![]() |
Benim İngilizce bilgim tercüme için kâfi gelmez. Güvenebileceğim bir tercüman bulursam paylaşırım.
Ancak ben şöyle yaptım, Google tercüme ile az çok fikir sahibi olarak o anahtar bilgilerle yeni makaleler buldum ve onları okudum. Verimli değil ama, ne çare. |
3 Eklenti(ler)
Carmel gün geçtikçe daha çok dikkatimi çeken bir tür olmaya başladı. Çok güçlü bir tozlayıcı olduğu ve Nonpareil ile aynı el bademi türünde bir kabuk yapısına ait olduğu bilgisini edindim. Ancak randıman ve diğer meyve bilgilerinin detaylarına halen ulaşabilmiş değilim.
Nonpareil ve Carmel badem çeşitlerinin 3 farklı anaç üzerindeki verimlerinin incelendiği bir araştırmanın sonuç verileri aşağıdadır. Eklenti 269355 . Eklenti 269356 En sondaki de badem anacı konusunda bir araştırma yaparken dikkate alacağım bir başka tablo: Eklenti 269357 |
Belgeyi kopyalayıp yüzeysel olarak okudum parça parça çevirisini eklerim önümüzdeki birkaç gün içerisinde. Kısaca dökümanda sadece GF-677 üzerine yapılan kök ur çalışmalarından söz ediliyor, bahsi geçen tüm çalışmalar genelde Güney ve Güneydoğu İspanya'da yapılmış, toprak cinsi genelde kumlu, sıcak toprak olarak tabir edilmiş. Tüm dökümanı incelersek GF-677 nin kök ur aşısı süresince oluşabilicek hasatalıklara karşı direnci yüksek bir tür olmasına karşın aşı ilk başta başarısız gözüküyor ancak bazı metodlar ile bunun önüne geçiliyor. Sadece ilk bakışta dikkatimi çekenleri yazdım şimdi, özellikle merak ettiğiniz bir şey varsa direk ona bakayım yok sen yinede tamamını birebir çevir derseniz çeviririm canınız sağolsun. Diyip yazılan yazıları okumaya dönüyorum ki sorunu anlayım. Esen kalın.
|
Yazılanların büyük kısmını okudum, Sn. Odeh hayırlı olsun sanırım arazinizi Google Earth'te tespit ettim, güzel bir arazi. Bende Soma'nın az yukarısında set gölü kenarı bi araziye niyetlenmiştim, başkası daha hızlı davrandı :). Bu arada bu dökümanla alakalı değil ama bademle ilgili bir bilgimi paylaşmak istiyorum, Datça'da oturan bazı tanıdıklarım uygulamıştı bahsediceğim metodu, genelde ticari badem iletmelerinde yonca gibi bitkilerle toprak örtüleme yaparlar ancak bizimkiler yaban kekiğinin yayılmasını sağladılar ellerinden geldiğince. Hem arıcıların elmesini teşvik eden bir durum bu hemde kendiniz bal üretmek isterseniz balınızın kalitesini artırıcaktır. Yunanistan'daki ekonomik krizden ötürü Yunanistan adalarda yaşayan halka ödediği ada muhafiyetini kaldırdı diye biliyorum, Dünya'da kekik balı üretiminde (ki bu balın yüksek fiyatların döndüğü bir pazarı var) ilk sıralardaydı Yunanistan hatta pek çok sene en çok üretim Yunanistan'dan çıktı diye biliyorum, ada muhafiyetinin kalkması ada nüfuslarında negatif bir etki yaptı, saf kekik balı üretimi genelde ege adalarında yapılır bu bal üretiminde azalma olucaktır kuşkusuz, arzda azalma sonucu fiyatlar yükselicektir diye tahmin ediyorum. Konuyla doğrudan alakalı sayılmasada bademcilikle(badem veya narenciye işiyle büyük çapta uğraşan herkez bir noktada arılara merak salar herhal :) uğraşanlara faydası olucağını düşündüğüm için paylaştım...
|
Sağolun sayın UtkuMun,
Arıcılık, badem ile birlikte mutlaka gerçekleştireceğim bir faaliyet benim için. Ara tarım konusu halen emin olamadığım bir mesele. Getirecekleri götürecekleri nelerdir detaylı olarak masaya yatırmadım ama patojen ve zararlılara konukçuluk yapmalarından çekiniyorum. Karar aşamasına yaklaştığımda bu sayfalarda tartışmak niyetindeyim... |
Alıntı:
Ayrıca çok yeterli miktarda suyunuzun olması lazım ara tarım için. Bence kendi işinize yani 450 dk badem bakımı kolay olmayacaktır yoğunlaşmanız uzun vadede hep karınıza olacaktır. Fakat bahsettiğim durum, arıcılık faaliyetleri kapsamında dikilecek yabani kekik gibi bitkiler için geçerli değildir. Son not, arkadaşlar badem bahçelerinde arıcılık faaliyeti yapacaksanız ki şiddetle tavsiye edilir, arıları geleneksel yöntemlerde olduğu gibi tek bir yere değil; ortalama 5 dk için en az bir kovan gelecek şekilde araziye dağıtmanızdır. |
Daha çok üretim yapacağım diyerek iş yükünü hele birden fazla tür ile ara tarım yapmaya kalkarak artırmak niyetinde değilim. İmalatçılıktan edindiğim tecrübeler de bu istikamette uyarılar veriyor.
Ama şunu da soruyorum kendi kendime; derin olmayan toprağa sahip belirli alanlarda, sınırları belirlenmiş ve kontrollü (yapılabilir mi bilmiyorum) bölgeler oluşturarak birkaç tür üzerinde üretim yapılabilir mi?... Sahadan daha verimli faydalanılmış olunabilir, hatta küçük deney adaları oluşturulabilir... Arıcılığı dediğim gibi kapsamlı olarak düşünüyorum. Çevre arazilerde gezdirilebilecek de yerler var. Taslak bir proje olarak 150-500 kovan yapmak düşüncem var. Kovan sayısı da sorun değil çünkü kendi atölyemde üreteceğim. Dediğim gibi, halen taslak... Sahaya girince netleşecek. |
Amerika'daki bazı bahçelerde fidanların tümseğe dikildiğini görüyoruz. Ancak arazilerin neredeyse dümdüz olması da gözden kaçmayan bir nokta.
Badem fidanı dikiminde yükseğe / tümsek oluşturularak tümseğe dikim yöntemi ne getirir ne götürür bir kaynak da bulamadım. Örnegin rüzgar erozyonu, yine rüzgar ile malçın riske edilmesi, yüzey alanın artarak su kaybının nispeten artma olasılığı söz konusu olabilir mi? Kök boğazının yüksekte olması ne kazandırabilir? Suni yükselti daha güçlü bir köklenme sağlayabilir mi, vb. ... Yoksa, mekanizasyonla yapılan hasatta meyvaların ara yola yuvarlanması için oluşturulmuş yokuşlar mıdır? |
Alıntı:
badem ağaçlarının kök dibine sulama suyu gelmemesi gerekir. Fidan dikimde can suyu verildikten sonra, yani fidan tuttuktan sonraki yıllarda artık kök bölgesine sulama yapılmaz. Yetişkin badem ağaçlarında kök dibine su verilmez. Uzağına iz düşümüne verilir. Eğer gelişmekte olan badem fidanlarını ve yetişmiş ağaçların kök dibine _ havuz şekilde_ su verirseniz birkaç yıla kalmaz kurutursunuz. Badem dışındaki meyve ağaçların da kök dibine su verilmez. Bu ağaçlar kurumaz ama kökler hazır su ve gübre o bölgeye verildiği için uzağa gitmez. Ağaç güçlü ve sağlıklı olmaz. Badem ise bunu hiç sevmez ve kökü çürür, ölür. Badem fidanı dikildikten sonra kök bölgesi toprakla kapatılır ve yükselti _ yuvarlak set_ oluşturulur, buraya su gelmez; ama bu da kök boğulması tehlikesini oluşturur. Onun için fidan dikilirken _ aşı yeri gözetilerek_ derine dikilmez, aşı yeri tümseğin _ setin_ üzerinde kalır. |
Alıntı:
|
Bu değerli bilgiler için samimiyetle teşekkür ederim.
Peki efendim, aşı yeri dahi gözetilmiş olsa bile bu yükselti bize (salma sulama yapmıyorsak) ne kazandırır? Amerikalı vatandaşın zoru ne olabilir? Verdiğiniz bilgilerin sonucunda hasat konusundaki kolaylığından başka bir çıkarım yapmaya bilgim izin vermiyor açıkcası... Bir hocamızın meyve bahçesi tesisinde bu tür yükseltilerin modern bahçecilik anlayışının gereği olduğu yönünde TV de izlemiş, ancak gerisini getirememiştim. Teşekkür ederim Halil ağabey... |
Alıntı:
badem ağaçlarının içine kekik dikmenin iki önemli sebebi var. Sn UtkuMun' un çeviri yaptığı ve anlatmaya çalıştığı da bunu içeriyor. Birincisi; badem döllenmeyi sever. Bunu da en iyi arılar yapar. Onun için 5 dönüme bir arı kovanı konur. Eğer bademlerin içine kekik dikerseniz_ arı kovanı etkisi yapar_ bahçenize daha çok arı gelir. Birde badem bahçenize arı kovanı koyarsanız; hem bademleriniz arıların dölleme yapmasından dolayı çok verimli olur, hemde sizin bademli+ kekikli balınız olur ve bir taşla iki kuş vurmuş olursunuz. İkincisi; kekiğin olduğu yerde _ toprakta_ nematod olamaz. Nematod sütleğen otunun olduğu yerde de olamaz. Nematod organik yapıca zengin toprakda da olmaz. Aslında olur, her toprakta nematod olur ama yararlı nematodların çokluğu ve [B]zararlı[/B]nematodların azlığı _ az olanların da zengin topraktan beslenmesi, köklere gerek duymaması ile_ ağaçlar ( bitkiler) için tehlike oluşturmaz. |
Alıntı:
|
Nematod için kadife çiçeği dikmenin (sayın MeyveliTepe'den öğrendiğim bir bilgi) ve onun bir salgısının uzak tutması güzel olsa da badem bahçesi için uygulanabilirligi tartışılır bir bilgiydi benim için. Ancak şimdi iş değişti! Bu işaret fişeğini izleyeceğim, kekiğin ve sütleğen otunun nematod ile ilişkisini okuyup daha iyi kavramak lazım...
:) tekrar teşekkür ederim! |
Alıntı:
Badem ağaçlarının arasına ekilen yonca da _ kekik gibi_ ara tarım sayılmaz. Yonca ekildikten sonra 7 yıla kadar kalır. Toprak işlenmez. Üzerinden kesilerek _ biçilerek_ hayvan yemi olarak kullanılır. Badem için faydası; yonca olan yere _ çiçeklerinden dolayı_ daha çok arı gelir, ya da arı kovanı konursa arılar o bölgeden ayrılmaz, badem ağacına daha çok dölleme yapar. Buraya kadar doğru; ancak yonca bol su ister, badem ise bol suyu sevmez. Bence bademlerin arasına yonca ekimi yanlıştır. Belki fidanların kök bölgesini yükselterek bir süre zararı olmaz ama ağaçlar yetiştiğinde yonca dikimine son verilmelidir. (Not: Yazı bütünü göz ardı edilirse, her paragraf ayrı anlamlar gelir):) Saygılar |
Alıntı:
Eskiden her bahçeye sebze aralarına ekerdi büyüklerimiz. Bahçelerde emme basma tulumbalar olurdu ve etrafı kadife çiçeğinden geçilmezdi. Ama tohumları _sulama suyu ile_ her tarafa yayılır, köklemezsen tarlayı istila ederdi. Kökle kökle bitmezdi. Domatese kardeşti belki ama, mirasın çoğuna el koyardı.:) |
Tümsek oluşturma metodunun muhtemelbir faydası yağış ve sulama sonucu ufak çapta su birkintilerinin ağaç gövdesi yakınında oluşmasını engellemektir diye biliyorum. Daha önce arkadaşın belirttiği gibi. Bademçok suyu sevmez hele doğrudan teması hiç sevmez diye biliyorum bende. Gerçi ağaç küçükken kökün yakınına damlama yapan damla su metdolarında bir problem olucagını sanmıyorum ama yinede tümsekten zarar gelmez yarar gelir diye düşünüyorum bende.
|
Dökümanı okumayı bitirdikten sonra konu hakkındaki bilgi eksikliğimi gidermek için:
Arbuscular mycorrhiza - Wikipedia, the free encyclopedia Root-knot nematode - Wikipedia, the free encyclopedia gibi ingilizce kaynakları okudum, mikorhizal mantarların faydaları ve nematodların zararları konusundaki bilgim baya bir eksikmiş. Sonuç: GF-677 gibi nematod direnci yüksek türler bile kullanılsa nematodlarla mücadele için bu yeterli değildir (gerçi hiç mücadele etmemekten iyidir) yapılan deneylerde yerli mikorhizal mantarların büyümeye olan pozitif etkileri nematod salgınından sonra da devam etmiştir ancak sonuçta nemotadların bitkiye ve mikorhizal mantarlara zararının önüne geçememiştir bunun ardından 3 farklı çeşit yerli olmayan mikorhizal mantarı tanıtılmıştır, bu mantarlar bahsi geçen nematodlara karşı başarıyla mücadele etmiştir, ancak bu mantarların büyümeye olumlu bir etkisi olmamıştır tek yararı nematodlarla mücadeledir. Yazının özeti kısaca bu kadar aslında. Ben de kendi okuduğum makalelerden bir noktaya dikkat çekmek istiyorum ' Paecilomyces lilacinus ' isimli bir mantar türü nemadotlarla çok başarılı bir şekilde savaşmaktadır. Verdiğiniz deneysel dökümanda yerli olmayan mikorhizal mantarların büyümeye bir katkısı olmadığı ancak nematodlarla etkili bir şekilde savaştığı yazılıydı. Yabancı mikorhizal mantar kullanmak yerine bu tarz simbiyot olmayan bir mantarda duruma göre etkili olabilir zira böylece yerli mikorhizal mantarla rakip bir tür tanıtmış olmayız köklere. Fiyat konusunda araştırmalarım sonuçsuz kaldı, ziraat mühendisliği okuyan bir arkadaşımız varsa üniversitesinden öğrenebilir diye umuyorum bu mantarların nerelerde bulunduğunu ve hatta belki fiyatlarını, wikipediadan tek öğrenebildiğim geleneksel metodlara göre biraz pahalıya patladığı. (biraz açıklayıcı olmuyor biliyorum bende karanlıktayım) Ama bana sorarsanız bunlar ufak yatırımcının kafasını karıştırır sadece, anaç seçimi elbette çok önemli ancak ayrıca yapılıcak olan patojen mücadelesi için işi daha önceden başarıyla yapmış düzgün sonuç almış arkadaşları taklit edelim derim, ha çok büyük yatırım yapmayı düşünenler için en ince ayrtıntısına kadar araştırmakta kar var elbette. Nogal ı bende araştırdım, gayet yeterli bir ilaç erken dönemde karşılaşılıcak bir sürü problemi çözüyor. (da genetiği ile oynanmış mikroplardan yapılmış ilaç kullanma fikri yinede beni çelişkiye düşürmüyor değil) |
Amerika'da 2001 itibarı ile Nogal reklamı ve pazarlamasında sağlık için tehdit oluşturmaz ibaresi kullanılamıyor, bu sağlıksız demek değil gerçi, 2001'e kadar sağlıksız değil diye pazarlananan bu ilacın lisans süresi dolmuş ve tekrar bu ibareyi kullanabilmek için gerekli test sonuçlarının (Agrobacterium radiobacter ismindeki etken anti patejoenin insan ve çevereye zararları ile ilgili bir takım testler)'EPA' denen kuruluşa teslim edilmemesinden kaynaklı. Sağlık konusunda zararı nedir yararı nedir bilemiycem ama çok etkili bi ilaç olduğu konusunda kuşkum yok.
|
Alıntı:
Bilgilendirmeleriniz için teşekkür ederim. Bir taşla iki kuş mantıklı fikir gerçekten.. |
Sayın UtkuMun,
Tümseğe dikim Sizin ve sayın Önen'in badem fidanının tümseğe dikilmesi yöntemi için yaptığınız ortak değerlendirmenin özeti; olası su birikintilerinin önüne geçilerek kök boğazına ve kök bölgesine su temasının engellenmesi oluyor. Elimizdeki bu bilginin ışığında şu çıkarımı yapılabiliriz: arazimiz eğimli ise tümseğe dikim yapmamıza gerek yoktur diyebiliriz. (Ancak yukarıda TV'de izlediğimden söz ettiğim o hocamızın kim olduğunu ve neden bu yöntemi uzun uzun anlatarak önerdiğini araştırmaya devam edeceğim) GF-677 Sağolsun fidancılar... Öyle bir bilgi kirliliği var ki! Fidancıların sitesinde görüldüğünün aksine birçok kaynakta GF-677 anacının nematoda karşı hiç de duyarlı olmadığı bilakis hassas olduğu bilgisine rastlıyorum. Yukarıda bir İspanyol menşeli bir firmanın anac tablosunu vermiştim. Tabloda GF-677'nin nematod ve patojenlere dayanım puanları "(5) Duyarlı" olarak verilmiş. Çıkın işin içinden! Anacın mücadele edilebilir bir patojene duyarlı olması durumunda ilk akla gelen, duyarlı olunan patojen ile bitmek bilmez bir mücadeleye girmektir. Ayrıca verilerini değerlendirebileceğimiz, kapsamlı bilgiler içeren doğru dürüst bir yerli kaynak yok. Çoğu kopyala yapıştır, derleme, o da eksik. Tercüme Tercüme için teşekkür ederim, zahmet verdik. Ama aklımızda kalmayacak artık... Paecilomyces lilacinus a rastladığımı sanmıyorum. Birçok araştırma belgesine ulaşıyorum ancak Türkçe olmadığı için kenarda duruyor. Bitki ile simbiyotik ilişkiye giren/girmeyen diye bir ayrım yapmadan esas amaca dönük değerlendirirsek elimdeki bir makaleyi paylaşmak istiyorum. Makalenin başlığı; Kök-Ur Nematodları (Meloidogyne spp.) ile Biyolojik Mücadele. OMÜ'den. Makalenin son sayfasında sonuçların değerlendirildiği tablo dikkatinizi çekecektir. Nogall konusunun nematodlar ile ilgili olduğunu zannetmiyorum... Öğrendiğim kadarı ile; Nogall, etkili maddesi olan Agrobacterium radiobacter ile kök kanserine neden olan Agrobacterium tumefaciens adlı patojen bakterinin yaşam koşullarını sınırlayarak baskılar / rekabet eder. A.tumefaciens nematod değil ki? |
Set (tümsek) üzerine dikim konusu aydınlığa kavuştu.
Bodur elma fidanı için anlatılan bir örnekte şöyle denmekte: "Su geçirgenliği az olan arazide 50 cm. genişliğinde ve 30 cm yüksekliğindeki set üzerine çukur açıldıktan sonra fidan dikilmesi önerilir." |
Bir firmanın bülteninden edindiğim "Dünyada yaygın olarak kullanılan bazı BİYOLOJİK PREPARATLAR" adlı tablodan (s.26) nematodlar ile ilgili bölüm aşağıdadır:
Paecilomyces lilacinus, Arthrobotryssp., Verticillium spp Burrowing nematode (Radopholus similis), Potato Cyst nematode (Globodera rostochiensis), Root knot nematode (Meloidogyne spp.), Root lesion nematode (Pratylenchus spp.), Cyst nematode (Heterodera spp.), Reniform nematode (Rotylenchulus reniformis), Citrus nematode (Tylenchulus semipenetrans) Myrothecium verrucaria Root-knot nematode (Meloidogyne spp.), Cyst nematode (Globodera spp., Heterodera spp.), Lesion nematode (Pratylenchus spp.), Citrus nematode (Tylenchulus semipenetrans), Stubby-root nematode (Trichodorus spp.), Needle nematode (Longidorus spp.), Pin nematode (Paratylenchus spp.), Reniform nematode (Rotylenchulus spp.), Dagger nematode (Xiphinema spp.), Sting nematode (Belonolaimus spp.), Ring nematode (Criconemoides spp., Criconemella spp.), Stunt nematode (Tylenchorhynchus spp.), Lance nematode (Hopoloaimus spp.), Spiral nematode (Rotylenchus spp., Helicotylenchus spp.), Burrowing nematode (Radopholus spp.) Bir başka konu da topraktaki mikroorganizmaların uyum, rekabet ve yaşam döngüleri süresince olan etkileşimleri... Kullanılacak preparatların içeriği birbiri ile rekabet etmeyecek ya da kontrollü bir rekabete girecek olmalılar kanaatimce. EM, Mikoriza uygulamarının yanında Nogall ve SimDerma gibi ürünler de kullanıldığında nematodlar ile biyolojik mücadelede kullanılacak mikroorganizmaların titizlikle seçilmesi uygun olmalı... |
BU arada eklemekte yarar var bütün nematotları yok etmek ağaç için sağlıksız olabilir, az önce bir arkadaş özel mesajla bir konuyu danıştı dip kurtları ile ilgili azıcık araştırdığımda gördüm ki bazı nematotlar bu böcek ile mücadelede en iyi tedbir. parazit olmayan simbiyotik olan nematodlarda mevcut ve piyasaki çoğu ilaç kurunun yanında yaşıda yakıyor o yüzden esas amaca yönelik diyerek sorunlarımızı çözersek yarın başka sorunlarla karşılaşabiliriz.
|
Şimdiye kadar hiç tarımsal faaliyet yapılmamış bilhassa bozuk orman arazilerinde bahçe oluştururken, nematodun büyük bir tehdit olduğu konusunda ciddi uyarılar aldığım için badem anacı seçimi, anacın nematod dayanımı ve nematodla biyolojik mücadele konusunu kurcalayıp duruyorum.
Sayın Önen'in nematoda karşı Kekik önerisi üzerine incelediğim bir makalede bazı entomopatajenik nematodlar ile ilgili (Tylenchorhynchus sp., Hoplolaimus sp., Mesocriconema sp., R. buxophilus) %3,5'luk Kekik Yağı formülü ile hazırlanmış bir preparatın (OMRI sertifikalı) uygulanması ile nasıl baskı altında tutulduğu anlatılmakta. Ancak bu kekik yağını biraz daha araştırdığımda Mikrobiyoloji Dergisinin bir sayısında (Uçucu Yağların Antimikrobiyel Özellikleri) bu yağın -yanısıra keklik otu(güvey otu) ve gazel otu yağının da- fungutoksik olduğu belirtiliyor. Fungutoksik etkinin mikoriza uygulamasında nasıl bir sonuç doğuracağını bilemiyorum. Dimyata pirince giderken evdeki mikorizadan olmak istemem... Daha da derine gidilmek istenirse Nematisit Etkili Bitkiler ve Bitki Ekstraktları incelenebilir. |
Arkadaşlar nemotod ile ilgili yeterli bir bilgi birikimim yok. Ama olaya basit bir mantıkla yaklaşacağım. Biraz olayı hikayeleştireceğim.Askerdeyken bir bankanın müfettişi ile sohbet ederdik bana bakkal dahi işletemeyeceğini anlatırdı. Çünkü ben cari açığı Türkiyenin IMFye olan az borcunu değil ama borç stokunu biliyorum böyle riskli bir ortamda yatırımmı yapılır bu ticaret yapanlar kafayı yemiş derdi.
Size soruyorum hiç özel ağaçlandırma yapmış orman mühendisi gördünüzmü varsada bir kaçtanedir. Bir bahçe bölümü ziraat mühendisine ağaçların hastalıklarını sorsak soğuk almasını, iç kurdunu, bilmem ne mantar hastalığını anlatır asla bahçe kuramazsınız.Daha öncede dediğim gibi çok hesaplamayın ben size isterseniz bir kaç risk daha yazayım bu işleri bırakın. 1-İçanadoluda yaparsanız her 3 yılın birinde soğuk alır. 2-İlk diktiğinizde benim başıma geldiği gibi fidanların yüzde seksenini tavşan kemirir. 3-Sıcaklığın iyi olduğu yerlerde baharları fırtına ve hortumlarla daha bahçe yetişmeden fidan iken dolu kırar.(Formdaki arkadaşın bahçesi daha önceki yazılarda var.) 4-Ağaçları mantar bulaşır. 5-Nemotod bulaşırmış. 6-Meşe mantarı hastalığı olur. Bunun gibi sayabiliriz. |
Nematodlarla Biyolojik Mücadele gibi bir başlık açabilirmişiz...
Nematod ile biyolojik mücadelede [B]Myrothecium verrucaria mantarı[B] kullanımının çok cazip bir seçenek olarak durduğu söylenebilir. Biyopestisit olarak kullanılan Myrothecium verrucaria için edindiğim bilgilerin özeti şöyle; - Mücadelesinde kullanılacak türler açısından geniş kapsamlı bir nemotafaj fungusu - Laboratuvar ortamında özel olarak üretilmekte - Yalnızca patojen nematodlara etkin olup diğer zararsız nematodlara bir zararının bulunmaması çok önemli - ABD'den ithal de olsa bir preparat var (en azından bulabildiğim) - İnsan sağlığı açısından raporlanan bir olay olmamış (Halbuki Paecilomyces lilacinus için rastladığım en az bir vaka vardı) Uçucu yağların hala araştırılmaya muhtaç bir konu olduğu araştırmacıları tarafından da belirtildiği gibi hayli karmaşık kimyasal etkiler içermesi şu aşamada biraz uzak kalmayı gerektiriyor kendi adıma... |
Alıntı:
İnsanların yoğun biçimde badem bahçesi kurmakta olduklarını ya da kurmayı planladıklarını düşünürsek düşünmeyin, yapın dememek daha uygun olacaktır. Bu sayfaların 115,900 kez izlenmiş olması ilgiyi ve bilgi arayışını göstermektedir. Sorgulayan, titizlikle inceleyen araştıran kişilerin bir bilgi kırıntısına ulaşmak için deli gibi uğraştığına eminim, kendimden biliyorum... Eğer, bahçe planlarken ve yetiştiricilik süresince olası riskler irdelenir, deneyimler, bilgiler aktarılır paylaşılırsa, işte o zaman bu zararlar -imkanlar dahilinde- azalır, kimi hiç gerçekleşmez, üreticinin de malı, emeği zayi olmaz... Ayrıca yazdığınız tüm zararlar öngürülebilir zararlar. Yetiştiriciliğin zaten doğasında olan riskler... Üreticinin imkanları dahilinde önlem almak mümkündür, zaten alınmalıdır da... Bu örnek listeniz korkmak için değil olsa olsa araştırılıp zararı en aza indirmek için üzerinde çalışılacak bir listedir bana göre... Özetle önermenize katılmıyorum ve çok riskli görüyorum. Ne üretirseniz üretin söz konusu olan üretim ise o kervan yolda düzülmez. Saygılar, |
Alıntı:
Nematod konusu gerçekten ilgilenmeye, irdelenmeye değer bir konu. Bu konunun uzun bir süre etraflıca tartışılması taraftarıyım. Yazılanları ilgiyle izliyorum. GF-677 Anacı, badem ve şeftali melezi olduğu için pek çok artısı var. Elbette doğada artıların yanısıra eksiler de oluyor. GF-677 Anacının kısa ömürlü oluşu ve nematodlara karşı zayıf olması en büyük eksisi. Elbette herkes benim gibi düşünmek durumunda değil; ayrıca "Zevkler ve renkler-tercihler tartışılmaz." derler. Şimdi şayet tarlanıza GF-677 anacı dikmediyseniz neden acı badem çöğürleri kullanmıyorsunuz ? Acı badem çöğürlerinin eksi ve artılarıyla GF-677 anacının eksi ve artılarını karşılaştırınca bana acı badem çöğürleri daha mantıklı geliyor. Tabi tarlanıza GF-677 anacı diktiyseniz o ayrı. O zaman kim ne biliyorsa, araştırıp ne bulduysa burada paylaşacak ve birbirimize yardımcı olacağız. Esen kalın. |
Hayır sayın Tamtutulma dikim yapmadım daha, ancak KSÜ'den Prof.Dr.Semih Çağlar'ın badem hakkındaki bir yazısında GF-677 anacına övgü ile vurgu yapılıyor, 3 yaşlı fidanların fotoğrafları verilerek gelişimdeki büyük fark öne çıkartılıyor. Fotoğraf cazip görünüyor, ancak riskleri bilmeden bu cazibeye kapılmak, üzebilir.
Ülkemiz topraklarının yapısı gereği diğer patojen ve zararlıların yanısıra nematod, kireçlilik, pH ve organik madde yönünden görülen zayıflık yetiştiriciler tarafından yeterince irdelenmiyor izlenimine kapılıyorum. Hele de ağaçlandırma için büyük çabalar sarfedilirken. Mücadele için; "al şu ilacı, sık, dök, sür gitsin..." bir yöntem değil bana göre... En alttan başlamalı mücadele/yatırım/üretim, anaçtan. 2 haftadır anaç konusunda doğru dürüst bir belge bulamıyorum. ABD kaynaklı belgelerde ülkemizde kullanılmayan anaçlar daha ağırlıkta. Parça parça veriler ile de anca bu kadar irdeleyebiliyoruz. #842 mesajdaki son tablo derli toplu tek düzgün veri. Ancak bunda da acı badem anacının teknik verileri mevcut değil. Aynı sorun türler için de geçerli. Bir başka örnek vereyim, harika bir tozlayıcı olmakla birlikte arıcılık faaliyeti için de çok cazip olan CARMEL türü badem ile ilgili. Yalnızca yabancı kaynaklarda veriler mevcut, bir firma da ABD'den getirmek istediğini bir vakit dile getirmiş, o kadar. ABD'de hayli yaygın kullanılıyor Carmel, Avustralya'daki plantasyonun 1/3'ü. Nonpareil gibi ince kabuklu türlerde ilaç/zehir kullanacaklar için kalıntı riskinden söz eden pek görmedim... Bilmem anlatabildim mi... Türlerin meyve verimleri ve randımanları konusunda da çok farklı bilgiler var. Her fidancı farklı rakamlar veriyor. Hem anaçlar için hem de türler için doğru dürüst bir tablo (toprak, patojen, ömür, çiçeklenme, verim, randıman, zafiyetleri, vb.) oluşturmak ve bu sayfalarda yayınlamak şart. |
Merhaba efendim,
Tarım bakanlığınca, tüm hastalık, zararlılar ve mücadeleleri ile ilgili bilimsel araştırmalar var. Önceden veren arkadaşlarımız var ise onlardan özür. Not etmenizi öneririm. Saygılarımla lütfen. |
Pdf dosyaları eklenemiyor malesef ama ingilizce bilen arkadaşlar arzu ederseniz Australian Almonds - Almond Board Australia daki referansları inceleyebilirsiniz, anlatımı Amerika daki zirai birlik, komisyonlara göre çok daha temiz. Hangi ilacın ne zaman hangi hastalığa karşı kullanılması gerektiği fotoğraflı bir biçimde anlatılıyor, açıkcası ben kaynak larak çok beğendim ve birer yedeğini aldım dökümanların. (Not: Avustralya güney yarım kürede olması sebebiyle uygulamaların zamanlarıda ters oluyor normalde ama tarih vermek yerine mevsim mevsim anlatması dolayısı ile kaynakçadaki zamanlar aşağı yukarı anlaşılır özellikle Akdeniz ikliminde bulunan bölgelerimiz için. Avustralya'da Bademcilik iki bölgede yoğun olarak yapılıyor, Queensland ve Batı Avustralya, Queensland de tarım yapılan bölgeler iklim olarak Aydın, Muğla arası bir iklime sahip, Batı Avustralya ise sıcaklık bakımından Antalya gibi ama sıcaklıklar yaz aylarında biraz daha fazla ve kurak)
Normalde kafa karıştırmaması bakımından böyle bir kaynağı paylaşmazdım ama hakikaten hastalıkla mücadelede türkçe kaynaklar çok yetersiz malesef, işinize yarar umarım. |
3 Eklenti(ler)
Plantasyonda Nonpareil %51, Carmel %32, Price %12 (Texas olabilir mi bu tür?) oranlarında.
İhracat seçeneği olan yetiştiricilerin pazarı kavraması açısından iyi bir örnek. Yukarıda #842 mesajda Carmel türünün verim ve iç randımanını ABD menşeli bir çalışma ile belgelemiştik. Derli toplu olması açısından Türk bilim insanlarının yaptıkları iki çalışmayı ve örnek iki tabloyu da ekliyorum, bunları aşağıda görebilirsiniz. ÖNEMLİ NOT: Buradaki rakamlar 3x5mt=15m2 alan ile yapılmış dikime göre hazırlanmıştır. 66,66 Ağaç Adet/da. olmaktadır. Ancak birçok dikim 6x6mt=36m2 alan ya da benzeri ölçeklerde dikilebilir. Bu verileri (Verim/Sık Ağaç Sayısı)x(Yeni Ağaç Sayısı) ile yeniden değerlendirmek şarttır. Bu çalışmalarda anaçlar belirtilmemiş olsa da ortalama değerlerin tespit edilmesi açısından önemli bilgiler içermekte. Yerli ve Yabancı Değişik Badem Çeşitlerinin GAP Bölgesi Sulu Koşullarında Gelişme, Meyveye Yatma, Verim Ve Bazı Kalite Değerlerinin Karşılaştırılması Bu kaynaktan bir alıntı: Eklenti 269718 Badem Yetiştiriciliği El Kitabı, Dr. Halit Seyfettin ATLI, Uz. Serpil KARADAĞ Uz. Kamil SARPKAYA, Dr. Fatma KONUKOĞLU, Hüseyin BOZKURT, Gaziantep - 2011 Eklenti 269716 DİKKAT: Bu tablodaki tarihler, araştırmanın yapıldığı sahanın mikroklimasına göre veriler içerir. Farklı sahalarda farklı tarihler olabilir. Eklenti 269717 |
Bunları yazarken araştırmayalım anlamında yazmadım.Araştırırken kendimden biliyorum.Fidanları dikmeden okadar çok çeşit okudumki sonunda hangi çeşidin ne olduğunu öğrenmek yerine kafam karıştı, her fidancı farklı yazıyordu.Fidanları diktikten sonrada fidanlarımın ismine doğru olmadığını öğrendim.
Örnek yine yukarda badem çiçeklerinden bal üretiminden bahsediliyor.İçanadolu için badem çiçeklerinden bal üretilemez.Çünkü arılar bahar ayında yavrular haziran ayı gibi bal üretimine başlar. |
Diğer konu kekik dikerek daha çok arı çekeceğimiz konusu.
Bu konuda denemeler varmı? Fili durum akademik durumla çoğu zaman uyuşmuyor. Bahçeye kekik diktiğimizde kekikler genelde nezaman çiçek açar.Bilmiyorum bu süre badem ağaçlarının çiçek açma zamanı ile uyuşuyormu? Şayet uyuşuyorsa bu başımıza büyük bir sorunmu açar.Arılar bademlerimizdeki çiçekleri gezmek yerine daha güzel kokan kekik çiçeklerini gezerse. Bunlarıda göz ardı etmeyin derim. |
Gerçekten güzel soru... Kovan sayısını artırmak düşünülebilir belki.
Sayın Halil Önen umarım bu soruyu görür... |
Alıntı:
Doğada her şeyin hem artısı hem eskisi var. En zayıf hayvanlardan tavşan ve farenin inanılmaz bir üreme gücü var. En güçlü hayvan aslanın ise öyle güçlü bir üreme eğrisi yok. GF-677 Hızlı gelişiyor bu artısı; kısa ömürlü ve nematoda karşı zayıf bu da eksisi. Başta biz de aynı sorunları yaşadık.Kısacası mükemmel bir çeşit yok. Size ve arazinize en mantıklı olanı seçmek durumunda kalacaksınız. Alıntı:
Alıntı:
Anaç seçiminde bende benzer sorunlar yaşadım. Ancak bizim ilçenin kırlarını gezerken kuşlar vs tarafından dikilip kendi yetişen yabani bademleri inceledim. Hepsi de çok sağlıklı görünüyordu. Gövde ve yapraklarında herhangi bir hastalık belirtisi vs görünmüyordu. Ben de " Bizim buraya en uygun anaç acı badem çöğürüdür." dedim. Erik anaçlı bademin taban suyu olan arazilerde kullanılabileceğini bile çok sonradan öğrendik. Emin olun diğer sitedeki bilgiler teorik bilgi kirliliğinden başka bir şey değil. buradaki arkadaşlar hiç değilse işin içindeler. Dikiyorlar, buduyorlar, suluyorlar, gözlüyorlar. Dikmelerinizi toprakla buluşturduktan sonra kafanıza takılacak ilk soru işaretini size söyleyeyim: "Hangi aralıkla, ne kadar su vermeliyim ?" kısacası " Badem sulama takvimi" arayacaksınız ama yok. Çok aradım ama ben de bulamadım. Önceki sayfalarda kendi denediğim sulama takvimini yazmıştım. Haa bilimsel mi değil. Ama denedim ve dikmelerin iyi geliştiğini gözlemledim. Madem ki bilimsel kaynak yok; madem ki denedim ve olumsuz bir şey görmedim " bu doğrudur. dedim. Alıntı:
Alıntı:
Saygılarımla... |
Alıntı:
Kesinlikle doğru bir tesbit. Aslında şöyle, bademden arı bal üretir. Ancak üretilen balı arılar yavrularına yedirir. mayıs ayı gibi çiçek açan badem olursa ondan üretilen bal ile de arılar bal mumu üretirler. Kısacası badem ile üretilen balı insanlar değil; arılar kendileri yerler. |
Sayın Tamtutulma buralarda yoksun dedin forum hızlandı. Ama sanırım baharın gelmeside etkili oldu.Önümüzdeki hafta bahçeye gideceğim. bakalım kışı nasıl atlatmışız.
|
Alıntı:
Aşağıdakiler gözden kaçmasın diye özet bir alıntı yapayım dedim: Alıntı:
Alıntı:
Alıntı:
|
Forum saati Türkiye saatine göredir.
GMT +2. Şu an saat: 09:51. (Türkiye için GMT +2 seçilmelidir.) |
Forum vBulletin Version 3.8.5 Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0
agaclar.net © 2004 - 2025