agaclar.net

Geri Dön   agaclar.net > Doğaya ve Yaşamınıza Sahip Çıkın > Doğa, Çevre, Ekoloji, Gıda Hukuk ve Politikaları
(https)




Beğeni Düzeni2Beğeniler

Cevapla
 
Bookmark and Share Dış Bağlantılar Konu Araçları Mod Seç
Eski 05-10-2007, 15:50   #1
Yeni Üye
 
Giriş Tarihi: 14-09-2007
Şehir: izmir/bornova
Mesajlar: 3
Kaz Dağları / Madencilerin orman talanı

sevgili üyeler
Dün gece fox tv'de kaz dağlarında altın arama için sontaj yaparken katledilen 200-300 yıllık ağaçları gördüm ve dehşete düştüm .Çünkü ida dağının güzelliklerini biliyorum.Habere göre bunu yapan global isimli bir maden arama firmasıymış.Sizlerden rica ediyorum.Bu doğa düşmanlarına tepkilerimizi hep beraber gösterelim.Bunun devamında izin alırlarsa bergama da yapılanlar yapılacak ve siyanür ormanı kaplıyacak büyük ihtimallede kazdıkları topraklarıda ağaçların üstlerine atacaklar dolayısıyla ne ağaç kalacak nede bitki. tabii bu arada oluşacak diğer zararlar konusunda sizin katkılarınızı bekliyorum.

güngör polat Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 05-10-2007, 17:24   #2
Ağaçsever
 
ilahi morluk's Avatar
 
Giriş Tarihi: 09-08-2007
Şehir: istanbul/ısparta
Mesajlar: 68
Kaz Dağları Milli Park sınırları içinde diye biliyorum. Bunu yapanlar ve izin verenler mutlaka hesap vermeli.

ilahi morluk Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 16-10-2007, 17:12   #3
Ağaç Dostu
 
limon's Avatar
 
Giriş Tarihi: 14-03-2007
Şehir: istanbul
Mesajlar: 6,265
Galeri: 637
Oksijen Deposu Kaz Dağları'nda Siyanür Kabusu

Oksijen ve yeşil cenneti Kaz Dağları'nda 11 şirket 37 ayrı noktada altın arıyor. Halk madencileri istemiyor. 100 bin ton siyanür havaya karışacak.

Kendi ülkelerinde siyanürle altın çıkarması yasak olan firmalar "Maden bulduk" diye ruhsat alırlarsa, bölgede 300-400 bin ton siyanür kullanılacak. 100 bin ton siyanür havaya karışacak. Yörede buna karşı çevre hareketi hız kazanıyor.

HAVA: Kullanılacak 400 bin ton siyanürün 100 bin tonu havaya karışacak
TOPRAK: Bitki örtüsü ve tarım en büyük darbeyi yiyecek
SU: Sondaj çalışması sırasında bile içme suları bulanmaya başladı
DENİZ: Dere ve kaynakların aktığı deniz bu kirlilikten nasibini alacak

Çanakkale ve Balıkesir arasında dünyada oksijenin en bol üç yerinden biri olarak bilinen Kaz Dağları'nda altın ve diğer değerli metalleri çıkarmak için ruhsat isteyen 11 firma, doğa harikası bölgeyi tehdit ediyor. Homeros'un İlyada adlı eserinde İda (Kaz) Dağı diye bahsettiği bölge; havası, suyu, toprağı ve deniziyle geçmişi MÖ 2000'li yıllara kadar dayanıyor. Truva Savaşları'na tanıklık eden, efsanelere konuk olan Kaz Dağları'nın eteklerinde ise Türkiye'nin en bereketli meyvesi ve sebzesi yetişiyor. Yüksek Jeoloji Mühendisi Tahir Öngür'e göre, Çanakkale, Etili, Bayramiç, Ezine, Ayvacık ve Küçükkuyu bölgelerinde çalışacak olan bu madenler, ömürleri boyunca toplam 300-400 bin ton arası siyanür kullanacak. Öngür, bu rakamın yaklaşık yüzde 30'unun yani 100 bin ton siyanürün havaya karışacağını söylüyor. Ayrıca bu madenler çalıştığı süre boyunca 1 trilyon ton kadar kayayı kazacak ve bütün Çanakkale ve ilçeleri kadar su tüketecek.

Şimdiden kara delikler oluşmaya başlamış bile:
Name:  80504.jpg
Views: 3616
Size:  14.8 KB
Sabah Gazetesi

limon Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 16-10-2007, 17:14   #4
Ağaç Dostu
 
limon's Avatar
 
Giriş Tarihi: 14-03-2007
Şehir: istanbul
Mesajlar: 6,265
Galeri: 637
"Ne olacak ülkemizin hali?" demekten başka bir şey gelmiyor içimden...

limon Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 16-10-2007, 18:05   #5
agaclar.net
 
malina's Avatar
 
Giriş Tarihi: 03-04-2004
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 37,245
Galeri: 88
Bu kanunla Kaz Dağları kurtulamaz

16 Ekim 2007Çilem KAYA / ANKARA



Eski Çevre ve Orman Bakanı Osman Pepe, çevrecilerin büyük tepki gösterdiği Kaz Dağları’ndaki altın arama çalışmalarına ilişkin, kendi bakanlığı döneminde çıkan maden arama kanununun acilen değiştirilmesi gerektiğini savundu.

Kaz Dağları’nda yapılan altın arama çalışmaları çevrecilerin tepkisine neden olurken, eski Çevre ve Orman Bakanı Osman Pepe, şunları söyledi:

"Bu kanunla Türkiye’de doğayı tabiatı korumak mümkün değil. Anasına kızan evden çıkıp taş ocağı ruhsatı alıp şehrin ormanın en güzel yerinde arama yapıyor. Ben bu konuyu daha önce bakanlar kurulunda sayın Başbakan’a da iletmiştim. Kendi bakanlığım döneminde 150-200’e yakın taş ocağı ruhsatını beklettim. Bu kanunla yola devam edilirse arama yapan işletmeler mantar gibi biter. İş çığırından çıkmadan bu kanun değiştirilmeli."

Kaynak

malina Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 16-10-2007, 20:20   #6
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 30-07-2007
Şehir: yalova
Mesajlar: 479
Koltuğunu kaptırmamak için susan bu kişi, koltuğu kaptırınca kolayını bulup akıl veriyor. Araba devrildikten sonra yol gösteren çok olur misali.

Bir hafta önce ulusal kanalda, ağlayarak soruları cevaplandıran yaşlı bir köylü; " Ben ağaç dikmekten başka bir şey bilmemki, onların yanına giderim okşarım susadınmı yavrum derim" dedi ve hıçkırıklara boğuldu, yüzünü çevirdi ve "ben onlara şimdi ne derim" diyerek, başkalarını bilmem ama benide ağlattı.

Peşkeş çekilmedik ne kaldı acaba, takip etmekte zorlanıyor insan saygılarımla.

Mucip Gürbüz Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 17-10-2007, 18:45   #7
Ağaç Dostu
 
Sevelim's Avatar
 
Giriş Tarihi: 16-04-2005
Şehir: Egede şirin ve küçük bir sahil kasabası
Mesajlar: 935
Galeri: 147
Tarihini hatırlayamadım, Küçükkuyu'da bir otelde yapılan panele katıldım arkadaşlarımla. O günlerde pek kimsenin haberi yoktu. Birkaç gündür ulusal kanallarda görüyorum haberi. Herkes karşı çıkıyor ama kimsenin gücü yetmeyecekmiş gibi geliyor bana. Onlara arama izni veren kim ise git kendi ülkende ara altınını diyemiyor. Herkes rant peşinde.

Körfezdeki tüm tatil beldelerinin sonu gelecek bu altın arama işiyle. O güzelim sular da zehirlenecek sayelerinde.

Sevelim Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 17-10-2007, 22:24   #8
Yeni Üye
 
egzotik's Avatar
 
Giriş Tarihi: 12-09-2007
Şehir: kırklareli
Mesajlar: 5
Doğamız ölmesin.

Herkese selamlar. Dünyada sayılı yerlerden, iğne ada Subasan Ormanları'mız tehlike altında. İstanbul'a ancak 20 günlük su verebilmek için aynı zamanda koruma altında olan, bu doğa harikamız elden gitmek üzere. Peki Kaz Dağları'mıza ne demeli. Basını takip etmiyormuyuz? HERKESİ DUYARLI OLMAYA ÇAĞIRIYORUM. Doğa severlik sözde değil özde olmalı bir güç olamazmıyız.

egzotik Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 18-10-2007, 00:01   #9
Ağaç Dostu
 
limon's Avatar
 
Giriş Tarihi: 14-03-2007
Şehir: istanbul
Mesajlar: 6,265
Galeri: 637
Bugün haberlerde ne bakanı olduğunu ve adını da bilmediğim bir bakan (ama görmeyen), asabi bir şekilde tepki gösterenlere gözdağı veriyordu. Kim ne derse desin bu iş yapılacakmış. Sadece yol açmak için ağaçlar kesilmiş, yabancı şirketler kesilen ağaçların bulunduğu her dekar için bilmem kaç para ödüyorlarmış.

Ülkem bu kadar mı aç kaldı????

O Sayın Bakan, parasız kalınca elbiselerini en çok para verene satıp, çıplak gezebiliyor mu?

Ülkemin o güzelim yeşil elbiselerini satıp, çıplak bırakınca, gece başını yastığına koyup uyuyabiliyor mu?


Düzenleyen limon : 18-10-2007 saat 13:07
limon Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 18-10-2007, 00:19   #10
Ağaç Dostu
 
Ophrys's Avatar
 
Giriş Tarihi: 21-10-2006
Şehir: HATAY-İZMİR
Mesajlar: 2,272
Galeri: 25
Uyurlar sevgili limon.
Kendi çıkarları uğruna birçok hayvanı yuvasız, yüzlerce ağacı topraksız bırakıyorlar.
Bunlar da insan ya, insan olmak ne utanç veriyor bana anlatamam.

Ophrys Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 18-10-2007, 16:03   #11
Ağaç Dostu
 
Sevelim's Avatar
 
Giriş Tarihi: 16-04-2005
Şehir: Egede şirin ve küçük bir sahil kasabası
Mesajlar: 935
Galeri: 147
Büyük şehirler su sıkıntısı içinde. Burada ise suya para ödemiyoruz. Su öylesine bol ve temiz ki. Suyu böylesine bol olan bir yerin suyunu zehirleyecekler. Yemyeşil İda Dağını talan edecekler. Ekolojik dengeyi bozacaklar. Biz körfezde oturanlar ne yapmamız gerekiyorsa yapıyoruz ve yapacağız da. Gücümüz yeter mi işte onu bilemiyorum.

Sevelim Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 18-10-2007, 17:24   #12
Ağaç Dostu
 
celalsungur's Avatar
 
Giriş Tarihi: 29-08-2007
Şehir: İZMİR
Mesajlar: 1,632
Galeri: 93
Yeraltı zenginliklerinin çıkarılması konusuna ben olumlu bakıyordum ama çıkan değerin sadece %2 sini vergi olarak devlet alıyormuş, gerisi yurt dışına gidiyormuş. Hakikaten böyle bir ticareti Kaz dağlarına adını veren hayvanlar bile kabul etmez.

celalsungur Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 23-10-2007, 21:37   #13
Ağaç Dostu
 
limon's Avatar
 
Giriş Tarihi: 14-03-2007
Şehir: istanbul
Mesajlar: 6,265
Galeri: 637
Neyse ki yöre halkının uğraşları sayesinde basın konuya oldukça fazla değiniyor. İnşallah bıkıp ta peşini bırakmazlar.

limon Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 23-10-2007, 23:52   #14
Ağaç Dostu
 
Sevelim's Avatar
 
Giriş Tarihi: 16-04-2005
Şehir: Egede şirin ve küçük bir sahil kasabası
Mesajlar: 935
Galeri: 147
Bana gelen e-postayı sizlerle paylaşmak istedim. Belki de aramızda bu gruba dahil olmak isteyen arkadaşlar vardır.

Alıntı:
Bu mesaj, "Kazdağı'nı Koruma Girişimi Grubu" nun 6 Ekimde düzenlediği panelde adreslerini bırakan katılımcılara, e-posta grubuna ve iletişim ağına davet için gönderilmektedir. Grup tanıtım yazımız aşağıda ve ektedir.

Siz de gruba katılmak ve kazdağı gönüllüsü olmak istiyorsanız aşağıdaki formu doldurup bu mesaja yanıt yazınız.

Bu mesajı gruba katılmak isteyen başka kişilere de iletebilirsiniz.

Zaten gruba üyeyseniz ve/veya bu daveti tekrar aldıysanız bu mesajı dikkate almayınız.

İlginize teşekkür ederiz.

Kazdağı'nı Koruma Girişimi Grubu

------------------------------------------------

Ben de Kazdağı Grubu haberleşme ve iletişim ağına dahil olmak istiyorum.

İletişim bilgilerim aşağıdadır:

Adı Soyadı:

E-posta:

Mesleği:

Ev Tel:

İş Tel:

Cep Tel:

Adres:

Varsa üyesi olduğunuz Kurum ve kuruluşlar:

------------------------------------------------

KAZDAĞI'NI KORUMA GİRİŞİMİ GRUBU


BİZ KİMİZ?:
Kazdağı'nın yakınında ve yanında olmayı tercih etmiş, çıkar gözetmeksizin Kazdağı'nın her yönüyle korunmasını, gelişmesini isteyen gönüllüleriz..


NASIL BİRARAYA GELDİK?:
Gönüllülük temelinde… Bir çekirdek etrafından giderek gelişerek… Mektuplar yoluyla…

Bazen birbirimizi yüz yüze tanımadan …

Buluştuk.


İLKELERİMİZ

• Gönüllülük esastır.

• Ülkemiz, yöremiz ve dünya çıkarları için çalışırız.

• Bilgi paylaşımı ve tartışmaları açık olarak yaparız.

• BİZE değer veririz, BEN diyenlere itibar etmeyiz.

• Koruduğumuz değerlerin yanında oluruz.

• Fikirlerimiz çatışırken kendimizin çatışmasına izin vermeyiz.


AMACIMIZ NEDİR ?

KAZDAĞI'nı

• Toprağı, suyu, havasıyla…

• Zeytini ve diğer tüm tarım ürünleriyle…

• Ormanı, hayvanı, bitkisi, börtü böceğiyle

• Kültürü, geleneği ve göreneğiyle

• Halı, kilim ve diğer el sanatlarıyla…..

• Özellikle de farklılıklarını, çeşitliliklerini, bilgeliklerini, yüzyıllardır titizlikle koruyup birlikte yaşamanın güzelliğini bize öğreten bilge İNSANI ile ..

korunması ve gelişmesine katkıda bulunmak.

Bu amaçla Kazdağı'nda maden arama-işletme konusunda yapacaklarımız:

• Kazdağı bilgi bankası oluşturmak,

• Ruhsat iptalleri ve başvuruların takibini yapmak,

• Hukuki mücadeleye destek vermek,

• Anayasa mahkemesi sürecine müdahil olmak,

• Maden yasasının iptali için çalışmaktır.


NASIL ÇALIŞTIK ?
Kazdağına adanarak… Elimizden gelenin en fazlasını yaparak… Zamanımızın çoğunu vererek… Hatta eski mesleklerimize dönerek çalıştık.

Bilgilerin Doğru Yayılması için, tüm bilgileri

— isteyen herkesle…

— açık ve tarafsız şekilde…

— kaynağını belirterek…

— Yüzyüze görüşerek, telefonlarla ve internet ortamında paylaştık.


BUGÜNE KADAR NELER YAPTIK?
— Köylerde bilgilendirme toplantıları yaptık:

— Bahçedere, Boztepe, Kokulutaş, Adatepebaşı, Arıklı..

— 04 Ekim 2007'de Bergama'da Koza Madencilik A.Ş.'nin kapasite artırımı talebi ile ilgili olarak Çevre Etki Değerlendirme (ÇED) Raporu bilgilendirme toplantısına katıldık.

— 06 Ekim 2007 tarihinde panel hazırladık:

— Halk ve yerel yönetimlerin desteği, kurumlar, odalar, temsilciler ve STK'ların katkısıyla, afişlerle, heyetler kurarak, ziyaretlerle,telefonlar ve e-postalar aracılığıyla duyurduk…

— Panele 1000'in üzerinde kurumsal ve bireysel katılımı ve Küçükkuyu ve Körfez Bölgesinin konuya duyarlılığını sağladık.

— Panel'den çıkan sonuç bildirgesini basına ve kamuoyuna duyurduk.

— Çanakkale Çevre Platformu ve Marmara Çevre Platformu imza kampanyasına destek verdik.

— Küçükkuyu'da Pazar yerinde masa açıp duyuru-el ilanı dağıttık ve 2000 imza topladık. Bayram sabahı Edremit'ten Ayvacık'a kadar çoğu camilerde duyuru dağıttık.

— Çanakkele, Küçükkuyu, Altonoluk'da her yeri afiş ve pankartlarla donattık.

— Kazdağını Koruma Girişimi Grubu İrtibat Bürosu'nu açtık.

— Kazdağı'nda Maden arama-işleme ve Maden Yasası ile ilgili tutum ve bakışımızı yazılı ve görsel basına ilettik ve basının yoğun ilgisini sağladık. Basına bilgi, demeç ve röpörtajlar verdik.

— Yöre milletvekillerinin konuya duyarlılığını sağladık, kendilerini bilgilendirdik ve bazılarının Meclis'te soru önergeleri vermelerini ve Bölgeyi ziyaretlerini sağladık.

— Enerji Bakanı'nın Kazdağı'nda Maden arma-işletme ruhsatlarının geçici olarak durdurmasını ve Bölgeye inceleme heyeti göndermesini sağladık.

— Çevre ve Orman Bakanı'nın Bölgeye inceleme heyeti göndermesini sağladık.

— Eski Çevre ve Orman Bakanı ve yeni Bakanın "Maden Yasasında bizim de beğenmediğimiz hükümler var, yeniden ele alınmalıdır" demelerini sağladık.

— Başta Edremit Körfezi ve Çanakkale Bölgesi olmak üzere, Türkiye çapında, Kazdağı ve Maden Yasası konusunda duyarlılık sağlamaya ve bir şeyler yapmak isteyenleri buluşturmaya başladık.

— 20-21 Ekim'de "Toplumsal Hareketler Platformu" toplantısına katıldık.

— 27 Ekim'de, Çanakkale'de, Enerji Bakanı'nın katılacağı Maden Paneline karşılık Çanakkale Çevre Platformunca düzenlenen Kitlesel Basın Açıklamasına katılmaya karar verdik.

— Önümüzdeki günlerde Kamuoyunun dikkatini Maden Yasasına çekmek için "Maden Yasasına Hayır-Altın'cı Filo Defol" mitingi hazırlamaya karar verdik.


BU SÜREÇTE BİZCE OLMAZSA OLMAZLAR:
— Belediyeler, Muhtarlıklar,

— Kamu kurum ve kuruluşları, birlik ve odalar,

— Bilim insanları, Üniversiteler, hukukçular,

Sevelim Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 24-10-2007, 00:01   #15
Ağaç Dostu
 
Sevelim's Avatar
 
Giriş Tarihi: 16-04-2005
Şehir: Egede şirin ve küçük bir sahil kasabası
Mesajlar: 935
Galeri: 147
Gruba dahil olmak isteyenlere e-posta adresini yazmayı unutmuşum.

kazdaginikoruma@gmail.com

Sevelim Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 24-10-2007, 13:28   #16
Ağaçsever
 
ilahi morluk's Avatar
 
Giriş Tarihi: 09-08-2007
Şehir: istanbul/ısparta
Mesajlar: 68
Tepkiler çığ gibi büyüyor. Yazar Nihat Genç Skytürk televizyonunda Kaz Dağlarında yaşanan bu afet hakkında sert konuştu.

http://www.youtube.com/watch?v=-yLQ7dUqkjA

ilahi morluk Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 25-10-2007, 11:30   #17
agaclar.net
 
malina's Avatar
 
Giriş Tarihi: 03-04-2004
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 37,245
Galeri: 88
Alıntı:
Türkiye’de son günlerde gazetelerde okudunuz, Kaz Dağları yabancı maden şirketleri tarafından yok ediliyor. Aynen daha önce Latin Amerika'nın damarlarının kesilmesi gibi. Değerli dostlar, bugün sizlere Türkiye'nin 2001 sonrası içine düştüğü durumu ve özellikle son dönemi çok iyi anlattığını düşündüğüm bir kitaptan bahsetmek istiyorum.

Kitabın adı "Latin Amerika'nın Kesik Damarları". Peki bu kitap neden bahsediyor ve en önemlisi Kaz Dağlar'ında maden çıkarma ile alakası ne?

İsimler ve yerler farklı olmakla birlikte özünde bizden bahsediyor. Yaşadığımız "her şeyi sat" sürecine ekonomik büyüme, küreselleşme, Avrupa ile entegrasyon diyenlerin Latin Amerika'nın geçmişinden ders almak amacıyla bu kitabı mutlaka okumaları gerekli.

Bazı ülkeler kaybediyor


Değerli dostlar, kitap, "bugünlerin bizlerini" anlatan çok net bir cümle ile başlıyor: "Aptallığa oldukça benzeyen bir suskunluk içindeydik". Evet, aynen bugün Türkiye'de yaşayan her kesimden milyonların, yani bizlerin olduğu gibi.
Kitabın detaylarına gelince. Alıntıları aynen aktarıyorum:

* Uluslararası işbölümü sonucu bazı ülkeler kazanırken, bazıları da kaybediyor. Bizim bugün Latin Amerika diye adlandırılan toprağımız, kendini kaybetmeye adamış durumda. Rönesans Avrupalılarının, dişlerini boğazımıza geçirmek üzere okyanusa atladıkları uzak çağlardan beri bu böyle. Fetih ganimetleri, altınla örülü vadiler, gümüşle kaplı dağlar karşısında hayal gücünün şaşkınlığa düştüğü o eski yerler değil artık buraları. Ama bölge hizmetçi konumunu koruyor. Yabancı gereksinimlerin hizmetinde olmaya, dışarısı için tükenmez petrol ve demir, bakır ve et, meyve ve kahve, hammadde ve zahire kaynağı olmaya devam ediyor. Zengin ülkeler bütün bunları tüketirken, Latin Amerika'nın bütün bunları tüketirken kazandığından daha fazla kazanıyorlar (bu cümleye lütfen dikkat!).

Sermayenin egemenliği



* Latin Amerika'nın yabancı sermaye gruplarına tanıdığı imtiyazları mutlaka duymuşsunuzdur. Ama ABD'nin başka ülkelere tanıdığı imtiyazları asla duymazsınız. Başkan Wilson şöyle diyordu: Bir ülke oraya yerleşen sermayenin kesin egemenliği altına girer.

* Kesik damarların kıtasıdır Latin Amerika. Keşfedildiği günden beri burada her şey, önce Avrupa daha sonra da Kuzey Amerika sermayesine dönüşmüş ve o uzaktaki iktidar merkezlerinde öylece birikmiştir. Her şey, bütün her şey: Toprak ve tüm ürünleri, zengin madenler ile dolu yeraltı, insanlar, insanlarımızın tüketim ve üretim güçleri, tüm doğal ve insani kaynaklar.

* Sistem, yabancı patronlar bakımından ve tabii ruhunu Faust'un yüzünü kızartacak kadar düşük bir fiyata şeytana satmış olan yerli komisyoncular tarafından son derece akla uygun bir yapıdır. Ama onlar dışında kalan herkes açısından öylesine akıldışıdır ki, geliştikçe tüm dengesizlikleri, gerilimleri ve çelişkileri de gelişip sivrilmektedir. Bağımlı ve gecikmeli olan düzeniyle, eşitsiz toplum yapısı içinde süregiden sanayileşme, işsizliğin çözümüne yardımcı olacağı yerde daha da yaygınlaşmasına yol açmaktadır. Yoksulluk artmakta, zenginlik belli noktalara yoğunlaşmaktadır.

Damarlarımız kesiliyor



Sonuç: Kitapta Latin Amerika ülkelerinin bankacılık, petrol, tarım, madencilik gibi ana damarlarını, hatta içme suyu şebekelerini ele geçiren ailelere, şirketlere dair detaylı örnekler bulacak ve her okuduğunuz satırda "Türkiye'de de böyle oldu ve oluyor" diyeceksiniz.

Son söz: Yaşadığımız "vahşi kapitalizm-küreselleşme-AB'lileşme" süreci Türkiye'yi finansal döngü içinde, kısa vadede sıcak para girişi ile büyüyor gibi gösterse bile, detaya bakınca durum çok açık: Türkiye'nin de damarları kesiliyor. Yerine yeni damarlar bağlanıyor ama bazılarının da anlayamadığı gibi o damarlar bizim değil.

Not: Kaz Dağları'nda yürütülen maden çıkarma adı altında bölgenin doğasının bu ülkenin halkı hiçe sayılarak yok edilmesi aynen Latin Amerika’da yaşananlar ile birebir örtüşüyor. Bu teslimiyet sürecinin bir sonucu Kaz Dağları operasyonu.
Yiğit Bulut / Referans

malina Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 31-10-2007, 22:24   #18
.:: FaTiH ::..
 
eNigMa1's Avatar
 
Giriş Tarihi: 16-02-2007
Şehir: Ankara
Mesajlar: 4
ArkadaşLar bir durun hele...

Hemen adamLarı vatan haini iLan Ettiniz...

Hiç oLayı başka TarafLardan YorumLamayı akıL edebiLdinizmi...

Bir zamanLar unuttunuzmu Bergama köyLüLeri vardı... eLLem ettiLer kuLLem ettiLer bergamada fabrika açıLmasını önLedirLer... Aradan biraz zaman geçtikten sonra ne oLdu...
ArkaLarından Propaganda AmaçLı aLmanLar Çıktı...

Biraz Gözümüzü açaLım ne oLur... Şimdide Aynı oyun oynanmakta... Kazdağında adım başı her yere sonda vuruLmuyor !
+
Siyanür Oranı Avrupa araştırmaLarında minimum %12 iken Türkiyede Bu %0,2 oranLarında...

BibirLeri Türkiyenin YeraLtı kaynakLArının Alalade ortaya çıkmasından rahatsız...

oLtaya yem oLmayaLım...

eNigMa1 Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 21-08-2009, 19:18   #19
Ağaçsever
 
Giriş Tarihi: 02-11-2008
Şehir: Ankara
Mesajlar: 57
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi eNigMa1 Mesajı Göster
ArkadaşLar bir durun hele...

Hemen adamLarı vatan haini iLan Ettiniz...

Hiç oLayı başka TarafLardan YorumLamayı akıL edebiLdinizmi...

Bir zamanLar unuttunuzmu Bergama köyLüLeri vardı... eLLem ettiLer kuLLem ettiLer bergamada fabrika açıLmasını önLedirLer... Aradan biraz zaman geçtikten sonra ne oLdu...
ArkaLarından Propaganda AmaçLı aLmanLar Çıktı...

Biraz Gözümüzü açaLım ne oLur... Şimdide Aynı oyun oynanmakta... Kazdağında adım başı her yere sonda vuruLmuyor !
+
Siyanür Oranı Avrupa araştırmaLarında minimum %12 iken Türkiyede Bu %0,2 oranLarında...

BibirLeri Türkiyenin YeraLtı kaynakLArının Alalade ortaya çıkmasından rahatsız...

oLtaya yem oLmayaLım...
Ormanlar Altından Daha Değerlidir...!!!
Helede o Ormanları ülkemiz sınırı içerisinde düşünürsek çok daha değerlidir.

Katsuz Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 03-10-2009, 18:42   #20
Ağaç Dostu
 
Oğuz Karsan's Avatar
 
Giriş Tarihi: 04-12-2006
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 1,085
Galeri: 181
Merhaba.

Kazdağı veya bir başka yer, önemli olan Vatanımıza, toprağımıza, yeraltı ve yerüstü zenginliğimize, Ağacımıza, Ormanımıza sahip çıkabilmek.

Bir sürü oyun oynanıyor ve aklımızı karıştırıyorlar. çevreci oluyorlar, insancıl görünüyorlar, aksi söylenemeyecek doğa dostu mesajlar veriyorlar ve malı götürüyorlar.

Kazdağının kuzeyini, güneyini, batısını ve doğusunu karış karış gezdim. Heryer talan ediliyor. Ama talan eden çok uluslu firmalar, tröstler değil. Kendi insanımız yapıyor. Mesela en fazla rant nerede var? Bodrum, Marmaris, Göcek, Kuşadası, Foça, Antalya, Trabzon ve Rize yaylaları. Bu saydıklarıma daha binlerce yer ekleyebilirsiniz.

Rant getireceği tahmin edilen yerin belediye başkanları yabancı mı? Hayır. Peki bu Altıncıları hedef alanlar madem Ağacı, Ormanı çok seviyorlar neden kendi beldelerinde Ağaçların kesilip Villaya dönüşmesine izin veriyorlar? biri bana bunun cevabını verebilir mi? Bodrumu Marmarisi ve diğer yerleri Altıncılar veya madenciler mi Ağaçları kesip villa doldurdu?

Madem Ağaçlar ve Ormanları çok seviyorlar, diğer faliyetler ile Ağaç ve Orman katliamına neden sessizler? Çünkü kampanya hazırlanırken diğer ihtimaller hesaplanmamıştır.

Ben de ilk tepki gösteren ve dernekleşenlerdenim. Bir süre sonrs köylümüze altın kullanmamaları yönünde çağırı yapmamızı teklif edince birkaç saniye içinde diğer üyelerden tepki aldım. Çünkü kuyumcuları darıltmamak lazımdı. Halbuki talep olmayan şeyin değeri düşmezmiydi? Talep olmayınca çıkarılan altın ne işe yarardı? Çıkarma maliyetini kurtarmazdı.

Ama öyle olmadı. Altın satılmasına karışmayalım ki Almanya bize daha çok altın satabilsin. Amacın dışına çıkılmamalıydı. Biz slogan ararken bir gece içinde nereden geldiği belli olmayan pankartlar Bayramiç dahil, Çanakkalenin her yerini doldurdu. Gizli bir elden tekrar komut alınca da birden durdu.

Birşeyler döndüğünü ilk toplantıya katılan insanların profilinden çıkardım. Kendi beldelerinde çok kıymetli Zeytin Ağaçlarını kesip villa yapanlara acımasızca inşaat ruhsatı veren birkaç kişiyi orada görünce bir gariplik olduğunu, Ağacın ve çevrenin bu insanlar tarafından savunulmasının mümkün olmadığını anlamıştım.

Altınolukta ilk 4 katlı villayı yapanlar da oradaydı. Zeytinliklerin kesilmesine neden olacak imara açma olayının da kahramanları oradaydı. Körfeze gidenler mutlaka Akçay'ın, Güre'nin, Ayvalı'ğın, Altınolu'ğun ne biçim bir imar felaketine uğradığını görmüşlerdir.

Şimdi tekrar soruyorum Ağaçlar hala umurlarında mı? Eğer umurlarında ise neden hala Zeytinlikleri imara açıyorlar. İsteyen Altınolukta hangi villaların yerinde ne kadar Ağaç vardı araştırsınlar. Sadece Altınolukta değil, Yeşilyurt(Çetmi)köyünün üstlerinde villalar dolmadan, oteller yapılmadan önce neler varmış?

Şimdi ise Ağaçları keserek otel inşa edenlerin hepsi çevreci olmuşlar. Nerede hangi villa sahibine giderseniz çevreci olmuş. Bütün inşaat ruhsatlarını verip Ağaçları kestiren Belediye başkanları da.

Ağaç, Altın bahane, Talan şahane. . .

Saygılar

su teresi beğendi.
Oğuz Karsan Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 01-11-2007, 10:10   #21
agaclar.net
 
malina's Avatar
 
Giriş Tarihi: 03-04-2004
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 37,245
Galeri: 88
Yazınızı sadece cümle başları büyük harf olacak biçimde düzeltmezseniz, sileceğim.

Düzelteceğinizi varsayarak soruyorum:

Alıntı:
Birileri Türkiye'nin yeraltı kaynaklarının ortaya çıkmasından rahatsız...
Ortalıkta böyle kaka dedikodular dolaşıyor, ne diyorsunuz?

Alıntı:
Bu madencilik işinden devletin ‘maddi çıkarı’ da sadece kâr miktarı üzerinden yüzde 2. Üstelik kâr da şirketin beyanına göre belirlenecek. Bu miktar, altının ‘zenginleştirme işleminin’ ülkemizde yapılması halinde yüzde 1’e düşürülecek. Buna karşılık, ‘Maden Kanunu’ ve teşvikler kapsamında bu tür işletmelere 5 yıl vergi muafiyeti, elektrikte yüzde 50 indirim, çalışanların sigorta primlerinin yüzde 50’sine muafiyet hakkı veriliyor. T.C.’ye kalması beklenen işletmenin kârından yüzde 1’lik paydan daha fazlası da maden şirketine, devletçe geri ödeniyor.

malina Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 06-11-2007, 15:08   #22
Ağaç Dostu
 
erdek's Avatar
 
Giriş Tarihi: 11-06-2007
Şehir: Bandırma
Mesajlar: 150
Kaz dağlarında ağaç ve doğa katliamı

Kaz dağlarında maden şirketlerinin yapmış oldukları ağaç, doğa ve su katliamlarına dur diyelim

erdek Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 07-11-2007, 13:13   #23
Ağaç Dostu
 
eskimo's Avatar
 
Giriş Tarihi: 03-06-2005
Şehir: Didim
Mesajlar: 741
Galeri: 24
Alıntı:
KAZ DAĞLARI'NDA ALTIN MADENİ BULUNDU!..

Kaz Dağı eteklerindeki Kısacık köyü yakınlarında önemli bir altın rezervi tespit edildiği bildirildi.
08 Kasım 2006 Çarşamba 16:45



Çanakkale'nin Ayvacık ilçesine bağlı Kaz Dağı eteklerindeki Kısacık köyü yakınlarında, MTA tarafından 8 yıldır yürütülen çalışmalar kapsamında önemli bir altın rezervi tespit edildiği bildirildi.
MTA Kuzeybatı Anadolu Bölge Müdürü Vekili Ramazan Konakbay, yaptığı açıklamada, Ayvacık'a bağlı iki bölgede 8 yıldır altın arama çalışmalarının yürütüldüğünü, bu çalışamlar kapsamında Kısacık köyü yakınlarında önemli bir rezerve rastladıklarını söyledi..........
http://www.agaclar.net/forum/showthr...?t=1799&page=3
Bir yıl önce bu haberi ağaçlar net'e taşımışım.
formun devamın da
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ), Balıkesir Üniversitesi, Çanakkale Belediyesi, TÜBİTAK ve ÇABİSAK tarafından 22-25 Nisan tarihlerinde düzenlenen, "Kaz Dağları 2. Ulusal Sempozyumu"nun sonuç bildirgesi açıklanmış.

Bir yıldır yöre halkı ve duyarlı kurumlar kendi başlarına yapayalnız mücadele ettiler.
Ulusal basında Cumhuriyet gazetesi ve özellikle Cumhuriyet yazarı
Hikmet Çetinkaya dışında bir tek haber,bir tek kelime okumadım.
Bu gün okuyup gördüklerimiz ise; iş işten geçince,Kaz Dağı delik deşik edilmeye başlanınca ''haber yapmamış olmak'' için görün benilikten başka bir şey değil.

Yukarıdaki habere göre
Devlet birimi MTA 8 yıldır o yörede altın bulmak için çalışma yapıyormuş.
Devlet altın avcıları adına yıllardır çalışıyormuş....
Yine hükümet sözcüleri,ilgilileri şirketleri babasının oğlu gibi koruyor,
Hükümet adına zeytincilikten kimse bahsetmiyor.
Basında kısa bir haber geçiyor,
sayın Unakıtan,zeytin ithalatı için yasa çıkarma hazırlığındaymış.
2005 yılında bu yasayı çıkarmak istediğinde Tariş şiddetle karşı çıkınca geri çekmek zorunda kalmış...
Kaz Dağları ve Türkiye zeytinleri gözden çıkarılmış-çıkartılmış...


Aşağıda Kaz Dağları'nın kıyılmak istenen ormanlarından bir kaç fertin fotoğrafı:

Eklenen Resimler
 
eskimo Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 07-11-2007, 13:37   #24
Ağaç Dostu
 
eskimo's Avatar
 
Giriş Tarihi: 03-06-2005
Şehir: Didim
Mesajlar: 741
Galeri: 24
Çevreciler Güçleniyor
Kaz Dağları ve Artvin Cerattepe yörelerinde yapılan altın arama çalışmalarına karşı bölge halkının gösterdiği mücadele ve tepkiye,Doğu Akdeniz'deki çevre dernekelrinden(DAÇE)
destek geldi.Marmara Çever Platformu'nun (MARÇEP) Çanekkale'de düzenlediği 28.bölge toplantısının sonuç bildirgesinde de ''artık sözün bittiği'' vurgulanarak Kaz Dağları'yla ilgili
eylem sürecinin başlayacağı bildirildi.
DAÇE Ortak Sekreteri Oktay Demirkan,''Tüm yerküreyi arsa,tüm ağaçları kereste,Kuzey Ege'nin oksijen ve su kayanağı güzelim Kaz Dağı'nı maden ocağı olarak gören çokuluslu altın şirketleri ve yerli işbirlikçilerini şiddetle kınıyoruz'' dedi.
Demirkan,Kaz Dağı'nda altın çıkarılırsa 1 trilyon ton toprağın işleneceğini ve 400 bin ton siyanürün kullanılacağını ,2 milyon 580 bin dönüm ormanla 10 milyon zeytin ağacının etkileneceğini,su kaynaklarının azalıp kirleneceğini,orman köylülerinin geçim kaynağı azalıp göçe zorlanacağını;20 bin zeytin üreticisi,80 bin zeytin işçisi ile 30 bin ailenin etkileneceğini ve ürünlerini satamayacağı gibi,bölgeye de turist gelmeyeceğini vurguladı......
Çok kısa bir zaman içinde Maden İşleri Genel Müdürlüğü'nden 560 altın madeni arama ruhsatı alındığını vurgulayan Demirkan bu alanların her birinin ortalama 100 km2 büyüklükte olduğunu söyledi. ''Çok basit bir hesapla 58 bin km2 toprağımız istimlak yetkisine sahip bir ruhsat çerçevesinde çok uluslu yabancı altın tekellerine bir anlamda terk edilmiş buluyor.Ülkemiz yüzölçümünün 780 bin km2 olduğu düşünülürse,en azı 10 yıllığına olmak üzere,rezerv devam ettikçe sınırsısz şekilde uzatmak üzere Türkiye topraklarının %7.5 lik bölümü bu şirketlerin insafına ter edilmiştir'' dedi........

6 Kasım 2007 Salı
Cumhuriyet Gazetesi

eskimo Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 14-11-2007, 22:53   #25
Ağaç Dostu
 
Oğuz Karsan's Avatar
 
Giriş Tarihi: 04-12-2006
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 1,085
Galeri: 181
Kazdağlari Için Acil S.o.s.

Merhaba,
Kazdağı 'nı kurtarabilirmiyiz bilemiyorum ama,hepinizi yardıma çağırıyorum.

Bu hafta oralardaydım,Altın aramak için sondaja başlayan firmalar heryeri delmiş ve işaretler koymuşlar.Aralık ta sondaja başlayacakları söyleniyor 36 yerde sondaj deliği açmışlar.Ben sadece Bayramiç,Hacıbekirler,Söğütgediği ve Muratlar bölgesindekileri gezebildim.Durum galiba ciddi.

Şimdilik Ba-çev adlı bir oluşum meydana getirdik.Bu hafta Çanakkalede de Marçev'in toplantıları olacak.Ama gördüklerim ve köylülerden duyduklarımdan sonra korkmaya başladım.Bu kadar çabuk harekete geçeceklerini ummuyordum.

Kirazlı bölgesinde iki adet hayvan sondaj çukurunda biriken suıyu içince ölmüşler deniliyor.Herkesin olumlu katkılarını bekliyoruz.Malum yine Bergamadaki Kanadalı firma yanında İngiliz yardımcıları da var..

Uzun ve zor bir savaş vermeye hazıtrlanıyoruz. Bayramiç den Çana giden yol üzerinde 20,Km de (Yanıklar Köyü girişi) ayrıca Orman İşletmesi bütün ağaçları kesiyor. kesilen ağaçlar 70-100 cm çapında büyük ağaçlar. Sorduğumda kesilme izninin Ankaradan verildiğini söylediler.

Sesimi bu sefer Tema da duyar ve Altınolukta yaşanan Zeytin katliamına benzer olaylar olmaz umarım.

Şimdilik acele bunları yazabildim.İstanbula döndüm ama haber aldıkça yazacağım.
Hepinize Selam ve Saygılar.

Oğuz Karsan Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 18-11-2007, 12:44   #26
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 30-07-2007
Şehir: yalova
Mesajlar: 479
Sevgili kardeşim,

Sesinizi, ben ve benim gibi yüreği yananlar duyuyor ama, imdat çığlıklarınızı TEMA'ya duyuramazsınız, çünkü onlar bu yasaları çıkartan politikacılara ve sistemden nemalananlara çırağan sarayında kokteyl vermekle meşguller. Onlar artık bu sistemin bir parçası, geçmiş olsun.

Bizi savaşlarla yıkamayanlar böyle yıkmaya çalışıyorlar ama yanılıyorlar bir ölüp bin dirileceğiz, pes etmek yok kimseden medet ummakta yok, büyük ATATÜRK; "Muhtaç olduğun kudret damarlarındaki asil kanda mevcuttur" diyerek başka bir güç aramaya gerek olmadığını işaret etmiştir.


Sizleri kutluyorum, bu uğurda yolumuz zorlu ve uzun, sonuna kadar destekliyor hepinizi selamlıyorum.

Mucip Gürbüz Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 18-11-2007, 12:55   #27
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 19-04-2007
Şehir: Ankara
Mesajlar: 1,457
Galeri: 225
Kazdağlarına Dokunmasınlar!

Evet Oğuz Bey, yöreden alacağınız haberleri merak ve endişeyle bekliyoruz...

Kazdağlarının ve çevre insanlarının yaşam huzurunun altın uğruna bırakın risk altına sokulması, rahatsız edilmeleri bile buradaki sondaj çalışmalarının durdurulması için tek başına yeterli bir neden olmalı.
Orada insan eliyle olup biten çevre felaketinin duyduklarımızın, gördüklerimizin çok ötesinde olduğu bir gerçek...
Kazdağlarında, körfez köylerinde (zeytin) kaç bin ağacın kesildiğini tam olarak bilen yok, ama binin üzerinde olduğu bir gerçek.. Kazdağları'nda sırf çıra çıkarmak için karnı deşilen çam ağaçlarına yanarken şimdi başımıza besbeteri çıktı..

Bu yaz İzmir'den gelirken Bergama Ayvalık kavşağına (yol ayırımına) geldiğimde karşıma koca bir kurşuni renginde tepe çıktı. Ortada insanı içini karartan bir şey vardı ama neydi? Önceleri anlayamadığımdan kendi kendime 'Ne iç karartıcı bir düzenleme yapmışlar' diye söylenmiştim. Meğer o devasa kurşuni tepe Bergama'nın altın ayırımından arta kalan topraklarıymış. Bergama'yı karış karış kazın o renkte toprağa rastlayamazsınız. Üzerinde tek bir ot bile yoktu. Bilseydim, yanaşır bir saksılık toprak alır, bir bitkinin yeşerip yeşermediğini test ederdim.

Yolunuz Balya'ya düştü mü bilmem. 80 yıl önce terk edilen siyanürlü kurşun madeni aradan geçen onca zamana karşın halen çevre ve canlı yaşamı üzerindeki olumsuz etkisini çıplak gözle görebilirsiniz. Kendinizi alacakaranlık kuşağındaymışcasına içiniz ürperir.... Hekimlerden ve ziraat mühendislerinden oluşan bir heyet 1925 yılında yaptıkları inceleme sonucunda, “bülbül ve kanaryanın bir günden fazla yaşayamayacağı yer”, diye nitelmişler Balya'yı. Denebilir ki o zaman teknoloji geriydi. İyi ya hadı bugün kü teknolijiyle eski haline koyun Balya'yı?.. İTÜ raporunda Onca yıl sonra bile Balya'da var olan atıkların çevre sulak alanları ve barajları olumsuz etkileyeceğini yazıyor...

Kazdağları bilime mi teslim edilecek, yoksa para gelsin de nasıl gelirse gelsin diyen kör bir siyasi anlayışa mı?
Doğrusu Kendi ülkelerinde (kanada'da, İngiltere'de) çalışmalarına izin verilmeyen altın şirketlerin kendi ülkemde altın aramaları kanıma dokunuyor. Bu yoksul halimle varolan mutluluğumu, bu yolla gelecek olan zenginliğe her zaman tercih ederim.

hassoman Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 19-11-2007, 10:47   #28
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 19-04-2007
Şehir: Ankara
Mesajlar: 1,457
Galeri: 225
'Zeytinliği sattık, ağacı da yaktık'

'Zeytinliği sattık, ağacı da yaktık'

Bölgede 2 bin kadar asırlık zeytin ağacı altın madeni için kesilmiş. Üç kilometre sınırından kurtulmak da çok kolay olmuş: Zeytin arazilerini satın alıp ağaçları da köylüye kestirmek. Babasına ait dokuz dönümlük zeytinliği dönümü 7 bin YTL'den satan Metin Demir halinden memnun:
"Normalde o tepelerde zeytincilik çok zor. Satmaya kalksanız dönümüne 1000 YTL vermezler. İyi teklif olunca biz de sattık. Zeytinleri de kesip odun yaptık."
Havran Ziraat Odası Meclis Başkanı Edip Savaş da şu örneği veriyor:
"Evinize bir un çuvalı götürüyorsunuz, çocuklarınız aç olduğu halde çuvala dokundurmuyorsunuz, sadece bakıyorsunuz. Bizim durumumuz da budur. Burada altın var ve çıkarılmalı."
Küçükdere Köyü'nden 50'yi aşkın kişi madende çalışıyor. Küçükdere Köyü'nde bir nakliye şirketi ve bir de kooperatif kurulmuş. Nakliyeciler ton başna 10.5 YTL alıyor. Küçükdere ve Büyükderelilerin çalıştığı nakliyecilik işinde, günde üç sefer yapan 15 kamyon çalışıyor.
İda-Troya Platformu'nun kurucusu ve zeytinci Metin Nadir ise gelişmeleri endişeyle izliyor: "Edremit Körfezi'nde 20 milyon zeytin ağacı var. Dünyanın en kaliteli zeytinyağı burada üretiliyor. Halkın yüzde 70'i zeytincilik, geri kalanı diğer tarım ürünleri ve turizmden geçiniyor. Burada altın madenleri işletilirse zeytincilik biter."

Ayrıntı haber için bkz: http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=237935

hassoman Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 06-12-2007, 18:47   #29
Ağaç Dostu
 
Oğuz Karsan's Avatar
 
Giriş Tarihi: 04-12-2006
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 1,085
Galeri: 181
Yolunuz Balya'ya düştü mü bilmem. 80 yıl önce terk edilen siyanürlü kurşun madeni

Kazdağları bilime mi teslim edilecek, yoksa para gelsin de nasıl gelirse gelsin diyen kör bir siyasi anlayışa mı?

Sayın Hassoman,

Bu hafta Bayramiçteydim,Dün akşam kar yağmaya başladığı için Bu gün istanbul a döndüm.

Bölgede ilk yaptığım şey Teck Cominco denen firmanın Etili deki şantiyesine gitmek oldu. Amacım bir şey yapıp yapmadıklarını gözlemlemek ve araç gereçlerine bakmaktı. Ama firmanın iki mühendisinin anlattıklarını dinleyince bazı süphelerimde haklı çıktığımı gördüm.

Esasında kesilen ağaçlar, zehirlenen çevre kimsenin sahiden umurunda değil. Eğer öyle olmasaydı bölgede 10 yıldan fazladır işletilen maden ocaklarını ve seramik hammaddesi çıkarırken etrafın rengini bile değiştiren madenlere tepki gösterirlerdi ama böyle bir durum yok ortada herkes halinden memnun.

Aşağı yukarı otuzdan fazla maden işletmesi zaten çevreyi katletmiş ,zehirlemiş ve ağaçları kesmişken kimse ses çıkartmamış. Ayrıca Kanadalı firmanın sondaja yeni başlamamış olduğunu ve yaklaşık bölgede yedi senedir sondaj yaptıklarını da söylediler. Ama iki sene Dünyadaki fiyat istikrarsızlığından dolayı, işe ara vermişler.
Ayrıca sondaj halen devam ediyor dediler. Ama sadece Muratlar Köyü ve çevresinde sondaj çalışmaları engellenmişler.

Ayrıca çok gerçekçi olarak çevreyi hiç kirletmediklerini iddia etmediler sadece kirlenmemesi için azami özeni zaten gösteriyoruz dediler.

Biraz araştırınca söylediklerinin bir kısmının doğru olduğunu ve esas problemin siyanür olmadığını da anladım.Çünkü İstanbulda da zaten hergün tonlarca siyanür ve hatta ismi bu kadar medyatik olmayan nice zehirli kimyasal maddeler yıllardır birçok sektörde kullanılıyor.Atıklar gizlice Kanalizasyona karıştırılıyor ama kimse yine sesini çıkartmıyor.Kazdağına gelince zaten yıllardır buralardaki herkes ağaçları kesiyor kimse pankartı alıp protesto etmemiş.Her taraf maden ocağı. birkaçını gidip gördük

Ama amaç farklı,sanki birileri bir anda nasıl Hepimiz Hırantız diye bağırttıysa ona benzer bir güç bu sefer bizleri farklı bir eylem için harekete geçirdi

Ben bunun emperyalizm mi veya ne olduğunu araştırmıyorum . Ama uyanık olmamız gerektiğini biliyorum.

Geçen hafta İstanbul a dönerken, Bayramiç-Çan-Yenice-Balya-Balıkesir-Bursa yolunu kullandım. Yanımda bulunan İsmi Alican Güngör olan Matbaacı arkadaşım ile Balya Belediye Başkanı na gidip görüştük.

Eskiden yapılanları kendisi de onaylamıyor. bölgede Eczacıbaşı ve başka bir Türk Firmanın maden araştırmaları yaptığını.Ama her iki firmanın da çevreye son derece duyarlı davrandıklarını söyledi.

Son olarak da, Altımızda dünyanın zenginliği var ama üzerinde fakir oturuyoruz dedi. Başkanın Sözlerine Katılmamak elde değil.

Selamlar.

Oğuz Karsan Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 06-12-2007, 22:44   #30
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 19-04-2007
Şehir: Ankara
Mesajlar: 1,457
Galeri: 225
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi Oğuz Karsan Mesajı Göster

.... firmanın iki mühendisinin anlattıklarını dinleyince bazı süphelerimde haklı çıktığımı gördüm."....." Esasında kesilen ağaçlar, zehirlenen çevre kimsenin sahiden umurunda değil. "........." herkes halinden memnun.

Aşağı yukarı otuzdan fazla maden işletmesi zaten çevreyi katletmiş ,zehirlemiş ve ağaçları kesmişken kimse ses çıkartmamış."........" çevreyi hiç kirletmediklerini iddia etmediler sadece kirlenmemesi için...özeni gösteriyoruz dediler.

Biraz araştırınca söylediklerinin bir kısmının doğru olduğunu ve esas problemin siyanür olmadığını da anladım."....." Kazdağına gelince zaten yıllardır buralardaki herkes ağaçları kesiyor kimse pankartı alıp protesto etmemiş.Her taraf maden ocağı. birkaçını gidip gördük

Ama amaç farklı,sanki birileri bir anda nasıl Hepimiz Hırantız diye bağırttıysa ona benzer bir güç bu sefer bizleri farklı bir eylem için harekete geçirdi

Balya Belediye Başkanı na gidip görüştük.".... " bölgede Eczacıbaşı ve başka bir Türk Firmanın maden araştırmaları yaptığını.Ama her iki firmanın da çevreye son derece duyarlı davrandıklarını söyledi.

Son olarak da, Altımızda dünyanın zenginliği var ama üzerinde fakir oturuyoruz dedi. Başkanın Sözlerine Katılmamak elde değil.

Sayın Karsan,
Bu defa sizi anlamakta güçlük çektim. Gerçekten sizdeki bu 'u' dönüşünü hay'ra yormak isterim. Altın uğruna Kazdağları'nın altını oyanlara karşı gösterilen tepkileri çelmek isteyenlerin -bilerek ya da bilmeyerek- amaçlarına meyletmiş olmanızı üzüntüyle karşıladım

Yazınız içeriğindeki çelişkileri tek tek çıkarıp belirtmeye gerek yok; çünkü, çelişkiler zaten kendini ele veriyor.

"Esasında kesilen ağaçlar, zehirlenen çevre kimsenin sahiden umurunda değil." demişsiniz. Bu cümle bile tek başına yeter bana. Demek kesilen ağaçların ve zehirlenen bir çevrenin varlığını kabul ediyorsunuz. "Kimsenin umurunda değil " gibisinden genel bir yargıyı hangi gözleme dayanarak söylediğinizi bilemem. Bırakın çevredeki 12 Belediye Başkanının tepki için bir araya gelmelerini, bırakın sayısız platformlar çeresinde toplanmış olanları, bırakın çeşitli derneklerin çatısı altında buluşanları, bırakın pek çok bireysel girişimleri, bırakın hepsini bir yana en azından benim umurumda!..
Orada değil binlerce ağacın, tek bir dalın kırılmış olmasından bile bu çağın insanları olarak biz sorumluyuz biz!... Ben bizzat kendim Havran ilçesine bağlı bir köyde en az 15 bin zeytin ağacının kesildiğini biliyorum.
Kazdağları'ndaki kesilen ağaçların yeri insan eliyle yeiden ağaçlandırıldı diyelim. Meydana gelecek olan artık bir orman olmayacaktır. Yeşil bir örtü olacaktır. Bu sitede bir Orman uzmanı kalksın da bize Orman ile yeşil örtü arasındaki farkı anlatsın… Kaldı ki o yörede bundan böyle değil bir ağaç, bir ot bile bitmeyecektir. (Balya'yı gördüğünüz için bu gerçeği kolay anlarsınız..)

Sondaj yapılan çevredeki köylülerin bir kısmı bu şirketlerden elbette memnun... Bir iki yerel belediye de memnun hayatından. Çünkü yollarına kilit taşlar döşendi, kasabaya giden yollar asfaltlandı!.. Çünkü köylülerden sondaj çevresindeki zeytiliği olanlar oldukca paraya sattılar, kiminin çoluk çocuğu orada çalışıyor, kimi bu şirketler sayesinde nakliyecilik yapıyor (Bergamadaki şantiyeye toprak taşıyorlar)... Neymiş, Mühendisler çevrenin “kirlenmemesi için azami özeni zaten gösteriyoruz” demişler!.. (Peki ne yapacaklardı?) Bu söz ne kadar ihtimam edilirse edilsin öyle ya da böyle eninde sonunda çevrenin kirleneceğinin itirafı değil mi? Bu tür işler çevreyi kirletmeden yapılmaz ki?


Ha bir de şöyle demişsiniz: “Ama amaç farklı,sanki birileri bir anda nasıl Hepimiz Hırantız diye bağırttıysa ona benzer bir güç bu sefer bizleri farklı bir eylem için harekete geçirdi…” Bu komplo teorinize diyecek yok doğrusu. Neymiş dünyadaki altın borsasına hakim olan ülkeler, ülkemizden altın çıkarılmasına karşılarmış. Kardeşim zaten o ülkenin şirketleri gelip benim ülkemin içine ediyorlar. Benim derdim bu. Gördüğüm kadarıyla araştırmayı, gözlem yapmayı seviyorsunuz. Peki bu şirketler kendi ülkelerinde altın için kazı izni alabiliyorlar mı alamıyorlar mı? Hele Kazdağları gibi benzer yörelerde bir çivi çakabilirler mi? Bİr dal koparabilirler mi?.. Siz bana bunları araştırın gelin:

Ha, bir de, "Biraz araştırınca söylediklerinin bir kısmının doğru olduğunu ve esas problemin siyanür olmadığını da anladım….." demişsiniz…

Evet doğru söylüyorsunuz. Asıl mesele siyanür değil, asıl mesele Kazdağlarının altın uğruna altının oyulmasıdır. Biz madenciliğin ve madencilik sektörünün karşısında değiliz. Siyasete, vahşi kapitallizmin kurallarına değil; bilimin ve doğanın gereklerine kulak verin, Kazdağlarından elinizi ayağınızı çekin diyoruz. O kadar…

Diyorsunuz ki "Aşağı yukarı otuzdan fazla maden işletmesi zaten çevreyi katletmiş ,zehirlemiş ve ağaçları kesmişken kimse ses çıkartmamış. .." Ne yani bugüne kadar ses çıkartılmadı diye (ki tamamen yanlış bir bilgi) bundan sonra da mı çıkartılmasın. Bırakalım da katliama, zehirlemeye devam mı etsinler?...

Belki ilgisiz görünebilir ama sayenizde aklıma Nazi Almanyası’nda Papaz Martin Niemoller’in yaşadığı o ünlü deneyim aklıma geldi:
Önce sosyalistleri topladılar, sesimi çıkarmadım; çünkü ben sosyalist değildim.
Sonra sendikacıları topladılar, sesimi çıkarmadım; çünkü sendikacı değildim.
Sonra Yahudileri topladılar, sesimi çıkarmadım; çünkü Yahudi değildim...
Sonra beni almaya geldiler. Benim için sesini çıkaracak kimse kalmamıştı…

Allah korusun sesimizi çıkarmaya çıkarmaya sonunda ses çıkaracak temiz çevre kalmayacak…

En can alıcı cümleyi sona saklamışsınız:
Son olarak da, Altımızda dünyanın zenginliği var ama üzerinde fakir oturuyoruz Evet o malum çevrenin dört elle sarıldığı veciz demogojik cümleyi bakıyorum da siz de benimsemişsiniz.

Peki sayın Karsan,
Bu şirketler altın ve elmas uğruna asırlardır Afrika'nın altını üstüne getirmediler mi?
Hangi Afrika ülkesi kendi topraklarından çıkarılan kıymetli madenler sayesinde zengin olmuş?.. Bir tek ülkeyi örnek gösterin bana!
Çıkan altının sadece -olursa- % 2'sinin ülkemizde kalacağını biliyor muydunuz?..
Bana kalırsa isterse % 100'ü kalsın hiç umurumda değil. Benim umurumda olan, tarih boyunca bereketli topraklar olarak anıla gelen Anadolu'nun hızla çölleştiği.. Bu bir kehanet değil, bilimsel bir gerçektir...

hassoman Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Cevapla


Gönderme Kuralları
Yeni konu gönderemezsiniz
Konulara yanıt veremezsiniz
Ek dosya yükleyemezsiniz
Kendi gönderilerinizi düzenleyemezsiniz

BB code Açık
Smilies Açık
[IMG] Kodu Açık
HTML Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Forum saati Türkiye saatine göredir. GMT +2. Şu an saat: 20:51.
(Türkiye için GMT +2 seçilmelidir.)


Forum vBulletin Version 3.8.5 Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0
agaclar.net © 2004 - 2025