Düşündükçe aklıma yeni fikirler geliyor.Yeni projede mutlaka çocuklar olmalı mesela kirletilen bir dünyada yaşamak zorunda bırakılan çocukların anne babalarını sorgulamaları ile ilgili bir çalışma çok ses getirir.Kendi çocukluklarında gelincik ve papatya tarlalarında koşturup, her çeşit meyveyi dalından yiyebilen anne babaların eminim ki vicdanı sızlar.Mesela ben bunun acısını her daim hissediyorum.Benim çocukluğum Bilecik'te geçti.Mahallemizde her türlü meyve ağacı vardı.Dut, iğde incir, elma, armut...biz bu ağaçların meyvelerinden arkadşlarımızla birlikte toplar bir sana, bir bana yapar paylaşırdık. Şimdi kapalı kapılar ardında paylaşmayı bilmeden, komşusuna selam vermekten korkan, içine temiz hava çekemeyip, hormonlu gıdalarla beslenmek zorunda kalan çocuklara çok üzülüyorum.Bizi ve çocuklarımızı bu duruma getiren birilerinden hesap sorma hakkımız olmalı.Bunun da en etkili yolu da müzik olur sanıyorum.

Hatıra meyve ağaçlarımız da olsun
 

Arkadaşımın düşüncelerini yürekten destekliyorum.Ben de bir ek yapmak istiyorum.Çok uzun zamandır yediğim her çeşit meyvenin çekirdeğini çöpe atmıyorum.Toprak gördüğüm bir yerlere gömüyorum.Geçen gün saksımın dibine sıkıştırdığım bir çekirdek filizlenmiş.Ne kadar mutlu oldum anlatamam.Çok yere birşeyler ektiğim için tam olarak ne filizleniyor bilmiyorum.Tahminimce bir limon ağacı filizi bu, biraz büyüyünce bahçeme alacağım.Gözüm gibi bakıyorum ona benim de bir dikili ağacım olacak inşallah .Bence herkes bir yere bir çekirdek ekerse doya doya meyve yiyebiliriz.Kilosuna bilmem kaç lira verip dolapta iki günde bozulan meyvelerden değil hem de...elimizi attığımız her an dalından koparabildiğimiz meyvelerden...Gelecek nesillere hatıra meyve ağaçları bırakalım mı?

Bence proje şöyle geliştirilebilir..
Sitemizde “şehirlere göre” üyelerimiz var. Bunların içinde doğa yürüyüşü ve gözlemciliğini seven, tabiata karşı hasas, ve bu amaç uğruna bir araya gelmek isteyenler muhakkak olacaktır.
Her ilde yaşayan arkadaşlarımız, illere/ilçe **** mahallelere göre **** (yaşadıkları bölgeye göre) tıpkı siyasi partilerin illerdeki teşkilatlanması gibi teşkilatlanabilirler..

Bir yerdede bu arkadaşların, çekim, yapıp, röpörtaj yapıp durumu raporlayacakları bir merkez olmalı…

Sonra bu illerdeki arakadaşlar dönemsel olarak köyleri, mahalleleri, ormanları,
karayollarını, yerleşim yerleri, tarımsal alanları, su havzalarını, gezerek doğa tahribatını resimleyen, fotoğraf ve video çekimleri hazırlayıp, daha sonra bu çekimlere dayanarak olay yerinde mahalli ve yerel yönetimlerle kanunlar ve koruma yönetmelikleri bazında durumu sorgulayan ropörtaj yapıp, çekimleri derleyerek yine merkeze gönderirler.

Merkezdeki arkadaşlar da tahribatın cinsine göre, orman yangını, tehlikeli atıklar, plansız **** kötü planlama yüzünden yapılan orman ve ağaç katliamları, su havzası işgali ve kirlilikleri, ormanlarda bilinçsiz yapılan kesim ve tahribatlar, tabiat içersinde tabiat ortamına uymayan çarpık ve çok katlı yapılaşma, orman alanlarının kanunsuz işgali vs.gibi…arasından bir alan seçilip **** karışıkda olabilir (duruma göre) bu tahribatı uygun bir müzikle anlatan(ve çeşitli programlar arasında devreye girecek) kısa filimler hazırlanabilir…

Bu kısa filmin şekline gelince…geçen yıl fashion tv de, victorya secrets iç çamaşır firmasının podyumda katalog çekimlerini anlatan televizyon promosyonuna rastgelmiştim..
Mankenlerin Podyum yürüyüşleri esnasında müzik çalmaya devam ederken arada bir mankenlerin hazırlandığı kulislerde kısa kısa aralarla manken hazırlanışını, ropörtajlarını ve aldıkları talimatları gösteren insertler vardı…Podyum yürüyüşü arasına yerleştirilen bu slotlar baya etkili ve güzel oluyordu.

Şimdi düşünüyorum, aynısı doğayla ilgili yapılacak bu kısa çekimlerde de olabilir, olay yerindeki vatandaşlarla, **** mahalli,yerel yöneticilerle yapılmış röportajların, **** protestoların bir kısmı bu şekilde insert olabilir, böylece hem tahribat, hemde vatandaşla ve yöneticilerle yapılan konuşmalar, protestolar aynı anda yansıtılabilir..
Sonrada tabiî yapılan bu televizyon propagandası takip edilmeli, siyasiler ve yerel yönetimlerin durumu düzeltmek için uyguladıkları değişim politikaları ve tedbirler takip edilmeli ve gerekirse durum tekrar ekranlara taşınmalı…
Böylece halk bazında tabiatın korunması için biliçlenme, farkındalık hedefine ulaşılabilir…
Bunun içinde baya bir parasal kaynağa ihtiyaç olsa gerek..Avrupa birliğinin, proje bazında çevreyle ilgili hibe programları var kullanılabilir. **** Birleşmiş millerler gibi uluslararası **** yerli kamu kurum veya NGO ların desteklerinede elbette başvurulabilir..

Önerilerin tümünü okumaya çalıştım, tekrara düşmüşsem bağışlayın.
Değişik zamanlarda doğayı tahrip edecek davranış (nükleer santral,
altın arama, nükleer atık boşaltma vb gibi) karşıtı toplantı, yürüyüş
ve halk tepkilerini dile getiren kısa film hazırlanması , ağaçlar.net üye-
leri dışında diğer insanlara ulaşılmayı sağlayacak takvim bastırılıp satıl-
ması.

"Doğa için çal" çalışmanızdan dolayı sizi yürekten kutluyorum. Çok anlamlı ve başarılı bir çalışma. Bu tür çalışmaları devam ettireceğinizi umuyorum.
Bu bağlamda doğa ile ilgili bir çocuk şarkısını aynı yaklaşımla çocuklara veya bir çocuk korosuna söyleterek hedef kitle olarak çocukların da bilinçlenmesine yardımcı olabileceğinizi düşünüyorum.
Saygılarımla.

Sevgili Malina basta seni, sitemizin tüm yöneticilerini ve müzisyenlerimizi kutlarim. Cok nefis,cok cilgin, bir o kadarda insani olmus. Iyiki varsiniz

:) süpersin gerçekten

"Kalıcı etki bırakan etmenleri engellemek"?
 

Duyurulan ses, gerçek bir ses ve birçok güzel sesten oluşuyor. "Gerçekten farklı bir şey" yapmanızı engelleyen yok ki, en güzel ve farklı projeyi başlatın ki biz de ses verelim.

Muhalif olmak amacıyla yazmadığınızı görüyorum ama yazınız elindeki imkanları kullanarak, çok güzel bir projeyi başarıp, çok, bir çok kişiyi heyecanlandıran bir farkındalık projesi için fazla eleştirel buluyorum.

Doğa için, size daha somut gelebilecek "gerçekten birşeyler" içeren projelerinizi öğrenebilirsek memnun olur, üstelik kim bilir, sizin projenizin de duyurulmasında 'hoş bir sedâ' olabiliriz.

Var mısınız?


gece
"Bâkî kalan bu kubbede hoş bir sâdâ imiş" diyen forum kişisi!

Emeği geçen herkesi tebrik ediyorum.Çok güzel bir proje.Bunda bir katkımız olmadı ama belki bundan sonrakilerde ufakta olsa bir katkımız olur.Doğayı unutmamak unutturmamak dileğiyle...

Bravo gençler.Süper bir klip hazırlamışsınız.Seyrederken ağladım.Sizleri duyurmak için elimden geleni yapacağım.

Super bir proje!
 

Ben de muzisyenim ve yorumunuzu cok begendim. Super bir proje. Doga adina tesekkur ederim. :)

Harika bir yapım. Katkıda bulunanherkesi kutlarım

kıbrıstan
 

doğa için çal projesini yavru vatan kıbrısta gerçekleştirmek için projelerim var bunun için yetkililerle irtibata geçmek istiyorum yardımcı olursanız sevinirim...

bilgi@dogaicincal.com adresine yazıp, Fırat Çavaş'la irtibata geçebilirsiniz.

Çok güzel bir çalışma olmuş. Çok hoşuma gitti. Tanıdığım bütün arkadaşlarıma önerdim. Doğa için, yeşil alanların ıslahı ve geliştirilmesi için artık bir şeylerin yapılması ve bir an önce yapılması gerekir. Teşekkürler.

Merhaba arkadaşlar,

Hem iletiyi aktif ve üst sıralarda tutmak, hem de nacizane fikirlerimi söylemek istiyorum.

İkinize de tümüyle katılıyorum. Öncelikle insanlarda "ne ki bu acaba" gibi bir merak uyandırmak gerek. Slogan çok açık olursa, bence de okunup geçilir ve ilgisiz kalınır. İkinci olarak kesinlikle "aykırı-düşündüren-dürten" yani farklı, çekici ve ilginç birşey olmalı.

Ne olabilir mesela... Kolay ve düşük maliyetli başlangıçlar yapmak gerekir bence. Önce insanların ilgisini çekip, sonra daha büyük projelere yönelmek, gelecekteki destekçi ve katılımcı miktarını arttıracaktır. Örneğin "Doğa İçin Çal" logosunu tişörtlere / montlara bastırıp, baskı ve kargo maliyetlerini ekleyip (belki küçük bir kâr oranıyla) sitemizin üyeleri arasında satışını yapabiliriz. Elde ettiğimiz küçük kârı da, yine projede kullanmak üzere kaynak olarak saklayabiliriz. Ama en önemlisi üzerinde bu logolu tişört ya da montu giyen arkadaşlar bulundukları ortamlarda illa ki "bu nedir?" sorusuyla karşılaşacaklardır. Bu sayede herkes kendi çevresinde projenin bir şekilde sözcülüğünü ve tanıtımını da yapmış olacaktır. Yine aynı doğrultuda üniversitelerin kulüplerine (dağcılık kulübü, yürüyüş kulübü, resim-heykel kulübü, dans kulübü....) tanıtım ve dağıtım yapılabilir. Site üyesi üniversite öğrencileri şenliklerde stand açabilir, bilgilendirme broşürleri dağıtabilirler.


İşte bu husus çok önemli. "Farkındalık"... Öncelikli amacımız farkındalık yaratmak olmalıdır. Zeminini hazırlamadan, temelini atmadan hiçbir yapı-oluşum güçlü bir biçimde ayakta duramaz. Hedefimiz kimler?

1. Halihazırda duyarlı ve farkında olanlar mı? Bence değil. Onlar zaten kendi imkanları ölçüsünde çevresinde doğa için çalışmalar yapıyolar.

2. Farkında olanlar ancak yeterince duyarlı olmayanlar mı? Evet ilk grup bu. Bunlar nasıl daha fazla katılımcı yapılabilir?

3. Yeterli algı düzeyine sahip, etrafında olup bitenlerden en azından haberdar (gazete, tv vs.lerden) ancak ilgisiz olan grup mu? Yine evet, ikinci grup da bu. Doğanın tahribatının hayatlarını hangi boyutlarda etkilediğini göstermekle başlanabilir mesela. Baraj havzalarına yapılan binaların sellere neden olması, tahrip edilen orman arazilerinin teneffüs ettikleri havayı kirletmesi, kimyasal atıklarla kirletilen dere, akarsu ve denizler nedeniyle zehirlenmeleri... gibi birebir kötü etkilerine maruz kaldıkları örneklerle bilinçlendirilebilirler.

Diğer doğa ve çevre örgütleriyle, il tarım müdürlükleriyle, üniversitelerle, sivil toplum kuruluşlarıyla, odalar ve derneklerle, belediyelerin ilgili bölümleriyle, tiyatro topluluklarıyla, okullarla... daha pek çok yerle yukarıdaki hedefleri ve stratejileri planladıktan sonra irtibata geçilebilir.


Sözün kısası; Hedefleri küçükten büyüğe doğru, sırayla ve bazen eşgüdümlü ama illaki organize bir biçimde yürütmek gerekir. Daha bir taban yaratmadan, istersek dünya starlarına konser verdirelim 2 gün sonra kimse, doğaya attığı naylon torbanın verdiği zararı hatırlamayacaktır.

Tekrarlamak gerekirse öncelikli hedefimiz "Farkındalık yaratmak" olmalıdır. Ve ben "Doğa İçin Çal" logolu tişört / mont için ilk talip oluyorum. İstanbul'daki arkadaşları da ordaki atelyelerle irtibata geçip fiyatlar konusunda bizleri bilgilendirmesini talep ediyorum =]

Saygı ve sevgilerimle

Harika bir proje...
 

Herkese merhaba,
Müziğin evrensel bir dili vardır. Yapılan çalışma çok harika, Türkiyenin birçok gölgesinden "müziğin evrensel düzeti" yaratılmış ama benim merak ettiğim, doğu ve güneydoğu bunda neden yok?!...

Projede çalan söyleyen insanların doğum yerlerine ilişkin liste
Aslında düşünülürse her Ankara'da doğanın anne babası Ankara'lı, her İzmir'de doğanın anne babası İzmir'li ve her İstanbul'da doğanın anne babası İstanbul'lu değil. ;)

Neden az diyebilirsiniz ama neden yok demeniz yanlış.
Tunceli ve Diyarbakır var.


Ekşi Sözlük'te Doğa İçin Çal

Gökte bir yıldız olun.

"Gerçek dost, gökteki yıldızlar gibidir.

Her zaman görmeseniz de, orada olduklarını bilirsiniz."

Sevgili gençler!

"Doğa için çal"projenizle yıldızlaştınız. Bizlere, "hep orada" olduğunuzu bilmenin huzur ve mutluluğunu yaşattınız.

Doğa için ; Hep çalın, hep orada kalın.

Fırat Çavdaş ve tüm genç arkadaşları sevgiyle öpüyorum.

Işıklı bir yolda hep yürümeniz dileği ile....

Herkese selam. Bu siteyi yeni öğrendim. Tüm emeği geçenlere sonsuz teşekkürler.
Evrensel bir dil olan müziğin eşliğinde doğayla başbaşa olmak, onu yaşatmak harika bir fikir. Doğa için çal 1 varmı acaba. Nasıl bulabilirim.

www.dogaicincal.com sitesinde bulabilirsiniz ya da http://www.vimeo.com/6902099

Gerçekten süper bir çalışma emeğinize sağlık ve umarım devamı da gelir zevkle dinliyor veizliyorum..Katkım olmadı ama olmasını çok çok isterdim tekrar tebrik ederim ve TEŞEKKÜRLER

Bu çalışma hakkını vermek lazım ki çok güzel etkili ve duyarlılığı uayndırabilmek adına çok iyi bir fikirdir. sizleri tebrik ediyorum bunları yapabildiğiniz için.

Ama beklerdim ki bu güzel "Doğa İçin Çal projesi" fikri aslında "Playing For Change" adlı "Song Around
The World" sloganıyla dünyada barış için olan projenin Türkiye uyarlaması olduğun belirtilmesini. Böyle duyarlı insanlaırn, bir fikri alırken fikir sahibini onure etmemesi, fikir sahibi gibi gözükmesine izin vermesi üzücü.


http://www.playingforchange.com

Birinci ve ikinci çalışmayı sonuna kadar izlerseniz şunu görebilirsiniz;

Eklenti 141114

İzinsiz yapılmadığına hatta konuşulup onay ve destek alındığına emin olabilirsiniz ;)

İlginç eleştirilerden bir demet:

Soru: Doğu ve Güneydoğu Anadolu'dan niye sanatçı yok?
Cevap: Tunceli ve Diyarbakır nerede?

Soru: Tunceli'ye neden konuşma özürlü birini seçtiniz?
Cevap : ???

Soru: Diyarbakırlı arkadaşın soyadı neden Sönecek? Kürtler mi sönecek demek istiyorsunuz?
Cevap : ???

Soru: Diyarbakırlı arkadaşın soyadı neden Sönecek? Kürtler bizi söndürecek mi demek istiyorsunuz?
Cevap : ???

Soru: Neden xxxx müzik aletini kullanmadınız?
Cevap : ???

Soru: Yunanlıların ne işi var?
Cevap : ???

Soru: Neden başörtülü biri yok?
Cevap : ???

Soru: Neden gözünün üstünde kaşın var?
Bu sonuncuyu ben uydurdum :)

İyi ki DOĞA için çalıyoruz :)

İnsan DOĞAsı gereği böyle sorular sorabiliyor. DOĞA için çalmaya devam ettikçe DOĞAl olarak soruların tipleri de değişecek ve konu ıskalanmayacaktır. :)

Son çalışma hakkında kimsenin söyleyebilecek olumsuz bir bahanesi olamaz. Söylenirse de laf-ı güzaftır.

Bu sorular şaka gibi:) Özellikle mi üretiyorlar, anlayamıyorum. O kadar güzellik içinde bunlara dikkat etmiş olmaları da alkışlanası bir durum:)

Sevgili Malina,

Konuşma özürlü arkadaş bence en güzellerinden birisiydi. Yurdum insanı buna bile bahane bulduysa gülüp geçmek lazım.

Teşekkürler, umarım playingforchange ve doğa için çal projeleri ortak bir çalışma ile dünya genelinde güzel bir adım atarlar diye umuyorum. böyle güzel çalışmalar için teşekkürler

Soru gerçekten böyle mi geldi? :) Yürütme Kurulu üyeliğini üstlendiğim bir kongrede başka bir yk üyesi arkadaşım, sitede bulunan anket şıkkına "Doğu ve Güneydoğu Anadolu" yazdı diye ağır eleştiri almıştı. Bu ikisi farklı bölgelerdir diye açıklama yaptı ve alkış topladı eleştiren arkadaş, biz de teşekkür ettik. :)

Ben Yunanlılar'ın olmasından çok büyük mutluluk duydum. Kurtarılması gereken doğa Türkiye'ye ait değil ki! Gereksiz bir eleştiri olmuş.

Diğerlerine ise gereksiz bile diyemiyorum, kasıtlı gibi.... Neyse.

Bunun dışında, meyve veren ağaç taşlanır tam bizim siteye göre bence. :) Hehehe...

süper bir proje! emeği geçen herkesi tebrik ediyorum..

bende bu projede yer almak iin baş vurdum daha bir cevap gelmedi zaten fark etmez ben veya bit başkasının bunu yapması özellikle çevrecilerin kendini yanlız hissetiği bu günlerde birlerinin çıkıp böyle bir olay yapası yanlızlığımı azalttı ve ve ben mücadelede değilken bi,rleri var olması inanılmaz bir güven hissi veriyor teşekürler herkeze

birde bu arkadaşın ayrımcı bir okdar kafa tascı sorları yorumları beni çileden çıkardı (kendisi tuncelili heralde) yani buna dikkat etmesi beni çok şaşırtı orada bir müzik var dinle işte arkadaşım neden kaşının üztünde gözün var diyerek saçmaladığınıda kendin yazmışsın zaten
ırkçılıkdan şikayet edelerin ırkcılaşması dünya üzerinde çok görülen bir hastalıktır .böyşe şöven söylemler çevrecilere yakışmıyor ( bir müzüik ve çevre olayında böyle bir cevap yazmak hiç aklıma gelmezdi provakasyon dedikleri bu oluyor heralde)

Özellikle Cengiz Özkan ve Fuat Saka'yı Görmek sevindirdi beni, güzel bir çalışma olmuş emeğinize sağlık.

Çok güzel sonuna kadar desteklenecek ve alkışlanacak bir proje,herkesin emeğine sağlık.....

Geçen gün kalabalık bir arkadaş toplantısının yemek arasında laptop dan, arkadaşlara DİÇ-1 ve DİÇ-2 yi dinlettirip izlettim.

Siyasi, dini, beşeri özellikleri birbirlerine tamamen zıt insanların bulunduğu bu grup da herkes muhteşem bir çalışma olmuş diyebildi.

İçerisinde, nostalji, huzur, millyetçi duygular, vatan sevgisi, doğa sevgisi, yaşadığımız toprakların ne kadar hayranlık uyandırdığı ve bizim bunlara ne kadar yakın olup da göremediğimiz, protest ve özgürlük çağrışımları, sosyal birliktelik ve paylaşım yetenekleri ile en önemlisi çalışmanın altında yatan gönüllülük ve büyük özveriyi gözlemlediklerini söylediler.

7 milyar insan bu dünyada, 73 milyonu da bu ülkede yaşadığına göre, 73 milyon farklı görüşde gayet normal.

Görüş bildirmek normal de, klasik hastalığımız olan komplo teorisi üretip illa öküz altında buzağı aramak varya işte bu iyi bir haslet değil.

Üstelik bu tip insanların ne bu tip sosyal projelere, ne çevrelerine, ne de insanlığa faydası yok. İşler güçler eleştiri.

Bazı ulusal gazetelerin internet sayfaların da haberlere yorum yapılması sağlandığından beri, eli klavyeye uzanabilen herkes yorum yapar oldu.

Katılımcı olmak iyi güzel de, oturduğun yerden ahkam kesmekle olmuyor bu işler.

Bu projeye katkı için T shirt kampanyası düzenlemeye çalışıyoruz, toplam da 20 kişi yi geçmeyen bir katılım oluyor.

DİÇ projesi ne güzel olmuş değil mi arkadaşlar?

7 Temmuz Çarşamba Günü Doğa İçin Çal Tramvay da sahne alacak.
Özel olarak hazırlanan müzik tramvayında istiklal caddesini bir uçtan bir uca kat ederek şarkılar çalınacak. 2 saat sürecek bu müzik ziyafeti için sizde çarşamba günü saat 19:30 dan itibaren istiklal caddesinde olun!
İSTANBUL-İstanbul’un simgesi nostaljik tramvaydan artık müzik sesleri yükseliyor. Beyoğlu Güzelleştirme Derneği’nin 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı sponsorluğunda gerçekleştirdiği ‘Beyoğlu Müzikle Başkadır’ projesi törenle başladı.

İETT bünyesinde hizmet veren nostaljik tramvaydan artık müzik tınıları yükseliyor. Beyoğlu Güzelleştirme ve Koruma Derneği’nin 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı sponsorluğunda başlattığı ‘Beyoğlu Müzikle Başkadır’ projesi Taksim Meydanında düzenlenen törenle start aldı.