![]() |
|
|
|
|
|
#1 |
|
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 01-03-2013
Şehir: Ankara
Mesajlar: 120
|
Bu araştırmalar sonunda ağaçları en baştan çit şeklinde dikerek yeni bir yetiştiricilik ve terbiye modeli denemeye karar vermişler. İlk deneme bahçesi 1974 yılında Vina'da chico türüyle kurulmuş. Ağaçları kuzey-güney istikametinde 3,3 x 6.6 m mesafelerde dikerek, büyüklüğü işletme müddeti boyunca sabit tutulacak bir çit oluşturmayı planlamışlar. Ağaçları 90 cm'den taçlandırmışlar. Sıra üzeri mesafelerin bir an önce kapanmasını, çitin doğu ve batı kenarlarında kompakt birer duvar oluşmasını planlamışlar. Bunun için ana dalları sıra üzerlerine doğru yönlendirmişler, sıra arasına doğru büyüyen sürgünleri durdurmuş veya çıkarmışlar. Çitin enini alt kısımda 2.4 metre, tepede 1.2 m olacak şekilde, yüksekliğini de 6 m olarak planlamışlar. Tek tek ağaçlarla ilgilenmek yerine, çok gövdeli tek bir canlı gibi çiti işletme birimi olarak kabul etmişler. Ağaçlara form verme, katmanlar oluşturma gibi işlemleri hemen hemen hiç yapmamışlar. Çitin içinde oluşan kalabalıklaşmayı önemsememişler. Köklerin suya ve besine yönelmesi gibi, yeni sürgünlerin de doğal şekilde çitin dış yüzeylerinden ışığın en bol olduğu boşluğa doğru geliştiğini ve çit içi kapalılığın belli bir noktadan sonra dengede kaldığını izlemişler. Bu tarz bir yetiştiricilikte sürtünmeden kaynaklanabilecek dal kırılmalarının, geride ürün verecek yeterli sayıda dal olduğu için verim kaybına yol açmadığını tespit etmişler. Verim için önemsedikleri bölge, oluşturulan duvar yüzeyleri ve onlara yakın mesafedeki kısımlarmış.Mekanize bir araçla 4. yıldan itibaren bir yıl çitin bir yanını, diğer yıl öbür yanını budayarak, bir sonraki yılın meyve gözlerini oluşturuyor ve bu arada çit genişliğini ve yüksekliğini sürekli sabit tutuyorlarmış. Bu deney bahçesinden olumlu sonuçlar alınca, yeni geliştirmekte oldukları türlerle de deneme çitlerini oluşturmuşlar ve yıllarca gözlemişler. Elde ettikleri sonuçları Kaliforniya'lı üreticilerle paylaşmışlar ve bu dikim ve işletme tarzını yeni kurulan bahçeler için önermişler. Bu sistemle, özet olarak aşağıdaki faydaları elde etmişler: -Fidanları yıllarca terbiye etme ve her yıl elle budamanın gerektirdiği büyük işgücü maliyetleri, önemli ölçüde düşmüş. -Çit yüksekliğinin sabit tutulduğu, bahçe içi kapalılığın klasik yönteme göre daha az olduğu ve artmadığı bu sistemde, kuzey güney ekseninde konumlandırma sayesinde çitler, alt kısımları dahil optimum güneş alabilmişler. Kapalılığın sağlandığı 9x9 bahçelerde ağaca gelen ışık ışınlarının taçtan ağaç gövdesine kadar 4.5 metre yol katetmesi gerekirken, çit sisteminde bu mesafenin 120 cm'e inmesi, klasik bahçelerin meyvelerinde başgösteren kalite ve kalibre kaybı problemlerine kalıcı bir çözüm oluşturmuş. -Özellikle ağaç gövdelerine kadar tam bir sprey ilaçlamanın yapılabilir hale gelmesiyle, ağaçlarda hastalık ve ölüm nedenli verim kayıpları azalmış. -Klasik yetiştiricilik sisteminde ağaç kayıpları, direk olarak hektar başına verimi olumsuz etkiler ve yerine aynı verimi ikame edecek ağacın yetiştirilmesi yıllar alırken, sık dikimli çitlerde ağaç araları hemen dolup kapandığı için hissedilir verim düşüşlerine yol açmadığı tespit edilmiş. - Hektar başına verim olarak, yıllarca sürekli bir şekilde, en az klasik işletilen bahçelerle eşit veya daha fazla ürün almışlar. Bu sistem, çok daha geniş alanlarda ceviz yetiştiriciliğini teşvik etmiş ve Kaliforniya'nın dünya pazarlarındaki rekabet gücünü çok arttırmasına ve dünya pazarlarına hakim olmasına vesile olmuş. Sistem şu anda Amerika'dan başka Şili, Avrupa'nın pek çok ülkesi, Avustralya'da yaygınlaşmış ve son yıllarda da Çin'de de uygulamaya konmuş durumda. (devam edecek) Düzenleyen jinekolog1959 : 08-07-2014 saat 18:28 |
|
|
|
|
|
#2 | |
|
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 26-10-2011
Şehir: istanbul-Biga
Mesajlar: 870
|
Alıntı:
https://www.facebook.com/photo.php?v...type=2&theater |
|
|
|
|
|
|
#3 |
|
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 01-03-2013
Şehir: Ankara
Mesajlar: 120
|
Peki bu yötem her derde deva, hemen uygulanabilir sihirli bir çözüm mü? Tabii ki hayır. Başlıca 2 dezavantajı var: Birincisi, standart yoğunluklu bir bahçeye göre 2-4 kat fazla ağaç içerdiğinden ilk kurulum masrafları yüksek. İkincisi, çit biçme makinasının teminindeki güçlük. Aslında bu durum, dünyada ceviz üretiminde Çin ve ABD’nin ardından 3. Sırada gelen ülkemiz için çok büyük bir ayıp. Bir zamanlar, sonradan iflas etmiş olan Uzel Makine’nin bu amaçlı bir aleti varmış, ama şu anda bildiğim kadarıyla Türkiye’de üretilen bir çitvari budama makinesi yok. Eskiden yukarıdaki video’da görüldüğü gibi bu iş için dizayn edilmiş büyük araçlar kullanılırken, şimdilerde giderek küçülüp hafifleyen ve traktör arkasına takılarak çekilen, ya da direk traktör üzerine monte edilebilen, kuyruk miliyle çalıştırılan makineler kullanılıyor. Bunlar gerçekte yapılması zor, komplike aletler değil. Ama zannediyorum ki üreticilerden böyle bir talep gelmediği için zirai makine üreticileri böyle bir üretimle ilgilenmemişler. Aslında Fransa’dan veya ABD’den ikinci el bir araç getirtmek veya hurda bir makineyi ithal edip burada sanayide aynısını yaptırmak çok zor olmasa gerek. Benim tahminim o ki şu anda ülkemizde kurulmakta olan büyük ölçekli kapama ceviz bahçelerinin sahibi olan kişi veya firmalar bu konuya el atacak ve bizde de birkaç yıl içinde bu makinalar gözükmeye başlayacaktır. Küçük üreticilerin alete sahip olması şu an için ekonomik olmayabilirse de, onlar da kendi bölgelerinde aralarında birleşerek satın alma veya büyük üreticilerden kiralama yoluna gidebilirler. Belki de şu anda ağaçları budamada kullanılan, elde taşınan, 5 metrelik teleskopik kollu, benzin veya mazotlu zincirli testerelerin biraz daha gelişmiş formları kullanılarak bu mesele çok daha pratik bir yolla halledilebilecek. Zamanla bunları yaşayarak göreceğiz. “Hemen çit dikimi yapalım ve çok para kazanalım” diyen acemi cevizcilerin göz ardı ettiği çok önemli bir mesele daha var: O da Türkiye’de kullanılan türlerin ve anacın çit dikimine ve yetiştiriciliğine uygun olup olmadığı. Çit dikiminin uygulanabilmesinin bazı şartları var: Yetiştirilecek türün orta derecede dikine gelişme eğilimi olması, yanlara yayılma eğiliminde olmaması, yan dal veriminin yüksek olması, çok erken meyveye yatıp, kaliteli meyve veren bir tür olması gerekiyor. Kaliforniya Üniversitesi son yayınlarında, bu şartları en iyi sağlayan türlerin Tulare ve Howard olduğunu, Vina, Payne ve Ashley türlerinin de karlı bir yetiştiricilik için uygun olduğunu söylüyor. İlk çitlerde kullanılan Chico’nun, meyve küçüklüğü ve için rahat çıkamaması nedeniyle pazarda tercih edilmediği belirtiliyor. Çok önemli ve enteresan bir saptamaları da şöyle: “Chandler için ekonomik olarak en iyi sistem, çit tarzı yetiştiricilik olmayabilir. Bu tür, yeteri kadar erken verime yatan ve yan sürgünleri kuvvetli gelişen bir tür olmadığından, ilk yıllarında, ilave ağaç masraflarını çıkaracak kadar yeterli bir verimi sağlayamayabilir.” Anaç seçimi konusunda da Üniversite’nin son görüşleri şöyle: -Juglans hindsii, en ucuz anaç olmasına rağmen, hızlı büyüme yeteneği orta derecede, ayrıca marjinal topraklara toleransı az. Çit dikiminde, yavaş geliştiği için ilk yıllarında yeterince verimli değil. -Paradox anacı, 3 anaç arasında en hızlı gelişen, üzerindeki aşılı sürgüne de en hızlı büyüme gücünü veren anaç. Bu hızlı gelişme yeteneği sayesinde, bu anaç üzerine aşılı çitlerde ekonomik verim çok daha erken başlayabiliyor. Ve Türkiye’de bizim kullandığımız Juglans regia hakkında üniversitenin görüşü: -Juglans regia, sadece siyah çizgi hastalığı görülme sıklığının yüksek olduğu yerlerde kullanılmalıdır. Büyüme yeteneği değişken olduğu ve Armillaria’ya, Phytophtera’ya, ıslak topraklara ve tuzluluğa diğer anaçlardan çok daha hassas olduğu için, arzu edilen bir anaç türü değildir. (devam edecek) |
|
|
|
|
|
#4 |
|
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 14-03-2008
Şehir: TEKİRDAĞ
Mesajlar: 210
|
Anaç seçimi konusunda da Üniversite’nin son görüşleri şöyle: -Juglans hindsii, en ucuz anaç olmasına rağmen, hızlı büyüme yeteneği orta derecede, ayrıca marjinal topraklara toleransı az. Çit dikiminde, yavaş geliştiği için ilk yıllarında yeterince verimli değil. -Paradox anacı, 3 anaç arasında en hızlı gelişen, üzerindeki aşılı sürgüne de en hızlı büyüme gücünü veren anaç. Bu hızlı gelişme yeteneği sayesinde, bu anaç üzerine aşılı çitlerde ekonomik verim çok daha erken başlayabiliyor. Ve Türkiye’de bizim kullandığımız Juglans regia hakkında üniversitenin görüşü: -Juglans regia, sadece siyah çizgi hastalığı görülme sıklığının yüksek olduğu yerlerde kullanılmalıdır. Büyüme yeteneği değişken olduğu ve Armillaria’ya, Phytophtera’ya, ıslak topraklara ve tuzluluğa diğer anaçlardan çok daha hassas olduğu için, arzu edilen bir anaç türü değildir. (devam edecek)[/QUOTE] Sayın Jinekolog Bildiğiniz üzere killi topraklarda Armillaria, Phytophtera gibi hastalıklar büyük sıkıntıdır. Buna rağmen Paradox anaçların ülkemizde neden kullanılmadığı hakkında bir fikriniz varmıdır.? Basitçe Anacı Paradox olan bir ağacın ( Yurtdışından ) meyvesini alıp bahçemize ekersek ve üstüne bahçemizdeki diğer çeşitlerden aşı yaparsak Paradox anaçlı bir ceviz ağacımız olmuş olur mu.? Saygılar. Düzenleyen juglandales : 03-07-2014 saat 12:17 |
|
|
|
![]() |
|
|