![]() |
|
|
|
#11 | |
|
Ağaç Dostu
|
Alıntı:
Tarım dışındaki sanayi tesislerimizde de durum aynıdır. Örnek vermek gerekirse trakyanın en verimli toprakları milyar dolarlık modern sanayi tesisleri tarafından işgal edilmiş, buna karşılık bir çoğunda maliyetinden dolayı arıtma tesisleri gözardı edilmiştir. Kirlilik sadece toprak işgali ile kalmamış Trakya topraklarının can damarı olan Ergene nehri bu tesislerin atıkları ile can çekişir duruma gelmiştir. Bu konu şu anda forumda sıcak olarak tartışılmaktadır. Topraksız Tarımda artık bir sanayi kolu olarak ele alınmalı ve çevre ile ilgili mevzuatlara uymayan tesislere yaptırım uygulanmalıdır. Biz topraklı tarımda hesapsız kullanılan kimyasal gübrelerin hem topraklarımızı, hem de yeraltı su kaynaklarımızı kirlettiğini hep bir ağızdan söylüyoruz. Bunun için topraksız tarımı öneriyoruz ama özellikle atık sistemlerde besin eriyiği içindeki bitkinin kullanmayıp ta dışarı attığımız her kimyasal yine topraklarımızı ve yeraltı sularımızı kirletecektir. Topraklı tarıma nazaran daha ölçerek biçerek kimyasallar kullanıyoruz, bunun çok az bir kısmı atılıyor belki ama buna bile engel olmak gelecek kuşaklara karşı vicdani sorumluluğumuz olarak ortada durmaktadır. Özellikle kirletme kapasiteleri çok yüksek olan büyük seraları kapalı sistem olmaya zorlayacak yaptırımlar, güçleri yoksa destek kredileri mutlaka sağlanmalıdır. Hobi olarak yaptığımız bizim çalışmalarımızdan çıkan atık sular bile kanalizasyona dökülmemeli, en sonuna kadar değerlendirmek amacı ile evdeki diğer saksılara sulama suyu olarak kullanılmalıdır. Atık suların doğaya zararının olmadığını betimlemek için atık su havuzları yapılıp bu havuzlarda balıkların yaşadığı gözlemlenmeli, belkide balıkların yaşayabildiği bu suları tekrar bir çevrimle aquaponic besleme suyu olarak kullanılabilir hale getirilmelidir. Belki böylece bir kapalı sistem teşekkülü de mümkün olabilir. Düzenleyen Sarıcan : 27-02-2010 saat 09:25 Neden: link düzeltme ve imla |
|
|
|
|
|
|