Udumbara çiçeği değil, Chrysoperla carnea yumurtası

[mertyaprak]

http://www.bolununsesi.com/icerik/haber.asp?id=18289

Abant İzzet Baysal Üniversitesi Fen - Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. İsmail Eker, elmanın üzerinde görülen Udumbara (Avatar) çiçeği olarak lanse edilen organizmanın, aslında bir böceğe ait yumurtalar olduğunu söyledi.

Gazetemizin haber yapmadığı, yaygın basında ve birçok yerel gazetede Avatar çiçeği hakkında yapılan haberlerin, gerçeği yansıtmadığını ifade eden Eker, dünyada Udumbara veya Avatar çiçeği olarak inanılan bu organizma, Neuroptera familyasından Chrysoperla carnea (tülkanat) ve diğer Chrysoperla türlerine ait yumurtaların olduğunu belirtti.



Elma üzerinde yaptığım mikroskop incelemelerinde organizmanın klorofil taşımadığını ve spor oluşturmadığını gözlemledim diyen Eker, ''Sonuçta hiçbir bitki ve mantar yapısına uymadığını belirledim. Daha sonra bir böceğin yumurtası olabileceği ihtimali üzerine araştırmalar yaptım. Sonuç olarak, bu yapının Chrysoperla Carnea'nın yumurtaları olduğu kanaatine vardım'' dedi.

Araştırmaları sonucunda, Avatar çiçeği diye bilinen şeyin bir böceğe ait yumurta olduğu sonucuna ulaştığını dile getiren Eker, ''Elmanın üzerinde görülen Udumbara (Avatar) çiçeği olarak lanse edilen organizmanın aslında bir böceğe ait yumurtalar olduğu netleşti. Bu yumurtaların 3 bin yılda bir açan çiçek diye tanıtılması hayali ve mantık sınırlarını zorlayan bir ifade'' diye konuştu.

Bu yanılgı sadece Türkiye'de değil, tüm dünyada devam ediyor diyen Eker, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
''Hatta Budizm'de buna inanıldığına dair yazılar gazetelerde yer almış ve bu inanışla ilgili internet sayfaları bulunmaktadır. Fransa, Amerika, Malezya, Kore ve Kanada'da gibi birçok ülkede bulunduğuna dair bir sürü haber dolaşmakta internette. Udumbara veya Avatar çiçeği olarak gün geçmiyor ki Türkiye ve dünyada bir şehirde haber yapılmasın. Türkiye'de daha önce Zonguldak ve Kocaeli'de de bulunduğu iddia edilmişti. Maalesef sadece Türkiye'de değil dünyada bu konuyu düzeltecek bilimsel bir açıklamaya da rastlamadım.''

İlk defa gözümle gördüğüm bu organizmayı tanımlamaya çalıştığını ve bilimsel bir sonuca ulaştığını anlatan Eker, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:

''Bu canlının yumurtalarından gelişen larvalar yaprak bitleri ve diğer bazı zararlılarla beslenirler. Bu özellikleri nedeniyle biyolojik olarak zararlılarla mücadelede kullanılırlar. Erginliğe ulaşınca ağaçlar üzerinde, oyuklarda ve binalarda uyku moduna geçerler ve gün ışığının uzunluğuna ve sıcaklığa bağlı olarak kışın yeşilden kırmızımsı kahverengiye baharda tekrar yeşil renge dönerler.

Erginlikte uzun bir iplikçik (4-5 mm) oluşturarak uçlarına yumurtalarını (1 mm) bırakırlar. Yumurtaları ayrı ayrı iplikçikler üzerine bırakmalarının nedeni, yumurtaları diğer avcı böceklerden ve erken gelişen larvaların henüz gelişmemiş olanları yemesini engellemektir. Bir dişinin ortalama 800'e yakın yumurta bırakabildiği ve erkek ve dişi bireylerin 3-6 yaşayabildikleri tespit edilmiştir. Bu familyaya ait türler dünyada ve ülkemizde yaygın olarak bulunmaktadır.''