![]() |
Çizim şahane olmuş.
Bol şans... |
Selam, Damacana PVC ye (pvc'nin ağzı normal açıkken mi?) ters çevrilip konuyor. PVC lerin sabitlenmesi gerekir herhalde bu durumda emniyetle sistem durdurulamaz. Diğer PVC'ye de bitki mi dikilecek. Bu durumda damacanadaki su (besin) ancak buharlaşma oranında sisteme inecektir. Bu durumda ortamın nisbi nemi ve hava sıcaklığına göre değişir. Oysa sudaki besin azalacak, bu durumda damacanadan su eriyik yoğunluğu nedeniyle sistem içine inebilir mi?
|
1 Eklenti(ler)
Herkese merhabalar,
Aranıza yeni katılmış olmaktan büyük mutluluk duyuyorum. 28 Kasım' dan beri yaptığınız bütün çalışmaları büyük bir ilgi ile okuyorum. Her satırını kaçırmamaya çalışıyorum. Bu güne kadar sadece Sayın Kudret Tezel' le tanışmış oldum ama derler ya bir kitap okudum hayatım değişti diye. Bende siteye üye olduktan sonra yapılan ve yazılanlardan o kadar etkilendim ki, bu işe başlayacaksam otomatik düzenle başlamalıyım dedim ve Sayın Tezel' le yaptığımız ilk yazışmada Topraksız Tarım Uygulamaları (Şematik anlatım) başlığındaki sayfada birde çizim yaparak fikrini sormuştum. Sağolsun bana öyle bir uyarıda bulundu ki tekrar bütün forumu yeniden incelemek durumunda kaldım ve Sayın Elektronik'in Durgun Su Kültürü ve otomatik besin seviye algılama sistemi başlığındaki sayfaları okuyunca konuya bakıştaki ufkum değişti. O sayfalarda Sayın Elektronikin yetiştirdiği salatalık resimlerindeki kökleri ve beraberinde yazdıklarını okuyunca bu iş için otomatik devri daim sistemlerinin gereksiz olduğuna kani oldum ve hatta besini devri daim yaparak ana besleme tankına gönderilen EC ' si yükselmiş kirli besin ile bir anda depodaki bütün sıvıyı EC' si ve Ph' ı belirsiz bir sıvı haline getirdiğimizi keşfettim. Buradaki tek amaç köklere her daim günlük ihtiyacı olan 1,5 - 2 litre besin sıvısını ulaştırmak ve besin sıvısı değişim periyodunda kökleri iyice yıkamak, birde köklere verilen besin sıvısına gerekli oksijeni karıştırarak havalandırmak. Elektronik' in sayfalarını okurken sonlara doğru Sayın akinselçuk' un elekronik bilgisi olmayanlar için seviye düzeneği diye hazırladığı bir çizimi gördüm. Kendisine buradan çok teşekkürler ediyorum. Çünki kafamdaki düşündüğüm projede bütün taşlar yerlerine oturmuş oldu. Bu arada Sayın Tezel'in akıllı saksı sisteminide incelemiş ve nasıl geliştirebilirim diye kafa patlatıyordum. Çizdiğim ilk teknik resimde ben 6 kök domates fidesi için bir düzenek hazırlamıştım ama hiç iki kök domatesi yan yana yetiştirmemiş biri olarak, domates fidelerinin ne kadar dm2 alana ihtiyaç duyabileceklerini hesaba katmamıştım. Sayın Kudret Tezel bu eksiğimi gösterip mevcut düzeneğe bir veya en fazla iki kök domates fidesi sığar deyince her şeyi yeni baştan düşünmek zorunda kaldım. Balkonda o kadar büyük yeri bulmakta ve öyle bir sistemde o kadar kök için gerekli ana besin tankını sıvısı ile birlikte balkonda barındırmakta problem olacaktı. Hatta bu arada Sayın Malbman' ın 11 şişeli akan su kültürü sisteminide inceledim. Gittim yepyeni pompa bile aldım. Daha küçük besin deposu ile 11 adet saksıyı besleyebildiği için. Ama yine de sistemde dolaştırdığı sıvı 2 Adet damacanadan fazladır. Ama sistemi devreye aldıktan bir gün sonra sayın Malbman' a veya akan su kültürü ile akan sıvıyı ana besin tankına geri döndüren herhangi birine ana besin tankındaki sıvının EC' si ve Ph' ı nedir diye sorsanız yeniden ölçüm yapmadan size hiç bir şey söyleyemez. Halbuki bir önceki mesajımda eklediğim çizimle ilgili çalışmalarımı bütün bayram boyunca sürdürdüm ve çeşitli deneyler yaptım. Sayın Nariçi sizin tereddütlerinizi Elektronik'in sayfasına Kahyanur diye bir arkadaşımız da sormuştu. Damacanın ağzı açık ters çevirirsek konulurken su foşş diye boşalacak diye korkusu vardı. Bayramda bunun denemelerini yaptım, akışı kontrol edebilmek için önce deliğin kontrol edilebilir ölçüde olması gerekir diye düşünerek ve seviye kontrolu yapmak için damacanın mavi kapağını hiç çıkarmadan tam ortasına bir tükenmez kalemin plastik boru kısmının sıkı geçeceği şekilde delik deldim ve kalemden elde ettiğim boruyuda aşağı yukarı kaydırarak PVC borudaki sıvı seviyesini kontrol etmeyi düşündüm. Deney gayet olumlu idi. Damacanadan hiç sıvı sıçratmadan parmağınızla borunun ucunu tıkayarak ters çevirip PVC borunun üstüne yerleştirebiliyordunuz ama bir sorun olduğunu farkettim. Seri bağlı ikinci PVC borudan (Yani benim saksı olarak kullanacağım ve bitkinin köklerinin sıvıyı içerek azaltacağı) akvaryum hortumu ile sifon yaparak suyu boşaltmaya başladığım halde damacanadan sisteme su beslemesi yapmıyordu. Yani tükenmez kalemin iç kesiti damacana içine yeterince hava girişini sağlamıyordu. Bunun üzerine damacana kapağındaki kalem borusunu çıkardım ve mavi kapak üzerindeki deliği yine parmakla tıkanacilecek bir boyutta olmak kaydı ile büyüttüm ve hiç su sıçratmadan PVC boru üzerine koydum ve sistem diğer PVC borudan su azaltmamla birlikte tıkır tıkır çalışmaya başladı. Yalnız yine bir problem vardı. Ben PVC boruların ikisinide aynı boy almıştım. Halbuki damacananın boyun kısmı 8 - 9 cm PVC borunun içine girdiği için ikinci PVC boruda da su seviyesi 8 -9 cm aşağıda kalıyordu. Halbuki ben sıvıyı tutturacağım strafor diski PVC borunun içine yüzer şekilde sıvı ile temaslı bırakmak istiyordum ve sıvının PVC borunun üst kenarından 3-4 cm aşağıda olmasını istiyordum. Demek ki benim sıvı seviyesini bir şekilde kontrol etmem gerekti. Bayram olmasına bakmadan tekrar PVC boru satan yerin yolunu tuttum ve bir adet kayar manşon aldım. Bunu damacanayı yerleştireceğim PVC borunun üstüne taktım ve kayma özelliğinden de faydalanarak çok basit bir seviye kontrol düzeneği oluşturdum. Buradan bana bu fikir için ışık tutan akinselçuk' a tekrar teşekkür ediyorum. Sonra sistemin çalıştığını görünce aklıma neden seri olarak bu düzeneğe ilave PVC boru saksılar ilave etmeyeyim diye düşündüm ve bayram biter bitmez Ümraniye' de damla boru sistemleri boru ve bağlantı parçaları satan bir firmanın içinde buldum kendimi. Bir hevesle iki adet İlave Ø110 PVC boru ve uç kapatma tapası, vana, dirsek, Te, boru ve contalardan gereğinden de fazla alarak eve döndüm. Bu arada Bauhaustan PVC boruları delmek için özel bir matkap ucuna takılan freze çakısı aldım. PVC boruları deldim. Damla sulamacıdan aldığım contaları taktım, delik çapı çok az büyük geldiği için tüm hevesim kursağımda kaldı. Contalar vazife göremez halde idi. Contaların PVC boruya geçtiği yerleri silikon tabancası ile doldurdum ve ertesi güne kurumaya bıraktım. Bu sabah uyanır uyanmaz ilk işim PVC borulara su doldurup sızdırmazlık denemesi yapmak oldu ama sonuç yine hüsran. Damla sulamada branşmanlarda su kaçırsada (damla şeklinde) yine toprağa ve bitki köküne ulaşacağı için sızdırmazlık o kadar önemli değil ama balkonda damlayan her damla su etrafı kirleteceği için problem olacak. Bu yüzden aldığım bütün bağlantı elemanlarından vazgeçip bu bağlantıları Pnömatik devrelerinde kullanılan fitting ve hortumlarla yapacağım. Benim kafamda projede bir eksiklik kalmadı. Tek eksiğim Sayın Kudret Tezel' den sıvı besin kitlerini alıp sistemi doldurup çalışır vaziyete getirmek. Ondan sonrası fide için tohum ve çimlendirme işine girmek. Elimde geçen seneden toprak saksı için aldığım Marmande cinsi domates ve salatalık tohumu var. Ayrıca birde bir tanıdık yöresini şimdi hatırlamıyorum pembe domateslere benzeyen çok iri bir domates cinsinden yememiz için hediye göndermişti. Domates çok hoşuma gittiği için çekirdeklerinden çok az bir miktar alıp peçetenin arasına koymuştum. O zaman henüz agaclar.net hastalığım başlamamıştı. Sırası gelmişken bir prototip olarak yaptığım bu sistemi forumda bu işte tecrübeli bütün arkadaşlarla tartışmak isterim. Çünki sistemde saksı içindeki sıvıyı ve kökleri havalandırmak için kullanılacak hava motorunun gücünden başka bir enerji sarfiyatı yok, sistemdeki svı her an kontrol altında. Neden diyeceksiniz? Benim düşündüğüm sistemde her bir saksıda Ø110x300 = 2,6 litre sıvı boşluğu var, bundan birde bitkinin köklerinin kapladığı hacim düşülerse nerede ise 1-1,5 litrelik bir sıvı hacmi var. Bu da yine sayın Kudret Tezel' in tecrübelerinden öğrendiğim kadarıyla bir kök domates fidesinin bir günlük besin ihtiyacı. Yani ben besleme tankı olmayan bir manuel sulama sistemli saksı yapsa idim hergün gelip bu saksıyı dolduracaktımve akşama kadar fide bu suyu içip bitirecekti. Dolayısıyla ben hergün EC ve Ph' sını bildiğim yeni sıvı takviye edecektim, buda benim ana besin tankımda her an için hazır var zaten. Tek dikkat edilecek husus bitki yapraklarının rengine ve gelişmesine bakılarak veya 15-20 günlük periyotlarla kökleri PVC boru içinden çıkarıp temiz su ile yıkamak. Atladığım veya göremediğim bir şeyler varsa uyarılarınızı bekliyorum. Hatta bu konuda sera ile uğraştığı için Envor' un eleştirilerini bilmek isterdim. Çünki yaptığım bu prototip çalışır ve domates alabilirsem Sayın Envor' la bu sistemin normal seralarda da uygulanabilirliği konusunda tartışmak istiyorum. Minimum enerji ve sıvı besin sarfiyatıyla iyi bir çözüm olabileceği kanısındayım. Kudret Bey sizdende sabırsızlıkla eleştirilerinizi ve sıvı besin temini için yardımlarınızı bekliyorum. Saygılar. |
4 Eklenti(ler)
Damla Sulama ekipmanları
|
Bayramda montaj ve sızdırmazlık deneyleri. 3. saksıda boğaz contası yapışmadığı için hiç bağlayamadım. Yeni bağlantı elemanları ile yaptıktan sonra sistemi tam olarak gönderirim inşallah. Birde üzerinde domates fideleri ile umarım.
|
Sercan bey, bu sistemde damacanadaki su bitinceye kadar beklenecek mi, önceki yorumumun son kısmı da yanıtsız kaldı. Kullanıma giren besin suyunun eksilmesi halinde damacanadan su inecektir buda ancak bitki emilimi ve buharlaşma ile olacak bu durumda çok uzun sürecek ve kullanımdaki eriyiğin besinsiz kalacağı sorunu olabilir. Ama besi suyunun yoğunluk farklılığı nedeni ile damacanadan karışım yapılabiliyorsa sorun yok.
|
Alıntı:
Bu işlem süreç içerisinde mikro seviyelerde gerçekleşir ve gün sonunda sistemde ne kadar besin eriyiği azalmışsa, o kadar eriyik takviyesiyle yine neredeyse ilk haline gelir. Bu işlemi de sonsuza dek aynı döngü ile yapmadığınız için (besin eriyiğini önceleri haftada bir, bitkileriniz geliştikçe 3 ya da 4 günde bir tamamen yenileyip sistemde yalnızca su dolaştırmak bunun içindir) besin eriyiğiniz sandığınız gibi EC ve ph' ı belirsiz bir atık haline gelmeyecektir. |
Alıntı:
Ama amatörce yapılan bu işleri de deney ve gözlemler sayesinde bir takım standartlara oturtma şansımız var. Zira bitkilerimiz gözümüzün önünde ve her ne kadar hazırladığımız besin eriyiğinin EC ve ph' sini bilmiyorsak da, bitkilerimizin durumundan kolaylıkla anlayabiliriz. Gözlediğimiz olumsuzluklara göre deneme yanılma yöntemiyle bir takım değerler elde eder ve bunlar sayesinde bitkilerimize daha uygun ortamlar sağlayabiliriz. Sevgi ve saygılarımla |
Sayın Nariçi,
Sizin sorunuz kısa olduğu için önce size yazmak istedim. Damacanada formüle göre hazırlanmış EC' si ve Ph' ı belli hiç kullanılmamış sıvı besin her an hazır bekliyor, saksılarınızdaki fideleri sebilden su için insanlar gibi düşünürsek birinci saksınız bir bardak su içerse damacanadan sisteme bir bardak taze besin sıvısı ilave oluyor. (Birleşik kaplardaki sıvı seviyesi dengelenme prensibinden, ikinci saksınız 2 bardak sıvı tüketirse damacanadan iki bardak su sisteme ilave ediliyor. Damacanadaki sıvı besin bitene kadar bu işlem böyle devam ediyor. Damacanada sıvı besin bitince yeni sıvı besin hazırlayıp dolduruyoruz. Buda sisteme bağlı saksı sayısına bağlı herhangi bir sürede olabilir. Damacanadan gelen yeni sıvı mutlaka saksılara dolmak isteyecektir hiç kuşkunuz olmasın. Bunu şöylede düşünebiliriz, her gün damacanadan bir bardak suyu alıp saksıya manuel sulama yapıyormuş gibi. Zaten saksının hacmi nerede ise bir kök domates fidesinin bir günde bitireceği kadar hacimde. Yani hergün manuel olarak saksınızı sıfırdan dolduruyormuş gibi düşünebilirsiniz. Umarım tereddütlerinizin cevabını bulmuşsunuzdur. Saygılar. |
Sayın Malbman; öncelikle geçmiş bayramınızı kutluyorum. Ama bütün forum sakinleri olarak benim bayramımı sabote ettiğinizi söyleyebilirim. Bu ne bulaşıcı bir hastalıkmış böyle. Aralık ayında kış mevsiminin başlangıcı olmasına rağmen sanki domates fideleri açıkta kalmışta solacakmış gibi bir heyecan bir telaş sormayın.
Ben emekli makina mühendisiyim. Tarımdan hiç anlamam, geçen sene saksıda hiç ilgilenmeden 3 adet domates yetişti ve ne olduysa o 3 Adet ceviz büyüklüğünde domatesi yiyince oldu. Herhalde oradan bulaştı diyorum. Sonra internette araştırırken agaclar.net' i keşfettim. 28 Kasımdan bu yana forumda ne var ne yok okumaya çalışıyorum, birazda mesleki hastalıktan olacak devri daim pompaları ve bu sistemlere aşina olduğum için forumda en çok sevdiğim uygulamalardan biride sizinki olmuştu ve gerçekten Kudret Bey' le ilk yazışmamdan sonra ilk iş Carrefour Kozyatağındaki Petshop tan 1 Adet ATMAN marka hava motoru, 1 Adet' te ATMAN marka 2000 lt/h' lik devri daim pompası aldım. Ama Sayın Kudret Tezel' le yazıştıktan sonra çizdiğim modelde 6 kök domates fidesi yapamayacağımı öğrenince üzüldüm. Düşünceme en yakın ve kök sayısı benim düşündüğümdende fazla olan sizin sisteminiz belki daha uygun diye epeyce kafa patlattım. Ama sağolsun yine Kudret Bey her kök günde 1- 1,5 litre su tüketir deyince 11 köke sıvı besin takviye etmek için hiç değilse haftada bir takviye yapmak kaydı ile bile olsa yinede oldukça büyük bir ana besin tankına ihtiyaç olacak diye düşünerek sizin sistemden başka ne yapabilirim diye araştırmaya devam dedim ve önceki mesajlarımdada hikayesini anlattığım gibi balkon gibi dar alanlarda belkide en uygununun durdun su kültürü olduğuna karar verdim. Yoksa dün gece geç vakitte yazdığım mesajda belkide amacını aşarak devri daimli sistemler gereksiz diye bir şey söylediysem peşinen özür diler ve düzeltmek isterim. Ama tanışmışken yeni düşündüğüm sistemdeki açıklarımı ve eksiklerimi tartışarak tamamlamak isterim. Mesala siz kaç günde bir sistemdeki sıvıyı komple boşaltıp yeniliyorsunuz, yoksa sürekli eksileni tamamlayarak mı gidiyorsunuz. Ben sıvı besininin ve köklerin havalandırılması için her saksıyı akvaryum hava mororu ile havalandırmayı düşünüyorum. Bu yeterli olmaz mı? Oğlumu okuldan almak için şimdilik affınızı rica ediyorum. Daha sonra görüşmek dileğiyle. Saygılar |
Sayın Sarıcan; mesajımın en başında da yazdığım gibi, Allah acil şifalar versin:p Durun bakalım daha ne bayramlar, ne doğum günleri, ne evlilik yıldönümleri sabote olacak bu bitkiler yüzünden:D:D Ayrıca ne için özür dilediğinizi anlamadım. Ben sizin yazdıklarınızdan devri daim sistemlerinin gereksiz olduğunu düşündüğünüz gibi bir sonuç çıkarmadım. Yalnızca katılmadığım yönleri belirtmek istedim. Sizi bu şekilde düşünmeye sevk ettiysem asıl ben özür dilerim. İnternette bu türden yanlış anlaşılmalar ne yazık ki çok sık oluyor. Çünkü karşı karşıya değiliz ve ne o anki mimiklerimizi ne de beden dilimizi görme şansımız var.
Gelelim sorularınıza. İsterseniz sondan başa doğru gideyim. Öncelikle, yazın uyguladığım 11 saksılı sistemde 4 ya da beş gün boyunca gün içinde eksilen miktarı tamamlayarak 4. ya da 5. günün sonunda tüm besini değiştiriyordum. Ama benim domatesler en hızlı zamanlarında bile adam başı 1-1,5 lt. besin tüketmediler. Kudret hocamın bitkileri benimkilerden çok daha gelişmişti. Onlar tüketmiştir. Ama öyle bile olsa, 11 kök bitkiye günde en fazla 15 lt. gibi bir takviye yapmanız gerekir ki bunun için de benim kullandığım küçük bir tank işinizi rahatça görecektir. Sizin sisteme gelince: açıkça söylemek gerekirse bu konuda çekincelerim var. En başta su hiç devri daim etmeyeceği için, durduk yerde en ufak bir ışıktan bile yosunlanacaktır, ki bu da bitkinin besin eriyiğini almasını engelleyip gelişimini yavaşlatacak, hatta durduracaktır. Bu nedenle bu sistemde ısrar edecekseniz, en azından besin eriyiğinin ışık almasını engellemelisiniz. Bunun için besin tankını griye boyayın derim. Bir yabancı sitede yosunlanmaya karşı en nötr rengin gri olduğunu okumuş ve bizzat uygulamıştım. Kullandığım besin tankını ve saksı olarak kullandığım kola şişelerini griye boyamış ve yazın neredeyse sistem tüm gün güneşin altında kalmasına rağmen, en ufak bir yosun problemi yaşamamıştım. Saksılara akvaryum motoru ile hava vermek iyi bir fikir ama, yarın bir gün seri bağlayarak 6-7 tane saksı kullanmaya başladığınızda tek bir motor yeterli gelecek mi? Motorun yetersiz geldiği yerden itibaren, devreye ikinci bir motor girmesi gerekecek ki, bu da yeni bir masraf demek olacak. Bir de sayın Nariçi' nin de belirttiği gibi, besin tankı olarak kullandığınız bidonu sağlam bir şekilde sabitlemeniz gerekecek. Yalnızca yüzlük bir pimaşın üzerinde pek sağlam duracak gibi görünmüyor. Bu yazdıklarım profesyonelce fikirler değil, tamamen kendi gözlem ve tecrübelerime dayanarak kestiğim ahkamlardır:D Profesyonel arkadaşlarımız çok daha yararlı bilgiler vereceklerdir. Size kolaylıklar diliyorum. Saygılarımla. |
1 Eklenti(ler)
Sayın Malbman, iyi dilekleriniz için teşekkür ediyorum. Tartışma tam istediğim noktaya geliyor. İşin mekanik, emniyet ve ışık problemini çözmek o kadar basit ki. Biraz abartarak çizdim ama balkonun bir köşesine konulacak damacananın devrilmesi mümkün değil ama allah korusun deprem falan olur diye damacanayı iki duvar arasına bir kelepçe ile bağlamakta mümkün veya ışık geçirmeyide engellesin diye iki duvarı olan düşey bir kutu veya kasa ile komple damacanayı izole etmekte mümkün.
Diğer saksı borulara gelince onlar zaten tabii gri renkteki atık su boruları, ağızlarıda bitkiyi tutmak için düşündüğüm ve boruya piston gibi giren iki kat 18 mm kalınlığında strafor. İki kat strafor koymayı düşünüyorum çünki bitkiyi geçirmek istediğim yarıkları birbiri ile 180 derece zıt yerleştirerek bitkiyi kelepçe gibi kucaklamak istiyorum. 36 mm pistondan ışık sızarak saksı içindeki sıvıyı yosunlaştırması mümkün değil, ki olsa bile siyah bir poşet geçirerek hallederim. Beni asıl düşündüren saksıda demek istemiyorum, çünki benim saksılar vazoyu andırıyor. Teknik olarak vazoda manuel sulama ile topraksız tarım yapılabilirmi? Yani gelişmiş bir kökün rahatlıkla sığacağı boru şeklinde bir hacim. Bu vazoya gerekirse hava motoru ile hava takviyesi yapılabilir. Ben bir haftadır bu sorunun cevabını arıyorum. Zannederim bir kaç gündür Sayın Tezel foruma girmiyor, bu teknik konuyu onada sordum. Hatta durgun su ile Sayın Envor kavanozda çok güzel domates yetiştirmişti, belki mesajım dikkatini çekerse diye onada sordum ama bugüne kadar bir cevap alamadım. Eğer sayın üstatlar bu iş olabilir derse, işte ben o zaman sizlere diyebileceğim ki devri daimli sistemlerinizden vaz geçin. Neden derseniz? Bitkiye sıvı besin takviyesi anlık ve her zaman taze besin çünki ana besin tankı her zaman en saf halinde, yani geri dönüş yok. Enerji gerektirmiyor. Devri daim motoru ile kıyaslarsak devri daim motor gücü 38 watt, buna karşılık hava motoru gücü 3,7 watt. Yani onda biri. Ayrıca bu sistemler gün gelecek arıza yapacak. Üç beş günlüğüne evden uzak kaldığınızda elektrik kesilirse , devri daim motoru veya zamanı kontrol eden timer arıza yaparsa vay haline sistemdeki bitkilerin veya masrafın. Halbuki durgun su kültüründe hava motoru arıza yapsa bile bitkinin ihtiyacı olan taze besin her an servis edilmekte. Ta ki damacanada sıvı bitene kadar. Eğer Kudret veya Envor üstatlar bu iş olur derlerse sistemden damacanayı kaldırıp onun yerine 50 lt' lik büyük plastik bidon alacağım. Damla sulamacıda depoyu beğendim bile. Benim tek sorunum teknik olarak vazoda domates yetişir mi? Sayın Envor bu sistem işler derse seralarda bir kaç tonluk depolarla bile bu sistemin uygulanabileceğinden eminim. Hiç bir enerji sarfetmeden, doğanın bize sunduğu fizik kanunlarından faydalanarak. |
Merhaba sevgili arkadaşlarım. Bayram dönüşü bilet bulamadığım için dönüş bu güne kaldı ve gelir gelmez bilgisayarımı açtım ve birde ne göreyim etraf savaş alanı.Bu işi onun için seviyorum, özgürce istediğini düşünüyorsun para harcıyorsun zaman harcıyorsun ,bu işi ben yaparım arkadaş , bu iş böyle yapılır işte bukadar diyorsun,Amerika orası değil burası diye yeni yeni keşiflerde bulunuyorsun , birde bakıyorsunki .......... serabmış.
Herşeyin keşfedilmiş denenmiş bir şekli var .Bunu sadece bizimgibi amatörler değil dünya ünüversiteleri araştırıyor. Doğru diye bildiğimiz çok yanlışlarımız, olur gibi gözüken çok olmazlar var. Diyorumki bilinen sistemlerden yola çıkalım, ama kendi düşündüklerimizide denemekten asla geri kalmıyalım.zira en güzel sistem bizim için en kolay ,en ekonomik ve en verimli sistemdir. Hevese kapılıp en değerli şey olan zamanımızı ,emeğimizi, paramızı ve umutlarımızı boşa harcamayalım, ama denemenin keşfetmenin zevkindende mahrum kalmıyalım. Kimsenin verdiği doneyi bu yüzde yüz doğrudur diye kabullenmiyelim zira şartlar değişince bazı doneler değişe bilir. Ayni bitkinin değişik cinsleri donelerde değişiklik arz edebilir. Bütün arkadaşlarıma çalışmalarında başarılar dilelrim. |
Sayın sarıcan yazdıklarınızı baştan sona okudumve birtek şey söylemek istiyorum.Gerçekten kendinizi öyle kaptırmışsınızki hayran olmamak mümkün değil.Bu siteyi bulmanız iyimi oldu kötümü oldu bilmiyorum. Gerçektende bu iş işte böyle bir hastalık ve siz şu anda hastalığın doruğundasınız ama üzülmeyin.Biraz masraf biraz zaman hortum motor saksı matkar felan derken geçecek ,meraklanmayın.
Sevgili sarıcan arkadaşım affınıza sığınarak birazda şakalaşalım dedim kırmadım umarım. Kırdıysam af ola. Sayın sarıcan yazdıklarınızda mantığa ters bir yer yok ancak sisteme ters düşen yerler olabilir. Örneğin şu bitkiye devamlı taze besin vermek işi sadece durgum su kültüründe besin verildikten belli süre sonra tankın tamamen boşaltılp ve hatta bitki kökünün yıkanıp tekrar taze eriyikle doldurulması ile mümkün olur. bitkiler suyun besini ayni anda almazlar. ortam çok sıcaksa rüzğarlı ise buharlaşma gerek yüzeyden gerek yapraklardan fazlaca olur seviye düşer tuzluluk artar yani EC yükselir . Bunun tersindede EC düşer .İşte eksilen suyun yerine taze besin vermek eriyiği normal değerlerde tutmaya yetmez.En mükemmel otomatik sistemlerde bile EC PH ayni değerlerde tutulabilir ama formül ayni kalamaz. Ayrıca eriyiğin havanlaması veEC değerinin heryerde ayni olması için karıştırılmasıda şarttır. Su bidonunu ters çevirerek seviyeyi sabit tutmak basit ve çok kolay bir yoldur. Böyle yapılabildiği gibi elektonik bir seviye flatörü (elektronik arkadaşımız anlatmıştı) veya mekanik bir flatör (rezervuarlarda olduğu gibi) kullanıla bilir. Domatesin kök başına 1-1,5 litre su harcadığını söylemiştik bu envor arkadaşımızın bir paylaşımıydı ama sera şartlarında . Buda sizi fazla bağlamasın şartlar ve cins değişince değişe bilir. Dogabilecek bir arızada nozul tıkanması elektrik kesilmesi pompanın bozulması gibi durumlarda bitkinin zarar görmemeside dikkat edilecek en önemli hususlardandır. Çalışmalarınızda başarılar dilerim. |
Alıntı:
Kurmuş olduğunuz sistem bence güzel, durgun su tekniğinde hergün kavonaza su eklemek zorunda kalmazsınız. Ama sistemde eksilen suyun yerine, damacanadan gelen besin eriyiğinin pH'sı yüksek olacaktır. Su bekledikce ve ısındıkça pH ve EC oranları değişecektir. Durgun suda, bitkinin kökünü sudan çıkartıp yıkamaya gerek yok(kavanoz temizlenmeli), sadece ayda bir defa bir gün sadece su ile doldurun kavonozu ve öylece bir gün beklemesi yeterli olacaktır. Durgun suda domates kökünün en az 5 litrelik kavonoza ihtiyacı vardır, 7 veya 10 litrelik olursa çok daha iyi olur. Benim denememde 5 litrelik kavonoz kullanmama rağmen 4.5 ayda 3 defa kökleri kesmek zorunda kalmıştım. |
İyi geceler;
Her iki üstada da sonsuz teşekkürler. Ben aradığım cevabı buldum sanıyorum. Sayın Tezel, Ben ne düşündüğümü tam ifade edemedim herhalde. Ben bitkiye sürekli taze besin vermek derken, saksıda bitki tarafından emilip konsantrasyonu bozulan eriyiğe, sizin formüle ettiğiniz ilk haldeki eriyikten manuel metodla her gün 1 lt civarı ilave ederek bozulan konsantrasyonu orjinale mümkün olduğunca yaklaştırmak olarak tarif etmek istedim. Elbetteki taze besin deyince saksıyı (Tankı demiyorum, çünki tanka geri dönüş yok.) tamamen boşaltıp kökleri yıkayıp tekrar doldurmak anlaşılacaktır. Eksik anlatımım için özür dilerim. Ayrıca bu sistemde kökü yukarı doğru kaldırıp saksıdaki sıvının EC ve Ph' ını kontrol etmekte çok basit olacak. Beni asıl ilgilendiren sistemin basit ve hiç bir otomasyona gerek duymaması. Yıllarca fabrikalarda üretim hatlarında uğraştığım için çok iyi biliyorum ki ne kadar teferruat, o kadar çok arıza. Hele son zamanlarda otomasyonlu hatlarda da çok uğraştım, kocaman hatta hiç olmadık bir yerde bir röle veya elektronik arıza tüm sistemin durmasına yol açar ve sistemde arıza ile hiç ilgisi olmayan, ama bir sonraki istasyondan gelecek yarı mamulü bekleyen hatta, arıza giderilene kadar bir önceki istasyonu bekler ve olmadık masraf birikimlerine yol açar. Elbette el değmeden bir çok işi otomasyonla halletmek güzel ama bunu en basit metodlarla yapmak gerekir diye düşünüyorum. Zaten bu sistemi sevgili Elektronik arkadaşımızın sayfasını okurken keşfettim. Sayın akinselçuk isimli arkadaşın çizdiği birleşik kaplar metodunu görünce tamam dedim ve bütün bayramım sistemi tasarlamakla geçti. Sizden sistemi dolduracak sıvı besin konusunda yardımlarınızı bekliyorum. Nasıl almam gerekiyorsa bildirirseniz memnun olurum. Saygılar Sayın Envor, Size de teşekkürlerimi iletiyorum. Yazım hataları ve paragraf konusunda özür diliyorum. Yıllar varki oturup mektup bile yazmıyoruz. Elektronik ortamda da en yakın arkadaşınıza yazdığınız mesaj bile bir bilemedin iki paragrafı geçmez herhalde. Nerede böyle uzun uzun bir konu hakkında görüş bildirip, giriş-gelişim-sonuç mantığı ile paragraflar dizayn ederek bir yazıyı kaleme almak. Ekran başında, ki elektronik ortamda okumak yazmaktan daha zor, insan kendi yazdığı yazıyı bile ön izleme yapıp okurken zorlanıyor. Konuya kendinizi fazla kaptırınca da bir sürü hata yapıyorsunuz. Kusura bakmayın, belirli bir süre hatlarımız olacaktır. Zaman içinde yazdıkça dahada güzelleşir umarım. Sistemle ilgili eleştirilerinize ve yol gösterici bilgilerinize çok teşekkür ediyorum. Benim duymak istediklerim bu idi. Ø110 PVC borudan yaptığım vazo domates köklerini saklamaya yeter mi? Bunun cevabını da buldum. Çok sağolun. Demek ki bu masrafı yaptığım için ilk bir veya iki ay içinde sisteme olan acemiliğimi bu sistemle geçiştirebilirim. Kökler dediğiniz gibi çok büyük olursa yapacağım tek şey, markete gidip kökün ihtiyacı olan büyüklükte 3 Adet daha büyük çaplı ve belki biraz daha derin PVC boru almak. Buda deney masrafı olarak hiçte büyük bir rakam değil. Birde yazdığınızdan anladığım kadarıyla kökleri sudan çıkarıp yıkamaya da gerek yok diyorsunuz. O zaman ben zamanı geldiğinde temiz su dolu damacanayı besleme tankı yerine koyup kökleri bir veya iki gün temiz su ile karşı karşıya bıraksam o bile yetecek ve bu sistemde o da çok basit olacak. Bu yüzden çok sevindim. Size sorduklarım da tek eksik sıvı besin ve köklerin havalandırma ihtiyacı, ben bir adet iki çıkışlı hava motoru almıştım. Bununla 3 Adet saksıyı havalandırabilirim diye düşünüyorum. Bu konudaki görüşlerinizi de bildirirseniz sevinirim. |
Sayın SARICAN, bitkiyi ayda bir gün, temiz suda bekletmeniz yeterli olur, iki gün bekletmenize gerek yok, ayrıca suya devamlı oksijen vermeniz, bitkinizin daha iyi bir gelişim göstermesini sağlayacaktır. Bir hava motoru, 3 - 4 kavanoza yetecek kadar hava verir, bence yeterli olur.
Yeni bir boru alacaksanız, 160 inçlik bir boruyuda değerlendirin. Ben olsam 110 inç yerine, 160 inçlik bir boru kullanırdım. |
Değerli SARICAN;
Siz makina mühendisi ben kimya mühendisi; geriye bir ziraat mühendisi ve bir elektronik mühendisi katılımına gereksinim var sanırım:D Öncelikle bu konuya ciddi anlamda kafa yorduğunuz ve emek sarfettiğiniz için teşekkür etmek isterim. Kendi adıma. Kimya eğitimi mantalitemle bu projeye ne katabilirim acaba diye düşündüm. Sistemin bileşik kaplar prensibine uygun hareket edeceğini siz denemişsiniz. Bunun olabilirliğinin kesinliğini varsayarsak; besleme çözelti konsantrasyonunun (bileşiminin-yoğunluğunun) mümkün olduğu kadar sabit kalabilmesi konusundaki düşüncem, 18 lt lik su bidonundaki besin eriyiği konsantrasyonunu (içeriğindeki madde yoğunluğunu-miktarını-erimiş gr/lt kimyasal miktarını) biraz yüksek tutmanız. Saksı-pimapen lerinizdeki seviye düşmesi az olacak, ama bitki sudaki besini kullanacak, aynı besin seviyesi için besleme besinin biraz daha yoğun olması gerekir. EC ve PH besin çözeltisi ilave etmeseniz bile suyun buharlaşması ve bitkinin besinleri özümsemesi sonucunda suya bıraktığı kimyasallar yüzünden artmış olabilir. Ama EC nin yüksek olması demek besinin çok olması demek değil. Yazacaklarım şimdilik bu kadar. Ama bu sistem üzerinde ciddi olarak düşünmeye başladım. |
Sayın Kahyanur,
Desteğiniz ve ilginiz için teşekkür ederim. Senelerce sıhhi tesisat armatürleri üretiminde çalışmış biri olarak, düşünüldüğünde bu tesisilerdeki krom kaplama banyolarının çalışma prensibinden çok farklı bir şey değil. Benim mesleğim kimya olmamakla birlikte, yıllarca yönetici olarak sorumlu olduğum yanımda çalışan yardımcılarımdan, kimya mühendisi arkadaşlarla çok yakın ilişkilerde bulundum. Krom kaplama hattındaki krom ve bakır banyolarında eksilen elementlerin ilavesi için, çeşitli metodlarla konsantrasyonda eksilen miktarları tesbit edip, rutin ilavelerle banyo konsantrasyonlarını düzelttiğimizi biliyorum. Hatta bu analiz yapma tekniğine titrasyon deniliyordu bildiğim kadarıyla. Sizde konsantrasyonu değişen sıvı besin sıvısında; örnek olsun diye söylüyorum: Her hangi bir titrasyon metodu ile nitrat ve sülfat türevlerinin eksilen miktarlarını tesbit edebilecek bir metod geliştirebilirsiniz. Sistemi tedavi etmek için ilave edilecek yeni sıvı gübrenin miktarlarını belirleyebilecek bir mini labaratuvar oluşturabilirsiniz. Çok mu uçuk oldu? Ama biliyorum ki bu amatörce çabaların hepsi gelecek için Ar-Ge çalışmaları, bizim için olmasada çocuklarımız için. Saygılar. |
Sayın Envor,
Gece siz cevap yazdıktan sonra ben hemen daha büyük PVC boru çapını belirlemiştim zaten. Sizin bir domates kökü için 7 veya 10 litrelik saksı iyi olur deyince, en uygun boru çapının Ø200x250 lik PVC boru olduğunu hesaplamıştım bile, takriben 9,6 litre gelir. Ø160x250 lik PVC boru 5,5 litre gibi olacak ve belkide yine kökler sığmayacak. O yüzden en kısa zamanda Ø200' lük PVC borudan yedek saksılarımı yapacağım. Ben bunları yapıyorum da daha ortada ne domates fidesi var nede fideleri koyacak sıvı gübre. Kudret Bey' e ulaşabilirsem ondan sıvı gübre kitlerinde alacağım ama fide işini nasıl hallederim bilemiyorum. Evde geçen seneden kalma Marmande cinsi tohum vardı, benim saksılara uygun olur mu bilemiyorum ama denemek için en azından onlardan çimlendirmeye çalışacağım. |
Sayın Sarıcan; elimde http://www.pasatohum.com/aciklama.aspx?aaa=44 linkindeki 2274 nolu domates ile http://www.dobies.co.uk/pd_439202_To...rise_Seeds.htm linkindeki ve http://www.dobies.co.uk/pd_439377_To...drop_Seeds.htm linkindeki domates tohumlarından mevcut. İsterseniz (yerli olanından adet sorun olmaz ama yabancı olanlar kısıtlı olduğu için) her birinden bir kaç tane gönderebilirim.
|
2 Eklenti(ler)
Sayın Malbman,
Çok teşekkürler. Geçen sene saksıda toprak için Bauhaus'tan aldığım, Anadolu tohumculuğa ait Super Marmande diye çok güzel bir domates tohumu var. Geçen sene sizlerle tanışmadan ve zavallı fideye hiç bakım yapmadan yüzlerce çiçekten sadece 3 Adet domates aldım. Ceviz büyüklüğü kadar 2 Adet ve Yumurta büyüklüğünde 1 Adet. Zaten hastalık ondan sonra başladı. Hiç öyle lezzetli bir domates yememiştim. Sonrada bir tanıdık hediye olarak köy domatesi göndermişti. Her halde Çanakkale domatesi diye bilinen domatesti, çok iri ve güzel bir domatesti. Tohum almak nedir hiç bilmezken, domates o kadar doğaldı ki çok az sayıda çekirdeğini bir peçete üzerine alarak kurutmuştum. Umarım onlarda çimlenebilir. Asıl acemiliğim şimdi nasıl çimlendirme, şaşıtma yapacağım. Ne kadar olduktan sonra topraksız saksılara nasıl transfer edeceğim. Tabi birde daha sistemi dolduracak sıvı besini edinemedim. Bu arada benim sistemde kullandığım damla sulama ekipmanlarındaki sızdırma ve kaçak problemlerinden sonra, bütün dirsek, Tee ve hortumları pnömatik sistemlerde kulanılanlarla değiştirdim. Vana bağlamaktan vazgeçtim. Hortumlar çok kolay sökülüp takılmakta. Belki sadece ana besleme tankı çıkışına sistemi temizlerken kapatmak için bir adet vana koyacağım. Birde dün sayın Envor' la yazıştıktan sonra şayet köklerde sıkışma olursa PVC boruların çapını 200 mm' ye çıkaracağım. 4 Adet PVC boru 10 litre su ile doldu, damacana da 18 litre dersek, sistemde toplam 28 litre sıvı besin olacak. Eğer damacana çok kısa sürede tükenirse bir düşüncemde damacana yerine 50 litrelik bir plastik depo koymak. Sistem bakım peryodunu bir aya kadar çıkarmak istiyorum. Deneyimlerinizi ve aydınlatıcı eleştirilerinizi bekliyorum. saygılar |
Sayın Sarıcan;
İlk çalışmaya başladığım yıllarda , kısa bir zaman da olsa Kaplama tesisi olan bir fabrikada çalışmıştım. Metal üzerine çinko; krom ve üzerine nikel kaplama yapıyorduk. Bu yüzden kaplama öncesi metale yapılan ön hazırlık ve kaplama banyo titrasyonları hakkında bilgim var. Ama bu konuda çok daha fazla parametre ve hassas dengeler söz konusu. Evimde bir labaratuar kurmayı çok isterim. Yanlız evde sebze yetiştirmeye merak sardığımdan beri kitap, torf, cocopeat, perlit, Hydroton, tohum derken epey masraf ettiğimi farkettim. Laboratuar kurma ise benim bütçeme göre ciddi yatırım demek. Yavaş, yavaş eksiklikleri tamamlayıp küçük bir lab kurabilirim belki. Topraksız tarım kimyasalları tabii ki besleme çözeltisi içinde analiz edilebilir. Bunun için en azından PH-metre, hassas terazi, otomatik büret, kimyasallar ve indikatörler gerekli. Cam eşyayı saymıyorum bile:D Yetiştirmeyi düşündüğünüz domates için yerli tohum kullanmanızı tavsiye ederim. Yurt dışı menşeeli olan edinip çimlendirdiğim tohumların hiç birisi fide olmayı başaramadı. Öldü gitti ne yazık ki(red currant, yellow currant,tumbling tom yellow, tumbling tom red,tumbler, tigerette cherry yellow, tigerette cherry red). Ama yerli tohumlarımın hepsi bir ay gibi zamanda sağlıklı fideler oldular(falkon, rio grande ve sevgili Enginnaz'dan aldığım cherry tohumları). Yurt dışı tohumlarını ilk baharda tekrar ekmeyi deneyeceğim. Elimde falkon ve riogrande tohumu var. May tohumculuğun, 25 gram olarak satılıyor. İsterseniz size yollayabilirim. Bence üç beş kök domates için benim gibi paketiyle tohum almayın:D |
Alıntı:
|
Alıntı:
|
Alıntı:
Ben bitkinin içinde durduğu çözeltinin EC sini değil; besleme çözeltisinin EC sini biraz yüksek tutalım dedim. Bitki kendi çözeltisindeki besini kullanacak ve çözelti zayıflayacak. Aynı konsantrasyondaki çözeltiyi beslemeye devam edersek günden güne besin azalacak çözeltide. EC yükselmiş olabilir ama bu besinden dolayı bir yükselme olmaz. Ancak besleme çözeltisi biraz daha yoğun olursa aynı besin seviyesi sağlanabilir. Kimyasal proseslerde besleme yapılan kontünü sistemlerde daima besleme konsantrasyonu fazla yapılır. |
Pardon aklım karıştı ama: bitkinin içinde durduğu çözelti ile besleme çözeltisi aynı şeyler değil mi sayın kahyanur? Değilse aradaki fark nedir?
|
Alıntı:
Sayın Envor ve sayın Kudret beyin açıklamalarında besleme çözeltisi ve bitkinin içinde durduğu çözelti aynı çözelti. Yani konsantrasyon, bileşim, erimiş gr/lt kimyasal miktarları tamamen aynı. Bitkinin içinde durduğu kaptaki çözelti azaldıkça, aynı çözeltiden ilave ediliyor. Ama ben ilave edilen çözeltiye adı üzerinde "besleme çözeltisi" diyorum. Çünkü bu çözelti ile bitkinin kabındaki azalan seviyeyi tamamlıyoruz. Yani "besleme" yapıyoruz. Ve benim kanaatime göre besleme yaptığımız çözeltinin biraz daha yoğun olması (içindeki erimiş kimyasal gr/lt daha fazla) gerekir. Sebebini yukarıdaki mesajımda açıklamaya çalıştım. |
Sayın kahyanur, bence sistem şöyle olmalı; Damacanadaki çıkışa bir vana takılmalı. Boruların içindeki çözeltinin, bitki küçükken haftada bir, bitki büyüdükçe beş günde bir, sonra üç günde bir suyunun değiştirilmesi, başarının temelini oluşturuyor*. Şimdi haftada bir değiştireceğimizi varsayalım. Bir hafta doldu, damacanadaki vanayı kapattık, pvc borularındaki suyu boşaltık, vanaları açıyoruz, borular su ile doluyor. Bir hafta boyunca eksildikçe yeterli su boruya geliyor. Bu düzen böyle devam edip duruyor. Damacanada yüksek EC olursa, borulara konulacak suyu ayrı hazırlamak gerekiyor.(Hiç gereği yokken.) Kavanozdaki suyun zaten EC'si yükselecek, birde yüksek EC vererek bitkiyi yormaya gerek yok*. ****** bu benim düşüncem :)
*: Bence :) |
Alıntı:
|
Forum saati Türkiye saatine göredir.
GMT +2. Şu an saat: 21:25. (Türkiye için GMT +2 seçilmelidir.) |
Forum vBulletin Version 3.8.5 Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0
agaclar.net © 2004 - 2025