Bendekiler yıllanmış çimlenmeyebilir. Eski adliyenin arkasında ulu çınarlar var tohumu ordan alabilirsin;)

Tüylerin arasındakiler kısmen yeşil olanlar tohum.Olgunlaşınca kahverengi oluyor.Baharı bekle sabırla.

Çİmlenme ihtimali yüksek bence.Deneyin o tohumları.Ağaç tohumları(kestane,ceviz,meşe palamudu gibi besin değeri yüksek tohumlu olanlar hariç) en azından 2 yıl kadar dayanır.

Burda da çok sayıda çınar ağacı mevcut. Taa oralara gelmeme gerek yok sanırım :)

Evet gelmenize gerek yok ovada ve dere kenarlarında bol sayıda bulunuyor. Ayrıca Belediye Evleri kavşağından Tekkeköy kavşağına kadar 10 km'lik yoldada 2,5 yaşlı çınarlar mevcut bazılarında meyvede var.

Denizli'nin ÇINAR diye bir mahallesi olduğunu, ÇINAR adında meydanı olduğunu ve Denizli Belediyesince ANIT ÇINARLAR olarak korunduğunu ve zarar verenlerin cezalandırıldığını, Denizlideki pamukkale vergi dairesinden sonra diğerinin adının ÇINAR vergi dairesi olduğunu biliyormuydunuz. Çınar ağacı bu memlekette seviliyor, ya sizin memlekette. :))

Çınar ağacının seviliyor olması söylediğiniz isimlere göre değerlendiriliyor ise bizim memlekette o kadar sevilmiyor ki sadece Çınar'a çınar deniliyor, birde iri yarı birini gördüklerinde ÇINAR AĞACI gibi adam derler :) ..


" Alonesmaug " bu gün yeniden kontrol ettim şu tohumcukları. Bazılar ağaçtan düşmüşler ve dağılmışlar bile. Emin olmak için elimle kontrol ettim dediğiniz kıvama gelmiş mi diye, evet tohumların hepsi o şekilde dağılıyor.. Biraz topladım ;)

Arkadaşlar çınarın sonbaharda uçuşan tüyleri yaya trafiğini etkiliyor heryeriniz tüy oluyor yollarda tüyler birikiyor. O yüzden tüysüz çınar dikerseniz daha iyi olur özellikle tcari olarak düşünüyorsanız.

Hele birde döküldüğü zamanlarda yağış yoksa hafif bir rüzgarla sağa sola savrularak insanı zor duruma sokarlar. Ama yinede ağaçtan inişlerini izlemek keyifli:)

Merhaba :)
Çınarlar konusunda bir deneyimi anlatmak istiyorum. İzmir Göztepe Mithatpaşa'da belediye'nin diktiği çınar ağaçları var. 2008 yılında çınar ağaçlarının gübreye verecekleri tepkiyi ve kimyasal gübrenin ne kadar etkili ve hızlı sonuçlar verebileceğini merak ederek deneyime başladım. Öncelikle mart başı gibi bir çınar ağacına 3 gün ara ile 200'er gram toplamda 400 gram kadar, pet şişese eriterek MAP verdim ve bolca suladım(pet şişe ile)
Nisan ayında toprağını nemli tutmaya özen gösterdim sulamaya devam ettim.
Mayıs ayının ortalarında amonyum sülfat 500 gram su ile eritip verdim. 7 gün sonra 200gram üre'yi su ile karıştırdım ve yine uyguladım.
Uyguladığım gübrelerin ağaca zarar verebileceğini düşünerek humik ve fulvik asid'i su ile karıştırarak 3 hafta boyunca uyguladım(haftada 1)
Sonuç olarak Çınar ağacı neredeyse apartmanın 5. katına gelip gövdesi kalınken diğer çınarlar 3. kata ancak yetişebilmekteler, gövdeleri dar ve canlı gözükmüyorlar.
Keşke demir,bakır,çinko uygulaması da yapsaymışım diyorum.
Bunun üzerine İzmir Park ve Bahçeler Müdürlüğü'nün Bitki fuarındaki standına gidip neden hiçbir bitkiye kimyasal gübre ve çeşitli bakımlar uygulayıp uygulamadıklarını sordum. Onlar ise bana yılda 1 kez hayvan gübresi kullandıklarını söyleyip konuyu kapatmak istediler. Hayvan gübresi kullanımının orada oynayan çocuklar için tehlikeli olabileceğini çünkü parazitleri bu şekilde alabileceklerini söyleyip, leonardit veya kompost kullanabileceklerini, hiç olmazsa sulama tanklarına sıvı gübreler koyabileceklerini söyleyip konu ile bilgi alıp ilgilenilmesinde ısrarcı olunca şikayetim ile ilgili not yazmamı ve dikkate alınacağını söylediler.
Sonuç,
2.5 senedir ne arayan var, ne mail atan, ne de Sahilyolu ve iç taraflardaki ağaçlar ile ilgilenip mevsimsel gübrelemelerini yapan. Hatta sulandıklarına bile pek rastlamadım.

Ağaçların çok büyümesi ne insanlar nede belediye tarafından istenmez. Özellikle derin budamaya gelen bir türse dal budak burakmazlar. Neden bu kadar budandığını sorduğumda ise yenilensin gibi saçma sapan bir cevap alıyorum.

Ağaçları yaşayan can taşıyan varlıklar olarak görmektense, ağaçları tamamen evini, yolu, binayı tamamlayan objeler olarak görmelerinden kaynaklanıyor. Görüntüden mi sıkıldılar, canları mı istedi, güvenlik endişesi mi taşıdılar hemen "budama ekibi" gelir ağaçlara bakım yapıyoruz size hizmet veriyoruz bakın ne kadar çalışıyoruz havası vererek ağaçlar budanır, özellikle İzmir'de Palmiyelerin yaprakları aşağıya inemeden tekrar tekrar budanır, çiçek vermek üzere olan Pitosporumlar kökünden kesilir, (Mustafa Kemal Sahil Bulvarı) meyve salkımlarını uzatıp meyve veren Hurmalar(Sahil yolundakiler) tam olgunlaşıp yenmeye yakın kesilip atılır.
Ne bir gübreleme, ne bir ilaçlama(Balçova,Narlıdere ve bazı semtlerdeki çamlarda ciddi böcek sorunu var) Yavru veren, çok gövdeli palmiyeler tek gövde bırakılırcasına budanır. Üçkuyular İskeleden başlayıp Üçkuyular Hava Hastanesinin bitimine kadar olan Phoenix Canariensis veya Ege Bölgesine has Phoenix, yanlarından yavru vermekteydiler derken bakım adı altında yokedildiler. Nereye kadar bu şekilde davranılır bilemiyorum ancak belli ki çalışanlar ve başında olanlarda bu konuda eğitim eksikliği içindeler.
Acaba çeşitli eğitim seminerleri ve hatta sınavları mı olmalı? Böylece herkes memnun olur.

Arkadaşlar tohumla uğraşmayın istediğiniz buy dalı kesip uygun bir toprağa dikin. Bu arada çınarlar sulak yerleri severler bunuda göz önünde bulundurun. Tohum hem zahmetli hemde zaman alır.

Pazarlardan da fidanı bulunabilir. Pazar günü Üçkuyular pazarında gördüm çınar fidanı.

Sayın İzmirli çok haklısın ağaçları bilip bilmeden budama alışkanlığı ülkemizde çok fazla uygulanıyor. Ortalık yerdeki hurmaları meyveleriyle birlikte daha 2 hafta önce kestiler. 100. Yıl Bulvarı'ndaki büyük çınarlarıda 3 sene önce yüksekten kesmişlerdi direk gibi çok kötü bir görüntü ortaya çıkmıştı. Şimdi heryerinden sürgünler atıp büyümeye devam ediyor. Bunun bütün sebebi belediyeler, ağaçların bakımı için veya başka bir iş için rasgele insanları işe alıp şunu yap bunu yap diyorlar. Acaba merak ediyorum belediyeler çalışanlarına bu konu hakkında hiç bir bilgilendirme yapıyor mu?..

Son tartıştığınız konuyla pek alakası yok ama buradaki çınarların meyveleri tüy diye adlandırabileceğim uzuvlarını dökmeye başladılar. Yavaş yavaş topluyorum ben de onları.

Bu kadar insan bilinçlenmek için nasıl çırpınırken belediyeler insanları köreltmek için ellerinden geleni yapmakla meşguller. İstanbulda oturduğum site türünü bilmediğim bir ağaçla çevrelenmişti. 7 yılda çok güzel büyüdüler ve beton yığınlarınıın arasında o kadar iç rahatlatıcı duruyorlardı ki anlatamam. Sonra site sakinlerinden biri şikayet etmiş belediyeye. Belediyeden gelip yarı belinden kesip aldılar ağaçları. Ondan önce de yeterli ağaçlandırma yok diye siteye toplu para cezası veren belediye gelip olanı biteni de kesip götürdü. Bir sonraki yıl ağaçlar yanlardan sürgün verip tekrar büyümeye çalıştılar. Ama bu kez site yönetimi sulama yapmayıp kurumalarına izin verdi. İnsanlar çok cahil. Gerçekten. Bize para cezası veren belediyeyi kim cezalandırsın? Allah'a havale ediyorum hepsini.

Yukarda tohumların dağıldığını yazmışsınız benim tüylerden arındırdığım tohumlar böyle

Yeteri kadar soğuğa tabi olmadılar, bunu biliyorum. Ama söylediklerinize göre dağılmaları gerekiyormuş. Olgunlaşmamışlar sanırım.

bernacyhn hanım onlar tohum değil tohumları bir arada tutan bölgedir. Aynı mısır tanelerini üzerinde bulunduran mısır kocanı gibi. siz şimdi mısır tanelerini atıp mısırın ortasını ekmeye çalışıyorsunuz gibi oldu.:p Asıl tohumlar attığınız tüylü kısımların içindeydi.

Dalından istediğiniz boyda dikebilecekken neden tohumla uğraşıyorsunuzki:rolleyes:

Cahilliğin gözü kör olsun Sevgili Karaselvi, bilgilendirdiğiniz iiçin teşekkürler. Doğaya tohum kazandırmışım işte :) Baya utandım şimdi...

Otobüse binmeden önce durağın arkasındaki ağaçtan düşen meyveleri topladım bir tanesinin tüylerini saçtım etrafa :D Tüylerden çok daha büyük bir tohum beklediğim için bunların tohum olduğunu zannettim. Vay bee :) Bu da gelecekmiş benim başıma. Gülüyorum kendime ufff vallahi sizin yerinize koydum kendimi şimdi hehehhee :D :D

Benimki hobi amaçlı.. Dalından alıp dikebileceğim bir yerim yok. Burada kiracıyız ve diğer yerler hep özel mülk ya da tarla. Çam tohumlarından da fide elde ettim. Saksıda büyütmeye çalışıyorum. İlerde burada fidan üretimi yapan bir bahçe var belki oraya hediye ederim. Ya da isteyen birine veririm.

Bende tohumundan yetiştirmeyi denemiştim ama çimlenen tohumlar bir süre sonra çürüyordu.
Benimde bahçem yok. Kendim diktiğim ya da saksıların dibine atılan çekirdeklerden çıkan fidanları pikniğe gidince müsait bir yere dikiyorum :) Tabi su kenarları tercih edilir biz gidince onu kimse sulamaz çünkü. Yerim yok demeyin tüm türkiye sizin fidan dikilecek çok yer var. Bir şıkkınız daha var oda bonsai yapmak.

Sevgili Karaselvi, bir de bonsai olayına girersem herhalde ailem isyan bayraklarını gözüme gözüme sokacaklar :D Düşündüm ben de bonsai yapmayı ama ailemin tepkisinden korkup sadece düşünmekle yetindim.
Dediğiniz gibi pikniğe gidince dikmek iyi olur. Bugün hava soğuk burada. Hava sıcaklığı devamlı değişiyor düşünün ki 1 Ocakta 22 dereceydi. İnanır mısınız çınarlar soğuklanıyorlar diye seviniyorum. Bu akşam İstanbula gidiyorum dönüşte oturduğumuz cadde üzerindeki iki çınar ağacını da elden geçireceğim. Hala gülüyorum kendime ben nasıl böyle bir şey yaptım diye hehehheh

Bende 50-60 adet çınar fidanı vardı 30 adedini diktim ancak domuzlar saldırarak köklerini açtılar. Acaba fidanlar ölmüşmüdür. Ölüp Ölmediklerini nasıl anlarız acaba yardımcı olursanız sevinirim.

Çınar dayanıklıdır kolay kolay ölmez. Kabuğunu tırnağınızla hafif kazıyın hala yeşil suluysa yaşıyorlardır. Diplerini örtün soğuk zarar verebilir köklere. Bizimde bağımızda domuzlar çam ağaçlarımın kabuklarını sıyırmışlardı biri kurudu diğerleri şimdilik yaşıyor. ağaçlandırılan alanın tel örgüyle çevrilmesi **** diplerine çalı çırpı doldurulması gerek.

Sn. Karaselvi

doğru söylüyorsunuz tohumdan belirli boya gelmesi çok sıkıntılı. Ancak çeliğin bir puf noktası varmı? Ben çelik ile daha önce denemedim.

Merhaba :)
Bugün okulda bulunan beş adet 2.5 metrelik çınar ağaçlarını bina yapılacağı için söküp saksılara alıyorlardı. Merak edip sorduğumda inşaattan sonra tekrar yerlerine koyacaklarını, ağaçların inşaatta zarar görmemesi için yaptıklarını söylediler. Belediyelerin aksine sanırım bizim okul daha bilinçli. Üzerlerinde birkaç tohum kesesi vardı ancak alamadım oldukça yüksekteydi.

Sevgili İzmirli okulunuz ve sizin adınıza çok sevindim. Böyle bir şey görmek herkese nasip olmuyor ne yazık ki :(

Bende denemedim ama çınar söğut gibi ağaçlar suyu seven ve dalından çok çabuk tutan ağaçlar. Dedem denemişti bir metre uzunluğunda hemde kalın dalları bir köy çeşmesinin yanına dikmiş ve tutmuştu.

Ne dikerseniz dikin toprağı çok sık olmamalı çiçek toprağı ya da çam diplerindeki çürüklü kaba topraklar gibi olmalı. Nemlide tutarsanız tutma ihtimali yüksek. Ama isterseniz siz biraz daha kısa dallardan deneyin. Birde tarımcılarda köklendirme hormonları oluyor. Çok pahalı ama 50 gramı 5.00 tl olanları var amatörler için ben ararken buldum.

İlk fırsatta deneyeceğim

Ihlamur için IBA kullanmıştım. Birsüre sonra ölmeye başladılar. Hatalı kullanıyorum galiba.

Dün Güvercinlik'te devasa çınar ağacından tohumlarını alıp suya koydum. Tabi daha önce burdan nasıl tohumdan nasıl üretildiğine dair biraz bilgi sahibi oldum. Bu akşam onları ektim.

İnşallah güzel fidelere sahip olurum. Resimlerini yarın çeker eklerim. Bu akşam'da fıstık çamı, 2 adet meşe ve ismini hiç bilmediğim burda ilk kez gördüğüm bir ağaçtan tohum almıştım. Şu an suda yarın ekilmeyi bekliyorlar.:rolleyes:

Ayrıca epey bir çiçek ve ağaç tohumları aldım (Çalınca dahamı iyi tutuyordu :rolleyes:). Diyerlerinin akibetini de zamanı geldikçe yazacağım.