agaclar.net

agaclar.net (https://www.agaclar.net/forum/)
-   Doğasever, İnsansever, Hayvansever Web Siteleri (https://www.agaclar.net/forum/dogasever-insansever-hayvansever-web-siteleri/)
-   -   Yerel Tohum Derneği (https://www.agaclar.net/forum/dogasever-insansever-hayvansever-web-siteleri/36246.htm)

MeyveliTepe 12-01-2015 03:58

Sn. Antebi,

Sormak ve söylemek istediğim asıl konu ile ilgili bir kaç şey daha var.

Yukarıda bir mesajınızda, (bizim etkinliğimizi de kastederek) sağdan-soldan tohum toplamadığınızı, sadece derneğin bahçesinde ürettiğiniz tohumları dağıttığınızı yazdınız. Videoda ise uzun uzun internet üzerinde tohum dağıtımının ne kadar hatalı olduğundan bahsediyor ve tohum üretilen özel bahçeden orada da bahsediyor ve profesörlerin nezaretinde tohum üretildiğini anlatıyor.

Öncelikle şunu söylemeliyim. Biz sağdan soldan tohum toplamıyoruz. Aslında hiç tohum toplamıyoruz. Bu yıl, sizin dernek bahçesi gibi ülkenin farklı yerlerindeki 40 bahçe, sadece kendilerinin üretmiş olduğu tohumları dağıttılar. Ağaçlar.net'in, bu 40 bahçeyi bir araya getiren, başından sonuna kadar organizasyonu yapan, lojistik maliyetini minimuma indiren, paylaşılan tohumların ne olduğu belirsiz bir liste değil de, standart bir katalog haline getirilmesine zemin hazırlayan, giden gelen her şeyi kayıt altına alan bir rolü oldu sadece.

Etkinlik sonunda, her bahçe kimlere hangi tohumları gönderdiğini bilir. Her tohum alan kimden, hangi bölgeden, hangi koşullarda yetiştirildiğini bildiği tohumları alır. Paylaşan ile tohumu alanın, tohumların yetiştirilmesi sürecinde de irtibat imkanı vardır.

Paylaşımcı yetiştiricilerin bahçelerine profesörler nezaret etmiyor belki, ama bilebildiklerince hastalıksız tohum göndermeye çalışıyorlar.

Şayet siz dağıtacağınız her tohumu özel bir laboratuara gönderip virüsten ari olduğunu test ettirmiyorsanız, belirli bir çeşidin saf bir çeşit olduğunu tesbit için gen analizine tabi tutmuyorsanız dernek bahçesinde yetişen tohumluğun diğer 40 bahçede yetişenden bir üstünlüğü olmaz.

Bir ara Buğday Derneğinin çalışmalarına katıldım. Onların yaklaşımı tamamen farklı (şapkamı çıkarırım). Dağıtılacak her tohumu mutlaka virüs testine gönderiyorlar. Bazı çeşitleri ise gen analizine tabi tutuyorlar. Söz gelimi, gen analizine göre saf çengelköy hıyarını bulamamışlardı. Şimdi buldular mı bilmiyorum. Bende var bir çengelköy hıyarı, çok eski, onu ektiğim zaman bahçede uzak bir yere bile başka hiç bir hıyar çeşidi ekmem bozulmasın diye. Teste göndersek ne çıkar bilmiyorum, belki o da saf çıkmaz.

Bu sebepten dolayı sadece 3-5 çeşide odaklanabiliyorlar. Fazlası yapabilecekleri bir şey değil.

Sorularıma gelince; grup mesajlarınız yakın zamana kadar geliyordu, bir forum ve bir web sitesi açmışsınız. Fakat bunların hiç bir yerinde ne bahçenizden ne de 1000 kişiye ortalama 25 çeşit tohum dağıtıldığından bahsedildiğini görmedim.

Rica etsek, nasıl bir bahçede, hangi koşullarla, kaç çeşit tohumluk üretiyorsunuz, bunlara ait katalog bilgilerinin, nereden geldikleri, kaç nesildir derneğinizde oldukları vs. bilgi verebilirmisiniz?

Ayrıca, 1000 kişiye ortalama 25 çeşit tohumu nerede nasıl dağıttınız, üreten ve veren siz olduğunuza göre, nerelerde, kimler aldı, takip ediyormusunuz. Dahası, sessiz sedasız hangi yöntemle bunu başardınız? Biz burada 500 küsür çeşitten 11.500 poşet dağıttık, tanıtımı, katalogu, lojistiği, dağıtım sonrası süreci vs. o kadar gözler önünde ki sağır sultan bile duydu. Gelecek yıl bahçe sayısının epey artacağını, dağıtılacak poşet sayısının da çok artacağını düşünerek tecrübenizden yararlanmak isteriz.

birnefestoprak 12-06-2015 22:12

Daha once yazacaktim fakat vakit bulamadim. Forumda cokca gorulen bir egilim hakkinda birkac birsey soylemek istiyorum. Cesitli konu basliklarinda "Google'dan baktim boyle boyle diyor, demek ki siz yanlis biliyorsunuz", "bakin su internet sitesinde su universitede gorevli bir akademisyen soyle bir aciklama yapmis, demek ki isin dogrusu bu", "bakin soyle bir konferans bildirisi yayinlanmis, gercekler apacik ortada" gibi cok sayida ifade var.

Agaclar.net, bir bilimsel referans degil populer bir kaynak dolayisiyla burda kurulacak neden-sonuc iliskilerinde "akademik" kaynaklarin kullanilmasindan daha dogru birsey olamaz ama bunun da sinirlari belli. Genel bir tartisma yurutuyorsak, zaten kaynak gostermeden, kendi bilgimize/tecrubemize gore ilerliyoruz. Bir bilgiyi %100 dogru kabul etmeden once asagidaki listeleri gozden gecirmekte fayda var:

Mevcut bilginin aksini iddia ederken kaynak olarak neler kullanilabilir?

Istisnasiz tek kaynak, uluslararasi hakemli dergilerde (Science Citation Index) yayinlanan makaleler. Bu makalelerin bile cok buyuk bir kismi hicbir konuda kesin hukme varmazken internet siteleri ya da roportajlar kaynak olarak kullanilamaz. Soz konusu makalelerin sonuc kisimlarinda da genelde “boyle olabilir”,” bulgular bunu gosteriyor ama bu konuda ek olarak su su konularda da gozlemlerin yapilmasi gerekir” gibi ifadeler kullanilir. Zaten akademisyen olarak hazirladiginiz makaleyi %100 kesinlik iceren bir havada sunarsaniz, derginin hakemleri sizi makaleyi gonderdiginize pisman ederler :)

Belli sartlara bagli olmak uzere doktora tezi. Uluslararasi alanda yeterligi benimsenmis bagimsiz bir bilim kurumunun finanse ettigi ve gidisatini bilimsel kriterlere gore benimsedigi (bu kurumlar, calisma bilimsellikten uzaklasmissa sponsorluktan cekilirler) ya da bu niteliklerdeki (uluslararasi hakemli dergilerde yayin dahi yapmis olsa) bir doktora hocasinin yuruttugu bir doktora tezinin sonuclari bir konuyu savunmada delil olarak degil, konuya katkida bulunmasi ve uygulamada fikirler vermesi, ufuk acmasi adina kullanilabilir. Cogu durumda, doktora tezi tek basina birsey ifade etmiyor. Esas onemli olan, doktora tezinin sonuclarini kullanarak yukarda bahsettigim dergilerde yayinlayacaginiz makaleler. Yani, doktora tezi "hibrit domatesten alinan tohum meyve vermez" dese bile bu birsey ifade etmiyor. Ilk once, bu sonucun, SCI siralamasindaki dergilerden birinde kabul edilip yayinlanmasi gerek.

Mevcut bilginin aksini iddia ederken kaynak olarak neler kullanilamaz?

Yuksek lisans (ing. master) tezi. Genelde, ustune yazildigi konu hakkindaki mevcut bilimsel calismalarin derlendigi bir rapor gibidir. Ogrenci olarak sansliysaniz, bir miktar tecrube edinme sansiniz var. Yuksek lisans calismasi, hayatta sonraki asamaya gecmek, belli bir terfi almak icin kullanilan bir basamaktan cok fazlasi degil.

Yukardaki kapsamda olmayan doktora tezi. Kurumsal yeterligi uluslararasi alanda taninmamis bir kurumun finanse ettigi, uluslararasi hakemli dergilerde yayin yapmamis bir doktora hocasinin yuruttugu (kariyerinin ilk asamasinda olup bu dergilerde ilerleyen zamanlarda yayin yapacak olanlar haric) ve kendini belli kriterler bakimindan kanitlamamis bir doktora komitesinin yuruttugu doktora tezinin sonuclarinin, birakin kanit olarak kullanilmayi, tavsiye niteliginde kullanilmasi bile dogru degil. Bu tip bir kaynak kullanimi, yuksek lisans tezinin kullanimindan daha olumsuc sonuclar yaratir.

Konferans bildirgeleri, konferanslarda yapilan konusmalar, herhangi bir toplantida yapilan PowerPoint sunumlari, bilgi notlari, Facebook mesajlari, sifaci hocalarin (ozellikle vatandasin vergilerinden kesilen paralarla aylik 14,000 TL maas alanlar) kadin programlarinda soyledikleri tez curutmede kaynak olarak kullanilamaz. Cok unlu bir profesor de olsaniz konferans bildirgesini kanit olarak kullanamazsiniz.

Diger faydali kaynaklar (bunlarin da bilimsel bir iddiasi olamaz veya iddiaya ihtiyac olmayan durumlarda kullanilirlar ama ozellikle ulasimlarinin kolay olmasinin isimize yaradigi ornekler cok sayida):

Sadece genel-gecer, dogrulugu su goturmez ya da ustunde genel kanaat olusmus bilgiler icin Google. Ornegin; “Turkiye Cumhuriyeti’nin baskenti Ankara’dir.”

Bir akademisyenin kesinlik icermeyecek ve tavsiye niteligi tasiyacak sekilde yaptigi uygulamalardan verdigi ornekler. Or. dogadaki gozlemler, konu hakkindaki cesitli olasiliklari anlamamiza yardimci olacak saha calismalari.

Akademi baglantili olmayip faydali bilgiler ve uygulama ornekleri sunan, ufuk acan bloglar, Youtube videolari, derlenip internete yuklenmis faydali dokumanlar ve diger gorseller. Burda dikkat edilmesi gereken de kullanilan dilin bilimsel kesinlik tasimamasi. Turkce’de MeyveliTepe blogu cok iyi bir ornek, cok faydali bilgileri bilimsel yontem kullanarak, ki bu az gorulen bir durumdur, elde edilen gozlemler, sonuclar empoze edilmeden veriliyor; bol bol faydalanin. Yani MeyveliTepe blogunda bile bilimsel yontem kullanilmasina karsin, verilen tavsiyelerde bir kesinlik olmadigi gibi, herhangi bir gozlemin "mucizevi" olarak nitelendirildigi bir ornek gormedim. Diger kaynaklar incelenirken de bu nitelikler aranmali.

*Aklima geldikce yukardaki listeleri yenilerim.

birnefestoprak 15-06-2015 20:05

Evet, tasnifte trajedi devam ediyor: https://www.facebook.com/groups/yere...3155285162333/

Facebook kullanmayanlar icin yazinin tamami (Yerel Tohum Dernegi'nin Facebook sayfasindan alinmistir):

Alıntı:

YERLİ NE DEMEK YEREL NE DEMEK?

Türk Dil Kurumu (TDK) sitesine tanımlar şu şekilde;
Yerel: Bir yere, bir bölgeye ilişkin olan.
Yerli: Yurt içinde yapılan veya bir yurdun kendine özgü niteliklerini taşıyan, Belli bir bölgede yetişen, otokton.

Bu tanımları tohum açısından değerlendirdiğimde burada benim anladığım, dünyanın her hangi bir bölgesinde, o yörede yetişen, o yöreye özgü olan tohumlar yerel tohumlar, ama ülke bazında yetişen veya yetiştirilen tohumlar yerli tohumlar oluyor.

Bu konuyu örneklendirecek olursak, Adananın Saimbeyli ilçesinin Kötün denen bir domatesi vardır. Bu domates o yöreye ait bir çeşittir. O yörenin adı ile anılır. Aydının kemer patlıcanı Aydın patlıcanı olarak anılır.

İtalya da yetiştirilen San Marzano domatesi Bursa yöresinde yetiştirildiği için Bursa domatesi olarak anılır. Antep patlıcanı, Urfa biberi gibi.

Oysaki Ülkemizde yetişen tüm patlıcanlar, biberler ve de domateslerin hiç biri ülkemize ait değildir. Bunların hepsi başka ülkelerden ülkemize gelmiş ve hem yerelleşmiş (Bölgeselleşmiş) hem yerlileşmiştir.

200-300 yıl önce Anadolu da yaşayan halk ne domates yemiştir ne biber ne de patlıcan. Yemeklerde salça dahi kullanmamışlar. Zavallı padişahlar salçasız yemekler yemişler.

Lale deyince tüm dünyada Hollanda akla gelir oysa Hollanda soğan lalelerini bizim ülkemizden götürmüştür. Yine İngilizler Ankara tiftik keçilerini bizim ülkemizden götürmüştür. A.B.D. Antep fıstığını ülkemizden götürmüştür. Buğday, Çavdar tüm dünyaya Anadolu’dan dağılmıştır.

Daha birçok örnek verilebilir. Antep fıstığı, Diyarbakır karpuzu, Kırkağaç kavunu, Çengelköy hıyarı, Kadirli turpu gibi.

Bu yazıyı yazmamın nedeni; Manisa da ektiğim Hollanda hıyarı ile A.B.D. kökenli yuvarlak hıyarların fotoğraflarının paylaşımı sonucu çıkan tartışmadır. Bu ve benzeri tohumlar geldikleri ülkenin yerel tohumlarıdır. Zaten yerli tohum denmiyor yerel tohum deniyor.

Şimdi elin adamı ülkemizde hibrit tohum yetiştiriyor ve buna yerli tohum deniyor, kullananda yerli tohum kullandım diyor.

Ülkemizde İtalya’nın Fiat, Fransa’nın Renault marka arabaları üretiliyor adına da yerli otomobil deniyor. Oysaki bizim bir tek yerli otomobilimiz var o da Devrimdir. Ve de uluslar arası politikalar nedeniyle üretilememiştir.

Geçen sene dağıtımını yaptığımız Halep karası karpuz çekirdeğini, Bulgaristan kökenli dev domates tohumunu, Makedonya’nın Tetova mısırını isteyenler çok oldu. Zaten adlarına bakarsak ülkemize has bir çeşit olmadıkları bellidir. Ama bunlar ülkemizde yetiştirilmektedir. Bu tohumlar ile Hollanda hıyarı arasında fark yoktur.

2000 km uzaktaki Diyarbakır’ın karpuzunu, 1200 km uzaktaki Saimbeyli’nin domatesini İzmir de yetiştirince bir şey olmuyor ama burnumuzun dibinde ki Girit adasına özgü bir çeşit yetiştirince mi sorun oluyor.

Arkadaşlar derneğin ve de grubun adı Yerel tohumdur. Yerli tohum değildir. Öncelikle kavramları kafamızda oluşturalım. Gereksiz tartışmalara girmeyelim.

Şükrü Yıldızdal
Dernegin bu uyesi (sanirim kendisi uye ve umarim dernek yetkilisi degildir), TDK'dan yerel ve yerli kavramlarinin tanimini bulup yazinin basina eklemis. TDK'dan verilen tanimlarda, kendi mantigi icinde bence bir yanlis yok. Peki yorum dogru mu?

Yerli tohumlarin korumaya alinmasi kapsaminda tekrar tekrar ifade etmekte fayda var (bu konu, dernegin kendi Facebook sayfasinda da kafa karisikligina yol acmis olacak ki, aciklama yapma geregi hissedilmis ama aciklama hem sacmaliklarla dolu hem de daha cok kafa karistiriyor):

Yerel Tohum Dernegi'nin bakis acisi

Yerel tohum: Domates ustunden gidelim. Dernegin mantigina gore, domatesin genetik anavatani Guney Amerika oldugu icin, Anadolu'da birkac yuzyildir yetistirilen hicbir domates yerli degildir, hepsi yereldir(?). Yerel olanlar da aslinda Guney Amerika'nin yerli domatesidir :)

Dunyanin her tarafindan atalik tohumlari toplayalim. Bunlari ornegin Izmir'de dagitalim ve Izmir'in yerli domatesi ya da Almanya'ya ait bir domatesi harmanlayalim. Yerli/yabanci kaynassin, hepsi yerel olsun. Herseyi gectim; siz tohumun kokenini takip ederek insanlarin goc yollarinin dahi tespit edilebilecegini bilmiyor musunuz?

Aciklamayi yapan uyenin kafasi, yazinin ilerleyen bolumlerinde iyice karisiyor:

Alıntı:

İtalya da yetiştirilen San Marzano domatesi Bursa yöresinde yetiştirildiği için Bursa domatesi olarak anılır. Antep patlıcanı, Urfa biberi gibi.
:)

San Marzano Domatesi'ne Bursa Domatesi diyecekmisiz. Bu bey, San Marzano'nun nesiller boyu yetistiriciler araciligiyla seleksiyon yapila yapila elde edildigini ve bu seleksiyon surecinin hala devam ettigini bilmiyor herhalde. San Marzano cesidi esas alinarak, ayni tohumdan verim/tat/meyve buyuklugu gibi parametreler bakimindan bugune kadar elde edilen seleksiyonlarin listesi (en yenilerden birisi Lungo 2 ve seleksiyon devam ediyor):

San Marzano 3
San Marzano Bush
San Marzano Lungo
San Marzano Lungo 2
San Marzano, Pink
San Marzano Redorta
San Marzano Gigante
San Marzano La Padino
San Marzano Lampadina
San Marzano Nano
Super San Marzano

Bunlardan hangisi Bursa Domatesi, bana birisi yardimci olabilir mi?

Bu dernegin Anadolu'da yuzyillar boyunca tat/doku/koku/meyve buyuklugu/bitki ozellikleri vb bircok ozellik bakimindan tohum seleksiyonu yapan ve bize Maniye, Karahidir, Devetabani gibi onlarca domates cesidini miras birakan ciftcilere, koylulere, amator yetistiricilere hic saygisi yok mu? Peki Turkiye'de yine belli ozellikler gozetilerek 20. yuzyilda devlet kurumlari araciligiyla uretilmis ve hibrit olmayan (tohumu ekildiginde aslina uygun sonuc veren) domatesleri hangi sinifa sokalim?

Yine diyelim ki domateste durum boyle. Anavataninin, icinde Anadolu'nun da belli bir bolumunun bulundugu bolge oldugu dusunulen kavun icin nasil bir tasnif yapalim? Yerel Tohum Dernegi'ne gore yerli kavun da yok herhalde.

Alıntı:

Lale deyince tüm dünyada Hollanda akla gelir oysa Hollanda soğan lalelerini bizim ülkemizden götürmüştür. Yine İngilizler Ankara tiftik keçilerini bizim ülkemizden götürmüştür. A.B.D. Antep fıstığını ülkemizden götürmüştür. Buğday, Çavdar tüm dünyaya Anadolu’dan dağılmıştır.

Daha birçok örnek verilebilir. Antep fıstığı, Diyarbakır karpuzu, Kırkağaç kavunu, Çengelköy hıyarı, Kadirli turpu gibi.
Yukardaki iki paragraf ne demek istiyor? Burdan ne sonuc cikaralim? Kafa iyice karismis. Amerikalilar Antep Fistigi'na Amerika'nin yerel fistigi mi diyormus?

Alıntı:

Ülkemizde İtalya’nın Fiat, Fransa’nın Renault marka arabaları üretiliyor adına da yerli otomobil deniyor. Oysaki bizim bir tek yerli otomobilimiz var o da Devrimdir. Ve de uluslar arası politikalar nedeniyle üretilememiştir.
Fiat, yerli otomobil mi hakikaten? Bilgisi olan arkadaslar beni aydinlatabilir mi? Bence Fiat yerel otomobil :)

En sonda da ultimatom verilmis:

Alıntı:

Arkadaşlar derneğin ve de grubun adı Yerel tohumdur. Yerli tohum değildir. Öncelikle kavramları kafamızda oluşturalım. Gereksiz tartışmalara girmeyelim.
:)

Ozetle, Turkiye'de hicbir is mi dogru durust yapilamayacak?

loveforlife 15-06-2015 21:27

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi birnefestoprak (Mesaj 1387862)
Ozetle, Turkiye'de hicbir is mi dogru durust yapilamayacak?

Ağlanacak halimize çok güldüm, çok!!!:D


Forum saati Türkiye saatine göredir. GMT +2. Şu an saat: 08:19.
(Türkiye için GMT +2 seçilmelidir.)

Forum vBulletin Version 3.8.5 Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0
agaclar.net © 2004 - 2025