sevgili eskimo; aktardığınız bilgilerde eğrelti otunun yenmesinden bahsedilmiş solunması ile ilgilibilgiler de varmı acaba bu yönde (malesef olumsuz yönne) aşk merdiveni ve kurdeleçiçeği bu gruba giriyordeğilmi arkadaşlar(

Benim bildiğim kurdele çiçeği, telgraf çiçeği, agloanema, fil kulağı, drecena, difenbahya hep havayı filtre edici özelliğe sahipler. Ama sanırım bu yararlarının dışında bir zararı elbet olacak. Özellikle difenbahya yapraklarının suyu tehlikeli diye biliyorum. Sanırım filtre ederken bazı maddeleri bünyesinde topluyor. Yani bilimsel olmasa da düz bir mantıkla böyle düşünebiliyorum. Bunların hepsi benim evimde var ve eşim astım hastası. Enteresan olan beraber yaşamaya başladığımız ilk günlerden itibaren nefes almakta eskisi kadar zorlanmadığını, gece eskisi kadar horlayıp tıkanmadığını beraber farkediyoruz. Hoş uyuduğumuz odada çiçek yok ama onun dışında balkon da dahil her yer çiçek dolu. Filtre edilmesi belki onun rahat solumasına neden oluyordur. İlacını bile eski sıklıkla kullanmıyor evde. Ben bu duruma şaşırıyorum. Çok üzülmüştüm bir yanda o bir yanda çiçeklerim çaresizdim başlarda. Şimdi nispeten rahatım, ama tabii yaz ve kış cam ve kapı kapatmama huyumun olması da bu durumda etkin bir faktör olabilir.
Ya da en son seçenek; eşim benim çiçeklerle ne kadar mutlu olduğumu görüyor ve belki de o da bu yüzden mutlu oluyor böylelikle direnci artıyordur. Psikoljik bir destek belki de kimbilir? Sevgi dayanışması...:))

Nacizane bende birkaç bişi söylemek istiyorum.
Ben karadenizliyim Eğrelti otu **** aşk merdiveni dediğiniz bitki bizim oralarda heryerde vardır ama hayvanlar yemez onları onları tam tersine ahırda hayvanların altına sermek için kullanırlar.:o yoksa inanın bana hiç büyümezlerdi .Benimde vardı evimde normalde yeşili çok severim ama o kadar yaprak döküyorduki yollarımız ayırmak zorunda kaldık.;)

Dün akşam Difenbahya (doğrumu oldu bilmiyorum artık bağışlayın ) adlı kocaman bitkimin kocaman yapraklarından bir kaçını elimle koparayım dedim ( normalde keskin bir bıçakla yapardım bu işi ) kollarıma ve ellerime sıvısının sürüldüğü yerler bir anda kırmızılaştı ve kaşıntı yapmaya başladı.Şükürler olsun ki oğlum hiç merak salıpta ellememiş bu bitkiyi .

Tamam yazımın sonuna geldim.
Nitekim Difenbahya'ya da yol göründü... Yollarımızı ayırıyoruz.

Belki bu çiçekleri doğal ortamlarından alıp getirdiğimiz için bize verdikleri bir cezadır diye düşünmedim değil .Haklılarda... :rolleyes:

Sevgili SOLO yanılıyor olabilirim ama difenbahya'nın bulunduğu ortamın havasını filtre edici özelliği var. Ve belki de bu yüzdendir yapraklarındaki alerjik sıvı. Küçük çocuklar için epeyce sorun ama evde çocuk olmayınca yaprağını koparırken dikkatli olmak yetiyor. Bence bir süreliğine misafirliğe gönderin, oğlunuz büyüyünce belki yeniden yetiştirebilirsiniz.
Sevgiyle kalın.

Sayın thomasina, yeni taşındım çevremdekilerinde pek komşuluk ilişkilerinden haberleride yok açıkcası ve en çok içimi acıtanda artık kadınların **** erkeklerin çiçekle böcekle ilgilenmemeleri, farkettinizmi bilmiyorum ama insanlar kendilerini evlerine bağlayacak maddeler istemiyorlar evlerinde benim 2 akvaryumlu ve bol saksılı bir evim var . Bakalım belki anlaşırız difenbahya ile ve beraber yaşamaya devam ederiz ;) Ben kıyamam şimdi 1,60 cm boyunda kocaman gövdesiyle bu canlıyı atmaya :p

Ah Ankara' da olsam hemen sizin için bir süreliğine alırdım. Şimdi daha zor haklısınız. Ben kıyamıyacağınızı ve bir yol bulacağınızdan eminim.

Karadenizde, yaylalarda orman altları eğrelti otuyla doludur.
Yaprakları çok açık yeşil ve taze olanından, kentlerde karpuz sergilerinde
kullanılanlara kadar bir çok türü bulunur.Hatta bir yerel adı İfteri diye geçer.
Zararlı olduğunu burada öğrendim ve şaşırdım, kocaman ve güzel bir eğreltim
var. Nasıl bakacağım yüzüne, nasıl terkedeceğim onu.? En iyisi Foça' da
bahçeye bırakmak, bundan sonrası onun bileceği.. Yine de haksızlık
gibi geliyor bana, evcil hayvanını bırakmak gibi.

Schefflera arboricola
Schefflera spp
Schefflera actinophylla
Brassaia actinophylla
Californiya zehir kontrol sistemi web sitesinde bu türlerin toksik (zehirli) olmadığı belirtilmiş.
http://www.calpoison.org/public/home.html bu sayfayı açtığınızda 'know your plants' (bitkilerinizi tanıyın) diye bir başlık var. Orada toksik ve non-toksik olan bitkiler latince ve ingilizce isimleriyle listelenmiş ve pdf formatında indirilebilir. Toksik olanların toksisite derecleri de belirtilmiş. Faydalı olması dileğiyle...

arkadaşlar az önce oğlum difanbahyamın yaprağının bir kısmını kopardı ve ben yetişene kadar ağzına aldı diş çıkarma dönemindeyiz 7 aylık ne bulsa ağzına götürüyor ben yetişene kadar bunları yaşadık hemen aldım ellerini ağzını bol suyla yıkadım ve yoğurt yedirdim 10 dk oldu şuan durum sakin herhangi bir şey yok yürütecinde geziyor ama canım burnumda korkuyorum ne yapmalıyım ?

Devetabanı (Monstera Deliciosa) terleme /zararı
 

Merhabalar,

Devetabanı malum tehlikeli bitkiler arasında yer aldığı için evdeki kedimizin zarar görüp görmeyeceği konusunda tedirginim? Devetabanı bitkimizin yapraklarında terleme şeklinde damlalar oluşuyor. Yaprak üzerinde biriken bu damlaların kedi dostumuza zararı olur mu? Yaprağın terleme halleri normal midir?

Bilgilendrmeleriniz konusunda desteğinizi rica ederim.

Terlemenin nedeni topraktaki fazla suyu atmakmış ve anladığım kadarıyla saf su o damlacıklar...
Aslında monstera deliciosa'nın zehirliliği biraz yanlış anlaşılıyor... Yani ağzınıza değdiğinde hemen sizi yere düşüren bir zehirlenme değil, siyanür gibi bir şey değil... Bitki, kendini otobur hayvanlardan korumak için içinde kalsiyum oksalat kristalleri bulunduruyor... Yaprakları çiğnediğinizde, yapraklar basınçla ezildiğinde bu iğne şekilli oksalat kristalleri açığa çıkıp ağız dokunuza batarak dokuları şişiriyorlar... Bu sadece monstera türlerinde değil, potos sarmaşığı gibi aynı familyadaki bitkilerin genelinde var... Yani verdiği zarar bu... Büyük miktarda çiğnerseniz ve yutarsanız ağız ve boğaz dokunuzu şişirerek nefes yolunuzu tıkayabilir...
Hayvanlar genelde çok uyanıktır ve bunları doğuştan bilirler... 8 kedim var uzun yıllardır.. Normalde çiçeklerle aynı yerde tutmuyorum, evi ikiye böldüm... Ama zaman zaman çiçeklerin olduğu bölüme geçtikleri, kaçtıkları oluyor.. :p Ne monstera'yla, ne potos'la hiç ilgilenmiyorlar... Koklamaları uzaklaşmaları için yeterli oluyor... Ama mesela japon şemsiyelerini hiç affetmiyorlar... :p ki o da zararsız...
Yine de her kedi aynı olmuyor, bazıları biraz pervasız olabilir... Gözlemlemek lazım... Ama ufaktan ısırsa bile ağzının o kısmı şişip acıyacağı için devam etmesi ya da tekrarlaması çok zor... Daha da güvenmezseniz tamamen ayrı yerlerde tutmak son çare sanırım...
Kediler ve saksı bitkilerinde zehirlenme pek sorun olmasa da, asıl sorun kedilerin saksıları tuvalet olarak görmeleri ve içine küçük büyük tuvaletlerini yapmaya, toprağı kazıp odanın her tarafına yaymaya çok düşkün olmaları... Ortalığın batmasının ötesinde, kedi idrarı gerçekten bitkileri mahvediyor...Ben öncelikli olarak bu nedenden ötürü ayrı yerlerde tutuyorum...

Güvenli olan yetiştirilen bitki hakkında bilgi sahibi olmamızdır, diğer taraftan özellikle bazı süs bitkilerinin oda içerisindeki değişmeyen hava ile uzun zaman kalması, yapraklarının ya da çeşitli bölgelerinin tüketilmesi elbette zararlı olabilir.
Örneğin birçok evde severek yetiştirilen difenbahya, Madagaskar dragonu gibi türlerin yapraklarının evcil hayvanlar ya da çocuklar tarafından yenilerek tüketilmesi tehlikeli olabilmekte iken Ar um Zambağı atık suları temizlemede çok etkili olabilmektedir.

merhabalar, çok uzun zaman olmuş fakat yine de belki başka bir ihtiyacı olup buralara bakacak olan olursa diye cevap vermek istedim... ben iki kedi ve bir köpek çocuğum ile yaşıyorum. köpeğim ve kedimin biriyle hiçbir problemim yok bitkiler konusunda, umurlarında bile değil diyebilirim :p
ama en son sokaktan kurtardığım zilli sütlaç'ım, benim bitkilere olan obsesyonumun tam ergenlik zamanına da denk gelmesiyle bana çok zorluk yaşattı. zehirli salon bitkilerimin güzel yapraklarının çok lezzetli olduğunu düşünüyordu kendisi maalesef.

fakat çok doğal ve herkesin yapabileceği basit bir çözüm buldum; limon suyu! limonu sıkıp, suyunu fısfıslı bir şişeye doldurup bitkilerimin yapraklarına güzelce sıktım. bunu bir iki kez yaptıktan sonra sütlaç'ın bitkilerime olan bütün ilgisi bitti.
hala eve yeni bir bitki geldiği zaman, haliyle merak edip bir fırt almak istiyor :D bitki özellikle sallantılı bir bitkiyse, ilgisi oynamak üzerine oluyor, limon suyu bazen pek işe yaramayabiliyor (yine sıkıyorum tabii ki). derdi bitkiyle oynamaksa gözümü üstünde tutup, bitkiyle oynamaya çalışacağı anda pssst deyip, ilgisini çekip engelliyorum. sallantılı bir bitki değilse limon suyu zaten işini gayet iyi yapıyor. umarım yardımcı olmuşumdur :rolleyes: hepimizin patili çocuklarının tüyü kadar ömrü olsun...