agaclar.net

Geri Dön   agaclar.net > Doğaya ve Yaşamınıza Sahip Çıkın > Doğa, Çevre, Ekoloji, Gıda Hukuk ve Politikaları
(https)




Beğeni Düzeni43Beğeniler

Cevapla
 
Bookmark and Share Dış Bağlantılar Konu Araçları Mod Seç
Eski 13-05-2007, 01:40   #1
agaclar.net
 
Mine Pakkaner's Avatar
 
Giriş Tarihi: 06-01-2006
Şehir: İzmir
Mesajlar: 10,707
Galeri: 99
GDO'lu gemiler Bandirma Limani'na dayandi!

Ziraat Mühendisleri Odası Haber Grubu'ndan gelen mesajı bilgilerinize sunarım.

GDO'lu gemiler Bandirma Limani'na dayandi!

Turkiye'ye 110 bin ton genetigi degistirilmis misir getiren gemiler, limanlarimiza dayanmaya basladi. Amerikali - Avrupali beyaz adamlarca uretilen bu misirlar, "yerliler" tarafindan kapisiliyor. Boylece ureticinin emegi, tuketicinin sagligi "ticarete" konu ediliyor.

Sozlerimizi acmak icin, genetigi degistirilmis urunu tanimlayalim.

Biyoteknolojik yontemlerle kendi turu disindaki bir turden gen aktarilarak belirli ozellikleri degistirilen bitki, hayvan ya da mikroorganizmalara "transgenik" ya da "genetigi degistirilmis organizma" (GDO) denilmektedir. Bu kapsamda, ornegin baliga ait bir gen domatese, bakteri veya viruse ait bir gen misira aktarilabilmektedir.

Oyku, "yapisal uyarlama" altindaki ulkelere, paten hakkini ongoren "cagdas yasalarin" transfer edilmesi ile baslar. Ardindan cok uluslu sirketler, binlerce yildir dogaya ait olan tohumlara bir ya da birkac gen aktarimi yaparak bu tohumlarin uzerinde mulkiyet "hakkı" tesis ederler. Artik o tohum, sirketin mali olmustur.

Terminator teknolojisi kullanilarak, GDO'lu tohumdan ureme yetenegi alinmistir. Yani tohum sadece bir kere ekmeye yara ve alacaginiz urunu tekrar ekemezsiniz. Ayrica bu tip tohumlarda kullanilabilecek tarim ilaclari da yine ayni sirket tarafindan uretilmeye baslanmistir. Baska bir deyisle, her yil ayni tohumu ve ayni ilaci, cevre ulkelerin yoksul koyluleri, ayni sirketten satin almak zorunda birakilmislardir.

GDO'lu tohumlar, rekabet ustunlugune sahiptirler. Kontrolsuz kosullarda dogaya salindiklarinda, biyocesitliligi tahrip eder ve hizla baskinlik kurarlar. Ayni zamanda gen kacislari ile dogal urunleri bozarlar.
Bunun icin ulkeler, GDO'lu urunlerin ekimine tarlalarini acmak istemezler. Beyaz adam, Meksika orneginde oldugu gibi, once kacak ekim yaparak bulasiklik yaratir. Boylece "ekimin yasallasmasi" onunde bir engel kalmaz. Ardindan bagimlilik pekisir, her yil cevre ulkelerin katma degeri sirketlere akmaya baslar.

Uretilen urunler, dunyaya pompalanir. Biyoguvenlik yasalarinin cikmasinin engellendigi ulkelerde, GDO'lu urunler ithal edilir, hayvan yemi rasyonlarinda ve isleme sureclerinde kullanilir, tuketici sofrasina ulastirilir.
GDO'lu urunler halk sagligi uzerinde buyuk risk olusturur. Alerjik reaksiyonlar, antibiyotikler karsi gelisen dayaniklilik bunlardan en bilinenleridir. Ancak GDO'lu maddelerin ucuncul biyokimyasal urunlerinin nesiller boyunca insan vucudu icinde yol acabilecegi degisikliklerin olasi sonuclarini dusunmek bile korkunc.

Iste bu cerceve icinde Turkiye, 1996 yilindan bu yana GDO'lu misir, soya, pamuk ve kolza ithal ediyor. Biyoguvenlik Yasasi Meclis-Bakanlik arasinda dort yildir tenis topu muamelesi gorurken, hicbir denetim ve sinirlamaya tabi olmaksizin gemiler Anadolu limanlarina yanasiyor, GDO bosaltiyor.

Bunlar buyuk ve kucukbas hayvanlarin beslenmesinde, kolali iceceklerde, hazir corbalarda, yaglarda, bebek mamalarinda kullaniliyor. 800 cesidin uzerindeki urun yelpazesinde sofralardaki yerini aliyor. Tuketici bilmeden bunlari kullaniyor.

"Muktesebatina uyum zorunlulugu" bulunan Avrupa, iceriginde %0.9'un uzerinde GDO'lu hammadde bulunan urunlerin etiketlenmesi zorunlulugunu getireli yillar oldu. "Muz Cumhuriyetleri" icin bu alanda yapisal uyarlama, cok ivedi bir ozellik tasimiyor anlasilan...

Kazananlar coniler ve ortaklari, yani bir avuc. Kaybedenler ise milyonlar.

"Zipla, zipla, ziplamayan coni'dir" denildi, "kuresellesme" diye tanimlanan emperyalizmin ipligi pazara cikarildi.
Simdi, ziplamaktan daha fazla seyler yapma zamani...

Gokhan Günaydın
Ziraat Mühendisleri Odası Genel başkanı
9 Mayis 2007

guneydefne beğendi.
Mine Pakkaner Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 21-07-2007, 15:25   #2
Ağaçsever
 
Giriş Tarihi: 08-10-2006
Şehir: Bursa
Mesajlar: 44
Galeri: 19
BASINA VE KAMUOYUNA
Tarım ve Köyişleri Bakanlığı tarafından 26 Haziran 2007 tarihinde GDO ve GDO'lu ürünlerin ithalatı, işlenmesi ve kontrolüne ilişkin hususların "YASAL DÜZENLEMELERİN BELİRLENMESİNE KADAR" düzenlenmesine ihtiyaç duyulduğu gerekçesi ile GDO ve GDO'LU BİLEŞEN İÇEREN GIDA ve YEM MADDELERİNİN İTHALATI, İŞLENMESİ ve KONTROLÜNE İLİŞKİN HUSUSLAR HAKKINDA TALİMAT" hazırlanmıştır. GDO'lu gıda ve yemlerin ithalatı, işlenmesi ve yurt içinde kontrolü aşamalarındaki işlemlerin söz konusu talimat hükümleri doğrultusunda uygulanması için durum tüm Valiliklere ve Bakanlık birimlerine bildirilmiş, 1 Ağustos 2007 tarihinden sonra talimat doğrultusunda işlem yapılacağı belirtilmiştir.

TALİMATIN YASAL DAYANAĞI YOK
Türkiye’nin taraf olduğu Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi ve eki niteliğindeki Cartagena Biyogüvenlik Protokolü TBMM tarafından kabul edilerek yürürlüğe girmiştir. Protokole göre, GDO’lu ürünlerin iç piyasada üretimi, dağıtımı ve çevreye salımı konusunda bir takım zorunluluklar getirilmiştir. Buna göre sözleşmeye taraf devletler, ihtiyatilik ilkesi çerçevesinde bu ürünlerin risk değerlendirmesini yapacak sistemi kurmak, çevreye ve diğer gıdalara bulaşmasını engelleyecek tedbirleri almak ve ülkeye girişinden çıkışına kadar sıkı bir denetim mekanizması oluşturmak, bunu da bir iç hukuk düzenlemesi olan kanun ile yapmak zorundadır. Buna karşın Bakanlık tarafından çıkartılan talimatın bu açıdan yasal bir dayanağı, her hangi bir kanun bulunmamaktadır. Talimata dayanak olarak gösterilen kanunlar ise biraz önce belirttiğimiz yükümlülükleri karşılayan bir düzenleme içermemektedir.

Bununla birlikte Bakanlık yaklaşık beş yıldır yürüttüğü “Biyogüvenlik Kanunu” tasarı taslağı çalışmaları sonucu ortaya çıkardığı metinde, GDO’lu ürünlerin ithalatı, ihracatı, tüketimi, etiketlenmesi ve çevreye serbest salınımı ile ilgili yükümlülükler getirilmekte, GDO’lu ürünlerin kullanılmasından doğan zarar ve bu zarardan kaynaklanan sorumluluk, taslak metnin önemli bir parçasını oluşturmaktadır. Tasarı taslağı ile GDO’lu ürünlerin üretimi, kullanılması ve tüketiminin serbest hale getirilecek olması, bu konuda duyarlılık gösteren başta GDO’ya Hayır Platformu ve diğer demokratik kitle örgütlerinin çabası ile parlemento tarafından Bakanlığa iade edilmişti.

Oysa bugün Bakanlığın yürürlüğe koyacağı söz konusu talimat ile “Biyogüvenlik Kanunu” tasarı taslağı çalışmalarının bile çok gerisinde düzenlemeler getirilmeye çalışılmaktadır. Hukuki temelden yoksun, adeta yok hükmünde olan talimat, Cartagena Biyogüvenlik Protokolü doğrultusunda GDO’lu ürünlerden zarara uğrayacak çiftçi ve tüketicilerin zararları ile bu zararların kaynağı ile ilgili ispat külfeti konusunda hiçbir özel düzenleme getirmemektedir. Böylece çiftçiler ve tüketicilerin GDO’lu ürünlerden etkilendiklerini ispat etmek zorunda kalması, yargılama masrafları ve bunun için gerekli yüksek meblağlı harcamaların çiftçi ve tüketicilerce yapılacak olması, hak arama özgürlüğünü engelleyecektir. Oysa ki protokolün getirdiği ihtiyatilik prensibine göre, ispat külfeti GDO’lu ürünleri üreten ve ithal edenlerin üzerinde olmalıdır. Oysa talimat bu durumun tam aksine hiç bir düzenleme getirmeyerek hem GDO’lu ürünlere serbestlik yolu açmakta hem de bu ürünlerden doğacak zarar toplumun ve çevrenin sırtına yüklemektedir.

KİMLERE ÇIKAR SAĞLANIYOR
Türkiye’ye hukuk dışı yollarla bugüne kadar milyarlarca dolarlık GDO’lu ürün girmiş, halen de girmeye devam etmektedir. Bunun en önemli kanıtı da Toprak Mahsülleri Ofisi Genel Müdürü İsmail Kemaloğlu’nun Mayıs ayında Bandırma’ya yaptığı ziyaret sırasında ithal edilen ve Bandırma limanına indirilen mısırlarla ilgili olarak çeşitli açıklamaları ile sabittir. GDO’lu mısırların Bandırma Limanı’na girdiği günlerde sessiz kalmayı tercih eden Tarım Bakanlığı, şimdi de çıkardığı talimat ile sadece AB’den gelen ürünlerde GDO’larla ilgili düzenlemeye gitmekte, geri kalan ülkeler ile ilgili bir düzenleme getirmemektedir. Bandırma örneğinde de olduğu gibi Türkiye’ye çoğunlukla ABD ve ARJANTİN menşeili GDO’lu ürünler girmektedir.
Cartagena Biyogüvenlik Protokolü açık şekilde GDO’yu insan, hayvan, bitki ve çevre sağlığı, genetik kaynaklar için riskli ürün olarak değerlendirmekte ve ülkelere bu ürünlerin ithalatı esnasında her türlü tedbir alma hak ve yükümlülüğünü yüklemektedir. Ancak Cartagena Biyogüvenlik Protokolüne Amerika, Arjantin, Brezilya gibi pek çok GDO’lu ürün üreticisi ülke taraf bil değildir. Oysa Bakanlıkça hazırlanan talimat sadece AB ülkelerinden ithal edilen ürünlerle sınırlandırılarak büyük miktarda ithalatın yapıldığı ülkelerden gelen GDO’lu ürünleri denetim dışında bırakmaktadır.
Kamuoyunu yanıltıcı bu girişimlerle hangi sermaye gruplarının kollandığının açıklanması gerekmektedir. GDO’lu ürünleri ucuza getirip, çiftçimizin ve tüketicimizin geleceğini, biyolojik çeşitliliğin varlığını tehdit edenlerin kimler olduğu yetkililerce bir an önce açıklanmalıdır. Herhalde bunlar çiftçilerimiz değil, Cargill’in mısırlarından şeker üretenler ve diğerleridir…

KAMUOYUNUN HAKLI TEPKİSİ HİÇE SAYILIYOR
Türkiye’de yaklaşık on yıldır genetiği değiştirilmiş organizmaların riskleri, insan sağlığı ve biyolojik çeşitlilik üzerindeki yıkıcı etkileri, tarım ve çevre üzerine olumsuz sonuçları demokratik kitle örgütleri tarafından her platformda dile getirilmiştir. Canavar Balon Kampanyası ile de GDO’ya Hayır Platformu bu konudaki duyarlılığı kamuoyuna malederek topladığı yüz bin imzayı TBMM Dilekçe Komisyonuna iletmiştir. Dilekçe Komisyonu da gerekli mercileri konu hakkında bilgilendirmiş ve konunun tarafları ile birçok toplantı düzenlenmiştir. Ancak hükümet bu seslere beş yıldır kulaklarını tıkamış, bu da yetmiyormuş gibi 5553 sayılı Tohumculuk Yasası başta olmak üzere tarımın ve çiftçinin belini kıracak girişimlerini hızlandırmıştır. En son Nisan ayında Önce Ziraat Mühendisleri Odası ve Çiftçi Sendikaları Konfederasyonlaşma Platformu, Türkiye’ye GDO’lu ürün girdiği yönünde bir basın açıklaması yapmış, ardından da Ekoloji Kolektifi ve Tüketici Hakları Derneği gümrüklerden aldığı mısırlar üzerinde yaptırdığı analizlerde GDO bulunduğunu tespit ederek kamuoyunu uyarmıştır. Buna karşın hükümet bu seslere kulaklarını tıkadığı yetmiyormuş gibi şimdi de hukuka aykırı bir talimat çıkararak GDO’lu ürün ithalatını meşrulaştırmaya çalışmaktadır.

HALKIMIZI BİR KEZ DAHA UYARIYORUZ..
GDO'ya Hayır Platformu olarak Genetiği Değiştirilmiş Organizmalara (GDO) karşı 2002 yılından beri yürüttüğümüz haklı mücadelemizde yeni bir döneme giriyoruz. Hükümetin giderayak çıkarttığı GDO ve GDO'lu bileşen içeren gıda ve yem maddelerinin ithalatı, işlenmesi ve kontrolüne ilişkin hususlar hakkındaki talimatı ile GDO'ların ithalatı ve işlenmesinin meşrulaştırılmaya çalışılarak riskin sorumluluğundan kaçılıyor; tarım toprakları, gıda güvenliği, tüketici sağlığı ve çevreye geri dönülmez etkileri göz ardı edilerek ülkemiz adeta genetik yıkıma sürüklenmektedir.
Yıllarca yoksul Afrika halkına GDO yardımı yaparak onları açlığa ve sefalete mahkum edenler, Irak’ın işgali ile yürürlüğe koydukları ilk uygulama olan 81 No’lu karar ile işgali sürekli kılanlar, Türkiye’de Tohumculuk Yasası’nın çıkarılmasını sağlayarak Anadolu’nun genetik mirasını sermayeye tescilleyenler şimdi de riskli GDO’lu ürünlerin ithalatını talimata bağlayarak genetik kıyım için düğmeye basmışlardır. GDO’ya Hayır Platformu bileşenleri olarak hukuki dayanaktan yoksun Bakanlık talimatına karşı tüm meşru ve hukuki mücadele araçlarını kullanacağımızı; ekoloji, tüketici ve tarım örgütleri olarak bu mücadeleyi soruna kadar sürdüreceğimizi bir kez daha tekrarlıyoruz.
GDO’ya Hayır Platformu Hukuk Komitesi hazırlıklarını tamamladıktan sonra kamuoyu bilgilendirerek hukuki sürecimiz başlatılacaktır. Toprağı, suyu, havası için mücadele eden tüm demokratik kitle örgütlerinin çalışmalarımıza destek olmasını istiyoruz.
Bu ülkeyi, bu toprakları sattırmayacağız. Bu toprakların kirletilmesini ve yok edilmesine izin vermeyeceğiz. Tüketicilerin sağlığının risk sokulmasına izin vermeyeceğiz.

Yaşam Bizimdir. YAŞAM PATENTLENEMEZ.

GDO’YA HAYIR PLATFORMU ANKARA BİLEŞENLERİ

Arca Atay Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 21-07-2007, 15:32   #3
Ağaçsever
 
Giriş Tarihi: 08-10-2006
Şehir: Bursa
Mesajlar: 44
Galeri: 19
AKP , GDO'lari Serbest Birakacak

TÜRK HALKI KOBAY OLARAK KULLANILIYOR

http://www.showtvnet.com/haber/yasam/20072007/gdo.shtml

Genetiği Değiştirilmiş Organizma'ya (GDO) Hayır Platformu temsilcileri, GDO'lu ürün ithalatını kolaylaştıran bakanlık talimatını protesto etti.
Platform sözcüsü ve TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO) Başkanı Gökhan Günaydın, protesto amacıyla platforma üye kuruluşların temsilcileri ile birlikte düzenlediği basın toplantısında, "İnsan sağlığı ile oynamaya kimsenin hakkı yok. Bakalım bu gıdaları Bakan Eker çoluğuna çocuğuna yedirecek mi yoksa imha mı edecek" dedi.
Günaydın, GDO'lu ürün kullandığı halde beyan etmeyen firmaları yakında ilan etmeye başlayacaklarını bildirirken, Tüketici Hakları Derneği (THD) Başkanı Turhan Çakar, GDO'lu ürünler konusunda 'Türk halkının kobay olarak kullanıldığını' öne sürdü.
Platform adına düzenlenen basın toplantısında konuşan ZMO Başkanı Günaydın, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı tarafından 26 Haziran'da yayımlanan ve 1 Ağustos'tan itibaren uygulanacak "GDO ve GDO'lu bileşen içeren gıda, yem ve yem maddelerinin ithalatı, işlenmesi ve kontrolüne ilişkin hususlar hakkında talimatın, Türkiye'de tarımsal üretim ile tüketici sağlığını tehlikeye atan düzenlemeler içerdiğini söyledi.
Türkiye'nin de taraf olduğu Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi ve eki niteliğindeki Cartagena Biyogüvenlik Protokolü ile GDO'lu ürünlerin iç piyasada üretimi, dağıtımı ve çevreye salınımı konusunda bazı zorunluluklar getirildiğini hatırlatan Günaydın, bu konuda düzenleme yapmak üzere Bakanlık tarafından hazırlanan ve 'GDO'lu ürünlerin üretimi, kullanımı ve tüketimini serbest hale getirecek" olan "Biyogüvenlik Kanunu Taslağı"nın çıkarılmasının, platformun gayretleri sonucunda çıkarılmasının önlendiğini anlattı.
Diğer taraftan bakanlığın yayımladığı son talimat ile çıkarılmak istenen 'Biyogüvenlik Kanunu'ndan daha ileri hükümler getirilerek, GDO'lu ürünlerden zarara uğrayacak üretici ve tüketicilerin zararları ve bu zararların kaynağı ile ilgili ispat külfeti konusunda hiç bir düzenleme getirilmediğini kaydeden Günaydın, böylece hem GDO'lu ürünlere serbestlik yolu açıldığını, hem de ürünlerden doğacak zararın toplumun ve çevrenin sırtına yüklendiğini belirtti.
Türkiye'ye 1989'dan beri başta mısır ve soya olmak üzere milyonlarca dolarlık GDO'lu ürün ithal edildiğini, AB düzenlemelerine göre, GDO kalıntısı oranını binde 9'u aşması halinde bunun ürün üzerinde beyan edilmesi gerektiğini anlatan Günaydın, ancak Türkiye'de firmaların böyle bir uygulama yapmadığına dikkati çekti.
Son dönemde ithal edilen 250 bin ton mısır 100 bin tonunun Arjantin'den getirildiğini ve bunun GDO oranını bilinmediğini kaydeden Günaydın, ABD, Arjantin, Brezilya gibi birçok GDO'lu ürün üreten ülkelerin Cartagena Biyogüvenlik Protokolüne taraf olmadığını hatırlattı.
Bakanlıkça hazırlanan talimatın sadece AB'den yapılan ithalatı düzenlediğini, GDO'lu ürünlerin büyük bölümünün ithal edildiği ülkeleri kapsam dışında bıraktığını belirten Günaydın, "Kamuoyunu yanıltıcı bu girişimle hangi sermaye grupları kollanmaktadır? GDO'lu ürünü ucuza getirip çiftçimizin ve tüketicimizin geleceğini, biyolojik çeşitliliğin varlığını tehdit edenlerin kimler olduğunun açıklanması gerekir" dedi.
GDO'ya Hayır Platformu'nun, GDO'lu ürünler taşıdığı riskler konusunda defalarca kamuoyunu ve yöneticileri uyardığını, halkın tepkisini göstermek amacıyla hazırlanan 100 bin imzalı dilekçenin TBMM'ye sunulduğunu hatırlatan Gökhan Günaydın, "bu seslere kulağını tıkayan hükümetin, giderayak hukuka aykırı talimat çıkararak GDO'lu ürün ithalatını meşrulaştırmaya çalıştığını" ifade etti.
GDO'ların tarım toprakları, gıda güvenliği, tüketci sağlığı ve çevreye geri dönülmez etkileri gözardı edilerek Türkiye'nin adeta genetik bir yıkıma sürüklendiğini öne süren ZMO Başkanı Günaydın, GDO'ya Hayır Platformu olarak, hukuki dayanaktan yoksun bakanlık talimatına karşı tüm hukuki ve meşru yollara başvuracaklarını söyledi.

"MUZ CUMHURİYETİ MUAMELESİ..."
Günaydın, GDO'lu ürün içeren mayonez, nişasta, cips, kraker, kahvaltılık gevreklerin bulunduğu gıdaları Bakan Eker'e göndermek üzere kutuya koyarken, binde 9'dan fazla GDO kalıntısı içeren ürünlerde, bunun etiket üzerinde beyan edilmesi gerektiğini hatırlattı.
Firmaların ürünlerinde GDO'lu ürün kullanılmadığını beyan etmesini isteyen Günaydın, aksi takdirde GDO'lu ürün kullanan firmaları, yakında ilan etmeye başlayacaklarını belirterek, "GDO'lu ürün içeren 800'den fazla işlenmiş gıda tüketicinin sofrasına giriyor. Kimse Türkiye'ye Muz Cumhuriyeti muamelesi yapamaz. Kimsenin insan sağlığı ile oynamaya hakkı yok" diye tepki gösterdi.
Günaydın, doğru tarım politikaları ile, Türkiye'nin ihtiyacı olan mısır ve soyayı yurt içinde üretebileceğini de vurguladı.
THD Başkanı Turhan Çakar da 2004 yılında piyasadan topladıkları birçok gıda ürünü ve yemde yaptırdıkları analizlerde yüksek miktarlarda GDO'lu ürün tespit edildiğini hatırlatarak, Türk halkının GDO'lu ürünler konusunda kobay olarak kullanıldığını öne sürdü.
Çakar, üretim, ithalat ve tüketimde yasaklama beklerken bakanlığın bir talimatla GDO'lu ürünleri serbest bıraktığını belirtirken, bunu kabul etmelerinin mümkün olmadığını, yeni hükümetten acilen bu konuda önlem alınmasını istediklerini söyledi.
Çakar, GDO'lu ürün içeren gıdaların Bakan Eker'e gönderilmek üzere kutuya konulması sırasında da, "Bakan Eker bunları çocuklarına yedirebilecek mi, takip edin" dedi.

20.07.2007

************************************************** ****

TÜRKİYE GENETİK YIKIMA SÜRÜKLENİYOR - EVRENSEL

Genetiği Değiştirilmiş Organizmalara (GDO) Hayır Platformu Ankara Bileşenleri, Tarım Bakanlığı‘nın GDO‘lu ürün ithalatının önünü açan talimatına tepki göstererek, "Türkiye genetik yıkıma sürükleniyor" uyarısında bulundu.
Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO) Lokali‘nde düzenlenen basın toplantısında konuşan ZMO Başkanı Gökhan Günaydın, Tarım Bakanlığı‘nın hazırladığı "GDO ve GDO‘lu Bileşen İçeren Gıda ve Yem Maddelerinin İthalatı, İşlenmesi ve Kontrolüne İlişkin Hususlar Hakkında Talimat"ın 1 Ağustos‘ta yürürlüğe gireceğini kaydetti. Türkiye‘nin de taraf olduğu Biyoçeşitlilik Sözleşmesi ve Cartagena Biyogüvenlik Protokolü‘nün GDO‘lu ürünlere ilişkin bir dizi zorunluluk getirdiğini belirten Günaydın, GDO talimatının bu zorunluluklara uymadığını belirtti. Türkiye‘ye hukuk dışı yollarla bugüne kadar milyarlarca dolarlık GDO‘lu ürün girdiğini kaydeden Günaydın, GDO‘lu ürünlerin özellikle ABD ve Latin Amerika menşeli olduğunu söyledi.
Talimat ile GDO‘lu ürünlerden doğan zararı ispat külfetinin çiftçilere ve tüketicilere yıkıldığını kaydeden Günaydın, bu düzenlemenin Cartagena Biyogüvenlik Protokolü‘ne aykırı olduğunu söyledi. Günaydın, "Talimat hem GDO‘lu ürünlere serbestlik yolu açmakta, hem de bu ürünlerden doğacak zararı toplum ve çevrenin sırtına yüklemektedir. AKP Hükümeti giderayak çıkardığı talimat ile GDO‘ların ithalatı ve işlenmesini meşrulaştırmaya çalışarak riskin sorumluğundan kaçmaktadır. GDO‘ların tarım toprakları, gıda güvenliği, tüketici sağlığı ve çevreye geri dönülmez etkileri göz ardı edilerek, ülkemiz adeta genetik yıkıma sürüklenmektedir" diye konuştu.

Tüketiciler kobay değil!
Talimatın iptali için yargıya başvuracaklarını ve GDO‘lu ürünlere karşı mücadele etmeye devam edeceklerini belirten Günaydın, "Bu ülkeyi, bu toprakları sattırmayacağız. Bu toprakların kirletilmesine ve yok edilmesine, tüketicilerin sağlığının riske sokulmasına izin vermeyeceğiz" dedi. GDO‘lu ürün satan firmalara "GDO‘lu ürün sattığınızı açıklayın" diye seslenen Günaydın, aksi takdirde kendilerinin bu firmaları açıklayacağını bildirdi. Tüketici Hakları Derneği Başkanı Turhan Çakar ise hayvan yeminden sıvı yağa, hatta bebek mamasına kadar birçok üründe GDO bulunduğunu kaydederek, özellikle mısır ve soyadan imal edilen ürünlerde GDO olduğunu söyledi. Ankara ve İsviçre‘de yaptırdıkları analizlerde birçok üründe GDO çıktığını kaydeden Çakar, "Tüketiciler kobay olarak kullanıldı" dedi.
Açıklamanın ardından GDO‘ya Hayır Platformu Bileşenleri, Tarım Bakanı Mehdi Eker‘e GDO‘lu olma potansiyeli yüksek olan ürünlerden oluşan bir koli gönderdiler.

(Ankara/EVRENSEL)

Arca Atay Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Cevapla


Gönderme Kuralları
Yeni konu gönderemezsiniz
Konulara yanıt veremezsiniz
Ek dosya yükleyemezsiniz
Kendi gönderilerinizi düzenleyemezsiniz

BB code Açık
Smilies Açık
[IMG] Kodu Açık
HTML Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Forum saati Türkiye saatine göredir. GMT +2. Şu an saat: 11:57.
(Türkiye için GMT +2 seçilmelidir.)


Forum vBulletin Version 3.8.5 Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0
agaclar.net © 2004 - 2025