20-05-2008, 12:10
|
#11
|
agaclar.net
Giriş Tarihi: 06-01-2006
Şehir: İzmir
Mesajlar: 10,707
|
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi Funda Kalaycıoğlu
Sayın Mine Hanım,
Haftalardır peşinde koştuğum ağaçları nihayet bir serada bir araya getirebildim. 10-12, 12-14 kutür, 3-3,5m. boylu, üzerleri yeni sürgünlerle dolu, neşeli görünümlü ağaçlardılar.
Ancak tam alırken içlerinden bazılarının yani : koelreuteria (güvey kandili), gülibrişim, gleditchia 'sunbrust', lagerstroemia indica ve rhus typina'nın yeteri kadar saksıda beklemediğini söylediler. "Bu durumdayken saksıdan çıkarıp kökleri oynatmayın. Böyle saksıları ile gömün şimdilik. Sonra Ekim ya da Mart ayında topraktan çıkarıp saksısından dikkatle çıkarıp tekrar dikersiniz. Böylece bizde saksıda bekleyeceğine, o dönemi sizin bahçenizde geçirmiş olurlar" dediler. "Aslında şimdi dikseniz de olur ama böylesi daha garanti" diye eklediler.
Geçen hafta yine bu bölümde 1609 nolu mesajda yeni söküm tesbih ağacı (Melia azedarach) sormuştum size... Cevabınızdan yüreklenerek onu da almaya gittim. Saksılamışlar. Hepsini birden aldırmaya bir kapalı kasa kamyon gönderdim. Yakın seralardaydılar zaten ve sera mühendislerinin nezaretinde yüklenmişler fakat ağaçlar yüksek boylu olduğu için yatırarak yüklemişler.
Ağaçlar İstanbul'dan Silivri'ye geldiklerinde, diğer ağaçlar sapasağlam gelirken, yukarıda saydığım tüm ağaçların topraklarının % 10-20 kadarı dökülerek ve saksının içinde kökleri sallanarak, yamulup yumularak gelmiş olduklarını gördük.
Site bahçevanımızın önerisiyle (internet hattımız henüz olmadığından size ulaşamadım) toprakları geri doldurup üzerlerine basa basa toprağı sıkılaştırmaya çalıştık ve saksıları ağzına kadar suyla doldurup üç gün boyunca sürekli bastırdık, suladık.
Biz ağaçları yine önerildiği gibi saksılarıyla gömelim diyoruz. Bahçevanımız "İki işe ne gerek var. Saksının bir yerlerinden toprağa kök verip, ekim ayında yine söküm yapılmış gibi olur. Yazık ağaçlara... Biz bunları önümüzdeki pazar günü güzelce dikelim, herekleriz, sularız, zaten gerekli yosunu falan serada saksıya koymuşlardır. Bir şey olmaz" diyor ama hemen ardından ekliyor; "Ama bunlar buraların ağaçları değil. Kışı geçirebilirler mi bilmem. Fazla ümitlenmeyin. Sonra da bana kızmayın"
İstanbul'a döner dönmez size yazıyorum. Ağaçlar orada... Hergün sulanacaklar ama sizin akıbetleri ile ilgili vereceğiniz kararı bekliyorlar. Ben bir tek Tesbih ağacım için riske girmeye razıydım ama şimdi neredeyse benzer durumda (ve üzerleri körpe sürgünlerle dolu)bir sürü ağacım oldu ve tek başıma hepsinin altından kalkamayacağımdan korkuyorum. Hatta Sumak şimdiden sanki biraz küskün gibi geldi gözüme.
Sizi çok sık meşgul ettiğimin farkındayım ama sanki ben titizlendikçe, heveslendikçe bütün gariplikler benim başıma geliyor ve çaresiz kalakalıyorum.
Böyle garipliklerle bir daha zamanınızı almak zorunda kalmayacağımı umarım. Bana bir kez daha yardımcı olursanız çok sevinirim.
Saygılar.
|
Funda Hanım, bu sizin için zor bir karar. Fidanların kökleri henüz yeteri kadar çalışmamış anladığım kadarıyla. Bu durumda herbir bitkiniz risk altında. Şimdi ne yapabileceğimize bir bakalım. Bahçevanınızın dediği onların zaten yosunu filan konmuştur yorumuna itibar etmeyiniz.
Eğer kökler saksıyı sarmamışsa dağılmaları sizin için büyük sorun. Bu durumda saksıdan bitki çıkarken dağılabilir. Fidan çukurunu açtırın. Saksının sadece dibini çıkarttırın. Yanlarını da birkaç yerden kestirin ama açtırmayın (izah edebildim umarım.), bu şekilde bitkiyi saksıyla dikin. Sonbahar sökmenize bile gerek kalmayabilir. Kolay gelsin.
Bu arada zamanımı almıyorsunuz, gelişmeleri bana bildirirseniz sevinirim.
Düzenleyen Mine Pakkaner : 20-05-2008 saat 14:42
|
|
|