agaclar.net

Geri Dön   agaclar.net > Doğaya ve Yaşamınıza Sahip Çıkın > Orman, Ormancılık, Orman Yangınları, Ağaçlandırma
(https)




Beğeni Düzeni43Beğeniler

Cevapla
 
Bookmark and Share Dış Bağlantılar Konu Araçları Mod Seç
Eski 23-03-2010, 15:56   #1
Ağaç Dostu
 
Fatoş's Avatar
 
Giriş Tarihi: 19-12-2009
Şehir: İzmir
Mesajlar: 1,660
Galeri: 120
www.turnusol.biz adresinde bizim tartıştığımız konu dikkat çekmiş olacak ki, köydeki akrabalarımın binbir güçlüklerle çektiği fotoğrafları da ekleyerek haber yapmışlar, fotoğraflar benim burada sizlere sunmuş olduğum fotoğraflardır... en altta sayfanın linkini veriyorum, bu da yayınladıkları haber...
''Dikili'de ağaç katliamı
Yazıyı Çıkış AlKozak yaylasında altıncıların çıkarına ve devletin izniyle 10 bine yakın ağaç kesildi. Bergama çevre Platformu ve Kozak Çevre Derneği, ortak bir açıklama yaparak katliamın durdurulmasını istedi.
20 Mart 2010 Cumartesi
Dikili'de Kozak yaylasının Kaplan köyüne komşu Çukuralan köyünde resmi rakamlara göre 7743 ağaç kesildi ve halen kesiliyor. Yörede yaşayanların, çevreci ve yaşam savunucularının tepki gösterdiği ağaç katliamının durdurulmasını isteyen bir açıklama yapan Kozak Çevre derneği Başkanı Mehmet Akkın ve Bergama çevre platformu Sözcüsü Erol Engel, kamuoyunu ve karar vericileri uyardı.

Dünyanın en kaliteli çam fıstığını üreten yeryüzü cenneti Kozak Yaylasında altın madeni işletmeleri için yapılan doğa katliamını kınayan yurttaşlar soruyor: 'Kozaklıların feryadını duyacak vicdan sahipleri yok mu Ankara'da?'


Açıklama şöyle:

'DİKİLİ ÇUKURALAN'DA AĞAÇ KATLİAMINI DURDURUN!'

"Çukuralan kan ağlıyor ve öfkeli... Kozak yaylası tedirgin... Özellikle Aşağıbey köyümüz sınırında yer alan Yelli mevkiinde kesimler yoğunlaşmıştır. Bu kesimler, devletin izniyle ve eliyle yapılıyor, göz göre göre bu katliama izin veriliyor. Koskocaman bir orman yok edildi. Ne pahasına? Bir ton kayaçtan elde edilecek 4 gr. altın için. Yüzlerce yılda oluşan bu ormanı 4 gr altın için feda eden zihniyeti lanetliyoruz. ..

Kozak yaylasında başlayan bu talanın nereye kadar gideğinden çok endişeliyiz. sırada Kaplan mı, Aşağıbey mi ,Yukarıbey (Gelintepe mevkii) mi yoksa tüm Kozak yaylası mı var ? Bugüne kadar dünyanın en kaliteli çam fıstığını üreten ve her yıl 50 milyon dolar civarı ihracat yaparak devlete katma değer kazandıran, ormanına canı gibi bakarak, yangınların neredeyse hiç olmadığı yöremiz de bu yapılanlar Kozak köylüsüne reva mıdır?

Kozak köylüsü soruyor: Bunca yıl Kozak Yaylasını gözbebeğimiz gibi koruduk, altıncı şirketlere peşkeş çekilsin diye mi? Nedir bu rezalet ! Yeryüzünün cenneti olan Kozak yaylasına nasıl kıyarsınız, bu hangi vicdana, hangi dine ve imana sığar ? Kozaklıların feryadını duyacak vicdan sahipleri yok mu Ankara'da ? Milli park ilan edilip koruma altına alınması gereken yaylamızı, Altıncı şirketin talanına nasıl açarsınız ? İki elimiz iki yakanızdadır.

Anayasal hakkımız olan "sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkımızı" elimizden alamazsınız ! Siyasi iktidarı uyarıyoruz, elinizi Kozak'tan Çekin ! Kozak'ta ki Ağaç Katliamını Derhal durdurun!"


Fotoğraflar: Kozak'ta ağaç katliamı ürkütücü boyutlarda. Yemyeşil tepeleri kelleştiren eller kırılsın!''








Muhabir : Turnusol Haber



http://www.turnusol.biz/public/haber...7%20katliam%FD

Fatoş Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 23-03-2010, 17:00   #2
Ağaç Dostu
 
Fatoş's Avatar
 
Giriş Tarihi: 19-12-2009
Şehir: İzmir
Mesajlar: 1,660
Galeri: 120
Dedem Korkut’a Mektup
Yazan Muammer Sakaryalı 29 Ağu, 2009 Muammer Sakaryalı.

Muammer SAKARYALI


Dedem Korkut!
Atam, değil misin? Bugün seninle sohbet etmek geldi aklıma. Biraz içimi dökmek ve senin öğütlerinin tam tersini yapan hem Türk hem de Müslüman torunlarının yaptıklarını anlatmak istedim. Sanırım senin o meşhur öğütlerinden cesaret aldım: “Yerli kara dağların yıkılmasın! Gölgeli kaba ağacın kesilmesin. Görklü suyun kurumasın. Kanatlarının ucu kırılmasın.”

Ne güzel ve ne anlamlı öğütlerin vardı bizlere. İnsanlığın yaşam deneylerinden süzülüp gelen tavsiyelerdi bunlar. Bizim memlekette egemen olanlar, kendi sözlerini söylerken, sana bir ata olarak atıf yapar, sözlerinden alıntılar yaparlardı. Her zaman yaptıkları gibi senin “adına” şeklen sahip çıktıklarını gösterir, geleneğe-töreye sahip çıkmanın erdemini anlatır ve bununla övünürlerdi. Oysa sana olan sevgilerinin sahte olduğu anlaşıldı.

Sen bize “Yerli kara dağların yıkılmasın! Gölgeli kaba ağacın kesilmesin!” öğüdünde bulundun ama, senin bu sözlerin görmezden gelindi. Uşak’taki Kışladağ yıkıldı. Viran olan dağın altınlı kayaları küçük küçük ufalandı, altınlı küçük parçalar bir yere yığıldı. O yığının üstüne zehirli siyanür bulamacı döküldü. Altınlı olmayan kaya ve toprak yerinden çıkarılıp başka bir yere yığıldı, bu yığın dağlarına da pasa diyorlar. Siyanürlü sularla, kara dağlarımızın kaya parçalarındaki altınları alıp gidiyorlar. 70 bin ton zehir kullanıyorlar Kışladağ’da. Şimdi yine haberler geliyor; kullandıkları o zehrin havaya karışan gaz kısmı canlıları zehirliyor parça parça. Kışladağ’ın böğrünü döve döve deşiyorlar, tam 450 metre inecekler aşağıya ve 1000 metre genişleyecekler. Dağ yerine devasa bir çukur kalacak bize, ne olacağı belli olmayan. Yığdıkları pasa dağları da hiç masum değil. İçinde uyandırılmış ağır metaller dolu. Yağan yağmurda o uyanmış arsenik, antimon, kurşun vb akıp gidiyor ve sularımıza karışıyor.
Hele siyanürle yıkadıkları yığın! İçi kimyasallarla dolu bir bomba! Yüzyıllarca zehirlenecek evimiz, yurdumuz ve canlıların hayatları.

“Görklü suyumuz” da yavaş yavaş kuruyor Korkut Dede. İnay’da üç bin yıldır aktığını bildiğimiz suyun kaynağından çektikleri suyu kullanıyorlar. Görklü suyumuzda azalmaya ve kirlenmeye başladı.

Yalnız Kışladağ yıkılmadı. Turgutlu’da Çal dağını yıkıyorlar, Çaldağı’nda 2 milyon ağacımızı kestiriyorlar, Turgutlu ovamıza asit yağdıracaklar. İzmir’de Efemçukuru’nu deşiyorlar, Bergama Ovacık’ı bitirdiler sıra Kozak yaylasında. Artvin’i, Erzincan’ı, Gümüşhane’yi, Eskişehir Kaymaz’ı, Kazdağlarını yıkıyorlar Dede, Kazdağlarını. Munzur çayını, Artvin ve Rize’nin sularını kurutacaklar. Toroslar’ın, Bursa’nın ve daha birçok yerin suyunu da sattılar.

Dünyanın ağalarını, biliyorsun. Maden tekelleri, tohum tekelleri, su tekelleri, petrol tekelleri, silah, ilaç ve gıda tekelleri… O ağalar dediler ki: Artık “yerküre küresel köy” dür. Yani ‘bütün dünya bizim için pazardır.’ Yerkürenin suları, ormanları, dağları, tohumları, madenleri satılıktır ve biz onları insanlara satacağız. Satarak, birikimimize birikim katacağız. Kâr ve kazanç hırsı bizim olmazsa olmaz özelliğimizdir. Eğer bize yurdunuzun yeraltı kaynaklarını, sularını, ormanlarını, tohumlarını açmazsanız; borç vermeyiz, borç ertelemesi yapmayız, iktidarda da kalamazsınız vs dediler. Şimdi bizi yönetenler, dünyanın ağalarının taşeronu, simsarı durumundalar Dedem Korkut!

Suyumuzu kurutanlar, dağlarımızı viran edenler, binlerce yetişkin ağacımızı kesenler velhasıl kanatlarımızın ucunu kıranlar dünyanın ağaları. Dünyanın ağaları ta senin gününden beri var, biliyorsun. Fakat esas düşkünler, işbirlikçiler, kanatlarımızı kırdıranlar; dünyanın ağalarına görklü sularımızı, yerli kara dağlarımızı altın tepside sunanlar, bizi yönetenler, yani senin torunlar! İktidardakiler, muhalefettekiler, militerler…

Bizi yönetenlerin katında sularımızın, dağlarımızın, ormanlarımızın, tohumumuzun, sütümüzün ve doğanın bir parçası olan insanların hiç itibarı yok! Fakat Dünyanın Ağaları çok itibarlı. Ağalar için özel yasalar çıkıyor, var olan hukuk uygulanmıyor, hile yapılıyor…İşte böyle Dedem Korkut. Bu senin Türk ve Müslüman torunların fena halde vahşi sermaye sever, altın sever, “el” sever durumda.

Bir de, biz varız Korkut Dede. Dağımızı, suyumuzu, ağacımızı evimiz-yurdumuz bilen, dünya kardeşliğini savunan, doğaya ait olduğumuzu bilen, öyle Türklük ve Müslümanlığımızla övünmeyip ama senin öğüdüne sadık kalarak, ağaçlarımızı kestirmemek, suyumuzu kurutmamak, dağlarımızı yıktırmamak için çırpınan biz varız. Bir avucuz. Senin torunlarınız.

Kendi ülkemizde gurbeti yaşıyoruz, kendi dünyamızda gurbeti. Ama mücadele ediyoruz.

Senin “Hey oğul!
Azını gören, çoğunu bilen, sözünü diyen oğul…
Sen sen ol, el sözüyle yola çıkma…
El sözüyle yola çıkan, el yolunda yorulur.
Can oğul…”
dediğini duyuyoruz.

Saygılarımı, hürmetlerimi sunarım.
21.08.2009
Torunlarının torunlarının torunlarından
Muammer Sakaryalı

Fatoş Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Cevapla


Gönderme Kuralları
Yeni konu gönderemezsiniz
Konulara yanıt veremezsiniz
Ek dosya yükleyemezsiniz
Kendi gönderilerinizi düzenleyemezsiniz

BB code Açık
Smilies Açık
[IMG] Kodu Açık
HTML Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Forum saati Türkiye saatine göredir. GMT +2. Şu an saat: 10:07.
(Türkiye için GMT +2 seçilmelidir.)


Forum vBulletin Version 3.8.5 Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0
agaclar.net © 2004 - 2025