otuz bin kelime var. Lakin, bana pek inandırıcı gelmiyor. Benim nazarımda, on bin kelime ya var, ya yok. Bu ‘’ on bin ‘’ kelime içerisinden Arapça ve Farsça kelimeleri de çıkarırsak, elde kalır üç – beş bin kelime. Yaşar Kemal, bir röportajında şöyle söylüyordu: ‘’ Düşündüğünü anlatabilmek için en sıcak, en yürekten, sevgi dolu bir dil gerek. Dilin kalıplaşmışı hem çok tehlikeli, hem de bulunmaz bir ustalıktır. Kimi sözcükler çok kullanılmış, pörsümüştür. O sözcüğün dirilmesi, özsel gücüne kavuşması için yaratıcı söz ustasının eline geçmesi gerek. Bizdeki kötü sinema Türkçe’si birçok sözcüğü kullanılmaz hale getirdi, öldürdü. Bu ölü sözcükler, eski görkemine varmak için ustalarını bekliyor. Bir usta, fersudeleşmiş her sözcüğü alır, taptaze yapar, yerine koyar. ‘’ Yaşar Kemal ile Söyleşi / Feridun Andaç Yukarıdaki yazıdan şunu anlıyorum: Yazar artık, yazı eylemini ikinci plana atıp, eski kelimeleri gün yüzüne çıkarmak için uğraşıyor. Peki ne için? Dilin zenginleşmesini sağlayıp, dolaylı olarak da anlatımını zenginleştirmek için. Ki Yaşar Kemal, bazı sanat çevrelerine göre, anlatım zenginliği olarak Homeros ‘tan sonra, ikinci sırayı alır. ‘’ Dil faşistliği ‘’ konusunda ise, ismi, Yaşar Kemal ‘den önce gelecek başka birini tanımam. Alıntı:
Şiirde noktalama işareti kullanılmaması, pek ( hiç ) sorun olmayabilir. Düz yazıda noktalama işareti kullanılmaması ise, okuyucu için büyük bir sorundur. Hele ki, yazı sesli olarak okunuyorsa... Ayrıca, bazı anlam karmaşalarına da yol açacağı gün gibi ortada. Bir de, acaba ‘’ yazamıyalım ‘’ mı olacak, yoksa ‘’ yazamayalım ‘’ mı? ![]() ... Bazıları, dilin yaşayan bir varlık olduğunu anlamalı; masa başında bir dil üretilemeyeceğini öğrenmeli; dilin hiçbir yere gitmeyeceğini, gitse bile konuşmamaktan, yazmamaktan gideceğini öğrenmeli vs. vs. Dünya üzerinde en yaygınlaşan ‘’ yapma dil ‘’ Esperanto ‘dur. Bir rivayete göre, dünyada 1.6 milyon kişi bu dili konuşabilmektedir. Esperanto ‘nun ‘’ icadı ‘’nın üzerinden bir asırdan fazla zaman geçmesine rağmen, halen tanınırlılığı yoktur. Buradan da anlaşıldığı üzere, masa başında dil üretilmez / üretilemez. Bu konuların çetrefil yahut muallakta olmasının bir nedeni de, herkesin bu konu üzerinde ( kati suretle ) bir bilgisinin olması ve konuya hakim bir kişinin çıkıp, ‘’ Bunun doğrusu budur! ‘’ dememesidir. Konu üzerinde uzmanlaşmış ve konuya hakim kişilerin ‘’ gerekli ‘’ açıklamaları yapmaması sonucu, meydan Sayın Ecevit ‘e, bana ve benim gibilere kalmıştır. Konunun biraz dışarılarında seyredeceğim ama, şunları söylemeden de edemeyeceğim: Hakkı Devrim, köşesinde dilin ‘’ doğru ‘’ kullanılmasına yönelik bazı yazılar yazıyor. Lakin, iş yazı yazmaya gelince, işin hiç de göründüğü gibi olmadığı ortaya çıkıyor. ( Hakkı Devrim ‘i beğensem de, bu konulara hakim olduğunu sanmıyorum. Çünkü, ne dil bilimi, ne de fonetik üzerine ihtisas yapmadığını biliyorum. İlla ki, ihtisas yapmak gerekmez ama... ) ‘’ Dil elden gidiyor ‘’ diye nutuk atanların, bu konu üzerine kitaplar yazanların, iki kelimeyi bir araya getiremeyip, taş çatlasa 200 kelime ile konuştuklarına şahit olduktan sonra, bu konu hakkında kimin bilgi sahibi olduğu ( benim için ) tam bir muamma. Bana göre, ufak tefek hataların pek önemli yok. Bir yazıda, düşünce ve duygu yazıyı oluşturan öğelerin yüzde ellisini oluşturuyorsa, imla ve noktalama da diğer yüzde ellisini oluşturuyor. Şuana kadar okuduğum ve takip ettiğim kadarı ile, yüzde yüze en yakın isim Çetin Altan. Çetin Altan dedim de, aylar önce okuduğum ve zihnimin aydınlık yanında kalan bir yazı aklıma geldi: http://www.milliyet.com.tr/2005/04/01/yazar/altan.html Saygılarımla... |
||
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#4 | |
Ağaç Dostu
|
Alıntı:
http://tdk.org.tr/sozluk.html |
|
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#5 |
Ağaç Dostu
|
okumak düşünmek kendini yazarak ifade etmek bunların hepsi işin içinde rakamsal olarak ingilizce'nin ya da türkçe'nin kaç kelimeye sahip olduğunu bilemiyorum ancak gündelik hayatta iki dilde de kullanılan kelimelerin çok az olduğunu biliyorum ayrıca ilginç bazı şeyler öğrendim belki farkında olmadığımız en azından benim farkında olmadığım bir konu türkçeyi oldukça iyi öğrenmiş bir arkadaşla sohbet ederken gündeme geldi atasözlerinin zenginliği her duruma uygun bir atasözümüz var ve bunlar hala kullanımda ingilizce'de günlük konuşma dilinde kullanılan atasözleri neredeyse yok gibi bu tespiti yapan kişiye her gün atasözü öğrettim ![]() bazı kelimelerin türkçe karşılıkları yok bazılarının ise ingilizce karşılıkları belki bunun da kültürle ilgisi vardır bence yaşar kemal'in bahsettiği ölü kelimeler, eski kelimeler değil anlatmak istediği ya da arzu ettiği, günlük konuşma dilinde derdimizi anlatmak için yetindiğimiz 100 kelimenin sayısını arttırmak ve "yazamayalım" ![]() |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#6 | |
ağaç dostu
|
Alıntı:
İngilizce'den bahsediyorsunuz. Her yıl İngizlice sözlüğe yüzlerce kelime ekleniyor ve bunun en önemli sebebi bilim. Yani yapılan icatlar ve keşifler nedeniyle kelime türetiyorlar. Eğer biz icat etmiş olsaydık bugün "çip" diye bir kelime kullanıyor olmazdık. Bir de anlamadığım nokta (/) işaretini bilinçli olarak kullandığınızı söylemeniz, (?) işareti ile ilgili düşüncenizle çelişiyor. Yanılıyor muyum? [size bir imada bulunmuş da değilim ![]() |
|
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#7 | ||
n/a
|
Alıntı:
![]() Yazmaktan kastım; benim burada yazmam değil, yazı adamlarının yazması ve yazarken de dili zorlaması. İngilizce sözlüğe eklenen o yüzlerce kelime yazıya aktarılmadığı zaman, zamanla yok olacaktır. Yazı yoksa, dil yok. Düşündüklerini, duygularını, gördüklerini vs. yazmamış / yazamamış toplulukların dilleri zamanla yok olmuştur. Bunun tarihte bir çok örneği var. Alıntı:
![]() Soru işareti konusunda kendimle çelişiyordum, bu doğru. Lakin, bir önceki sayfada gerekli düzenlemeyi yaptım. Artık çelişmiyorum. Saygılarımla... Not: Bu yazdığım yazılar, benim edna '' düşüncelerimden '' ibaret. Bu '' düşünceleri '' kimseye dayatmak gibi düşüncem asla yoktur. Herkes, ne yapması gerektiği konusunda özgürdür. |
||
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#8 | |
ağaç dostu
|
Alıntı:
uzak durmaya karar verdim ![]() |
|
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#9 | |
Ağaçsever
Giriş Tarihi: 18-08-2006
Şehir: İzmir
Mesajlar: 89
|
Alıntı:
Yorum içinde yorum... İşte budur... Bu konu Türkçe'nin iyi ve doğru kullanımından ziyade bir sohbet ortamına dönüştü... Aslına bakar isek, bir yerde iyi de oldu... Böylelikle üyelerıin birbiriyle bir şekilde kaynaşmasına ve Türkçe'yi doğru kullanmasına bir vesile oluyor... Yanılmıyorsam, benim de ilk yorumum Bu konu başlığına idi... Devam, devam... ![]() |
|
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#10 |
Yeni Üye
|
Arsakay arkadaşın düşüncesine katılıyorum. yirminci yüzyılın TIP dili latince iken, bu yüzyılda TIP' ın dili ingilizce. Çünkü, TIP alanındaki bilimsel araştırma ve buluşlar A.B.D. ve İngiltere tarafından yapılıyor. Oysa amerikalılar ve ingilizler, Oxford ingilizcesi değil tarzan izgilizcesi denilen kaba saba bir ingilizce konuşuyorlar. Bir dili popüler ve zengin yapan bence bilimdir. Düzenleyen i. fuat yenen : 27-09-2008 saat 04:28 Neden: hata |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
|
|