![]() |
|
![]() |
#11 | |
Ağaç Dostu
|
Alıntı:
Mesajınızda sorularımın tamamına yakın cevaplar var aslında. İsterseniz mesajlarınızda bold yaptığım yerleri teker teker tartışalım. Bugün kentsel dönüşüm için sadece varoşlar değil Istanbul' un tarihi yarımadası ve bu tarihi dokuda yüzyıllardır yaşayan insanlarında yerinden oynatılması tartışılıyor. Bu söylediğiniz şey Tuzla' da kimseyi rahatsız etmez ama örnek olsun diye söylüyorum, Beşiktaş' ta herkesi rahatsız eder. (Bu örnek tamamen farazidir. Sadece tarihin korunması adına örnek verilmiştir.) Oradaki tarihi Balıkçılar Çarşısı ve civarı şimdiki yeni yetme zenginlere çok salaş veya hemen yıkılıp yerine gökdelenler dikilmesi gereken yerler olarak görülebilir ama orada yaşayan bir balıkçı için bir ömür vardır ve para ile satın alamazsınız. Alırsanız zorla alırsınız, o zamanda o insanın kahrından öleceğini peşinen kabul etmiş olursunuz. Eski Türk filmlerinde seyretmişsinizdir. Müteahhit bütün mahalleyi satın alır ama huysuz bir ihtiyar mahallenin ortasındaki bahçeli evini satmak istemez. Çünki ihtiyar için orada bir tarih gömülüdür ve parasal karşılığı da yoktur. Sonunda mafya bozuntuları gelir ve bilinen son gerçekleşir. Ama devlet dediğin şey mafya değildir, yaptığı her işin sosyal boyutunu düşünmek zorundadır. Devlette adaletsizlik olamaz ve bu adalet dağıtımı kişilere bırakılamaz. Görevlerin geçici olduğu yönetimlerde kefaletle iş yapılamaz. Dağıtımı siz yapmayacağınıza göre kimin adaletine güvenerek bu projeye kefil olabiliyorsunuz. Böyle bir konu halka danışılmadan hayata geçirilebilir mi? Kısa vadede Istanbula göç olacağını peşinen kabul ediyorsunuz. Bugün 13 milyonda kilitlenen Istanbul' u yarın 23 milyon olunca nasıl başedeceksiniz. Yoksa yatırımlar Konya' ya Adana' ya, Aydın' a ve Istanbul ve bir kaç tane yatırım yığılmasına uğramış il hariç bütün Anadolu illerine dağıtılsın. İkinci köprü yapılırkende hiç kimse doğanın bu kadar talan edilmeyeceğini söylüyordu. Bugün Ömerli Havzası' nın etrafını Sultanbeyli' den tutun Sarıgazi, Çekmeköy, Alemdağ' dan tutn Beykozun arka sırtlarına kadar nasıl talan edildiğini ve su havzasının nasıl bir tehlike altında olduğunu bir inceleyin isterseniz. Bunların hepsi 2. Köprü' den sonra olan gelişmeler. Nüfus 7 milyonlardan 13 milyonlara taşındı. Sonra birde müthiş bir öneride bulunmuşsunuz, şaşırdım kaldım doğrusu. Şaka yapmadınız değil mi? "cevreye zarar veriyorsa yaparsiniz bir baraj kapagi kapatirsiniz." Açtığınız Kanal' ı mı kapatacaksınız. Ben özel sektörde yıllarca yöneticilik yaptım. Eğer yeni bir yatırım için fizibilite yapıyorsanız, sonuç olarak "baktınızki fabrika zarar ediyor, kapısına kilidi vurursunuz." gibi bir cümle sarfederseniz işvereniniz sizi ne yapar bilemem. İşte o zaman ben bile kurtaramam sizi. Eskişehir' e son değişimden sonra hiç gitmedim ama merak etmiyor değilim doğrusu. Sizin boklu dere dediğiniz Porsuk çayının eski halini hayal meyal hatırlıyorum ama Sn. Yılmaz Büyükerşen' den her aklı başında siyasetçinin öğreneceği çok şey olsa gerek. Yapılanları internet üzerinden gördüğüm kadarı ile biliyorum ama bu çalışmalar yapılırken Eskişehir' den sosyal adaletsizlik konusunda en küçük bir eylem duymadım. Ben mi yanılıyorum. Kimsenin evi buldozer veya kepçelerle başına yıkılmadı diye biliyorum. Eskişehir' li üyelerimiz varsa ve olumsuz taraflarını biliyorsa lütfen yazsınlar. Olumlu taraflarını zaten medyadan izleyebildiğimiz kadar izledik. "Bu projenin tek elestirilebilecek tarafi tatli su rezervlerine olan etkileri olabilir. bu konuda ki endiselere katilirim" Bu projeye karşı çıkışın anafikrini yine siz yazmışsınız zaten. Istanbul ve çevresinin bugünki halinden daha fazla talan edilip çevreye zarar verilmemesi, Kuzey Istanbul' un korunması, Istanbul' da yatırım ve nüfus yığılmasına son verilmesi. Yoksa gelişen bir Türkiye için finansmanı da sağlanabiliyorsa en büyük projelerin hayata geçirilmesi hepimizin idealidir. Ekonomik bağımsızlık olmadan siyasi bağımsızlık olamaz ilkesi temel inancımızdır. Şu anda yapıcı bir tartışma içinde olduğumuz için Kemalizm' e dil uzatan arkadaşa bir şey yazmıyorum. Ama eğer ısrar ederse her zamanki yaptığım gibi onu Neyzen Tevfik' e havale ederim. Gerekli cevabı o verir. Bu memleket için olumlu iş yapan herkese yaptığı iş için teşekkür etmeyi bilmek lazım. Ben IMF konusunda nasıl teşekkür ediyorsam, bugün üzerinde binlerce oyun dönmesine rağmen elimizdeki kırık dökük bağımsızlığımızı borçlu olduğumuz insana teşekkür de istemiyorum (Onun buna ihtiyacı yok çünki), dillerini tutsunlar yeter. |
|
![]() |
![]() ![]() |
|
|