Sizi olduğu gibi beni de çok etkileyen yeşili hatta toprağı biten kent hayatında hayvanların uyum sağlamasını izlemek ve izlerken elden birşey gelmemesi.. Farkında mısınız, tuvaletini yapacak toprak bulamayan İstanbul kedileri, ortalık yere yapmaya alışmış artık üzerini örtme hareketi bile yapmıyorlar. Yıllar önce ölen kedimi gömecek yer bulamayıp hüngür hüngür ağlayarak otoyol yonca kavsağındaki toprağa gömmüştük veterinerimizle. İstanbul Türkiye genelinde Antalya ile birlikte ormanların en çok azaldığı il olmuş, duymuş muydunuz?

:( Hayvanların şehir hayatına adapte olması gerçekten içler acısı...
Peki İstanbul kuşlarının uçmak yerine yerde yürümeyi tercih etmesine ne demeli?
İstanbul'da gerçekten hakkını vererek uçan sadece kırlangıçlar kaldı ve yeşil papağanlar ki onlar da faunaya sonradan dahil olan bir tür malum...

Hayvanları çok seviyorum. Onların gerçek doğanın hakiki birer parçası olmalarını sağlayan içgüdüleriyle hareket etmelerinden çok etkileniyorum. Saf olan bir şeyleri gözlemlemek ve anlamak o kadar eşsiz bir deneyim ki. Ama onların da yaşamak için ögrenmek zorunda kaldığı bu bozulmuş doğada, en vahşi yaratık insana dair mücadelelerinde şansları azalıyor.

Şehirde yaşayıp doğaya aşık olup ta kuşları görmezden gelebilir miyiz? malum bu forum bir derya, bir de semtimizin kuşları başlığı bulunca çok sevinmiştim.


http://www.agaclar.net/forum/kuslar/...tm#post1289092

İstanbul/Beşiktaş sahillerinde hiç martı kalmadı. Hayvanlar aç ve Gayrettepe,Dikilitaş gibi semtlere çıkıp çatılara yuva yapıyorlar. Bildiğimiz deniz hayvanı olan martılar neredeyse Mecidiyeköy'de bile dolaşıyor. Ayrıca kargalar da dahil olmak üzere tüm kuşlar insanların doğanın dengesinin bozduğunun bizden daha çok farkında olduklarından, Tualetlerini Arabaların üstünde hedef alıyorlar.

Bu tip haberler genellikle basın tarfından biraz abartılır. (işin içinde olduğumdan iyi bilirim).
Yukarıdaki hikayede de anlattığım gibi karganın hafızası ve tanıma güdüsü çok kuvvetlidir.
O yavru düştüğünde büyük olasılıkla çevrede ikamet eden bir kaç kişi yardım amacıyla yavruya yanaşmıştır. Akabinde de yavru ezilmiştir.
Doğal olarak anne karga tarafından o kişiler zan altında kalmıştır. Ve her görüldüklerinde maalesef bir müddet taciz edileceklerdir.
Ama gelen geçen hekese saldırdıklarına pek inanmam...

merhabalar,
10 gün önce yuvadan düşmüş bir yavru bulduk, ailesi başındaydı fakat yağmur ve kediler nedeniyle geceyi geçiremeyeceğini düşünüp eve aldık, ilk günden itibaren bize alıştı, 3-4 gün sonraysa nerdeyse yavru köpek gibi peşimizden ayrılmamaya başladı, evin içinde biz nereye o oraya... ilk birkaç gün ailesi geldi, balkonda ziyaret edip bize çemkirdiler, epey taciz ettiler, son günlerde daha az gelmeye başladılar bu arada bizim yavru iki kat büyüdü güç bela uçmaya başladı (aslında 40-50 metre ucuyor).. 3 gündür aşağı indiriyoruz, aile bizim apartman civarında yaşadığı için bir şekilde onlarla gider diye ama bir türlü olmuyo, bizimkinin yanına geliyolar, konuşuyolar, ama bizim ufaklık fazla insancıl olup bize alıştığı için bir süre sonra diğer kargalar ucup gidince yanımıza geliyo. balkondan bırakıyoruz ucuyo ama daha çok aşağıda çimlerde takılıyo, ağlayıp bağırıyo, insan görünce de gidip hemen omzuna konuyo. insanlardan olduğu gibi kedilerden ve köpeklerden de korkmuyo, yani hala dışarıda 1 gece geçirebilecek durumda değil. her gün bir umutla bırakıyoruz ama o ısrarla aşağılarda takılıyo ve kediler peydah olmaya başlayınca mecburen alıyoruz. evde serbest dolaşıyo, 15-20 dakikada bir kaka yapıyo, temizlemekle başa çıkamıyoruz bütün ev pislik içinde... onun dışında sorun yok aslında, biraz fazla insan calısı sadece, yalnız uyumak istemiyo sürekli yanımızda omzumuzda, koynumuzda.
civardaki akranları aileleriyle ucmaya başladı, onları görüyoruz ama bizimki ısrarla terk etmiyo, bir fikri olan var mı ne yapmak lazım? nasıl tekrar sürüye katılmasını sağlayabiliriz? özellikle önceden yavru karga beslemiş olanlar tecrübelerini paylaşırsa seviniriz.

Kendisi gitmeyi tercih etmiyorsa ve hatta gerçek ailesi bile ikna edemiyorsa yapabileceğiniz pek bir şey yok... Balkonunuzda yaşamaya alıştırabilirsiniz ve usta uçucu olduğunda büyük olasılıkla iç güdüleri sayesinde sürüye gider, sık sık ziyaretinize gelir ama eğer o zaman da gitmemeyi tercih ederse hayırlı olsun, artık onun gözünde siz bir karga sürüsüsünüz demektir :D

Bu arada lütfen forum kurallarını okuyup, burada kendinizi tanıtın, hoş geldiniz...

Karganızın davranışı doğal. Siz yetiştirdiniz size alıştı artık ve sizi ailesi sayıyor. Yabani hayvanları ehilleştirdiğimiz zaman ( ki yardım etmeye çalıştığımızda bu kaçınılmaz oluyor) malesef sonra geriye çevirmek biraz zor.

Aynı sorunu bende yaşadım. Dediğiniz gibi alçaklarda sizin yakınlarınızda olmayı tercih ediyorlar. Geceleri kendileri için güvenli olan yüksek ağaçların tepesine çıkmaktansa alçakta geceliyorar ve en önemlisi düşmanlarını , kendilerine kimin zarar verebileceğini öğrenemiyorlar.

Sırf bu yüzden benim yetiştirdiğim bir karga alçakta gecelediğinden sansar saldırısına uğramış ve kurtaramamıştım.

Bu arada kedi köpek pek kargaya yaklaşamaz , yaklaşırsa da büyük ihtimalle karga tepkisini gösterecektir.

Dışarı çıktığında ailesi veya hemcinsleri varsa ve onların arasında kabul görüyorsa bu iyi. Bu durumda size gidip gelmelerde ilginizi yavaş yavaş eksiltmeyi ,beslemeyi daha az arlıklarla yaparak başının çaresine bakmaya zorlayabilirsiniz.
Siz ilgiyi azalttıkça hemcinslerine yanaşacaktır diye düşünüyorum.

Yok bana her gün gitsin gelsin ama sonra onlarla takılsın derseniz o olmaz.

Bu fotoğrafı karga sever arkadaşlar için çektim. (Onlardan biri de benim).

İlçemde çok uzun yıllar karga göremiyorduk ama bir kaç yıldır 2 sürü halinde görebiliyoruz.

Tıpkı eski bir dost ile yıllar sonra karşılaşmak gibi.

Yaşadıkları bu tarihi kule, Bergama'nın merkezi yerlerinden birinde yer alıyor.

Bizim ilçe halkı arasında Kızıl Avlu olarak bilinen ve Hıristiyanlığın ilk 7 kilisesinden biri olan Bazilika. Bazilika, eski Mısırın yeraltı tanrısı Serapis ve tanrıça İsis'e adanan Serapis Tapınağı'dır.

Kargalar, Tapınağın her iki tarafında bulunan Batı ve Doğu kulelerini kendilerine mesken tutmuşlar. (Diğer sürü ise sanayi sitesinde ki bir cami'yi mesken tutmuşlar).

Bu Doğu kulesi ve kargalar yuvaya dönüyorlar.


Eklenti 501121


(Saruman'ın kulesine dönen kargaları anımsatmıyor değiller hani). :)

Paşamız bugün beni kontrole geldi, çekinmeden pencerenin önüne kadar sokuldu hem de :D

Ben de bir koşu telefonumu alayım dedim bu anı fotoğraflamak lazım diye ama o arada kontrolünü yan çatıdan sürdürmeye karar vermiş, buna da şükür :D
Eklenti 501965

Bu da sonradan beni görmeye gelen meraklı kızımız :)
Eklenti 501972

Karga akillidir, cözüm üretip sonuca gider problem cözer, yavrusunu ölesiye korur, tarlaya bahceye hava sahasina sahiplenir kimseleri sokmaz, cöpcüdür temizlik yapar les yer, ceviz, kestane üzüm erik kiraz visne calar, ama neticede o da yasantisini devam ettirmek icin cabalayan bir canli ve onunda bu dünyayi paylasma hakki oldugunu, lütfen kimse unutmasin, Yukarilarda yazan bir kus sever evinde etrafi pisletecegini bilerek 5 yavruya ev sahipligi yapiyor .. Sizi burdan tebrik ediyor, ellerinizi sikiyorum. Doga icin yasanabilir cevre icin bu ve diger canlilari lütfen koruyup gözetelim unutmayalim ki bu dünya hepimizin...
Die entsetzlichen menschlichen Intelligenz der Krähen - YouTube
http://www.youtube.com/watch?v=o6e3tTs4jrE
Siggis Experimente mit Krähen - YouTube
Krähe öffnet Kästchen mit Verschluss - YouTube

Bir tane eğitme imkanımız olsa da bahçeyi korusa, cevizlere abone yaparım onu yeterki korusun haberdar etsin bizi :D varmıdır öyle eğitme imkanı :D ?

Kargalar oldukça zeki kuşlar, sabırla ve sevgiyle eğitmeye çalışırsanız eğitebileceğinizi düşünüyorum.
Mesela benim paşacık yakında gelip beni göremeyince camı tıklatacak gibi duruyor o derece cüretkar ve akıllı :D

ya beni sevmesin :D iyi bir anlaşma yapsak, o konuda fikir birliği sağlasak yeter ama koşullmalar sıkıntı işte bir kere buralarda ala karga var onları nasıl kendime çekerim, çekersem nasıl eğitebilirim, gözümü çıkarmasın sonra :D

Sevgili A NOMAD, eskiden bir sürü serçe, çeşit çeşit çalı kuşları yerine göre o yeşil papağan dediğimiz türlerden ve özellikle kumrular çoktu hatta bülbüllerimiz bile vardı. :( Şimdi şöyle bakınıyorum, inceliyorum sadece karga ve saksağanlar var. Ve gerçekten özellikle kumruların azalmasına çok üzülüyorum ben. Bütün gün gak gak karga ve saksağan sesleri dinliyoruz artık.

Sen bir de gel bizim buraları gör :D
Kumrudan, güvercinden, serçeden, martıdan ve kırlangıçtan geçilmiyor buralar. Daha farklı türler de var ama sayamadım şimdi.
Mesela saksağan hiç yok, karga miktarı ise göze batacak kadar değil...
Orantılı olarak birlikte yaşayıp gidiyorlar.

Asıl sıkıntı şu ki özellikle kumrular ve güvercinler başta olmak üzere şehir kuşları artık uçmayı bıraktı, yerlerde yürür oldu.
Kargalar hala uçmayı, yere inmemeyi tercih ettiği için gözümüze çarpıyor olsa gerek...

Ayrıca o yeşil papağanlar İstanbul'un canlı populasyonuna sonradan ve yine insan eliyle dahil edildiler, normal yaşam alanları bizim buralar değil :)

Sevgiler...

O halde maşallah, daim olsun inşallah diyeyim... Yani yine en büyük zararlılar insanoğlu, bizler maalesef... :(

Yavrularımız çıkmış ;)
Karı-koca sırayla yemek toplayıp geliyor ve kusarak obur bebekleri besliyorlar, neredeyse hiç aralık vermeden...
Kocaoğlan da sağolsun artık beni abartılı bir yakın markaja aldı, her fırsatta beni gözlüyor. Yavrularını çalacağımı mı sanıyor nedir?
Ne zaman yuvaya doğru baksam birden üstümde bir çift tedirgin göz beliriveriyor :D

Seçebildiğim kadarıyla 4 bebek var, uçma çalışmalarında nasılsa sık sık bana uğrayacaklar o zaman görürüm ben Kocaoğlanın tedirginliğini :D

takip edilmek ne güzel şey :D, dikkat edin boşa çıkınca pike yapmasınlar ne yapacakları belli olmaz :D

Bir adet kask ya da baret edinmeyi düşünmedim değil :D

Mutfak penceresine kuşlar için koyduğum su kabının ziyaretçileri pek bol ve çeşitli...
Mesela kumrular vs. gelip uzun uzun, kana kana su içip gidiyorlar.
Tek tük uğrayıp susuzluğunu gideren 2 güvercin de var.
Eşek arıları, uğur böcekleri, kelebekler de suya geliyorlar her ne kadar bazıları bir yudum su uğruna hayatlarını feda etmek durumunda kalsalar da...
En şenlikli ziyaretçilerimiz serçeler! Gelip su içmekle yetinmiyor bir güzel banyo sefası da yapıyorlar suyu bulmuşken :))


Benim asıl ilgimi çeken ise baba kargamızın birkaç gündür (cüssesine göre pek küçücük kalan) su kabına uğramaya başlaması oldu.

Baştan söyleyeyim ki şimdiye kadar hiç diğer kuşları rahatsız etmedi, diğer kuşlar su kabının başından ayrılana kadar hep edebiyle bekledi (edepsiz serçeleri bile :D) ve ortalık tenhalaşınca geldi penceremin önüne, suyun başına...

Arkadaş penceremin önüne gelince daha bir şaşkınlıkla fark ettim azametini, boy uzunluğu pencerenin tek kanadını tamamen kaplıyor ve tüyleri öyle parlak ki!!

Başlarda o da sadece su içmeye geliyor sanmıştım ama dünden beri fark ettim ki baba karganın amacı başkaymış..

Kargalar hakkında zekalarını gözler önüne seren pek çok yazılı ya da görüntülü belge görmüşlüğüm var ama gözümün önünde cereyan eden zeka beni o belgelerden daha fazla etkiledi :rolleyes:

Baba karga, yakınımdaki alçakça bir çatının üzerine atılan kurumuş ekmekleri yere vurarak kırıyor sonra kırılan makul büyüklükteki kuru ekmek parçalarının birini gagasına alarak benim su kabının başına geçiyor ve başlıyor 'çaya bisküvi bandırır gibi' kuru ekmekleri suya bandırmaya :))

Birinci bandırışta yumuşayan olursa mideye indiriyor ama eğer direnen ekmek varsa birkaç kere daha suya bandırıyor, istenilen kıvama gelince de ağız tadıyla 'ham' yapıveriyor ne de olsa üstüne içmek için su da yanıbaşında hazır..

Bu işlem, alçak çatıda hazırladığı kuru ekmekler bitene kadar devam ediyor sonra da geldiği gibi edebiyle (ortalığı kirletmeden, dağıtmadan) yuvaya uçuyor.


Ben o esnada ne mi yapıyorum?
Mutfak penceresine adeta yapışmış halde 'aman ürkütmeyeyim diye kıpırdamadan hatta gözlerimin hareketine bile dikkat ederek' hayran hayran seyrediyorum tabii ki :D


Not: Pencereye yapışıp onu seyretmemden rahatsız olmuyor ama ellerimi gördüğü anda kaçıp gidiyor o nedenle ne kadar elimde telefonla beklesem de tek kare görüntüsünü bile alamadım :mad:

:) Sevgili A-NOMAD sen böyle anlattıkça tabi ki hoşuma gidiyor, seviniyorum. Ama kumru yumurtaları-yavruları da aklıma düşünce üzülüyorum. Benim kafesin yönünü değiştirdik şimdi kumrumuz 2 yumurta üzerinde yatıyor. Sen de dua et de inşallah 2 yumurta kumru olup uçuversinler. Eğer bu yumurtalar da giderse sökeceğiz yuvayı artık oradan.

Sevgili YeniGine, yazarken senin iç geçireceğini tahmin ettim zaten :)
Benim kargalar edepli çıktı şansıma... İnşallah seninkiler de kumru yuvana yaklaşmayacak kadar terbiyeli davranırlar ;)

Hava yavaş yavaş aydınlanıyor, komşu damlarda yuva yapmış olan güvercinler ve kumrular ötmeye başlıyorlar, uzaktan karga sürülerinin sesleri duyulmaya başlayınca bizimkilerin sesleri kesiliyor, tam siper sessizlik sanırım yerlerinin belli olmaması için onlarda savunma mekanizmalarını böyle kurmuşlar, karga sürüsü öyle kalabalık ve gürültüyle geliyorki yuvaları bir tuttursalar yapabilecekleri hiçbir şey yok yavruları gözlerinin önünde alıp gidiyorlar, bu sene saksağanlar hiç gözükmedi, kargalarla olan savaşı kaybettiler sanıyorum..

Sevgili A-NOMAD bugün balkonda oturuyorum komşumun kirazına geldi eh artık büyümüş diyeyim karga yavrusu. :) Şöylee baktım baktım en iyisi sevgili A-NOMAD'ın yazdıklarını bir kez daha okuyayım artık karga ve saksağanları sevmeye başlayayım diye düşündüm. Ne yapayım bükemediğin eli öpeceksin!..

Tahmin ettiğim gibi ne de çok kargalardan hoşlanmayan varmış :) Ben kargaları çok seviyorum.Güldürüyorlar beni.Mısır koyuyorum onlara,bayılıyorlar.Kedilere kafa tutuyorlar,yemeklerini sularını gasp ediyorlar :)) Bugün de yine enteresan bir karga olayına şahit oldum.Karganın biri kocaman bir ekmek almış ağzına (muhtemelen köpeklere konulan mamalardan çalmış!) kendi kendime nasıl yiyecek bu o ekmeği diye düşünüyordum ki,o bir an bile durup düşünmeden kedilerin suyuna ilerledi ve ekmeği suya batırıp yedi :)) Böyle de akıllılar.

kargalar güzel kuşda kuş gribi yokmu bunlarda ?

Haklısınız kuş gribi var fakat insan gribi de var bu dünyada. Her canlının birbirleriyle paylaştığı iyi kötü birşeyler vardır...