![]() |
|
|
![]() |
#1 | |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 05-04-2007
Şehir: Appleton-İngiltere
Mesajlar: 1,706
|
Alıntı:
Sn Ensar çok haklısınız. Ancak, sanayi kurmak, fabrikalar açıp, sanayi üretimi yapmak denince nedense hepimiz şartlanmışız ve hemen çevreyi kirletmeyi düşünüyoruz. Halbuki bizler nasıl "sürdürülebilir tarım" deyimini özümsedikse, tüm insanların "sürdürülebilir sanayi" terimini de özümsemelerini sağlamalıyız. Çünkü artık günümüzde o kadar ucuza kurulabilecek o kadar güzel arıtma yöntemleri var ki, artık bu arıtma sistemlerini kullanmamak delilik! Benim taraftar olduğum arıtma sistemleri, geri dönüşüme dayalı! (Enerji veya malzeme olarak). Günümüzde, hemen hemen her türlü atıktan mutlaka bir veya birkaç geri dönüşüm ürünü üretmek olası. Ayrıca, sevindirici olan, artık bu ürünlerin üretilmesi de ekonomik bir zorunluluk haline geliyor. Ülkemize getirmek için üzerinde çalıştığım bir örnek vereyim: Peyniraltı suları. Bu sular ileri arıtma yöntemleriye ve biyoteknoloji ile arıtılarak, hayvan yemi ve biyoetanol üretiliyor. Dünyada birçok ileri ülke artık peyniraltı suları için biyolojik arıtma tesisi kurup da, atıksu desarj parametrelerini indirmek suyu deşarj edebilmek için bu değeri biyolojik arıtma tesislerinde mikroplara yedirerek yok etmiyor. Proteini ve laktozu moleküler boyutta sudan fiziksel olarak ayırmak artık çok kolay! Ve maliyeti de hemen hemen biyolojik arıtma tesisi fiyatına geliyor. (Peyniraltı sularında biyolojik arıtma tesislerinin gereği gibi çalışmadığını da bu arada belirtmeliyim!) Buna keza yağ sanayii atıksularında, içinde sadece biraz emülsifiye yağ var diye, bu sular atıksu olarak deşarj ediliyor, çevreyi kirletiyor ya da biyolojik arıtma tesislerinde arıtılıyor ve çıkan su atılıyor. Halbuki bu emülsifiye yağları da fiziksel yöntemlerle sudan ayırmak çok kolay ve çok pahalı da değil. Bazı göl, dere ve denizlerimizin en büyük kirleticisi ya peyniraltı suları ya da yağlı atıksulardır! Bence asıl sorun, tüm dünya bilgi toplumunu yaşarken ülkemizin henüz bu çağa tam ayak uyduramamış ve bilgi kirliliği toplumunu yaşıyor olmasından kaynaklanıyor. Ama bizler ve bizden sonrakiler uyumayacaklar. Ben gecenin aydınlanacağından eminim. Trakya yıllarca sanayi uğruna feda edilmiştir. Ama hangi sanayi diye sorarsanız: Bilinçsiz, geri toplumlara yakışan bir sanayi... |
|
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#2 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 05-04-2007
Şehir: Appleton-İngiltere
Mesajlar: 1,706
|
Arıtma Üzerine
Arıtma fabrikanın içinde başlar! Her prosesin sonunda çıkan atıksuyun içindeki değerli maddeleri çıkartıp yeniden kullanmayı düşünmeliyiz. Organik olan tüm atıkları; hayvan yemi, organik gübre yapmalıyız. Bunlar yapılamıyorsa, enerji üretimini düşünmeliyiz. Atıklar içindeki bazı ürünler başka bir sanayinin girdi maddesi de olabilir! Bu olasılıkların hepsi bıkmadan usanmadan araştırılmalıdır. Sürdürülebilir sanayide bir fabrika kullanmak üzere proses suyu aldıktan sonra, bu suyu defalarca temizleyerek tekrar tekrar kullanmayı düşünmelidir. DEvlet de bu uygulamaları teşvik etmelidir. Aksi uygulamalara izin vermemelidir. Eğer geri dönüşüm yapma olasılığı varsa bu yöntem tüm diğer yöntemlerin önünde olmalı, devlet tarafından önerilmelidir. Halbuki bugün bunun tam tersi yapılıyor. Sanayici bildiğim kadarıyla yeraltı sularına para ödememektedir. O yüzden, neden temizleyip yeniden kullansın ki? Nasıl olsa temizini yerin altından pompa ile çekiyor. Ben Trakyada yıllarca, yeraltında her gün 10000 metrekup su çekip, kirletip yeniden yer altına pompalarla gönderen tekstil işletmeleri biliyorum. Bu işletme Türkiye'nin en gözde tekstil firmalarından biridir. Bu uygulamalara yıllarca göz yumuldu. Bir süredir uzak olduğum için şimdiki durumu bilmiyorum. |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
|
|