agaclar.net

agaclar.net (https://www.agaclar.net/forum/)
-   Doğa, Çevre, Ekoloji, Gıda Hukuk ve Politikaları (https://www.agaclar.net/forum/doga-cevre-ekoloji-gida-hukuk-ve-politikalari/)
-   -   Ergene Nehri (https://www.agaclar.net/forum/doga-cevre-ekoloji-gida-hukuk-ve-politikalari/5451.htm)

gece 17-01-2010 01:53

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi Cumhur Tonba (Mesaj 565243)
Fark ettiniz mi? Sayın gece'nin avatarının rengi ile Ergenenin rengi aynı. Durum bu kadar vahim.

'Gece ne kadar karanlık olsa da güneş yine doğar'dan hareketle, Ergene'nin sularının da açılıp, mavileşeceği günler de gelecek be Cumhur Tonba, gör bak!


gece
ama bunun hiç de kolay olmayacağını düşünen forum kişisi

Cumhur Tonba 17-01-2010 02:14

Ağzın dert görmesin gece. O günlerin gelmesini biz göremesekte, inşallah çocuklarımız görür. Zor da olsa dediğiniz gibi'' Gece ne kadar karanlık olsada güneş yine doğar'dan hareketle, Ergenenin sularının da açılıp mavileşeceği günlerde gelecek be Cumhur Tonba, gör bak'' cümlenizin gerçekleşeceğine ben de inanıyorum.

ensar 17-01-2010 07:48

SEVGİLİ ARKADAŞLAR,

Daha öncede aklımdan yazmayı geçirdiğim ama yazmadığımı fark ettiğim bir umut tohumumumdan bahsedeyim.

Bundan 5 ya da 6 sene once idi on günlük bir bayram tatili oldukça yağışlı geçmişti ve bu 10 gunluk surede atık deşarjı minimum seviyelere düştüğü için
inanın Ergene ve Muratlı deresi olması gerektiği gibi olmasa bile Cumhur beyin fotoğrafıyla alakasız idi.

Cumhur bey son günlerdeki yağışlardan sonra eğer Trakya da ki derelere bir göz atarsanız çokta karamsar olup ümitszliğe kapılmayın. Sayın Doğasever işi ve konumu gereği bilir Stoke on Trent ve Londra daki hehirlerde balık populasyonu son 10 yılda 3 katına çıktı ise asıl görevleri DENETLEME ve gerktiğinde YAPTIRIM UYGULAMA olanlar görevlerini YAPSINLAR, bir de yurdum insanı yaşadığı yörenin
değerlerini korusun ki bu bence çok daha önemli, ERGENE ve ERGENELER kurtulur.

Yoksa Trakyada değil gidin bu MANTIKLA !!! '' Anadolu da yatırım yapın '' DÜŞÜNCESİ YEŞİLIRMAK, KIZILIRMAK,MUDURNU ya da FİLYOS çayını PERİŞAN edin demektir.

Sevgiyle kalın

Dogasever 17-01-2010 11:41

Alıntı:

Yoksa Trakyada değil gidin bu MANTIKLA !!! '' Anadolu da yatırım yapın '' DÜŞÜNCESİ YEŞİLIRMAK, KIZILIRMAK,MUDURNU ya da FİLYOS çayını PERİŞAN edin demektir.


Sn Ensar çok haklısınız. Ancak, sanayi kurmak, fabrikalar açıp, sanayi üretimi yapmak denince nedense hepimiz şartlanmışız ve hemen çevreyi kirletmeyi düşünüyoruz. Halbuki bizler nasıl "sürdürülebilir tarım" deyimini özümsedikse, tüm insanların "sürdürülebilir sanayi" terimini de özümsemelerini sağlamalıyız. Çünkü artık günümüzde o kadar ucuza kurulabilecek o kadar güzel arıtma yöntemleri var ki, artık bu arıtma sistemlerini kullanmamak delilik!

Benim taraftar olduğum arıtma sistemleri, geri dönüşüme dayalı! (Enerji veya malzeme olarak). Günümüzde, hemen hemen her türlü atıktan mutlaka bir veya birkaç geri dönüşüm ürünü üretmek olası. Ayrıca, sevindirici olan, artık bu ürünlerin üretilmesi de ekonomik bir zorunluluk haline geliyor.

Ülkemize getirmek için üzerinde çalıştığım bir örnek vereyim: Peyniraltı suları.

Bu sular ileri arıtma yöntemleriye ve biyoteknoloji ile arıtılarak, hayvan yemi ve biyoetanol üretiliyor. Dünyada birçok ileri ülke artık peyniraltı suları için biyolojik arıtma tesisi kurup da, atıksu desarj parametrelerini indirmek suyu deşarj edebilmek için bu değeri biyolojik arıtma tesislerinde mikroplara yedirerek yok etmiyor.

Proteini ve laktozu moleküler boyutta sudan fiziksel olarak ayırmak artık çok kolay! Ve maliyeti de hemen hemen biyolojik arıtma tesisi fiyatına geliyor. (Peyniraltı sularında biyolojik arıtma tesislerinin gereği gibi çalışmadığını da bu arada belirtmeliyim!) Buna keza yağ sanayii atıksularında, içinde sadece biraz emülsifiye yağ var diye, bu sular atıksu olarak deşarj ediliyor, çevreyi kirletiyor ya da biyolojik arıtma tesislerinde arıtılıyor ve çıkan su atılıyor.

Halbuki bu emülsifiye yağları da fiziksel yöntemlerle sudan ayırmak çok kolay ve çok pahalı da değil. Bazı göl, dere ve denizlerimizin en büyük kirleticisi ya peyniraltı suları ya da yağlı atıksulardır!

Bence asıl sorun, tüm dünya bilgi toplumunu yaşarken ülkemizin henüz bu çağa tam ayak uyduramamış ve bilgi kirliliği toplumunu yaşıyor olmasından kaynaklanıyor. Ama bizler ve bizden sonrakiler uyumayacaklar. Ben gecenin aydınlanacağından eminim. Trakya yıllarca sanayi uğruna feda edilmiştir. Ama hangi sanayi diye sorarsanız: Bilinçsiz, geri toplumlara yakışan bir sanayi...

Dogasever 17-01-2010 11:52

Arıtma Üzerine
 
Arıtma fabrikanın içinde başlar! Her prosesin sonunda çıkan atıksuyun içindeki değerli maddeleri çıkartıp yeniden kullanmayı düşünmeliyiz.

Organik olan tüm atıkları; hayvan yemi, organik gübre yapmalıyız. Bunlar yapılamıyorsa, enerji üretimini düşünmeliyiz. Atıklar içindeki bazı ürünler başka bir sanayinin girdi maddesi de olabilir! Bu olasılıkların hepsi bıkmadan usanmadan araştırılmalıdır.

Sürdürülebilir sanayide bir fabrika kullanmak üzere proses suyu aldıktan sonra, bu suyu defalarca temizleyerek tekrar tekrar kullanmayı düşünmelidir. DEvlet de bu uygulamaları teşvik etmelidir. Aksi uygulamalara izin vermemelidir. Eğer geri dönüşüm yapma olasılığı varsa bu yöntem tüm diğer yöntemlerin önünde olmalı, devlet tarafından önerilmelidir. Halbuki bugün bunun tam tersi yapılıyor.

Sanayici bildiğim kadarıyla yeraltı sularına para ödememektedir. O yüzden, neden temizleyip yeniden kullansın ki? Nasıl olsa temizini yerin altından pompa ile çekiyor. Ben Trakyada yıllarca, yeraltında her gün 10000 metrekup su çekip, kirletip yeniden yer altına pompalarla gönderen tekstil işletmeleri biliyorum. Bu işletme Türkiye'nin en gözde tekstil firmalarından biridir. Bu uygulamalara yıllarca göz yumuldu. Bir süredir uzak olduğum için şimdiki durumu bilmiyorum.

Cumhur Tonba 17-01-2010 13:23

sayın Ensar. Keşke sizin dediğiniz gibi karamsar olmasak.
''Cumhur bey son günlerdeki yağışlardan sonra eğer Trakya da ki derelere bir göz atarsanız çokta karamsar olup ümitszliğe kapılmayın''

Evet. Yağışlarla beraber yüzeysel olarak temizleniyor. Kışın koku biraz azalıp, renk biraz açılıyor. Köyümüz Ergene Nehrine 8 km. falan. Ve yazın Çeltik kanallarına Ergeneden su pompalanıyor. Yani Ergene Nehrinin sularıyla her an iç içeyiz. Hatta hayata geçirilen bir proje var. Meriç Nehrinden Ergene Nehrine çok büyük bir kanal açılıyor. Meriç'in suyu Ergene Nehrine verilerek suyun biraz daha kaliteli olması sağlanacak. Fakat Mayıs ayından sonra ne yazık ki Ergene aynen fotoğraftaki gibi oluyor. Bu sene sizlere yeni fotoğrafları da gönderirim.

Fotoğraf: Uzunköprü-Balabankoru köyü ve Meriç-Yenicegörüce Köyü arasındaki Köprüden çekilmiştir. Yani nerede ise Ergene Nehrinin son bölümü. Tüm yükünü aldıktan sonraki hali.

Önemli olan yaptırımların uygalanması. Denetimlerin yeteri kadar gerçeksi olması. Proplemlerin bir çoğu o zaman ortadan kalkmış olacaktır. Size bir fotoğraf daha göndereceğim. O fotoğrafta Ergenenin kollarından (Baş kısımdan) bir fotoğraf.

Cumhur Tonba 17-01-2010 13:32

1 Eklenti(ler)
İdris Bulgurcu isimli bir arkadaşımız göndermiş.

SÜTLÜCE DERESİ:

Ergenenin onlarca kollarından birisidir.Vizenin Soğucak köyünden doğup Vize Doğanca.Pınarhisarın Cevizköy Sütlüce. Lüleburgazın Ahmetbey Evrensekiz beldelerinden geçerek Lüleburgazın Eskibedir köyü yakınlarında ERGENEYE dökülmektedir.

Malesef bu nadide güzellik ve temizlikteki dere Sütlüceden sonra Ahmet...beyden başlayarak sanayi atıklarına kurban gitmiştir.

Dostlarımıza fikir oluşturması bakımından bu derenin Sütlüce köyündeki görünümünü bir fotoğrafla paylaşmak istedim

Eklenti 122208

Dogasever 17-01-2010 14:15

Sütlücede temiz görünüyor. Ahmetbeyden sonra kirlenme başlıyor diyorsunuz. Bu kirlenme Ergenenin kirliliği kadar yoğun mu? Benim bildiğim kadarıyla o bölgede tekstil veya deri sanayi yoktur. En büyük kirleticilerin kimler olduğunu biliyor musunuz? Bunları bilirsek belki bu sanayilere uygun bazı çözümler sunabiliriz. Yine benim bildiğim kadarıyla o bölgede peynirciler, sütçüler ve hayvan çiftlikleri yoğunluktadır. Ben Alpullulu'yum.

ensar 17-01-2010 15:50

Ahmetbeyde de sanayi var. Daha öncede belirttiğim gibi sorun SALT sanayıcinin DEĞİL, yurdum insanının bilinç seviyesi.

Bu gün bir belgesel kanalında Avustralyanın insansız bir bölgesinde balık yakalayan kişinin metre ile balığı ölçmesi ve 55 cm den büyük olduğu için alıkoyması.

Balığı yakalayan kişiye en yakın ikinci insan herhalde en az 100 km idi. Ama konu kendine ve kurallara saygı olunca iş güzel oluyor.

Neyse biz gurup olarak sadece bu sitede değil de galiba guruplar halinde yavaş yavaş yollara düşüp kahve kahve gezmesi gereken insanlarız diye düşünüyorum.

Sevgiyle kalın

Dogasever 17-01-2010 17:51

Alıntı:

Neyse biz gurup olarak sadece bu sitede değil de galiba guruplar halinde yavaş yavaş yollara düşüp kahve kahve gezmesi gereken insanlarız diye düşünüyorum.


Sn Ensar
Yapılması gerekeni çok güzel özetlemişsiniz. Bu gerçekten de bir bilinçlenme işi. Ancak devlet sanayiciye bu konuda çeşitli şekillerde yardımcı olabilir. İl çevre Müdürlükleri de daha etkin hale getirilebilir. Olay sadece denetim yapmak değildir. En iyiyi en doğruyu bulmaktır aynı zamanda. Ve insanları bilinçlendirmektir.

Cumhur Tonba 17-01-2010 20:06

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi ensar (Mesaj 565453)
Ahmetbeyde de sanayi var. Daha öncede belirttiğim gibi sorun SALT sanayıcinin DEĞİL, yurdum insanının bilinç seviyesi.Sevgiyle kalın

Ensar bey çok haklı.
İğneyi kendimize, çuvaldızı başkasına batıralım. Nehirlerimiz, göllerimiz ve diğer su kaynaklarımız kirleniyor ve yer altı sularımız tükenme seviyesine geliyorsa büyükten küçüğe bunda hepimizin günahı ve suçu var. Ergene'nin kaynaklarında-sonuna kadar olan bölümde ki yerleşim birimlerinde hangi Belediye-Belde ya da köyde arıtma sistemi var acaba? Olanlar da çalıştırıyor Mu? Hangimiz evimizdeki kızartma yağını, otomobilimizden ya da motorumuzdan çıkan motor yağını gerektiği gibi imha ediyoruz. Maallesef bilinç seviyemiz bir hayli düşük.

Cumhur Tonba 30-01-2010 19:51

1 Eklenti(ler)
Eklenti 123628

ensar 31-01-2010 09:58

Sn Tonba,

Bu manşet şeklinde 15 Ocak tarihli yerel bir Edirne gazetesinde çıkmıştı sanıyorum.

Nedeni de 14 Ocak Tarihinde Edirne de yapılan bir toplantı sonucunda varılan ortak karar gibi gösterme ve birilerini suçlayarak kendimizi sütten çıkmış ak kaşık gibi sunma gayreti gibi gelmişti.

Tekirdağ lılar suçlu Edirne liler mazlum ve masum ve bu işten zararlı çıkyor öyleyse her türlü tedbiri Tekirdağ lılar ya da Kırklareli liler alsınamı getirilmek mi isteniyor acaba? Yoksa iller arası koordinasyon ve kontrolleri yapmayanlar sorunun havada kalmasına mı çalışıyor anlamadım.

Ergene, Arda, Meriç ya da ne bileyim Kızılırmak taki sorun bölgesel değil ulusal sorundur ve ulus olabilmek te sorunlara topyekün sahiplenmekle başlar.

Dilerim unutturulup tuu kaka denilip kötülenen ulusalcılık kavramına yeniden gerekli önemi verip Ergene yi de Arda yı da ya da Asi yi de gelecek kuşaklarea aldığımızdan daha temiz bırakabiliriz.

Sevgiyle Kalın

Cumhur Tonba 31-01-2010 13:50

Sayın Ensar,
Bu fotoğraf Dün ki Posta gazetesinde çıktı. Suçlu arayacak olursak hepimiz suçluyuz. Bir kişi bile ben suçsuzum diyebilir mi? Önem li olan sizin de belirttiğiniz gibi topyekün bu sorunlara sahip çıkmak ve gereken tetbirleri almaktır. Yoksa bütün nehirlerimizin, barajlarımızın, denizlerimizin, akursalarımızın şu an pırıl pırıl olduğunu kabul etsek. Neye yarar? Önemli olan onları korumak, kirletmemek ve topyekün bu bilince sahip olmak daha önemli.
Teşekkürler, saygılar.

Etrim 12-08-2010 20:45

Ailem Ergene'nin kollarından birinin geçtiği Muratlı'da oturuyor. Benim çocukluğumda biz bu derenin kenarında oyunlar oynardık nasıl berrak ve yaşam dolu bir suydu, kurbağalar, su kaplumbağaları, çeşit çeşit balık, kenarda sazlıklar ve kuşlarla doluydu. Büyüklerimiz elle balık tutardı ağaç köklerinin arasından. Kim ne kullanıyor veya kullanmaya karar verdi bilmiyorum ama su hergün başka bir renkte akıyor. Geceleri kokunun şiddeti inanılmaz şekilde daha da artıyor, burnunuzun direği kırılır rüzgar size doğruysa, kanımca gündüz arıtma tesisi kullanır görünenler gece olunca serbest atış moduna geçip herşeyi boşaltıyorlar.

Bu durumu kontrol edebilecek bir kurum yok gibi görünüyor. Gece yarısı kim kimi kontrol edecek. Çorlu organize deri sanayinin EM kullanma niyeti olsa ne olur. Bütün Trakya'nın sanayi tesisleri ve insan yerleşimlerinin pislikleri bu sulara akıyor. Açık bir kanalizasyon sistemi gibi.

Ergene'nin kurtuluşu ancak sanayi tesisi ve insan yerleşimlerinin Ergeneye açılan atık hatlarının kapatılması ile mümkün olabilir.

Cumhur Tonba 16-08-2010 02:41

Sayın Etrim,
Bu konuda çok halısınız. Nehre atık boşaltımının önüne geçilmeden yapılacak çalışmaların hiçbirisinin de faydalı olacağını sanmıyorum. Şu anda (16.Ağustos 2010. sat03.32.) Ergene nehri ufak bir dere gibi yatağında akıyor. Yağmur mevsiminde şu andki halinden belki binlerce katına çıkıyor. (Mübalağa yapmıyorum) Galeriye eklediğim fotoğraflardan kıyaslayabilisiniz) Önemli olan atıkların nehre karışmasını önlemek.
Ve yine şuna eminim. Atkların önlenmesiye ve bir yağış sonrası dip kirlilik dursa bile, nehir hemen canlılık kazanabilir. Zira yağışlarla gelen su müthiş. Düşünün ki, 1,5 km genişlik te bir yatağa yayılıyor. Şu an ise genişlik 40-50 metre.

Etrim 16-08-2010 12:34

Sn. Cumhur Tonba, katılıyorum, atıklar durdurulsa bir yağmur mevsimi sonrasında canlı bir nehir oluşacaktır.

Dogasever 16-08-2010 14:28

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi Etrim (Mesaj 684039)
Sn. Cumhur Tonba, katılıyorum, atıklar durdurulsa bir yağmur mevsimi sonrasında canlı bir nehir oluşacaktır.

Ya dipte birikmiş olan çamur?

Kirletmenin durdurulması birinci koşul ancak ondan sonra ekolojik dengeyi yeniden kurmak için yapılacak çalışmaların başında Bukaşi Topları ilavesi var. Bukaşi topları ilavesi bu organik ve toksik madde kökenli çamuru yavaş yavaş tüketecek ve tükettikçe de enzimler, antioksidanlar, vitaminler ve diğer yararlı biyoaktif maddeler aracılığıyla ekolojik dengenin yeniden tesis edilmesine yardımcı olacaktır. (üç yıl üst üste 2 milyon/yıl Bukaşi Topu atılmalı).

Dip çamuru toksik maddelerin yeni gelen suyun içinde erimesine neden olmakta ve böylece suyun tarımda kulanılmasını (özellikle pirinç üretiminde) olanaksız hale getirmektedir. Eğer Bukaşi topları kullanılırsa, ve tarımda da EM kullanılırsa, Ergene havzasında 1-2 yıl sonra yeniden tarım yapılabilir.

Cumhur Tonba 17-08-2010 01:57

Sayın Doğasever.
Ya dipte birkmiş olan çamur? konusunu zaten (Atıkların önlenmesiye ve bir yağış sonrası dip kirlilik dursa bile, nehir hemen canlılık kazanabilir) cümlesi ile ifade ettik. Evet dip kirlilik dursa bile, şuna inanın ki, atıkların <ergeneye verilmesinin durduğu sene, Ergene nehri Balıkla dolar ve bir iki sene içerisine diğer canlılar da boy göstermeye başlar.

''Dip çamuru toksik maddelerin yeni gelen suyun içinde erimesine neden olmakta ve böylece suyun tarımda kulanılmasını (özellikle pirinç üretiminde) olanaksız hale getirmektedir. Eğer Bukaşi topları kullanılırsa, ve tarımda da EM kullanılırsa, Ergene havzasında 1-2 yıl sonra yeniden tarım yapılabilir.'' parağrafınıza karşı üzülerek şunu belirtmek isterim. Şu anda bile Ergene Nehri'nin suyu kullanılmaktadır. Ve Çeltik tarlaları o su ile sulanmaktadır.

Dogasever 17-08-2010 12:34

Şu andaki durumu orada olmadığım için bilmiyorum tabii ki. Ancak basından takip ettiğimiz kadarıyla, suyun içinde ağır metaller ve diğer toksik maddeler olduğunu biliyoruz. Bu da, yetiştirilen ürünün bünyesinde ağır metal birikimine neden olabilir. Saygılar

malina 11-01-2011 18:49

1 Eklenti(ler)
Belirli aralarla aynı muhabbet...

Ergene Nehri zehir saçıyor

10 Ocak 2011

Eklenti 188398

Trakya Üniversitesi (TÜ) Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Faruk Yorulmaz, ''Araştırmacılar, Çorlu'da kanser sıklığının Türkiye ortalamasının üstünde olduğunu, ilköğretim öğrencilerinde bile kanser görülmeye başlandığı uyarısında bulunuyor'' dedi.

Prof. Dr. Yorulmaz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Çerkezköy, Çorlu, Muratlı ve Lüleburgaz arasındaki 350 bin kişinin çalıştığı 1350 fabrikaya işaret ederek, Trakya'daki sanayi tesislerinin bölgedeki doğal yapıya verdiği tahribatın boyutlarını gözler önüne serdi.

Bölgedeki sanayi tesislerinin uygun arıtma yapmadan doğaya bıraktıkları zehirli atıkların yanı sıra yerleşim birimlerinden akarsulara bırakılan kanalizasyon ve evsel atıklar ile tarımsal gübre ve ilaçların Trakya'yı saran Ergene Nehri'ni kirlettiği vurgulayan Prof. Dr. Yorulmaz, ''Ergene artık Trakya'ya hayat vermek yerine ölüm kusar hale geldi'' diye konuştu.
Ergene Nehri'nden aldıkları örnekler ile çeşitli araştırmalar yaptıklarını bildiren Prof. Dr. Faruk Yorulmaz, yapılan analizlerde nehir suyunda kurşun, civa, kadmiyum, kobalt, bakır gibi ağır metaller ve arsenik çıktığını ayrıca fosforlu-azotlu bileşikler ile solvent, asit, alkali ve boya gibi sayısız kimyasal maddeler tespit edildiğini bildirdi.

Özellikle sonbahar döneminde etkili olan yağışlar ile Ergene Nehri'nin taşması sonucu Trakya bölgesindeki bir çok tarım arazisinin söz konusu atıklar nedeniyle zehirlendiğine vurgu yapan Prof. Dr. Yorulmaz, ''Bu zehirler yetiştirilen bitkiler aracılığıyla kademe kademe insanlara kadar ulaşmakta ve kanser, inme, karaciğer, böbrek, kalp yetmezliği gibi çok ciddi hastalıklarda artışa neden olmaktadır.

Ayrıca Kuzey Ege'ye dökülen akarsular nedeniyle deniz canlıları da zehirlenmekte ve özellikle bu bölgedeki balıkları tüketen insanlar ciddi derecede etkilenmektedir.''

-''ERGENE VE ÇORLU'DA DOĞAL HAYAT BİTTİ''-

Bir süre önce Trakya Üniversitesi'ndeki bilim adamları tarafından hazırlanan raporda Ergene ve Çorlu'daki nehirlerde doğal hayatın bittiğinin ortaya çıktığını anlatan Halk Sağlığı Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Faruk Yorulmaz, sözlerine şöyle devam etti:

''Raporda, evsel atıklar ve fabrikaların bir çoğunun atıklarını arıtmadan derelere akıtması nedeniyle, kimyasal ve biyolojik kirliliğin en üst düzeyde olduğu vurgulanıyor. Ayrıca bu akarsulardaki suların hiçbir amaçla kullanılmayacağı ve sağlık için tehlikeli bir kaynak olduğu belirtiliyor. Ergene Nehri'nin Türkiye'nin en kirli nehri olduğu ve içinde dördüncü sınıf su bulundurduğu bildirilmekte. İçindeki ağır metaller, bu suya temas eden ve içen hayvanlara, bitkilere ve insanlara geçmekte, insanlarda da kansere neden olmaktadır.''

Artık Ergene'de kirlilik nedeniyle binlerce dönüm arazide çeltik üretimi yapılamadığını aktaran Prof. Dr. Yorulmaz, ''Araştırmacılar, Çorlu'da kanser sıklığının Türkiye ortalamasının üstünde olduğunu ve ilköğretim öğrencilerinde bile kanser görülmeye başlandığı uyarısında bulunuyor'' diye konuştu.
Çevreyi kirleten tesislere fazlasıyla tolerans gösterildiğini öne süren Prof. Dr. Yorulmaz, daha fazla geç kalmadan mevzuatın gösterdiği yaptırımların uygulanması ve kurallara uyulması çağrısında bulundu.

-ÇORLU HALKI SAĞLIĞINDAN ENDİŞELİ-

Bölgedeki çevre kirliliği özellikle Tekirdağ'ın Çorlu ilçesinde etkisini gösteriyor.
Çorlu Deresi'nin geçtiği ilçedeki Sağlık Mahallesi'nin muhtarı Ali Rıza Akpolat, etrafa yayılan kötü kokular ve kirlilikten şikayetçi.
Son yıllarda bazı vatandaşların bölgede bulunan evlerini gerçek değerinin altında fiyatlarla satışa çıkararak ilçeyi terk etmeye çalıştığını anlatan Akpolat, sözlerine şöyle sürdürdü:

''Sağlık Mahallesi'nde 70 bin kişi yaşıyor. Mahallenin içinden geçen Çorlu Deresi'nde eskiden bir çok türde canlı yaşıyordu. Ancak Çerkezköy, Velimeşe ve Çorlu'da başlayan sanayileşme bu derenin hızla kirlenmesine neden oldu. Şimdi Çorlu Deresi'nde bırakın canlıların yaşamasını, etrafında oturan insanların sağlığı bile tehlikede. Dereye yakın yerlerde yaşayan insanların çocukları kirlilik nedeniyle sık sık hasta olmaya başladı. Mahalle halkı her gün bize gelerek durumu anlatıyor ve şikayet ediyorlar.''

Zaman

furkan yıldız 11-01-2011 20:33

Yıllardır dillerde ama kimsenin umursadığı olmadığı için çözüme kavuşacağı yok. Ergene nehrinden akan suyla tarla sulaması yapılıyor. Özellikle kavun ve karpuz. Sulama yapılırken gözlerimle gördüğümde suyun oluşturduğu köpüğü hayal etmekte bile güçlük çekebilirsiniz :(

malina 08-03-2011 14:12

2. Ergene Hayata Dönsün Eylemi -10 Nisan Lüleburgaz

skilic 09-03-2011 16:47

Kirletenlerden merhamet dilenerek ergene temizlenmez.

Üstelik kirletenler sadece fabrikalar değil. Bölge belediyeleri lağımlarını ergeneye boşaltıyor sonra çevre eylemlerine katılıp boy gösteriyor. Devlet görevlileri aynı şekilde yalan yanlış ÇED raporlarına onay verip fabrika izni veriyor sonra Çevre eylemlerine konuşup günah çıkartmaya çalışıyorlar.

Bölge insanın hiçmi suçu yok, olmazmı?, gelene ağam, gidene paşam dediler senelerce, hatta kendi lahımlarını da tuvalet çukarlarından vidanjörlerle çekip ergeneye boşalattılar yıllarca.

pria 19-06-2012 22:32

Ergene için yürüyorlar

Trakya Halk Komitesi üyesi bir grup, Ergene Nehri'nin kirliliğine dikkat çekmek amacıyla Uzunköprü'den Ankara'ya yürüyüş başlattı.

Cumhuriyet Portal

Alper Akman 26-06-2012 15:54

Ergene nasıl kurtulur
 
Lütfen izleyiniz




ntvmsnbc Video Galeri

Lilium 27-06-2012 00:33

İzledimde bir karar alıcı çıkıp şu şu yapılacak şu şu uygulanacak gibi bir şey göremedim, sedece konuşuyoruz.
Onu bende biliyorum tüm tesisler arıtmasını yapacak yapılması lazım diye, bırak cak'ı artık yap.

Veysel eroğlundan bahsediliyor, cek çak.

Alıntı:

Belirli aralarla aynı muhabbet...
Biz bu muhabetleri daha çok yaparız, cek le çakla bu işler olmaz, artık uygulama görmek istiyoruz uygulama.

Dogasever 05-07-2012 17:34

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi Lilium (Mesaj 990315)
İzledimde bir karar alıcı çıkıp şu şu yapılacak şu şu uygulanacak gibi bir şey göremedim, sedece konuşuyoruz.
Onu bende biliyorum tüm tesisler arıtmasını yapacak yapılması lazım diye, bırak cak'ı artık yap.

Veysel eroğlundan bahsediliyor, cek çak.



Biz bu muhabetleri daha çok yaparız, cek le çakla bu işler olmaz, artık uygulama görmek istiyoruz uygulama.

Sayın Lilium yerden göğe kadar haklı. Uygulama görmek istiyoruz. Sorunun en büyüğü Ergeneden kim sorumlu. Herkes sorumluluğu başkasına atmada uzman. Sanki Ergene Türkiye sınırları içinde değil, sanki Ergene diye bir nehir yok, sahibi yok, sorumlusu, yetklilisi yok. Bu nehir Marsta mı doğuyor?

Bu nehre 21. yy'da son derece tehlikeli endüstriyel atıksular dökülüyor. İnsanlar hasta oluyor. Yeraltı suları kirleniyor. Sebzeler meyveler bu sağlıksız sularla sulanıyor.

Bu vatan hainliğine kim dur diyecek bu sorunun yanıtı bile yok. Bu nasıl memleket. İnsanlar artık bıçak kemiğe dayandı Ankaraya yürüyüşlere başladılar. Hala televizyonlarda açık oturumlar yapılıyor.

ARTIK KONUŞMA DEĞİL BİRŞEYLER YAPMA ZAMANIDIR! BU KİRLENMEYİ KİM DURDURACAK?

ERGENE KENARINDA HALA YENİ TESİSLER KURULUYOR. BUNLARA KİMLER NASIL RUHSAT VERİYOR?
TRAKYA TÜRKİYE CUMHURİYETİNİN BİR PARÇASI DEĞİL Mİ?

Lilium 06-07-2012 16:53

Ya bazen hakikaten sinirlerim bozuluyor ve bazen arkadaşların da kalbini kırıyoruz, yahu konuşuyoruz da konuşuyoruz tabi ki bir şeyler konuşulur tartışılır ve doğruda buluşulur uygulayıcılar karar alıcılar da bunu uygular gecici çözümle değil kalıcı bir çözüm bulunur uygulanır, cek cak cek cak sonuç yine zehirleniyoruz.

Efendim arıtma tesisi yapılmalı, tamam yapılmalıysa yap ama onu çalıştır, dünya kadar arıtma tesisi var, ya çalışmıyor ya yarı kapasiteyle çalışıyor, Neden, çünkü maliyetleri pahalı. Çalıştıramayacaksan niye yapıyorsun kardeşim, görümlük olsun diye mi? Günü kurtarmak için mi?

Her şeye çözüm kolaylık bulunuyor buna bulunamıyor nedense.

Maliyetleri niye pahalı, kullanılan elektiriği malzemesi girdileri (vs) yüksek maliyetli,

Vergi alınmaz kullanılan malzeme maliyetine verilir ve o tesis çalıştırılır, çalıştırmayanı da yüksek para cezalarıyla yakarsın, yakman için bir sebebin olur.
Senin girdilerin hem pahalı olacak hemde çalıştır diyeceksin alda sen çalıştır demezler mi adama
Ya arkadaşlar kimse kusura bakmasın ama böyle yöneticilerle yetkililerle bu ülkede bir şey olmaz.

Sevgili malinanın dediği gibi belirli aralıklarla aynı muhabbeti yaparız bir birimizin kalbini kırarız, başkada bir şey olmaz.

Anti Kapitalist 02-02-2022 18:51

Konuyu Hortlatıyorum.
Aradan 10 yıl daha geçti ama malesef hala değişen birşey yok
sürekli simsiyah akıyor,iç içe yaşıyoruz ve bakmaya korkuyorum cidden.

Anti Kapitalist 15-02-2022 19:10

Trakyanın çevre felaketi: Ergene nehri
 
Eskiden içerisinde 22 balık türü yaşayan,Yıldız Dağlarından pırıl pırıl akan,Trakya'ya can suyu veren 283 km uzunluğundaki Ergene Nehri,yaklaşık 30 yıldan beri sanayi tesisleri yüzünden simsiyah zehir akıyor.İçerisinde bakteri bile yaşamıyor.Çevresine kanser saçıyor ve ergeneye 1 km uzaklıkta oturuyorum ve yazları iğrenç kimyasal kokularına maruz kalıyoruz,camları kapıları kapatmak zorunda kalıyoruz.Ergene'nin suyunu içen anında ölür o kadar ciddiyim.Asla halı altına süpürülecek bir konu değil bu arkadaşlar ve bu konu en son 14 yıl önce açılmış bende hortlatmak istedim çünkü sanayi faaliyetleri o yıllara göre %500 arttı dolayısıyla kirlilik ve sağlık riskide arttı yani durum çok ciddi. Yaklaşık olarak tam 3409 tane sanayi tesisi var arkadaşlar ve çoğu yıllardan beri Trakya'nın yeraltı sularını kullanıp(%85 ini bitirdiler) her gün milyonlarca küp ton zehir su bu nehire veriliyor.Yapılan araştırmalara göre Ergene sularının içerisindeki tehlikeli ağır metaller olan kadminyum, kurşun, krom, çinko, siyanür(insanı anında öldürür), sülfat, bakır, demir, yağ, florür, fosfor gibi zehirli kimyasal maddeler geçtiği topraklar ve çevresine kanser ve ölüm tehdidi yaymaktadır. Neden kimse bir şey demiyor ? Neden yetkililer göz yumup bir çözüm telaşında değiller ? Çünkü kapitalist sistemin çarkı bu şekilde döner.Para kazanmak için her türlü rezilliği yapabilirsiniz ve başınızdaki yetkililer satılmış köpekse durumunuz vahim.İşte durum Trakya'da böyle.Kapitalist sisteme kurban gitmiş bir bölge. Para yüzünden insanlık kendi pisliğinde boğulacak.Kıyamet falan kopmayacak çünkü insan kendisi hazırlıyor kıyametini.Trakya'nın yeraltı suları %85 azaldı ve kirlendi artık kıtlığa doğru gidiyoruz cidden.Bu bölgenin her tarafında çevre felaketi var.Milyonlarca dekar orman arazisi yok edilip yabancı şirketler tarafından maden şirketi ocağı oldu İğneada taraflarında yani Trakyanın ciğerlerinde.Her yerde bi çevre felaketi var buranın

Anti Kapitalist 15-02-2022 19:41

1 Eklenti(ler)
Eklenti 723653

Anti Kapitalist 15-02-2022 19:47

1 Eklenti(ler)
Eklenti 723654

Anti Kapitalist 15-02-2022 19:53

2 Eklenti(ler)
Eklenti 723655
Bugün çektiğim fotoğraf.Dediğim gibi simsiyah akıyor
Eklenti 723656

Anti Kapitalist 23-02-2022 20:34

3 Eklenti(ler)
Eklenti 723748

Kirlilik yüzünden sözde fabrikalara milyonlarca tl ceza kesildi,sözde kimisinin faaliyeti durduruldu ama size bir şey söyleyeyim bir şeyin olduğu yok.İsteyen istediği gibi zehirli atıklarını kimseye hesap vermeden salıyor.Bunlara kim izin veriyor? Böyle çevre katliamına,insan sağlığının ölümcül tehlikesine kim göz yumuyor? Yoksa başımızdaki satılmış köpekler bu para çarkının bir parçasımı? Cevabı basit: Tabikide evet

Başımızdakiler düşman bize bu kadar basit bir olgu.
Bu ülkede adalet,hukuk kavramı falan asla yok.
İnsan para için bindiği dalı değil yediği kaba bile ....
Durum böyle.Bencil kapitalist beyinlerin para ve rant hırsı bu.

Aşırı doğa sever duygularım beni Ergene'yi kontrol etmek için nehrin dibine kadar götürdü ve korkunç bir görüntüyle karşılaştım çünkü yakından renginin bu kadar simsiyah olduğunu görmemiştim ve yaydığı iğrenç kimyasal kokusu başımı döndürmeye başladı ve koşarak kaçmaya başladım,kokuya dayanılması cidden imkansız arkadaşlar ve doğa 30 yıldan beri buna maruz kalıyor(!) pardon maruz kaldıttırılıyor olacak doğrusu.
Eklenti 723749
Renk o kadar koyu siyah ki artık ayna görevi yaparak gökyüzünü yansıtmaya başlamış sadece.Yanındaki kavaklar nasıl canlı kalabilmiş o kadar milyon küp ton kimyasala rağmen.. ona hayret ediyorum açıkçası.
Eklenti 723750

Anti Kapitalist 23-02-2022 20:55

Son 20 yılın hükümetinde 8 tane çevre bakanı değişti ama ortada hiçbir şey yok.Çevre bakanı değil çevre düşmanı bakanlığı olmalıydı isimleri.Özet olarak; Vurdumduymazlık,umursamazlık,göz ardı etme,normalleştirme,böyle bir vahşet yokmuş gibi göstermek....

Sağlık bakanlığının gizlediği kanser vakalarını saymıyorum bile.
Edirne'de pirinç tarlalarının ergeneyle sulandığı pirinçlerin soframıza kadar gelip bizi de zehirlediği...
İçme sularımıza bile karışan ağır metaller,kanserojen zehir maddeleri.... daha neler neler... saysak roman olur.

Ha halkın suçu yokmu??? sonuna kadar var.Aslında başta suçlu olan halk çünkü hiçbir tepki,isyan,başkaldırı yapılmadı ciddi olarak. Kimseninde umurunda bile değil bu konu çünkü milletimiz KORKAK. Vatan sevgisi,doğa sevgisi,cumhuriyetin gücü hiçbir şey yok.Ne zaman bu konuyu açsam insanlar bana hemen:saçmalama,senmi değiştircen dünyayı düzen böyle vs söylemeye başlıyorlar.Bu hastalıklı bir bakış açısıdır ve bu yüzden insanlık kapitalizmin çöplüğünde çürümeye mahkumdur.


Forum saati Türkiye saatine göredir. GMT +2. Şu an saat: 08:20.
(Türkiye için GMT +2 seçilmelidir.)

Forum vBulletin Version 3.8.5 Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0
agaclar.net © 2004 - 2025