![]() |
|
|
![]() |
#2 | |
Ağaç Dostu
|
Alıntı:
Gül ve gelincik şurubu için çiçek yapraklarını suya koyar az da limoz tuzu ekleyip şişeyi güneşte bekletirdik. Ben hala yaparım. ![]() Kuşburnu için de aynı işlemi yapayım. Teşekkürler. |
|
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#3 |
Ağaçsever
|
![]() doğada herşey bir sistem içinde aslında, kuşburnunu kısa bir süre haşlayıp rondadan geçirip sonrada bu haşlama suyu yardımı ile (çünkü çok koyu bir nişasta elde ediliyor) süzülmesi **** süzgeçten geçirmesi el ile çok zorlaşıyor,bunu tel süzgeçten geçirip helede uçlarındaki siyah uçları temizleyerek yaparsanız (benim resmimdeki marmelat uçları alınmamış kendi evimde yapmadığımdan oldu.) nefis bir bordo renk elde edilir gaymak gibi, hiç bir boya ve kimyasal kullanmaya gerek olmaz o tat ve renkte, bu süzdüğümüz kuşburnunu tencerede kaynatmaya başlayınca bir yağ tabakası biçiminde o tüyler köpük köpük üzerine çıkar onları kaşıkla alıp o köpük oluşmamaya başladığı zaman içine hiç bir şey koymadan bunu buzluk kalıplarında dondurup kış mevsiminde aylık kürler halinde sıcak yarım kup bardaklara koyup eritip içilirse görün ki o kış size hiç bir mikrop yaklaşmıyor ayrıca bünyenizdeki o ağırlık gidiyor (yani toksinler) kendinizide daha enerjik ve hafif ve atak hissediyorsunuz. Yalnız çok uzun süre tüketilirse kendi üzerimdeki etkisi dudak kenarlarında çatlamalar ve ağızda kuruluk yapıyor. Bunu bilimsel açıklayacak deyilim ama her halde o zamanda bünye yeter atılacak bir şey kalmadı diyor olabilir. Bu kaynatılan kuşburnuna şeker-limon eklendiğinde de marmelat veya reçelini yaparak ta saklaya bilirsiniz. Pişirmesine gelince de, kaynatmak tan kast çok uzun süre pişirmek değil kabuklar ezilecek olana kadar, çünkü kaynatmazsanız pütür pütür ve sert parçacıklar oluşuyor ve öz suya karışmamış oluyor çiğ yemek gibi yani bu güzel varlığı dağların bağrından çıkardığı bu meyveyi gördüğünüz yerde sevgiyle yanına gidin sizi tırmalasada onda çok cevher var bir tanede olsa atın sıcak suya için her yerden mikrop yağdığı bu zaman tam zamanı Sevgiyle kalın |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#4 |
Ağaç Dostu
|
serengeti kuşburnunun siyah yerlerini kesip 2 ye bölerdi annem. sonra düdüklü tencerede kaynatır biraz soğuturdu. sonra salça makinasında çekirdeklerini çıkarırdık. sonra biraz daha kaynatırdı suyunu çektirir boza gibi olurdu. sıcağına ince naylon tel süzgüye koyup kaşığın sırtıyla süzgeçten geçirirdik. en sonunda da şekerle kaynatılıp reçel haline gelirdi. hiç unutmam bir seferinde 25 kg lık bir çuval işlemiştik. tüyler parmak aralarına yapışıp kaşındırmaya başlardı. zaten dalından koparıp 2 ye bölüp birinin ensesine sürersen ne kadar kaşındırdığını görürsün çocukken yaparıdk birbirimize. marmelatı da bir seferde bir kase tüketirdik. artık eskisi gibi boş vakit olmadığından yapamıyoruz. bu olay 94-97 arasındaydı. |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#5 |
Guest
Mesajlar: n/a
|
c vitamini cok yüksek olduğundan kaş yapayım derken göz cıkartmaya dikkat mide bağırsak rahatsızlığı olanlar hele hemoroid asla cok zararlı evvela dudak kenarlarında yanma yapiyor işareti böyle ölcülü yemek şart selamlar |
![]() ![]() |
![]() |
#7 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 02-05-2008
Şehir: Afyonkarahisar
Mesajlar: 132
|
Kuşburnu
KUŞBURNU Tabiatta insana faydalı birçok bitki vardır. Bunlardan biri de ülkemizde değeri yeni anlaşılmaya başlanan kuşburnudur. Yurdumuzda gül ( Rosa ) cinsinden, doğal olarak yetişen 26 kadar tür vardır. Bunlardan en yaygın olanı ve meyvesi en çok toplananı Rosa canina denilen türdür. Bu bitkiye kuşburnu, itburnu, itgülü, yaban gülü, gül elması gibi isimler verilir. Bu bitki orman kenarlarında, dağ yamaçlarında, taşlı ve verimsiz topraklarda yetişir. Kıraç tepelerin, ıssız köylerin biricik süsüdür. ( Yeni atanan köy öğretmenlerini ilk o karşılar. ) Sekizinci sınıf arazi denilen, otlatma bile yapılmayan yerlerde bulunur. Kuraklığa oldukça dayanıklıdır. Dört metreye kadar inen kökleriyle erozyonu önler. Bu yüzden erozyon tehlikesi olan bazı yerlerde ( mesela Erzincan’da ) yamaçlara dikilmektedir. Birçok canlının gıdası ve yuvasıdır. Kuşburnu C vitamini deposudur. Bu yönüyle birçok meyveden üstündür. Meyveleri işlenerek marmelât, reçel, meyve suyu, çay gibi ürünler elde edilir. Bazı bebek mamalarına da katılmaktadır. Tokat ve Gümüşhane’de kuşburnu işleyen iki fabrika vardır. Kuşburnu Afyonkarahisar’da da yaygın olarak bulunur. Seydiler’de buna itburnu denir. Meyveleri toplanarak, geleneksel yöntemlerle reçel, çay gibi gıdalar elde edilir. Semt pazarında köylüler Sarık’tan, Değirmenayvalı’dan, Büyükkalecik’ten getirdikleri kuşburnu meyvelerini satarlar. Kuşburnu Frig Vadisi gibi, ilimizin erozyona maruz kalan yerlerine dikilebilir. Buralara güzellik katıp erozyonu azaltacaktır. Hem de arazi azlığı çeken Konarı, Karakaya, İmrallı gibi köylerimize ek gelir kaynağı olabilir. |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#8 |
Yeni Üye
Giriş Tarihi: 27-11-2008
Şehir: Viyana
Mesajlar: 11
|
Soguk alginliginda cok faydali,marmelati nefis olur... |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#9 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 28-09-2008
Şehir: Trabzon
Mesajlar: 343
|
Arkadaşlar; Benzeri bir iddialaşma için ben de yedi yıl önce (2001 Mayıs'ından başlayarak) cesurca bir denemeye giriştim: Bahçemdeki biri doğal diğeri kuşburnundan aşılanmış iki gülü kaderine terk ettim. Doğal (beyazdı) olanda zamanla bakımsızlıktan, bazı sürgünlerin kurumusaı çiçeklerin erken dökülmesi, şekil bozukluğu, sıklaşma etkisiyle yaprak ve bazı sürgünlerde çürüme gibi etkiler oldu ama asla kuşburnuna dönüşmedi. Aşılı olanın isin sürgün ve yaprakları çürüdükçe aşılı yerin aşağısında kalan köke yakın bölgeden yeni filizler çıktı. Normal güle göre daha kolay ve hızlı büyüyerek gül kısmını bastırdılar.Gecekonduların canımtarihi eserleri sarması gibi bir şey. Ama bitki tamamen kuşburnuna dönüşmedi. Geçen yıldan beri bakım yapıyorum. Dipten çıkanlar kuşburnu, aşılı kısımdan kurtulanlar ise gül çiçeği açıyor. Değişik tür ve alt türler farklı bir sonuç verir mi bilemem. Ama kendi tecrübeme göre gülün kuşburnuna dönüşmediğini söyleyebilirim. Bu arada kuşburnuna gül aşılayarak kolayca tutturmak mümkün. Çift kalem kullanarak iki farklı renk gül dahi elde edebilirsiniz. Bahçemde şu an dallarından biri beyaz biri kırmızı açan kuşburnundan aşılı bir gül var. Şu sınav ve ders ortamından fırsat bulabilirsem resmini çekip buraya yükleyeceğim. Son olarak gülleri birbirine aşılama konusunda geçerli midir bilemem ama kuşburnuna yapılan gül aşılarının en çok tuttuğu ay bana ağustos gibi geliyor. Bilimsel bir realite midir benim şansım mı bilmiyorum. |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#10 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 19-07-2008
Şehir: Adana
Mesajlar: 240
|
Bende bu hafta doğadan kuşburnu hasat edeceğim ilke defa marmelatını deneyeceğim ama korkum içindeki dikenimsi tüyler çünkü bir kaç kez taze olarak yemek istediğimde dilimin üstüne yapışmıştı. ![]() |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#12 |
Yeni Üye
Giriş Tarihi: 14-01-2010
Şehir: antalya
Mesajlar: 24
|
biz bu kuşburnuyu doğal olarak hiç bir işlem yapmadan 3 saat kaynatıp suyun rengi siyah oluncaya kadar kaynatıyoruz ve sonra içiyoruz (kaynatırken unutmuşum caydanık da su kalmamış ve yanmış ara ara su eklemek gerekir ) bu yine yüksek rakımlarda toplayan amcaya sipariş verdim getirecek |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#15 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 07-06-2010
Şehir: Kütahya
Mesajlar: 2,536
|
Şu haliyle toplarsanız rengi açık olur ama tadında değişiklik olur mu bilemiyorum? |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
|
|