![]() |
bilgilendirme için çok mersi dermana
|
Alıntı:
|
Ben de organik bir cins domates var o da fazla büyümüyor, en fazla bir mandalin kadar oluyor, ve bir domates fidesinde 5 adet kadar oluyor, daha sonra oluşanlar daha küçük kalıyor, organik olup her sene tohum alacağım iri ve lezzetli bir domates tohumunu nereden bulabilirim aceba , yardımcı olabilirmisiniz, teşekkürler.
|
Bir arkadaşımın bana F1 domates tohumları hediye etmesi üzerine, acaba şu
hibrit tohumların zararı yararı nedir diye merakım uyandı. Bu sayfalarda yazılanlara ek birşeyler öğrenmek için internet üzerinden biraz arama yaptım. Önüme ilk çıkan kaynaklardan anladığım ve önemli olduğunu düşündüğüm noktaları yazarak, bu işin profesyoneli arkadaşlara düzeltme bahanesiyle konu hakkında daha ayrıntılı bilgi verme fırsatı yaratayım. Hibrit tohumlar farklı tür bitkileri döllendirme yoluyla elde ediliyor. Doğru türlerin çaprazlanması sonucu ortaya daha dayanıklı ve/ya verimli tipler çıkıyor. (Buraya kadar herşey son derece doğal. Mendel'in deneylerinden farkı yok!). Bu kolay görünen işlemde, önemli bir pratik sorun var: elde edilen tohumların gerçekten hibrit olması. Eğer anne ve baba bitkiler kendi kendilerini dölleyebiliyorlarsa, kimin kimden geldiğine emin olmak çok zor. Kesin sonuç almak için şu tip çözümler bulunmuş: 1) Anne bitkinin çiçeklerinin erkek organlarının "elle" kısırlaştırılması (bunu herhangi mekanik bir yöntemle erkek organın safdışı bırakılması olarak anladım). Böylece anne bitkinin tohum üretebilmesi için polenin başka bir bitkiden sağlanması gerek. Bu tip kısırlaştırma için tuzlu su, karbon dioksit vb maddeler de kullanılıyormuş, ama bu durumda polen taşıyan arı gibi hayvanların ilgisi azaldiği için kullanımı azmiş. Büyük çaplı üretim için bu "elle bozma" işlemi biraz pahalı kaçıyormuş. Ayrıca küçük çiçekli bitkilerde uygulama zorlaşıyormuş. 2) Kısır anne bitki kullanma. Yani polen üretmeyen bir anne bitki bulma. 3) Kendi kendine verimli olmayan bitkiler kullanma. Yani anne bitkinin poleni var, ama kendi dişi organına uymuyor ve dölleyemiyor. Son iki şık için kendi soyunu devam ettirmesi zor anne babalar bulmak gerekiyor. Galiba bunları bulmanın yolu, ya doğal olarak görülen mutasyonları kullanmak (yani genleri kendiliğinden değişmiş tipleri kullanmak), veya kendine verimsiz yaban tipleri işin içine sokarak ayrıca çaprazlamalar yapmak. Bunlara geleneksel yöntemler deniyor. Geleneksel olmayan yöntem ise mutasyonu kontrollu bir biçimde istenilen bitkiye yerleştirme, yani genetikle oynama. Kıssadan hisse şunu çıkardım: hibrit tohum GDO demek değil, ama üretimindeki sorunları kolayca çözmek amacıyla GDO epeyce işin içine girmiş. |
Unutmadan yukarıda yazdıklarım için internette sağa sola bakınmanın ötesinde
şu kaynakları gözden geçirdim (google kitap aracında "F1 hybrid" yazınca ilk çıkan kitaplar, dil ingilizce): Plant Developmental Biology - Biotechnological Perspectives Eng-Chon Pua, Michael R. Davey (Editors), Springer (2010), sayfa 476-477. Science and the Garden: The Scientific Basis of Horticultural Practice edited by David S. Ingram, D. Vincerue, P.J. Gregory, sayfa 75. |
Merhaba
Bende gecen gun plastik kaplar icin ilk kez domates tohumu ektim.Yari torf yari toprak karisiminda.Sadece denemek amaci ile iki cesit aldim.Cheri ve F1 Verdiginiz yararli bilgiler icin tesekkurler..Elinize saglik |
Cok az sayida hibrit yetistiriyorum fakat hepsinden mutlaka tohum alip gelecek mevsimde nasil bir sonuc verecegine bakarim, surpriz yumurta gibi:) Ornegin daha once yetistirdigim Sweet 100 ceri domatesinden aldigim tohumlari birkac nesil boyunca yetistirip durayli hale getirmeye calisiyorum. Simdiye kadar F1 tohumdan yetistirdigim domateslerin hepsi en az F1 kadar verimli, ayrica meyveleri de en az onun kadar lezzetli.
|
Alıntı:
|
Yanilmiyorsam yeryuzunde 5000 civarinda domates cesidi oldugu tahmin ediliyor. Bu arada domatesin anavatani da Guney Amerika.
|
Alıntı:
Evladiyelik (atalık, hairloom) çeşitler açınım göstermezler. Şayet kendileri doğal olarak hibritlenmediyse her yıl aynı çeşidi istikrarlı olarak verir. Bunların dışında, özellikle evladiyelik çeşitlerin "yerelleşmesi" diye adlandırılabilecek bir kavram daha var. Bunda, tohum bir yerin iklimine ve toprağına alışır. Bir yerde ilk kez yetiştirilmesinden sonra oraya ait toprak, su, iklim bilgilerini genlerine kaydeder ve bu meyelerden alınan tohumlar ertesi sene aynı yerde tekrar yetiştirildiğinde genelde daha başarılı ürün verirler. Alıntı:
Ayrıca yine bu yıl yetiştirdiğim ve olağanüstü başarı gösteren bir hibridi benzer bir şekilde açarak altında yatan başarılı hairloom'u bulmaya çalışacağım. |
Genel olarak hibritlere cok tepkiyle bakiliyor; ama ben yerel ve geleneksel (heirloom) tohumlarin korunmasi tesvik edilmek ve bunun icin ozel onlemler alinmak kaydiyla hibrit tohumlarin da denenmesi gerektigini dusunuyorum. Ornegin yasadigim yerde domatesle ilgili arastirmalariyla bilinen bir universite gectigimiz sene Tasti-Lee isimli hibrit bir domates uretti. Cok lezzetli, verimli ve hastaliga dayanikli bir domates. Bu tip ticari amac gutmeyen arastirma amacli uretimler domatesin genetiginin daha iyi anlasilmasi bakimindan da onemli.
Esas bas belasi olan ve kesinlikle mucadele edilip yasaklanmasi gerekenler GDO'lu tohumlar. Maalesef su anda Amerika'nin geleneksel (heirloom) misir turlerinin -ki misirin anavatani da Guney Amerika (Meksika)- %50'den fazlasi GDO'lu urunler tarafindan safligini kaybetmis durumda. Yanyana tarlalarda misir eken iki ciftciden birisi GDO'lu, digeri geleneksel cesit ekerse olacagi bu. |
Bir de eger yanilmiyorsam GDO'lu tohumlarda misir icin gelistirdikleri sey su: Misirin genetik yapisina normalde kontrollu sekilde tirtillarla mucadele etmek icin kullandigimiz Bacillus Thuringiensis'i enjekte ediyorlar. Hal boyle olunca da tum canli dongusu alt ust olmus oluyor. Sanirim Turkiye'de bunu uretebilecek teknolojiye sahip tohum firmasi yok, yaniliyorsam duzeltin; ancak bir tohum firmasinin (adini ozel mesajdan sorarsaniz verebilirim) internet sayfasindaki tohum paketlerinin basinda BT yazdigini farkettim ve bunlar da Bacillus Thuringiensis'in bas harfleri. Bu ya dusunmeden yapilmis buyuk bir pazarlama hatasi, ya bu tohumlarin bir kismi yurtdisindan ithal ediliyor, ya da firma GDO'lu tohumlari kendisi uretiyor. Ustelik bu firma cok ozel birkac yerli tohum satiyor, alacaktim fakat konunun aslini bilemedigim icin tereddut ettim.
|
Bacillus Thuringiensis'i değil de BT'nin kelebek larvalarını enfekte ettiğinde tırtılın sindirim sisteminde bakterinin ürettiği bir toksik proteini mısırın DNA'sına yerleştiriyorlar.
Bu sebeple mısıra BT attığınızda temas yoluyla tırtıla bulaşan bakterinin sindirim sistemi gibi çok özel ve sınırlı bir ortamda üreyen proteini GDO ile mısırın kökünden tepe püskülüne kadar her bir hücresine yerleştirilmiş oluyorlar. Püskürtme yoluya BT atılan mısırda, şayet tırtıl varsa ve BT'ye maruz kalırsa bu tırtılların iç organlarında bulunan ve hiç bir şekilde tüketene ulaşmayan bu toksin, GDO'lu mısırla doğrudan tüketici olan insan ve hayvanlar tarafından doğrudan alınır durumda oluyor. Bunun sonunda bir çok böcek de hızla direnç geliştirdi ve bu böceklere artık BT de tesir etmiyor. İnsanlara ve hayvanlara olan etkileri de malum, uzun konu ve başlık uygun değil :) |
Bu arada bir ekleme yapmalıyım. Türkiyede tohum şirketlerinin GDO'lu tohum geliştirdiklerine dair bir duyumum yok (başka bir ülkede geliştirilmiş GDO'lu bir tohumun Türkiyede üretilmiş olduğuna dair bazı deliller hariç). Fakat bir üniversitemizin GDO'lu kavun geliştirme deneyi yaptığını biliyoruz. Bir kırkağaç çeşidinde yapılan genetik değişiklik sonrası deneme üretiminde kontrol edilemez ölçüde gen kaçışı tesbit edilip çalışma hemen durdurulmuştu. Yanlış hatırlamıyorsam buna ait yazılan makalede de gen kaçışının önlemezliğinden bahisle bitkilerde bu şekilde genetik değişikliğin yapılmaması gerektiği sonucu çıkıyordu.
|
f1 tohumdan elde edilen tohumdan tekrar ekip deneyen arkadaşlar var mı? ürün ne kadar eskisine benziyor, özellikle domates için tecrübesi olan oldu mu?
|
f1 tohum dan tohum alma
f1 tohum yani melezleme, tohum alsanız bile bir önceki yılın verimini yakalayamazsınız.Zaten üretici firmalar inanılmaz arge maliyeti harcıyor bunlara böyle bir şey olsa batarlardı hepsi:)
|
Arkadaslar, birkac gun once bir marketten sebze ve cicek tohumlari aldim. Tohumlari alirken ozellikle F1 olmayanlari tercih ettim ama sebze ve ciceklerin F1, hibrit tohum cesitleri coktu. Demekki cok satiliyor. Alicilar bu konuda ya bilincsiz, veya bile bile aliyor.
|
Tohum F1(hibrit) olunca, illa ki GDO'lu olacak diye bir kaide yok ki.
Bende hibrit türleri tercih ediyorum:) |
Pazardan çeri domates almış annem, tadı tam istediğim gibi tatlı çıktı. Uzun zamandır böyle bir domates arıyordum.
Acaba bu domateslerin hibrit tohumlardan elde edilip edilmediğini anlamanın bir yolu var mıdır? Tohumlarından saklayıp çimlendirmek dışında yapabileceğim bir şey var mı? |
Tohum firmaları Hibrit olmayan tohum satıyorlar mı?
|
Hangi Domates , biber, salatalık verimli, tohum markası lütfen
|
Hibrit meyvenin çekirdeğinden ağaç yetişir mi?
|
Hibrit meyvenin çekirdeğinden ağaç yetişir mi?
Meyve çekirdeği toplama etkinliklerinde meyve çekirdekleri toplanıp ekiliyor.
Ancak bu etkinliğe katılanların çoğu çekirdekleri marketten aldıkları meyvelerden temin ediyorlar. Bu meyveler hibrit ağaçlardan temin edildiyse ekilen çekirdekten ağaç yetişir mi? Yetişse bile bu ağaçların yayılması yerine köylerde bahçelerde organik olduğunu bildiğimiz ağaçları çoğaltmak daha iyi olmaz mı? Hibrit, yarı bodur veya bodur ağaçlar yerine organik olduğunu bildiğimiz ağaçların meyve çekirdeklerini ya da çeliklerini paylaşmalıyız... Meyve ağaçlarını çoğaltmak adına neler yapılabilir? Bu konuda bilgisi olan arkadaşlar yanıt verirlerse sevinirim. |
Alıntı:
incelediğim bir kaç tür hibrit ve melezlemeden bahsetmek isterim 2 si arasında dağlar kadar fark var. Domates Patates Hibriti aynı şekilde doğal yollar ile melezlenmiş domates. Domates bitkisinin sözde yerli dediğimiz genetiği oynanmamış türlerin çok dayanıksız olduğu kısa sürede bozulduğu ve çürüdüğü ayrıca veriminin çok düşük olmasının yanında çok geç yetiştiği söylenmektedir sözde bizim Ülkemizin mühendisleri dediğimiz ZİRAAT MÜÜHENDİSLERİ. Fakat öyle bir durum kesinlikle söz konusu değildir tamamen kandırmaca ve para hırsının gözlerini bürümüş olmasından kaynaklıdır. Hibrit türüne bakacak olursak verimi yüksek çabuk olgunlaşması dışında hiç bir kazanımı yoktur tam aksine bir durum söz konusudur uzun ömürlü değildir 1 haftanın sonunda kara küflenme ya da içeriğindeki tohumlukların filizlenip yeniden yeşermesi gibi saçma bir durum söz konusudur. Birde kansere karşı normalde koruyucu olan yerel türlerin aksine hibrit türlerde aşırı alerjen bünye yapısının oluşması, Kanserin baş tetikleyicilerinden ve Kısırlığın sorumlusu olması cabası. Sebebi ne bu kadar zararın diye soracaksınız sebebi aslında sözde Bilim erbabı kişilerin sadece para odaklı yaşaması ve çalışmasıdır. Domates hibritinde Balık geni aşısı bulunmaktadır Patateste Tavuk geni aşısı bu sebeplerden dolayı olması gereken bitkiden çok bilim kurgu filmlerinde ki yaratıktan farkları yoktur. Darvin teorisi ile kesinlikle uzaktan yakından alakası yok yapılanların hibrit türlerde. Meyve ağaçlarında da aynı durumlar söz konusu muhakkak yanlış diyenler olacaktır ama kusura bakmayın bu iş üstünde çalışan büyük türk profesörler bile doğrulamakta yukarıda yazılanları ayrıca Yurt dışı ülkelerin çoğu Hibrit türlerden arınmanın peşinde ülkemizde var olan endemik türleri alıp kendi ülkelerinde üretip tekrar değişik adlar altında ülkemize satmaktadırlar belki de umursanmayan en acı gerçek YOZLAŞMANIN ötesine geçmeyi başarabilmemiz olmasıdır. |
Alıntı:
Hibrit bitki elde etme yeni bir olay değil, tarım toplumuna geçtiğimiz zamanlardan beri yapılan bir şey. Tam Türkçe karşılığı ne olur bilmiyorum ama buna "selective breeding" deniyor. Kısaca tanımlamak gerekirse birbirine yakın fakat farklı tür iki bitkinin çapraz döllenmesi sonucu her iki bitkinin de iyi taraflarını almış yeni bir varyete türetme işi diyebiliriz. Geleneksel tarımda da yapılıyordu bu, tek farkı bu çapraz döllenme ve seçici üretimle yeni bir tür oluşturmak 7-8 kuşak sürüyordu. Yani güçlü ve verimli bir tür oluşturmak için yakın türler seçilerek 7-8 kuşak çapraz döllenme yapılıyordu. Ne olduysa Darvin ve Mendel'in bu türleri ortaya çıkarmak için yaptığı çalışmalarda oldu. Bunlar 7-8 kuşak beklemek yerine ilk kuşakta istedikleri türleri elde edebilen bir yol buldular. Yani aslında yine doğal olan ve düşük bir ihtimal de olsa doğada kendi kendine olabilecek bir türlenmeyi tek kuşağa indirdiler. Bu şekilde oluşturulan bitkilere F1 Hibrit deniyor. F1 Hibrit bitki türleri doğal türlerden farklı değildir. Sadece farklı fakat yakın türlerin çaprazlamasından oluşan yine doğal özellikler gösteren türlerdir. Ama bunlarında bir eksiklikleri var, döllenme. Hibrit türler genel olarak ya tohum vermez ya da verse bile bu tohumların çimlenmesi çok zordur. Ama yapılan araştırmalar yohum alınabilen hibrit türlerin 5-6 kuşak sonra tekrardan çimlenen tohum verdiği görülmüştür. Diğer taraftan sizin örneklerini verdiğiniz şeyler, hibrit değil, GDOlu ürünler. Adı üzerinde zaten "genetiği değiştirilmiş organizma". Bu değiştirme ya bitki-bitki ya da bitki-hayvan arasında yapılabiliyor. Örneğin bazı mısır türlerine bir bakteri enjekte edilerek zararlılara karşı kendini savunabilen mısır türleri ortaya çıkarılabiliyor. Hibritleme işlemini herkes kendi bahçesinde bile yapabilirken GDO'lu tohum üretmek ancak büyük laboratuvalarda yapılabiliyor ve hemen hemen istenilen bütün özelliklerde ürünler alınabiliyor. GDO'lu tohumlar üzerinde araştırma çalışmaları hala sürmekte ve sonraki kuşaklarda ne şekilde değişebilecekleri bilinmiyor. Elbetteki geleneksel ürünlerin sunduğu şeyi sunmuyorlar ve binlerce yıllık evrim süresinde canlı olarak alıştığımız organizmalardan farklı bir organizma teşkil ediyorlar ve bu da bir sürü sorunu beraberinde getiriyor. Ama maalesef şu anda piyasadaki sebze-meyvelerin büyük çoğunluğunda GDO kalıntıları bulunmakta ve bu da büyük bir risk oluşurmaktadır. Konunun başına dönecek olursam, evet hibrit tohum paylaşılmaması gerekiyor, çünkü çimlenme şansları yok ya da çok az. Bunun yerine kendimizin çimlendirdiği ve büyük oranda başarılı olduğumuz tohumlar paylaşılmalı. Öbür taraftan market veya manvdan alınan çoğu ürün GDO'lu olduğu için onları hiç dağıtmamalıyız. Keşke imkan olsa da bütün türlerde doğal ve geleneksel tohum elde edilebilse ama maalesef günümüz şartlarında bu imkansız. Ama yine tekrar edeyim hibrit ve GDO aynı şey değildir. |
Pazardan aldığım salkım domatesten(hani şu 5-6 TL ye satılanlardan)
Yerken tohum aldım, ve fide yaptım, yerlerine ekerken işaretledim. Salkım domates diye belirttim. Çıkanlar, mini çeri yuvarlak, yine mini çeri alt kısmı uzun, büyüklük olarak kendine benzeyen salkım, ve 4. olarak, yine kendine benzeyen salkım, ama sarı renkte. tatları orjinalinden farklı değil, verim gayet güzel. yanındaki pembeler çiçek dökerken salkımların hepsi domates döküyor. Sanırım pazardan aldığım domates F1 di. |
Forum saati Türkiye saatine göredir.
GMT +2. Şu an saat: 18:37. (Türkiye için GMT +2 seçilmelidir.) |
Forum vBulletin Version 3.8.5 Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0
agaclar.net © 2004 - 2025