![]() |
|
|
![]() |
#1 |
agaclar.net
|
Alakır Nehri Kardeşliği'nden Birhan Erkutlu'ya Kumluca Savcısından Dava Alakır nehrini kurutarak vadide yaşayan sayısız canlının ölümüne neden olan DEDEGÖL ENERJİ'nin KÜRCE HES'inin mühendisi GÖKHAN GÖKTAŞ'ın, kendisine facebook üzerinden 'doğa katili, tabela kafalı mühendis, iblis, ucube' denilerek hakaret edildiği iddiasıyla savcılığa bulunduğu suç duyurusuna istinaden Alakır'a gelen jandarma Uz. Çvş. MELİH KEMAL KÜRKLÜ'nün, 'Biz senin ayağına gelmek zorunda mıyız? İstesem seni gelip zorla kelepçeleyerek götürürüm' tehtidlerinden sonra sağlıklı ifade verebilecek bir ortam kalmadığından ifadesi alınamayan Birhan Erkutlu, jandarmanın 'ifade vermekten kaçıyor ve bizlere küfretti' diye tutanak tutmasının ardından hakkında yakalama kararı çıkarılmış, ardından sorguya alındığı savcı tarafından 'devlet varken doğayı korumak sana mı kaldı, sen bize küfür mü ediyorsun' gibi aşağılayıcı ve tehtidkar tavırlarına maruz bırakıldıktan sonra doğru düzgün savunması bile alınmadan ve saatlerce kendini tehtid eden jandarmanın gözetiminde aç ve susuz gözetim altında tutulduktan sonra acilen mahkemeye çıkarılmış ve jandarmanın düzmece tutanağı esas alınarak hakim Gülay Şık tarafından kuvvetli 'kaçma' şüphesinden dolayı adli kontrole alınarak haftada bir jandarmaya gelerek imza verme koşuluyla tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmıştı. Bahsi geçen Kumluca Jandarma Karakolu'na 20 km’si toprak, geri kalanı bozuk ve virajlı 1.5 saatlik 70km dağ yolu uzaklıkta oturan ve herhangi bir ulaşım olanağı bulunmayan Birhan Erkutlu, tutuklanmaması için gönüllülerin maddi destekleriyle 4 haftadır onca yolu tek geçim kaynağı olan hayvanlarını ve bahçesini bırakarak bir imza için gidip gelmektedir. Senelerdir arazisinden neredeyse hiç ayrılmayan, zaten geçimini sağlayan hayvanları ve bahçesi yüzünden ayrılmasıda mümkün olmayan Birhan Erkutlu'nun bu karara yaptığı itiraz mahkemece reddedildi ve bugün (2 temmuz 2013 salı) itibariyle Kumluca Savcıları Hüseyin Şık tarafından hakkında dava açılan Birhan Erkutlu'nun ilk duruşmasının 11 eylül 2013'te görüleceği açıklandı. Birhan Erkutlu konuyla ilgili yaptığı açıklamada; "Derdi sadece Alakır'ın doğasını korumak isteyenlere karşı şirket-hükümet-jandarma (polis) üçlüsü tarafından yürütülen baskı politikaları Anadolu'nun her köşesinde olduğu gibi Alakırda da devam ediyor. Anlaşılan çıkar ilişkisinde olan birilerini rahatsız etmişiz ve yine o birileri tarafından Birhan'ı yoketmek için biryerlerde düğmelere basılmış ve bu oyun sahneye konmuş. Ancak bunların aynı Gezi Parkındaki gibi anlamadıkları bir şey var. O da bu topraklarda tüm canlıların yaşam hakkı için cesurca mücadele eden yüzbinlerce Birhan olduğu. Beni cezalandırmaları, hapse atmaları ya da öldürmeleri bu topraklardaki yaşam mücadelesinden hiçbirşey kaybettirmez hatta kazandırır. Benimki gibi küçük bir bedenin onların bu topraklarda katlettiği onbinlercesinin yanında hiçbir önemi yoktur. Ben o katledilen canlılarla birlikte yokedilmekten onur duyarım aynı o canlılarla omuz omuza yaşam mücadelesi vermekten duyduğum onur kadar. Şahıslara yönelttikleri bu saldırılar rant karşısında verilen yaşam ve özgürlük mücadelesini etkilemeyecektir. Gezi Parkından yükselen ateş eninde sonunda tüm bu adaletsiz vicdansızlarıda yakacaktır." Dedi. 2 yıl öncede Alakırdaki değirmenini HESçilere karşı korumaya çalışan 80 yaşındaki Ahmet Türkkan yine şirketin suç duyurusuyla ağustos sıcağında Kumluca Jandarmasına götürülmüş ve ifadesi alındıktan 1 saat sonra kalp krizi geçirerek vefat etmişti. Yine Alakır Derneği başkanı Mehmet Başar hakkında da Alakırda HESleri bulunan ADO şirketinin çalışanı Kemal Heybeli tarafından gizlice alınan bir ses kaydında şirket hakkında köylülere 'Bu şirketlere inanmayın. Yalan söylüyorlar. Onlar sizin suyunuzu çalmaya geliyorlar' dediği iddasıyla 'şirkete hakaretten' Kumlucadaki aynı savcı ve hakimler tarafından 10.5 ay hapis cezası verilmişti. ALAKIR NEHRİ KARDEŞLİĞİ |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#2 |
agaclar.net
|
ALAKIR VADİSİ'nde DEREKÖY ENERJİ ŞİRKETİ'nin TEHTİDİ ALTINDAKİ ÇALTI KÖYÜNE DAYANIŞMA ZİYARETİ (21 temmuz 2013 pazar) Alakır Vadisindeki Kuzca köyünden vadinin aşağısına (güneyine) doğru yola çıkıyoruz. Alakır nehrini takip eden toprak yol boyunca DEDEGÖL ENERJİ'nin KÜRCE HES'inin rezervuarından santral binasına kadar olan 10 kmlik iletim hattının tahribatı, kuru dere yatağı ve kenarında kurumuş ya da can cekişen ağaçları görüyoruz yol boyunca. KÜRCE HES santral binasından sonra tekrar yatağına bırakılan yerde kavuşuyoruz Alakır nehrine ve onun can kattığı yaşama ve yeşilliklere. Çaltı Köyü'nün Yanıklar mahallesindeyiz. Mahalle, Alakırın iki yanına kurulmuş evleri, nar bahçeleri, bostanlarıyla adeta bütünleşmiş Alakırla. Köye, insanına, toprağına, bitkisine, hayvanına ve havasına can katmakta. Caminin yanında buluştuğumuz İsmail ve Ömer bizlere ilk bilgileri aktarıyorlar. DEREKÖY ENERJİ şirketi'nin DEREKÖY HES projesi, gözlerimizin önündeki bu muhteşem güzelliği ve doğayla uyum içinde yaşayan bu güzel insanları tamamıyla yok etmek üzere hazırlanmış adeta. Vadi ve Alakır nehri boyunca köyün üstündeki KÜRCE HES yüzünden 10kmlik bir alanda nehir tamamen kurumuş durumda. Köyün hemen altında başlayan ADO ENERJİ şirketine ait KOZDERE HES ise geri kalanını kurutmuş, tahrip etmiş. Yani Çaltı köyü ve yaşayanları iki tane HES'in tam ortasında kalmış durumda halihazırda. İşte DEREKÖY ENERJİ şirketi de ADO ile DEDEGÖL ENERJİ şirketlerinin arasında kalan bu 5 **** 6 km alana gözünü dikmiş durumda bugünlerde. Proje köyün tam içinde olduğu içinde onlarca dönümlük nar bahçesi ve bostanları ve içindeki evleri kamulaştırmadan projesini gerçekleştirmesi imkansız. Nitekim ilk girişimleri bu yönde. İşte bu gözü dönmüşlerin bu ibretlik girişimlerinin bir tanesinin hikayesini kendi ağzından dinlemek üzere köprüden Alakırın karşısına (doğusuna) geçerek Alakırın tamda yanıbaşına kurulmuş nar bahçesi ve bostanının arasındaki yüzyıllık harika taş evlerinde başbaşa yaşayan 79 yaşındaki Ramazan amcayla eşi Firdevs teyzenin yanına gidiyoruz ilk olarak. Ramazan amca eski bir çınar olsa da bir delikanlı gibi dimdik ayakta. Köyün tamamı gibi o da oruçlu olduğu halde bağında bahçesinde, elinde kürekle karşılıyor bizi ve evlerinin önündeki ulu incir ağacının altına getiriyor sandalyeleri. Ramazan amca bir sabah evinin önündeki nar bahçesinin içine giren sondaj makinasının sesiyle irkilmiş. ''Adamlar selamsız sabahsız dalmışlar bahçeye.. o kadarda rahatlar yani.. 'Ne yapıyorsunuz siz bahçemde' dediğimde de 'amca buraya devlet santral yapacak buradan çıkman lazım' deyincede kovaladım hepsini. Ancak tehtid ediyorlar. 'Jandarmayı çağırırız' diyorlar. Gece telefon açıyorlar. Para vereceğiz. Sat bize burayı. Yoksa devlet kamulaştırır bu parayı da alamazsınız diyorlar. Huzurumuzu kaçırdılar. Biz para pul istemiyoruz. Ata yadigarı bu toprağımızda yıllardır olduğu gibi huzur içinde yaşamak istiyoruz'' diyor. Ramazan amca birkez de evine gelen şirket yetkililerine 'burayı gezi parkına çeviririz' diyecek kadarda çapulcu. Gezi parkının ruhunun Torosların tepesindeki bir mahalleye kadar yayılmış olduğunu görmek, 80 yaşına yaklaşmış amcanın gözlerinde bile o ışıltıyı görmek tüylerimizi diken diken yaptı hepimizin. Ramazan amca evinin hemen önünden akan Alakır'ın üzerindeki yıkık eski ahşap köprüyü göstererek 'zamanında Alakırın bu köprünün üzerinden aştığı selleri bilirim. Şimdi o seller olacak bu HESleri süpürür atar buralardan' diyor. Alakırın şu anda aktığı yerden 6-7 metre yükseklikteki köprüye inanılmaz gözlerle bakarken 'bu işi çözerse gerçekten doğa ana kendi hukukuyla kökünden çözer' diye geçiriyoruz içimizden. Bu 80lik çapulcu delikanlının yanından ve onun hoş sohbetinden ayrılıp emekli öğretmen Erkan hocanın evine uğruyoruz. Erkan hoca bize yaklaşık 7 yıl önce DSİ'ye yaptıkları bir başvuruyu ve aldıkları cevabı anlatıyor. ''O zamanlar HES falan yok. Yani biz bilmiyoruz en azından. Köyün sulama sorunu olduğundan bir dilekçeyle DSİ'ye bu sorunumuzun giderilmesi adına başvurduk. O zaman bize verilen cevapta Alakır nehrinde bizlerin bahçesini sulayabilecek kadar su olmadığı cevabı verildi. Düşünebiliyormusunuz burada sadece birkaç yüz dönüm nar bahçesi var ve hali hazırda eski arık düzeninde bahçelerimizi yüzlerce yıldır Alakır suluyor zaten. Sonra bize az gösterilen bu suyun HESçilere verildiğini öğrendik. Meğersem hesapları başkaymış adamların.'' Erkan hoca bize şirketin köylüleri 'sizlere ürettiğiniz narlarınız için soğuk hava deposu yapacağız' diyerek kandırmaya çalıştığını söylüyor ve bir kahkaha patlatarak 'bu işi çözerse çapulculuk çözer' diye de ekliyor. Anlaşılan çapulculuk ruhu Anadolunun dağını taşını sarmış durumda. Erkan hocada diğerleri gibi kararlı 'sonuna kadar mücadeleye devam' diyor. Erkan hoca'nın evinden ayrılıp Çaltı köyünün merkezindeki muhtarın evine konuk oluyoruz. Muhtar Nihat Oktay bizi kapıda güleç yüzüyle karşılıyor. Evinin önündeki çardağın altına buyur ediyor. Hane kalabalık. 3 kuşak hepbirlikte oturuyoruz. Muhtar anlatıyor. ''ADO enerji şirketi ile birlikte şu aşağımızdaki KOZDERE HES geldiğinde konuyla ilgili yeteri bilgimiz yoktu. Karşı çıkamadık. Bize 'göletiniz olacak orada balık avlayacaksınız' dediler. İlk senede gölet tamamen mil ve çakılla doldu. Şimdi oradan ancak çakıl toplarsınız. 'su bırakacağız' demişlerdi, dere yatağında azıcık bir su bırakıyorlardı onuda akşamları tamamen kesiyorlar.'' Muhtarın konuşmasından DEDEGÖL ENERJİ gibi ADO ENERJİ'ninde kanunsuzca Alakıra akan küçük yan kollarının suyunu bile keserek borularla santrale yönlendirildiğini öğreniyoruz. Şirketlerin bu tarz konularda nasıl bir dayanışma, yardımlaşma ve işbirliği içinde olduğuna bir örnek daha. Muhtar bir kağıt çıkartıyor. 'Bize halkı bilgilendirme toplantısı yapıldı' dediler. 'Köyün muhtarıyım benim nasıl haberim yok' dedim. Sonra öğrendik ki asıl projenin yapılacağı ve insanların mağdur olacağı köyümüzden 25 km uzakta 1200mt rakımındaki Altınyaka mahallesinde yapılmış bu toplantı. Bizim haberimiz bile olmadı. Sonradan öğrendik ki oradaki köylüler şirkete 'burada ne işiniz var bu projenin bizimle bir alakası yok' demişler. Ancak maalesef Valiliğin ilgili kurumları bu bilgilendirme toplantısının yapıldığına hükmedip şirkete ÇED (Çevre Etki Değerlendirme) olumlu raporu vermiş. Biz buna itiraz edince de 10 gün içinde bize görüşlerinizi bildirin diye yeni bir yazı geldi. Biz zaten bu projeden haberdar olduğumuzdan beri gerek şahsen randevu alıp giderek, gerekse onlarca dilekçeyle gerekli makamlara bu HESi biz burada yaşayan köylüler olarak istemediğimizi bildirdik. Buradan 30 km uzaklıktaki Kumluca'ya gidip şimdi yine dilekçe vermemizi istiyorlar.'' Başta HESlerle ilgili herhangi bir fikri **** düşüncesi olmayan köylüler bile, köylerinin altında ki ADO ENERJİ'nin KOZDERE HES'inin, yukarıda da DEDEGÖL ENERJİ'nin KÜRCE HES'inin yarattığı yıkım, tahribat, susuzluk ve vaatlerin yalanına kendi gözleriyle şahitlik ettiklerinden dolayı artık tek yürek ve tam bir bilinçle karşılar HESlere. Köylerine, onun muhteşem doğasına, sunduğu sınırsız bereketine, güzelim mimarisine ve huzurlu yaşamına göz dikmiş olan Ankaralı bu DEREKÖY ENERJİ şirketinin işi zor görünüyor. Daha önceki ADO ve DEDEGÖL enerji şirketlerinden edinilen tecrübeyle bu şirketlerin her türlü yalan, dolan, ayak oyunu, hukuksuzluk, rüşvet, kirli çıkar ilişkileri, şiddet ve tehtidi sonuna kadar kullanacağının artık herkes farkında. Ancak artık karşılarında daha bilinçli, daha cesur, daha aydınlık bir halk var. Gezi olayların yarattığı bu sinerjiyi dağ köylerinin mahallellerinin köşesindeki eski bir taş evin avlusunda dahi hissetmek, görmek mümkün. Yalnız, Anadolu'nun tüm geri kalanında olduğu gibi verilen göçten dolayı nüfus çok azalmış durumda Çaltı Köyünde de. Bu yüzden oraya verilecek destek inanılmaz faydalı olacaktır. Yalnız olmadıklarını onlara göstermek, baskı ve şiddete karşı onlarla omuz omuza vermek, hoş sohbetlerine ve bereketli sofralarında onlara eşlik etmek için lütfen Alakır Vadisindeki bu cennet bahçesi ÇALTI köyünü ve onun güzel insanlarını ziyaret edelim. Gezinin birlik ve dayanışma ruhunu, baskı ve şiddet içerisinde yaşamları için direnen bir avuç köylü candaşlarımızla paylaşalım. Biz Alakır Nehri Kardeşliği olarak, maddi ve manevi her türlü desteğimizi sonuna kadar vereceğimizi ordaki herkese bildirdik. Yanımızdaki avukat arkadaşımız da onlara açılacak davada gönüllü olarak hukuki desteği vereceğini anlattı. Şirkete karşı derhal hukuki girişimleri başlatarak dava açma kararı aldık. Bizler de Alakır Nehri Kardeşliği olarak maddi imkanları kısıtlı olan köylülerin bu hukuki harcamaların yüküne ortak olabilmek adına sanatsal faaliyetlerimizle bağış toplayacağımızı belirttik. Ve ilk etaptada bayramın hemen sonrasında belirlenecek bir tarihte Çaltı Köyünde Alakırın yanıbaşında bir etkinlik düzenleme niyetini aldık. Bu etkinlikle buluşmanın amacı, onların bu yaşam mücadelesinde yanlız olmadıklarını göstermek, yaşamlarına ortak olmak, aşlarını muhabbetlerini paylaşaraktan kadim birlik ve beraberlik duygularımızı yüceltmektir. Alakır Vadisi'nin ÇALTI köyüne KUMLUCA ilçesinin kuzeyine doğru KARACAÖREN köyü üzerinden ulaşabilirsiniz. (yaklaşık 25km) DEREKÖY HES'e karşı başlatılan imza kampanyasına destek için; http://www.change.org/derekoy DİREN ALAKIR! DİREN İNSANLIK! ALAKIR NEHRİ KARDEŞLİĞİ (A.N.K) ALAKIR'la ilgili; Belgeler için: www.issuu.com/alakirnehri Videolar için: www.youtube.com/alakirnehri İletişim için: MAİL: alakirnehri@gmail.com FACEBOOK: www.facebook.com/ALAKIROZGURAKACAK TWITTER: www.twitter.com/ALAKIRINSESi Alakırın Sesi müzik albümlerinden 1. ve 2.si için: www.soundcloud.com/alakirin-sesi 3. sü için: www.soundcloud.com/alakirin-sesi-3 Bilgi için: www.alakirnehri.blogspot.com ve www.alakirnehri.org ALAKIR ÖZGÜR AKACAK! |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
|
|