![]() |
1 Eklenti(ler)
Kurallardan tümüyle vazgeçersek bonsai yerine tabakta ağaç yetiştirmeye başlarız ama kuralları bilerek ağaca göre bazı istisnalar yapmak yaratıcılığı da canlı tutar. Ortaya çıkan şey çok güzel, çok zarif, çok estetik denebiliyorsa zaten hataları da kolay affedilir.
Daha fazla bonsai tarzını kapsayan bir çizim gördüm çoğu bildiğimiz tarzlar ama biraraya getirilmiş olması güzel, yeni tarzlara açılmak isteyen arkadaşlara referans olabilir. Aslında bunlara ilave olarak bazı özel formlar da var, örneğin Afrika ağaçlarından esinlenilerek flat top style(düz tepeli tarz), yağmur ormanlarından esinlenilen banyan tarzı.,,, En güzel bonsailer sizlerin olsun..... |
Sadece oran ve orantılarla boğuşmadan da ortaya güzel şeyler ortaya çıkabiliyor demek istedim .İyi çalışmalar..
|
Yaratıcılık - Sanat - Bonsai
1 Eklenti(ler)
Adam hem sanat yapmış hem de yaratıcı. Biz de bu tür eserler yapabilirsek oranın 1/3, 1/4 olmasına kimse bakmaz ama bu bir süreçtir. Çalışmayla, azimle, zamanla olacaktır.
|
3 Eklenti(ler)
NC Arboretum da sergilenen bir mor salkım.
Eklenti 492182 Soldaki dala gerek var mı? Benim ağacım olsaydı o dalı keserdim, ağaç daha da yaşlı görünürdü. Eklenti 492185 Daha minik bir bonsai isteyenlere sağ tarafta bir havai köklendirme imkanı da var. Eklenti 492186 |
Sn.sagol.
Mesajdaki ilk fotoğrafı görünce aklıma ilk gelen sağdaki dalı kesmek oldu. Sayfanın aşağısına inince zaten sizde öyle yapmışsız. Yani aynı fikirdeyiz. |
1 Eklenti(ler)
İlle de kesmek gerekseydi ben sağdaki değil de sn sagol'un da belirttiği gibi soldaki küçük gövdeyi keserdim herhalde, çünkü mor salkımın çiçek salkımı büyük ve uzun oluyor, bu yüzden daha gelişmiş ve uzun olan gövdeyi bırakmak bence daha mantıklı.
ANCAK, ağaç benim olsaydı kesinlikle kesmeye kıyamazdım işin doğrusu. Bunun yerine sanırım hem soldaki hem de sağdaki gövdenin taç kısımlarını geliştirerek daha birbirine yakın ve üçgen formu oluşturmaya çalışırdım, yani: Eklenti 492207 gibi... ve tabii ki daha feminen bir saksı tercih ederdim. |
Japon ayvası
2 Eklenti(ler)
Şöyle biraz eskiye dönelim 1876 da Osmanlı İmparatorluğunda II Abdülhamit tahta çıkıyor ve Tanzimat dönemi sona eriyor. Meşrutiyet dönemi başlıyor. İşte tam da bu dönemde bu Japon ayvası eğitilmeye başlanıyor. Meşrutiyetin etkisiylemidir nedir, 140 yıldır eğitilen bir ağaca göre biraz az gelişmiş. Biz biraz daha hızlı çalışalım da bu hale 14 yılda getirelim.
Bu Japon ayvası Toyo-nishiki varyetesi, işte böyle rengarenk açıyor. Not: Bir bonsaiyi ufacık saksıda nesiller boyu devam ettirmek çok büyük başarı. |
Oran ama nereden
1 Eklenti(ler)
Döndük dolaştık yine geldik orana.
Forumumuzda eskiden ince ağaçlar revaçtaydı. Son zamanlarda kalın ağaçlar hatta kütükler daha öne çıkmaya başladı. Bizler sıcakkanlı bir toplumun üyeleri olduğumuzdan biraz sabırsızız, sonuca daha çabuk ulaşmak istiyoruz. Kalın ağaçlara, kütüklere yönelmemizin arkasında biraz da sıcakkanlılık etkili oluyor zannediyorum. Kalın ağaçlara zaafım varsa da çekirdekten üretilen ağaçlar da çok ilgimi çekiyor ve o yönde de çalışıyorum. Nebarilerini genişletmeye, konikliği artırmaya çalışıyorum. NC arboretumdan bir başka ağaç seçtim. Kütükten bonsai üreten arkadaşlar bu ağacı ince ve uzun boylu bulacaklar. Kural ne diyor gövde boy oranı 1/6. O zaman bu ağaçta oran yakalanmış mı? Gövdeyi nebariden ölçersek evet, gövdeden ölçersek hayır. Bu bonsaimiz ağaca benziyor mu? Bence evet. Oran gözü rahatsız ediyor mu? Bence hayır. İnce ağaç sevenler konikliği artırıp, nebariye biraz daha ağırlık vererek nebari ile ağacı dengelerlerse algılar değişebilir. Ortalarda bir yerlerde buluşacağız eninde sonunda. Bu bonsaide birşey daha dikkat çekiyor. Ağacın arkasındaki çalılar. Onlarla hem öndeki kök ile başlayan derinlik hissi artırılmış hem de nebari daha geniş gösterilmeye çalışılmış. Not: Bu arada öne doğru gelen kök de kuralları biraz zorlamış ama beni rahatsız etmiyor hatta hem ağacı daha yaşlı gösteriyor hem de doğaya tutunmayı ayakta kalma çabasını vurguluyor. En güzel bonsailer sizlerin olsun.... |
Hem estetik hem zarif hem sanat
1 Eklenti(ler)
Bu çalışmayı çok beğeniyorum. Tam bir sanatçı işi. Estetikliği, zerafeti, derinliğiyle, sanat yönüyle 1 numara. Arkadaki ağaçta dallar 1/2 den başlamış ama hiç rahatsız etmiyor bakanı. İkizlerde iki gövde arasında dal da hoş karşılanmıyor ama bu çalışmada yakışmış. Dallar gövdeye göre uzun da denebilir. Bu çalışmaya da ben olsam şöyle yapmazdım böyle yapardım diyemeyeceğim.
Hepimize böyle bonsailer dilerim.... |
Alıntı:
Kendi adıma konuşmam gerekirse: En-boy oranına çok fazla takılmıyorum, ama çok fazla da göz ardı etmiyorum. En önemli şey nebari-gövde-dal kompozisyonunun bir ağacı andırması. Eğer dal gövdeden daha kalın veya aynı kalınlıkta ise, koniklik çok zayıf ise, bunun üstüne bir de ağaçta nebari yok denecek gibiyse, esas buna takılıyorum. Ağaç 1/6 oranını biraz geçmiş veya biraz altında kalmış çok büyük önem arz etmiyor benim için, dediğim gibi öncelikle ağaç hissi vermesi. "Tohum-ince fidan-kütük" olayına gelince; şu anda ülke olarak dünya genelinin çok gerisindeyiz bonsaide. Bu konuda gelişme sağlamamız için şahsi görüşüm gelişmiş adaylara daha fazla yönelmemiz, çünkü gelişmiş gövdeli adaylarda birçok bonsai işlemini 1-2 sene içinde yapmaya ve öğrenmeye başlıyoruz ama tohumdan veya çok ince bir fidandan başladığımızda bunun için çok uzun bir süre cut & grow tekniği ile beklemede kalmamız gerekiyor ki o kadar büyük bir lükse bence şu anda sahip değiliz. Zaten birkaç sene öncesine kadar doğru dürüst hiçbir gelişme kaydetmememizin, yerimizde saymamızın sebebi bence budur. Bir kaç sene öncesine kadar yapılan şey hep şu idi: ince, gelişmemiş ve koniklikle alakası olmayan, kabuk dokusu bile bulunmayan bir fidan/fide alınır, hafif şekillendirici bir budama, dal seçimi ve ufak bir kök düzenlemesi yaparak hemen minik bir bonsai saksısına alınır ve bu adaydan bonsai olması beklenir. Sonuç: uzun yıllar geçmesine rağmen bu şekilde başlanan çalışmaların neredeyse hiçbirisi bonsaiye yaklaşamadı bile! Çünkü gelişmemiş minik bir fidanın küçük bir bonsai saksısında koniklik sağlamasını, nebari geliştirmesini, hızlı ve güzel dallanmasını beklemek zaten abesle iştigal olur. Tohumdan, ince fidanlardan kaya üstü, açık kök, orman tarzı gibi değişik tarzlarda çalışma başlatmamız, bunların gelişmesi için uygun büyüklükte saksılar seçmemiz veya mümkünse yükseltilmiş yatak uygulaması gibi yöntemlerle bahçede geliştirmemiz, ama bunlar olgunlaşırken bir yandan da gelişmiş adaylarla el becerisi ve tecrübelerimizi artırmamız hızlı ilerlememiz için en iyisi olacaktır. Benim de şahsen benimsediğim yöntem bu. Herkese başarılar dilerim. |
Teşekkürler Sayın Sakaki ,
Haklısınız bir taraftan kalın ağaçlarla çalışırken, diğer taraftan çeşitli yöntemlerle aday yaratmak onları inceyken eğitmeye başlamak. Yetiştirdiğimiz ağaçlar forma girdikçe onlarla da çalışmak çeşitliliği çok artıracak ve hızlandıracaktır. İnceden, kalından, kütükten, tohumdan, çelikten mini, maxi, güzel bonsailer için elele... Alıntı:
|
Sayın Sağol birbirine sarılarak bale yapan bir çifti andırdığından dalların yapısı rahatsız etmiyor bence.
|
Teşekkürler Adem Bey,
Kurala uymamasına rağmen beni de hiç rahatsız etmiyor. Zaten bu örneği ilave etmemdeki amaçta buydu. Biz zarif, estetik, güzel çalışmalar yaptıkça bazı kural ihmalleri veya hatalarımız göze batmaz. Adaylarımız gelişirken birbirimizin ağaçlarını eleştiriyorsak daha iyiye güzele ulaşmak için. Adaylar bonsai olduğunda genelde bir bütün olarak bakılacağından bilerek veya bilmeyerek yaptığımız bazı küçük hatalar bütünlük içinde kaybolup gidecektir. Danseden çift yapmak istediğim bir örnek. Bonsailerimize hayat vermek için mümkün olduğunca bu tip örnekleri görmemiz bakış açımızı genişletecek ve sanatsal boyutu da gelişecektir. Bu dans eden çifte uyabilecek iki minik aday bulursanız ilk taliplerinden biriyim. İyi çalışmalar dilerim.... Alıntı:
|
Bu tartışmaya bende acizane fikrimi söylemek isterim.
Bence işin özü saplantılı olmamakta. "Sırf kütükten bonsai olur", "sırf tohumdan olur" veya "sırf bundan,şundan olur" gibi bir düşünceye kapılmak çok yanlış. Bence hepsinden olur. Yeterki bakış açınızı ve yaratıcılığınızı geniş tutun. Elbete bu yaratıcılık ve bakış açısını geniş tutmakta öyle çanak anteni ayarlamak gibi bir şey değil elbet. Sizin bir konuya ne kadar odaklanma,izleme, bakma (görme değil), hızlı öğrenme yeteneğinizlede alakalı bir şeydir bu. Gelelim şu meşhur kurallara. Daha öncede forumda bir kaç defa belirttim. "Kuralları bilmek çok ama çok önemli, ama elbete her şey değildir." diye. Eğer sizin o güne kadarki birikimlerinizde, deneyimlerinizde, yaratıcı yeteneğinizde bir aksaklık varsa, siz o ağaçta istediğiniz kadar tüm kurallara uymuş bile olsanız ağacınız güzel bir ağaç olamayabilir, dahası sizi yansıtmaz. Bugüne kadar izlediğim videolarda ilk dalı arkadan çıkan çok güzel ağaç bile gördüm. Benim bu konudaki felsefem şudur; eğer çalıştığım malzeme (ağaç) bana bildiğim kurallar ve kalıplar ölçüsünde bana yardımcı oluyorsa zaten çalışması rahat oluyor, fazla düşünmeye ve kafa patlatmaya gerek kalmıyor. Yok eğer bu kuralların ve kalıparın dışında kalıyorsa ozaman bende yeni denizlere ve yeni ufuklara yelken açıyorum. Ağacı daha etraflıca inceleyip onu nasıl güzel bir hale getirebilirim diye düşünüyorum. Buda benim bonsai konusunda kendimi daha fazla geliştirmeme neden oluyor. Ben %50 kurallar diyorum, %50 yaratıcılık diyorum. Her ikiside çok önemli. Bazen biri öne geçerken ötekisi geride kalabilir. Yeterki güzel ağaç ortaya çıksın. |
Kurallara mümkün olduğunca uymaya çalışmak uluslararası alanda yer alabilmek için önemli. Bazı gelişmiş ağaçlarda kuralları esnetmezseniz ağaca yazık oluyor. Bir de sanatsal değeri yüksek bir çalışma yapabileceksek bazı esnekliklerden zarar gelmez, sanatsal yönü, zerafeti, estetiği diğer kusurlarını örtebilir.
İyi çalışmalar dilerim.... |
"Önce kuralları öğren, sonra onları nasıl kırabileceğini."
Bu birçok yabancı kaynakta geçen bir söz. Birçok bonsai ustasının saygı gören ağaçlarında da bunun örneklerini görüyoruz. Bir ikiniz dışında hiçbiriniz bilmez, ben Ving Tsun Kung Fu sisteminde eğitmenim (her ne kadar bir süredir aktif olarak yapmasam da). Sistem toplam 6 formdan oluşur. Altı farklı seviye şeklinde düşünebilirsiniz kabaca. İlk formda (Siu Lim Tao), yeni başlamış öğrenciye bu dövüş sistemiyle ilgili tüm prensipleri, kuralları öğretiriz. Binlerce kez tekrarla o kuralları öğrencinin kas hafızasına işleriz. Birçok öğrenci bu aşamada sistemi bırakır, çünkü çoğuna biraz sıkıcı gelir. İkinci formda (Chum Kiu) kuralları öğrenciye işlemeye devam ederiz, bazı detayları da üstüne ekleyerek. Öğrenciye artık o kuralları hakim biçimde kullanabilme becerisi kazandırırız. Bedeni, artık hiç düşünmeden kuralları doğru kullanmaya başlar. İşler biraz daha eğlenceli hale gelmeye başlamıştır. Hem daha çok aksiyon, hem de öğrencinin artık bazı şeylere hakim olduğunu görerek özgüven kazanmasının etkileriyle. Öğrencilerin bir kısmı da bu seviyede çeşitli sebeplerle, en çok da "yeterince öğrendiğini" düşünerek gelmeyi bırakır. Üçüncü forma (Biu Ji) gelebilen az sayıdaki öğrenci ise (gerekli görürsek bu formu daha ileriye de erteleyebiliriz), o güne kadar öğrendiği tüm kuralları uygulayamayacağı şartlar altında, tamamen o kuralların dışında dövüşebilmeyi öğrenir. :) Çıplak el formlarının sonuncusudur Biu Ji. Sonrasında silahlı/aletli ileri seviye formlar başlar. "Önce kuralları öğren, sonra onları nasıl kırabileceğini..." |
Sn nicholai hel çok güzel anlatmışsınız ... Türk insanı pratik yaşamayı seviyor birazda ülkenin şartları bunu gerektirdiği için buna zorunlu kalıyor ... demem o ki kestirme çözümler bulmayı birilerinden sorup da çabucak öğrenmeyi araştırma yapmaya okumaya öğrenmeye sabretmeye tercih ediyoruz özellikle de genç yaşlarımızda bu daha belirgin ... bizler okeyi öğrenmeden taş çalmayı öğreniyoruz ... o nedenledir ki herşeyde bilgimiz var ama hiç birşeyde tam uzmanlaşamıyoruz ... ben bonsai sanatında da biraz bunu görüyorum ... önce kuralları uygulamak içine sindirmek onlarca uygulama yapmak daha sonra kuralsızlaşmak özgürleşmek belkide kendi tarzını oluşturmak...
|
Süpürge tarzı
1 Eklenti(ler)
Kokufu-ten de sergilenmiş bir başka ağaç Bu ağaç süpürge tarzında geliştirilmiş ve zihnimde tam bir süpürge hissi uyandırıyor. Malesef fotoğrafın çözünürlüğü düşüktü ama ekranda büyütüp görebildiğim kısımlardaki dal yapısını çıkardım.
Fazla kağıt israfı olmasın diye ayrıca kağıt kullanmadım, ağacın 2 yanına birer çizim yaptım. Normalde önerilen soldaki çizdiğim gibi ortayı öne doğru daha eğimli olmak üzere kesmek. Bunun nedeni heralde ön yüzden bakana direk dal gelmesin diyedir. Başka açıklaması var mı acaba?. Bu ağaçta ise sağ tarafa çizdiğim gibi düz kesi yapılmış ve bakana doğru gelen 2 dal bir süre sonra sola yönlendirilmiş. Bu ağacı seçmemin sebebi şöyle yapardım böyle yapardım demek için değil, düz kesimde de güzel sonuç elde edilebildiğini göstermek için. 2 yöntemle de deneme yapıyorum hangisi daha güzel olacak onu zaman gösterecek. |
Spürge mi?
1 Eklenti(ler)
Aşağıdaki bonsai Üstad Kimura'nın bir ağacı.
Bu ağaca hangi tarz diyeceğiz? Sürürgeye benziyor ama süpürge tanımına uymuyor. Böyle bir ağaca rastlasak düz kesip süpürge mi yapacağız. Normal süpürge tarzı akasya gibi ağaçlara çok yakışıyor ama her ağaca yakışıyor mu? Bu süpürge benzeri ağacı çok beğendim. Eline sağlık Kimura Usta. İngilizcede belki informal broom denebilir. Japonlar hokidashi mi diyorlar yoksa başka bir ad mı veriyorlar bilmiyorum. |
1 Eklenti(ler)
Sevgili dostlar.
Uzun süre süpürge tarzının nasıl olduğunu araştırdım. Böyle bir ikilem var. Bence bunada süpürge denebilir. Çünki dik çıkan gövdeden sonra sanki bir asker miğferi takılmış. (Yarım bir küre mevcut.) Diğer dik formlarda olduğu gibi 1.2.3. dal gibi bir seçim sözkonusu deği. Aslında bu anlamda süpürge tarzını daha özgür bulmuşumdur hep, daha az kaygı hissediyorum. Zaten doğadaki ağaçlara baktığınız zamanda süpürge formunda olanların yüzdesininde oldukça fazla olduğunu görürsünüz. Aşağıda çizdiğim basit şekilde 3 farklı süpürge formunu anlatmaya çalıştım. Ana dalları böyle şekillendirip 2.dallanmaları bunların üzerinde yaparsanız süpürge formuna ulaşırsınız diye düşünüyorum. Bu arada Sn.sagol Kimura ustanın ağacı nebarisiyle,kalınlığıyla, formuyla çok güzel bir ağaç. Paylaşım için çok teşekkür ederim. |
Teşekkürler Sayın Badrobot,
Hokidachi Japonların geleneksel süpürgelerinin adı, bizde inşaatlarda kullanılan çalı süpürgesinin biraz daha kısa boylu olanı. Kuralları oldukça kesin bir tarz. Aynı seviyeden dağılan yelpaze gibi bir tarz. O nedenle Avrupada bu tür bonsailere 'informal broom' diyenler var. Kurala uymayan süpürge tarzı, laubali süpürge tarzı, kural tanımayan süpürge tarzı gibi türkçeleştirilebilir ama içimden 'Kubbe tarzı' demek geçiyor, karnabahara benzediğinden karnabahar tarzı da fena değil ama yemek adı gibi olur. Tam adını koyamasak da biraz beyin cimnastiği yapmış oluyoruz. İyi çalışmalar dilerim.... Alıntı:
|
1 Eklenti(ler)
İlginç bir ağaçta ben eklemek istedim. Buna ne tarz diyebiliriz.
"Yatık bedenli süpürge tarzı" ??? Adı ne olursa olsun, çok güzel olmasada ilginç bir ağaç. |
Teşekkürler Sayın Badrobot,
Güzel bir çalışma. Bu tür çalışmaları sık görüp gözlerimizi alıştırmamız iyi oluyor, ufkumuz genişliyor. Aslında Bonsai tarzları ağacın gövdesiyle adlandırılıyor. Dik tarz, yatık tarz, kıvrımlı dik tarz, kıvrımlı yatık tarz, çelebi tarzı, sal tarzı, sumo tarzı, şelale, dik şelale, yarı şelale,.. v.s. O nedenle süpürge tarzı dediğimizde genelde süpürgenin yapısı gereği dik tarz süpürge demiş oluyoruz. Yatık süpürge bir imalat hatası olarak da düşünülebilir. Not : paylaştığınız bonsai büyük ustalardan Tanaka ve torunun bir eseri. Kokufu ten de birincilik almış bir bonsai. İyi çalışmalar dilerim... Alıntı:
|
1 Eklenti(ler)
Omiya 'Bonsai Art museum' da sergilenen bir çalışma. Ben beğenmedim ama belki bir bildikleri vardır.
Birinci dal önde. Dalların yere kadar yaklaşmasını genelde seviyorum ama bu ağaçta hoşuma gitmedi, nedeni 1. dalın önde olmasıyla ilgili olabilir. |
Bu ağacın arka yüzü olabilir mi acaba? :)
Ben de pek sindiremedim içime işin doğrusu. Hatta bana soracak olsanız zirve kısmı da sıkıntılı. Fakat ağaç sanki hala eğitim aşamasında gibi... |
bonsaiden daha çok bonsai yapmak için satılan ağaçlara benziyor ... bu ağaçları bildiğim kadarıyla bonsai olmaya yakın bir konuma getirip satıyorlar alanlarda az bir işlemle bonsai haline getiriyorlar ... yabancı sitelerdeki adı da " Raw Material " "ham materyal" di sanırım ... sanat müzesinde sergilenmesi de gerçekten ilginç ya da gözden kaçan birşey var ..
|
Sayın Sakaki, Meetoo,
Bu ağaç eğitimini tamamlamış ve şu an sergilenen bonsailer içinde(Müzenin resmi sitesinden aldım). Ne yalan söyleyeyim ağacı gördüğümde sergimde bile sergilemezdim değil ki müzede diye aklımdan geçti. Gerçi bu en kötüsü, içlerinde güzelleri var, bizlere fikir verebilecek olanları da var. Birkaçını ilave edeceğim. Belki de nazar boncuğu olarak ilave etmişlerdir, kem gözlere karşı. Şaka bir yana hep sanat sanat diyoruz ama sanat illa güzel olmak zorunda değildir, çirkini göstermek de bir sanattır. Genelde sanat deyince hep güzel olacakmış gibi bir şartlanmamız var. Bu çalışmada ne yapmak istemişler tam anlamadım doğrusu. İyi çalışmalar dilerim... Alıntı:
|
1 Eklenti(ler)
2011 Taikan-ten de sergilenmiş bir çoklu gövde/küme çalışması. Dallardaki çatallanmayı da uyumu da beğendim. Güzel bir çalışma olmuş.
Kırmızı ile işaretlediğim dala dikkatinizi çekmek isterim. Hem direk bakana doğru çıkmış bir dal hem de bir üst seviyedekinden daha ince. Dalın önden çıkmasına rağmen yana döndürmedeki beceri çok güzel. En güzel bonsailer sizlerin olsun... |
1 Eklenti(ler)
Benzer bir durum orta-öndeki gövdede var. Hatta sizin gösterdiğiniz daldan daha vahim bir durumda olmasına rağmen hiçte rahatsızlık verici görünmüyor.
Her yönüyle örnek alınacak bir ağaç ve çalışma. |
1 Eklenti(ler)
Bana bu ağaçta ilginç gelen şey; sağa doğru dal gibi uzanıp sonrasında bir taç ve zirve yapan dal/gövde oldu. Burada aslında dal olan uzantı ikinci bir gövde gibi düşünülmüş, öyle hava yaratılmış.
Sizcede ilginç değilmi? |
1 Eklenti(ler)
Böyle ağaçcıkları sal tarzında daha çok seviyorum. Aşağıdaki gibi bir tasarımı daha çok seviyorum. Biraz ağacın dallanmasına biraz da zevke göre değişiyor bu tür tasarımlar.
İyi çalışmalar dilerim.. Alıntı:
|
Persimmon
1 Eklenti(ler)
Bu ağaç bonsai kurallarına uyuyor sayılmaz ama böyle bir bonsaim olsun isterdim. Estetiği ve zarifliği ile etkiliyor.
|
Dal seçimin önemi
5 Eklenti(ler)
Gelişmiş ağaçlarda budama çok önemli. Dalı kesmeden önce çok iyi düşünmek gerekiyor. Ağacın bir, iki dalını kesmenin ağacı ne kadar etkileyebileceğini daha iyi gösterebilmek için heybetli bir bonsaiyi budayıp birkaç alternatif yarattım. Bu alternatiflerin herbiri bir bonsai olabilir.
Bu alternatiflerden sonuncuyu yani sanatçının gerçekleştirdiğini daha çok beğeniyorum, heybetli ve yaşlı bir ağacı anımsatıyor. |
Her karede aşağıya indikçe zenginlik artıyor. Elbette buda göze daha hoş görünüyor. Hemen burada bir hissiyatımı paylaşmak, dile getirmek istiyorum; Türkiye'de Bonsai daha gelişiminin ilk aşamasında. Bunu Bonsai'den hiç anlamayan birisi sadece ağaçların üzerindeki folyaz miktarından bile anlayabilir. Adamların ağaçlarında bizim ağaçlara göre öyle ciddi bir folyaj farkı varki...işte farkta burada. Tabi bunda Bonsai'yle çok fazla kişinin çok uzun zamandır bu işlerle ilgili olmasından kaynaklanmakta.
|
1 Eklenti(ler)
|
Güzel bir çalışma olmuş. Kengai tarzı ilgimi çekiyor bu ağaca da çok yakışmış. Gövde çok güzel. Dalların konikliğine bakılırsa yılların emeği var ağaçta. İstanbulda, Ankarada saksıda begonvil yetiştirmek çok zor, benim dev begonvilim rüzgarda seranın uçması sonucu hasar görüp kurudu, belki bir tanuki denerim. Akdeniz bölgesindeki arkadaşlardan daha fazla begonvil çalışması bekliyoruz.
İyi çalışmalar dilerim.... Alıntı:
|
Sn. sagol, begonvil konusunda söylediklerinize katılıyorum. Akdeniz ve Ege'nin ortalarına kadar sahil kesimlerinde yaşayan bonsai meraklıları bence de begonvili denemeliler, üstüne eğilmeliler. Şahsen 8 farklı tarzda eğitim vermekte olduğum 16 begonville üstüme düşeni yapma gayretindeyim ve bu sayı her an artabilir de.:)
Ağaca dönecek olursak, bu begonvil sizlerin olsa bir sonraki işleminiz ne olurdu?:) |
1 Eklenti(ler)
Sayın Nicholai hel,
Bu ağaç şu anki haliyle bana verilseydi, tepe kısmı azaltıp aşağıya doğru biraz daha uzatırdım. Saksısını da daha uyumlu seçerdim. Hepinize böyle begonviller dilerim... Alıntı:
|
3 Eklenti(ler)
Avustralya'da, Brisbane şehri kırsalında 1920 senesinde inşa edilen bir çiftlik evinin bahçesinin 1925 senesinde çekilen fotoğrafında bu begonvil var.
Günümüzden 27 sene önce bu begonvil o çiftlikten sökülerek şu anki sahibine veriliyor. Bu kez ağaç yeni sahibinin bahçesine, çit kaplaması amacıyla dikiliyor. İki seneyi de o bahçede geçirdikten sonra ev taşıma durumundan dolayı ağacın tekrar sökülme mecburiyeti doğuyor. İşte bu sökümle birlikte, sanatçı bu ağaçtaki bonsai potansiyelini farkediyor. 1989 Senesinden bu yana ağaç yarı şelale olarak eğitimine devam ediyor. 90 Yılın üzerindeki ömrünün son 25 senesinde yani. 1995 Uluslararası Bonsai Fuarı - Sydney, Avustralya Eklenti 497865 Ağacın ilk eklediğim fotoğrafı aslında güncel değil, 16 Haziran 2012 tarihliydi. Bu da 16 Haziran 2013 görseli Eklenti 497866 :) Sanatçı, öbeklerin ana gövdeden zamanla gitgide uzaklaşmış olması ve asıl etkileyici kısım olması gereken nebarinin giderek daha geri planda kalmasından şikayetçi. Ağacın bulabildiğim en güncel fotoğrafı ise bu, tarih 26 Ocak 2014. Eklenti 497873 Sanatçıyla benzer kaygılarla ağacın boyunu kısalttınız Sn. sagol. Şelaleyi daha aşağılara almanızsa elbette tercih meselesi, sanatçının bu konudaki fikrini henüz bilmiyoruz ama sanırım o kadar aşağı ilerletmeyecek bu sefer. Artık daha kompakt bir yapı arzuluyor. Şimdi tekrar yorumları alalım. Yapılan çalışmayı nasıl buldunuz?:) |
1 Eklenti(ler)
Sayın Nicholai hel,
Ben heybetli ağaçları daha çok seviyorum. Sanatçı ağacı sumoya döndürmeye çalışıyor. Ağaç dal vermiyorsa başka olanağım yoksa sumoya döndürürdüm aksi halde biraz dallanıp budaklanmasına izin verirdim. Sabah çizdiğim saksıyı biraz küçültüp, sehpaya oturturdum hatta yalnız kalıp canı sıkılmasın diye bir de accent plant ilave ederdim. Çayı demleyip karşısında zevkle içerdim. Not: Bence o kadar kompakt yaparak gövdeyi ortaya çıkarmak mümkün olmaz aksine yaprak ve çiçekle gövde daha da geri plana itilir. En güzel bonsailere doğru elele..... Alıntı:
|
Forum saati Türkiye saatine göredir.
GMT +2. Şu an saat: 08:30. (Türkiye için GMT +2 seçilmelidir.) |
Forum vBulletin Version 3.8.5 Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0
agaclar.net © 2004 - 2025