agaclar.net

Geri Dön   agaclar.net > Doğa ve yaşama dair her şey > Doğasever, İnsansever, Hayvansever Web Siteleri
(https)




Beğeni Düzeni74Beğeniler

Cevapla
 
Bookmark and Share Dış Bağlantılar Konu Araçları Mod Seç
Eski 04-01-2015, 07:37   #1
Ağaçsever
 
antebi's Avatar
 
Giriş Tarihi: 25-05-2013
Şehir: Adana
Mesajlar: 49
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi birnefestoprak Mesajı Göster
Hem sizin hem ayrildiginiz grubun kullandigi yerel tohum kavrami uydurma bir kavramdir. Bu kavramin Turkceye cevrildigi orjinalinde sizin kullandiginiz gibi bir anlam soz konusu degil. Orjinalinde "yerel tohum" dendiginde, icinde bulunulan yorenin tohumu kastedilir. Eger Yunanistan'in bir koyunde bir Italyan biberi ekiliyorsa, bu bibere Yunanistan'in yerel biberi degil; Italya'nin falanca bolgesinin yerel biberi denir. Sizin kullandiginiz sekliyle yerel tohum kavrami hem teknik anlamda hem de Turkcesi itibariyle cok sorunludur ve konu hakkinda bilgisi olmayanlari yanlis yonlendiricidir.
Burada çeliştiğimiz konu nedir? Yani Fransanında, Ugandanında, Japonyanında yerel tohumu korunmalı diye düşünüyorum. Atalık tohumun nerede yetiştiğinin menşeinin neresi olduğunun bir önemi yok, önemli olan atalık olması diye düşünüyorum. Fransız biberini Adanada yetiştirince bu artık Adana biberi oldu diye bir iddiam yok. Bhut Jolokia biber tohumu dağıtımı yapılırken bu biberin nerede yetiştiğinin değil atalık tohum olup olmamasının önemi vardır.

Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi birnefestoprak Mesajı Göster
Atalik tohuma sahip ciktiktan sonra, hibrit tohum uretiminde bence herhangi bir sakinca yok.
Bence var, çünkü hibrit tohumla beraber kimyasal kullanı artmıştır, bu nedenle de topraklarımız gün geçtikçe kirlenmektedir. Toprakları bizden sonraki nesillere kullanılmayacak bir halde bırakılmasını istemiyorum.

Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi birnefestoprak Mesajı Göster
Eger tohum ekim zamanlarini ve sartlarini dogru ayarlarsaniz, belli bir adaptasyon surecine gerek olmadan da, Turkiye'nin kuzeyinde yetisen tohumlarin (oncelikli olarak zirai tohumlari kastediyorum) tamamina yakinini basariyla guneyinde de yetistirebilirsiniz.
Bunun mümkün olmadığını 3 senedir yaşayarak öğrendim. Saimbeylinin ince kabuk kokulu domatesini hem tohumdan hem fideden üretme çabalarım sonuçsuz kaldı. Bir tane bile domates alamadım.

Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi birnefestoprak Mesajı Göster
Bulgaristan'dan ozellikle 20. yuzyil baslarinda goc eden Turkler araciligiyla Turk topraklarina getirilmis ve yukarda siraladigim ozellikleri tasiyan cok sayida cesit var. Bunlar yerli atalik tohum statusunu coktan haketmislerdir.
Yerli atalık tohum statüsünü hak etmenin bir ölçüsü varmı?

Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi birnefestoprak Mesajı Göster
Ciftcinin atalik tohum ekmesinin onune cok buyuk engeller cikaran sertifikali tohum uygulamasi var (bazi uygulamalar, yavas yavas, birden tepki cekmeyecek sekilde hayata geciriliyor). Eger tohum sirketi, devletin sertifika onayi vermedigi tohumu uretemiyorsa ve ayni devlet ciftciye sertifikasiz tohum ekemeyecegini soyluyorsa, bu ne demek oluyor? Sertifika verilen atalik tohum sayisi gittikce azalmiyor mu? Gen havuzu, Aci Kil Biber, Pala Patlican, Kirkagac Kavunu gibi cesitler cercevesine indirilip iyice daraltilmis olmuyor mu?
Aynı düşünceleri paylaştığımızın farkında mısınız? TİGEM'in "Sertifikalı tohum kullan %25 ürün artışı olsun" anlamında reklamları halen panolarda yer almakta. Şimdi ben elimdeki tohumu sertifikalandırırsam benim ürünüm %25 artacak mı? Ayrıca atalık, yerel tohum olduktan sonra sertifikalı olmasınında bir sakıncası yok. Ancak çiftciye tarım desteği şartını sertifikalı tohum kullanımına bağlanmasına karşıyım. Çiftçi kendi tohumunu kullandığında da destek almalı. Burada anlaşamadığımız bir durum yok sanırım.

"Amacimiz; yerli degil YEREL TOHUMLARIN kullanimini artirmak icin bu tohumlarin uretimini desteklemek ve paylasimina yardimci olmaktir "

Yerli dendiğinde Anadoluya yani bizim topraklarımıza özgü tohum anlaşılır, oysa yerel diyerek dünyanın herhangi bir bölgesinde yetişen yerel tohumu kastettim.

antebi Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 04-01-2015, 09:16   #2
Ağaçsever
 
antebi's Avatar
 
Giriş Tarihi: 25-05-2013
Şehir: Adana
Mesajlar: 49
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi MeyveliTepe Mesajı Göster
Anayasa gibi dernek logosuyla birlikte her yere yapıştırılan yazıya bir bakalım:
Bu yazıyı doğru bulmadığımı söylediğimde ise;

Diye yazmışsınız.

Yazının kaynağı yok, belirtilmemiş. Yazanın kendi ürettiği ifadeler gibi görünüyor (o kadar çok yerde gördüm ki, Saraçoğlu kaynaklı diye düşünüyorum).
Evet doğru söylüyorsunuz, Yazının kaynağı Saraçoğludur,

http://www.agaclar.net/forum/organik-tarim/10064-4.htm 96 noulu mesajda belirtilmiş. Saraçoğlu gibi profesörlük ünvanı kazanmış kişilerin görüşlerine itibar edilebilir diye düşünüyorum. Konunun doğru olup olmadığını ispat etmek bana değil Saraçoğluna düşer.

Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi MeyveliTepe Mesajı Göster
Hibrid tohumun F1 seviyesinden sonra elde edilen meyveden alınan tohumun F1'den farklılaşması da tohum şirketlerinin ticaretlerinin devamlılığında bir araç oluyor.
Bu yazı size ait. F1 tohumlara karşı olmadığınız anlamını çıkarabileceğimiz pek çok ifadeniz olduğu göz önüne alındığında sizin herhangi bir tarım firmasıyla bağlantılı olabileceğiniz geliyor aklıma. Öyledir demiyorum yanlış anlamayın.

Arkadaşımın kızı doğduğunda şeker hastası olarak doğdu, bu durumun sağlıksız beslenme ile ilgili olduğunu düşünüyorum. Sağlıklı beslenme sağlıklı tohumla başlar, kendi benzerini üretemeyen tohumun sağlıklı olduğuna kimse beni inandıramaz, kusura bakmayın.

Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi MeyveliTepe Mesajı Göster

Öte yandan tohum şirketlerinden pazar beklentisi (ki pazar deyince tüketiciler anlaşılmamalıdır, üretici ve devamındaki tüketiciye kadar zincir - tüketici pazardan sayılmıyor) erken hasata gelen, ürünün tamamının bir defada hasat edilebileceği, hepsi biribirine benzeyen, raf ömrü olabildiğince uzun, hamken bile olgun görünen ve güzel görünüşlü meyveler üreten tohumlar. Bu beklentilerin içinde ne lezzet, ne de besleyicilik var. Dolayısı ile ortaya çıkan tohumlar da ona göre. Bu tohumların f2 seviyesinde f1'deki ürünü vermemesi ise tohum şirketlerin kendilerince sürdürülebilirliğini sağlayan bir durum ve bazı küçük şirketler dışında hibrid olmayan tohum ıslah etmezler. Buna bir de olgunlaşmadan toplanmasını, olgunmuş gibi görünmesini sağlayacak müdahaleleri ekleyin.

Sizin aslında karşı olduğunuz, benim ve buradaki bir çok kişinin karşı olduğu da budur. Ancak bunu tamamen"hibrid" kavramına indirgediğinizde bir çok açmaz ile karşılaşırsınız.
Sizin yazınızdaki koyulaştırarak vurguladığım konuya karşıyım. Başkada karşı olduğum bir durum yok. Tekrar belirteyim benim karşı olduğum tek yıllık, geri dönüşümsüz, kısır olan tohumlardır. Gen havuzumuzun gittikçe küçülmesidir. Bu nedenle yerel tohumların devamının sağlanmasını isteğim karşısında geri dönüşümsüz tohumları savunmak niye anlamadım.

Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi MeyveliTepe Mesajı Göster
Grup üyelerinizden birinin önüne, hangisi olduğunu belirtmeden bir heirloom bir de hibrid tohumdan yetişmiş domates koysam, tadına da baksa ve hangisini beğendiğini sorsam büyük ihtimal hibrid olanı beğendiğini söyler. Bu durumda ne olacak? Bütün bina yıkılacak mı? Oysa bu örnekte hibridin beğenilmiş olmasının bir önemi yok. Buna rağmen yaygınlaşması gereken heirloom tohum olmalı (bana göre).
Benim hibrit tohumdan ne kastettiğimi siz çok iyi biliyorsunuz

Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi MeyveliTepe Mesajı Göster
Bu gibi projeleri, doğru temeller üzerinde kurulduğu, kavramların ve hatta terminolojinin bilim temelinde herkesin doğrusuyla eşit olduğu, ilkeleri açık, etik kuralları net bir şekilde belirlenmiş, yörüngesinden sapmadığı sürece elimden geldiğince desteklerim. Fakat, sırf laf ebeliği olsun diye başka yerlerden bulduğu alakalı-alakasız yazıyı kaynak da belirtmeden kendi ürünü imiş gibi yapıştırıp, filancanın yazını yapıştıracağına linkini verseydin, oradan da okurduk dendiğinde de, "illa istiyorsan link de veririm" diyenlerin ve normal karşılayanların etiği ile bunu yapabilecekseniz yolunuz açık olsun, ben yokum
Umarım buradaki suçlama bana ait değildir. Benim paylaşımlarım da eğer değişiklik yapmamışsam mutlaka kaynak belirtirim. Bunu bir çok paylaşımda kaynak olarak agaclar.net'i göstermemden de anlayabilirsiniz. (1 ocak tarihli paylaşımım https://www.facebook.com/groups/yere...3969904080872/ Ama alıntılar üzerinde değişiklik yapmışsam kaynak belirtmem doğru olmaz diye düşünüyorum.

Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi MeyveliTepe Mesajı Göster
Antioxidant Composition in Cherry and High-Pigment Tomato Cultivars
(Marcello S. Lenucci, Daniela Cadinu, Marco Taurino, Gabriella Piro,Giuseppe Dalessandro)

COMPARISON AMONG HEIRLOOMS AND HYBRIDS OF 'CUORE DI BUE' TOMATO: A GLOBAL APPROACH TO QUALITY EVALUATION (P. Sambo, A. Brigi, S. Bona, M. Giannini, A. Marangon, T. Zanini)

Antioxidant activity and bioactive compound changes during fruit ripening of high-lycopene tomato cultivars (Ilahy Riadh, Chafik Hdider, Marcello S. Lenucci, Imen Tlili, Giuseppe Dalessandro)
Yabancı dilim olmadığı için bu dökümanları anlamam mümkün değil, gruptaki bir çok insan da benim durumumdadır. Eğer bunların Türkçesi veya Türkiyede yapılan araştırmalar varsa bunların linkini verirseniz sevinirim.

antebi Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 05-01-2015, 05:13   #3
Ağaç Dostu
 
birnefestoprak's Avatar
 
Giriş Tarihi: 15-07-2012
Şehir: Ankara/Morgantown
Mesajlar: 2,797
Bastan soyleyeyim; ne hibrit tohum ustune dayali bir is yapip para kazaniyorum ne de ciftcilere hibrit tohum ekmelerini tavsiye ediyorum. Bunun yaninda, sirf birseyi tercih etmiyoruz diye, onunla ilgili kimisi yalan boyutlarina varan kimisi de dupeduz bilgisizlik, tembellik ve merak etmemekten kaynaklanan propagandist yaklasimlara onay vermek zorunda miyim? Tabii ki hayir.

Simdi diger konulara gecelim:

Alıntı:
Bhut Jolokia biber tohumu dağıtımı yapılırken bu biberin nerede yetiştiğinin değil atalık tohum olup olmamasının önemi vardır.
Diger ifadeyle soyle diyorsunuz: "Tasnif ve arsivleme olmasin (zaten bugune kadar olmamis), ne gerek var. Fransiz domatesini Antalya'daki yerel tohum senliginde kirmizi domates diye dagitalim. Sonra o domatesi alan kisi tohumunu cogaltip baskalarina "Antalya'dan kirmizi domates" diye dagitsin. Ayni domatesi yetistiren ucuncu kisiler de domatesi Antalya'nin yerli domatesi diye bilsin." Ne guzel, atalik tohumlar korundu Yurtdisinda bu isi ciddiyetle yapan kurumlarin atalik tohumlari nasil korudugunu, hangi sartlarda nasil yetistirdigini hic arastirdiniz mi?

Alıntı:
Bence var, çünkü hibrit tohumla beraber kimyasal kullanı artmıştır, bu nedenle de topraklarımız gün geçtikçe kirlenmektedir. Toprakları bizden sonraki nesillere kullanılmayacak bir halde bırakılmasını istemiyorum.
Yani tesadufe bakin ki, Sn Ismail Kuzucu bu soylediginize yukarda yanit vermis. Hemen bakalim:

Alıntı:
Maddi yönünü geçtim yerli ekimde aşırı derecede ilaç kullanımı gerekiyor. (Her tür için geçerli değil.) Örnek: Ben bu sene f1 lahana ektim sadece 2-3 defa tırtılla mücadele ettim. (1 defa etkisi 1 hafta olan ilaç, geresi organik mücadele.) Diğer yerli fide eken ise 5 defa fungisit ilaçlaması yaptı. Diğer ilaçlamaları saymıyorum. Siz olsanız hangi ürünü alırdınız??
Sn Ismail Kuzucu, F1 fide ektigi icin daha az ilaclama yaptigini soyluyor. Yerli fide (sanirim atalik tohumu kastediyor) eken diger ciftcinin de daha fazla ilaclama yaptigini soyluyor. Bu duruma gore, F1 fide yetistirmeyle ilaclama arasinda bir dogru oranti var mi? Organik tarim yapilarak F1 tohum yetistirilemez mi? Turkiye'de hic F1 tohum ekilmese, ilaclama da sona mi erecek yoksa ilaclamada ciddi oranda azalma saglamak icin biyodinamik tarim uygulamalarina mi gecilmeli?

Alıntı:
Saimbeylinin ince kabuk kokulu domatesini hem tohumdan hem fideden üretme çabalarım sonuçsuz kaldı. Bir tane bile domates alamadım.
Eger Turkiye'de baska bir yerde Saimbeyli adinda bir yerlesim birimi yoksa ve siz bu cesidi yine Adana'da kendi yasadiginiz yerde yetistirmeye calisip bir tane bile domates alamadiysaniz, kusura bakmayin ama konu adaptasyonla ilgili degil. Forumda tecrubeli uyelerimizin yeni yetistiricilere yardimci oldugu basliklar var; yetistirmeyle ilgili sorularinizi orda sorabilirsiniz. Tohumunu da agaclar.net tohum paylasimi etkinligine gonderip paylasirsaniz bu cesidin yayginlasmasina katkida bulunmus olursunuz.

Alıntı:
Yerli atalık tohum statüsünü hak etmenin bir ölçüsü varmı?
Var. Daha once de bahsettigim kistaslar. Ozetleyeyim: Uzerinde mutabakata varilan kabule gore, tohumun yerlesikligini ve belli bir yetistirici grubu icinde (bu tek bir kisi olabilecegi gibi, bir aile de koy de olabilir, ayni toplum icinde zamanla daha genis bir alana da yayilabilir) surdurulebilirligini kanitlamak adina, tohum amator islah yoluyla elde edildikten sonra en az iki insan nesli boyunca (yaklasik 50 yila tekabul eder) yetistiriliyor olmasi atalik tohumun atalik sinifina girmesi icin yeterli.

Ornek:

1. nesil-Babanizin cesidi bahcesinde islah ettikten sonra evdeki yemeklerde kullanilmak uzere yetistirdigi nesil.

2. nesil-Sizin babanizdan miras kalan tohumu yetistirdiginiz nesil (bu asamada tohum zaten atanizdan size aktarilmis durumda ama siz de sonraki nesillere aktararak tohumu tanitacaksiniz)

Kamba Biberi (eger ayni cesitten bahsediyorsak), Bulgaristan kokenli ama tohum konusunda tasnif ve arsivleme yapilirken kesinlikle atlanmamasi gereken cok onemli bir konu insan. Her tohumun, bilsek de bilmesek de, mutlaka bir hikayesi var ve atalik olarak sonraki nesillere aktarilan her tohum, insanla ve onun ait oldugu veya kendini ait hissettigi toplumla ozdeslesir. Bulgaristan'da yasayan birisinin tohumu Edirne'ye gondermesi baska birsey, tohumu bohcasina koyup goc ettigi Edirne'de yetistirmesi baska. Kendisinin bir parcasi gormese birlikte getirmezdi. Her durumda, tohumun kokeninin belirtilmesi zorunludur. Tohum kataloglama isi ciddi bir is ve bir kolleksiyoner titizliginde yapilmali.

Alıntı:
Aynı düşünceleri paylaştığımızın farkında mısınız? TİGEM'in "Sertifikalı tohum kullan %25 ürün artışı olsun" anlamında reklamları halen panolarda yer almakta. Şimdi ben elimdeki tohumu sertifikalandırırsam benim ürünüm %25 artacak mı? Ayrıca atalık, yerel tohum olduktan sonra sertifikalı olmasınında bir sakıncası yok. Ancak çiftciye tarım desteği şartını sertifikalı tohum kullanımına bağlanmasına karşıyım. Çiftçi kendi tohumunu kullandığında da destek almalı. Burada anlaşamadığımız bir durum yok sanırım.
Sertifika konusundaki dusuncenizi ayrica uzun uzun tartisabiliriz. Simdilik tartistigimiz konu kapsamindaki sorunlu noktayi tekrar vurgulayayim. Sizin kullandiginiz anlamiyla, "yerel tohum" diye bir kavram yok. Yerli (Turkiye menseyli) atalik tohum var; bir de daha kucuk olcege inerek incelenebilecek yerel atalik tohum var. Turk Dil Kurumu'ndan "yerel"in anlami:

Alıntı:
sıfat Yöresel
Yerel atalik tohuma ornek: Ege'nin yerel atalik tohumlari, Aydin'in yerel atalik tohumlari vb.

Dunya uzerinde cok farkli toplumlarin binlerce degerli atalik tohumu var (kendi bahcelerimde Uzak Asya'dan da Avrupa'dan da Turkiye'den de tohum yetistiriyorum). Bunlarin hepsi degerlidir ama Fransa'nin kavununu Izmir'e getirip yetistirdiginizde, Izmir'e has yerel tohum elde etmis olmuyorsunuz; o yine Fransa'da ait oldugu yore neyse oranin yerel tohumu oluyor. Ayrica, daha once de dedigim gibi yerellik kavramini adaptasyon sureciyle ozdeslestirmek de cok anlamsiz. Size Charentais tohumu gondereyim, Adana'da ekin, yetistirici olarak bir hata yapip bitkiyi oldurmedikten sonra hemen sonuc alirsiniz. Bu tip bir yerellik kavrami one surerek de zaten elimizde hicbir arsiv bilgisi bulunmayan tohum cesitlerinin tasnifini cok daha zorlastirmis olacaksiniz. Yani bu haliyle, yararinizdan cok zarariniz olacak.

Alıntı:
"Amacimiz; yerli degil YEREL TOHUMLARIN kullanimini artirmak icin bu tohumlarin uretimini desteklemek ve paylasimina yardimci olmaktir "

Yerli dendiğinde Anadoluya yani bizim topraklarımıza özgü tohum anlaşılır, oysa yerel diyerek dünyanın herhangi bir bölgesinde yetişen yerel tohumu kastettim.
Simdi siz bu tanimi yaptiginiza gore, su videoyu gostereyim (sizin mensubu oldugunuz dernek de sanirim videoda bahsedilenle ayni, oyle degilse lutfen belirtin):

https://www.youtube.com/watch?v=iPtPbVPGiD4

Hakan Bey, videonun 13. saniyesinden baslayarak dernegin amacini anlatiyor:

Alıntı:
Dernegimizin amaci, yerel tohumlarimizi yasatmak, neslini devam ettirmek ve yerel tohumlarimizi islah etmektir. Ha nicin yerel tohumlarimiz bu kadar onemlidir? Soyle soyleyeyim ben size, tohumuna sahip cikmayan bir millet gelecegini kaybeder.
Burdaki yerel tohum tanimiyla sizinkinin bir alakasi var mi? Hakan Bey, tohumuna sahip cikmayan bir millet derken Uganda Halki'ni mi kastediyor?

Bir soru daha: "Yerel tohumlarimizi islah etmektir." denirken ne kastediliyor? Siz tabii bunu Hakan Bey'in yerine yanitlamak istemeyebilirsiniz ama bir fikriniz varsa, bizi de aydinlatir misiniz?

loveforlife beğendi.
birnefestoprak Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Cevapla

Konu Araçları
Mod Seç

Gönderme Kuralları
Yeni konu gönderemezsiniz
Konulara yanıt veremezsiniz
Ek dosya yükleyemezsiniz
Kendi gönderilerinizi düzenleyemezsiniz

BB code Açık
Smilies Açık
[IMG] Kodu Açık
HTML Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Forum saati Türkiye saatine göredir. GMT +2. Şu an saat: 13:14.
(Türkiye için GMT +2 seçilmelidir.)


Forum vBulletin Version 3.8.5 Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0
agaclar.net © 2004 - 2025