![]() |
Çiçeklerin Türkçe isimleri
Türkçe isim kullanma taraftarı olan biriside benim. Elimizde bulunan dış mekan bitkileride dahil kaktüslere bile yapısına, şekline, çiçeğine, çiçek açma zamanına vs. gibi özelliklerine göre isim verdik örneğin: her ikindi saati çiçek açana "ikindi güzeli" dedik,bu çiçek akşam 5 te açar. Chamaecereus sylvestri latince adlı kaktüsün bizdeki adı "fıstık" tır. Kaynana dili, kaynata kafası(topuzu) Huernia adlı sukulentin bizde; çiçeğini goncasını bohça şeklinde açtığından BOHÇA diyoruz. Özetle biz durumdan çok memnunuz bizden çiçek alanlarda bir daha geldiğinde aynı ismi kullanıyor, yoksa derdini anlatamıyor. Ben çocuklarıma git bir tane FISTIK getir dediğim zaman yer fıstığı getirmiyor kaktüsü alıp geliyor tabi. Bence bu işin yolu bu "silver pink"i öğrenen " pembe gümüş"te kolayca diyebilir diye düşünüyorum.
|
Tüm Türkçe isim konusuna katılımda bulunan arkadaşlara
Türkçe isim kullanmak düşüncesini, Türklüğümüzü tatminden ve okşamaktan ileri gitmeyen, amacının derinliği olmayan sadece sığ bir milliyetçilikten türediğini düşünüyorum, bu sadece çiçek isimlerinde değil tüm alanları kapsıyor. Bence bırakalım Başka milletlerin bulduğu ve ürettiği her hangi bir şeyin ismini değiştirme gayretini ( basit söyleyebilmek ve telafuz edebilmek amacı hariç) ama yazım alanında (forumumuz gibi) bilişsel aktarımlarda orijinal adını kullanmalıyız ve bunu desteklemeliyiz, bu asla Türklüğe yabancılaşmak değildir, Hakaret hiç değil, Türklüğe değer vermek başka milletlerin buluşu, icadi ve üretiminin yabancı isimlerini garip Türkçe manalarla değiştirip (her zaman garip değil) insanlara dikte etmek değildir. Bu zaman içinde kendiliğinden olur, bırakın her hangi bir buluşu, icadı, üretimi, değeri, üreten o ürüne kendi adını verebilsin ve bizlerde millet olmanın gereğinden çok insan olmanın gereğiyle ona saygı duyalım, farklı bir milletten olması, bizim insan olma olgumuzun önüne geçmesin. Biz enerjimizi yeni buluşlara, üretimlere ve değerlere harcayalım. Birde şöyle bakalım, bizim buluşumuz olan bir çok şey var, mesela yoğurt, şiş kebap, Döner, şu an aklıma gelen bunlar, (acıktım herhalde) diğer milletlerde bunlara kendi isimlerini verse biz ne düşünürüz afferin mi deriz yoksa sahip mi çıkarız bu isimlere. Bu konuda konuşulacak bir çok şey var, ben sadece değişik bir açıdan baktım, Ben kimim? önce benim, kendine özgü ben, beni kimse değiştirsin istemem, adımı da değiştirsin istemem, (yıllar önce Bulgaristan’da isimleri değiştirilen soydaşlarımızın gösterdiği tepkiyi hatırlayın, yerlerinden yurtlarından oldular) kendim istersem değişirim, ve sonra insanım, sonra..sonra..sonra.. böyle gidiyor.. öncelik sırası… ÖNCE İNSAN OLMAM!... ve insan olan yanımda değeri üretene saygı duymamı gerektiriyor. Not: Umarım kimseyi kırmam, (en kötüsü inşallah anti milliyetçi sanılmam)ve bu konunun çok üzerinde durulmaması dileğiyle en azından karşılıklı atışma olarak. Benim düşüncemi bağçede bir renk olarak algılayın, rengine siz karar verin. Sevgilerle kalın. Cumhur ŞENGÜL |
Bir İyi, Bir Kötü
Arkadaşlar, sizlere bir "gece yarısı bildirisiyle";) siparişimiz ile ilgili bir iyi, bir de kötü haberim olacak.
Sevgili Cezzarın listemizi oluşturacak dosyayı yayınlamasından bu yana hayli zaman geçti. Hafize hanım, Cezzar ve ben, bu zaman zarfında, listemiz kabardıkça hem seviniyor hem de içimizde yavaş yavaş biriken bir endişeyle yüzyüze geliyorduk. Başlarda şahsen farkına varamadığım şey arkadaşlarımıza verdiğimiz bu ümitle aslında büyük bir sorumluluğun da altına imza atmakta olduğumuzdu. Çiçek sevgisiyle tutuşan bunca insana ümit verip, ve dahası listeler oluşturup, onay mailleriyle uğraştırdıktan sonra hayal kırıklığına uğratmamız düşünülemezdi bizim için. Gerek sevgili Cezzar'ın, gerek Hafize hanımın, gerekse benim(tatilimdeyken dahi) uykularımızı kaçıran şey Gümrük meselesiydi. Kolimizin boyutu büyüdükçe hem daha fazla arkadaşımızı sevindireceğimizden memnuniyet duyuyorduk, hem de gümrük sorunu canımızı sıkmaya başlıyordu. Her büyük başarının bir eşik noktası olduğu söylenir. Eşiği aşmak için gösterilen çaba başarıyı haketmek için bir ölçüdür. Bizim eşiğimiz de gümrük oldu. Kime anlatabilirdik ki, hiçbir ticari kaygımızın olmadığını 200 ü aşkın bitki ile gümrükte. Hediye desek olmuyor, bayram zamanlarındaki kişiden kişiye gönderi kapsamına koysak atlatamıyorduk. Birçok yol düşündük, denedik olmadı, bir türlü gümrük riskini sıfıra indiremedik, ta ki dün geceye kadar. Evet arkadaşlar, şu anda öngörebildiğimiz kadarıyla hiç bir riski olmayan, güvenli bir yol keşfetmiş durumdayız. Bu iyi haber.:rolleyes: Gelelim kötü habere, arkadaşlar malesef bunun da bize bir bedeli oldu ki, o da zaman. Sabırla koruk helva olur demişler. En büyük korkumuzu aşmamızın bedeli 1 ay olacak bizim için. Eylül ayının ortalarında beklediğimiz çelikler, Ekim ayının ortalarında Türkiye'mize teşrif buyuracak inşaallah. Bu da kötü haber. :( Tüm arkadaşlarımızdan bu aksaklık için özür diliyor, bizleri anlayışla karşılayacağınızı ümit ediyoruz. Selamlar, sevgiler... |
2 Eklenti(ler)
Herkese günaydın.
Hoya'mın bu sabah bir misafiri vardı sizinle paylaşmak istedim, arımız hoya'nın kokuyla yaptığı davete hayır dememiş:p |
Sevgili Hoyadağ
Siparişimi onayladım. Şimdiden teşekkür ediyorum. |
Alıntı:
Burda ASIL kasıt MUM ÇİÇEĞİ, tüm cinslere Türkçe isim vermektense zaten Türkçe ismi olanları Türkçe konuşmaya ve yazmaya özen göstermekten ibaret. Yazınızın çoğunluğuna katılıyor olsamda Türkçeleşmiş olanlar hususunda kanaatim aynı. Örneğin ; Aramızda bilgisayar'a "COMPÜTER veya KOMPİTIR" diyen var mı bilmiyorum ama ben bilgisayar diyorum. Vs. vs. Derinlik, sığlık konusuna gelince biraz değil epeyce rahatsız olduğumuda eklemeden edemeyeceğim. Hatalı bile olsak bukadar sert olmamalı.... Serkan DERECİ.... |
Mum çiçeklerimiz gelinceye kadar biz de hem adlarını hem de yerlerini hazırlarız.
Gelecek çeliklerin Türkçe adlarının olması daha sonra çevremize tanıtırken de kolaylık sağlayacaktır. Bu tartışma ilk fırsatta sipariş verdiklerimin adlarının çıkış noktalarını öğrenme ve bize uygun yeni adlar verme duygusu uyandırdı. Angustifolia, heuschkeliana ve paziae yalnız benim sipariş verdiğim çeşitler. Kendimi onlara karşı sorumlu hissediyorum :-) İsterseniz bu tartışmayı Mum çiçekleri için Türkçe ad önerileri başlığı altında sürdürelim. |
1 Eklenti(ler)
Sürçi lisan ettiysek affola.
Sert olduysak, ortamı resimlerle yumuşatalım |
Günaydın Hoya Kardeşlerim ;)
Bence artık getirteceğimiz Hoyalar için bilgi edinme zamanı geldi. Ne yapmalıyız ne etmeliyiz çiçeklerimizin çelikleri gelmeden, getirteceğimiz türler için birşeyler bilmeliyiz. Ben aldım ingilizce sözlüğü yavaş yavaş çevirmeye başladım bilgileri. Lütfen sizler de aynı özeni gösterin ki şu 1 aylık süre zarfında bir çok şeyi öğrenmiş olalım. ;) |
Sevincimi sizlerle paylaşmak istiyorum.
Artık benim de tomurcuklu bir mum çiçeğim var.:) Şu an havalarda uçuyorum.Dün kocaman bir kutu geldi.Kutu gelmeden bir telefon geldi.İlk önce şok oldum.Arayan Beyfendi (Çok nazik ,mütevazı,karşılık beklemeden iyilik yapan bir insan)size mum çiçeği yolluyorum dedi.Bu arada ben hala uçuyorum.Çığlık atacam atamıyorum.Neden mi çünkü yanımda müdürüm var.Telefonla görüştükten sonra bir heyecan kapladı.Yarın olsunda mum çiçeğime kavuşayım diye saatleri saymaya başladım.Sabah oldu.Öğlene doğru kutu geldi.Kutuyu teslim aldım.Bundan sonraki eve dönüşü olay oldu.Kutuyu işyerinde açmadım.Birazda korktum.Ya birşey olduysa ya çiçeğim parçalandıysa diye kutuyu açıp bakamadım.Mesai bitti herkes gitti.Bir tek ben kaldım.Beni arabayla almaya gelsin diye kardeşimi aradım.Aksilik olacak ya oda başka bir yere gitmiş.Gelmesi gece yarısını bulur.Kutuyla bir başıma kaldım.Aldım kutuyu yürüyerek çarşı merkezine doğru yol aldım.Beş dakika yürüyorum kutuyu yere koyuyorum.Bir yandan da gülmekten kendimi alamıyorum.Görenler kutuda ne var diye soruyorlar.Çiçek diyince gülüyorlar. Neyse taksi durağına varınca içimden bir ohhh çekiyorum.O kadar heyecenlı ve sevinçliyim ki bir an önce eve gidip kutuyu açmak istiyorum.Kalbım güm güm gözlerim dürbün misali...:)Büyük bir uğraştan sonra eve varıyorum.Annem yine kutu geldi diyor.Kesin içinde çiçek var.Ben hemen kutuy alıp balkona gidiyorum.Büyük bir itina ile kutuyu açıyorum.Özenle paketlenmiş gazete kağıdına sarılmış mum çiçeğini hapis olduğu o kutudan çıkartıyorum.Olmaz böyle bir güzellik ağzım açık hayran kalıyorum.Yaradanım öyle güzel şeyler yaratmış ki hayran kalmamak elde değil.Yaklaşık 1,5-2 metre bir mum çiçeği ve tomurcuklu.Gönderen Beyfendi yanına bir bir kaç süpriz ilave etmiş.Ben çığlık çığlığa.Her poşeti açtığımda ayrı bir sevinç yaşıyorum.Benim için çok güzel bir gündü.Ve bana bu güzel günü yaşatan güzel insalara sevgiler ve selamlar. Bu güzel insanlar Sevgili Mucip Bey ve Mehtap Hanım ....:)Size sonsuz teşekkürler.Bana bu mutluluğu yaşattığız için.:) Bunu sizlerle paşlaşmak istedim.Sizleri kendime çok yakın hissediyorum.Tanışmasakda artık birbirimize çok yakınız.Birşeylere ulaşmak paylaşmak çok güzel.. Aynı duyguları gelecek olan mum çiçeği çelikleri içinde yaşıyorum.Güzel bir birlik ve beraberlik var.Bizlere çeliklerin ulaşması için çalışan güzel insanlar var. O güzel insanlara sevgiler ve selamlar.Bu sitede olmaktan çok mutluyum.Sizlerleyim.:) İyi ki varsın Ağaçlar.net :))) |
Arkadaşlar biraz önce Selahattin Bey'den gelen çelikler için IBA köklendirici hormon istedim, ama daha sonra şüpheye düştüm. Acaba bu hormon bizim çelikler için de işe yarar mı? Ona göre kesinleştireceğim siparişi.
Selahattin Bey'in hormonla ilgili açıklamasında odun çelikler içindir deniyor. Mumçiçeği odunsu çelikler kategorisine girer mi? |
2 Eklenti(ler)
İşte bunlar da benim köklendirdiğim mum çiçekleri. Evin kuzeye ve doğuya bakan, az süreli güneş alan arka balkonunda öööyle bekliyorlar. Benimkiler yerli ... Buradaki anavatanları Marmara Üniversitesi Haydarpaşa Kampüsü. Orada bin yıllık (! :) bir hoyayı budamışlar. Onun çelikleri bendekiler. Tuttular, sürgün de verdiler; ama şimdi beklemedeler. Neyi beklediklerini bilemiyorum; ama büyük ihtimal benim sabrımın tükenmesini bekliyorlar. Bu balkonda gelişirler mi birlikte bekleyip göreceğiz:))
Üstteki dört kardeş :)) bahçe toprağında. Cam kenarındaki üç kardeş çarşı toprağında. |
Bakalım benimkiler de büyüyüp tomurcuklanıp beni havalara uçuracaklar mı, bekleyip göreceğiz. Sevgili Elfogi yeni dostunuzu güle güle büyütün. Duygularınızı içtenlikle paylaşıyorum. Artık yeni gelenin tomurcuklu bir fotoğrafını eklersiniz?
|
Elfogi gözünaydın.:)
Fotoğrafları bekliyoruz. Hergün kireçsiz su ile yapraklarına fısfıs yapmayı ihmal etme. Ben şehirdışındayken sanırım tomurcukları kurumuş mum çiçeğimin.:( |
3 Eklenti(ler)
Bu da benim topraktan hoşlanmayan mum çiçeğim.:mad:
Bu çeliği 2,5-3 ay önce Papatyam göndermişti bana. Hemen köklendi suda, ben de diktim toprağa ama cansızlaştı, minicik yeşil patlama noktası vardı üzerinde 2 tane ama toprağa ekince onlarda karardı. Çaresiz çıkardım topraktan, sapını biraz daha kesip suya koydum. 1,5 aydır felan suda ve 2 hafta önce minik yeşeren patlama noktası gördüm 2 tane ve bu noktalardan birisi 5 gün içinde bir yaprak oluşturdu.:) Bu ilginç çeliğimi tekrar toprağa dikersem yeni çıkan yaprağın kurumasından endişeliyim. Suda dursa da özü toprakta durmak olduğu için, kararsızım, yardımlarınızı bekliyorum? |
Penelophe belki köklenen çeliğin ektiğin toprağı sevmedi. Forumun içinde çeliği ekeceğin toprağın türü yazıyor. Bence onu dikkate almalısın. Ben bir bakayım bulursam eklerim buraya.
|
Buldum ;)
Sevgili Sevilay Hanımın bana yolladığı bilgilerden çıkardım bunu. Tekrar emeği geçenlere teşekkürler. Hepimiz için bir kere daha hatırlamakta fayda var. Sayın Hoyadağ’ın siteden öğrendiği toprak hazırlama bilgileri: (torf+kompost+%25pomza (% 33+33+33) Sayın Hafize hanımın toprak hazırlama ve dikim için önerileri: Epey araştırdım ama bazen tam bilgilere ulaşmak zor olabiliyor. Mum Çiçeği için özel bir karışım varmıydı hatırlayamadım. Verdiğiniz malzemelerin içeriklerini de sorabileceğim kimse yok yanımda. Ama Mine Hanım'ın Mart ayındaki dergimizde yaptığı karışımın ölçülerini vereceğim size: 1 Ölçü torf 1 ölçü kompost 1/2 ölçü perlit veya pomza Bu karışımın her metreküpüne 150 gr. 15-15-15 kompoze gübre katınız. Sanırım elinizde yoktur. O yüzden gübre işini daha sonraya bırakın. İri Perlit almışsınız. Sorun değil. Perliti biraz daha az kullanın.(Toprağa oranlayıp göz kararı) Çünki Mum Çiçeği çok ıslak toprak sevmiyor. |
Pen,
Şu bağlantıda kendi mum çiçeği çeliklerimi fotoğraflamıştım ve de bu bağlantıda da Mine Hn beni uyararak aynen şöyle söylemişti: "Eğer bu çelikler biraz daha uzun süre ışık görse kökler fotosentez yapmaya başlar ve yeşerir, fonksiyonlarını kaybederdi. Levent Bey'in çelikleri acil olarak toprağa geçirilmeli yoksa kökler daha fazla büyür ve dikim sırasında kırılır, yaralanır." Senin bardaktaki huysuzun da köklerinin çok uzamış olduğunu gördüm. Dolayısı ile aynı durum senin için de geçerli olacağından çeliğini İlkin'in de az önce belirttiği nitelikte bir saksı harcına tez vakitte dikkatlice alman gerekir Mine Hn'dan öğrendiğim kadarı ile... |
Teşekkürler Lerdemir, torf var fakat perlit ve kompost yok.
Çıkıp almam lazım. Öncekini torf+bahçe toprağına dikmiştim.:dilli: Senin diktiğin çelik 9-10 ay olmuş, ne durumda Lerdemir? Birde iklimizin çelikleri arasındaki fark, benimki gelişimine devam ediyor? Bu suda yaşayabilir anlamına geliyor mu Mine Hanım? |
Penelophe,ben Mucip beyin yolladığı mum çiçeğinden çelik aldığımda Mucip bey bana''Bahçe toprağının bir sakıncası yok'' demişti.
Ben de bahçe toprağı ve kompost karışımına diktim çelikleri.Ancak çok sert oldu.Öyle ki,suya ihtiyacı var mı anlamak için parmağımı batıramıyordum bile. Sonra hatırladım ki Mucip bey bahçe toprağının sakıncası yok dedi ama içine dere kumu ve biraz perlit de karıştır dedi. Ben de dün onları topraktan sarsmadan çıkardım,sevgili Hafize hanımın tavsiyesi ile bahçe toprağı,kompost karışımına biraz torf,bir yemek kaşığı da perlit ekledim.(perliti de bu hafta sonu bulmuştum) Ve garibanları yeniden diktim.Şimdi toprak daha yumuşak.Ama saksı harcı tamamen sitedeki tavsiyelerin ortak karışımı oldu.:p |
1 Eklenti(ler)
Sevgili Penelophe, ustalarım dururken bana söz düşmez ama, müsadeleri olursa benim de naçizane bir tavsiyem olacaktı sizlere. Ben saksı toprağı hazırlarken bir ölçü torf, bir ölçü bahçe toprağı, aldığı kadar da perlit kullanmak istedim. Ancak baktım ki bizim bahçenin toprağında iş yok, ben de Çamlıca fidanlığından humuslu toprak alıp onu kullandım bahçe toprağı yerine. Humuslu toprağın içeriği şöyle:
Toplam organik madde :%40 Toplam (humik+fulvik) asit : %40 Maksimum nem :%25 pH : 5-7 Aşağıdaki fotoğraftada görebileceğin üzere içeriğinde Leonardit var. Öğrenebildiğim kadarıyla humik ve fulvik asitler bitkiye hiç zarar vermiyor ve gelişimine çok büyük katkı sağlıyor. Ben şu anda hiç gübre vermediğim halde gelişimlerinden gayet memnunum. Daha ayrıntılı bilgi forumda var ama biraz arama yapmam gerekir sanırım. Hafize hanım bu konuda oldukça bilgi sahibi, bir hatam varsa düzeltecektir eminim. Sözün özü, bahçe toprağı yerine gerektiği oranda humuslu toprak kullan bence, |
Merhabalar, Mum çeliğiniz iyi görünüyor, yeni yaprak verdiğine göre artık toprak ister. Toprağa dikerken yeni yaprak yüzü yatay şekilde, ana dal eğimli olarak dikerseniz iyi olur. Dikim öncesi eski yaprakları kesip azaltarak yeni oluşan zayıf köklerin çalışma gücünü yeni çıkan yaprağa yönlendirmelisiniz. Toprak seviyesi yeniyaprak çıkış noktasını örtmeyecek şekilde olmalıdır. Dikimi bardağınız boyutlarında bir saksıya mümkün olğunca ince, taneciksiz toprak karışımıyla yapıp bol sulama ile toprağı iyice oturtmalısınız. Bu küçük saksıyı eski yerine (köklendirme bardağınızın durduğu yer) koyup bitkinin sarsıntıyı hafif atlatmasına yardımcı olun, suyunu da devamlı kontrol edin. Herşey yolunda giderse sürgün ucunun uzamaya başladığını farkediverirsiniz; ama saksı değiştirmeye sakın acele etmeyin, kök uçları saksı altından görünür hale geldiğinde gerçek saksısına korkmadan aktarabilirsiniz.
|
Mum çiçeği konusundaki uzmanlığınız hayranlık uyandırıcı mehtap gürbüz,
Ancak, paylaşımcı ruhunuz ve zengin gönlünüze ise söylenebilecek kelime bulamıyorum. İyi ki buralardasınız... Pen, Benim çelikler aldı başını gidiyor; oldukça sağlıklı ve coşkunlar... Üstelik de inanaılmaz ihmal edişime rağmen inadına büyüyorlar... Ancak benimkilerin de saksı harcı aynen Sevilay'ın söylediği gibi çok sert, ama bana mısın demiyorlar. Haftasonunda fotoğraflıyayım da eklerim buraya... |
Arkadaşlar, gecikme hususunda göstermiş olduğunuz, ince ve anlayışlı tutumunuzdan dolayı hepinize teşekkürü bir borç biliyorum.
Sevgili Elfogi, çiçeğin hayırlı olsun. Mucip bey ve Mehtap hanım sağolsunlar aynı heyecanları ben de yaşamıştım, hala yaşıyorum. Gönlünüzü bu kadar yalın ve içten bize açabilmeniz ne güzel, gönlümüzü açabileceğimiz arkadaşlarımızın olması ne güzel, teşekkürler agaçlar.net kurucuları ve yöneticileri... |
Merhabalar, size kısaca anlatayım.Toprak solucanları toprak yer.Aslında toprak solucanın sindirim sisteminden geçerken solucana besin verir. Solucanda ona birşeyler verir.Yolculuk bittiğinde onun adı humus olmuştur. Toprak solucandan, solucan topraktan ayrı olamaz. Topraklarınızda solucan yaşatabiliyorsanız toprağınız sağlıklı demektir, solucanın humik asit katkısı ile bitkinizde daha sağlıklı olacaktır.Bir deneyin.( Endüstriyel baz da humus üretimi solucan çiftliklerinde yapılıyor.Bir örnek paket resmini Sayın Hoyadag yayınlamış.)
|
Mum çiçeğimden kopan yaprağa çok üzüldümdü. Onu atmaya kıyamadığımdan yanı başına toprağa batırdım. Uzun süredir orada öylecene kıpırtısız, ama canlılığını yitirmeden durdu. Geçen gün suladıktan sonra yaprağı çıkarıp, kök olmuş mu diye bakayım dedim, uzayan ve derinleşen bir kökü kırdım çıkarırken. :(
Meraklı melahatlık iyi değil. Ama ilgimi çeken, yapraktan üremeyeceğini sanırken, o bunu becerebildi. Aklıma bir hikaye geldi. Ormanda yaşayan medeniyet yüzü görmemiş bir çocuk, börtü böcekle yakından ilgiliymiş doğal olarak. Semenderlerin kopan uzuvlarını yeniden çıkardıklarına şahit olmuş. Bir gün kendi ayağı da kopmuş ve demiş ki nasılsa yenisi çıkar. "Medeniyet" o çocuğu bulduğunda yeni bir ayak büyütüyormuş kerata. Benim mum çiçeğim de benim inancıma göre davranıp, sanki yapraktan kök saldı diye düşündüm :p |
İki yıl önce bende kopan mum çiçeğimin yaprağını toprağa dikmiştim.
Yaprak köklendi ama hala filiz vermedi.Bende sizin gibi meraktan üç kez söküp yeniden diktim. ;) Zavallıyı rahat bırakırsak belki filiz verir.:p |
Mum çiçeklerinde yaprak çelikleri köklenmekte ancak düzgün bir gelişim gösterememekteler. Bu yüzden en az bir göz ve bir çift yaprak içeren dal çelikleri almanız daha doğru olacaktır. En uygunu 3 gözlü çeliklerdir.
|
Alıntı:
http://www.agaclar.net/dergi/mayis07.html Ziraat Y. Mühendisi Yurdagül Şimşek Erşahin " Fide hastalık etmenleri ve sürdürülebilir tarım yaklaşımı başlıklı makalesinde bu konuda çok ilginç bilgiler verdi. Konuyu kendisinin doktora tezinden dergimiz için derledi. İlginizi çekecektir. |
Sevgili Elfogi
Sizin adınıza çok sevindim .Siz bana yılbaşı çiçeği gönderdiğinizde bende aynı duyguları hissetmiştim .Hiç tanımadığınız bir insan sizin için uğraşıyor ,çiçeği hazırlıyor , değerli vaktini harcayıp kargoya veriyor bu inanılmaz bir özveri . Hepinize çok teşekkür ediyorum . Ha bu arada yılbaşıları tek tek yaprak yapıp diktim hepside tuttu . |
Daha önce de sordum ama Elfogi'nin mutluluğu bu soruyu gölgeledi galiba :)
Tekrar soruyorum arkadaşlar, bu hormonu almalı mıyım? Yoksa daha uygun olan köklendiriciler var mıdır? Alıntı:
|
Bence hormona gerek yok. Mum çelikleri suda çok çabuk kökleniyor.:)
|
Alıntı:
Alırsanız da tozu kullanıp doğrudan toprağa dikme şansınız olur. :-) |
Teşekkürler Elfogi ve sabah. Almama gerek yok o halde. Umarım köklendirebilirim.
|
Ben de Mucip Abinin yolladığından bir çelik kestim. Bir de onları boğum yerlerinden yaprakları da vardı 3'e ayırdım. Oksijenli suya koydum. Gölge bir yerdeler. Bakalım ne olacaklar. ;) Heyecanlı işler valla :p
|
2 Eklenti(ler)
Elfogi'ciğim dün seni neden kutlamadığımı merak ediyor musun? Ben de heyecanla kendi paketimi (pardon paket mi dedim, sonradan onun paket değil hazine sandığı olduğu ortaya çıkacakmış meğer) bekliyordum da ondan. Şimdi artık hem seni, hem de ayıp olmasın ama kendimi kutlamak istiyorum.
Benim kargomda bir aksilik olduğundan, dün yola çıkabilmiş ve sevgili Mehtap Gürbüz gece yazmış bana. Ben sabah körlerinde (saatin 5 lerinde)acaba bir haber var mı diye açmamla forumu, kargonun yolda olduğu haberini okudum. Mehtap Hanıma verdiğim yanıtta evimin uzak olmasından ötürü kargonun ancak akşamüzeri elime geçebileceğini yazdım ve yine gittim yattım. Bir aksilik olup da cumartesiye kalmaz dileklerimle, vakit geçirmeye çalışırken saat 11,30 gibi aşağı kapı çaldı "kargoooo" diyen bir ses ve kalbim sevinç çığlıkları atmaya başladı. İşte ondan sonrası artık tam bir komedi. Siz hiç evde sağa sola "ay inanmıyorum" diye koşturan koca bir kadın düşünebiliyor musunuz? İşte o bendim. Evin içine almak için kaldırırken bu ne yahu diyecek kadar ağır koca bir monitör kutusu (sahi Elfogi sen nasıl taşıdın yollarda). Gerisi işte o evde koşuşturan kadın hikayesi. Hani rüyalarda yerler para doludur, toplar toplar bitiremezsiniz ya işte aynen öyle. Kutuyu boşalt, boşalt bitiremedim bir türlü. Sevgili Gürbüz'ler ben size nasıl teşekkür edeceğimi bilemiyorum. Bu güzelliklerin bedelini hiç bir şekilde ödeyemeyeceğimi de biliyorum. Sizin için elimden tek gelen; iyi dileklerimi göndermek olacak. Birlikte çok mutlu, sevgi ve güzelliklerle dolu bir ömür paylaşmanızı diliyorum. Yine diliyorum ki bir gün çok sevdiğiniz işinizle birlikte, yerleşmek istediğiniz yeri bulur ve orada mutlu, mesut yaşarsınız (kimbilir bakarsınız orada komşu oluvermişiz). Sevgili hoyaseverler sözü uzattığım için affola ama sizlerle paylaşmadan da edemedim. |
Aman allahım tek kelime ile harika. Güle güle büyütün Mum Çiçeğinizi sevgili Nevsune Hanım...
Gürbüz Ailesi muhteşem insanlar gerçekten. Herşey gönüllerince olsun. Sonsuz mutluluklar dilerim onlara. Mucize insanlar kendileri valla ;) |
Sn.Elfogi ve Sn.Nevsune Hanımlar;
Her ikinizide tebrik ediyorum :) sevincinizi canı gönülden kutluyorum. Bende aynı sizin gibi olmuştum, işyerimde, Hoyadağın "bilin bakalım ne var? kutuda? demişti de :) bilene bir hediyem var" demişti ve bilen olarak tebrik ile ilk hoya silverpink'im geldiğinde, iş yerindeki arkadaşlarım bir yaprak için niye bukadar seviniyorsun dedikleri, dün gibi aklımda :)) Gerçekten çok güzel mum çiceğiniz güle güle büyütünüz :)) Sizleri bu şekilde mutlu eden, bu muhteşem insanlarada; Allah gönüllerince versin diyorum. :)) |
Elfogi, nevsune çok sevindim sizlerin adına :)
kısa bir süre sonra mutluluğu ben de yaşayacağım ve fotoğrafları da paylaşacağım :)) şimdiden çok heyecanlıyım. |
Nevsune hanım,inanın sizin adınıza çok mutlu oldum.
Bizi mum çiçeklerimize kavuşturan herkesten Allah razı olsun. Ben de bugün inanılmaz bir heyecan yaşadım.Şu anda heyecanın şiddetinden olsa gerek inanın başım ağrıyor. Allahtan sevgili Hoyadağ(dert babası)sizlere durumu açıkladı.:o Benim gerçekten muzip oğlum kendi kendine Hollanda'ya benim siparişleri vermiş kazayla.Hehalde şöyle mi oluyor,böyle mi oluyor derken sipariş alınmış.:mad: Bu sabah kapıcı kızıma bir paket vermiş.Paketi görünce önce Hafize hanım,Cezzar ve sevgili Hoyadağ bizlere sürpriz yaptı sandım.:p Hemen bilgisayarı açtım.Bir değişiklik yok.Sonra bu işin oğlumun başının altından çıktığını kavradım. Ve utancımdan yerin dibine girdim.:o :o :o :o Sevgili Hoyadağ'a da dediğim gibi takım kenarda dinlenirken ben gidip gol atmış gibi oldum.Çeliklerin gelmesinin heyecanı ve mutluluğunu bile yaşayamadım utançtan.:o :o :o :o Tabii hemen dert babası Sevgili Hoyadağ'a müracaat ettim panik panik..:eek: Tabii bu arada sevgili çeliklerimi de o panikle bulduğum bardağa koyup oksijenli su koydum hemen. Sizlere,dostlarıma bunu nasıl açıklayacağımı bilemediğim için Sevgili Hoyadağ'dan o kibar,o nazik üslubuyla bir açıklama yapmasını rica ettim benim adıma. Allah razı olsun açıklamayı yapmış.:o Şimdi çeliklerden bahsedeyim;O kadar uzun yolluyorlar ki 2 uzun çelik Diversifolia'dan 7 çelik çıktı. Ben Sevgili Hafize hanım ve benim istediğimiz 7-35 kodlu Hoyayı hep Wayetii'ye benzetiyordum.Başka sitelerden gördüğüm kadarıyla. Ama yaprakları daha çok Serpens'e benziyor. Bakalım ne çıkacak. Şimdilik heyecandan görebildiklerim bunlar.İnceleyip daha sonra siz dostlarıma ayrıntılı bilgi veririm. Çok çok sevgiler. |
Forum saati Türkiye saatine göredir.
GMT +2. Şu an saat: 22:50. (Türkiye için GMT +2 seçilmelidir.) |
Forum vBulletin Version 3.8.5 Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0
agaclar.net © 2004 - 2025