Kakao Ağacı (Theobroma cacao)

[backyard]

Kakao ağacını ilk olarak Aztek ve Maya uygarlıkları keşfetmiş. Ağacın doğum yerinin Amazon ya da Orinoco olduğu söyleniyor.

Mayalar ve Aztekler, kakao ağacının çekirdeklerini alarak “xocoatl- acı su” adlı içeceği yapmışlar. Aztek yerlilerinin anlattığı bir efsaneye göre, kakao tohumları cennetten gelmiş ve kim bu ağacın meyvelerinden yerse bilgelik ve güçle ödüllendirilmiş.



Tanrı Quetzalcoatl, Sabah Yıldızının üzerinde dünyayı dolaşarak cenetten getirdiği kakao ağacını insanlara sunmuş ve insanlara kakao çekirdeklerini nasıl öğüteceklerini ve mükemmel tadları nasıl yaratacaklarını öğretmiş.

hımmm

[backyard]

Bu da başka bir hikaye, bakalım

Mitoloji, tohumlardan hayvan ve insan yaratan yüce tanrı Sibu ile başlıyor…
Sibu, tüm değerli tohumları vererek, güçlerini başka bir tanrı olan Sura`ya devreder. Sura tohumları diker ve kısa bir süreliğine yanlarından ayrılır. Ne yazık ki bu sırada, üçüncü bir tanrı, Jabaru adlı düzenbaz tüm tohumları yerinden çıkarıp, hepsini yer ve Sibu ve Sura`ya yaratılacak hiç bir şey bırakmaz. Zavallı Sura geri döndüğünde, düzenbaz Jabaru Sura`nın boğazını keser ve onu tohumların olduğu yere gömer. Yaptığından memnun ve mutlu olarak evine, karılarının yanına döner.

Bir süre sonra, düzenbaz Jubaru aynı yerden geçerken zavallı Sura`nın mezarında iki yabancı ağacın yetişmekte olduğunu görür: kakao ağacı ve kalabaş (oval meyvesi olan tropik bir ağaç). Yüce tanrı Sibu, ağaçların yanında sessizce duruyordur. Düzenbazın yaklaştığını gören Sibu, ağaçtan bir bardak kakao hazırlayıp kendisine vermesini ister. Jubaru çekirdek dolu bir zarf ve bir kalabaş meyvesi toplayıp karılarına götürür. Kakaoyu hazırlayan karıları kalabaşın kabuğunu koyu kakaoyla doldurur ve Jubaru`ya verirler. Jubaru kakaoyu Sibu`ya götürdüğünde, yüce tanrı Sibu önce onun içmesini ister. Jubaru sevinerek lezzetli içeceği boğazından aşağı boşaltır ve çabucak yutar. Ama, zavallı Sura`nın bedeninden doğan kakao ağacı, Jubaru`nun midesini şişirdikçe, keyif acıya dönüşür. Sonunda Jubaru`nun midesi patlar ve çaldığı tüm tohumlar dört bir yana saçılır.

Sibu daha sonra dostu Sura`yı hayata döndürür ve tohumları ona geri verir ki tüm insanlar ve hayvanlar bir gün bu değerli tohumlardan yaratılsın ve Dünya”nın cömertliğinden faydalansınlar.

http://www.mythinglinks.org/ip~cacao.html

[backyard]

Kakao ağacı ilk meyvesini 4-5 yaşındayken verirmiş, ve bu 30 yaşına dek devam edermiş.
Yıl boyunca çiçek ve meyve açarmış ama ana hasat zamanı yılda iki kezmiş.
Meksika`da Mart/Nisan ve Ekim, Venezüella`da Kasım/Aralık- Haziran/Ağustos,
Brezilya`da ise Haziran/Temmuz (kış) ve Ocak/Şubat (yaz) imiş.



Kako ağacı 6/8 metre uzunluğa kadar yükselirmiş (bazen 13 metre)

Gövdesi gözenekli, koyu tarçın rengi ağaç kabuğuyla çevriliymiş.

Yaprakları yeşil, parlak ve 25/30 cm uzunluğundaymış.
Kırmızımsı çiçekleri çekirdek içinde toplanırmış.
Meyvesi, 10/20 cm uzunluğunda 5/10 cm genişliğinde yumurta şeklindeymiş.

Tazeyken sarı-kırmızı renk hakimmiş, kuruduğunda rengi de koyulaşırmış.



Kakao ağacı ılık ve nemli iklim ağacıymış, düzenli aralıkta yağan yağmurlara,
bereketli ve sulak topraklara ihtiyaç duyarmış.



Yıllık mahsul 1-2 kilo kurutulmuş çekirdek olurmuş.



Kakao çekirdekleri meyveden ayrıldıktan sonra, fermentasyona tabii tutularak
acılıklarının azaltılması ve asıl aromalarının ortaya çıkması sağlanırmış.

Kurutulduktan sonar, temizlenmeye, çekilmeye, paketlenmeye ve çikolata
ürünlerinin yapımında kullanıma hazır hale gelirmiş.



http://www.chocolate.org/choctree.html

http://library.thinkquest.org/26751/cioco/cacao1.htm?tqskip1=1

[Metin Y.]

http://www.gutenberg.org/files/19073...-h/19073-h.htm