![]() |
(...Gözlüğümü takıp yaprakları kontrol ettiğimde yeşil yaprak bitlerini gördüm ...)
derken; bir uğurböceği elime kondu. uç uç böceğim, uç uç böceğim....dedim. Beni dinledi, uçyu gitti. Yanımdaki heyecanla seslendi! - Ne diyorsun? Uçma uçma böceğim bahçemi terketme, sayende lezzetli sebze meyveler yiyelim demelisin! Bekliyorum bir uğurböceği daha göreyim de, "uçma uçma böceğim..." demek için. Bahçeniz için faydası olacaksa şimdi bile, dedim gitti. |
Sayın Polen. İnanın yazdığınız olay fıkra gibi. Güzel bir anı. Anlattığınız için teşekkür ederiz. Uç uç böcekleri yaprak bitlerinin doğal düşmanıdır. Bir daha uçurmayın.
|
Alıntı:
İyice araştırırsanız ;Avrupada organik tarımda bu ürünler yasaklandığını görürsünüz. Zaten Avrupada yasaklanan ilaçlar nedense en son TÜRKİYE pazarında satılır bizler o ilaçlarla yetişmiş meyve ve sebzeleri yeriz.Aradan uzun yıllar geçtikten sonra burdada yasaklanır. GÜLDÜM! Tarım İl Müdürlükleri 172 kalem pestisit taraması yapar ve ihracata uygundur belgesi verir.Her nasıl oluyorsa Avrupada Akredite olmuş labaratuvarlarda yapılan incelemelerde 350 kalem pestisit tarar ve ilaç kalıntısını tesbit eder ve o ürünün ülkelerine girmesine müsade etmez.:) Gene gülüyorum . Bizim Zıraat Mühendislerimizin bazıları biberde ruhsatlanmış ürünü domateste kullanır çilekte kullanır , salatalıkta kullandırır ee sonra gene gülüyorum:) e bizim mallarımızı geri çevirdiler .GÜLDÜM! Çevirirler arkadaşlar bu kafayla çevirirler. Biraz isterseniz işin gerçek boyutlarına inelim . İhracat yapan firma halden veya müstahsilden mal talep eder. Malı kendi kriterlerinde beğendikten sonra Tarım il Müdürlüğüne müracaat eder. Normalde Tarım İl Md. müstahsilin serasına veya bahçesine giderek dalından kendi toplayıp torbaya koyup mühürlemesi gerekir ,nedense bunu ihracat firması yapar. Gene gülüyorum. Sonucunda tarım il müd. kalıntı müsade edilebilir oranlardadır diye onay verir ve ihracatçı tırın kapıları kapanır ve yola çıkar . Tesadüfen yurt dışında bu tır analiz için incelemeye alınır ve bizim tarım il müd. yapmış olduğu analizden farklı bir analiz raporu ihracatçının eline verilir ve malı ülkeye kabul etmezler. Yurt dışında ki bu uygulamada normalde tırın içersindeki tüm ürünlerin imha edilmesi gereklidir. Fakat bizim ihracatçı hemen kolları sıvar ve tamamen duygusal işler devreye girer ve her nasılsa almanyadaki tır birden bizim sınır kapımızdan içeri girer , marketlerde pazarlarda bizlere satılır ve yedirilir. Bu yazdıklaarım belki birilerinin canını sıkabilir, hiç umrumda değil inanın. Geldik sıra üreticinin durumuna ; Adamın zırai danışmanı var, hani iyi tarım uygulaması yapıyorya , gene güldüm. Üreticinin başı nematod la dertte ve danışmanı o hastalığı iyileştirmesi gerek yoksa işinden olacak ya, ve hatta yeni müşterileri de bünyesine katacak ya iyileştirirse . Dayıyor fungusti sistemik olarak kökten ve dozajları dikkate almadan 15 gün ara ile 3 sefer . Sonuç İhracatçının düştüğü rezaletin ilk perdesi Gene gülüyorum halimize. Geldik Topraksız Tarım yapan Üreticinin durumuna ; Adam böbürleniyooo ben topraksız tarım yapıyorum kurmuş 3milyon dolarlık tesis benim ürünlerim organik diye övünüp pazarlıyor. Serasında Kırmızı örümcek ,beyaz sinek , için insektisit kullanıyor. Külleme , pas , fungusit atıyor . Ve organik diye ürün satıyor. Antalyadaki büyük üretim yapan topraksız seralardan bahsediyorum. Geldik 2 dönüm , 3 dönüm vesaire olan çifçimize ; Garibimin parası yok gidiyor haldeki komisyoncusundan faizle borç para alıyor.Ve komisyoncusunun gösterdiği fidelikten fidelerini .ilaç bayisinden gübrelerini alıyor. Fidelikten aldığı fidelerin tohumu yurt dışından hastalıklı olarak ithal edilen tohumdan yapılmış fideyi alıyor garibim , ve bu çifçimiz daha fidelerini ekmeden serasına solarizasyon yapıp toprağını steril hale getiriyor.Neyse fideleri alıyor , dikiyor ve 2 hafta sonra fideleri hastalanmaya başlıyor . Hemen panik içinde zıraatçi danışmanını arıyor. Sebebi çifçimizin hayatı söz konusu çünkü faizle borç alarak yaptığı ürün elden gidecek ya !!! Danışman yazıyor reçeteyi çifçimiz uyguluyor , uyguluyor olmuyor danışman başka recete yazıyor olmuyor olmuyor ve sonunda 1 dönümden 10 ton alacakken alıyor 3 ton oda zehirden yakalanıyor , ve şu anda komisyoncu üretici ve danışman savcılıkta sorgulanıyorlar yani yargılanıyorlar sebebi ihracatçının yakalattığı mal yüzünden. Çok acı bir şey söyleyeceğim sizlere en güvendiğiniz marketten paketlenmiş bir salatalığı 3 kilo alın ve analiz ettirin, ve görün analiz ücreti yanılmıyorsam 300 ytl civarında. Her bitkinin zehiri içine alış oranı farklıdır arkadaşlar ve sayın DANIŞMANLAR Elmada ruhsatlı olan Ayvada kullanılmamasının sebebi budur yoksa adam Ayva içinde ruhsat alır. Bunları kimse bahsetmiyor denizlinin üzümleri afyonun kirazları neden yurt dışından geri geliyor arkadaşlar, neyse kafanızı şişirmeyeyim daha fazla sonuca gelirsek benim araştırmalarım ve deneyimlerim kim ne derse desin kimyasal ilaçlar dahil olmak üzere bordo bulamacı ve göz taşı sağlığa zararlı ve kansere yol açan ürünlerdir. LÜTFEN SEN İYİCE ARAŞTIR . SANA SEN DEMEM SAYGISIZLIK İÇİN DEĞİL SAMİMİYET İÇİNDİ! |
Sayın Alper. Doğru söze ne denir. Aslında az bile yazmışsınız.
|
Alıntı:
|
Kİmyasal ilaçlar
Oğuz bey...Söylediklerinizin tamamına katlıyorum.Ama ne yazık!!! Hala beni anlayamamışsınız....!!!
Ülkemizde insan sağlığını tehdit eden o kadar çok kimyasal var ki....Bunlar malesef denetimsiz kullanılıyor.Mesela Ticari ismi Tamaron, pamuğa ruhsatlı fakat seralarda açık alanda yıllarca domates ve biberde çok yoğun kullanıldı ve tamamen kansorojen bir ilaç...Siz bunlar dururken Zehirliliği en alt kategoride olan ilaçları örnek vermişsiniz...!!! Ben sadece bu konuda ki hatanızı düzeltmek istedim...Neden bu kadar sinirlisiniz ki... Not: Bende yeni tanıştığınız insanlara Sırf Samimi olsun diye Siz değilde SEN diye hitap ettiğinizi söylemenize çok güldüm....:::))) Umarım bir gün bu cennet Ülkemizde gerçek manada İyi Tarım Uygulaması ve Organik tarım yaygınlaşır ve korkusuzca sebze ve meyve tüketebiliriz...Kalın sağlıcakla.... |
Tohumlarımı ektim ama ben ne yapacağımı şaşırdım. Acaba bu konuyu bir de Mine Hanım'a mı sorsak? Ya da bu konuda bilgi ve deneyim sahibi arkadaşlar da bu konuya bir cevap yazsalar da, evde benim gibi amatörce (yegane tüketicisi çocuğu olan) uğraşan sebze-meyva yetiştirenlerin içi rahatlasa.
|
Yegane tüketiciniz çocugunuz olduğuna göre herhalde 1 çocuk. 2 de anne ile baba eder 3. Bilmiyorum yanınızda aile büyüklerinizde varmı. Mekanik mücadele ile bir çok şeyin üstesinden gelebilirsiniz. Bırakın meyveleriniz lekeli olsun, biraz albenisi olmasın. Bırakın domateslerinizn bir kısmı çürüsün. Ne olacak. Kalanlar size yeterde artar bile.
Benim fikrim. Saygılarla. Not: ****** ticari üretim yapan kişiler ilaçları dozunda, zamanında kullanıp ilaç kullandıktan sonra gereken arayı verip hasat ederlerse bu da bizim için bir kazanç olur. |
Alıntı:
Yıllarca metil bromid ile yetişmiş ürünleride yedik. Daha çoook yeriz sevgili arkadaşım. |
Zirai ilaçlar...
Ne diyeyim sevgili oğuz yedirenler utansın....
|
Alıntı:
|
Tohumların yurtdışından hastalıklı geldiğine nasıl kanaat getirdiniz acaba? Topraksız tarım yapanların çoğunu tanıyorum(antalya için) hiçbirinin organik ürün sertifikası yok ayrıca organik diye satanı da görmedim. Bu işi amatör olarak değilde ticari boyutta yapan birisi örneğin serasına thrips geldiği zaman nasıl mücadele etmeli? Kimyasal mücadelemi yoksa fiziksel mi? Bu memleket yıllarca hormon kullanılıyor diye hıyar ve biber yemedi. Kaldı ki hormonun h si kullanılmaz.
|
Alıntı:
|
Bu iş google den aratmayla çözülseydi kolaydı ama öyle olmuyor.Tohumların bulaşık gelmesi ayrı fideliklerden bulaşma ayrı bir olaydır ikisini karıştırmamak lazım.Mahkemelerin bilirkişisine güvendiğiniz kadar Tarım il müd.nün karantina şubesine de güvenmenizi tavsiye ederim.
|
arkadaşlar bu işler ilaç kullanmadan olmuyor maalesef.size tüketici olarak şunu tavsiye edebilirim.aldığınız sebzeleri bekletebildiğiniz kadar bekletirseniz mesela salatalığı 5 gün sonra yerseniz bünyesindeki ilaç miktarı son derece azalacaktır.
|
Alıntı:
Google arattırmayla oluyor arkadaşım .Arattırıp bulduğunu serada uygularsan nedemek istediğimi anlarsın ama nedense bazılarının işine gelmiyor. Söyleyeceklerimi söyledim önceki sayfalardada anlayan anladı zaten. |
Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, AB Komisyonu'nun kararlarına paralel olarak, Türkiye'de tarımda ruhsatlı bulunan 415 ilaç aktif maddesinden 74'ünün üretimini ve ithalatını, 1 Ocak 2009 itibariyle yasakladı.
Ancak, bu aktifleri içeren tarımsal ilaçların (Bitki Koruma Ürünlerinin-BKÜ) son kullanım tarihine kadar satışına ve kullanımına izin verdi. Bakanlık tarafından üretimi ve ithalatı yasaklanan ilaç aktif maddeleri arasında, "Alachlor, Ofurace, Difenzoquat, Aldicarb, Oxine-copper, Dimethipin, Endosulfan, Oxycarboxin, Endothal, Fentin hydroxide, Phenthoate, EPTC (ethyl dipropylthiocarbamate), Monolinuron, Primisulfuron, Ethirimol, Permethrin, Quizalofop, Fenpiclonil, Pyrazophos, Resmethrin, Simazine, Sethoxydim, Fluazifop, Vinclozolin, TCMTB, Flubenzimine, 1,3-Dichloropropene, Thiazafluron, Methoprene, Bromacil, Norflurazon" bulunuyor. Kaynak: http://www.trt.gov.tr/Haber/HaberDet...01fd-4f60-ba83 |
Ne yazikki Türkiyede fazla çalışma olmuyor bitki koruma konusunda tamamen ilaç şirketlerinin pazarı durumunda ülke ,, avrupada 5 yıl önce yasaklanan ilaçlar burada hala devam ediyor 5 yıl sonra 2 yıl süre verilerek burada yasaklanıyor ,, **** yasaklanacağını öğrenen ilaç şirketleri hemen hepsini pazarlıyorlar ,, bu işler yabancı ilaç şirketlerinin eline terkedilirse araştırma durumuna geçemeyip hep pazar durumunda kalırız ,,
yaprak bitleri çok hızlı çoğalırlar ( eşeyli eşeysiz ,, hatta doğurarak bile çoğaldığı kanıtlanmıştır) birden pik yaparlar eğer çevrenizde uğur böcekleri ve diğer predatör(avcı böcekler) var ise baskı altına alırlar ,, yaprak bitleri bir bitkide çoğalmış ise orada kanatlı formlarını gördünüzde kanatlıları farkettiğinizde hemen öldürün ( ev deki **** küçük bahçeler için).çünkü bunlar uçarak yayılmasını hızlandırırlar ,, en önemlisi bunları çoğalmadan farketmek eğer bahçenizde özellikle kavak ağacı veya benzerleri varsa bunların yapraklarında kırmızımsı şkilsiz irileşmeler yaparak içinde çoğalırlar, bu yaprakları kopartın , tabi bunlar küçük bahçeler için ,, birde bu küçük bahçeler belli bir doğal denge oturmuştur siz ilaç kullandıkça dahada dengeyi bozar ilaç kulandırmayı arttırısınız muhtaç olursunuz ,,birde yabancı otlarla mücadele şart zararlılar hemde hastalıklarda bunda başarılı olmak için komşularınızda aynısını yapması söz konusudur. ****** kazanç olarak üretim yapılan yerlerde bu ilaçlanmalar takvime oturtulmuş vaziyette ,, her inorganik maddenin olduğu gibi ilaçlarında yarılanma ömürleri var ,, bu süreye uymak şart ,, fakat ne yazikki ülkemizde uyulmuyor buda tarımsal pazarımız hala oturmadığı için ürün fiyatı her an değişebiliyor , üretici fiyat yükseldiğinde **** en fazla kar edeceği zamanda hasad süresine uymayarak pazara sunmak zorunda kalıyor |
bizim buralarda küçük alanalrda tarım yapan çiftçiler hatta evinin bahçesinde madanoz soğan biber yetiştiren ev hanımlari kimyasal ilaç ve gübre kullanmayı doğal yetiştirmeye tercih ettiğine şahit oluyorum ve şaşkınlıkla izliyorum. hobi olarak yapiyorsan neden en doğal hali ile uretmiyorsun, ucuza gelsin diye kendin üretiyorsan gelecekte vücüduna verdiğin zararla neler kaybedegini nasıl gormuyorsun. kim ne derse desin en doğal hali ile yetişen bir domatesin tadını çocuklarımıza nasıl anlatabilecegiz???
|
Pestisit ile insektisit arasinda ne fark var acaba?
|
Pestisit- canlı öldüren manasına geliyor.
insektisit- böcek öldüren manasına. Pestisitler kısaca:
|
Kursat olmadi: pesticid zararli bocek oldurendir. Bir pestisid asla fungucid olamaz. Insectisid bocek oldurucudur, o da herbisid degildir. Arastirdim biraz o bakimdan. Ama ilgin icin tesekkur ederim. Hirs papinca ogreniliyor, kolay gelsin..!
|
Alıntı:
İnsektisit elbette herbisit değildir. Çünkü böcek öldürücüdür. Herbisit ise ot öldürücüdür. Alıntı:
|
Ben de tereddüte düştüm ve baktım ve wiki gibi sözlüklerde pest için böcek tanımı kullanılmış. İnternette bulduğumuz her kaynağa doğru gözüyle bakmamak gerekiyor demek ki. Akşam defterleri karıştıracaktım ki bir cevap daha gelmiş.
|
arkadaşlar ben pp33 adlı bir maddeyi araştırıyorum.etkili maddesi pp33 olan bir mantar ilacı.bu konuda yardımcı olursanız çok sevinirim
|
Arka balkonuma uzanan bir nar ağacı var. Henüz kapılarını çalmamakla birlikte bahçesinde nar ağacı bulunan bu evde bir yaşayan görmedim. Ağaçtan birşey yiyen yok, başında kurtlandı geçen sene meyveleri. Üstü yaprak bitiyle dolu olan ve benim arka balkonumda bir şey yetiştirmeme müsade etmeyen bu ağaç için etkili bir ilaç ismi önerebilir misiniz Sn.fmt79? Balkonumdan ağrı kullanmayı düşünüyorum, artık illallah ettim çünkü...
|
arkadaşlar tüm sayfayı bir solukta okudum.Hiç soru sormadan bir çok yanıt aldım.Kendimi hazırlopçu gibi hissettim.Bilğilendirme çok güzel.Sanırım yazışan arkadaşların çoğu amatör çiftçi veya hobi için ilğileniyor.Bu işi büyük ölçekte yapanların asıl bilğilenmesi lazım.Hem kendi emekleri,hem toplum sağlığı ve hemde ülke çıkarı için.Emek veren herkesi kutluyorum.
|
arkadaşlar selamün aleyküm,bana allah rızası için yardımcı olun,benim bagdem bagçem var yeni çıkan amarikan bagdemi.sincapdan ve kuştan inanın hiç hasat alamıyom.bu sincap.ve kuşun hangi ilacı var.ziirat mühendislerine gidiyom.**** tarım müdürlüne gidiyorum ilaç yok diyolar.ancak tüfenkle vuracan diyolar.bunlar için ilaç varsa ismini verirseniz çok sevinirim. a.menderesalparslan@hotmail.com.mj atarsanız çok teşekürederim saygılar.
|
sayın ato33,google sayfasında kuş savar olarak tarama yaptırırsan kuşlara karşı koruyucu elektronik cihazlar var onlar işini görür sanırım.
|
Asma ilaçlamasında kördüğüm
Son derece dikkat ederek, çiçek açma gününü saptadım ve tarım takvimime kayıt ettim. Durum şu: 19 Mayısta çiçek açtı. Çiçekli dönemde ilaçlama yapamıyoruz. Ancak ilaçların prospektüslerinde her 14 günlük periyotda bir ilaçlama yapılması öneriliyor. Bugün ayın 7 si, halen çiçek dönemi sona eermediğig gibi, üzüm tanelerinin saçma iriliğine ulaşmasını da beklemek zorundayım. Yani kısaca bir aya yakın bir dönemde çiçek nedeniyle ilaçlama yasağı var. Bu arada hastalık bulaşırsa ne olacak??? |
Sağlığa zararlı olduğu için yıllardır eleştirilen bazı ziraî ilaçlara nihayet yasak geldi. Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, taze meyve sebzede kalıntı sorununa yol açan 135 farklı tarım ilacının 75’ini yasakladı. Söz konusu ilaçların üretim ve ithalatı, 1 Ocak 2009’dan itibaren durduruldu.
Böylece Avrupa ülkeleri ve Rusya’ya tarım ürünleri ihracatında büyük sıkıntıya sebep olan ziraî ilaç kalıntısı sorunu ortadan kalktı. Bu ilaçların kullanımı, insan ve çevre sağlığına verdiği zarar sebebiyle Avrupa Birliği (AB)’nde yasak. Birlik, uzun süredir Türkiye’nin de bu yasağa uymasını istiyordu. Türkiye ile AB ve Rusya arasında sık sık ziraî kalıntı sorunu yaşanıyor. Bu ülkeler, Türkiye’den alınan sebze ve meyveleri detaylı analizden geçiriyor. İçinde sağlığa zararlı ilaç kalıntısı tespit edilen ürünler gümrüklerden sokulmuyor. Tarım Bakanlığı’nın kararı, iç pazarda da daha sağlıklı sebze ve meyve tüketilmesini sağlayacak. Türkler de bundan sonra Avrupa standartlarında gıda tüketecek. Tarım Bakanlığı’nın kararına göre yasaklanan 75 ilacın dışında kalan diğer zararlı ilaçlar da 2012 yılına kadar piyasadan çekilecek. Bunların yerine çevreye zarar vermeyen organik yapıda yeni bitki koruma ürünlerine ruhsat verilecek. Yasaklananlar arasında yüksek oranda zehir içeren ’amitraz ve endosulfan’ gibi aktif maddeler içeren ilaçlar da yer alıyor. Özellikle armutta kalıntıya yol açan amitraz, Avrupa’ya ihracatta ciddi sıkıntılara sebep oluyor. Halen stoklarda bulunan yasaklı ilaçlar bitene kadar kullanılabilecek. Uzmanlar, stoktaki ilaçların ancak iki yılda tüketilebileceğini belirtiyor. Ziraî Mücadele İlaçları Üreticileri Derneği Genel Sekreteri Dr. Murat Kantarcı, Tarım Bakanlığı’nın aldığı kararın doğru olduğunu düşünüyor. Kantarcı, "Düzenleme, kalıntı sorununun önüne geçmek için önemli bir adım. Ayrıca, meyve sebze ihracatını da son derece rahatlatır." dedi. Murat Kantarcı, "AB’de meyve sebzede kalıntıyı izleyen ’Hızlı Alarm Sistemi’ var. Avrupa’ya ihraç edilen tarım ürünlerinde kalıntı çıkması halinde, bu sistem bütün üye ülkelere haber veriyor. Bunun sonucunda gelen ürünler daha sıkı denetleniyor. Dolayısıyla AB’nin riskli gördüğü ilaçları bizim de yasaklamamız lazım." değerlendirmesini yapıyor. Kaynak: Türkiye Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği |
Sık sık Türk tarım ürünlerinin yabancı ülke gümrüklerinden “pestisitli” olması nedeniyle geri döndüğü haberlerini okuruz. Gümrüklerden geri dönen pestisitli bu ürünler iç pazarda arzı endam eder. Aslında bu ürünlerin geri dönmesi Türkiyeli tüketici açısından sevindirici bir durum. Çünkü:
İç pazara sunulan tarım ürünlerindeki pestisit konusunda hemen hiçbir denetimin olmaması ve kontrol tarım ilacı kullanımı, toplum sağlığını tehdit eden en büyük unsur. Tarım Bakanlığı’nın denetim sorunları ve zararlı organizmaları engellemek, kontrol altına almak, ya da zararlarını azaltmak için kullanılan madde konuya bakışındaki endişe verici boyutun yanı sıra Sağlık Bakanlığı’nın koruyucu hekimlik yerine sadece arazı öteleme yani marazla ilgilenmek yerine hayatımızın ilaç firmalarının insafına terk etmiş olması manidardır.Bu bağlamda hemen tüm tarım ürünleri kullanılan ve bitki, hayvan ve daha da dönemlisi insan sağlığını tehdit edici pestisitlerle ilgili Wikipedia’daki Pestisit maddesini dikkatinize sunuyoruz. Pestisit, zararlı organizmaları engellemek, kontrol altına almak, ya da zararlarını azaltmak için kullanılan madde ya da maddelerden oluşan karışımlardır. Pestisit, kimyasal bir madde, virüs ya da bakteri gibi biyolojik bir ajan, antimikrobik, dezenfektan ya da herhangi bir araç olabilir. Zararlı organizmalar, insanların besin kaynaklarına, mal varlıklarına zarar veren, hastalık yayan böcekler, bitki patojenleri, yabani otlar, yumuşakçalar, kuşlar, memeliler, balıklar, solucanlar, ve mikroplar olabilir. Her ne kadar pestisitlerin kullanılmasının bazı yararları olsa da insanlar ve diğer hayvanlar için potensiyel toksisiteleri nedeniyle bazı sorunlarda yaratabilir. Etki Mekanizması Sistemik bir pestisitin mekanizması şu şekildedir: Pestisit bitki tarafından emildikten sonra bitki içinde yukarı (ksilem boyunca)ve dışarı hareket eder. Bu hareketin sonucu olarak bitki için sağlanan fayda artar. Buradan itibaren pestisit artık insektisit olarak adlandırılabilir. bu sistemik insektisit polan ve nektar ile etkisini gösterir. Etki gösterebilmesi, zararlı böceği öldürebilmesi için pollinatörlere ihtiyaç duyar. Pestisitlerin Hayvanlar ve İnsanlar Üzerine Olumsuz Etkileri Bir pestisid kimyasal bir madde ya da virüs veya bakteri gibi biyolojik bir ajan olabilir. Kimyasal pestisitlerin çoğu hedef organizmaya seçkin etkinlik gösteremedikleri için hedef organizma dışındaki organizmalarda da çeşitli hastalıklara yol açar hatta öldürücü olabilirler. Birçok pestisit insanlar için de zararlıdır. Kullanıldıkları canlıların yiyecek şeklinde insanlar tarafından kullanılmaları sonucunda insanlarda yaygın hastalıklara ve istenmeyen sıkıntılı durumlara sebep olurlar. Kimyasal pestisitlerin ve etken maddelerinin akut toksik etkileri vardır. Karbamatlar, organofosfatlar ve klorlanmış hidrokarbonları içeren bir çok pestisit genetoksik etkiye sahiptir. Tarım ile uğraşan ve pestisite maruz kalan insanlarda yapılan çalışmalarda bu bireylerde yapısal ve sayısal kromozom anomalileri ile kardeş kromatid değişiminde artmalar gözlenmiştir. Pestisitlerin kronik etkisine maruz kalan tarım işçilerinde birçok genetik hasarın yanı sıra karaciğer, böbrek ve kaslarda bozukluklar görülmüştür. Pestisit’in canlılar üzerindeki etkisi fetal yaşamdan (doğmamış çocuk) itibaren başlamaktadır. Bu ilaçlar plasentadanfetüse geçmekte ve bunu sonucu olarak düşükler, hiperpigmente ve hiperkeratatik çocuk doğumları görülmektedir. Yapılan hayvan deneylerinde ise radyoaktif olarak işaretlenip anneye verilen pestisitin 5 saat sonra plasentadan fetüse geçtiği ve fetüsün göz, sinir sistemi ve karaciğerine yerleştiği gözlenmiştir. Organofosfatlı ve karbamatlı insektisitler ise etkilerini doğrudan doğruya periferal ve merkezi sinir sistemi üzerinde göstererek canlı yaşamını tehdit etmektedir. Birçok pestisit insana, hayvanlara ve çevreye verdiği zarar vermektedir. Bununla ilgili ilk çalışmalar 70’li yılların başında, UNEP Stokholm İnsan Çevresi Konvansiyonu’nu hazırlayan süreçte göstermişlerdir. 30 yıl sonra ABD, Avustralya, Kanada, Japonya ve Yeni Zellanda, uluslararası baskılara boyun eğerek küresel anlaşma taslağının oluşturulmasına karar vermişlerdir. Bu çalışmalar kapsamında KOK (Kalıcı Organik Kirleticileri) olarak adlandırılan içlerinde tarımda da kullanımı yaygın olan birçok kimyasal ürün bazı özel durumlar hariç yasaklanmış ve KOK özelliği taşıyan yeni kimyasallarında üretilmesi yasaklanmıştır. Bu anlaşma kapsamında; aldrin, endrin, toksafen, klordan, dieldrin, heptakol, mireks, DDT ve endüstriyel kimyasallar olan heksaklorobenzen ve PCB’ler yasaklanmış ve stokları takip altına alınmıştır. Tarım ilaçlarının kan hücreleri üzerine de olumsuz etkileri vardır. Organofosforlu insektisitler eritrositlerin (kırmızı kan hücreleri) membran özelliklerini değiştirerek eritrosit fonksiyonun engellemektedir. Diğer bazı pestisitler de eritrositlerin boyutlarının ve yüzey şekillerinin bozulmasına ve eritrosit antioksidan sistem enzimlerinin aktivitelerinin değişmesine sebep olmaktadır. Pestisitlerin en önemli etkilerinden biri de asetilkolinesteraz enzimini inhibe etmeleridir. Bu durumda alt beyin kökünde solunum kontrol merkezlerinin baskılanması ile canlı ölüme gider. Yine pestisitlerde yapılan bir araştırmada pestisitlerin TCA enzimlerinin (malat dehidrojenaz, süksinat dehidrojenaz) inhibe olmasına sebep olduğu bulunmuştur. Pestisit Çeşitleri İnsektisit: Böcek, haşerelere karşı kullanılan ilaçlardır. Fungusit: Funguslara (Mantar) karşı kullanılan ilaçlardır. Herbisit: Yabancı otlara karşı kullanılan ilaçlardır. Mollusit: Yumuşakçalara karşı kullanılan ilaçlardır. Rodentisit: Kemirgenlere karşı kullanılan ilaçlardır. Nematisit: Yuvarlak solucanlara karşı kullanılan ilaçlardır. Akarisit: Akarlara karşı kullanılan ilaçlardır. Kanser 30 yaşın altında hızla artıyor! Neden acaba? http://www.gidahareketi.org/Tarim-Ur...27-haberi.aspx |
Alıntı:
|
Sn.İzzeterisen ;
****** etken maddelerini bildiren listeyi ekliyorum . Bu listeye bağlı 900 ilaç bulunuyor. Bakanlık tarafından üretimi ve ithalatı yasaklanan ilaç aktif maddeleri arasında, ``Alachlor, Ofurace, Difenzoquat, Aldicarb, Oxine-copper, Dimethipin, Endosulfan, Oxycarboxin, Endothal, Fentin hydroxide, Phenthoate, EPTC (ethyl dipropylthiocarbamate), Monolinuron, Primisulfuron, Ethirimol, Permethrin, Quizalofop, Fenpiclonil, Pyrazophos, Resmethrin, Simazine, Sethoxydim, Fluazifop, Vinclozolin, TCMTB, Flubenzimine, 1,3-Dichloropropene, Thiazafluron, Methoprene, Bromacil, Norflurazon`` bulunuyor. TİSİT Derneği Başkanı Harun Kipge, yaptığı değerlendirmede, bakanlığın AB`ye uyum amacıyla getirdiği üretim ve ithalat yasağından en fazla yerli üreticilerin etkileneceğini söyledi. Bakanlığın yasakladığı 74 ve yasaklama yönünde incelemelerini sürdürdüğü 55 aktif maddeye dayalı 900 ruhsatlı ürünün bulunduğunu belirten Kipge, bu ruhsatların 800`ünün yerli ilaç üreticilerine ait olduğunu bildirdi. Türkiye`nin, tarımsal ilaç üretiminde kullandığı aktif maddelerin yüzde 90`ından fazlasının ithal edildiğini, yani aktif madde açısından dışa bağımlı olduklarını anlatan Kipge, yerli firmaların bu aktif maddeleri alarak jenerik ilaç ürettiğini kaydetti. AB`ye uyum amacıyla yasaklanan bu aktif maddelerin büyük bölümünün halen ABD dahil gelişmiş ülkelerde kullanıldığını belirten Kipge, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı`nın yasaklama kararı alırken sektör ile görüş alışverişi yaptığını, ancak, sektörün ``ülke çıkarlarını dikkate alarak, fedakarlıkta bulunduğunu ve yasak kararına olumlu görüş bildirdiğini`` söyledi AB`nin aktif maddelere ilişkin yasak listesini düzenlerken, firmalardan ``aktif maddelerin insan ve çevre sağlığına etkileri``ni içeren bazı belgeler istediğini, firmaların da özellikle 20-30 yıl önce piyasaya sundukları, daha sonra da alternatifini geliştirdikleri ilaçlar konusunda, ticari kaygılarla bu belgeleri sunmadığını, takibini yapmadığını anlatan Kipge, dolayısıyla bu maddelerin, insan ve çevre sağlığına olumsuz bir etkisi olmasa bile, istenilen belgeler sunulmadığı için yasak kapsamına alındığını kaydetti. AB`nin, şimdiye kadar 135 aktif maddeyi yasak kapsamına aldığını belirten Harun Kipge, şu bilgiyi verdi: ``Yasak kapsamına alınan aktif maddelerin yüzde 90`ı, firmaların 30-40 yıl önce ürettiği, yeterince ticari kar elde ettiği, artık diğer ülkelerde jenerik ilaçları üretilen aktif maddeler. Firmalar, AB`nin istediği belgeleri sağlamanın maliyetinin 5-10 milyon avro olduğunu söylüyor. Yeterince ticari kar elde edilen bu aktif maddeler yerine yeni geliştirilen alternatif maddeleri daha çok satabilmek için eski ürünleri takip etmiyor. Belge vermeyince AB bunları, çevre ve insan sağlığına zararlı olmasa bile yasak kapsamına alıyor. Zaten AB`nin yasak listesi kesin değil. Firma daha sonra bu belgeleri sununca, o etken madde yasak listesinden çıkıyor. Söz gelimi, AB`nin yasak listesi yayımlandıktan sonra, listede bulunan 4 ürüne ilişkin gerekli belgeler sunuldu ve AB bunları görüşmeye, değerlendirmeye başladı. yani yasak listedeki aktif maddeler insan ve çevre sağlığı açısından kesinlikle zararlı diye bir şey yok. Firmaların takibi ile de ilgili..`` AB`nin yasaklama kararında, firmaların ticari kaygılarının ne derece etkili olduğu konusunda bir örnek veren Kipge, bir firmanın alternatif ilaç geliştirdiği için daha önce ürettiği kimyasalı takip etmeyerek yasak listesine aldırdığını anlattı. İngiltere`de buğday hastalıklarında kullanılan ve AB`nin yasakladığı bir aktif maddenin de yine İngiltere Sağlık Bakanlığı tarafından insanlarda hastalık tedavisi amacıyla ruhsatlandırıldığına işaret ederek, yasaklama kararında ``insan ve çevre sağlığına etkisinin`` tek etken olmadığını vurguladı. Tarım ve Köyişleri Bakanlığı`nın yasak listesine aldığı aktif maddeler arasında bulunan ``1,3-Dichloropropene`in, özellikle seralarda nematodlara karşı kullanılan çok önemli bir ürün olduğunu ve tarımsal üretimin devamı açısından kullanımının zorunlu olduğunu vurgulayan Kipge, AB`nin bu ürünü, tekrar değerlendirme listesine aldığını, ancak bakanlığın yine de yasakladığını söyledi. http://www.haberortak.com/Haber/Cevr...rine-yasak.php |
TİSİT Derneği Başkanı Harun Kipge yaptığı açıklama çok ilginç . Vay Halimize !!!
|
Tamamı yok mu acaba?
|
Genel liste yayınlanmadı. Etken maddeleri yayınlandığı için tam listeyi bulamıyoruz.
|
Tarım ilaçları reçete ile satılmalı'
Antakya Tarım Platformu Başkanı İrfan Hatipoğlu, tarım ve hayvan sağlığı ilaçlarının mutlaka reçeteli satılması gerektiğini söyledi. ANTAKYA - Reçete ile ilaç satışından rahatsız olanların kaygılarının ekonomik nedenlerden kaynaklandığını belirten Tarım Platformu Başkanı Hatipoğlu, reçetesiz ilaç satışlarının Türkiye`deki toprakların ve hayvanların zehir deposu olmasına neden olduğunu kaydetti Tarım topraklarının ağır metallerle ve tarım kimyasallarıyla verimsiz hale getirildiğini vurgulayan Hatipoğlu, denetimsiz kullanılan tarım ilaçlarının yalnızca toprağı zehirlemekle kalmadığını, aynı zamanda akarsularla göllere, denizlere ulaşarak deniz canlılarının da ölmesine neden olduğunu ifade etti. Hayvan sağlığında kullanılan antibiyotiklerin de serbestçe satılmasının hayvanları antibiyotik deposu haline getirdiğine dikkat çeken Hatipoğlu, `Bu durum, antibiyotik deposu olan et ve sütleri tüketen insanlarımızın sağlığını olumsuz etkilemektedir. Hayvan sağlığı ilaçları da izlemeye alınmalıdır. Reçetesiz satışa izin verilmemelidir` dedi. Tarım Bakanlığı`nın bu konudaki uygulamalarını desteklediklerini vurgulayan Hatipoğlu, çiftçiler ile tarım ilacı satıcılarının da bu uygulamaya alışmak zorunda olduklarını belirtti. Reçetesiz ilaç satışını hiçbir ziraat mühendisi ve veteriner hekimin savunamayacağını anlatan Hatipoğlu, reçetesiz ilaç satışını savunmanın ülke tarımına ve halk sağlığına ihanet olduğunu belirtti. http://www.roa-turkey.com/Gazete%20ROA.html |
Alıntı:
Evlerde ve küçük bahçelerde(Hobi bahçeleri) kullanılabilir. Handelsbezeichnung Wirkstoff Wirkungsbereich in Haus und Kleingarten zulässig Ticari İsmi Etken Madde Kullanım Alanı 2,4-D Berghoff 2,4-D Herbizid Aagrano GW Imazalil Fungizid Aagrano UW Carbendazim + Imazalil Fungizid Aatiram 65 Thiram Fungizid ABSOLUTE M Diflufenican + Flupyrsulfuron Herbizid Acanto Picoxystrobin Fungizid ACANTO Prima Cyprodinil + Picoxystrobin Fungizid ACCENT Nicosulfuron Herbizid Achat Propiconazol Fungizid Aco.sol PY-Z Pyrethrine Insektizid Acrobat Plus WG Mancozeb + Dimethomorph Fungizid ACTARA Thiamethoxam Insektizid Actellic 50 Pirimiphos-methyl Insektizid Activus Pendimethalin Herbizid AGENT Propiconazol + Fenpropidin Fungizid AGIL-S Propaquizafop Herbizid Agrimek Abamectin Akarizid, Insektizid Agroxone MCPA Herbizid Aktuan Dithianon + Cymoxanil Fungizid Aktuan Gold Dithianon + Dimethomorph Fungizid Aliette WG Fosetyl Fungizid ja Alister Diflufenican + Iodosulfuron + Mesosulfuron Herbizid Allflor Unkrautvernichter mit Rasendünger 2,4-D + Dicamba Dünger, Herbizid ja Allflor-Schneckenfrei Metaldehyd Molluskizid ja Alto 240 EC Cyproconazol Fungizid Alverde Metaflumizone Insektizid Amario MCPA + Clopyralid + Fluroxypyr Herbizid Amistar Azoxystrobin Fungizid AMISTAR Opti Chlorthalonil + Azoxystrobin Fungizid Aniten Super Ioxynil + Mecoprop-P Herbizid Mittel-Liste Suche Seite 1 von 37 Seiten Anzahl Mittel: 1090 |
Listenin tamamı 37 sayfa.
|
Forum saati Türkiye saatine göredir.
GMT +2. Şu an saat: 07:43. (Türkiye için GMT +2 seçilmelidir.) |
Forum vBulletin Version 3.8.5 Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0
agaclar.net © 2004 - 2025