![]() |
Pastörize süt yani paket sütle yoğurt yapmak istiyorsanız tereyağ atarsanız yoğurtunuzdan istediğiniz verimi ve lezzeti alırmışsınız.Hazır Kaymakta olabilir.Köy peniri aldığımız inekçimiz söylemişti,Ona en çok sorulan soruda buymuş :)
|
Alıntı:
Delimus Dedigin cok mantikli ben sütlacin icine koyarim bir kasik tereyagini üstünde güzel bir tabaka olusur bayilirim onu yemege...Yogurt yapiminda da denemek lazim..Benim aklima birde su geldi yazinizi okurken, acaba süt kremasi da olur mu!!!Burada marketlerde kücük pastik bardaklarda süt kremasi satiliyor ben genelde mantar corbasive kremali tavuk vs... yapiminda kullaniyorum.Bakin heyecanlandim simdi eminim ki ollur bir daha ki denemede ondan bir bardak ekliyecegim.Mutlaka Türkiye'de de marketlerde vardir sizde deneyin.. Buralarda yasayan arkadaslara da söyle diyeyim her markette var adi "slagsahne"bir eksisi var birde normal süt tadinda tatli olan bu dedigim süt tadinda olan yani tatli olan.Bir daha ki denemem de buraya sizlere aktaracagim hatta bugün **** yarin deneyecegim...;) |
Ben uzun bir süredir şöyle kıvamlıca bir yoğurt yapmak istiyordum. Burada yazılanlardan da faydalandım. :D Henüz deneme fırsatım olmadı ama internette araştırma yaparken bir tarif daha gözüme çarptı galiba onu deneyeceğim. Malum kutu süt kullanmak zorundayım onlarda da yağ olmuyor. Devletşah'ın sitesinde kıvamlı yoğurt için marketlerde satılan bildiğiniz gene kutu kremayı süte karıştırmayı önermiş, bana mantıklı geldi.
|
sevgili madre almanyanin neresinde oldugunuzu belirtmemissiniz ama ben sonunda ciftlik sütünü buldum,ciftlige gittigimde inekler gözümün önünde sagiliyorlardi,bu arada almanyanin NRV eyaletinden yaziyorum.20 kilo taze inek sütü aldim,12 kilosuyla ilk peynirimi kalani ilede ilk yogurdumu yaptim.peynirin birkac gün daha olgunlasmasi lazim ama koca tencere yogurdu birkac günde afiyetle yedik,maya olarak sag olsun kütahyali hemsehrilerim yardimci oldular türkiyeden gelme yogurt kullandim.simdi artik benimde yogurt mayam var ve kaybetmeyi kesinlikle düsünmüyorum.bu gün hanimin tesviki ile marketten biyolojik taze süt"FRISCHE MILCH"aldik 5 litre yarin ilk isim kendi mayamla birde bunu denemek olacak,haa unutmadan hidirellez sabahi kesin bahcede cig topluyo olacagim emin olun.bu güne kadar pastirma ,sucuk,ve en sonunda da yogurt ve peynirimi de yaptim ya benden mutlusu yok ,sevgile kalin.
|
http://www.radikal.com.tr/Radikal.as...&CategoryID=79
Bir tv proğramında da ündüstriyel yoğurtta daha çok türde bakteri olduğunu anlatıyorlardı. Akademisyenlerin son yıllardaki beslenme konusundaki demeçleri inandırıcılığını kaybediyor. Piyasaya sürülenveya sürülecek bir ürün için bir bakıyorsunuz Bir zatı muhterem Prof. başlıyor anlatmaya. Ancak çiftçilerin, veya evlerdeki amatörce hobi üretim ürünleri konusunda bu şüphe olmaz diye düşünüyorum. |
Çiğ sütte peynir ve tereyağı için gerekli bakteriler bulunmakla beraber, yoğurt, kefir, kımız için gerekli mikroorganizmalar son derece az sayıdadır ya da bazıları yoktur. Dolayısı ile bu ürünlerin yapımı için dışarıdan starter kültür ilavesi zorunludur. Çiğ süte bu mikroorganizmalar katılır ise yine bu ürünler elde edilir ancak yine çiğ sütten gelen flora zamanla gelişerek ürünü bozar. Dolayısı ile bu ürünlerin elde edilmesinde çiğ süte starter kültür katılması pratik olarak bir anlam taşımaz ve ister ev tipi ister endüstriyel üretimde süt pastörize edildikten sonra starter kültür ilave edilir. Benzer şekilde peynir ve tereyağı üretiminde de çiğ süte starter kültür katmanın bir anlamı yoktur.
Buna karşın endüstriyel ölçekli şarap ve sucuk üretiminde sırası ile üzüm suyu ve et pastörize edilmez. Starter kültür doğrudan ısıl işlem görmemiş hammaddeye ilave edilir. Şarap üretiminde doğal floranın etkisi kükürtleme ile ortadan kaldırılır, şarap mayası kükürde dirençlidir. Sucuk üretiminde ise bugün için başka bir pratik uygulama söz konusu değildir. Yoğurt streptococcus termophilus ve lactobacillus bulgaricusun bire bir oranda karışık kültürüyle üretilen fermente bir süt ürünüdür. Yoğurt üretiminde söz konusu bu iki organizma birbirleri üzerinde destekleyici sinerjistik etkiye sahiptirler. Bu nedenle her iki organizma yalnız başlarına ürettikleri laktik asit ve aromaların daha fazlasını üretmektedirler. Yoğurt üretiminde kullanılan bu kültürlerin fonksiyonlarını şu şekilde özetleyebiliriz; 1. Yoğurt üretiminde kullanılan bu organizmalar laktozdan laktik asit üreterek sütün PH’sını 6,3-6,5’den fermantasyon sonunda 4,6’nın altına düşürmektedirler. 2. Yoğurda özgü karakteristik tat ve koku üretirler. 3. Sert bir pıhtı oluşturarak son ürüne bir stabilite ve viskozite kazandırırlar. Yoğurtta kullanılan starter kültürler tarafından üretilen en önemli aroma maddesi asetaldehittir. Ancak asetaldehiti bu iki organizmadan hangisinin ürettiği kesin bir sonuç kazanmamıştır. Karakteristik tat ve aromaya sahip yoğurtta 23-41 mg/kg düzeyinde asetaldehit bulunmalıdır. Doğal yoğurt aromasının oluşumunu destekleyen diğer bir madde ise pek çok süt ürününde de starter kültürler tarafından üretilen diasetildir. Yoğurttaki miktarı yaklaşık 0.5 mg/kg dır. Bunların yanında yoğurda az miktarda asetoin, asetik, formik, kaproik, kaprilik, kaprik, bütirik, propiyonik ve izovalerik gibi asitler oluşmakta, bu maddelerde tipik yoğurt tat ve aromasını etkilemektedir. (alıntıdır) |
kısaca, mayalayacağınız sütün içindeki su miktarını çok kaynatmadan azaltmak,süreyi 4 saatin üzerine çıkarmadan soğutmaya almak son olarak 42 derecede mayalamak.
Bunları yaptığınızda sağlıklı ve 'tava yoğurdu' ölçüsünde sert bir yoğurt elde edebilrsiniz 42 dereceyi ise (bilmayen bazıları mizah konusu yapmışlardı) ısı ayarı olan ev fırınında sağlayabilir.. |
abim yoğurtta her zaman kocaman bir krater oluşturur ve göbeğinden alır yoğurdu tencerenin. bende biriken suyu zulada duran pipetle kimse görmeden içerim. o sarı suyun tadı çok hoşuma gidiyor. ihi :))
|
her zaman yoğurt aldığım sokak satıcımın işlerinin gelişmesi yüzünden yasal prosedürde üretim yapmak için zorlanıp bilimsel yöntemler sonucunda (ilginçtir yoğurdu bulan biziz kriterleri belirleyen avrupa ) üretip getirdiği margarine benzeyen şeyin yoğurt olduğunu idda etmesi sonucu kendi yoğurdumu yapma arayışına girdim ve bu sayfalarda değerli bilgilere rastladım tabii herkesin karşılaştığı taze süt ve maya sorunuyla karşılaştım.
bu arada ekşime ve rahatsız olduğumuz yeşil suyun gerçek yoğurdu belirlemenin püf noktası olduğunun farkına vardım. kısa zamanda bi karınca yuvası **** kozalak bulup kendime ekşiyen ve bolca yeşil suyu bulunan yoğurt yapmaya çalışıcam çocukluğumun lezzetini istiyorum :) |
Merhaba Ben de gittigidiyor sitesinden arcelik yogurt makinesi satın aldım. Arcelikartık bu urunu uretmiyormus. Nedenini bilemiyorum umarım cihaz calısır durumdadır. Bu gun teslim aldım. Ancak kullanımklavuzu yok, bu arcelik yogurt makinesinin temelhatası mıdır merak ettim, cunku bu siteyi de google da kullanma klavuzu yazınca buldum ve uye oldum, bir baktım pek cok kisi de bu kullanım klavuzunu soruyor. Arcelik herhalde bu urunu m.ö. uretti ve o yıllarda yazı kesfedilmemisti, bu yuzden de urunle beraber veremedi :)))
Neyse ozetle, kapagın ustunde 3-6-9-12 rakamları var, cihazı taktım ama bir ise yaramadıkları belli, sanki 3 saat, 6 saat vs anlamı var ama cihaz calar saat gibi süre dolunca zil calmıyor ve durmuyor. Bu rakanmların anlamı ve faydası nedir, sayın Sloopy sanırım sizde pdf olarak bu klavuz varmıs bana da gonderirseniz sevinirim. |
Evde yoğurt yapımı
Ticari amaçlı yapılan yoğurtla evde yapılan arasında gerek kullanılan malzeme gerekse üretim tekniği olarak çok fark var.
Evde yapımı: 1. Hazır sütlerden ya da büyük şehirlerde hala kalmışsa, güğümlerle kapınıza dayanan sütçülerden alacağınız süt ile de yoğurt yapılabilir. Ancak büyük bir ihtimalle bunların yağı başka bir imalatta kullanılmak üzere alındığından ya da içine sütçü amcanın vicdanı oranında bir miktar su katıldığından, yoğurdunuz ne kadar uğraşırsanız uğraşın sulu olacaktır. 2. En uygun süt köylerde, kasabalarda inek besleyen, sütüne bir şey katmamış kişilerden alacak olduğunuzdur. Bunun için öyle bir yere yakın olmanız gerekiyor. Yani Levent ya da Çankaya da da yoğurt yapmanızda bir sakınca yoktur ama çok iyi olmayabilir. 3. Yoğurdun kıvamlı ve kalıp gibi olması için ikinci kural (birincisi katışıksız süttü) üretim sırasında suyunu iyice uçurmaktır. Su ne kadar uçarsa kalite o kadar yüksek olur. Kaynatarak sütün en az dörtte birini uçurmalısınız. Yani tencereye işin başında 1 litre süt koyduysanız, kaynatma işi bittiğinde 0,75 litre kalmalı. Bunun için belli bir zaman standardı yok, uçana kadar. Bunu nasıl yapacaksınız? Yani ne kadarının buharlaştığını nasıl anlayacaksınız? Hani tahta kaşık var ya, işte sütü tencereye koyduğunuzda henüz kaynama başlamadan kaşığın sapını diklemesine sokarak sütün derinliğinin ölçüsünü alın, daha sonra göz kararı ile bu ıslak kısmı dörde bölün, aşağıda kalan dörtte üçü kalemle işaretleyin. Kaynama sırasında arada bir kaşık sapını süte sokup ölçü alın. İşte sütün üst seviyesi bu çizgiye indiğinde dörtte biri uçmuş, yani suyu gitmiş demektir. Malzemeniz artık daha kıvamlı ve mayalanmaya hazırdır. Bu arada tencerenin kapağı açık olacak ki buharlaşma hızlı olsun, dikkat edin siz başka bir işle ilgilenirken süt kaymak yapıp taşabilir. Bunun için başında beklemeli ve tahta bir kaşıkla karıştırmalısınız. 4. Kaynatma işinin de incelikleri var. Ateş çok harlı olmayacak, orta ateş ideal. Sütü sıklıkla karıştıracaksınız, kendi haline bırakırsanız yağ tencerenin iç yüzeyi ile temas ettiği bölümde toplanacak hatta o bölgelere yapışacaktır. Dibi tutar. Bunun için tahta kaşıkla, kaşığı tencereye değdirerek, sık sık karıştırın. Sütün tencereye yapışıp yapışmadığını hissedebilirsiniz, buna dikkat edin, yapışmamalı. 5. Kaynama bitince ocağı kapatın, şimdi sütün sıcaklığının 40 santigrat dereceye kadar inmesini beklemelisiniz, tencerenin ağzı açık olsun. Eğer varsa bunu bir sıcaklık ölçerle görebilirsiniz, böyle bir lüksünüz yoksa küçük parmağınızı şöyle bir daldırıp anlayabilirsiniz. Mayalanmanın düzgün olabilmesi için başlangıç sıcaklığı vücut sıcaklığına eşit olmalı. Fazla sıcaksa maya ölür. 6. Bu dereceye gelince, bir kahve fincanına, "her bir kilogram süte 2 tepeleme çay kaşığı" ölçüsü ile, mayalamada kullanacağınız yoğurttan koyun. Yoğurdun kaymağı ve suyu olmasın, kendisi olmalı ayrıca ekşi olmamalı. Eğer bu miktardan fazla kullanırsanız yapacağınız yoğurt ekşi olabilir. Daha sonra 38 - 40 dereceye kadar soğumuş olan sütten bunun üzerine ilave ederek yoğurdu özeyin, yani ezerek iyice karıştırın, tanecik kalmasın. Kahve fincanını iyice doldurabilirsiniz, sorun olmaz. 7. Kaynattığınız tencerede mayalamak zorunda değilsiniz, Paşabahçe'nin plastik kapaklı cam kapları daha sağlıklı olması, yapılan yoğurdun tamamı aynı anda tüketilmeyecekse ayrı ayrı saklanabilme olanağı sunması ve kapağının bulunması nedeni ile çok uygundur. Örneğin, kaynatma sonunda elinizde 4 kilo sütünüz varsa bunu birer kilogramlık dört cam kaba bölebilirsiniz. Kullanacağınız kaplar soğuk olmasın, en azından oda sıcaklığında olmalı. Daha sonra, 6 ıncı adımda anlattığım mayalamada kullanacağınız fincandaki yoğurtlu sütü kaba ya da eğer böldüyseniz kaplara yine bir çay kaşığı ile, şöyle kenarlardan süte hafifçe daldırılarak eklemeli, işlem bitince belli belirsiz hafifçe karıştırmalısınız. Her kaba eşit ölçüde olmalı. 8. Şimdi mayalama sürecine geçiyorsunuz. Mayalamanın sağlıklı olarak tamamlanabilmesi için sütün sıcaklığının uzun bir süre 37 - 38 santigrat derece civarında olması gerekir. Zaten bu işe 40 derecede başladıysanız, bu kadar faaliyetten sonra buraya kadar inmiştir. Mayaladığınız sütü sarsmadan sıcak bir yere alınız ve burada bir havluya sararak bekletiniz. Bu süre sütün muhafaza edilen sıcaklığına bağlı olarak 4 - 5 saattir. Ortası 4,5 diyelim. Pratik bir bilgi olarak, eğer kış aylarında iseniz malzemeyi yine bir paket gibi havluya sarılı biçimde eğer varsa kalorifer radyatörünüzün üzerinde, yoksa sobanınızın hemen yanıbaşında tüm bu süre boyunca bekletebilirsiniz. Korkmayın bir şey olmaz. Silivri'nin köylerinde o meşhur yoğurt yapılırken tepsiler tüm bu işlem süresince, sıcak köz üzerinde bekletilir. Ancak kabı doğrudan radyatörün üzerine koymayın, arada kalın bir havlu ya da bezler olsun. Eğer radyatör üzerine koyduysanız havlu ile tamamen sarmanız şart değil, size kalmış. Zaten yeterli sıcaklık sağlanacaktır, ama kabın kapağı kapalı olsun. Soba yanında sarmak şart. Bu bekleme sırasında malzeme hiç bir şekilde sarsılmamalıdır. 9. Dört saati geçince aralayıp bir yerinden bakın, şöyle hafif bir dokunun eğer kalıplaşmamış ve çok sulu ise 5 saati bulmanız gerekir. En fazla 5 saat. Bunu geçerseniz ekşir. 10. Süre sonunda kapağını açtığınızda yoğurt yine hafif sulu gibi sallanır. Tabii çünkü henüz işiniz bitmedi. İşin bir de dinlenme safhası var. Bundan sonra 2 - 2,5 saat kadar serin bir yerde dinlendireceksiniz. Buzdolabında değil. 11. Yoğurdunuz hazırdır. Ancak hemen yemeseniz iyi olur. En az bir tam gün daha buzdolabında bekletin. Bekledikçe daha kıvamlı ve lezzetli olacaktır. Bunun için birkaç kaba ayırmanızı önermiştim. Her şekilde yoğurt olur ama daha iyi olması için önemli noktalar şunlardır: 1. Sütünüz katışıksız, taze ve daha önce ısıtılmamış olmalı. (Kesilmesin diye sütü bazen önceden şöyle bir fokurdatırlar.) 2. Kaynatırken en az dörtte birini uçurmalısınız. Bunun dışındaki ".... dereceye kadar, .... dakika" gibi kavramlar doğru değildir. Önemli olan yoğurda kalacak malzemenin (sütün) miktarıdır. 3. Ateş çok harlı olmamalı, kaynayan sütü, özellikle dibini tutmaması için sık sık karıştırmayı ihmal etmemelisiniz. 4. Kışın yapımı daha kolaydır. Çünkü, kalorifer veya soba gibi, mayalama sırasında malzemeyi daha kolay, daha uzun süre aynı sıcaklıkta tutacak donanımlar mevcuttur. 5. Süre ve miktarlara dikkat ediniz, tüm işlem boyunca kapları sarsmayınız. Başta bir kaç deneme başarısız olabilir ancak bir süre sonra özellikle zaman ve sıcaklık düzeyi olarak kendi standardınızı bulacaksınız. Afiyet olsun. |
Yoğurda Motor Yağı Katkısı.
Merhaba.
Yoğurt üretimindeki şaibelere açıklık getireceğini umduğum, elektronik posta yolu ile gelen mektubu aşağıya yapıştırıyorum. Yazı biraz uzun olmakla birlikte, iddialar korkunç. Denetim görevini yaptığını sandığımız kurumlara da güvenmemeliyiz sanıyorum. Yaptıkları denetimlerin çoğu kağıt üzerinde veya göstermelik. Alıntı:
Saygılar |
1 Eklenti(ler)
Yoğurt bizimdir diye öğünürüz ama kaymağını başkalarının yediği aşağıdaki yazıdan anlaşılıyor. Benim muradım bunun altını çizmek değil elbette. Yoğurdun kesinlikle günlük yiyeceklerimizin arasında neden yer alması gerektiğini çok güzel vurguluyor. Paylaşayım dedim. Eklenti 187399 Birkaç kâse yoğurt SELANİK’te 1990’lerin başında bir Yahudi aileye gün aşırı bir kap yoğurt bırakan elinde zili, sırtında terazi şeklinde iki büyük tepsiyle dolaşan Türk yoğurtçu, dünyanın en büyük sanayi gruplarından birinin esin kaynağı olacağını aklına getirir miydi? Selanik’te o yıllarda Karasu’lar önde gelen ailelerden biriydi. Doktor İzak Karasu’nun bir oğlu oldu. Adını Daniel koydu... Balkan Savaşlar’ında Selanik, Yunanistan tarafından işgal edilince, Yahudi toplulukta büyük bir panik patlak verdi. İzak Karasu, eşi ve oğluyla birlikte İspanya’ya Barselona’ya göç etti. Yıl 1912. Önce adını Latin alfabesine uyarladı. İzak oldu İsaac, Karasu da Carasso. Sonra muayenehane açtı. Birinci dünya savaşından sonra Avrupa’da ilaç sıkıntısı çekiliyordu. Tam da o günlerde Barselo’nada çocuklar arasında salgın halinde bağırsak hastalıkları patlak vermesin mi? Gözleri yaşlı anne babalar kucaklarında bir deri bir kemiğe dönmüş yavrularıyla diğer doktorlar gibi İsaac Carasso’nun da muayenehanesine dayanıyor, “Kurtar çocuğumuzu” diye yalvarıyorlardı. Doktor Carasso, umutsuzluğa düştüğü bir gün Selanik’te bağırsak hastalıklarının tedavisinde yoğurt kullanıldığını anımsamıştı. Günde üç öğün birer kase yoğurt yediriyorlardı hastaya ve birkaç günde sağlığına kavuşuyordu. Birkaç çiftlikten topladığı sütle yoğurt imalatına girişti. Yıl: 1919. * * * Doktor meslektaşları ona bir tavsiyede bulundular: Paris’teki Pasteur Enstitüsü’nden fermante edilmiş laktlk asit getirtirse, yoğurdun ömrünü uzatabilirdi. Sözlerini dinledi. Böylece pastorize yoğurt doğacaktı. Ama İsaac Carasso bu buluşun önemini pek kavrayamayacaktı. “İlaç” tutunca, İsaac özel ambalajlar yapmayı akıl etti. Kapakları porselen cam kaseler.Sıra artık ilaca patent almaya gelmişti.... Ve onun için de ad koymaya. Yaşadıkları Barselona’nın yaygın dili Katalancada küçük Daniel’in karşılığı çok hoştu doğrusu: “Danon” Ancak bu özel ad olduğu ve marka namıyla tescil edemeyeceği için sonuna bir “e” ekledi. Hoş geldin “Danone” yoğurtları! Yoğurtçuluk çok kısa sürede İsaac’ın asıl mesleği haline gelince oğlunu, Daniel’i Marsilya’da ticaret lisesinde okuttu. İşin pazarlama, satış, muhasebe bölümünü bilimsel olarak öğrenmesi için. Ardından Paris’te Pasteur Enstitüsü’nde bakteriyoloji stajı yaptırdı. Danone İmparatorluğu işte böyle böyle doğdu. İmparatorluğa adı verilen Daniel Carasso, 2009 yılında 104 yaşında Barselona’da öldü. Uzun yaşamanın nedeni ne mi? Her gün birkaç kase yoğurt’ (Erdal Şafak’a teşekkürlerimle) Dr. Aybars AKKOR 4 Ocak 2011 Sözcü Gazetesi Merak edenler için Erdal Şafak’ın ilgili yazısı: http://arsiv.sabah.com.tr/2005/06/30...50619-102.html |
:))kendime gülüyorum. O kadar güzel ve detaylı anlatılmış ki...yarın deneyeceğim yoğurt yapımını:)bugün ön hazırlık gittim organik yoğurt aldım onunla mayalayacağım:) Bakalım acemi şansı tutar belki...Bir de gerçek süt bulabilseydim:)
Bu arada yoğurda bayılırım ama gerçekten çocukluğumdaki yoğurtları özlüyordum-organik yoğurtlar da pahalı geliyordu...neyse karnım acıktı:)) |
Benim de Sakarya'da tanıdığım bir ablam yoğurdu taze (yeşil) çam kozalağıyla mayalıyor.
|
merhaba, daha önce annemden gördüğüm usulle yoğurt yapamamıştım.bebeğimin olmasıyla tekrar yoğurt işine bulaştım bu sefer deneme yanılma yöntemine ayıracak vaktimin olmaması nedeniyle de bir makina aldım. içinde 7 cam kavanozu var. zaten yiyecekler konusunda pek çok insana göre takıntılı sayılırım organik sütü organik yoğurtla mayaladım, ilk denemede olmadı. organik yoğurt diğerlerine göre biraz kıvamsız acaba ondan mı?
bu arada 2 kavanoz denedim biri oda sıcaklığındaki sütle ki bu daha güzel olmuştu diğerine nazaran(kıvamı suluydu ve hafif ekşimsiydi), biri de parmağımı içinde 7 saniye tuttuğumda yakmayacak kadar sıcak olan süttü ki bu da sabah açtığımda heterojen bir kıvamdaydı...organik süt ve org. mayayla denemiş olanlar varsa ya da şunu yanlış yapmışsın diyen olursa minnettar olurum.çok teşekkürler.( bu arada makinada 5 saat 40 dk. kaldılar). |
Alıntı:
2009 mart ayında yazdığınız mesajı okudum. Benimde elime üzerinde1-12 ye kadar rakamları olan biryoğurt yapma makinası (arçelik ARK 68 YM model) geçti. Acaba kılavuz halen eklinizdemi ? silmediyseniz ustundagayten@yahoo.com.tr adresine gönderebilirmisiniz. İlginiz için teşekkürler. |
yoğurdu o kadar kaynatmak doğru değil...
en iyi yöntem kaynama aşamasına geldiğinde savurma yöntemidir.. yani kaşıkla sütü havalandırıp suyunu uçurmaktır.. sütü kepçeyle alıp yukardan tekrar tencereye dökmek yani.. 5 dakika ile daha katı bir yoğurt elde edersiniz....! |
Sütümüzü mayaladıktan sonra fırında yoğurt haline gelmesi için fırın kac dereceye kadar ısıtılmalı? Bu ısıda yine 4-6 saat mi bekleteceğiz? Oda sıcaklığında sarıp sarmaladığımız zaman tutmayabiliyor bir mini fırının sabitlenmiş sıcaklığında daha iyi tutabilir mi acaba?
Dun saat 17 de 1kg pastorize AOÇ sütünü parmağımı yakmaya yakın ısıya getirdim. 1 çay kaşığı kadar toz şeker eklediğim, 1 Kaşık light AOÇ yogurdu ile mayaladım. Saat 22.00 de süt hâlâ tatlı bir süt oalrak duruyordu. Küçük çelik tencere de mayalamıştım, oldugu gibi ocaga aldım biraz ısıttım, bir iki kaşık daha maya eklemek uzere iken aklıma mayaya bir kaşık Probiyotik yogurt eklemek geldi, ekledim bu karışımdan bir kaşıktan biraz fazla mayayı kullandım karıştırdım. Biraz daha büyük bir kapta su kaynattım bu suyu yogurdun sargıları üzerine ve bir nehale üzerine aldım, mayalı sütü de bu sıcak suyun içine koydum, sargıları yeniden sardım. Sabah 9.00 da açtım, sargılarım suyla ıslanmışlardı. Mayalanan süt ise mavimsi biraz bolca suyu içinde bir yogurt adası gibi olmuştu. kapaksız olarak buz dolabına koydum, şu anda suyu biraz uçmuş, henuz dokunmuyorum. Bunndan sonra ki denemede sadece probiyotik maya kullanmaya ve bir de bu işi fırın yardımı ile yapmayı araştırmaya karar verdim. :) |
Daha önce yazmayı akıl edemedim, benim bu sitenin en yaşı üyesi en azından en yaşlı üyelerinden birisi olmam ihtimali çok fazla.
Elbette bir zamanlar güzel yoğurtlar yaptık. Hatta 39 yıl önce bebeğime her gün yoğurt mayaladım. Ancak o zaman sütler sütçüden alınırdı. Mayalar da halis yogurt olurdu. Sındırgı'da kayınvaldem bitişik komşunun ineğinin sütü ile bir parmak kaymaklı yoğurt yapardı. O sütü kaşıkla savurarak suyunu buharlaştırırak kaynatırdı istenen sıcaklığa gelince sadece bir kaşık maya ile mayalardı. |
Araştırma sonucu:
Fırın ısısı 50 derece, süre 3-4 saat. Bir başka tarifte mayalanma ısısının 45 derece olması için fırının ısı kaybı düşünülerek 65 dereceye getirilmesini yazan bir veteriner bebek yogurdunu bu usulle yaptığını yazıyor. 50 derece bana makul geliyor, sınama yanılma yapacağız. |
Merhaba ,
Geçtiğimiz 2 sene boyunca her hafta çiğ süt temin edip , bundan yoğurt mayalamış biri olarak ben de tecrübelerimi aktarmak istedim: - Eğer çiğ süt temin etme şansı yoksa, yoğurtlar UHT süt ( tetrapak kutular ) yerine günlük sütten mayalandığında kesinlikle daha iyi sonuç veriyor. - Serçe parmağınız ile baktığınızda, parmağınız 10 saniye kadar mayalık sütün içinde durabiliyorsa, sütün ısısı mayalamak için uygundur. - Mayalık yoğurdun önceden buzdolabı yerine dışarıda tutularak oda ısısına getirilmesi sağlanırsa, süte eklendiğinde sütü soğutmaz. - Mayalık yoğurdu, süte katmadan önce az miktar mayalık süt ile karıştırmak yoğurdun sütün içinde daha homojen ve kolay şekilde dağılmasını sağlıyor. - Yoğurtları, cam kaplar eğer yoksa çelik kaplarda mayalamak en iyisi. Daha önce danıştığım gıda mühendisleri kesinlikle teflon veya toprak kapların kullanılmaması gerektiğini söylemişlerdi. - Sütü kaynattıktan veya ısıttıktan sonra , yoğurdun mayalanacağı yerde uygun ısıya gelmesi beklenirse yoğurdun mayalanma sırasındaki ısısı daha iyi korunuyor. - Yoğurt mayalanırken , ısısısının düşeceği yerlerden uzak olmalı, mesela her an açılıp kapatılan mutfak camı/ balkon kapısı gibi. - Küçük kaplarda yoğurt mayalamak her zaman daha iyi. Bir veya iki seferde tüketilebilecek miktarlarda yoğurt mayalandığı zaman , yoğurdun sulanması kesinlikle daha az oluyor. - Eğer süt, normal yoğurt mayalama sıcaklığının üzerinde olursa veya mayalık miktarı normalin üzerinde kullanılırsa yoğurt daha ekşi oluyor. - Yoğurdu mayaladıktan sonra, asla kabınızın/ tencerenizin ağzını bir kapak ile kapamayın. Onun yerine lastik kullanarak kavonozlarınızın üzerini tülbent ile örtün veya iki lastik ile tülbenti tencerelerin kulplarına takıp , yoğurdun içine düşmemesi için iyice gerin. Böylece buhar, yoğurdun üzerinde birikip yoğurdu sulandırmayacak ve daha kıvamlı yoğurt elde edebileceksiniz. - Ağızları tülbent ile kapanmış yoğurt kaplarını iyice sarılıp sarmalanmalı ve mayalanma sırasında asla kaplar oynatılmamalı/ sarsılmamalı. - 3 - 4 saat sonra kaplarınızın üzerlerindeki örtüyü ve tülbentleri açın, 2 saat kadar kapları olduğu yerde bekletin ve sonra kaplarınızı sarsmadan ağzı açık bir şekilde buzdolabına yerleştirip yemeden önce 48 saat bekletin. - Bu arada bozulan sütlerinizi/ tutmayan yoğurtlarınızı asla dökmeyin. Bunları kaynatarak bir çeşit lor/ çökelek elde edebilirsiniz. Bunun için kaynadıktan sonra dibe çöken katı parçaları tülbentte iyice süzün. Sonra üzerine zeytinyağı ve pul biber/ kekik ekleyip tüketebilirsiniz. Eğer İstanbul'da iseniz ve çiğ inek sütü temin etmek isterseniz, profesyonel bir şekilde işlettiği ari sertifakalı çiftliğinden, evlere haftalık çiğ süt dağıtımı yapan , çok tatlı bir hanımefedinin, AysuntheSütçü'nün, tel. numarasını verebilirim. Bunun için, mailinizin atlanmaması için özelden ulaşmanızı rica ediyorum. |
Alıntı:
Bu durumda fazla sarıp sarmalamaya gerek yoktur. Üstüne kabın kapağını da kapatabilirsiniz ancak ince bir tülbent, mayalama sırasında buharlaşmanın devam edebilmesi için daha uygundur. 5 saati geçmeyiniz. Sonra bulunduğu yerden alıp buzdolabına koyunuz. 24 saatten önce sofranıza çıkarmayınız. Sütünüz sağlamsa ve ölçüleri doğru tutturduysanız başka bir şeye gerek yok. UHT sütten (market raflarında satılan uzun ömürlü kutu süt) yoğurt olmaz, çünkü üretim aşamasında 140 dereceye kadar ısıtıldığı için tüm özelliklerini kaybeder, yalnızca rengi süte benzer. Ayrıca içinde önemli miktarda süt tozu ve kıvam vermesi için jelatin vardır. |
UHT süt
Hangi sütü içelim?
UHT sütten yoğurt yapılır mı? Cevapları bu linkte. En sağlıklı süt hangisidir? / Sağlıklı ve Uzun Yaşam / Genel Sağlık Bilgisi / Doktorum.kanald.com.tr |
Değerli Feyzan Bey,
Tam ben de bu programdan söz etmek istiyordum, siz benden önce davranmışsınız. Ölü süt diye bir kavram attı sayın Yavuz Hoca,- ki aslında bu kavram herşeyi çok güzel açıklıyor. Bir ek : Daha önceki Doktorum programlarında açıklandığına göre , Probiyotik yoğurtlarla bir kere evde kendi yoğurdumuzu mayaladıktan sonra, sürekli olarak kendi yaptığımız yoğurdu maya olarak kullanırsak, giderek katkı maddesi eser miktarda kalan (çünkü katkı maddeleri bakteriler gibi tekrar tekrar mayalanıp üremiyor ) yararlı bakterileri istenen çeşit ve çoklukta olan besin değeri çok yüksek bir yoğurt elde edebilirmişiz. En iyi maya, evde kendi ürettiğimiz yoğurdun birkaç kere yeniden maya olarak kullanılması ile oluşan maya. Sayfaları baştan sona okuduktan sonra şu anda uzun zamandan sonraki ilk yoğurt denememi yaptım. Bakalım ne sonuç alacağım ? |
çiğ süt
Alıntı:
|
Alıntı:
|
Köy yoğurdu kokusunu sevenler...
Günlük, sütaşın (bu süt en fazla 4 günlüktür) şişe sütünü alın, forumdan Engin Beyin kefir mayasını alın, şişe sütü hiç ısıtmadan(yani soğuk süt) bu maya ile ayrı bir cam kavanozda birleştirin , oda sıcaklığında 2 gün bekletin yoğurt kıvamını alınca plastik süzgeçle süzün. Şimdiye kadar kime önerdiysem "muhteşem" bir sonuçla karşılaştılar ve dışardan yoğurt almayı bıraktılar, yoğurt da yapmıyorlar. Kimseden olumsuz bir sonuç gelmedi. Yoğurdun kullanıldığı heryerde kullanılıyor,ayran yapılıyor, yemeklerin üstüne dökülüyor... muhteşem bir lezzet ve koku... Unutmayın yoğurtda 2 faydalı bakteri varken kefirde bu ikinin yanında 38 tane daha var. Tabi kalıp gibi yoğurtlardan hoşlanıyorsanız bu iş size göre değil. :) |
Son dönemde bazı kişiler işlem görmemiş inek sütü satıyorlar. Bazı semtlerde kapıya kadar teslim ediyorlar. Çünkü işlem görmüş sütler ile ilgili olumsuz bilgilerden sonra bu konuda talep arttı.
Bir ara bu tür süt bulmak imkansız hale gelmişti. Yanılmıyorsam aslında açık süt satmak bir süredir yasak. (Hatırladığım kadarı ile) Ancak bu satıcılardan bazıları süte su katıyor, içine de soda vs. gibi eklemeler de yapıyorlarmış. Bu nedenle bu tür alışverişte alıcıdan emin olunuz. Yağmurdan kaçarken doluya yakalanmamak lazım. Fiyat ise çok değişik. Kilogram fiyatı 2,50 TL den başlayıp 5 TL ye kadar çıkıyor. Bana Gebze'de kurulu bir çiftlikten geliyor. 2 TL/kg. |
Nispeten kucuk sehirde yasamanin avantaji: Her Cumartesi sabahi koylu kadin sutumu getiriyor. 5 lt.si 7 TL. Kucuk bir kase kaymak cikiyor. Gerisi yogurt oluyor. 47 derecede mayaliyorum. Oda sicakligindaki 1 tatli kasigi kadar bir onceki yogurttan mayayi dagitmadan usulca bir koseden sute birakiyorum. Sanki fabrikasyon, her zaman ayni kivam ve tat. Buz dolabinda en az bir hafta eksimeden duruyor.
|
Alıntı:
Ben manda yoğurdunu tercih ederim her zaman.. Pendik'te tanınmış bir firmanın manda yoğurdunu alıyoruz..ama 800 gram toprak kaplı yoğurt 7 lira.. Sizin verdiğiniz linkte ise 2.5 kilosu 12 lira..kilosu aşağı yukarı 5 lira..iyi yani.. Şile de tam manda yeri..Buradan keçi peyniri ve manda yoğurdu alıp bir deniyeceğim.. Ama..Keşke, Afyon Kocatepe Üniversitesi Mandacılık Araştırma Enstitüsünün manda yoğurdunu alabilseydik..Afyon'da kilosu 2.5 lira..İstanbul'da bir satış noktası olsa 4-5 liradan kapış kapış giderdi: HAYVANCILIK UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ | AFYON KOCATEPE ÜNİVERSİTESİ |
Samsun-Trabzon farkı
Ben de her hafta sütçü kadının getirdiği 5lt süte 15 Tl veriyorum. Ve hepsi yoğurt yapılıyor. |
Alıntı:
|
Yani arkadaşlar, yok Kanlıca yok Manda yoğurdu , insanın aklına türlü türlü şey sokmayın. Alan var alamayan var :)) Kanlıca yoğurdunun resmi web sayfasında online satış seçeneği var ama aktif değil. Allahtan Afyon yakın manda yoğurdunu temin ederiz.
Probiyotik yoğurt ile mayaladığım yoğurt zincirim çok iyi gidiyor. 2 Kg süt ile 3 toprak kaseye haftanın 2 günü mayalıyorum. İkisini biraz daha şekerli yapıyorumki tatlı niyetine yiyelim. Oğluma akşamları 1 bardak süt yerine 1 kase yoğurt veriyorum, daha zevkli yiyor. Tavsiye ederim. Bu arada Burdur da 2 kg süt 2.5 Tl :))) |
Ben sütçüden süt alıyorum.Hatta bazen hızımı alamayıp peynir denemeleri ve biriktirdiğim kaymakla tereyağı bile yaptım.Gerçi bir sürü bulaşık çıkıyor,beni çok oyalıyor ama tereyağı için değer.Peynirde istediğim sonuca ulaşamadım.Yaptıklarım hiç ziyan olmadı ama mayalama sıcaklığını ne kadar düşürsemde sert sert beyaz peynir üretemedim.
Benim aldığım sütün lt'si 1,5 lira |
eveett burada okuduklarımdan yola çıkıp az önce yoğurdumu mayalamış bulunmaktayım..
1lt sütaş günlük süt, 1 kaşık dolusu probiyotik yoğurtla mayaladım.. sütü ısıttım, sonra mayaya 1 tatlı kaşığı şeker katıp karıştırdım, yavaş yavaş ılık sütten ekleyip pürüzsüz olana kadar karıştırdım.. sonra tencereye ekledim yavaş yavaş iyice karıştırıp mayalamak istediğim borcama döktüm.. tek aksilik kaloriferimde ki ani sorundan ötürü sadece sofra bezini sarabildim.. yani sıcaklığı arttıracak birşeyi yok şu anda yanında.. umarım tutar.. bu tarifi not ettiğim arkadaşın ismini tam hatırlayamadım ama yarın sonucu bildirirken teşekkür edeceğim mutlaka :) umarım herşeyi doğru yapmışımdır :) |
Sn. papibjk,
Sadece sofra bezi bence yetmez, hırka, diz üstü battaniyesi ile de takviye edin derim. Afiyet olsun:) |
birde ben mermerin üstüne koymuştum orasıda soğuk olurmuş, kayınvalidem geldide :)) ben düşünemedim hiç yaa.. 4 saat mayalanması yeter demişlerdi şimdi dolaba kaldırdım ama fıkır fıkır sallanıyodu.. kokusu hafif ayran gibiydi gerçi :) üzerine bez örtüp dolaba koydum bakalım hayırlısı.. ilk deneme için gene biçok ders çıkardım bidahakine yaparım ben bu işi :))
|
sayın papibjk, tebrik ederim. Yeni deneyimleri ben de çok severim, olmadı yeniden yapın. Bende baharda karınca yuvalarının toprağı ile yoğurt yapmayı deneyeceğim.Sonucu paylaşırım.
|
Çiğ sütü kaynama noktasına gelmeden yaklaşık 40-45 derecelere getirdikten sonra mayalamak doğrumudur?
|
Forum saati Türkiye saatine göredir.
GMT +2. Şu an saat: 01:55. (Türkiye için GMT +2 seçilmelidir.) |
Forum vBulletin Version 3.8.5 Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0
agaclar.net © 2004 - 2025