|
Anket Sonuçlarını Göster: ÜÇÜNCÜ KÖPRÜ YAPILSINMI ? | |||
EVET | 30 | 37.04% | |
HAYIR | 51 | 62.96% | |
Oy Verenler: 81. Bu ankete oy veremezsiniz |
|
Dış Bağlantılar | Konu Araçları | Mod Seç |
24-12-2007, 14:10 | #1 |
Ağaç Dostu
|
3. Boğaz Köprüsü
İstanbul Boğazına Yapılacak 3.Köprünün Güzergahı Hemem Hemen Belirlendi. Yapılan Açıklamalar Köprü Ve Bağlantı Yolları Üzerinde Bulunan Arazilere Olan Talepte Ciddi Bir Artış Olduğunu Gösteriyor. Güzergahlar Netleşiyor Yıllardır tartışılan İstanbul Boğazı'na üçüncü köprünün güzergahı hemen hemen kesinleşti.Uzmanlar yaptıkları açıklamalarda Boğaz'ın Avrupa Yakasında Sarıyer'in üst tarafında yer alan Havantepe ile Anadolu Yakasındaki Anadolu Kavağı'nın üstü olan Yüşa Tepesinin köprünün iki ayağının oturma ihtimalinin yüksek olduğunu belirtmişti.Geçen hafta yapılan açıklamalarda Ulaştırma Bakanlığı'nın ağırlıkla Sarıyer- Anadolu Kavağı güzergahı üzerinde durduğu vurgulanıyor. Adapazarı' ndan Kınalı' ya Ekonomist dergisinin haberine göre yap-işlet-devret modeline göre yapılacak 3.köprü ihale sürecinin 4-5 ay olacağı , proje kapsamndaki köprü ve oto yolların yapımının da 36 ay sürmesinin beklendiği belirtiliyor.Üçüncü köprü ile birleşmesi öngörülen Küzey Marmara Oto Yolu adı verilen güzergahında Adapazarı'ndan başlayarak ,İzmit üzerinden Boğaz'a yapılacak 3.köprü ile Avrupa Yakasını geçerek Tekirdağ-Kınalı ayrımına kadar üreceği ifade ediliyor. .............. Üçüncü köprünün çevre yolu güzergahındaki çatalca en şanslı yerlerden biri.......... Karadeniz Otoyolu ,3.boğaz köprüsü, tem 7 diye anılan çatalca yolundaki arazilerin toplanmaya başladığı ifade ediliyor.Çatalcalı emlakçılar, Durusu, Tayakadın köyü, Baklalı, Boyalık, Dursunköy, Yassıören ve Kestanelik gibi köylerin yola cepheli arsalarının tamamının son bir yılda adeta kapışıldığını belirtiyor....... Güzergah kesinleşmesede köprünün bağlanacağı otoyollara yakın köylerde bayram sevinci yaşanıyor.Arazi fiyatları artıyor. İnanlar inşaat'ın başkanı Serdar İnan, üçüncü köprünün Avrupa yakasındaki çevre yolunun ana güzergahının Rumeli Kavağı'ndan başlayarak, sırayla Sarıyer'in üstü, Bahçeköy, Mehmet Akif piknik yeri, Kemerburgaz, Gaziosmanpaşa taş ocaklarının arkası, Şamlar köyü ve Sazlıdere barajı üzerinden Çatalca'ya kadar uzanacağını ifade ediyor...... http://www.realist2002.com/ebulten/haber/s3.html |
24-12-2007, 14:20 | #2 |
Ağaç Dostu
|
Yukarıdaki habere göre; Çevre yolu güzergahı belli olmuş. Ancak yolun Kınalı'ya ulaşabilmesi için Silivri köylerinden de geçmesi gerekiyor. Basında bu konuda bilgi yok. Ben de haritadan bakarak olasılıkları tahmin etmeye çalıştım. Haritaya göre çevre yolunun Kınalı bağlantısı için Çatalca'nın Kestanelik köyünden sonra şu köyler yer alıyor. Çatalca'nın köyleri Oklalı Gökçeli İnceğiz olarak devam ediyor. Silivri köyleri Kadıköy Gazitepe köylerinden Kınalı sapağına ulaşılabiliniyor. Ancak habere göre Çatalca köylerinde kestanelik sınır ise; hiç asağı inmeden Silivri'nin orman köyleri olan Kabakça Bekirli Küçüksinekli Beyceler Büyükçavuşlu köylerinden bağlantı sağlanabilinir.. Karadeniz sahil yolu'nun bir ayağı olarak ilan edilen 3.köprü, Kuzey Marmara yolu ile Bulgaristan'a kadar ulaşması hedefi göz önüne alınırsa, ikinci seçenek daha ağır basacak gibi. Bu köprünün ağır tonajlı araçlar için yapıldığı iddiası da Büyükçavuşlu'da yapılmak istenen tehlikeli atık tesisine ulaşımı kolaylaştırcağından ikinci ihtimal kuvvetleniyor. Bu yazdıklarımda hiç bir bilimsel ve resmi kaynak yoktur sadece ormanlar ve orman köyleri için endişelenen bir Silivrili olarak merak ettiklerimdir. Bir bilen açıklama yapsada rahatlasak... Ya da mücadele etsek...... Düzenleyen eskimo : 25-12-2007 saat 10:04 |
24-12-2007, 14:33 | #3 | |
Ağaç Dostu
|
Alıntı:
Silivri'nin göç alması İstanbu'un göç alması sayılmaz mı? 2.''bu fabrikalar İstanbul'dan giderse işçiler de gidecek'' miş..... İşçileri kültür kentine yakıştıramıyor musunuz? 3.Sayılan yerlerin hepsi tarım arazileri değil mi? Düzenleyen eskimo : 24-12-2007 saat 15:05 |
|
24-12-2007, 15:42 | #4 | |
Ağaç Dostu
|
Alıntı:
bu gün ormanı yok etme pahasına,ormanı yapılaşmaya açma pahasına üçücü köprü yapılıyor..... |
|
26-12-2007, 11:40 | #5 | |
Ağaç Dostu
|
Anadolu yakası Akyazı bağlantısı; Alıntı:
|
|
26-12-2007, 12:00 | #6 | |
agaclar.net
|
Alıntı:
Kapı görevlisi ya da benzeri bir posizyon için açılan sınava başvuran, yüzlerce üniversite mezunundan söz eden haberleri hatırlıyorum... Göç nedeniyle gelen ve büyük şehire uygun bir mesleği olmadığı için işsiz olanlar ne olacak? Gizli işsizler? |
|
26-12-2007, 12:50 | #7 | |
Ağaç Dostu
|
Alıntı:
gelecek seçimlerde kullanılacak |
|
18-03-2008, 10:44 | #8 |
Kaybettik...
|
3.Boğaz köprüsünün çevreye zararları
Sayın ilgili, İstanbul’a ve çevreye karşı suç işlenmesini önlemek istiyoruz. 3. Boğaz Köprüsü’nün ve otoyollarının ihale hazırlıkları hızla ilerlemektedir. İstanbul’un bitirilmesi demek olan 3. Boğaz Köprüsü’nün neden olacağı toplumsal ve çevresel maliyetleri halkımıza anlatmak zorundayız. Bu amaçla güzergâhın sembolik bir noktasında basın açıklaması gerçekleştirilecektir. Olası toplumsal ve çevresel maliyetleri halka duyurmak ve bilinçlendirmek üzere yapılacak basın toplantısına davet ediyorum. Saygılarımla. OMO MARMARA ŞUBESİ YÖNETİM KURULU ADINA Prof. Dr.Uçkun GERAY BAŞKAN Tarih : 22.03.2008 Cumartesi Saat : 10:30 Yer : Krokide gösterilmiştir. Adres :Orman Bölge Müdürlüğü 2 Nolu İdare Binası Zemin Kat Maslak/İSTANBUL Tel :0(212) 29911 95 Faks : 0(212) 299 09 75 e-mail: omomarmara@gmail.com |
23-03-2008, 21:49 | #9 |
Kaybettik...
|
BASINA VE KAMUOYUNA İSTANBUL’UN KORKULU RÜYASI KÖPRÜLER ZİNCİRİ ! Her yıl Dünya Ormancılık Günü olan 21 Mart yaklaşırken, kutlamalar yapmak üzere hazırlıklara başlıyoruz. Ancak ülkemizde uzun zamandır uygulanan ve son yıllarda hızlanarak artan ormansızlaştırma politikalarına bağlı uygulamalar nedeniyle, başarıları öne çıkaramıyoruz ve çok istediğimiz kutlamaları yapamıyoruz. 1950 li yıllardan başlayarak karayolcu politikalara teslim olan ülkemizde 40 yıldan bu yana İstanbul Boğazı’na yapılacak köprüler tartışılmıştır. 3. Boğaz Köprüsü sorunu karşısında da, Hükümetin birbirine uymayan ve Belediye Başkanlarının zamanla farklılaşan açıklamaları nedeniyle toplumda bir kayıtsızlık ve hareketsizlik yaratılmıştır. Birinci köprünün açıldığı tarih olan, 1973 yılından önce “köprüsüz” İstanbul Boğazından yılda 5.000.000 araç, 113.000.000 yolcu geçerken, 1974 yılında köprünün yapımıyla boğazı geçen araç sayısı yaklaşık %200 artarak 14.000.000; buna karşılık yolcu sayısı ise %4 artarak 118.000.000 olmuştur. Bu, araç/ yolcu sayısındaki dengesiz artış günümüzde de sürmektedir. Bu veriler de göstermektedir ki, köprüler, kent içindeki araç trafiği veya artan nüfus nedeniyle yoğunlaşan yolcu trafiği için gerçek bir gereksinim değildir ve yolcu taşınmasına katkı yapmamaktadır. Bu verilere rağmen, birinci köprünün açılışından üç yıl sonra, ikinci köprü, ikinci köprünün açıldığı yıl ise üçüncü köprü tartışılmaya başlanmıştır. İlk iki köprünün ormanlar ve yabanıl çevre üzerindeki olumsuz etkileri de ortadayken, 3. köprünün yine de gündeme geliyor olması, bu yatırımın amaçları konusunda kuşkular yaratmaktadır. Tartışılan 3. köprünün gerçekleşmesi halinde, kentin kuzeyine çekilmiş olan ormanlar, yabanıl alanlar ve tarım alanları; Formula 1 alanında olduğu gibi, arsa spekülasyonlarının, ticari ve siyasi rantın, sözde planlı yerleşimlerin veya kaçak yapılaşmaların, ticaret alanlarının v.b. saldırısına, açılacaktır. Ormanları ve yabanıl alanları “cibali mübaha”, yani herkesin istediği gibi kullanımına açık dağlar olarak gören eski ve yanlış anlayış, bugün de ormanları isteyenin yerleşebileceği, isteyenin otoyol yapabileceği, isteyenin ticaret alanı, isteyenin Formula pisti yapabileceği alanlar olarak görmekte ve topluma da bu anlayışı dayatmaya çalışmaktadır. Ormanlar, arsa spekülatörleri tarafından, en ucuz hatta bedelsiz arazi edinme kaynakları olarak görülmektedir. 3. köprünün yapımı halinde, kuzeyde Beykoz - Sarıyer arasından geçeceğini artık herkes bilmektedir. Buna rağmen ilgili bakan arsa spekülatörlerinden saklama gerekçesiyle tam güzergâhı açıklamayacağını belirtmektedir. Kesin güzergâhı ne olursa olsun, böyle bir uygulamanın kuzeye çekilmiş İstanbul ormanlarını yok edeceği açıktır. 3. köprünün yapımı halinde, çevre ve bağlantı yolları ile Belgrad Ormanı büyüklüğünde ormanlık alan ve bir o kadar da tarım ve / veya yabanıl alan yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalacaktır. İstanbul Çevre Düzeni Planı’nda rekreasyon alanları, yaban hayatı, ormanlar ve su kaynakları stratejik konular, dolayısıyla, korunması zorunlu kaynaklar olarak ele alınmaktadır. Başta Terkos gölü olmak üzere kentin su rezervlerinin de hemen tamamı kuzeyde, “alternatif güzergâhların” yakın çevresinde bulunmaktadır. Yeni bir köprü, yüzyıllardır İstanbul’un su gereksinimini karşılayan bentler sistemini olumsuz etkileyeceği gibi, aynı bölgede ve Şile ormanlarındaki potansiyel bentler sistemini de yararlanılamaz hale getirecektir. Bu alanlar söz konusu nedenlerle ranta, yerleşime, ticarete… konu edilmemeli, mutlak koruma statüsü sağlanmalıdır. İstanbul 3 Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’nun 15.11.1995 tarih ve 7755 numaralı; “İstanbul Kuzey Kesimi – Karadeniz Kuşağı Doğal SİT Alanı” ilanında, gerekçelerden biri olarak, “bu bölgedeki doğal varlıkların ve ekolojinin korunabilmesi için söz konusu alanlarda yerleşimi özendirebilecek yol, köprü (3. Boğaziçi Köprüsü) turizm tesisleri gibi kararlara yer verilmemesi… ilkesi, … temel ilke olarak belirlenmiştir” denilmektedir. Bu köprü ve yollarıyla ilgili olarak yaşanabilecek sakıncalar konu alınmak üzere bilgilendirme ve tartışma da yaşanmamıştır. Kentlinin doğacak tehlikeler çerçevesinde bilgilendirilmesi ve katılımı sağlanmış değildir. Bu bize olası bir ÇED raporunun da doğru sonuç vermeyeceğini göstermektedir. ÇED raporlarında uygulanan genel ve sakat mantığın bu köprüye de esasen izin vereceği şeklinde bir endişe bulunmaktadır. Kentin insanının fakirleştirilmiş olması, medyadaki haberlerin gerçeği örtüyor olması, katılımın dışlanmış bulunması tepki veremeyecek bir kentli kimliği üretmiş ve köprü uygulamasını kolaylaştırmıştır. 3. köprünün yapımı Türkiye’nin de taraf olduğu; Dünya Kültürel ve Doğal Mirasının Korunmasına Dair Sözleşme (1972-PARİS), Avrupa’nın Yaban Hayatı Ve Yaşama Ortamlarını Koruma Sözleşmesi (1979-BERN) ve Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi (1992-RİO) gibi uluslararası sözleşmeler ile Avrupa Kentsel Şartı’na da aykırıdır. Çevre ve bağlantı yollarının geçeceği alanların orman olarak kalmasında üstün kamu yararı vardır. Buna rağmen köprünün yapılması halinde; kente, çevreye ve doğaya karşı suç işlenecektir. Bir başka kent, kentli ve doğa karşıtı hazırlık da, Kilyos ve Karaburun arasındaki eski maden alanlarının iyileştirilmesi yerine, bu alanların kültür ve turizm alanı olarak ilan edilmesidir. Turizmi Teşvik Kanunu turizm sektörünün, orman ve meraların sağladığı kamu yararından daha büyük kamu yararı sağladığı gibi bir sakat mantığa dayanmaktadır. Bu da kültür ve turizm alanı ilan edilen alanlardaki orman ve meralar için, turizm kanununu yasal bir balta haline getirmektedir. İstanbul kentinin ulaşım sorunlarını yeni köprüler çözmeyecektir. Ulaştırma tek elden eşgüdüm içinde yönetilerek, ulaştırma yatırımları toplu taşımaya yönelik olmalıdır. Kentteki mevcut toplu taşıma sistemleri olan deniz taşımacılığı, raylı sistem taşımacılığı ve otobüs taşımacılığı geliştirilerek aralarındaki aktarma ve eşgüdüm olanakları iyileştirilmelidir. İstanbul kenti çekim merkezi olmaktan çıkarılmalıdır. Tarımı ve hayvancılığı çökmüş, yerleşim ve sanayileşmesi plansızlığa dayalı, kırlarını yönetemeyen bir Türkiye’de, İstanbul’un ulaşım ve taşımacılık sorunu köprülerle çözülemeyecek, aksine bu sorunlara yoğun kent, kişi başına ulaşım maliyeti, su, rekreasyon, yaban hayatı gibi pek çok sorun daha eklenecektir. 3. KÖPRÜ KENTE, ÇEVREYE VE DOĞAYA KARŞI SUÇTUR! KÖPRÜ DEĞİL YAŞAM HAKKI! ORMAN YOKSA SU DA YOK! ORMANLAR SAHİPSİZ DEĞİLDİR! 22 Mart 2008 Havantepe / SARIYER T.M.M.O.B. ORMAN MÜHENDİSLERİ ODASI MARMARA ŞUBESİ |
16-04-2008, 00:30 | #10 |
/
Giriş Tarihi: 11-02-2008
Şehir: SARIYER
Mesajlar: 39
|
bu güzergahlar -hangisi olursa olsun- yıkım olur. neresinden baksak belgrad ormanları ile devamındaki köylerin yeşil alanları geri dönüşü olmayan bir yıkıma gider. ilgili köylerdeki vatandaşlar memnun ancak yurtları ellerinden akıp gidecek bir süre sonra. tıpkı zekeriyaköy, demirciköy, uskumruköy, kemerburgaz, göktürk-petnahor- köylerinde villa tipi yerleşmlerden sonra olduğu gibi. 20 yıl evvel bu köyler ahalisi para etmeyen arsalarını ucuz ucuz elden çıkardı ve lüks villalar kendi bahçelerine dayanınca uyandılar ki iş işten geçmiş yurtlukları yaşanmaz hale gelmiş. köprü olayı daha da beter olacak fikrindeyim. ilginç bir örnek kemerburgazın karadeniz kıyısındaki çiftalan, ağaçlı ve akpınar köyleridir. köylerin çevresi ve altındaki araziler çok büyük taşkömürü rezervine sahipti. yıllar önce madenciler köylerin dışındaki arazileri satın alıp iş makinelerini sokunca köylü iş imkanı diye sevindi önce. ama daha sonra rezerv azaldıkça madenciler köylerin otlaklarına ve en sonunda köylerin dibine kadar kazıdılar. sonuç çok kötü oldu. topografya tamamen değişti. köylerin etrafında onlarca yapay maden ocağı gölü oluştu. hafriyat karadenize döküldü ve kıyı dolgu yapıldı. sahil şeridi kıyıdan uzaklaştı ve haritadaki şekli değişti. köylerin ana merkezlerle olan yolların güzergahı değişti. köylerin demografik yapısı erozyona uğradı. özellikle çiftalan köyünün yarısından fazlası köyü terketmek zorunda kaldı. köyün mezarlığının dibine kadar kazı yapıldı ve neredeyse mezarlık çökme durumuna geldi. şimdi oralar adeta hayalet şehir gibi. çünkü 10 yıl önce istanbulda taşkömürü yasaklanınca madenciler tası tarağı toplayıp gittiler. geride bıraktıkları yukarıda saydıklarım ve bunların direkt **** dolaylı etkileri oldu. sanırım 3. köprü de böyle bir yıkıma neden olacak. bu sebeple civar köyler ahalisinin uyanık olması gerekmekte. |
21-05-2008, 15:10 | #11 |
agaclar.net
|
İDO'dan Ro-Ro projesi için ilk adım İstanbul Deniz Otobüsleri AŞ (İDO) kent içinden geçen transit ve ağır araç yükünü azaltmayı amaçlayan Ro-Ro projesiyle ilgili ilk adımı atıyor. İDO Ro-Ro projesi için 27 Mayıs 2008'de ihaleye çıkacak. İhalenin ardından 4 ay içinde tamamlanacak proje ile Ro-Ro için uygun güzergâhlar belirlenecek. Proje ihalesinin Ro-Ro çalışması için atılan ilk somut adım olduğunu kaydeden İDO, Genel Müdürü Ahmet Paksoy "Proje ile ilgili bir ön çalışma yapılacak. Bursa bölgesinde Ro-Ro için alternatif güzergâhlar belirlenecek ve en uygunu seçilecek." dedi. Ro-Ro projesinin İstanbul ile Bursa arasında bir köprü oluşturacağını kaydeden Paksoy, "Ro-Ro projesi için belirlenecek bölge, çevresel etki değerlendirilmesi yapılarak projeden hiçbir şekilde olumsuz etkilenmeyecek." diye konuştu. Projede, İDO'nun yaptıracağı 140 TIR kapasiteli "ROPAX" gemisinin günde karşılıklı olarak 6 sefer yapması planlanıyor. Ro-Ro projesinin, başlamasına karar verildikten sonra 3 yıl içinde tamamlanması hedefleniyor. Projenin liman, bağlantı yolları ve gemiler olmak üzere toplam maliyetinin 300 milyon Euro olacağı belirtildi. Zaman 3. köprü için gerekçe ağırlıklı olarak ağır vasıtalar, tırlar değil miydi? Köprüyü kullanacak tırlar ile, roro ile taşınacak tırlar hangi güzergahtan nereye gidecek? |
28-05-2008, 13:43 | #12 | |
Ağaç Dostu
|
Alıntı:
|
|
28-05-2008, 14:37 | #13 | |
Ağaç Dostu
|
Alıntı:
Ülkemizde korkunç bir haber kirliliği var. Neye inanacağımız şaşırdık. |
|
28-05-2008, 14:48 | #14 |
Kaybettik...
|
Aklıma hemen (beni tanıyanların da bildiği gibi almanca bir laf geldi. "Es ist zu schön um wahr zu sein" Yani Türkçesi "Hakkikat olabilmesi için fazlaca güzel" Umarım bu sorun böylece çözümlenmiş olur. Çözülmeyen sorunlar yüzlerce kez kararı alınıp infazı edilmeyen yanlış ruhsatsız veya dalaveralı "talan" kent projeleri meselesine dönmez. Kemerburgaz, Acarkent, Sinpaş v.s. gibi bir dizi yıkılamıyan karar üzerine karar alınarak yine de işine yoluna devam edilen projeler... Dediğim gibi " Hakkikat olabilmesi için bu haberin biraz fazla güzel" sevindim ama nedense kursağımda bir batma duyusu var. Yine birileri bildiğini okuyacak... |
28-05-2008, 15:02 | #15 | |
Ağaç Dostu
|
Alıntı:
hele ikinci haberden sonra benim de sevincim kursağımda kaldı Bu ülkede yargı kararına karşı işletilen altın madenleri var. Yargıyı hiçe sayan, milli irade diye tutturan bir hükümet var. Bu yargı kararını aşmayı başarırlarsa, bunun adını da ''komyon-oto iradesi''derlerse şaşırmam. |
|
28-05-2008, 15:08 | #16 | ||
Ağaç Dostu
|
Alıntı:
Alıntı:
Koç'un dediği gibi bu trafikte 6 seferlik aracı karayoluyla nasıl limanlara getirecekler? |
||
03-09-2008, 20:24 | #17 | |
Ağaç Dostu
|
Alıntı:
|
|
06-09-2008, 12:30 | #18 |
Ağaç Dostu
|
Tüm Mühendis ve Mimarlar Birliği Platformu ve Remzi Kozal
5 Eylül 2008 de Hürriyet Gazetesi'nde Seri İlanlar Eki birinci sayfada Remzi Kozal'dan Tüm Mühendis ve Mimarlar Birliği Platformu adına üçüncü köprü ile ilgili bir açıklama yayınlandı. Haberi kopyala-yapıştır ile size sunmak istedim. Ancak gazetenin internet sitesinde Seri İlanlar eki yeralmıyor. Kendim yazdım. Haberde köprünün yapımı zaten bir gereklilik ve artık kabul edilmiş doğal bir durum olarak sunuluyor, nasıl bir mimari ile yapılacağı tartışılıyor. Remzi Kozal'ın fikri de şöyle : (kalın yazılar bana ait) "İstanbul'da üçüncü köprü için ikinci köprünün kuzeyinden başka bir güzergah uygun olmaz. Baştan köprüyü kabul etmişler. Ormanları koruyalım diyoruz. Hepimiz de buna hassasiyet gösteriyoruz fakat, yeni köprü ormanları katledecek diye düşünürken, bir de farklı açıdan bakabilmeliyiz. Geçenlerde Çekmeköy'de bir orman yangını vardı. Allah'tan yeni yollar vardı. Yangın karşı bölüme sıçramadı. Ormanları korumanın bir yolu da toprak yollar açılmasıdır. Fakat o yolları da ileride bitki ortüsü kapatır. Her sene bir iş makinası basitçe temizler. Asfalt yol geçişleri Batıda da önemli bir çözüm olarak görülüyor. Bence ikinci köprü ve bağlantı otoyollarının yapılması bile ormanlarımız için önemli oldu. Bence ikinci köprü ve bağlantılarına bir kez uydudan bakmak bile ormanlar için nasıl önemli bir felaket olduğunu gösterir. Biz işe olumsuz taraflar kadar, olumlu taraflarından da bakmayı bilmeliyiz." Bu platformu internette araştırdım ancak aynı gazetede ve Karadeniz Havadis Gazetesi'nde yayınlanmış yazılardan başka bir şey bulamadım. |
06-09-2008, 15:39 | #19 | |
Ağaç Dostu
|
Sn.Togay her şey planlandığı gibi yürüyor.... Arasıra satılık arazi ilanlarına bakmak gibi bir alışkanlığım var.Bugün incelediğimde Silivri ve Çatalca'nın orman köylerinde 500 dönüme kadar araziler satılıyor ve m2 fiyatları geçen kışa oranla yükselmiş... Doğrusunu isterseniz Silivrili olarak köylerimizde bu kadar büyük arazi sahibi olan birilerini hiç duymamıştım. Bizim gibilerinin kafasının almadığı çok şey dönüyor. Aşağıda trafik sorunu ilgili yorum yapan Nihat Alayoğlu bir şıkta diğer sıka atlarken kendiyle çelişmiş ama bu açıklamanın anafikri belli ki 3.Boğaz köprüsü... Küzey İstanbul Ormanları'na yazık olacak. Ve dilerim ki;ahirette, hiç görmedikleri cennet ağaçlarının altında,şarap akan nehirleri olan cennette keyif yapmayı umanlar dünyadaki ağaçları yok ettikleri için cehennemde meşe odunu ateşinde yanarlar.. Alıntı:
|
|
14-02-2009, 18:59 | #20 | ||
Ağaç Dostu
|
Alıntı:
''Yeniden düzenler meclisten geçiririm'' demişti. plan yeni düzenlemesiyle tekrar meclisten geçti. ...... Alıntı:
Yeni plan içinde 3.köprünün yer almadığı haberi de var |
||
14-02-2009, 19:10 | #21 | |
Ağaç Dostu
|
Alıntı:
Yolsuzluk iddialarıyla çalkalanan AKP'li Silivri Belediye yönetimi bu plan için çok uğraştı. Silivri,artık planlı bir şekilde talan edilecek. Plana 3. köprünün dahil edilmemesi ilginç,bakalım altından ne çıkacak. |
|
29-06-2009, 12:09 | #22 | |
Ağaç Dostu
|
Alıntı:
Ayrıca,Yıldırım'ın, ''Şu kadar trafik garantisi veriyorum, az olursa tamamlarım, çok olursa kırışırız. Böyle maddeler koyuyoruz. Ondan sonra gel kardeşim sen bunu kaç sene işletirsin diye soruyoruz. sözlerine dikkat çekersek. 'Trafik az olursa' diye bir ihtimal varsa bu köprünün yapılmasının amacı ne? |
|
16-07-2009, 15:36 | #23 |
Kaybettik...
|
Orman Mühendisleri odası'ndan
3. RANT KÖPRÜSÜNE İZİN VERMEYECEĞİZ “Üçüncü köprü bir cinayettir. Böyle bir teşebbüs İstanbul’un çağdaş kentleşmesi ve şehir içi ulaşım sistemi için ölümcül sonuçlar doğurur” 27 Nisan 1995 Recep Tayyip Erdoğan 18 Temmuz saat 18.00’de İstanbul, cinayeti değil, yaşamı savunmaya Sarıyer meydanında buluşuyor. * 15.00: Arnavutköy iskelesi: Mücadeleleriyle semtlerinden 3. köprüyü kovalayan Arnavutköylüler “3, rant köprüsüne hayır demek için ve çağdaş bir kent için hep beraber pedal çeviriyoruz” diyen bisikletli katılımcılarımızı ve deniz yoluyla gelecekleri tekneleriyle Arnavutköy iskelesinden uğurluyorlar. * 17.00: Çayırbaşı/Kefeliköy otobüs durağı: Çayırbaşı/Kefeliköy otobüs durağında, Arnavutköy’den, K.Çekmece’den, Maltepe’den katılanlarla büyük buluşma ve Sarıyer’e yürüyüş. * 18.00: Sarıyer Meydanı: Sarıyer Meydanında Basın Açıklaması YAŞAMI SAVUNMAYA, 18 TEMMUZ’DA SARIYER’E KÖPRÜ DEĞİL İNSANCA YAŞAM 3. KÖPRÜ YERİNE YAŞAM PLATFORMU |
19-07-2009, 18:10 | #24 |
Kaybettik...
|
Basın açıklaması
3. KÖPRÜ YERİNE YAŞAM PLATFORMU'NUN 18 TEMMUZ CUMARTESİ GÜNÜ SARIYER MEYDANINDA YAPTIĞI BASIN AÇIKLAMASINA 2.000 (İKİBİN) KİŞİ KATILDI. Sevgili İstanbullular, Değerli Basın Mensupları; 3.KÖPRÜ İHTİYAÇ DEĞİL CİNAYETTİR.. Bugün “3.Köprü mutlaka yapılacaktır” diyebilen Başbakan Recep Tayip Erdoğan, İstanbul Belediye Başkanı iken, 27 Nisan 1995 tarihinde verdiği demecinde “3. Köprü bir cinayettir. Böyle bir teşebbüs İstanbul’un çağdaş kentleşmesi ve şehir içi ulaşım sistemi için ölümcül sonuçlar doğurur” diyordu. Başbakan'ın ülkeyi yönetmeye başladıktan sonraki görüş değişikliğinin ise özellikle 2003'teki Malezya ziyaretinde, Malezyalı firmaların "yap-işlet-devret" modeli tekliflerinden sonra ortaya çıktığı biliniyor. 3. Boğaziçi köprüsü, bir devlet projesi olan Marmaray'ın fizibilite raporlarında da ''gereksiz'' görülüyor. Çünkü Marmaray'ın işletmeye geçmesiyle birlikte Boğaziçi'ne artık yeni bir köprü ihtiyacı da ortadan kalkacağı belirtiliyor. Bu bilgiler, devletin resmi raporlarında da yer aldığı halde, 3. köprünün yeniden gündeme gelmesi ise, yap-işlet-devret yöntemiyle ''köprü rantı'' nı bekleyen çevrelerin ''Marmaray'dan önce'' amaçlarına ulaşmak istediklerini gösteriyor. Boğaziçi'ne yeni köprünün ulaşım adına değil, ''para toplamak'' için tasarlandığını gösteriyor. Kurulacak yeri bile kesin olmadan uygun görülen sözde köprü projesindeki ''karayolu ve demiryolu'' önerisinin bilimsel ve gerçekçi olabilmesi için, Avrupa ve Asya yakalarındaki demiryolu sistemlerinin yeni köprü güzergâhına göre etüdü ve yeniden planlanması gerekiyor. Bu çalışma ise 30 yıldır ancak Marmaray için gerçekleştirilebildi. Yani, üzerinde demiryolu da bulunan bir karayolu köprüsünün Boğaziçi'nde hiçbir güzergâhta teknik ve rasyonel altyapısı da zaten bulumuyor. Bunlarla birlikte; başta 3. köprü ve kent içi oto tünelleri v.b. hiçbir plana, SİT kararlarına, yasalara, uluslar arası sözleşmelere uygun olmadığı için, hiçbir plana işlenememektedir. Buna rağmen hükümet tarafından yapılan açıklamalarda öncelikle bu planlara işleyeceğiz denilerek, belediye meclislerinin iradelerine ipotek konulmaktadır. Bu ülkenin evlatları, İstanbul için alınan ve alınacak olan yanlış yapılaşma kararlarının ve uygulamaların zararlarını temizlemek için çok büyük uğraşlar ve kayıplar verdiler ve veriyorlar! Ömrümüz hep yap-boz ile mi geçecek? Üçüncü köprü fikri bir kere binlerce kere yanlıştır. Çünkü: İstanbul’da nüfus artışı yılda yüzde 4, araba sahipliğindeki artış ise yılda yüzde 16’dır. Buna göre, 2020 yılında bu talebi ancak 7 köprü ile karşılayabiliriz. 2040 yılında belki 70 köprü gerekecektir. Dolayısı ile köprü inşası çözüm değildir. Çünkü köprü inşa etmek bir kısırdöngüdür. Problemi çözdüğünüzü zannettiğiniz anda, aynı problem ile gene karşı karşıya kalırsınız! Göztepe ile 4. Levent arası bir metronun maliyeti 450 milyon dolar iken Üçüncü köprünün çevre yolları ve viyadükleri ile birlikte maliyeti en az 900 milyon dolar olacaktır. Dolayısıyla, 3. köprü sadece İstanbul'da yaşayanların sorunu değildir. İstanbul'da çarçur edilen kaynaklar, vergi ödeyen tüm Türkiyelileri ilgilendirmektedir. 3. Köprüye karşı çıkanlar Sayın Başbakan'ı üzüyormuş. Biz de üzülüyoruz Sayın Başbakan! Ama bu sefer yalnızca üzülmekle yetinmeyeceğiz bilesiniz. Bu sefer, kendimiz, çocuklarımız ve doğadaki tüm diğer canlıların yaşama hakkı için; ormanımıza, suyumuza, mahallelerimize sahip çıkacağız. Üzmek istemezdik ama yıllar önce 'cinayet' dediğiniz, Belediye Başkanınızın bile arkasında duramadığı bu projenin tam da önünde durucağız. Akademisyenlerin, meslek odalarının, kent sakinlerinin, tümüyle bilimsel gerekçelerle karşı durduğu bu projeye dair kararlılığınızı görüyoruz. Biz de kararlıyız! İstanbul’un arkadan hançerlenerek katledilmesi demek olan 3. köprü “cinayetini” önleyeceğiz. Biz karşı çıkanları, 'bunların yıllardır bir dikili ağacı var mıdır?' diye suçluyorsunuz ya, işte tam da o dikili ağaçlarımızı korumak için bugün sokaklardayız, yargı yolu da dâhil olmak üzere her türlü meşru hakkımızı kullanacağız. Üçüncü Boğaz Köprüsü ilk iki köprüde olduğu gibi İstanbul’un trafik sorununu çözmeyecek, yeni çözümsüzlükler üretecektir.. Bir yandan İstanbul’un kuzey kesimi olan Beykoz ve Sarıyer ormanlarında usulsüz yerleşimi teşvik ederken, diğer yandan çevre ve bağlantı yolları güzergâhındaki mevcut yerleşimlerde yaşayan insanların, kamulaştırmaların ardından, kentsel dönüşüm projeleri uygulaması gibi nedenlerle mahallelerinden göç etmelerine yol açılacaktır. Yaklaşık 50 yıl önce, Sarıyer’deki tersanelerde, bir dünya markası olmuş Paşabahçe Şişecam Fabrikası’nda, Sümerbank Beykoz Deri Kundura, Tekel İspirto ve Rakı Fabrikaları’nda işçi olarak çalıştırılmak üzere Anadolu’dan buralara göç ettirilen insanların barınmalarını sağlamak amacıyla, günümüzde usulsüz diye tanımlanan yapılaşmalar bilerek teşvik edilmişti. Beykoz ve Sarıyer’de doğan, büyüyen, evlenen ve ölümlerinden sonra buralardaki mezarlıklarda yatan insanlar, işgalci gibi gösterilerek, “kentsel dönüşüm“ projeleri yoluyla şimdi göçe zorlanmaktadır. Bunların aralarında arsalarının değerleneceği umuduna kapılarak köprünün yapılmasını isteyenlerin de önünde sonunda yaşadıkları yerleri terk etmek zorunda bırakılacağı unutulmamalıdır. 3.köprü demek, ecri misillerin artması, yıkımların başlaması ve barınma hakkımızın gasp edilmesi demektir. Biz Beykoz, Sarıyer ve tüm İstanbul halkı olarak köprü atında egzoz gazında yaşamak yerine yaşamı savunuyoruz. Yapılması gereken , sermayenin değil İstanbul halkının ortak çıkarlarını ve kamu yararını gözeten, doğal ve tarihsel çevrenin korunduğu, halkın demokratik katılımını esas alan bir planlamayı acilen hayata geçirmektir. İstanbul için, raylı sistem ağırlıklı, deniz yolunu en etkin biçimde kullanan ve otobüslerle desteklenmiş bir toplu taşıma sisteminin oluşturulması gereklidir. Planlı olarak toplu taşımayı etkinleştirme, ucuzlatma ve bu amacı destekleyecek biçimde otomobil kullanımını caydırıcı tedbirlerin alınması sağlanmalıdır. Tarımı ve hayvancılığı çökmüş, yerleşim ve sanayileşmesi plansızlığa dayalı, kırlarını yönetemeyen bir Türkiye’de, İstanbul’un ulaşım ve taşımacılık sorunu köprülerle çözülemeyecek, aksine bu sorunlara yoğun kent, kişi başına ulaşım maliyeti, su, rekreasyon, yaban hayatı gibi pek çok sorun daha da eklenecektir. Mart 2008’den buyana dün; Havantepe’de, Sarıyer merkezde, Rumelikavağı’nda, Tarabya’da, Beykoz’daydık. “3.rant köprüsü” söylentilerinden vazgeçilinceye kadar, bundan sonra da gerekirse Türkiye’nin tüm meydanlarını dolaşarak mücadelemizi sürdüreceğiz, İstanbul halkına, kente, çevreye ve doğaya karşı suç işlenmesini, ülkenin parasal kaynaklarının çarçur edilmesini önleyeceğiz. • 3.KÖPRÜ İSTANBUL HALKINA, KENTE ÇEVREYE VE DOĞAYA KARŞI SUÇTUR! • KÖPRÜ DEĞİL İNSANCA YAŞAM! • ORMAN YOKSA SU DA YOK! • 3.KÖPRÜ YIKIM DEMEKTİR! • ORMANIMA, SUYUMA,MAHALLEME DOKUNMA! • ARTIK YETER, BU KENT, BU ÜLKE BİZİM. • KENTİ, KENTLİYİ, ORMANI, SUYU,DENİZİ ÖLDÜRMEYELİM. • SERMAYE DEFOL İSTANBUL BİZİMDİR ! 18 TEMMUZ 2009 / SARIYER 3.KÖPRÜ YERİNE YAŞAM PLATFORMU |
22-07-2009, 21:29 | #26 |
Ağaç Dostu
|
Oğlum altıncı ya da yedinci sınıfta iken (12-13 yaşları), yeterli dünya bilgisi, kültürü, çevre bilinci yok iken, "siz olsanız İstanbul trafiğini rahatlatmak için neler yaparsınız" sorusuna; "Üçüncü, dördüncü boğaz köprüleri yapardım" demiş. Oğlumun o günkü, o yaştaki zeka ve bilinç durumuyla bugünkü yaşananlar pek örtüşüyor da aklıma geldi |
23-07-2009, 09:12 | #27 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 20-09-2007
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 126
|
2. köprüye itiraz edenleri hatırladıkça 3. köprünün ne kadar gerekli olduğunu bir kez daha anlıyorum. Hergün kullanıyorum 2. köprüyü, Allah yapandan yaptırandan razı olsun, olmasa yolum 30 km uzardı, trafik çilesi de cabası olurdu... "3. köprüye hayır" yerine "3. köprüye şartlı evet" kampanyası yapılsa tamam da, böyle olunca "istemezük" oluyor. Ha unutmadan ben de bir Sarıyerliyim... |
23-07-2009, 14:35 | #28 | |
Ağaç Dostu
|
Alıntı:
Bağlantı yolu iddiaları doğru bence.. Yan yolda ''Kırklareli'' tabelesa dikkatimi çekmişti.. Ormanların içinden 3.köprü bağlantılı Bulgaristan'a kadar ulaşacak bir yol planı var sanırım... 3.Köprü'nün Karadeniz Sahil Yoluy'la birleşeceğinden de bahsediliyordu... Her iki yakada da çalışmlar devam ediyor demek... |
|
12-08-2009, 00:22 | #29 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 14-04-2007
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 3,235
|
3. Köprünün başsorumlusu geçmişimizi ve dahi geleceğimizi karartan kara oğlandır! Üniversitede okurken; Günaydın gazetesinde çalışan kardeşimin eline tesadüfen geçmiş olan 70li yıllara ait bir gazetede okuduğum haberin kara-beyaz resmi şöyleydi: Ceylan derisi henüz icat edilmemiş yıllara ait meclisin karaoğlancıları ellerinde sandalyelerle çobansülücülere saldırıyorlar; sebep ise boğaz köprüsü gereksiz olduğu için istemiyorlar. Lise mezunu karaoğlanın peşinden giden solcukların muhalefet anlayışı; Özal'ın 2. köprü için yapılmaması için çobansülücüklerin kafalarına fırlattıkları vurdukları sandalyelere rağmen satılmasını istemedikleri 1. köprüydü. Arazi rantçıları ve mafyaları ile kolkola olan sağıcıların planı İstanbul'un küçük bir alana hapsedilmesiydi. Mutlu mesut sağıcı başbakan kentin en rantable arazilerini iç ederken; solbekler henüz futbolda solaçık mevkisinden bihaberdi. Sağırcıkların metrobüs icadı temelli toplu taşımacılık oyununa bile şiddetle karşı çıkan solungaçların hala nasıl nefes aldıkları bile belli değildi. Olur efendim 3.sü de olur, 4.sü de olur; basiretsiz solgunların sağıcı soygunlara dur demesi mümkün değildir. Karaoğlancılar; rahmetli Özal T.C. vatandaşlarına yurtdışı kapısını henüz açmadığı için (tekerleği yeniden icat eyme yolunda altı ok üstü yok yolumuz çok, ....); kır-at yık-at sağırlarına dilsiz kaldılar. Yapılmasın diye inat edeceklerine; yapılsın ama 3 değil 4 şerit; 1 değil 2 katlı olsun demeleri için kır-at gözlüklerini çıkarmaları gerekiyordu. ASCII Avrupa karakter setinden Türkçe karakter setini; biz hiç bir zaman Avrupa Topluluğuna girmeyeceğiz diyerek reddeden Karaoğlancığın sebep olduğu karakter sorunlarından dolayı kulaklarını çok çınlatmışsızdır. Köprü trafiğinde başvurulacak çınlatgaçlarınız için hedef yine aynıdır: Karatoprakoğlan. |
30-08-2009, 14:49 | #30 | |
Ağaç Dostu
|
Soner Yalçın'ın yazısı Karınca70'e cevap gibi olmuş. Alıntı:
|
|
Etiketler |
garipçe, köprü, oksijen, orman, rumelifeneri |
|
|