Şehirlerdeki papağan sürüleri küresel ısınmanın sonucu mu?
 

Birkaç haftadır Ataköyde papağan veya muhabbet kuşu sürüleri görülüyor 5-6 sene evvel Cumhuriyet Gazetesi Bilim ve Teknik Eki'nde Ankara yakınlarındaki bir kasabada muhabbet kuşu kolonisi anlatılıyordu. Geçen sene Barselona'da Park Güell'de renkli bir papağan sürüsü görmüştüm. Belki Türkiye'nin daha ılıman bölgelerinde de varlardır. Bilen veya fikri olan yazar mı?

Dolmabahçe Sarayı, Ihlamur Kasrı, Yıldız Parkı ve Bebek Parkı'nda da benim bildiğim 7-8 senedir yeşil papağanlar var. Özellikle akşam üstleri sürüler halinde ağaçlarda toplanıp çok gürültü çıkartıyorlar. Kargalarla kavga ediyorlar.

Bazıları satmak için tuzak kurup yakalıyorlar. Ancak sanki her yıl sayıları artıyor.

Bir rivayete göre devrilen bir tırdan kaçtıklarını duymuştum. Ne derece doğru bilemiyorum. Ihlamur Kasrındaki papağanlar Sunay AKIN da çok dikkatini çekmiş, hatta bir hafta sonu yazısını bu konuya ayırmıştı.

http://arsiv.sabah.com.tr/2008/10/04...829C203DA.html

İlk papağan sürüleri birinci ırak savaşı sırasında baba Bush Irak'ın her yerine bombalar yağdırırken ülkemizde görülmeye başlamıştı.

İzmir'in hemen içinde bir yeşil papağan sürüsü yaşıyor. Fırsatım olunca görüntüleyeceğim.

Bunlar ülkenin yeni türü kabul edildiler avlamak satmak ve beslemek yasaklandı.

Ben yeşil papağanları çok daha eskiden hatırlıyorum, mesela 1990'lı yıllarda Yıldız parkı'nda gördüğümü sanıyorum.
O zaman çok şaşırmıştım.:p

Bebek parkında yaşayanlar sanırım Evcil hayvan taşırken batan bir gemiden gelmişlerdi.

Zaman, zaman evlerde ki kafeslerden kaçıyorlar. Belki onlar kendi aralarında koloni-sürü oluşturuyorlardır.

Bence bu küresel ısınmanın açık bir belirteci. Daha evvel hiç mi papağan ve muhabbet kuşu kaçmadı, hiç mi kaçtıktan sonra çiftleşmedi. Hiç mi kızıldenizden kıyılar boyunca kuzeye yayılmadılar.

Topkapı Sarayı'nın birinci avlusunda ağaçların kovuklarında yaşıyorlar. İlk gördüğümde gözlerime inanamamıştım.

Şimdi, şuanda İstanbul'un papağanları İZ TV de yayında.

Emirgan'da da bolca var. Semt sakinlerinden 2. Köprüde devrilen tır hikayesini bizzat duydum.

Peki besini nereden buluyor bu papağanlar ?

Dünkü belgesele göre meşe palamutları başta geliyor, diğer meyveli ağaçlarla yerlere dökülen yiyecek kırıntıları olsa gerek.

Yeşilköydekiler, gümrük yolunda devrilen kamyondan kaçan papağanlar olarak biliyorum. Sanırım beş yıl kadar önceydi.

aslında bu papağanlar iki farklı türe aitmiş.:(
ben de (daha küçük olanını) silivri-gümüşyaka'da gördüm.


Türkiye’de ise doğal ortamda iki tür papağan yaşamaktadır. Bunlardan biri olan Yeşil Papağan artık yaygın biçimde İstanbul’un tüm ağaçlı ve koruluk bölgelerinde gözlenebilmektedir. Baştan ayağa yeşil tüylerle kaplı olan bu cinsin sadece boyun bölgesinde siyah-kırmızı bir şerit halinde, kolye görünümünde olan bir hat bulunur. Bu yüzden kimileri bu kuşu kolyeli yeşil papağan olarak da isimlendirir. Yeşil Papağanı İstanbul’da Çamlıca’da, Emirgan’da, Gülhane’de, Ankara’da Atatürk Orman Çiftliğinde ve yurdun diğer bölgelerinde sık ağaçlı koruların bulunduğu alanlarda görmek mümkündür.

Ülkemizde sadece İstanbul’da, özellikle de Gülhane Parkı ve Topkapı Sarayının bahçelerinde gözlenebilecek bir başka papağan daha vardır. Bu ender görülen ikinci tür, yeşil papağanlara göre daha iri yapılı, gagası daha kalın, yeşil tüylü ancak kanat üzerinde, omuz başlarında kırmızı tüyleri bulunan ve kuyruk altı sarımsı olan İskenderiye Papağanı’dı . Bu kuşu yeşil papağandan ayıran niteliklerden biri de kolyesinin bulunmamasıdır. Anayurtları Hindistan olan İskenderiye Papağanlarının görüldüğü en batı nokta yakın zamana kadar Basra Körfeziydi. Ancak Türkiye’ye kaçak olarak getirilen papağanlar kafeslerden kaçınca İstanbul’un da artık İskenderiye Papağanları olmuş. Bugün İstanbul’da görülen İskenderiye Papağanları da büyük olasılıkla söz konusu kaçaklardan şehrin iklimine adapte olmayı başaranlardır. Papağanlar Türkiye’ye yerleşmekle kalmamış ülke şartlarında üremeyi de başarmışlardır. İskenderiye Papağanlarının üreyen bir koloni olduğu ilk kez bu yıl Topkapı Sarayının bahçesinde çınar kovuklarındaki yavrularıyla birlikte fotograflanmalarıyla kanıtlanmıştır..

''kaçaklar'' efsanesine ben de taviz vermiyorum; halit togay'la hemfikirim.

Bahsettiğiniz papağanlardan 2 tanesini kocaeli kerpede 2-3 yıl önce görmüştüm damdan dama uçuyorlardı.Bende bir yerden (Kamyon.gemi) kaçtıklarını duydum ama bilemiyorum.Yalnız büyüklerdi baya.İstanbul taraflarından gelmiş olabilirler.

Tır hikayesi efsane olabilir sanırım. İzmirde'de batan gemi ve kaçak konteyner hikayesi var.

Yaklaşık 10 sene önce bizim ilçede de iki sürü halinde görmüştük. Gözlerime inanamamıştım. lkemizde yaban olarak yaşadığını yeni öğrendim. Bu harika bişey..

Dr Serhan Oksay'ın açıklamasından alıntı:
http://www.serhanoksay.com/birdgraph....4-09.2003.pdf

Bu forumdada konuşulmuş.
http://www.trakus.org/kods_bird/uye/...tay=392&fslx=1

Mülteci papağanlar – Berrin AKYILDIRIM

1453 İstanbul Kültür ve Sanat Dergisinin 3. sayısında yayınlanan yeşil papağanların ülkemize geliş öyküsü, yaşam alanları ve görülme durumları ile ilgili yazı.


http://www.trakus.org/kods_bird/pdf/1152.pdf

İnternetten ulaştığım bilgiler kırmızı gerdanlı yeşil papağanların hep İstanbul'da kolonize olduğu,tır kazası,gemi kazası tezleri yoğunlukta.Halbuki ilk olarak bu papağanları sürüler halinde 7-8 yıl önce Hatay'ın İskenderun ilçesinde görmüştüm.Evlerin damlarında kurulan asma çardakları üzerinde her sabah bir yeşil papağan sürüsü görmek hatta evimizin balkonunda 5-6 kuştan oluşan bir gruba rastlamak olağan hale gelmişti.Ancak bu kuşların ticaret amacıyla avlanmaya başlamasından sonra sayıları giderek azalmasına rağmen Hatay'ın ormanlık bölgelerinde sürülere rastlamak hala mümkün.Üniversiteyi kazanıp İzmir'e gittiğimde de bu eski dostlarım beni tüm ormanlık alanlarda karşıladılar.İstanbul'a gelince ise bu kuşların Türkiye'nin doğa koşullarına uyum sağlayıp ürediklerini ve Anadolunun birbirinden uzak birçok bölgesini fethetmiş olduklarını hayretle gördüm.Onları izlemek için saray bahçelerine gitmek şart değil,Aksaray Fındıkzade Millet caddesi üzerindeki çınar ağaçları üzerinde yağmur kar demeden her akşam üstü gruplar halinde çığlıklar atarak oynaştıklarını görmek mümkün.Birçok insan onların varlığından bihaber.Bu doğa zenginliğini insanlara göstermekten bazen zarar verirler korkusuyla kaçındığım da oluyor malesef.

İstanbul'daki papağanları yıllardır gözlüyorum.1990'ların ortalarından bugüne görüyorum bu papağanları.Avcılar-Florya arasında bu kuşları çok gördüm.Ama sur içinde bu kuşları daha yakından görme imkânı buldum.Tarihi camilerin hazirelerinde bulunan çitlembik ağaçları bu kuşların en uğrak yeri oluyor.Fatih'te ,Cerrahpaşa'da çitlembik meyveleri yerken çok gördüm.Davutpaşa Lisesi'nin bahçesinde öğretmen arkadaşlarıma bu kuşları gösterene kadar kimse inanmıyordu bana...Bu papağanlar yeşil renkli.Kış mevsimi geleli görmüyordum.Üç gün önce yine 6-7 kuşluk sürüler hâlinde gördüm...

Altunizade civarındaki ağaçıklarda 20-30'luk koloniler halinde gayet mutlu mesut yaşadıklarını 15 yıl kadar önce görmüştüm.

Uzun zamandır farklı yerlerde ben de görüyordum.Evimizde de bir papaganımız olduğundan dikkatimi çekmişti. Geçenlerde babam (Koşuyolu taraflarında bir hastanenin müdürü) hastanenin bahçesine geldiklerini ve yuva yaptıklarını söyledi bu yeşil papağanların. Onlar için çekirdek aldırmış aç kalmasınlar diye ama sonra bahçedeki ağaçlardan beslendiklerini de farketmiş.Koşuyolu Altunizade civarında birçok ağaçlık büyük bahçe var öğretmenler evinin bahçesi gibi buralarda da yaşıyorlar.

Küresel ısınma ile bağlantı kurmak için geç kaldınız, Ankara - Kızılcahamam - Çamkoru'da kolyeli yeşil papağanlar yaklaşık 10 senedir yaşıyorlar :D

http://www.globalresearch.ca/index.p...xt=va&aid=5086

Bende İzmir Buca SSK hastanesinin bahçesinde gördüm kargalarla beraber geziyorlar.

Ben en çok gülhane parkında görüyorum....

ben bu papağanlardan (yeşil renkli kısa olanlarından) karaburun ormanında sürüler halinde yaşadıklarını bundan yaklaşık 10-12 yıl öncegördüm orda yaşayan birisine bunları sorduğumda bana tır hikayesini anlatmıştı.

bahsettiğiniz papağan türü resimdeki papağan türümü acaba? pakistan papağanı olarak adlandırılır.genelde konuşma kabilyeti hemen hemen hiç olmayan,aşırı gürültücü bir papağan türü olduğundan piyasada pek tutulmaz. Meraklı bir çok kişi özelliklerini araştırmadan alır.özelliklerini öğrendikten sonrada bedava verdikleri halde alıcı bulunmaz. çoğunu tabiyatta saldıklarını duymuştum.
sevgili onur_yener tır meselesini bende duydum.alıcı bulamıyınca tabiyata salındığı.
saygılarımla

Doğrudur bahtiyar02 bu papağanlar İzmir ve İstanbul semalarındalar.

Yukarı da yazdıklarınız doğru, ancak devrilen tırdan değil havalimanından salınan papağanlar. Yurt dışından gelen ancak gümrük işlemlerin de problem çıkan kuşları kargo bölümün de beklemeye alırlar. Bu ara da bekleyen kuşların bakımı zor olduğu veya olmadığı için kuşlar zaman için de ölmeye başlarlar. Belli bir zaman geçtikten sonra kuşlar telef olacağına salındıklarını duymuştum. Bu sorunlar epey zamandır yaşandığını ve doğaya salındğını biliyorum diyelim.

hala görülüyor mu acaba?

bende geçen yıl kozlu mezarlığında . iki çift iri yeşil papağan görüp . şaşırmıştım mezarlıkta bol miktarda çitlembik ağaçları var bence"de hava limanından salınan papağanlar olabilir .

1994 yılı Mayıs ayın da ki o zaman askerliğimi İzmir de deniz teğmen olarak yapıyordum, askeri tersane yakınların da bir gemide çok miktar da kaçak canlı hayvan olduğu ihbarı yapılmıştı.

İhbarı değerlendiren sahil güvenlik birimlerinin operasyona başladıklarını gören gemi personeli bir kısım hayvanı gemiden uzaklaştırmaya çalışmışlar, kanatlı olanlar, uçabilecek , yüzebilecek olanlar kurtulmuş, bazı hayvanlar ise malesef telef olmuştu.

Ele geçirilen çok değerli türlerin de bulunduğu bu gemiden o zaman ki soruşturmalar dan anlaşıldığı kadarıyla bu konuya bahis olabilecek şekilde 10.000 den fazla küçük kanatlının salıverildiğini hatırlıyorum.

Büyük miktar da yeşil papağan içeren bu sürü bir süre Bayraklı Bakım Onarım İstihkam Bölüğü ile Ege Deniz Komutanlığı nın yaklaşık 1000 hektarlık kısmi ormanlık alanın da barınmaya çalıştılar.

Daha sonra bir kısım kuşun bölgeden ayrılarak kuş cennetine, Sasalı tarafına gittiğini, Foça tarafların da görüldüğünü de hatırlıyorum.

2001 yılın da eski birliğimi ve Uzunada Askeri Komutanlığını ziyaret ettiğim de yine yeşil papağan ve bazı muhabbet kuşu ve benzeri hayvanların çoğalarak koloni oluşturduklarına şahit oldum.

Sanırım bir kısım canlı ele geçen hayvanlar da değişik hayvanat bahçelerine gönderilmiş, bazıları da uluslar arası gözlemcilere teslim edilmişti.

Gerçekten büyük çaplı bir hayvan kaçakçılığıydı. Kanaatimce o popülasyon o zamandan kalmadır diye düşünüyorum.

yaklaşık 15 yıl kadar önce izmir karşıyaka menemen arası çiğliye bağlı olan balatçık mahallesinde büyük tarlaların hala var olduğu bir bölgede ben bu kuşları gördüm çok şaşırmıştım sorduğumda bana verilen cevap şu olmuştu : sahibi alıştırmıştır uçupta akşam olunca evlerine gidiyorlardır . ben de baya etkilenmiştim ,papağanlara evlerine geri dönmeyi nasıl öğretmişlerdir diye . ama şimdi bu yazılanları görünce kesin olarak emin oldumki onlar eğitimli falan değil orda yaşayan küçük bir papağan sürüsü idi . sayıları cok azdı en fazla 4 adet . ve şunu da eklemek isterimki ben kuşlar hakkında fazla bilgi sahibi değilim ama son 10 yıldır daha önce izmirde hiç görmediğim çok sayıda değişik kuş türleri artık sık olarak gözetliyorum özellikle göç aylarında

İzmir'in Buca ilçesinde 20 li 30 lu guruplar halinde yaşıyorlar. Onları görünce bende komşumuzun bize bıraktığı bir papağanı serbest bırakmıştım yıllar önce :).

1-2 yıl önce Şişli' de otobüsün içindeyken Mezarlığa bakarken, yeşil renkli bir papağan görmüştüm ağaçta. Evden kaçmış herhalde diye düşünürken ağaçlarda başka papağanları da görünce epey şaşırmıştım. O an benim de aklıma iklim değişikliği nedeniyle türlerin yayılım alanlarının değişmesi gelmişti. Kaçakçıların salıvermesi vs. hikayeler doğruysa da( ki egzotik hayvan kaçakçılığı maalesef çok acı bir olgu) eğer iklim şartları bu hayvanların doğal yayılım alanlarıyla benzeşmiş olmasa hayatta kalamazlardı. Heleki üremeye devam ediyor oluşları bunun en büyük göstergelerinden biri.

Yeryüzünde bir çok kuş türü zaten binlerce kilometrelik mevsimsel göçler yapıyorlar. Fakat bu türleri yeni gördüğümüze göre demekki iklimsel değişim çok hızlanmış durumda. Kızıldeniz veya Hint Okyanusu' ndaki birçok tropik deniz canlısının Akdeniz' in kalıcı türleri haline gelmesi de artık çok olağan bir bilgi. İklim değişikliği ile birlikte daha bir çok türün ülkemize gelmesine şaşırmamalıyız. Türkiye' de sıcaklık değerlerinin yükselmesi nedeniyle daha ılıman ve soğuk iklimi tercih eden bir çok tür de kuzeye göç edeceklerdir.

Küresel iklim değişikliklerine bağlı biyolojik göçlerle ilgili en büyük felaket senbaryosu ise şu: Bir çok böcek türü sıcaklıkların artmasıyla birlikte tropik ülkelerden daha kuzeydeki ülkelere yayılacak. Bunların içinde sıtma vs. hastalık taşıyıcısı böcekler de olacak tabiiki. Gelecekte, sağlıkla ilgili yaşanabilecek en ciddi etmenlerden birisi bu olacaktır deniliyor.
Bu böcek türlerinin ormanları ve tarım alanlarını istilası da başka bir konu.

Özetle, küresel iklim değişikliğini umursamayan ve bunu yaratan sebepleri ortadan kaldırmak bir yana daha da artması için çaba harcayanların bu açıdan da düşünmelerinde fayda var.

İklimlerin değişmesi ile bağlantılamamak gerek. Zira son 30 yılda ülkemiz de ortalama mevsimsel sıcaklık, yağış, nispi nem oranları değişiklik göstermiyor.

Ha neye göre değişiklik göstermiyor? Mikro, makro klimatolojik periyotlara göre değişiklik göstemiyor ve aynen 2000 yıllık bilinen ( hıristiyan papazları süper kayıt tutmuşlar ) kuraklık dönemi ile, bol yağışlı dönemler sırası ile geliyor.

Dolayısı ile bizim bildiğimizi sandığımız son 30-50 yıl içerisin de Anadolu da yaşayamayan bir çok hayvan atık yaşayabiliyor. Ama bu küresel ısınmadan dolayı değildir. Sadece ortama adapte olmaktan, binlercesinin ölüp, sağ kalabilen ( doğal seleksiyonun gözünü yiyeyim ) diğer binlercesinin çoğalabilmesinden kaynaklanan görünümlere şahit oluyoruz.

Doğa her türlü hatayı tölere edebilir. Ama 5 yılda, ama 100, ama 1000, ama 1 milyon.

Sen insan denilen canavar, senin ömrün ne kadar?

Şair yaş 35 demiş, Dante gibi yarısındayım ömrün.

Hadi yarısı olmasın senin yahatının 35. Sen kazık kak 100-150 yıl yaşa.

Yine de Neyzen in dediğine geleceksin.

Geleceksin de, ben o muhteremin satırlarını yazarsam malina beni banlamaz, direk Taksim Meydanı na asar.

Nihayetin de insan dediğin canavara rağmen doğa tüm kural tanımazlığıyla her gün binlerce yok oluş ve binlerce varoluşa analık etmekte.

Onun için de adı '' TABİAT ANA ''

Bu gün tanımadığın kuş sürülerine şaşırmışsın, yarın sen yokmuşsun sanki ne zamandır da, o göremediğin dinazorlar, mamutlar teklar canlanmış.

Küresel ısınmayla bir alakası yok bence de
Gülhane parkındada mevcut bu papağanlar
toplu halde olunca sesleri kulak gıcıklıyor. Tarihini tam hatırlamıyorum bir aralar yurtdışından getirilen kuşlar hep elde kalmıştı ve yem, yer gibi sebeplerden dolayı saldıklarını duymuştum. Yoksa papağanın işi gücü yokta bizim buraları ziyaret edecek :)