agaclar.net

agaclar.net (https://www.agaclar.net/forum/)
-   Doğa, Çevre, Ekoloji, Gıda Hukuk ve Politikaları (https://www.agaclar.net/forum/doga-cevre-ekoloji-gida-hukuk-ve-politikalari/)
-   -   Fındık sorunu (https://www.agaclar.net/forum/doga-cevre-ekoloji-gida-hukuk-ve-politikalari/1625.htm)

arsakay 07-08-2006 17:53

Bu konuda bir Nasreddin Hoca fıkrası var.
Hani eşeğinin yemini azaltmış, azaltmış, azaltmış da...
:))
.

memet 07-08-2006 17:59

bu akşam 21 de skyturk de fındık tartışması olacak

memet 07-08-2006 18:06

güzel bir soru...
aslında cevabı da ortada.petrolün varil fiatı 20 dolarlar civarındaydı.
şimdi hiç bir ekonomik neden yokken 70 dolara satılıyor.kısa bir zamanda arttı fiatlar kimsede karşı çıkmış değil.canları istediği kadar arttırdılar fiatları.
elli dolar fark aslında maliyet artışı olmadadığı halde gerçekleşti.
Geçen sene fındığı on dolara sattık. bu sene iki dolar indirdik.
bizde işi tersinden yapan birileri yokmu sizce.

500 dolar fiatı sanırım bir espri olarak söylediniz.fiat artışlarının belirli bir yere kadar artıp orda durağanlaşmasını etkileyen birden fazla ekonomik etken var.
talebin azalması gibi.Biz fiatı ne yaparsak yapalım 230 bin ton fındık hersene satıyoruz dışarı.bu sene problemin kaynağı arz fazlası fındık olması elimizde

malina 07-08-2006 22:27

Alıntı:

Harun Gümrükçü "Karadeniz kökenli" bir siyaset bilimcisi.
Hamburg Üniversitesi' ndeydi.
Şimdi Antalya-Akdeniz Üniversitesi' nde.
Ama bir ayağı hala Hamburg' da.
Oradaki "Avrupa-Türkiye Araştırmaları Enstitüsü" nün direktörü.
Harun Hoca'dan ricada bulunduk.
"Bizim için bir araştırma" yaptı.
Konusu "fındık."



Harun Gümrükçü "olayı" araştırırken, bir "bilgiye" ulaşmış:
-Aralık 2005'te Hamburg'da dünyanın en büyük 7 fındık tüccarı bir araya gelmişler... Ve karar almışlar: Fındığın fiyatını düşürelim.
Fiyatı düşürülecek fındık "elbette Türk fındığı."
"Hamburg toplantısına" katılanlar içinde "Türk fındık tüccarları" da var.



Harun Hoca'nın araştırmasından:
*AB, fındığa yüzde 3 gümrük koymuş... Türkiye, bunun kaldırılması için hiçbir girişimde bulunmuyor.
*Dünyanın en büyük fındık üreticisi Türkiye... Ama fındık piyasası Hamburg'da oluşuyor.
*Türkiye'nin, fındık borsasını Hamburg'dan Giresun'a çekme konusunda hiçbir gayreti yok.
Yavuz Donat / Sabah

arsakay 07-08-2006 23:25

Ben SKYTÜRK'deki programı seyredemedim.
Kısaca özetleyen olursa sevinirim.
İyi geceler.

arsakay 08-08-2006 17:25

Dünkü programda anlatılanları ve
bugün yapılan toplantıda alınan kararları
birisi özetlerse sevinirim.

Burada SKYTÜRK yok, haberleri de izleyemedim.

vifer 08-08-2006 17:46

Başbakan Erdoğan'ın başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu toplantısı sona erdi. Fındık üreticisini mağdur etmemek için Toprak Mahsulleri Ofisi tarafından fındık alımı yapılacak. Toprak Mahsulleri Ofisi'nin alacağı fındık için FİSKOBİRLİK'le işbirliği yaparak depo ve uzmanlar kullanılacak. Hükümetin TMO çözümüne FİSKOBİRLİK başkanı Salih Erdem, "FİSKOBİRLİK devre dışı bırakıldı" yorumunu yaptı. Erdem, fındık fiyatının belli olmasından sonra sağlıklı yorum yapılabileceğini söyledi. Başbakanlık Merkez Binasında yapılan toplantı, yaklaşık 2 saat sürdü. Toplantıya, Başbakan Erdoğan'ın yanı sıra Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener, Devlet Bakanları Ali Babacan, Kürşad Tüzmen, Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali Coşkun, Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker, Bayındırlık ve İskan Bakanı Faruk Nafiz Özak, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler katıldı.
(habertürk)

memet 08-08-2006 17:51

Dün fiskobirlik başkanı,Ziraat odaları başkanı,fındık üretimiyle ilgili çok kişi konuştu.

Bugüne kadar yüksek fiat verilirse fındığımızı almazlar gibi bir fikir varmış..

buda geçen sene fındık on dolara kadar çıktığı halde,eldeki fındığın tümü satılınca üreticiler ,"ne oluyor biz bu güne kadar neden bu kadar az paraya sattık "demeye başlamış.

bu sene arz fazlası fındık var oldukça fazla,bu esas sorunu oluşturuyor.bu fındık ne olacak.üreticinin elindemi kalacak.
dışarda az sayıda alıcı var. onlarda fiatları aşağı çekmeye çalışıyor.yurtiçinde onların alıcılığını yapan kişiler var.fındığı iki dolar civarında almaya çalışıyorlar.
Ayrıca odalar birlikler üstünde herzaman bilinen siyasetin etkisi durumu karışıklaştırmış iyice.
Üretici fındık çok olduğu için fiatların düşmesinden ve fındığın elinde kalmasından endişeli.

başbakanın danışmanının adı çok sık geçti konuşmalarda.Fındık ihracatçılığı varmış onunda.
Destekleme alımı,destekleme primi gibi konuları tam anlayamadım.
Üretici geçen seneki fındık alacaklarını alamamış daha.
Fiskobirlikle hükümet arasında ,yönetim seçimleri için gerilim olmuş.
üstü kapalı olarak Danışman beyin "olacakları" önceden söylediği anlatıldı.Ama bu konuda hiç kimse açıkça konuşmamayı tercih etti.

Peki çözüm neymiş diye sorarsanız ben anlayamadım kimin ne çözüm önerdiğini.
bu arada hükümet fındık üretilen bölgelerde %50 oy almış seçimlerde.

vifer 08-08-2006 17:56

Ankara -(AA) Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Eylülün 15'inden sonra fındıkta yeni dönem ürünün piyasaya gireceğini ve piyasaya girdikten sonra fiyatların da oluşacağını söyledi.


Erdoğan, bugün gerçekleştirilen Fındık Komisyonu toplantısına ilişkin, TMO'nun yeni dönemde Tarım Bakanlığı'nın riyasetinde fındık almasına karar verdiklerini söyledi.


Erdoğan, yapılacak bir protokolle de Fiskobirlik'in depolarından ve uzmanlarından da istifade edilerek alımın gerçekleştirileceğini kaydetti.


Erdoğan, bu arada fındık üreticisinin geleceğe yönelik endişelerini de ortadan kaldırmayı hedefleyen Sanayi ve Ticaret Bakanlığı riyasetinde TMO'nun da içinde olacağı lisanslı fındık depoculuğu başlatmak için acil bir çalışma yapılacağını belirtti.


Bir gazetecinin, ''Arz fazlası fındıkların devlet tarafından alınacağı sonucu mu çıkıyor?'' sorusu üzerine Erdoğan, '' Şu anda arz fazlası olan diye bir şey yok. Fındık alımı yapılacak. Bunun ne kadarını özel sektör, ne kadarını TMO yapacak bunu piyasa şartları belirleyecek'' dedi.


Erdoğan, ''Fiskobirlik'in 2005 borçlarıyla ilgili bir kolaylık getirilecek mi?'' sorusunu ise, ''Ben geçmişi konuşmuyorum, geleceği konuşuyorum'' diye yanıtladı.


Fındık taban alım fiyatının belirlenip belirlenmediğine yönelik soru üzerine Erdoğan, ''Bu fiyatın belirlenmesi için piyasanın oluşması lazım. Onun için Eylülün 15'inden sonra yeni fındık zaten piyasaya girecektir. Piyasaya girdikten sonra bu fiyatlar da oluşur'' karşılığını verdi.

Mynet

arsakay 08-08-2006 18:20

İkinize de teşekkürler.

Anladığım kadarıyla bu yıl için üreticinin
sıkıntısı biraz da olsa azalacak ama
FİSKOBİRLİK'in mali sorunları
gündemde bile değil.

memet 08-08-2006 18:47

evet,yanlız ben fiskobirlik başkanının konuşmasından da problemin nasıl oluştuğunu anlayamadım.
daha önce kredi çekilip alım yapılıyor borçlar ödeniyormuş.
iki sene çok iyi giden satış fiatlarıyla durum iyiymiş.
bankaların kredi vermediklerini söyledi ama gerekçeyi kavrayamadım.
sanırım herkes biraz karnından konuşuyor.
fiskobirliğede kimsenin yardım edeceği yok gibi görünüyor.
daha çok şey mi öğrendik daha çok mu karıştı konu anlayamadım.

malina 08-08-2006 21:30

Dün geceden aklımda kalanlar:

Önemli olan fındık üreticisi bir ülke olarak (dünya üretiminin yüzde 75'i, dünya ticaretinin yüzde 95'i) "bir duruşa" sahip olmamız. Engellemelere rağmen 2003 yılında Fiskobirlik sayesinde bu başarıldı. O zaman da bu fiyattan alıcı çıkmaz söylemleri vardı. Ama görüldü ki Avrupa ülkeleri yüksek denilen fiyattan da bu ürünü aldı.

Yıllardır yaklaşık aynı miktarlarda ürün satılıyor. Fiyatın yüksek ya da düşük olması satılan miktarı ciddiye alınacak oranda değiştirmiyor.

Sorun alivrecilerden kaynaklanıyor. Alivrecilerin bir bölümü, fındık satın alan alan Avrupalı büyük firmaların görevli elemanları gibi çalışıyor. Bir bölümü kendi başına çalışıyor. Ama hepsi içinde önemli olan olabildiği kadar düşük fiyata almak. Kendi aralarında önceden (kendi kafalarına göre, üretici ve üretici birlikleriyle görüşmeden) tahmini bir fiyat oluşturuyorlar. Bu düşük fiyatı, alım zamanı dayatmaya çalışıyorlar. Ne kadar ucuza alırlarsa o kadar çok kazanacaklar...

Alivrecilerin politikacılarla yakın ilişkileri var...

Bu düşük fiyatın geçerli olması için her yıl benzer oyunlar tezgahlanıyor.
  • Fındık başka ülkelerden alınır, sizinki elinizde kalır...
  • Çikolata üreticileri, fındık yerine fıstık, badem ceviz gibi ürün kullanır...
  • Fiyat ucuz olursa daha çok satarsınız...
Yaşanan şey; Avrupalı alıcıları memnun etmek isteyen ve fındık fiyatlarını aşağı çekmek isteyen alivrecilerle, fiyatını yukarı çekmek isteyen fiskobirlik ve ziraat odaları arasındaki kavga...

Fındık da borsa gibi bazı etkenlerle dalgalanmaya hazır bir ürün. Sayın başbakanımızın "gidin paranızı fiskobirlikten alın" söylemi bu yüzden çok büyük önem taşıdı...

Fındık fiyatı açıklandıktan sonra, o sezon bitinceye kadar değişmemeli. Avrupalı alıcılar, özellikle bundan rahatsızlık duyuyor.

Fındık üreticileri, kendileri için haksız kazanç istemiyor. Fiyat belirleme hakkı istiyor.

Ürün fazlası olduğu yıllarda, bu kısmın stoklanması gerekiyor. Satışlardan ayrılacak (toplanacak) bir fonla, fındığın doğrudan kendisinin, kendini stoklayacak parayı sağlayacağı savunuluyor. Ama tüm bunlar tek tek üreticilerin altından kalkacağı şeyler değil. Bu yüzden devletin bir "fındık politikası" oluşturması, üretici ülke olarak bir "duruşa" sahip olması gerekiyor.

Ürün fazlası bahane edilip fiyat düşürülürse, bundan ülke olarak zararlı çıkılacağı söyleniyor.

Fındık sorunu sadece fındık üretenlerin sorunu değil. Toplanması aşamasında Güney ve Doğu Anadoludan gelen ciddi sayıda kişi çalışıyor.

Fiskobirlik için söylenen, inşaat, market işi yapacağına fındıkla ilgilen laflarının inşaat kısmı depremde zarar gören depolarının onarımına dayanıyor. Market (Fiskomar) konusu ise 1995 de başlanmış marketlere dayanıyor, yani yeni birşey değil. 2003'ten sonra açılmış yeni market yok.

Fiskobirliğin kredi alaması konusu sanırım zaman darlığı nedeniyle ayrıntılı konuşulamadı.

Oturuma davet edilen fındık alıcılarından hiç biri katılmadı...

Katılanlar:
Fiskobirlik Başkanı Salih Erdem
Türkiye Ziraat Odaları Birliği başkanı Şemsi Bayraktar
Giresun Ziraat Odası (GZO) Başkanı Özer Akbaşlı
Adını unuttuğum biri daha...

Özer Akbaşlı'nın söylediklerini bu kadar rakamı aklımda tutamadığım için tam aktaramamıştım, bunu internetten buldum, ekliyorum:

Alıntı:


Fındık üreticisinin son 3 yıldır genel tarım desteklemelerinin dışında tutulmasına rağmen, fındıktan ülke ekonomisine 4 milyar 235 milyon dolar gelir sağlandığına işaret eden Akbaşlı, "AK Parti hükümeti iş başına geldiğinde, yıllık fındık ihracat gelirimiz 600 milyon dolardı. 2003 yılında dönüm başına 25 YTL ek ödeme hariç, yeni ürün dönemlerinde 1 YTL dahi bir destek ya da kredi ödemesi yapılmadığı halde, fındıktan elde edilen gelir bu zaman dilimi içerisinde 2 milyar 400 milyon dolara ulaşmıştır. Bu rakam çok ciddi ve büyük bir rakamdır. Türkiye ekonomisinin en hassas konusu ve zor günlerinin nedeni ise cari açıktır. 2006 yılının ilk 3 ayında cari açık 8 milyar 600 milyon doları bulurken, yıl sonu tahminlerinin 30 milyar dolar civarında gerçekleşeceği tahmin edilmektedir. Cari açığın kapatılmasında 2 milyar dolar katkı sağlayan bu ürüne, Başbakanımız farklı bir gözle bakmak zorundadır. Bu ürüne sahip çıkılmazsa, gelecek dönemde cari açığın 1 milyar 500 milyon dolar daha artacağını söyleyebiliriz. Şayet bugün oluşan ve hemen her gün düşen fındık fiyatları, gelecek dönemde de bu seviyelerden işlem gördüğü takdirde 2006 yılı fındık ihracat rakamlarımız 600 milyon doları aşmayacak ve ülkemiz 1 milyar 500 milyon dolar açık verecektir" şeklinde konuştu.

FİSKOBİRLİK'in 4 yıldır Doğu Karadeniz için kutsal bir ürün olan fındığa sahip çıkmak ve üreticinin emeğinin karşılığını alması için mücadele ettiğini vurgulayan Akbaşlı, "Sadece 2 milyar 400 milyon doların, bölge ekonomisinde harcanmasından dolayı Hazine'ye kazandırılan KDV miktarı 583 milyon YTL'dir. Fındık üreticisinin son 3 yılda, kendisinin desteklemediği halde Hazine'ye 583 trilyon lira ek bir kazanç sağladığı bir gerçektir. Oysa biz üreticiler, 2005 yılı haziran ayında hükümetten hibe değil, geri dönüşü garanti altında olan 200 milyon YTL destek istedik" dedi.

Kaynak


malina 08-08-2006 21:34

Alıntı:

yanlız ben fiskobirlik başkanının konuşmasından da problemin nasıl oluştuğunu anlayamadım.
daha önce kredi çekilip alım yapılıyor borçlar ödeniyormuş.
iki sene çok iyi giden satış fiatlarıyla durum iyiymiş.
bankaların kredi vermediklerini söyledi ama gerekçeyi kavrayamadım
Bu konuda kendi sitelerinde yazılanları kopyalıyorum... Dediğin gibi ayrıntılı konuşulmadı...

Alıntı:

Fındıkta son 3 yıldır çok büyük bir değişim yaşanıyor. Dünya fındık üretiminin ve ihracatının yüzde 75'ini elinde tutan Türkiye, nihayet fındık politikasında da etkili olmaya başladı. Bu olumlu gelişmeler sonucunda Türkiye'nin fındık ihracatı 500 milyon dolardan 1.5 milyar dolara ulaştı. Yerli sanayide fındığın kullanımı yaygınlaşıyor. 2005-2006 sezonunda 2 milyar dolarlık fındık ihracatı hedefleniyor.

Sektörde devletin, ihracatçının ve üreticinin rolleri eskisine göre daha çok netleşti. Üreticinin kuruluşu olan Fiskobirlik fiyat açıklıyor, piyasayı düzenlemeye çalışıyor. Devlet eskisi gibi fazla müdahale etmeden denetim görevini yerine getirmeye çalışıyor. İhracatçı da oluşan fiyat üzerinden alıcı ile sözleşme yaparak fındık ihraç ediyor. Yıllardır arzulanan yapı buydu.
Ancak, bu yeni yapı birilerini rahatsız ediyor. Eskisi gibi alivre yapamayan, üreticinin fındığını ucuza kapatamayan, ülkenin çıkarını değil kendi çıkarını düşünen bu "mutlu azınlık", olumlu gelişmeleri tersine çevirmek için inanılmaz bir çaba gösteriyor.

Böyle bir dönemde hükümeti ve Ankara bürokrasisini adeta parmaklarında oynatan gizli bir el devreye girerek fındık piyasasını karıştırdıkça karıştırıyor. Piyasanın en önemli aktörlerinden biri olan Fiskobirlik'i devre dışı bırakmak için, kredi yollarını kesmek için inanılmaz bir çaba peşinde.

Çünkü, Fiskobirlik devre dışı kalırsa piyasayı eskiden olduğu gibi kendi çıkarları doğrultusunda yönlendirecekler. Bunun için, yıllarca, "Fiskobirlik özerk olsun" diyenler bugün özerk yapıdaki Fiskobirlik'in varlığına tahammül edemiyorlar.
Fiskobirlik'in yasal hakkı olmasına rağmen, kredi kullanmasını engelleyerek fındık fiyatlarının düşmesi ve daha da önemlisi üreticiyi Fiskobirlik'ten koparmak için çalışıyorlar. Tüm bu gelişmeler Ankara'da bir orta oyunu olarak sahneleniyor ve ne yazık ki Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve hükümeti de bu oyunu sadece seyretmekle yetiniyorlar.

Fiskobirlik yöneticileri bu bitmez tükenmez baskıdan kurtulmak için şu günlerde Ankara'da son kozlarını oynuyor. Yeniden Yapılandırma Kurulu ve Sanayi Bakanlığı ile yapılan görüşmeler doğrultusunda bir protokol ile Fiskobirlik yeniden yapılanma sürecinin dışına çıkarılıyor.
Böylece Fiskobirlik'e, Destekleme Fiyat İstikrar Fonu kredilerinin yolu tamamen kapatılıyor.

Fiskobirlik'in yeniden yapılanma sürecinin dışına çıkarılmasının ne anlama geldiğini kavramak için bu sürece kısaca bakmakta yarar var.
Dünya Bankası'nın dayatması ile "Tarımda Yeniden Yapılanma Projesi"nin bir parçası olan 4572 sayılı "Tarım Satış Kooperatif ve Birliklerinin Yeniden Yapılandırılması Yasası" 16 Haziran 2000'de yürürlüğe girdi.

Bu yasanın temel amacı, birliklerin 4 yıllık bir dönemde yeniden yapılandırılarak özerk bir yapıya kavuşturulmasıydı. Yasa ile birliklere mali destek yapılması yasaklandı. Bunun karşılığında da birliklerin 31.5.2000 öncesindeki tüm borçları Hazine tarafından üstlenilerek silinmesi yine yasa maddesi olarak kabul edildi. Geçiş dönemi olarak kabul edilen 4 yıllık yeniden yapılanma sürecinde birliklerin, ürün alımında kullanması için Destekleme Fiyat İstikrar Fonu gider hesabı oluşturuldu ve buraya 250 trilyon liralık bir kaynak konuldu. Birlikler bu fondan faizle para kullanarak ürün alacak, ürünü sattıktan sonra borcunu faizi ile birlikte ödeyecek ve tekrar kredi kullanacak bir sistem oluşturuldu.
Ancak, bu yasa çıktıktan sonra daha ilk yıl delindi. O dönemin hükümeti tarafından çıkarılan özel bir kararname ile son kez Hazine adına fındık alması için Fiskobirlik görevlendirildi.

Böylece 2001 yılında Fiskobirlik, Hazine adına yine Hazine'nin parasıyla fındık aldı.

Ülke genelinde faaliyet gösteren 17 birlik için yeniden yapılandırma sürecini yönlendirecek, yönetecek bir Yeniden Yapılandırma Kurulu oluşturuldu. Yeniden Yapılanma Kurulu'nun önerisi ve Hazine'nin onayı ile Destekleme Fiyat İstikrar Fonu'ndan birliklere kredi kullandırılmaya başlandı. Bu krediden bugüne kadar Fiskobirlik hiç yararlandırılmadı. Ayrıca, bugüne kadar 7 birliğin 749 trilyon tutarındaki 31.5.2000 öncesi borçları silindi. Ancak Fiskobirlik'in borcu silinmedi.

Fiskobirlik'in borcu silinmediği gibi 2001 ürünü fındık alımı için Hazine'nin parası ile fındık alan Fiskobirlik, geçen yıl bu fındığı sattı ve Hazine'ye aldığı parayı, faizini ödedi ve 54 trilyon lira da fazladan ödeme yaptı. Hazine, fazladan ödenen 54 trilyon lirayı Fiskobirlik'e geri ödemek yerine, 2000 öncesinde kullandığı ve yasaya göre silinmesi gereken 147 trilyon liralık borca saydığını ve 93 trilyon lira daha para ödemesini talep etti.

Yasa gereği diğer birliklerin 2000 yılı öncesi borçları silinirken Fiskobirlik'in borcunun da silinmesi gerekirdi. Bu borç Fiskobirlik'in bilançosunda yer aldığı için ticari bankalar da kredi vermiyor.

Son 3 yıldır özerk bir yönetim anlayışına sahip Fiskobirlik yöneticileri cezalandırılıyor.

Neden cezalandırılıyor?
Son 3 yılda uyguladıkları fiyat politikası ile fındık fiyatını yükselttikleri için, üreticinin alın terinin karşılığını verdikleri için cezalandırılıyor.
Türkiye'nin fındık ihracatını 500 milyon dolardan 1.5 milyar dolara çıkardıkları için cezalandırılıyor.

Fındıkta alivre dönemini bitirdikleri için cezalandırılıyor.
Siyaseti Fiskobirlik'e sokmadıkları için cezalandırılıyor.
Bu yöneticiler bugün var, yarın yok. Bu nedenle aslında cezalandırılan Fiskobirlik yönetimi değil, fındık üreticisi, gerçek ihracatçı, sanayici ve Karadeniz halkıdır.
Fiskobirlik.org.tr

malina 08-08-2006 21:48

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Fındık Tarım Satış Kooperatifleri Birliği (Fiskobirlik) Yönetim Kurulu üyelerini
5 Nisan saat 15:00 ‘da kabul etti.

Görüşme yaklaşık 1.5 saat sürdü.

Fındık ihracatında son 3 yılda iyi bir noktaya gelindiğini belirten Fiskobirlik yetkilileri, 2002 yılında 2 dolar olan ihracat fiyatının son 3 yılda ortalama 7-8 dolar seviyelerine tırmandığını belirtti.

2003 yılında fındık ihracatının 917 milyon dolar,
2004'te ise 1 milyar 554 milyon dolar
içinde bulunulan sezonun 31. haftasında ise 1 milyar 457 milyon dolar olarak gerçekleştiğini kaydetti.

Fiskobirlik yetkilileri ayrıca, fındık üreticilerinin alacaklarının ödenmesi için kredi çekmek istediklerini belirterek, bu konuda Başbakan Erdoğan'dan yardım istedi.
Fiskobirlik Yönetim Kurulu Üyeleri içinde bulunduğumuz dönemin sorunları ve çözüm önerileri ile fındıkla ilgili uzun vadede yapılması gerekenleri içeren kapsamlı bir raporu Başbakan Erdoğan’a takdim ettiler.

-------------

500 Büyük Firma sıralamasında Fiskobirliğin yeri:
2004 yılı Sıra No 150
2005 yılı Sıra No 77


veeee... 8 Ağustos 2006

Fındığa çözüm

Başbakanlık, fındık üreticisinin mağdur edilmemesi amacıyla Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) tarafından fındık alımı yapılmasının kararlaştırıldığını bildirdi.

Ne fiyat belli, ne de miktar...

Fiskobirlik depo ve uzmanlarından yararlanılacak...

arsakay 08-08-2006 22:48

Üzülüyorum, üzülüyorum, üzülüyorum,...

fmt79 09-08-2006 08:21

Aklıma takılan birşey var. yanlışım yoksa en son fındık alımında fiyatlar 2 ytl'ye kadar düşmüş. Peki bir ürün nasıl oluyor da katma değer ile 10 katı fiyata çıkıyor. Ben bakkaldan işlenmiş fındık almaya kalksam 20 ytl ödüyorum. Hangi ürün katma değer ile 10 katına çıkar ki? bunun nedenini bilen var mı acaba?

malina 09-08-2006 08:34

Bu sorunu başka başlık altında tartışmak gerek, çünkü şu an tartışılan konuyla, cümle içinde "fındık" kelimesinin geçmesinden başka ilgisi yok.

malina 09-08-2006 08:38

Alıntı:

Erdoğan'ın fındık zirvesinden önce, üreticilerin Ordu'da maketini yaktığı danışmanı Cüneyd Zapsu ile evinde iki saat görüşmesi dikkat çekti.

Zapsu ile Keçiören'deki evinde 2 saate yakın süren bir görüşme yapan Erdoğan, Başbakanlık'ta saat 13.00'te başlayan zirve öncesinde Zapsu ile durum değerlendirmesinde bulundu. Görüşmede özellikle Fiskobirlik yönetiminin hatalarının değerlendirildiği öğrenildi.

Zapsu'nun görüşme sonrasında Erdoğan'dan sonra evden çıkması dikkat çekti.

Alıntı:

Hükümetin, fındıkla ilgili olarak aldığı kararda, Fiskobirlik yönetimini 'devre dışı' bırakma amacına odaklandığı anlaşılıyor. Karara göre fazla fındığı TMO alacak...

Bu, oldukça pahalı bir yol seçilmiş olduğunu gösteriyor. Çünkü, milyar dolarlık mal varlığı dolayısıyla teminat sıkıntısı olmayan Fiskobirlik'in kredi alması eğer engellenmeseydi, sonuçta arz fazlası fındığı almanın mali yükü özerk bir kuruluş olan Fiskobirlik'in omuzunda kalacaktı.

Şimdi bu mali yük doğrudan doğruya bir kamu kuruluşu olan TMO'nun (dolayısıyla devletin) sırtında olacak. Ne kadarlık bir yük söz konusu?.. Bazı hesaplamalara göre yaklaşık 500 milyon dolar...

Bu para, hükümetin, yönetimini ele geçirmek için de büyük çaba harcağıdı kooperatifi köşeye sıkıştırma, fındık üreticisi ile karşı karşıya getirme stratejisinin faturası olarak Hazine tarafından ödenecek. İlân edilen kararın üreticiye dönük mesajı ise şöyle: Sizi Fiskobirlik perişan etti, hükümet kurtarıyor!..
Milliyet

SOLO 09-08-2006 09:11

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi malina
Metin Münir (Milliyet)

Soho, merhaba;
Doğrudan bilen biri olarak size sorayım. Kimi yazılarda fındıkçılığın zor ve emek yoğun bir iş olduğu yazılırken kimi yerlerde de böyle deniyor. Hangisi doğru?

Bizim için baştan sonra geçen aşamaları yazar mısınız?

Bir gazetenin bürosunda oturup "fındık kolay büyür" demek bence üreticiye hakarettir , bence
Hangi ürün kolay büyür, bakmazsanız gübrelemezseniz hangi ürün verim verir. Bunlar bence yanlış düşünceler. Fındık gübre ister , dallarını budamak zorundasınız ki kökü güneş alsın ve büyüsün, ilaçlamanız gerekir ki böceklenmesin ve içi boşalmasın. Karadeniz bölgesinin coğrafi yapısını hepimiz bilmekteyiz bu ürün toplanırken ve de tüm bu bakım işlemleri yapılırken bu coğrafayaya kafa tutmak zorundasınız. Tam büyüme aşamasında da hava koşullarının uygun geçmesini beklersiniz. Geçen yıl dallarda yemyeşil olan fındık
nisan ayında bir donla karalara büründü . Bu da doğanın insana oynadığı en büyük oyundu biz hiçbir bahçemizden ürün alamadık yani bir yılımız boşa geçti masrafları bile ödeyemedik. Ve toplanması buğday değilki traktör le biçesiniz tek tek dalından insan eliyle toplanıyor kurutuluyor ve patos dediğimiz makinalara verilip bir daha kurutuluyur en son olarak da kilosu 2 ytl den satılıyor.Bu çok komik bir rakam orduda dalından topladığım fındığın ankarada
kuruyemişçide kilosunun 17 ytl olduğunu görüncede daha da bir kızıyor insan.

Şimdi şu konuya gelmek istiyorum . Fındık üretim alanlarının kısıtlanması konusuna. Bu haşhaş değilki bunun alanını kısıtlayasın. :mad: Allah aşkına zaten köylünün canına tak ettirdiler tarım konusunu bitirdiler. Bakın ben istanbul yolunda oturuyorum 9 yıldır burdayım ve daha önce bu yoldan giderken yol kenarların da buğday başaklarının olduğu uzun tarlalar vardı ama şimdi köylü fiyattı, gübreydi derken o kadar bıktı ki artık o tarlalarda büyük fabrika inşaatları **** konut inşaatları başladı, :( oysa başakların rüzgarla dalgalanmasını izlemeyi isterdim. Şimdi konuyu şuraya getirmek istiyorum.
Fındık üretiminde bu alanları söküp bunların yerine hangi tarım ürününü ekecekler? **** üreticiye ne diyecekler bu fikir nasıl bir fikirdir ya. Dünyada yenen her üç çikolatanın ikisinde bizim fındığımız var . Bunun bilincinde olmak gerek her ülke elindeki en iyi ürünü ön plana çıkarırken biz en arka plana atmaktayız . Bir yerlerde yanlışlıklar yapılıyor monitör karşısında oturup ahkam kesmek kolaydır ama bakış açısını değiştirmek gerekir. Her yıl fındık zamanı aynı tartışmayı yaparlar ama herkes konuşur yine olan olur.
Benden bu kadar , umarım konununun kapsamını aşmamışımdır.

malina 09-08-2006 09:34

Açıklamaların için teşekkürler...

malina 09-08-2006 09:37

Fındığın Çözüm Önerileri

* Türkiye’de, 395.000 çiftçi ailesi olmak üzere, toplam iki milyon kişi fındık üretimi ile ilgilenmektedir.
* Fındığın Doğu Karadeniz bölgesi halkının önemli bir kısmının hemen hemen tek geçim kaynağı olması nedeni ile sosyal boyutu da oldukça önemlidir.
* Türkiye dünya fındık üretiminde kalite ve üretim miktarı itibarı ile monopol durumdadır.
* Ülkemizde fındık üretimi miktarı, periyodisite (alternans) nedeniyle, yıldan yıla değişmekle birlikte, artan bir seyir izlemektedir.
* Türkiye fındık üretiminin son beş yıl ortalaması 534 000 tondur. Buradan fındığın ortalama veriminin son beş yıl itibarı ile 110 Kg./da olduğu görülmektedir.
* Türkiye, dünya fındık ihracatının yıllar itibariyle değişmekle birlikte yaklaşık %70-80’ini karşılamakta ve 50’nin üzerinde ülkeye fındık ihraç etmektedir.
* Fındık fiyatları son yılların en yüksek fiyatı olan 1 Kg kabuklu fındık 5 ABD Doları seviyelerine çıkmıştır.
* Bugüne kadar sadece kabuklu ve iç fındık ihraç eden ülkemiz, fındık sanayinin gelişmesi sonucu işlenmiş fındık ihracatına ağırlık vermeye başlamış ve bu oran toplam ihracatın yaklaşık % 8’e ulaşmıştır.
* 2004 yılı fındık ihracatının 1.5 Milyar Dolar olarak gerçekleşmesi sevindirici olmakta ve bu oranın ürün çeşitlendirilmesi ile birlikte 2 Milyar Dolar miktarına çıkması beklenmektedir.

FINDIĞIN SORUNLARINA, ÇÖZÜM ÖNERİLERİMİZİ, SİZLERE 4 ANA BAŞLIK ALTINDA SUNACAĞIM

1- Fındık yetiştiriciliği ve teknik uygulamalar,
2- Üretim politikaları ve desteklemeler,
3- Sanayi yönüyle sektörün gelişimi ve örgütlenme,
4- Ticaret, pazarlama ve yeni açılımlar

• Ülkemiz fındık üretiminde en büyük sorun olan verim ve kalite düşüklüğünün ortadan kaldırılması için mevcut fındıklıkların gençleştirilmesi, yeni tesislerde tek dal dikim sistemine geçilmesi gerekmektedir. Tesis gençleştirmesine mutlaka destek sağlanmalıdır.

• Yenileme yapılacak bahçelerde kullanılacak fidanların, sertifikalı olma şartı aranmalıdır. Bu nedenle Fındık Araştırma Enstitüsü ve Tarım İl Müdürlüklerince fidanlıklar oluşturularak, bahçe yenilemelerinde buralardan sağlanacak sertifikalı fidanlar kullanılmalıdır.

• Doğu Karadeniz bölgesinde fındığa alternatif yeni ürünlerin teşvik edilmesi yerine, fındıkla beraber ürün desenini çeşitlendirilerek ilave gelir getirecek yeni ürünlere yönlendirilmelidir.

• Uygulamada gübreleme, sulama, budama, ilaçlama, hasat ve hasat sonrası gibi kültürel tedbirlerin tekniğine uygun bilinçli bir şekilde yapılması için çiftçi eğitim ve yayım çalışmalarına ağırlık verilmelidir. Özellikle erken hasadın engellenmesi yönünde yaptırımlar sağlanmalıdır.

• Organik tarım ve iyi tarım uygulamaları çerçevesinde fındık yetiştiriciliği özendirilmelidir. Bu konuda gerek DGD pirimleri, gerekse kredi faizleri, organik tarım yapanlar için teşvik edici miktarlardadır. Bunların tanıtımına önem verilmelidir.

• Üretim maliyetinin düşürülmesi ve harman işleminin kısaltılması için makineli hasat ve kurutmaya yer verilmelidir. Bu konuda araştırma ve geliştirme çalışmaları yapılması için altyapı desteği sağlanmalıdır. Özel fındık sanayi sektörü de bu desteklerden faydalanmalıdır.

• Piyasaya fındığın arzını düzenli hale getirmek, fiyat istikrarını sağlamak, üreticiyi korumak, biyolojik kirliliği önlemek ve insan sağlığını korumak amacıyla, (özellikle aflatoksin sorununu minimize etmek için) çiftçiye yönelik bölgesel fındık depolarının kurulması sağlanmalıdır. ( FKB depoları bu anlamda kulanılabilinir)

• Fındık Danışma Kurulu şeklinde olan çalışmaların, daha organize hale getirilerek Ulusal Fındık Konseyine dönüştürülmesi için Bakanlıkça yürütülen mevzuat çalışmaları hızlandırılarak en kısa sürede sonuçlandırılmalıdır.

• Fındık sektöründe Ar-Ge çalışmalarında önemli rol üstlenen dünyanın tek Fındık Araştırma Enstitüsünün, mali ve teknik yönden kapasitesi artırılmalı ve gerekli destek verilmelidir. (17 Aralık 2005 tarihinde bununla ilgili, Doğu Karadeniz Ziraat Odası Başkanları Giresun da toplanarak, konuyu ilgili ve yetkili yerlere, 300 dosya ile bildirmiştir.)

• 2844 sayılı “Fındık Üretiminin Planlanması ve Dikim Alanlarının Belirlenmesi Hakkında Kanun” çerçevesinde, fındık üretimine izin verilen alanlarda fındık yetiştiriciliği yapan üreticiler desteklenmelidir.

• 2001/3267 sayılı “Fındık Alanlarının Tespitine Dair” Kararnamede gerekli revizyonlar yapılarak izin verilen, fındık alanlarında rakım sınırlaması yeniden gözden geçirilmeli, fındık alanlarının net bir şekilde belirlenmesi için uzaktan algılama ve coğrafi bilgi sistemlerinden de yararlanılmalıdır.

• Üretim alanı, üretim miktarı, tüketim, piyasa fiyatı, iç - dış alım, iç - dış satım ve stoklar gibi güncel bilgilerde şeffaf bir veri tabanı oluşturulmalıdır.

• Tarım ve Köyişleri Bakanlığı koordinatörlüğünde Türkiye Ziraat Odaları Birliği, Fiskobirlik, İhracaatcı Birlikleri, Üniversiteler ve ilgili diğer kuruluşların katılımıyla rekolte ve maliyet hesapları Devlet İstatistik Enstitüsü, ürün tahmin formlarına uygun olarak hazırlanmalı ve tek elden açıklanmalıdır.

• Pazara odaklı üretim ve ürün çeşitlendirilmesine yönelik çalışmalara ağırlık verilerek, işlenmiş ürün ihracatını artırmaya yönelik bölgesel bazda, sektörel destekleme araçları geliştirilmelidir.

• Fındık sektörünün bileşenleri olan üretici, tüccar, sanayici, ihracatçı ve tüketiciler ile kamunun hakemliği ve katılımı ile ulusal fındık politikası belirlenmeli, sürekli ve tavizsiz uygulanmalıdır.

• Tanıtım ve yeni pazarların geliştirilmesi konusunda, Fındık Tanıtım Grubu çalışmaları güçlendirilmeli, halen ülkemizden kısıtlı olarak ihracat yapılan Uzakdoğu ve İskandinav ülkeleri, G. Amerika ve Afrika gibi bölgelerde koordineli tanıtım faaliyetleri sürdürülmelidir. Ayrıca milli düzeyde iştirak sağlanan uluslararası gıda ihtisas fuarlarına fındık sektörü olarak çok daha güçlü ve ses getirecek boyutta katılım sağlanmalı, yurt içi ve dışı yoğun lobi, bilgilendirme ve promosyon faaliyetleri yapılmalıdır.

• Fındık İhtisas Borsası’nın (FİB); Salon satışı - Elektronik ürün senedi - E-ticaret - Vadeli işlemleri ve Lisanslı depoculuğu kapsayacak şekilde mutlak suretle kurulmalıdır.

• Ülkemizdeki fındık işleme tesislerinde farklılaşmaya gidilmeli, kapasite kullanım oranları artırılmalı, zayıf yapılı küçük aile şirketleri yerine, ortaklı kobiler desteklenerek kurumlaşma sağlanmalı ve işlenmiş ürünlerde Türk fındığını öne çıkararak markalaşma yoluna gidilmelidir.

• Yaklaşık 200 dekarlık modern bir fındık plantasyonu içerisinde, fındıkla ilgili bütün tesislerin inşa edileceği ve ticari-kültürel faaliyetlerin en iyi şekilde yürütüleceği bir “DÜNYA FINDIK TİCARET, FUAR, SERGİ ve KÜLTÜR KOMPLEKSİ” Doğu Karadeniz’de kurulmalıdır.

SONUÇ OLARAK

Sizlere sunduğum bu bilgiler ve çözüm önerileri doğrultusunda; Tarım Strateji Belgesine uygun şekilde fındık üretiminin geliştirilmesi, kalitesinin artırılması, ürün çeşitliliğinin sağlanması, pazar imkanlarının geliştirilmesi, sektöre gerekli desteğin sağlanması, Ar-Ge çalışmalarına hız verilmesi, yeni mevzuat düzenlemelerinin yapılması hedeflenerek, ileriye yönelik projeksiyonlar belirlenerek, Ulusal Fındık Politikası oluşturulmalıdır.

GİRESUN ZİRAAT ODASI
Özer AKBAŞLI Başkan



SOLO 09-08-2006 09:57

Herkes bu konuda bir araştırma yapıyor ve bunlar sadece dosyalar arasında kalıyor aslında. Yani kimsenin köylünün yanına gidip bakın bu böyle daha iyi olur diyen **** bu projeleri destekleyelim ve daha ileri gidelim diyen yok.

Bu problem çözülmez kısa bir süre ortalık süt liman olur gelecek yıl temmuzda herşey baştan başlar . Bu böyle gelmiş böylede gider.

malina 09-08-2006 10:08

Benim kuruyemiş olarak tüketme dışında fındıkla bağlantım yoktu :)

Bu vesile ile okudukça olayın arka planını anlamaya başladım. Benim gibiler için kolaylık olsun diye de farklı görüşleri bir araya toplamaya çalışıyorum.

"Genel resim", belli oldu sayılır...

malina 09-08-2006 10:14

2 Eklenti(ler)
www.giresunziraatodasi.org.tr 'de Fındık Mitingi fotoğraflarını görünce, geçmiş olay olmasına rağmen, ikisini buraya koymaya karar verdim. Gazetelerde net fotoğraflar görememiştim...


Eklenti 3071


Eklenti 3072

malina 09-08-2006 10:30

Hükümetin son açıklamasına farklı tarafların tepkileri:


Alıntı:

Üretici fiyat konusunda direnirken Ordu Ticaret Borsası Başkanı ve aynı zamanda Türkiye'nin en büyük fındık ihracatçılarından biri olan Gürsoy Gıda'nın sahibi Nejdet Gürsoy, "Komisyondan çıkan sonuç bizim için gayet olumlu olmuştur. Hükümet 2006 yılı fındığını alacağını resmen söylemiştir. Önümüzdeki günlerde fiyat şekillenecektir" dedi. Bu rakamın fındığın maliyet fiyatı olarak gösterilen 3-3.5 YTL'nin altında olmayacağını savunan Gürsoy, yeni mahsül fındığın bu ayın 20'sinde piyasaya geleceğini kaydetti.

kaynak
Alıntı:

Fiskobirlik Yönetim Kurulu Başkanı Salih Erdem, kendilerinin görüşü alınmadan, "TMO alım için Fiskobirlik depolarını ve elemanlarını kullanır' şeklindeki açıklamanın etik olmadığını ifade ederek, "Bize danışmadan böyle bir karar açıklıyorlar. Bu bizi by-pass etmektir. Biz üreticiyi tatmin eden bir fiyatı görmeden depolarımızı ardına kadar açmak istemiyoruz" dedi.

kaynak

Alıntı:

Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Başkanı Şemsi Bayraktar, fındıkta fiyat sorununun çözümü için "devlet adına alım yapılması" kararını makul karşıladıklarını belirtirken, "Ancak 15 Eylül'e kadar alım yapılmazsa, bu oyun devam eder. Alivrecilerin bu oyununu bozmak için ziraat odaları olarak ne gerekiyorsa yapacağız. Ürün sevkini yavaşlatacağız" dedi. Alım fiyatının, 6-6,5 YTL'den az olmaması gerektiğin vurgulayan Bayraktar, "Fiyatlar 15 Eylülde 1 YTL'ye inerse bu seviyeden mi alınacak" diye konuştu.

kaynak

malina 09-08-2006 14:21

vifer'in 2 gün dinlenecek. Umarım bu arada, anlatacağı fıkralara dikkat etmesi gerektiğini düşünme fırsatı bulur.

malina 09-08-2006 20:16

Alıntı:

Fındık kurtları yine iş başında

Avrupalı alıcılarla düşük fiyat bağlantısı yapan tüccar lobisi, gazetecileri kullanarak fındık fiyatını düşürmeye çalışıyor

08.10.2005


Fındık fiyatlarını düşürme lobisi hareketlendi. Kendilerine kullanacak gazete de buldular: Sabah...
Yazık.
Sabah gazetesi ki, 2003 yılında (benim de içinde yer aldığım ekonomi servisi kanalıyla) yürüttüğü kampanya ile findik fiyatlarının tarihi seviyelere çıkmasına destek verdi ve Türkiye'nin milyarlarca dolar döviz kazanmasına yol açtı. (Abarttığımı sananlar findik üreticileri ve meslek örgütleriyle konuşabilir.) Dün, köşe yazarı Fatih Altaylı'nın yazısını Sabah'ın birinci sayfasına koyanlar, ne yazık ki (bilmeden olduğuna eminim) fındık fiyatlarını düşürme lobisine destek verdiler!

Dersimiz fındık!

Bu hızlı girişten sonra, findik olayını biraz deşelim... Kendimiz soralım, kendimiz yanıtlayalım.

* Fındıkta dünya piyasalannı kim belirler?
Türkiye...

* Neden?
Dünya üretiminin yüzde 75'i Karadeniz bölgesinde gerçekleşir.

* "Teorik olarak fiyatı Türkiye'nin belirlemesi lazım" denebilir mi?
Teorik olarak evet..

* Pratikte kim belirler?
Rekolteye bağlı olmakla birlikte, Avrupalı alıcılar, onların Türkiye'deki uzantıları olan büyük tüccarlar fiyatı belirler. Hükümetler ise "ihracatçı kimliğini kullanan tüccarların" ve onların etkilediği "gazetecilerin" etkisinde kalarak, Türkiye'nin aleyhine karar verirler. Yalanlarla insanları kandırırlar. En büyük yalan fiyat yükseldiğinde çikolata üreticilerinin bademe, findik üretiminin de başka ülkelere kayacağıdır...

* Fiyat belirleme sistemi nasıl işler?
Avrupalı alıcı, Türk tüccarla bir sene öncesinden findik fiyatı konusunda anlaşır ve kapora verir. Örneğin kentali (100 kilo) 300 dolardan anlaştıklarını farz edin. Bu işleme "alivre" denir. Alivreci tüccarlar genelde fiyatın beklenmedik artışından zarar eder. Fiyatın düşmesini tercih ederler. Örnekten gidersek, alivreci, fiyat (kentali) 330 dolara çıktığında zarar, 250 dolara indiğinde büyük kâr eder.

* Alivreci olarak tanınan kişiler kimdir?
Genelde ihracatçı olarak gözükürler. Örneğin Cüneyd Zapsu, Türk fındığının en büyük alıcısı olan Nutella'nın bir dönem temsilcisiydi. Nutella'nın fındık alım şirketi Ferrero'nun Türkiye temsilciliğini yapanları yakından tanımaz olur mu? Kenan Oltan var... Mustafa Poyraz var...

* Başka?
İstanbul Fındık İhracatçılar Birliği Başkanı Ufuk Özongun'u unutmamak lazım. Kendisi en büyük findik ihracatçısı Progıda'nın yüzde 30 ortağıdır.

* Diğer ortağı kim?
Diğer ortak, Hamburg merkezli Pisani and Rickertsen GmbH.

* Alivreciler kötü insanlar mı?
Elbette değil. Ancak onların para kazanması düşük fiyata bağlıdır.

* Onlar fiyatın yükselmeyeceğine inanarak ticaret yapıyor. Başkaları fiyat yükselecek diyorlarsa, fındık toplasın, para kazansınlar...
Pratikte hiçbir işe yaramaz. Konuştuğumuz rakamlar çok büyük. Hiçbir tüccar peşin 200-300 trilyon lira harcayarak findik toplayamaz. Bu nedenle Fiskobirlik'in fiyat politikası önemlidir ve vazgeçilemez. Fiskobirlik fiyati belirleme gücünü elinde tuttuğu sürece, dünya findik fiyatını Türkiye belirler.

* Fiskobirlik de parası kadar konuşsun. Zarar etmesin denilemez mi?
Hayır denilemez. Fındık Türkiye'nin en büyük katma değerli (hatta sıfır ithal girdisi olan) ürünüdür. Çikolatanın vazgeçilmez katkı maddesidir. Fındık fiyatının yüksek seviyelerde tutulması, Karadeniz insanına daha çok kaynak aktarımıdır. Türkiye'nin döviz açığına ciddi katkıdır. Fiskobirlik zarar etmesin demek, bunlardan vazgeçmek anlamına gelir. Üstüne üstlük, Fiskobirlik siyasilerin oyuncağı yapıldığı için zarar etmiştir.

Siyasilerin findık dikim alanını sorumsuzca büyütmesi yüzünden fiyatlar da istikrara kavuşmamıştır. Bu üreticinin suçu değildir. Üstelik şu anda böyle bir durum yoktur ve dünya findik tüketimi artmaktadır.

Zapsu niye yanılttı?

Sabah gazetesinde çalışırken, 2003 yılı fındık alım sezonu öncesinde bir kampanyaya başlamıştık. (Fındığın yüzde 80'i Eylül ve Ekim aylarında pazara iner. O tarihlerde Fiskobirlik fiyatı ile pazardaki fiyatı arasında Fiskobirlik aleyhine yüzde 20 fark oluşur. Altaylı'nın iddia ettiği gibi Fiskobirlik'ten daha ucuz fiyata mal alan tüccar, malı Fiskobirlik'e değil, Avrupalı'ya satar.)

Fındığın yok yılı olmasına rağmen, tüccar fındığı bir sene öncesinde olduğu gibi kentali 226 dolardan satın almak istiyordu. Devreye biz girdik. DYP girdi. AKP'den Nurettin Canikli gibi sağduyu sahibi insanlar girdi. Turgay Ciner ikna oldu ve sevgili Savaş Ay, A Takımı'nı Giresun'da yaptı. Ay iyi hatırlayacak, fındık tüccarları ne diyordu o gün, "Aman fiyatlar artmasın. Avrupalı mal almaz."

Sadece onlar mı? Elbette değil. Hükümetin fındık politikasını belirleyen Zapsu, Sabah'ın bu kampanyasından rahatsız olmuştu ve ekonomi müdürlerini Conrad Otel'e çağırdı. Hürriyet'ten Vahap Munyar, Milliyet'ten Murat Sabuncu, Vatan'dan Ercan İnan ve Radikal'den Ruhi Sanyer ve pek çok kişi oradaydı.

Cüneyd Zapsu, fındık konusunda ne kadar uzman olduğunu anlattıktan sonra, "Aman fiyat yükselmesin, üretim başka ülkelere kayar. Bu çikolata üreticilerini iyi tanırım, çikolatalarına badem koyarlar" iddiasında bulundu.

O gün fındığın fiyatı 300 dolardı, sonra 400 oldu, 500 oldu, 800 oldu ve şimdi 1000 dolara yaklaştı. Fındık ihracatı düşmedi.

İki şey oldu. Birincisi alivreciler zarar etti, Zapsu ve arkadaşlarının iddiaları çürük çıktı. Ama Zapsu, hükümetin bu kez, Fiskobirlik'in elindeki geçmiş yıl rekoltesini çok düşük fiyata satmak için kararname çıkarmasını sağladı. Unutulmuştur ama AKP'li Canikli, bu kararı "Yarın bu yüzden Ali Babacan Yüce Divan'lık olacak" diye yorumlamıştı.

Başka ne oldu?
Türkiye ilk kez daha az fındıkla, tarihinin en büyük döviz girdisini elde etti.

"Şimdi Fiskobirlik, düşük fiyatla alım yapsın" diyenler, Fiskobirlik yönetiminin kulağının çekilmesini isteyenler yine aynı oyunun parçası oldular. Fiskobirlik fiyatı düşürdüğünde, piyasadaki fiyat daha da diplere inecek.

Bu yetmedi. Bazıları, "Fiskobirlik'in parası bitti, haciz gelecek" diye spekülasyonlar yaparak, üreticinin kafasını karıştırıp, pazarda daha düşük fiyatla alım yapma fırsatı kolluyorlar. Bunlar her yıl yapılan oyunlar. Benim üzüldüğüm eski gazetem Sabah'ın Altaylı kanalıyla buna alet edilmesi...

Erdem: Fındık artık gerçek değerinden işlem görecek

Fındık Tarım Satış Kooperatifleri Birliği (Fiskobirlik) Yönetim Kurulu Başkanı Salih Erdem, fındığın önümüzdeki günlerde gerçek değeri üzerinden piyasada işlem görmeye başlayacağım söyledi. Erdem, Sabah gazetesinde yer alan birlik hakkında "îş bilmezlik batırıyor" başlıklı köşe yazısındaki iddiaların gerçeği yansıtmadığını
belirtti. Ürün alımları için yapılan kredi bağlantılarının bozulmaya ve fındık fiyatının düşürülmeye çalışıldığını savunan Erdem, şöyle devam etti:

"Yazıda yer alan rekolte, dünya fiyatı ve Fiskobirlik fiyatı tamamen yanlıştır. Dünya fındık tüketiminin 450 bin ton dolayında olduğundan bahsediliyor. Halbuki son 5 yılın ortalamasına göre dünya fındık tüketimi 700 bin ton seviyesindedir. 2005 ürünü fındığın üçte ikisi pazara inmiştir. Geriye kalan miktar oldukça yetersizdir. Rakamlar açık ve net ortadadır. Bu yıl ihraç etmeye fındık bulamayacağız. Ne yaparlarsa yapsınlar, fındık önümüzdeki günlerde gerçek değeri üzerinden işlem görmeye başlayacaktır."

Erdem, Fiskobirlik'in dünyanın en büyük fındık kuruluşu olduğunu ve izledikleri doğru politikalarla Türk fındığı ve üreticisinin teminatı olduklarını kaydederek, "Birliğin ve üreticinin hakkını sonuna kadar korumaya kararlıyız" diye konuştu.



Haber: Yavuz SEMERCİ / Vatan

memet 09-08-2006 23:00

Perşembe saat 17, Cüneyt Zapsu CNNTURK de yayına çıkacak fındık konusu konuşulacak..

malina 10-08-2006 08:06

miş / muş


Toprak Mahsulleri Ofisi’nin (TMO) 74 yıllık tarihinde ilk kez fındık alacakmış

Başbakan Tayyip Erdoğan’ın, "Fındığı TMO alacak" demesi, TMO’nun bugünden yarına fındık alabileceği anlamına gelmiyormuş

Bu görevi yerine getirebilmesi için; hukuki, siyasi ve bürokratik değişiklik kararları alması gerekiyormuş

Ana Statüsü "hububat" üzerine olan TMO’nun, "amaç ve faaliyet konuları" başlıklı 4. maddesine "fındık"ı eklenecekmiş

4. Madde: "yurtta hububat fiyatlarının üreticiler yönünden normalin altına düşmesini ve tüketici aleyhine anormal derecede yükselmesini önlemek, bu ürünlerin piyasasını düzenleyici tedbirler almak"

Erdoğan’ın, "fındığı TMO alacak" açıklaması hukuken sadece bir niyet beyanıymış

Önce, Bakanlar Kurulu kararı çıkarılması zorunluymuş

Ana Statü değiştirildikten ve Bakanlar Kurulu kararı çıkarıldıktan sonra, TMO Yönetim Kurulu’nun da fındık alımıyla ilgili özel bir karar alması gerekiyormuş

TMO’nun kaç ton ve hangi fiyattan fındık satın alacağı ancak bu kararla şekillenecekmiş

TMO, kendisi için yepyeni bir alan olan fındıkta alım yapma konusunda, gerekli finansman paketini net olarak görmeden, Hazine’den bu alıma ne kadar kaynak ayrılacağını bilmeden alım planlaması yapmak niyetinde değilmiş

Hukuki aşamalar tamamlandıktan sonra alım aşamasına gelindiğinde, TMO açısından fiyatı üç unsur belirleyecekmiş:
  • üreticilerin beklentileri,
  • o güne kadar piyasada oluşan fiyat
  • dünya fındık fiyatları
Kaynak

malina 10-08-2006 08:15

Alıntı:

Fındıkta son perde...


MADEM bu noktaya gelecektiniz... Onbinlerce fındık üreticisini neden ayağa kaldırdınız? Milyonlarca insanı üzdünüz...

Bizzat Başbakan Tayyip Erdoğan’ın başkanlığında oluşturulan bir kurul, bilindiği gibi bu yıl devletin fındık alımı yapmasını ve bu görevin Toprak Mahsulleri Ofisi’ne (TMO) verilmesini karara bağladı.

Haberin iyi tarafı, yılbaşından beri fındık üreticisine ve onu korumakla görevli Fındık Tarım Satış Kooperatifleri Birliği’ne(Fiskobirlik) dargın olan hükümetin bu yanlıştan dönmüş olması.

Dargınlığın nedeni de Fiskobirlik yönetiminin bugünkü iktidarın istediği isimlerden oluşmaması, yani kendi adaylarının seçimi kazanamaması idi.

Meselenin o tarafını artık bırakalım. Çünkü 12 Eylül’de Fiskobirlik yönetimi yeniden seçilecek. Belki o zaman hükümetin yüzü güler.

Bugünkü mesele TMO’nun bu görevi nasıl yapacağı ve bunun üreticiyi koruma yönünden alınan kararın anlamının ne olduğu?

Anlaşılan o ki görevi fiilen TMO değil, Fiskobirlik yapacak. Çünkü TMO’nun bu konuda ne deneyimi, ne yetişmiş elemanı, ne örgütü, ne deposu, ne de gerekli ekipmanı var. O nedenle TMO ile Fiskobirlik bir protokol imzalayacak. Herhalde belirli bir ücret karşılığında Fiskobirlik tüm bu işleri yapmayı üstlenecek.

Demek ki burada ayrı -ve yeni- bir masraf kapısı açılacak. Oysa hükümet Fiskobirlik’esahip çıksaydı buna gerek olmayacaktı.

Hükümet, TMO’nun bu görevi yapması için ona para bulacak. Ancak bütçede buna ayrılacak para yok. Uluslararası Para Fonu öyle karşılıksız harcamaya izin vermiyor. O zaman geriye kredi bulmak kalıyor.

Yerli bankaların Fiskobirlik’evermediğini TMO’ya vermesi, "hükümet baskısı yüzünden bize kredi verilmedi" diyen Fiskobirlik’ihaklı duruma getirir. O nedenle tek çare yurtdışındaki bankalardan kredi almaya kalıyor.

O zaman da "hükümet bunu yapabiliyor idiyse, daha önce neden yapmadı?" sorusu yanıtsız kalıyor.

Bir başka nokta da şu:

Geçen yıl Fiskobirlik (sonra çok eleştirilen) yüksek fiyatı 22 Ağustos tarihinde açıklamıştı. Oysa hükümet önceki gün "TMO’nun alımlara 15 Eylül tarihinde" yani piyasa açıldıktan yaklaşık 1 ay sonra başlamasını kararlaştırdı.

Yıllardan beri Fiskobirlik’insezonun daha başında fiyat açıklamasının nedeni, üreticinin elindeki malı tüccarın istediği kadar düşük fiyattan satmak zorunda kalmasını önlemekti. Oysa şimdi alınan karar, bunun tam aksini amaçlamış olmadı mı? Nitekim konunun uzmanları, "Yeni mahsul fındığın yaklaşık yüzde 40’ı o tarihe kadar zaten piyasaya sürülmüş olur" diyor.

Görüldüğü gibi iktidardakiler fındık üreticisine sırtlarını dönme şansı olmadığını anladılar.

Bir de doğru yerden bilgi almayı öğrenirlerse sağlıklı sonuca ulaşabilirler. Lakin onun için kimin kendi çıkarı için konuştuğunu, kimin genel çıkarları koruduğunu anlayacak kadar sabırlı ve dikkatli olmaları gerekiyor.
Oktay EKŞİ / Hürriyet


Forum saati Türkiye saatine göredir. GMT +2. Şu an saat: 18:38.
(Türkiye için GMT +2 seçilmelidir.)

Forum vBulletin Version 3.8.5 Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0
agaclar.net © 2004 - 2025