![]() |
|
|
|
|
|
#1 |
|
Ağaçsever
Giriş Tarihi: 22-12-2008
Şehir: zonguldak
Mesajlar: 78
|
keşke herkes sizin gibi düşünebilse.orman kanunlarını orman işletme müd.çalışan mühendisten kadastro kanunlarını kadastro hakiminden daha iyi bilmekteyim 1744 sayılı kanundan 3402 sayılı ve 6831 sayılı kanunların maddelerinden a,b,c,d,j kısımlarına yargıtay kararlarına ve mülkiyet hakkındaki düşüncelere kadar herşeyi bilmekteyim.acı olanı o makama getirilen kişilerin bom boş adamlardan seçilmiş olmalarıdır.bir orman kadastrosu yapılmış orman sınırları denizin ortasında çıkmış bu kadar da komik saçma ve sorumsuzca yapılan işler olmuş.ama bunların hepsi vatandaşın değil devletin sorumluluğunda olmalıdır.burda zarar eden vatandaş olmamalı o personeli ödüllendireceğine memuriyetine son vermelidir. bana gelince ise benim kavgam orman kadastro tutanakları elimde olmasına rağmen ve arsam orman değildir denilmesine rağmen(1963)orman işletme müdürlüğü bu evraktan kaçmakta dır.ama dediğim kadarıyla bu suç sadece orman yetkilelerinden kaynaklanmamaktadır hukuk neden sorgulanmamaktadır.doğacak olan tazminatlarda onların hiç mi suçu yok. aynı zamanda hangi hakim orman kadastro tutanaklarını istiyor hangisi 1981 amenajman haritalarını soruyor **** bu tapuyu kim verdi migrostan mı aldınız diye sormuyor.yoksa siz tapu çetesimisiniz sizmi bastınız diye vatandaşı suçlamıyor.çünkü eğer tapum var diye iddia eden biri o zaman mahkemeyi kandırıyor..devleti kandırıyor o zaman o kişilere ağır suçla yargılasınlar.Hakimlerde görev yapsın özellikle 20.hukuk dairesi bu davalara bakarken ellerini vicdanına koysun ve çok iyi dosyaları incelesin........1.hukuk dairesi kimse özel mülkünden mağrum edilemez derken 20 .hukuk dairesi idam ediyor.....ve mülkiyet hakkını tanımıyor.hem benim mücadelem şahsım için değil bütün Türkiyede koyun yerine konulan insanlarımız için .. |
|
|
|
|
|
#2 |
|
Ağaç Dostu
|
Görevini torpilsiz yapabilecek insanlar lazım.
Merhaba. Sn. angel67, Problemi yaratan ve daha sonra çözülmesi için başvurduğumuz kişiler neredeyse aynı zihniyette insanlar. Çalıştığı kurumun yararına olduğunu zannettikleri davranışı gösteriyorlar. Böylelikle vatandaşa zorluk çıkartıp, başlarından savmayı esas işlerinin bir parçası sanıyorlar. Asıl üzücü olduğu kadar da şaşırtıcı olanın ise, basiretsiz idareci ve yöneticilerin, devleti ve milleti ne kadar zarara uğratırsa uğratsınlar hiç bir ceza görmemeleri. Hatta terfi etmeyi ve ödül almayı bile başarabilmeleri. Ülkemizdeki adalet sisteminin yavaş çalışması da görevlerini yaparken açık bir biçimde suç işleyen bu kişilere fırsat yaratıyor. Haksızlıklara uğrayan binlerce kişi ya beddua edip başına gelenlere katlanıyor ya da uğradığı haksızlığın bedelini başkalarına, tabi ormandan dolayı zarara uğrayanlar da günahsız ağaçlara ödetiyor. Esasında 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun bir kanun var. Ama bu kanunun da işletilebilmesi ve suç işleyen devlet memurlarının yargı önüne çıkartılabilmesi için, yine görevini layıkıyla yapabilecek insanlara ihtiyaç var. Herkes birinin adamı, dolayısıyla ahbap çavuş ilişkileri ve adam kayırma önlenmediği sürece bu sorunlar çözülecek gibi durmuyor. Ya siyasi bir gücünüzün ya da amcanızın, dayınızın yüksek mevkilerde olması lazım. Bize her konuda görevini bir başkasından korkmadan veya torpilsiz yapabilecek insanlar lazım. Çok çalışmalıyız çok ! . . Saygılar |
|
|
|
![]() |
|
|