![]() |
Alıntı:
|
Aaaaa ne iyi olur. Herkes elindeki bilgiyi, bilgi işine karışmayanlar da yiyecekleri getirir paylaşırız:rolleyes:
|
Alıntı:
|
Yiyecek konusunu hiç merak etmeyin diyeceğim ama hafta içinde gidiyorsunuz.:(
|
Sen hariç canımmmmm:) İşi başlatan, forumda koca bir Türkiye florasını, bitki veritabanındaki bilgileri hazırlayan sen değil misin. Ellerine sağlık;)
Bizler naçizane sağdan soldan bilgi toplayıp, bir işe yaramaya çalışıyoruz sadece. |
Alıntı:
|
İyi, yok sayarız o bilgileri:) Kendi kendimize işgüzarlık etmişiz. Alt tarafı harcadığımız zaman olur, ölüm yok ya sonunda:)
|
Bu zamanda bilgi çok değerli. Zaman nasıl olsa bulunur ama bilgi her zaman bulunmaz Nevsun'cum. Hele de bu bilgi seninse...:p
mucks... |
Körler sağırlar, ....... gibi olduk:)
Zaman, bende de herkesinki kadar bol. Bu bilgileri toparlarken kaybettiğim zamana hiç de acımam. Her bir kelime bana yeni bir ufuk açtı ve iyi bir amaç adına idi. Ama şunu da isterim ki, doğrusu neyse o yapılsın. Ortada agaclar.net'in itibarı var. Gün gelir bu çalışma bir yerlerde yer bulur, hepimizin gururu olur. İşbölümü işbölümü derken bunu anlatmaya çalışıyordum. Neyse sonuçta bu gönüllü bir çalışma, iyi kötü elinizdeki elemanlarla idare etceksiniz artık:) |
Alıntı:
|
12 Mayıs salı, saat 10.30-12.00 ya da
14 Mayıs perşembe, saat 13.00 14.00 de herbaryum'a uğramayı planlıyoruz. Katılmayı düşünen arkadaşların tercihlerine göre hızla hareket edebiliriz. |
Konu ile ilgili heveslenen, hatta bu konunun başlamasına neden olan denizakvaryumu neredeler? Sesi çıkmıyor?:)
|
Denizakvaryumunun başına bir iş sardım ki dostlar başına:p
Allah yardımcısı olsun, ama ne yapayım kendisi kaşındı:p |
Balkoncular , balkonlarının kıymetini bilsin ...Bahçe mahçe istemesin.
Tel örgü-kepçe-dozer-foseptik-kazık-su-kene-yılan-köstebek-çardak-toz-toprak... Balkona gurban :dilli: Hep BalıkçıSerdarın yüzünden :D |
:D :D :D :D :D
Tamam söz "inşaat işi bittikten sonra" daha uzağından-yakınından geçmem:D Erken başladınız valla şikayetlenmeye:p |
Ben en iyisi yeni bir başlık açayım.
Daha çooook şikayet edeceğimden, bu konudan bizi kovmasınlar :) |
Alıntı:
|
Alıntı:
|
Ankara'daki arkadaşların -toplantıya katılan, katılamayan- konuyla ilgilendiklerine, gerektiğinde katkıda bulunacaklarına eminim.
Bu toplantı daha sonra grupla paylaşmak üzere, bitkilerin secereleri, genel özellikleri hakkında çalışma yaparken uygun kaynaklar hakkında görüşmek için hızlı yol alalım diye hafta içinde planlandı. Araştırma, görüşme, yetiştirme vb çalışmalar sırasında işbirliğinin süreceği ve asıl toplantıların çoğunluğa uyan gün ve saatlerde yapılacağı açık, değil mi? :rolleyes: |
5 Eklenti(ler)
http://www.agaclar.net/forum/showpos...4&postcount=84
Ben fikrimi toplantıda da açık olarak belirtmiştim. http://www.srgc.org.uk/ gibi... Eklenti 77926 Klup havasında, saksıda yetiştirilebilecek sevilen endemik bitkiler benim ilgi alanım. Saksıda yetiştirilen endemik bitkiler(endemik ille de yok olan anlamında değil) yılda 3 kere yapılan toplantıda getirip tanıtılacak...Sohbet. Grubun yapmayı planladığı diğer hedefler, gerçekten kapsamlı ve üzerinde detaylı çalışılması gereken işler.Bu bağlamda üniversite hocalarından profosyonel destek alınmadan yapılması bana imkansız geliyor. Sn. herbaryumun olması çok büyük bir şans. Ancak toplantıda saksıda yetiştirilme konusuna sıcak bakılmamıştı. http://www.srgc.org.uk/shows/forrest2001/forrest.html http://www.srgc.org.uk/shows/forrest2002/forrest.html http://www.srgc.org.uk/shows/forrest2003/forrest.html http://www.srgc.org.uk/shows/forrest2004/forrest.html http://www.srgc.org.uk/shows/forrest2005/forrest.html http://www.srgc.org.uk/shows/forrest2006/forrest.html Eklenti 77922 Eklenti 77923 http://www.srgc.org.uk/shows/forrest2007/forrest.html Eklenti 77924 Eklenti 77925 |
Önemli olan endemiklerimizi bilip, yetiştirmeye çalışmak. Eğer uygun görür ve denemek isterseniz saksıda da denersiniz.
Yalnız Ankara endemikleri sizin göstereceğiniz bakım ve özene alışık değillerdir. Onlar steplerde, tarlalarda çorak ortamlarda yetişmeye alışıklar. Siz nemiydi, toprağydı, özel gübresiydi derken şaşırtırsınız bitkiyi. :rolleyes: Şaka bir yana, eğer yetiştirilebiliyorlarsa bunu en iyi sizin başarabileceğinize inanıyorum. Diğer konulara gelince sizin ne kadar "araştırmacı gazeteci" olduğunuzu biliyoruz, mutlaka desteğiniz olur. Artık elimizden geleni hep birlikte yaparız. |
Perşembe günü herbaryum'un ofis dışında çalışması çıkmış. Yeni tarih belirlenince haberleşiriz.
|
Alıntı:
|
toplantılar dan haberdar olmak istiyorum.
|
Gökte ararken yerde bulduk ve Ankara 2. Bosai Atölyesi (Ali H. Ali) toplantısında herbaryum'un davetiyle gelen, bu başlıkta yazı ve fotoğrafları ile adını sık sık andığımız Prof.Dr. Mecit Vural ile karşılaştık.
Kendisi zaman ayırıp bize sunum yapabileceğini söyledi. Prof.Dr.Mecit Vural'ın sunumu ilk ağızdan bilgi alacağımız ve özellikle daha çok fotoğraf göreceğimiz için çok önemli. Ayrıca grup olarak yapabileceklerimiz konusunda kendilerinin görüşünü alma, tartışma fırsatı da bulacağız. |
Yeni bir yayın:
TÜRKİYE'NİN NADİR ENDEMİKLERİ |
"Agaclar net" ve sizler sayesinde bende bitkilere büyük ilgi duymaktayım ve bu konu ile ilgili bilgileri okuyorum.Son okuduğum bir haberide sizlerle paylaşmak istedim.
Türkiye’de her hafta bir bitki türü keşfediliyor (26.07.2009) ( Prof. Dr. Tuna Ekim Türkiye’nin en yaşlı botanikçisi Buket Aşçı -------------------------------------------------------------------------------- Tunceli dışında gitmediği il, görmediği dağ-bayır yok gibi. Dünyaya tanıttığı 15 bitki türü var, bir 15’ine de adı verildi. Yani o haritaya baktığında illeri değil de bitkileri görenlerden... İşte bu çok özel birikimini de İş Bankası Kültür Yayınları’dan çıkan “Türkiye’nin Nadir Endemikleri” isimli bir kitapta topladı. İki yıl boyunca tatil bile yapmadan yazdığı ve Türkiye’nin 444 nadir endemiğine yer verdiği kitabı, bizim gibi bitkileri sadece sulayan, yiyen ve yolan “sade vatandaşlar”ca bile keyifle okunuyor. Çünkü okudukça fark ediyorsunuz ki, her bir endemiğin kendine özgü bir tarzı, karakteri var. Biz de bu nedenle Tuna Hoca’yla endemiklerin nadide dünyasını, karakterlerini ve Türkiye’nin endemik hazinesini konuştuk. Nezahat Gökyiğit Botanik Bahçesi’nde yaptığımız keyifli röportaj sonrasında anladım ki; sırf müşkülpesent Rhodothamnus’u görmek için çiçek açtığı mayısta Artvin’e gidilir. Ya da birçok ili içeren bir “endemik turu”na çıkılır. Endemik bitki nedir? Sınırlı bölgede yetişen bitki demektir. Mesela Erciyes ya da Uludağ gibi... Bunun anlamı şudur; o bitki Uludağ dışında dünyada başka hiçbir yerde yetişmez. Bu sınır bir göl kenarı da olabilir, il de olabilir. Ankara ili gibi... Kitabın kapağında da yer alan, kırmızı çiçek Yanardöner’dir adı, yalnızca Ankara sınırları içinde yetişir. Bu yüzden ona; “Ankara ili için endemik bitkidir” deriz. Sınırları geniş olan bitki sayısı çok olmalı... Peki, sınırları en küçük olan bitki nedir? Doğru, sınırları geniş endemik sayısı gerçekten çoktur. Bu kitapta onlara yer vermedim. Türkiye’de 3 bin endemik var, ben 444’ünü alabildim... Sınırları en küçük olan endemiğin maalesef Türkçe ismi yok, Latince ismi ise Rhodothamnus. 1957’de Davis ve arkadaşı Hedge tarafından toplanmış, 1962’de dünyaya yeni bir tür olarak tanıtılmış olan Rhodothamnus, on santimlik bir çalıdır. Artvin-Murgul’daki büyük bir kayanın üzerinde yetişir ve kayanın dışında başka hiçbir yerde yetişmez. Türkiye’deki en küçük çalıdır. Peki derdi nedir sadece o kayada yaşıyor? Bitkilerin kendilerine özgü enteresanlıkları vardır. Mesela aynı şey “Yanardöner” için de geçerli. Yalnızca Ankara Gölbaşı’nın etrafında yetişir. Öğrencilerim Konya’ya giderken yolun sağında, Kulu’da da buldu. Yani sadece iki yerde... Neden böyle? Ne yazık ki Türkiye’de bunun üzerine henüz bir çalışma yapılmadı. Bu konuda bir şeyler söylersem atmış olurum. Genel geçer neler söyleyebilirsiniz? Bunlar çok narin bitkiler. Özel istekleri olan... Şöyle ki bitkiler de insanlar gibidir. Bazı insanlar nasıl herkesle ahbaplık eder, her ortama uyarsa birçok bitki de öyledir. Futbol da seyreder, sinemaya da gider, şiir de okur. Ama bazı insanlar vardır, sadece şiir sever, başka bir şey yapmaz... İşte sınırları küçük endemikler de öyledir. Müşkülpesenttirler yani? Aynen öyle... Bir de kozmopolit bitkiler vardır, her yerden çıkarlar. Deniz kenarından, üç bin metre yüksekten... Her yere uyum sağlayanlarlar. Ama endemiklerin adaptasyonu çok zordur. Yaşama şartlarının neler olduğuna ilişkin -yüzde 99’unun- bir çalışma yok. Yani o bitki neden orada yetişiyor, minerallerden mi, toprak yapısından mı, suyundan mı, rüzgardan mı? Biz daha bu aşamaya gelmedik, Türkiye’de de tüm dünyada olmayan bir şey var, her hafta yeni bir bitki türü bulunuyor. Mesela biz şu an burada konuşurken bir botanikçi dağda yeni bir tür topluyor olabilir. Çünkü tam zamanı! Kardelenlerden her yıl 2 milyon dolar elde ediliyor Endemikler içinde değerli bitkiler vardır muhakkak... Belli başlı değerli endemikler neler? Burası Nezahat Gökyiğit Botanik Bahçesi. Burada baklagiller familyasına ait bir bitki var. Fasulyenin, mercimeğin dahil olduğu familyaya ait: Thermopsis turcice piyan... Bu bitki yalnızca Eber ve Akşehir göllerinin etrafındaki çok dar bir alanda yetişir. Özelliği şudur: Baklagiller familyasının 18 bin çeşit türü var. 17 bin 999’unda her çiçek bir tane yumurtalık yani bir meyve verir. Bu bitkide ise her çiçek üç veya dört meyve verir. Bereketli bir bitki yani? Evet, değeri de bu. Yani ileride, bu bitkideki genler diğer baklagillere uygulandığında mahsul üç-dört misli artacaktır. Bir diğer değerli endemik Rhodothamnus’tur. Nefis bir süs bitkisi olabilir çünkü. Onu bu nedenle İstanbul’a, Botanik Bahçesi’ne getirdik ne yazık ki yetiştiremedik. Maddi açıdan en değerli endemikler neler? Kardelenler çok değerlidir, çünkü yurt dışına satılır. Altlarında fındık büyüklüğündeki yumruları vardır, onlar toplanıp satılır. 2 milyon dolar gelir getirir. Ama nadir endemikler hariç onların satışı yasa dışıdır. İhraç eden ticari cezalarla karşılaşır. Yaygın yetişen kardelenler de belirli kurallarla toplanabilir. Mayıs 15’ten sonra ancak soğanları çiçek açacak kadar büyük olanları toplanabilir. Toroslar’dan 6 milyon, Doğu Karadeniz’den de 2 milyon adet toplanabilir. Eskiden bu 40-50 milyondu. Bu uygulama dünyada da örnek çalışmadır. Kardelenleri değerli kılan ne? Kardelenler süs bitkisi olarak büyük ilgi görür. Çünkü bu çiçekler Avrupa’da Ocak ve Şubat aylarında açar. Bu aylarda Avrupa’da çiçek açan başka bitki yoktur. Bu nedenle kardelenlere ilgi büyüktür. Kışın herkesin bahçesini bu çiçekler süsler. Bizim zenginlerimizin bahçesinde olmasa da Avrupa’nın fakir evlerinin bahçelerinde bile kardelen vardır. Çünkü Avrupa müreffeh bir kıta. Hollanda bizden kardelenlerin tohumlarını alır, işler, poşetler ve dünyaya satar. Ama asıl para eden endemik bitkiler tıp alanında kullanılan bitkilerdir. Mesela kekikler... Bunlardan gelen gelir 50 milyon dolar civarındadır. Ama bunlar, geniş yayılışlı bitkilerdir, yani nadir endemikler değil. Sadece İstanbul’da, İngiltere’den daha çok bitki türü var Türkiye’den dünyaya yayılan bitki olarak laleyi biliriz. Endemikler için de böyle bir bitki var mı? Var. Endemiklerin bir kısmı Avrupalılar tarafından Türkiye’den toplanıp yurt dışında satılır. Bir kısmı da oradaki botanik bahçelerinde yetişir. Mesela bir Sığır Kuyruğu vardır, Verbascum dumulosum, diye... Onu Q Garden Botanik Bahçesi’nde bulabilirsiniz. Kısa boyludur. Türkiye’nin endemikleri özel midir? Dünyanın bu topraklara ilgisi nasıl? Çok fazla. Diğer Avrupa ülkelerinde, özellikle Akdeniz ülkeleri dışındakilerde, çok az bitki yetişir. Mesela İngiltere’de neredeyse hiçbir şey yoktur; 1800 tohumlu bitki vardır. Oysa bu sayı bizim İstanbul’dakilerden azdır. Hollanda’da hemen hemen aynı... Almanya, İsveç, Norveç... Akdeniz ülkeleri olan İspanya, Güney Fransa, İtalya, Yunanistan ve eski Yugoslavya’da daha fazladır. Tohumlu bitki türleri 4-5 bin arası değişir. Bunların 400-500 kadarı da endemiktir. İçlerinde en zengin bitki örtüsüne 5-6 bin türle Yunanistan sahiptir. Bunların 1000’i de endemiktir. Türkiye’de ise bu sayı 3 binin üzerindedir. Tüm Avrupa kıtasında yetişen tohumlu bitki türü sayısı 13 bin civarındadır. Türkiye’de ise bu sayı yaklaşık 10 bindir. Bu yüzden dünyanın Türkiye’ye ilgisi büyük... Endemiklerde birinci Akdeniz ikinci Doğu Anadolu Bölgesi Türkiye bölgeleri içinde endemikler açısından en zengin bölge hangisi? Akdeniz. Sadece bu bölgede yetişen 1000’e yakın bitki türü var. Bunu 600 türle Doğu Anadolu Bölgesi izler... Onu da 500 türle İç Anadolu Bölgesi. Daha sonra; 300 türle Karadeniz, 150 türle Ege, 70’le Marmara ve en son da 35 türle Güneydoğu Anadolu Bölgesi gelir. Akdeniz’in bitki türleri açısından zengin olduğunu tahmin etmek kolay da, Doğu Anadolu ve İç Anadolu sürpriz oldu. Tahminlerin aksine Bozkır botanik açısından çok zengindir. Karadeniz’de yeşil boldur diye herkes bitki örtüsünü zengin sanır. Oysa özellikle Doğu Karadeniz’e doğru gittikçe tür sayısı azalır. Yükseklere çıktıkça artar. Aşağılara indikçe fındık, çay ve orman vardır ve ormanın altında da tür olmaz... İki bin metreden sonra ağaç olmadığı için oralarda türler, zenginlik başlar. Bu durumda Güneydoğu Anadolu’nun da zengin olması gerekmez mi? Güneydoğu Anadolu ilginçtir ama bitki türü Türkiye sınırıyla birlikte kesintiye uğramaz. Yani bizde yetişen bitkiler Irak tarafında da vardır. O yüzden yetişen türlere Türkiye endemikleri diyemeyiz. Türkiye’ye özgü bitki çok azdır. Sadece Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ne has yetişen bitki sayısı 35 civarındadır. Rhodothamnus’un peşinde yarım asır iz sürüldü Peşinden koşturan, yıllarca kendini aratan bir endemik var mı? Rhodothamnus. Bu bitki, 1957’de Davis ve arkadaşı Hedge tarafından toplanmış, 1962’de dünyaya tanıtılmıştır. Ancak o tarihten sonra bir daha bulunamamış. 1992-1997 arasında “Türkiye Endemikleri Projesi”ni yürütürken iki botanikçimiz de onu bulmak için bölgeye gitti ama bulamadı. 2000 yılında Salih Terzioğlu isimli çok yaman bir botanikçimiz vardır, o gitti ve buldu. Bir diğer peşinden koşturan endemik de Tuzgölü civarında yetişen Kalidiopsis’tir. Tuz seven bir bitkidir bu. İlk kez 1957’de toplandı. Sonra bir sürü kişi bu bitkiyi aradı ama bulamadı. Şu an Gazi Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Dekanı, Hayri Duman, demişti ki, “Davis bunun etiketini yazarken bir hata yapmış olabilir, gelin tam tersi yerde arayalım”, böylece bitkiyi bulmuşlardı. Yani sizin işiniz dedektiflik de içeriyor? Çünkü bugün etiketleme sistemi son derece düzgün yapılsa da, 1800, 1900’lerin başlarında tutulanları çözmek bazen ciddi maharet ister. Bu işi Türkiye’de en iyi yapansa Mehmet Koyuncu’dur. Artık nasıl yapıyor bilmem, gider, bulur, getirir. Bilinen en eski Türkiye endemiği nedir? Fransız Tournefort tarafından 1701’de toplanan Campanula’dır. Paris Botanik Bahçesi müdürü olan Tournefort, Ağrı Dağı’na gidebilmek için 55 günlük bir yolculuk yapmış. Diğer en eski endemik ise Muscari muscarimi’dir. Antalya’nın dağlarında yetişir. Nefis kokar. 1601’de botanikçisi Clusius’un kitabında bunun İstanbul Boğazı etrafında yetişmiş olabileceğini yazar. Ama biz bulamadık. Pazat Vatan(Buket Aşçı) |
doku kültürü
Endemik bitkilerin en geçerli saklama işlemleri ex-situ (yerinde) ya da (in-situ) kontrollü koşullarda olanıdır. Kazdağı endemikleriyle in vitro (laboratuar ortamında) doku kültürü çalışmaları ile Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi'nde iki ayrı labda çalışılmaktadır. Bu konuda yardımcı olabileceğimi düşünüyorum.
|
Ankara projeler hakkında bilgi alabileceğim bir yer yokmu acaba .
|
Alıntı:
|
Forum saati Türkiye saatine göredir.
GMT +2. Şu an saat: 11:27. (Türkiye için GMT +2 seçilmelidir.) |
Forum vBulletin Version 3.8.5 Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0
agaclar.net © 2004 - 2025