Nerede ne yiyelim?
 

Pek çok kere seyahatlerimizde gittiğimiz yerlerde ne yiyeceğimizi veya nerede yiyeceğimizi bilemeyiz. Ben yöresel lezzetleri denemekten hoşlanırım. Ev yemekleri severim ama gittiğim yerde meşhur bir kebap varsa onu da tatmaya bayılırım.

Eğer burada tecrübelerimizden bahsedersek gittiğimiz yerlerde yardımı dokunur.

1. Gelibolu' ya giderseniz, Zafer Helvacısı' nda peynir helvası (kaşar peyniri ile yapılıyormuş)
2. Bursa'da köfteli pide,
3. Bolu'ya yolunuz düşerse Yurdaer Otel' de Osmanlı yemekleri ( şerbetleri de yabana atmayın, demirhindi pek hoş)
4. Mersin'de Dondurmacı Halil 'de cezerye
5. Kütahya'da Germiyan Konağı'nda ne varsa,
6. Ödemiş Bozdağ da mevsiminde oğlak güveç.
7. İzmir Urla'da katmer

Yemeden dönmeyin. ;)

Konya'da
Konya Konağı'nda ekmek salması, tirit, Sebzeli közleme, saç arası ve höşmerim tatlıları yemeyi ihmal etmeyin. Höşmerim Konya' da farklı, ballı kaymaklı un helvası gibi düşünün, çok leziz.

Yine Konya' da Somatçı' da karamık çorbası, sirkencübin şerbeti, İncirli et deneyin derim.

Amasra'da bol sulu salata (adı varsa bilemiyorum ama bir tek orada gördüm bu salatayı) ve yoğurt tatlısı. Taze balık yedikten sonra getiriyorar kalıp gibi kesilmiş yoğurt üzerine bal ve ceviz. Şimdi olsaydı keşke.

Konya'da tirit yenmesi konusunda Mine Hanım'a katılıyorum.

Safranbolu'da keşli cevizli erişte, yaprak sarması,
Amasra'da Sardalya veya hamsi tava,
Nazilli'de pide ve kuyu kebabı,
İzmir Menemen' de köfte (Ramo tercihim),
İzmir Pınarbaşı'nda Köfteci Orhan' da köfte,
İzmir Çankaya' da Uğur Lokantasında ne varsa, denk gelirse mutlaka elbasan tavası yenir.
İzmir Hatay Bahçelievler' de Son Urfalı' nın yerinde ciğer veya Urfa' lı ne uygun görürse,
İzmir' de hemen bütün semtlerde ev yemeği yapan mekanlarda baharda zeytinyağlı ot ve enginar yemekleri.

Aklıma gelenler şimdilik bunlar, sizde neler var?

Aaaa, ben bunu kaçırmışım. Tüh...

Eskişehir'de, çiğbörek.
Bursa İnegöl'de, İnegöl köfte.
Manisa Salihli 'de odun köfte.

Sevgili Mine Hanım,

Çok yararlı bir başlık olmuş,eğitici yanınız her konuda öne çıkıyor.
Çok teşekkürler,sayfaya katkıda bulunmak için hafızama ve damağıma baş vuracağım.

Sevgili SDurul, Eskişehirde çiğ börek mi yoksa çibörek mi? :D

Manyas Güler'in Bahçesinde: Fırında kuzu tandır, buna eşlik edecek bahçe sebzelerinden karışık salata, bademli pirinç pilavı.
Üzerine ellerinizle topladığınız üzüm çeşitleri. Daha sonra Beş çayında mis kokulu çay ve patates böreği..... dermişim. ;)

İstanbul'u daha sonra yazarım.

oy oy oy Güler Hanım :))

Adana'da elbette Adana Kebap ve şalgam :))

Nerede derseniz önereceğim adres Yağlar Fileto olur. Kebap yedikten sonra mide sorunu yaşamadığım tek yer.

Aslı çibörek, çi takısı tatarcada leziz anlamına geliyormuş. :) Ama biz nedense çiğbörek diyoruz.

Biraz önce googledan öğrenene kadar, iç olarak kullanılan kıymanın çiğ olması sebebiyle çiğbörek olduğunu düşünüyordum.:o

tirit lezzeti nasıl acaba merak ettim şimdi.o kadar tatilde yol üstü konyaya git gel tirit hiç yemedim bir daha sefere inşallah..nette çok farklı tarifleri var..konyalılar tarifi yazabilirmi?

Konyalı değilim ama üniversiteyi Konya'da okumak şansına erişmiştim. Benim yediğim tirit ( Mevlana türbesinin hemen arka tarafında Gülbahçe Restorant adında bir yerde yemiştim) Şöyleydi:
En altta küp küp kesilmiş pide ekmek, üstünde tereyağında kavrulmuş kuzu/koyun eti (suyu ile ekmekler ıslanıyor), etin üstünde ince ince kıyılmış soğan, soğanın üstünü kapatacak şekilde yoğurt ve en üstte tereyağında yakılmış pul biberli sos. Umarım deneme fırsatı bulursunuz.

Sinop'ta mutlaka mantı ve nokul.
Tadına bakmadan dönmeyin.

İstanbul'da Fıccın diye Beyoğlu'da Bir Çerkez lokantası var. Hiç gitmedim.
Facebookta sayfası var. Her baktığımda ağzım sulanıyor.
İstanbul'a ilk gittiğimde mutlaka uğrayacağım yer.

cevizli mantısı hakkaten güzel sinop'un
nokulu ben pek sevemedim

bu arada karadenize yolunuz düşerse
mutlaka mıhlama,kara lahana çorbası ve kara lahana sarmasını yemeden dönmeyin trabzon ve rizeden ;)

Benol Hanım katlamayı ve kuyu kebabını unuttunuz :)

Sinop-Erfelek ilçesinde katlama yiyebilrsiniz ayrıca Ayancık ilçesinde kuyu kebabı da yiyebilirsiniz.


Karaman'da etli ekmek yemelisniz.

METİN GRILL HOUSE, Sakarya/Ali Fuat Paşa'da E-25 yolu üzerinde. Kebapları ve açık büfe kahvaltısı çok iyi.

ALAŞARA, Sakarya/Mahmudiye Köyünde. Pahalı, ancak Çerkez yemeklerini merak edenler için güzel bir mekan.

EVCE, Sapanca'da. Pahalı, denemeye değer. Kendi yetiştirdikleri meyvelerden reçeller de yapıp satıyorlar.

DOĞAN ALABALIK, Sakarya/Geyve, Soğuksu Köyü. Yağda Alabalık seviyorsanız tam yeri. Kiremitte de yapıyorlar, bence yağda kızarmışı daha güzel oluyor. Fiyatı uygun.

İzmir Ödemiş - Ödemiş Kebabı

Aaa, Konya'da tandır kebabı yemeden dönülür mü hiç, nefis:)

Canım çekti şimdi, tüh:)

Nevşehir'de(Avanos) testi kebabı:)

Nokulu güzel yapana rastlamamanıza üzüldüm.
Kıymalı ve cevizli iki çeşit pişirilir.

Edirneye yolunuz düşerse TAVACİĞER yemeden badem ezmesi almadan dönmeyiniz

Peki nerede yiyelim Kenan bey, hangi badem ezmeci iyidir?

Badem ezmesi
 

Bebek badem ezmesinin üzerine varmı Mine hanım?

Keşke bu sayfa daha önce açılsaydı da, bunu bilseydim be hemşehrim))
Bir daha ki gelişimde, inşallah arar bulurum adresi:)

Bursa'da pideli köfte (köfteli pide değil;)) özellikle Küçüksaray'da yenmeli. Bu işin erbabları. Birkaç şubesi var. Özellikle Heykel Potanesi'nin arasından çıkarken ve Kızılay-Timurtaşpaşa'dan Tophane bayırına dönerken olan iki şubesini tavsiye ederim. Asıl çıkış yeri ise Kayhan semtidir aslında. Kayhan pideli köftesi de denir. Tarihi Kayhan Çarşısı'nda da (Bit Pazarı'nın olduğu bölge) Güven Pideli Köfte vardır ki, onlar da ustadır. Şimdi bir de Korupark'ta şubeleri var.

Tabii ki İskender, olmazsa olmazlarda. Onun nerede yenileceğine gelecek olursak... Kent Meydanı'nın hemen karşısındaki küçük arada yer alan o salaş dükkanda Uludağ Kebapçısı'na uğrayıp Cemal ve Cemil Usta'nın uzun yıllardır insanları kapısında kuyruk eden lezzetini denemek gerekir. Ya da İskender İskenderoğlu'nun Heykel Tayyare Kültür Merkezi yanındaki tarihi mekanını ve diğer şubelerini de unutmamak gerekir.

Muradiye Külliyesi'nde yer alan Daruzziyafe ise Osmanlı damak zevkini tamak için mükemmel bir adres.

Ayrıca Bursa'ya gelmişken farklı bir tat olan "tahinli pide"yi de tatmadan geçmeyin.
Eklenti 440549

Elbette, Bursa'ya gelip beni görmeden giderseniz üzüleceğimi de belirtmeden edemeyeceğim...;)

OSMAN45'e katılıyorum, Bebek badem ezmesi nefistir.
Üzüntüm; o iki yaşlı bayandan sonra da devam ettirecek kimseleri olmayışı ve formülünü kimseye vermemeleri.

Bu arada bana Cemilzade'nin badem ezmesini tavsiye etmişlerdi ama yok Bebek badem ezmesi daha güzel bence. Cemilzade'nin sakızlı lokumu da harika. Evvelce HacıBekir ve Divan'ın lokumu üstüne yoktur derlerdi ama mutlaka Cemilzade'nin sakızlısının tadına baksınlar, hepsini geride bırakmış.

Hakikaten güzel bir başlık olmuş, Mine Hanım'a teşekkür ederim.

Bu arada size bu gırtlak olayı ile mini bir maceramızı anlatayım.
Eşim hem boğazına düşkündür hem de damak tadı iyidir.
Çalışma hayatında kendisini müşterileri güzel yerlere götürdüğünde mutlaka bir iki gün sonra "bak Güler .... lokantasında yediğim beğendi, .... lokantasında yediğim kâğıtta levrek güzeldi " diyerek beni götürürdü.

Yine çok sevdiği bir arkadaşı ona Kemalpaşa'da yediği bir patlıcan yemeğinin çok lezzetli olduğundan bahsetmiş. Ayranı da maden sodası ile yapıyorlar demiş.

Bir Pazar günü evde oturuyoruz. Hadi gel arabayla biraz dolaşalım dedi. Oğlan daha ufak, o da TV de bir çizgi film seyretmek istiyor, evden çıkmak işine gelmiyor.
Neyse oğlanı da razı ettik, biraz Boğaz'da dolar döneriz dedim. Demesine dedim ama yol güzergahı hiç de Boğaz tarafı değil, vurduk E5 e.

" Oğuz nereye gidiyoruz" dedim. Gelen cevap: Kemalpaşa'ya patlıcan kebabı yemeğe" oldu.

Git Allah git....neyse Kemalpaşa'ya geldik, günlerden pazar, her yer kapalı. Ona sor buna sor bulamadık.
Cep telefonları daha o zaman yok, arabada araba telefonu var. Arkadaşının evini arıyoruz cevap vermiyor. "Herhalde evde yoklar ama bana pazar günleri de açıktı demişti" diyorsa da biz döndük -dolaştık durduk ama patlıcancıyı bulamadık.
Onca umutlarla gittiğimiz Kemalpaşa'dan dönerken iyice acıktığımızdan o zamanın meşhur Ömür'üne girip çift kaşarlı birer tost eşiğinde ayranımızı içip evimize döndük.

Bu geldiğinde görüşemedik , umarım bir dahaki gelişinde kebabı birlikte yeriz cemom.

Yağlar Fileto

Eğer Çanakkale/Biga'ya yolunuz düşerse, kelle- paça çorbasını seviyorsanız, Hükümet Konağı'na çıkan caddede, çıkışta sağ taraftaki arada ''Canbaz'ın lokantası''nda nefis çorbanızı içebilirsiniz..
İri ve bol taneli çorbasını içmek benim Biga'ya gidiş ve dönüşlerimin vazgeçilmezidir..Kelle etleri püre halinde değildir, tane tanedir..
Büyük bir ihtimalle ikinci porsiyonu da istersiniz..ve başka birşeye gerek kalmaz; doyarsınız..
Üstüne de, az üstte yine cadde üzerindeki ''Karpuzoğlu'' peynir helvasından şöyle bir 250 gram yerseniz, güzel bir Biga izlenimiyle ayrılırsınız..
Çanakkale yöresinin sanırım en eski ve en ünlü peynir helvacısıdır Karpuzoğlu..Esnaflıkları biraz zayıftır, dükkanda yiyeceğiniz helvayı tartıp tabağa bile koymazlar, helva konulan naylon üzerinde getirirler çatalıyla birlikte önünüze..yüzleri de pek gülümsemez ama ustalıkları tartışılmaz..Sadece koyun sütü olduğu dönemlerde helva çıkarırlar..

Hakkari de pizza

hakkari ve pizza mı? :o
Sivas'ta pastırmalı madımak diyeyimm..

muhteşem ötesi..

Badem Ezmesi
 

Edirne için Keçecizade'yi önerebilirim.

http://www.kececizade.com/images/u2.jpg

Ayrıca, İstanbul - Nişantaşı'nda da bir şubeleri var.

Mirza Köftecisi

Bayrampaşa Yıldırım Mahallesi taraflarına yolunuz düştüyse mutlaka uğrayın ve mutlu ayrılın, leziz Balkan köftesini deneyin.

Kırık Türkçe bilen bir baba ve ona tercümanlık yapan kızı ve oğlu Mirza’nın beraber işlettiği köfteci dükkanı. Bu baba çok sevimli. Ne anlattığını bazen pek anlayamayabiliyorsunuz ama içten ve samimi. Kendi aralarında Boşnakça konuşuyorlar. Hijyene çok dikkat ediyorlar. Zaten mutfağı tezgahın hemen arkasından görebiliyorsunuz. Her şey gözlerinizin önünde. Samimi bir ortam.

Üç çeşit köfteleri var.

İlk köfte Cevapi (Boşnak Köftesi). Parmak köfte gibi. İnegöl ve Tekirdağ köftesini andırıyor, biraz daha yağsız. Porsiyonun içinde 10 adet köfte var. Gerçekten doyurucu.

İkincisi Pleskavitsa (Balkan hamburgeri). Pleskavitsa eski Yugoslavya’nın tüm bölgelerinde yapılan bir çeşit köfte. Köfte normalde yaklaşık 20 cm çapında açılıyor. Oldukça yağlı bir kıymadan yapıldığı için tahmin edersiniz ki bir o kadar da lezzetli. Pleskavitsa'sı memleketindekilerden ince ancak aynı lezzeti yakalamışlar diye söyleniyor. Baharatlı değil, üzerine kuru et ve taze kaşar koyup odun kömüründe pişiriyorlar. Bu iki köfte çeşidi de acılı sos ile mükemmel gidiyor. Aslında içeriğinde tam olarak ne var bilmiyorum ama şekil olarak bizim pek te alışık olmadığımız bir biçimde. Daha tabağımızda dumanı tüten bu köfteyi görür görmez neşemiz yerine geliyor, yutkunmalar başlıyordu. Köftenin bu kadar büyük yapılmasının amacı, ateşe maruz kalan yüzeyin daha az olmasını sağlamak ve etin lezzetli suyunu kaybetmemesiymiş. Ağzımıza attığımızda damağımızda inanılmaz lezzet patlamaları oluyordu. Bu köfteyi löp löp yerken beyninizdeki mutluluk hormonlarının seviyesinin arttığını mutlaka hissedeceksiniz.

Sonuncu köfteye sosis diyorlar ama esasen bir bumbar, kuzu bağırsağını dana etle doldurup pişiriyorlar. Ağızda eriyor. Sosis de hardalla muhteşem gidiyor.

Son olarak Soka adında ilginç bir aperatifleri var. Sütü (krema da olabilir) içi boşaltılmış bibere ekliyorlar. Süt biberlerin içinde mayalanıp kaymak oluyor. Kaymaklı turşu gibi bir şey. Tarifi çok zor. Ama akıllara zarar.

Löp löp götürdüğünüz bu köfte lezzeti şöleninden sonra oldukça makul bir hesap ödüyorsanız daha ne isteyesiniz ki…

Buyurun SİNOP NOKULU, taze pişti.

İştahı her zaman açık biri olarak bu sayfaya hiç bakmamam gerekiyor aslında. ;)

Sayın Bahçedenn, sizin Soka dediğiniz aperatif sanırım Balkanlara ve dolayısıyla Trakya'ya özel bir tat.Başka yerde hiç rastlamadım. Ben çocukken annanemin yaptığını hatırlıyorum, onlar ''katık'' derlerdi adına. Keçi veya koyun sütünden hazırlandığını hatırlıyorum. Tadının güzel olduğunu hatırlıyorum sadece. Çok uzun zaman sonra bu lezzeti hatırlattınız bana. Dolmalık biberin tadıyla sütün aldığı tat biribirine çok yakışıyor. Süt yoğurtta değil peynir de değil, ilginç bir tatta.

Sn. Sakdağ, annem de hayal mayal hatırlıyor bu lezzeti. Ya anneannem ya da annemin annesi yaparmış önceleri. Tam nasıl yapıldığını hatırlamıyor. Ama yakınlarda tesadüf işte konu komşudan duymuş. Hep beraber yapacaklarmış. Onlar ise Akça Katık diyorlar buna. :)

Süt deseniz değil, peynir deseniz değil, yoğurt deseniz hiç değil. Ama hepsinden azar azar kaymaklı bir tat alıyorsunuz.

Sn. bahcedenn, ben evlenmeden önce 19 yılımı Bayrampaşa'da geçirmiş biri olarak Yıldırım mahallesine hiç yolum düşmedi ama köfteleri öyle bir anlattınız ki, o taraf gittiğimde muhakkak uğramak isterim:)

Sn. hira, ben de 25 sene o tarafta yaşadım. Ama o zamanlar maalesef bu lezzeti bilmiyordum. Bu lezzetle tanışalı 3 sene oldu. Şu anda da Anadolu yakasında oturuyorum. Ama yolum ne zaman Avrupa yakasına düşse yolu da mutlaka o tarafa doğru çeviriyorum.

Ama dikkat ederseniz yolum Bayrampaşa'ya düşünce değil, Avrupa yakasına düşünce dedim. :)

Çengelköy'de de Meşhur Recep Usta vardır mesela. Çınaraltı'nda kime sorsanız gösterir. Onun da köftesi mükemmeldir. O da bazı Gurmelere göre ilk 10 içerisinde yer alır. Ama Mirza benim damak tadıma daha çok hitap ediyor. Bu yüzden 5 dk mesafede olduğum Çengelköy yerine yolumu daha çok Mirza'ya düşürmeye bakıyorum. :) Ama Recep Usta'nın da hakkını yemeyeyim şimdi.

öyleyse
benimde size bir önerim olacak (yolunuz avrupa yakasına düşünce :D )
Bayrampaşa çevik kuvvetin karşısında (şuan isim veremiyorum, gidince
bakarım) lahmacun yapan bir yer var fakat muhteşem bir yer ve hayatımda
yediğim en güzel lahmacunu yapıyorlar:) "özel urfa lahmacunu" diye isteyin! lahmacunda ve çiğ köftede isim yapmış o markalar bunun yanında sıfır kalır inanın!