agaclar.net

agaclar.net (https://www.agaclar.net/forum/)
-   Arıcılık (https://www.agaclar.net/forum/aricilik/)
-   -   Bal (https://www.agaclar.net/forum/aricilik/9720.htm)

denizakvaryumu 12-11-2008 07:26

Bir gün gelecek, sokmayan-iğnesiz arılar üretilecek ve herkesin bir kovanı olacak :)

Demedi demeyin.

copur 09 12-11-2008 08:53

Benim arılarım yerli ırk bayağı azimli sokuyorlar. Yine de bu sene eşek arılarına dayanamadılar. Baya zayiat verdiler. Hatta yurtlarını bile işgal ettirip eşek arılarına yuva yaptırdılar. En zoruma gideni de bir avuç analı bal arısının kovanını terk edip ahlat dalına konmasıydı. Ben de ahlat toplarken, eşek arılarının o ahlata sık ziyaretlerini merak edip bakmıştım. evde sert köpükten küçük bir kovan yapıp içine koydum. Apartman sakinlerinin itirazı üzerine doğaya salıverdim. İnşallah bir yerlerde yaşarlar.

denizakvaryumu 14-11-2008 15:40

Yüzyıllardır hem dünyada hem de ölümden sonraki yaşamda insanoğluna hizmet etmiş bal.
Eski bir geleneğe göre, evlenen çiftler avuçlarından bal yiyerek birbirlerine kötü söz söylemeyeceklerine ve el kaldırmayacaklarına dair söz verirlermiş.

Kimi kültürlerde diğer dünyaya girişin anahtarı olarak kabul edilmiş. Kimi kültürlerdeysee insanlar ölülerini balla mumyalamışlar.


BAL hakkında söylenecek o kadar çok şey var ki, sırf vefakar bal emekçilerinin, yani arıların, Orta Asya'nın kalbinden Avrupa'ya, oradan Kolomb'un gemileriyle Amerika'ya ve daha nice yerlere yaptıkları maceralı yolculukları anlatmak oldukça uzun sürer. Gelin biz burada, çeşitli kültürlerin ona yüklediği ilginç anlamlardan dem vuralım.

Bal denilen bu iksirli besin tarih boyunca o kadar çok itibar görmüş ki, bilgelikleriyle ünlü bir çok karakterin çocukluklarını bal kaşıklayarak geçirdiklerine kanaat getirilmiş.

Yunanlıların yüce tanrısı Zeus'tan, matematiği ve vejetaryenliği kendi tarikatında birleştirmiş Pitagoras'a kadar bir çok kişinin bal yiyerek büyüdüğüne inanılmış. Bu düşünce sadece balın uzun süre boyunca yegane doğal tatlandırıcı olmasından kaynaklanmıyor.

Bunun yanı sıra, tatlı yiyecekler tarih boyunca doğal şifa vericiler olarak algılanırmış ve her zaman ayrıcalıklı kişilerin sofrasında yer alırmış. Herodot'un Mısır tarihinden bize aktardığına göre, Mısırlılar tanrılarına adayacakları hayvanları un, kuru üzüm, incir ve çeşitli aromaların balla harmanlanmasından oluşan bir karışımla doldururlarmış.

Bu karışımların bazıları günümüzün ağız tadına göre biraz 'garip' olarak nitelendirilse de unutmamamız gereken bir başka nokta da, eski çağlarda balın en önemli çeşni maddesi olması. Günümüzün tersine, insanlar yemeklerini sadece aşırı bahatlarla renklendirmiyorlarmış.

Örneğin Epaentes'in bize verdiği tarife göre, Yunanlıların en sevdiği 'bal dolması', peynir, et, vinegar ve soğanla yapılıyormuş. Romalı retorik ustası Jullius Pollux, Onamasticon adlı kitabında balda pişirilmiş incir yapraklarının tadından bahseder. Kuzey Amerika kızılderililerinden Mohavklar'ın kamp ateşinde pişirdikleri, içi bal, elma suyu ve meyve yağlarıyla doldurulmuş bal kabakları da çok lezzetli olmalı.

Balın şifasına dair en güzel hikayelerden biri de hayatın anlamını alçak gönüllü zevklerde bulan Demokritos'un başından geçenlerdir. Tüm hayatını tutumlu bir şekilde geçirmiş 109 yaşındaki yaşlı bilge, ölüm vaktinin çok da uzakta olmadığını kavradığında, her gün biraz daha az yemeye karar verir.

Bu nedenle çeşitli besinlerden birer birer vaz geçer. Tam da en son yiyecekten vazgeçtiği gün Tanrı Deme-ter'in adına düzenlenen festival başlar. Yaşlı adam da bu kutsal günde ölerek saygısızlık etmek istemez. Bunun üzerine festival boyunca içi bal dolu bir kabı burnuna yaklaştırıp koklamakla yetinir. Festival bittiğinde kap önünden alınan bilge, anında ölür.

Her ne kadar günümüzde pek rastlanmasa da, arılarla olan ilişkimiz, balın toplanma ve yenme alışkanlıkları çoğu kez dini ritüelleri çağrıştırmakta. Bu kanıyı doğrularcasına Efes ve Elevsis'deki rahibeler 'arılar' diye adlandırılırmış. İbranice'de arı demek olan dbure kelimesinin kökü sözcük anlamına gelen dbr'dan gelir.

Aynı lisandaki Deborah ismi de arının asli görevinin Kutsal Söz olan doğru'yu söylemek olduğuna işaret eder. Toplandıktan sonra herhangi bir işleme tabi tutulması gerekmediği için bu mucizevi iksir, Tanrı'nın arılar yoluyla bize ilettiği bir mesajdır; Tanrı'nın sözü, onun çiçeklerinden arılar vasıtasıyla bala taşınır. Kutsal sözün yolculuğu bu kadarla da kalmıyor.

Anlatılanlara göre Eflatun ve Pindar gibi büyük şairlerin ağzından çıkan sözleri de arılar taşımış dillerine. Belki de doğumdan hemen sonra ağlayan bebeklerinin dillerini ballı bir bezle saran Senegal ve Ivory Adalı kadınların zihinlerinden de aynı düşünceler geçiyordun Eski bir geleneğe göre evlenen çiftlerin avuç içlerine de bal dökülürmüş.

Erkek ve kadın birbirlerinin avuçlarından bal yiyerek birbirlerine kötü söz söylemeyeceklerine ve el kaldırmayacaklarına dair söz verirlermiş. Anlayacağınız eski beraberliklerde balın ehemmiyeti sadece balayı ile sınırlı kalmıyormuş.

Yeraltına ballı mesaj

Arıların Tanrı ve Yaradılış'la olan ilişkileri daha bir çok kültürde karşımıza çıkmakta. Mayaların gizli inanışı Popul Vuh'a göre ilk arı, dünyanın merkezindeki bir kovanda doğmuştur.

Bir volkanın lavları gibi elleri yakan ve gözleri kamaştıran bu hayvanın asli görevi insanı kayıtsızlık ve bilgisizlikten uyandırmaktır. Romalıların ilkbahar tanrıçası Prosperina'nın mekanı da yeraltıdır.

Bu tanrıçayı çok kızdırmaktan korkan Romalılar, O'nun yer altından ateşten bir yılan şeklinde çıkmasını engellemek için çare olarak ballarından fedakarlık etmişler.

Ovid'de balın aslında bize şarap tanrısı Baküs'ün bir armağanı olduğunu söyler. Baküs bir sefer sonrasında satirleriyle beraber hoplaya zıplaya geri dönerken satirler sistralarını çalmaya başlarlar. Çınlayan enstrümanların sesiyle bir ağaçtan çıkan bir yığın böcek üzerlerine üşüşür. Baküs de böcekleri alıp ilk kez bal yapacakları yere götürür.

Tabi bu efsaneyi duyduktan sonra Yunanlı ve Romalıların şaraba bal katıp fermante ederek mead denilen bir içki elde ettiklerini öğrenmek pek şaşırtıcı olmuyor.
Tıpkı doğumlarda olduğu gibi ölümlerde de balla yapılan ritüellerin ayrı bir yeri var. Neolitik çağlardan itibaren Babil, Sümer ve Girit gibi bir çok medeniyet önemli insanlarını balla birlikte gömmüştür. Çünkü bal diğer dünyaya girişin anahtarıdır. Büyük İskender'de ölümünden sonra halis balla mumyalanmış.

Arizona'nın Hopi kızılderilileri de arkada bıraktıkları yılın ölüsünü, kış gündönümünde bal ve undan yapılma bir yemekle simgesel olarak yakarlarmış. Anlayacağınız balın şifası hem burada, hem de diğer tarafta insanoğluna hizmet etmeye devam ediyor, herkese tatlı ve sağlıklı günler dileğiyle...

http://www.bugday.org/article.php?ID=78

kaju 14-11-2008 22:42

Holley Bishop'ub Bal Çalmak isimli kitabını okuyan herkes arıcılık yapıyormuş. Arıcılar'ın ilgisini çeker belki diye yazmak istedim.

muammer74 20-02-2009 11:01

iyi bal buzdolabında kristalleşir

denizakvaryumu 07-03-2009 23:22

http://www.uludagaricilik.org.tr/der...202006.4.4.pdf


...

Uludag Arıcılık Dergisi-Kasım 2006 / Uludag Bee Journal November 2006 160


Laparoskopi aletiyle karından girilerek yapılan kolon kanseri tedavisi sırasında, aletin kullanıldıgı karın bölgesinde meydana gelen ensizyon çevresinde genellikle tümörler olusmaktadır.

Hamzaoglu ve ark.(2000). Bu bölgeye bal uygulanmasının etkisini incelemek üzere 60 fareye tümör hücreleri enjekte etmislerdir. Bunlardan 30’unun ensizyon bölgesine bal uygulanmıs, diger 30’una uygulanmamıstır.


Sonuçta ameliyat için açılan ensizyon kanalı çevresine bal sürülmeyen 30 farede tümörler olustugu halde ensizyon kanalı çevresine bal sürülen 30 fareden sadece 8'inde tümör olusmustur.

Kolon kanseri üzerinde çalısan bilim adamları balın içinde bulunan bir maddenin kanser hücrelerinin yok olmasına neden olabilecegini belirtmislerdir (Anonim 2004a).

Swellam ve ark. (2003), mesane kanserinde balın antitümor ve antimetastatik özellik gösterdigini bildirmektedirler.

Amerikan Dental Arastırmalar Birligi tarafından Chicago’da (Illinois) düzenlenen “Oral Saglık çin Yararlı Yiyecekler” konulu sempozyumunda, balın dis çürümesini önledigi açıklanmıstır.

Yeni Zelenda Waikata Üniversitesi Bal Arastırma Ünitesinde çalısan Dr. Molan tarafından dis çürügünden sorumlu bakterilerden Streptococcus mitis, treptococcus sabrinus ve Lactobacillus casii’nin ürettikleri asit miktarını balın önemli ölçüde azalttıgını belirtilmistir.

Bu durumun balın dental plaktaki dekstran üretimini engellemesinden ve antibakteriyel etkisinden kaynaklandıgı, disetinin enflamatuar enfeksiyonlarının tedavisinde balın bu etkisinden faydalanılabilecegi bildirilmistir.

Balın anti-enflamatuar bilesenleri sayesinde sislik ve agrı da azalmaktadır (Anonim 2004b).

Birol Ketenci 13-03-2009 18:05

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi denizakvaryumu (Mesaj 310439)
Bal bakteri barındırmaz.
BUNLARI BİLİYOR MUSUNUZ?

Bal arılarının, 450 gr bal üretebilmek için 2 milyon çiçeğe konmaları gerekiyor.

Bal arıları bir peteği doldurabilmek için 100 milyon çiçeğin nektarını emiyor

Burda bi gariplik yok mu? Üstteki açıklamadan yola çıkarsak bir petek yaklaşık 25 kg geliyor. Bu doldurdukları petek yerine kovan olmasın :)

Yağız59 14-03-2009 18:09

Bal Tebliği
Yetki Kanunu:Türk Gıda Kodeksi Yönetmeliği

Yayımlandığı R.Gazete: 17.12.2005/26026

Tebliğ No:2005/49

Amaç

Madde 1 — Bu Tebliğ’in amacı; balın, tekniğine uygun ve hijyenik şekilde hazırlanması, işlenmesi, depolanması, nakledilmesi ve pazarlanması aşamalarında taşıması gereken özelliklerini belirlemektir.

Kapsam

Madde 2 — Bu Tebliğ bal arısı, Apis mellifera, tarafından üretilen balı kapsar.

Hukuki dayanak

Madde 3 — Bu Tebliğ 16/11/1997 tarihli ve 23172 mükerrer sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan "Türk Gıda Kodeksi Yönetmeliği" ne göre hazırlanmıştır.

Kısaltmalar

Madde 4 — Bu Tebliğde adı geçen;

HMF: hidroksimetilfurfuralı

ifade eder.

Tanımlar

Madde 5 — Bu Tebliğde geçen;

a) Bal: Bitki nektarlarının, bitkilerin canlı kısımlarının salgılarının veya bitkilerin canlı kısımları üzerinde yaşayan bitki emici böceklerin salgılarının bal arısı Apis mellifera tarafından toplandıktan sonra kendine özgü maddelerle birleştirerek değişikliğe uğrattığı, su içeriğini düşürdüğü ve petekte depolayarak olgunlaştırdığı doğal ürünü,

b) Kaynağına göre;

-Çiçek veya nektar balı: Bitki nektarından elde edilen balı,

-Salgı balı: Bitkilerin canlı kısımlarının salgılarından veya bitkilerin canlı kısımları üzerinde yaşayan bitki emici böceklerin -Hemiptera- salgılarından elde edilen balı,

c) Üretim ve/veya pazara sunuluş şekline göre;

-Petekli bal: Kuluçka amaçlı kullanılmamış olan saf balmumundan hazırlanmış temel peteklerin veya arılar tarafından yapılmış peteklerin gözlerinde depolanmış ve tamamı veya büyük bölümü sırlanmış olarak satışa sunulan balı,

-Süzme bal: Sırları alınan yavrusuz peteklerden santrifuj yolu ile elde edilen balı,

-Petekli süzme bal: Süzme bal içerisinde petekli bal parçaları ile hazırlanmış balı,

-Sızma bal: Süzme bal elde edilirken alınan sırlardan ve balı alınmış peteklerden sızdırılarak toplanan balı,

-Pres balı: Yavrusuz peteklerin doğrudan veya 45°C’yi aşmamak üzere ısıtılarak preslenmesi ile elde edilen balı,

-Filtre edilmiş bal: Yabancı organik ve/veya inorganik maddelerin filtrasyon yolu ile uzaklaştırılması sırasında polen içeriği önemli ölçüde azalmış balı,

d) Fırıncılık balı: Kendine özgü doğal koku ve tada sahip olmayan veya fermantasyona başlamış veya fermente olmuş veya yüksek sıcaklıkta işlem görmüş, endüstriyel amaçlı kullanıma uygun veya diğer gıda maddelerinin üretiminde bileşen olarak kullanmaya uygun balı,

e) Çerçeve: Arıların doğrudan petek yaptığı veya içine temel peteklerin yerleştirildiği malzemeyi,

ifade eder.

Ürün özellikleri

Madde 6 — Bu Tebliğ kapsamında piyasaya sunulan veya insan tüketimi amacıyla herhangi bir gıda maddesinde bileşen olarak kullanılan bala ait özellikler aşağıda verilmiştir.

a) Bala gıda katkı maddeleri de dahil olmak üzere dışarıdan hiçbir madde katılamaz. Bal doğal bileşiminde bulunmayan organik ve/veya inorganik maddelerden ari olmalıdır. Fırıncılık balı dışında bal; bala ait olmayan yabancı tat ve kokuda, fermantasyonu başlamış, asitliği yapay olarak değiştirilmiş veya içerdiği doğal enzimleri parçalayacak ya da önemli düzeyde inaktive edecek şekilde ısıtılmış olmamalıdır.

Filtre edilmiş bal ile ilgili hükümler saklı kalmak kaydıyla yabancı organik veya inorganik maddelerin ayrılması sırasında kaçınılmaz olan kayıplar dışında balda (n) polen veya diğer bala özgü bileşenler uzaklaştırılamaz.

b) Balda;

- İnsan sağlığını tehdit eden hiçbir patojen mikroorganizma, parazit ve/veya parazit yumurtası bulunamaz,

- Clostridium botulinum bulunamaz,

- Türk Gıda Kodeksi Şeker Tebliğinde yer alan şekerleri içeremez.

c) Balın tadı ve aroması, balın kaynağına ve üretildiği bitkinin türüne bağlı olarak değişmekle birlikte, bal kendine özgü koku ve tada sahip olmalıdır.

d) Balın rengi su beyazından koyu amber renge kadar değişebilir. Salgı balının rengi pfund skalaya göre en az 60 olmalıdır.

e) Temel petekte balmumunun doğal yapısında bulunmayan, parafin, serezin, iç yağı, reçine, oksalik asit gibi organik maddeler ile ağartıcı maddeler gibi inorganik maddeler bulunamaz.

f) Etiketinde orijin aldığı çiçek, bitki, bölge veya coğrafya belirtilen ballara filtre bal ilave edilemez.

g) Petekli ballarda, peteğin en az %80’i sırlanmış olması gerekmektedir.

h) Etiketinde botanik orijini belirtilen ballarda bu özellikleri polen analizi ile belirlenir.

ı) Ballara ait diğer özellikler Ek’te yer almaktadır.

Katkı maddeleri

Madde 7 — Bala hiç bir katkı maddesi katılamaz.

Bulaşanlar

Madde 8 — Bu Tebliğ Kapsamında yer alan ürünlerde bulaşanların miktarı Türk Gıda Kodeksi Yönetmeliği’nin Bulaşanlar bölümüne uygun olmalıdır.

Pestisit kalıntıları

Madde 9 — Bu Tebliğ kapsamında yer alan ürünlerde bulunabilecek pestisit kalıntı miktarları Türk Gıda Kodeksi Yönetmeliği’nin Pestisit Kalıntıları bölümüne uygun olmalıdır. Bu kurallara ek olarak balda maksimum pestisit kalıntı limiti en fazla 0.01 mg/kg olmalıdır.

Veteriner ilaçları tolerans düzeyleri

Madde 10 — Bu Tebliğ kapsamında yer alan ürünlerde bulunabilecek veteriner ilaçları kalıntı miktarları Türk Gıda Kodeksi Yönetmeliği’nin Veteriner İlaçları Tolerans Düzeyleri bölümüne uygun olmalıdır.

Hijyen

Madde 11 — Bu Tebliğ kapsamında yer alan ürünler Türk Gıda Kodeksi Yönetmeliği’nin Gıda Hijyeni bölümünde yer alan genel kurallara uygun olarak üretilmeli ve "Türk Gıda Kodeksi Mikrobiyolojik Kriterler Tebliği" ne uygun olmalıdır.

İşyeri özellikleri

Madde 12 — Bu Tebliğ kapsamında yer alan ürünleri üreten işyerleri Türk Gıda Kodeksi Yönetmeliği’nin Gıda Maddeleri Üreten İşyerlerinin Taşıması Gereken Özellikler bölümünde yer alan genel kurallara uygun olmalıdır.

Ambalajlama, etiketleme ve işaretleme

Madde 13 — Bu Tebliğ kapsamında yer alan ürünler Türk Gıda Kodeksi Yönetmeliği’nin Ambalajlama ve Etiketleme-İşaretleme bölümünde yer alan genel kurallara uygun olarak ambalajlanmalı, etiketlenmeli ve işaretlenmelidir. Bu genel kurallara ek olan kurallar aşağıda verilmiştir:

a) Çerçeveli balda net miktara "çerçeve ağırlığı" dahil değildir. Çerçevelere arıcıların işletme tescil numaraları yazılmalıdır.

b) Etikette balın orijini; salgı balı veya çiçek balı olduğu, bal ifadesinin yanında aynı punto ile belirtilecektir.

c) Etikette balın hasat yılı; üretim tarihi olarak, balın ambalajlandığı tarih; dolum tarihi olarak ifade edilecektir.

d) Bu Tebliğ kapsamındaki ürünler 5 inci maddenin (b), (c) ve (d) bentlerinde tanımlanan şekilde satışa sunulur. Ancak filtre edilmiş bal, petekli bal, petekli süzme bal ve fırıncılık balı haricindeki diğer ballar sadece "bal" ifadesi ile satışa sunulabilir.

e) Filtre edilmiş ballar ve fırıncılık balları hariç olmak üzere, balın kaynağı belirli bir çiçek veya bitki ise ve bal bu bitki veya çiçeğe ait duyusal, fiziksel, kimyasal ve mikroskopik özellikleri belirgin şekilde taşıyorsa, ürün ismi "ayçiçeği balı, ıhlamur balı" gibi orijin aldığı çiçek veya bitkinin adı ile desteklenebilir.

f) Filtre edilmiş ballar ve fırıncılık balları hariç olmak üzere, bala üretildiği bölgenin florasına ait özelikleri belirgin şekilde taşıdığı sürece o bölgenin bölgesel, coğrafi veya topografik adı ürün ismi ile birlikte kullanılabilir.

g) Fırıncılık ballarının etiketinde "sadece pişirme amaçlı" ifadesi ürün ismine yakın ve kolayca görülebilir bir şekilde yer almalıdır.

h) Fırıncılık ballarının bileşen olarak kullanıldığı bileşik bir gıda maddesinde "bal" ifadesi "fırıncılık balı" yerine bileşik gıda maddesinin isminde kullanılabilir. Ancak, ürünün bileşenler listesinde "fırıncılık balı" olarak yer almalıdır.

ı) Filtre balların bu özelliği ve bu ballarda polen miktarının büyük ölçüde alındığı etikette belirtilecektir.

Taşıma ve depolama

Madde 14 — Bu Tebliğ kapsamındaki ürünlerin taşınması ve depolanması, Türk Gıda Kodeksi Yönetmeliği’nin Gıdaların Taşınması ve Depolanması bölümünde yer alan kurallar ile 16/5/1986 tarih ve 19109 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 3285 sayılı Hayvan Sağlığı ve Zabıtası Kanunu ve 15/3/1989 tarih ve 1989 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Hayvan Sağlığı ve Zabıtası Kanunu Yönetmeliği’ ne uygun olmalıdır.

Numune alma ve analiz yöntemleri

Madde 15 — Bu Tebliğ kapsamında yer alan ürünlerden Türk Gıda Kodeksi Yönetmeliği’nin Numune Alma ve Analiz Metodları bölümünde belirtilen kurallara uygun olarak numune alınmalı ve uluslararası kabul görmüş analiz metodları uygulanmalıdır.

Avrupa Birliği’ne uyum

Madde 16 — Bu Tebliğ, 2001/110 EC sayılı "Bal" ile ilgili Komisyon Direktifi ve 2005/396/EC sayılı "Hayvansal ve bitkisel orijinli gıda ve yemlerde maksimum pestisit limitleri" ile ilgili Konsey Tüzüğü dikkate alınarak Avrupa Birliği’ne uyum çerçevesinde hazırlanmıştır.

Tescil ve denetim

Madde 17 — Bu Tebliğ kapsamında yer alan ürünleri üreten ve satan işyerleri; tescil ve izin, ithalat işlemleri, kontrol ve denetim sırasında bu Tebliğ hükümlerine uymak zorundadır. Bu hükümlere uymayan işyerleri hakkında 5/6/2004 tarihli ve 25483 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 5179 sayılı Gıdaların Üretimi, Tüketimi ve Denetlenmesine Dair Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulü Hakkında Kanun hükümlerine göre yasal işlem yapılır.

Denetim

Madde 18 — Bu Tebliğde yer alan hükümlerin uygulanması ile ilgili denetim 5/6/2004 tarihli ve 25483 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 5179 sayılı Gıdaların Üretimi, Tüketimi ve Denetlenmesine Dair Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulü Hakkında Kanun’a göre Tarım ve Köyişleri Bakanlığı tarafından yerine getirilir.

Yürürlükten kaldırılan mevzuat

Madde 19 — Bu Tebliğ ile; 22/10/2000 tarihli ve 24208 sayılı Resmî Gazete’ de yayımlanan, "Türk Gıda Kodeksi Bal Tebliği" (Tebliğ No: 2000/39) yürürlükten kaldırılmıştır.

Geçici Madde 1 — Halen faaliyet gösteren ve bu Tebliğ kapsamındaki ürünleri üreten ve satan işyerleri bu Tebliğ’ in yayımı tarihinden itibaren 3 ay içinde bu Tebliğ hükümlerine uymak zorundadır.

Geçici Madde 2 — Bu Tebliğin 6 ncı maddesinin (h) bendinde yer alan hükmün uygulanması Tebliğ’ in yayımı tarihinden itibaren 2 yıl içerisinde başlayacaktır.

Yürürlük

Madde 20 — Bu Tebliğ yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

Yürütme

Madde 21 — Bu Tebliğ hükümlerini Tarım ve Köyişleri Bakanı yürütür.



--------------------------------------------------------------------------------

EK

Ballara Ait Diğer Özellikler

Çiçek Balı Salgı Balı Çiçek ve Salgı Balı Karışımı Fırıncılık Balı
Nem (en fazla) % 20
% 23 (püren-Calluna ballarında)
% 20 % 20 % 23
% 25 (püren-Calluna kaynaklı fırıncılık ballarında)

Sakaroz (en fazla) 5 g/100g 15 g/100g (Yalancı akasya –Robina psedoacacia, adi yonca-Medicago sativa, Banksia meziesii çiçek balı, tatlı yonca-Hedysarum, kırmızı okaliptüs-Eucalyptus camadulensis, meşin ağacı-Eucryhia lucida- Eucyrphia milliganii, narenciye ballarında) 10 g/100g (Lavanta çiçeği-Lavandula spp., Boraga officinalis ballarında)
5 g/100g 10 g/100g (Kızıl çam Pinus brutia ve fıstık çamlarından Pinus pinea elde edilen salgı ballarında) 5 g/100g 5 g/100g
Fruktoz +Glukoz (en az) 100g’da 60 gram 100g’da 45 gram 100g’da 45 gram -
Fruktoz / Glukoz 0,9 - 1,4 1,0 - 1,4 1,0 - 1,4 -
Suda çözünmeyen madde (en fazla)* 0,1 g/100g 0,1 g/100g 0,1 g/100g 0,1 g/100g
Serbest asitlik (en fazla) 50 meq/kg 50 meq/kg 50 meq/kg 80 meq/kg
Elektrik iletkenliği En fazla 0.8 mS/cm (Kocayemiş-Arbutus unedo, çan otu-Erica, ökaliptus, ıhlamur-Tilia spp., süpürge çalı- Calluna vulgaris, okyanus mersini-Leptospermum ve çay ağacı-Melaleuca spp’ den elde edilenler hariç olmak üzere) En az 0.8 mS/cm (Kestane balında) En AZ 0.8 mS/cm En fazla 0.8 mS/cm En az 0.8 mS/cm (kestane balı ve salgı balı karışımlarında) En fazla 0.8 mS/cm
Diastaz sayısı (en az) 8
3 (Narenciye balı gibi yapısında doğal olarak düşük miktarda enzim bulunan ve doğal olarak HMF miktarı 15 mg/kg’dan fazla olmayan balda)
8 8 -
HMF (en fazla)** 40 mg/kg 40 mg/kg 40 mg/kg -
Balda protein ve ham bal delta Cl3 değerleri arasındaki fark -1.0 veya daha pozitif -1.0 veya daha pozitif
–1,6 veya daha pozitif (Kızılçam Pinus brutia ve fıstık çamlarından Pinus pinea elde edilen salgı ballarında)
-1.0 veya daha pozitif -1.0 veya daha pozitif
Balda protein ve ham bal delta Cl3 değerlerinden hesaplanan C4 şekerleri oranı
(en fazla)
%7 %10 (Kızılçam Pinus brutia ve fıstık çamlarından Pinus pinea elde edilen salgı ballarında)
%7

%10 (Kızılçam Pinus brutia ve fıstık çamlarından Pinus pinea elde edilen salgı ballarında) %7 %7

Prolin miktarı
(en az)
180 mg/kg 180 mg/kg 180 mg/kg 180 mg/kg
Naftalin miktarı (en fazla)*** 10 ppb 10 ppb 10 ppb 10 ppb

* Pres balında suda çözünmeyen madde miktarı 0.5 g/100g’ı geçemez.

** Üretildiği bölge etiketinde belirtilmek koşulu ile tropikal iklim bölgeleri kaynaklı ballarda HMF miktarı en çok 80 mg/kg olmalıdır.

*** Balmumunda naftalin miktarı 10 ppb’den fazla olamaz.

denizakvaryumu 13-04-2009 16:32

Bal deyip geçmeyin, aman zehirlenmeyin!

Özellikle Karadeniz Bölgesi'nde doğal olarak yetişen 'dağ gülü'nden elde edilen ve tarihte kimyasal silah olarak da kullanıldığı bilinen 'deli bal'ın 1 çay kaşığından fazla yenilmesi zehirlenmeye neden olabilir. Prof. Dr. Gürayten Özyurt anlatıyor.


Şifa kaynağı olarak kullanılan balın özellikleri yapıldığı bitkiye göre değişiyor. Türkiye'de Karadeniz bölgesinde bin 800 metre yükseklikteki ormanlık alanlarda yetişen, literatürdeki adı 'rhododendron pontica'' olan ve halk arasında ''dağ gülü'' olarak bilinen bitkinin pembe renkli çiçekleri arılar bal yapmak için kullanıyor. "Dağ gülü"nden elde edilen bal, halk arasında ''deli bal'' olarak adlandırılıyor.

Uludağ Üniversitesi Zehir Danışma Merkezi Sorumlusu Prof. Dr. Gürayten Özyurt, ''deli bal''ın alternatif tıpta mide ağrılarında, bağırsak hastalıklarında, şeker hastalığında ve hipertansiyon tedavisinde kullanıldığını dile getirerek, ''dağ gülü''nün yapısında bulunan, iskelet ve kalp kası hücrelerinde, merkezi sinir sistemini etkileyen ''grayanotoksin'' adlı maddenin, bu çiçekten yapılan balın içinde de olduğunu vurguladı. Bu çiçekten elde edilen balın zehirli olduğunu anlatan Özyurt, şunları söyledi:

ZEHİR DOĞRUDAN KALBİ ETKİLİYOR

''Grayanotoksinin 'deli bal hastalığı' denilen rahatsızlıklara neden olduğu bilinmektedir. Bu balın 1 çay kaşığından fazla yenilmesinin zehirlenmelere neden olduğu da bir gerçektir. Bu zehirlenme, bal yendikten birkaç dakika veya saat sonra ortaya çıkmaktadır. Tükürük artışı, kan basıncında ve nabızda belirgin düşüşe neden olmaktadır. Grayanotoksin, direkt kalbe etki eden bir zehirdir. Şuur kayıplarına, kaslarda gevşemelere neden olmaktadır. Kişide, çok şiddetli bir tansiyon düşmesi olursa, ölüme kadar varabilen sonuçlar doğurabilir. Yaşlılarda, çocuklarda normal insanlara göre daha tehlikeli olabiliyor. ''

SİLAH OLARAK KULLANILMIŞ

Prof. Dr. Özyurt, ''deli bal''ın tarihte silah olarak kullanıldığına ilişkin veriler bulunduğuna işaret etti. Tarihi belgelerde, Milattan Önce 401 yılında Karadeniz yakınlarında kamp yapan 10 bin Yunan askerin bölge halkı tarafından deli balla zehirlendiklerine ilişkin bilgilerin yer aldığına dikkati çeken Özyurt, MÖ 67 yılında Pontus kralı Mitridat'a karşı gelen Pompey'in ordularının da aynı bölgede kamp kurduklarında, bu bölgedeki petek ballarını yiyerek zehirlendikleri ve kolayca esir düştüklerinin anlatıldığını söyledi. Özyurt, ''Tarihte düşmanları etkisiz hale getirmek için kullanılan ilk biyolojik silah olan bu bal tüketilirken çok dikkatli olunmalı'' dedi.

ZEHİRLENMENİN DERECESİ YENİLEN MİKTARLA İLİŞKİLİ

Deli baldan kaynaklanan zehirlenmenin boyutunun, yenilen miktarla ilgili olduğunu anlatan Özyurt, ''Grayanatoksin''in yoğunluğunun baldan bala değişebileceği gibi, zehirlenme belirtilerinin de kişiden kişiye değişebildiğini bildirdi. Özyurt, Türkiye'nin her yerinde ''deli bal'' zehirlenmelerine rastlanabildiğini belirterek, şöyle devam etti:

''Doğal gıda ve bal tüketiminin her geçen gün daha arttığı, turizm hareketlerinin hız kazandığı günümüzde, deli bal olgularının hem ülkemizde hem de yurt dışında daha sık rastlanacağı düşünülebilir. Açıklanamayan hipertansiyon, nabız düşüklüğü gibi şikayetlerle hastanelere başvuran kişilerde, deli bal zehirlenmesini hatırlamak gerekir.''

http://www.iyibilgi.com/haber.php?haber_id=112938

ozgurbilgin 16-07-2009 13:21

Merhaba,

Çocuklarıma bal alırken tereddüte düşüyorum. Hangi markaları güvenle alabiliriz ya da nereden güvenle alışveriş yapabiliriz acaba?

k0900 16-07-2009 13:33

Karakovan balı güvenle alabilirsiniz. Küçük kare ve ya yuvarlak ince ahşap çıtalarda olurlar:)

k0900 25-07-2009 22:54

Balda Kalite Kontrol Sorunu

İlaç Kalıntıları:Üreticiler yoğun arı hastalıkları ile bulaşık kolonileri tedavi etmek amacı ile pek çok kimyasallar kullanmaktadırlar. Varroa parazitine, yavru çürüklüklerine ve ergin arı hastalıklarına karşı kullanılan kimyasallar ve antibiyotikler balda kalıntılar bırakmaktadır. Bu kalıntılar çoklukla Avrupa Birliği bal kodeksi limitlerinin üstünde bulunmaktadır ve dış satımda ciddi engeller oluşturmaktadır. Bazen de dış satımdan ballar geri gelmektedir.

Kimyasal kalıntılar açısından tespitler farklıdır. Örneğin bal ambalajlayan ve balda naftalin analizleri yaptığını ifade eden bir firma üreticilerden gelen balların % 90'ında naftalin ve antibiyotik kalıntısı olduğunu ifade etmektedir. Tarım Bakanlığı Kalıntı İzleme Dairesi ise naftalin kalıntılarının son yıllarda azaldığını bildirmektedir.

Ayrıca Avrupa Birliği'nde yasak olan ve Çin ballarına ambargo konmasına neden olan Türkiye arıcılarının bilmediği ve kullanmadığı Kloramfenikol'un Türk balı olarak Avrupa'ya satılan ballarda çıkması izah edilemez bir durum olarak görülmektedir. Bu durumun bir tek açıklaması bulunmaktadır. Çin ballarının Türk balı diye AB'ye satılmaya çalışılmasıdır. Ballar geri gelince de iç piyasaya verilmesidir. Avrupa Birliği'nin kalıntı izleme komisyonunun 2005 Ocak ayında yaptığı tespitlerin raporu ile 21-26 Ağustos 2005 tarihinde İrlanda - Dublin'de yapılan Dublin 39. Dünya Arıcılık Kongresi'nde (Apimondia) Aplika Laboratuarı yetkililerince sunulan 114B numaralı tebliğdeki bilgiler bu durumu teyit etmektedir.

Petekli Ballardaki Temel Petekler Daha Büyük Risk Taşıyor:

Dünyanın hiçbir ülkesinde olmayan ve sadece Türkiye'ye mahsus olan petekli bal tüketimi ile daha büyük bir risk yaşanmaktadır. Türkiye'de maalesef naftalin kalıntısız ve parafin katkısız temel petek bulunmamaktadır. Bu naftalinli ve parafinli temel petekler balla tüketilmektedirler. Naftalin de parafinde petrol ürünüdür ve kanserojendirler. Petekli bal tüketim alışkanlığı olan tüketicilere temel petekleri yemeden petekli balları nasıl yiyecekleri anlatılmamaktadır.Tüketicilere bu anlatılmalıdır.

Ticari Şekerlerle Bal Üretimi
Yürürlükte olan bal kodeksinde çay şekeri sakaroz oranının çiçek ballarında en çok %5 olabileceği belirtilmiştir. Uzun yıllardır bazı üreticilerin özellikle petekli bal üretimi için kolonilerini bal üretim sürecinde de sakarozla besledikleri görülmektedir. Dolayısı ile ballarda sakaroz oranı % 50 seviyelerine doğru artmaktadır. Petekli bal piyasası açısından önemli bir merkez olan Erzurum'da bal dükkanlarında ballar şekerli ve şekersiz ballar olarak ayrılmakta ve değişik fiyatlardan satılmaktadır. Ancak, bu şekerli besleme ile üretilen ballara arılar vücut enzimlerini de kattığından bu sahtecilik klasik analizlerle kolay anlaşılamamaktadır. Tarım Bakanlığı'nın klasik şeker laboratuarları kendilerini yenileyememiş ve bu tahşişi belirlemekte yetersiz kalmıştır. Bu eksikliğin üreticiler tarafından fark edilmesi ile tahşiş artmıştır. Üreticiler son yıllarda sakarozun yerine daha ucuz olan ticari glikoza ve früktoza yönelmişlerdir. Bu sahtecilik daha da yaygınlaşarak hiç arı görmemiş ticari şekerler doğrudan bal diye satılır olmuştur. 2004 yılının ikinci yarısında medyada sahte bal ve balda kalıntı haberleri arttıkça Tarım Bakanlığı piyasadan aldığı bal örneklerini ticari şeker içerikleri açısından 2004 yılı sonuna kadar Ege Üniversitesi ARGEFARM laboratuarına göndererek balda mısır orijinli ticari şekerleri belirleyen C-13 analizi yaptırmıştır ve ticari glikoz içeren balları ambalajlayan bazı firmaları açıklamıştır.

Ticari glikoz ve früktozun piyasa değeri 1 YTL civarındadır. Bu sanayi ürünleri doğrudan veya doğal balla karıştırılarak en az 7-8 YTL ye bal diye satılmaktadır. Bu durum şekersiz bal üreten ve pazarlayanların aleyhine haksız bir rekabet yaratmaktadır. Nitekim binlerce doğal bal üreticisi arıcı ürettiği balı maliyetinin altında satmak mecburiyetinde kaldıkları için üretimden vazgeçmişler ve arıcılığı bırakmışlardır. Diğer taraftan bal diye ticari früktoza en az 7-8 YTL / kg para ödeyen tüketici kandırılmaktadır. Vitrinde bal diye satılanların ve en azından mısır şekeri orijinli balların yanlışını ve doğrusunu bilebilen teknik eleman, teknik bilgi ve laboratuar donanımı Tarım Bakanlığı’nda mevcuttur. Yapılması gereken bu imkanların müstakil bir laboratuarda bir araya getirilmesi, yanlışı ve doğruyu belirleme iradesinin gösterilmesidir. Bu irade gösterildiğinde Türkiye arıcılığı ve arıcısı kurtulacak, tüketici ise kandırılmadan doğru balı yiyebilecektir.


GDO’lu Şekerlerle Yapılan Beslemenin Kolonilere Zararı

Arıcılarımızın bilmeden yaptıkları bir yanlış ta mahalli üreticilerin sattıkları kekleri kullanmalarıdır. Ucuz olduğu için kekler genellikle mısır früktozundan yapılmaktadır. Yıllık 5.000 ton mısır früktozlu kek pazarlandığı bildirilmektedir.

Bu keklerin, arıların fizyolojilerini bozduğuna dair araştırmalar ve arıcı gözlemleri bulunmaktadır.

Diğer yandan bal kodeksine göre balda hiç olmaması gereken ticari früktoz arılara besleme amaçlı yedirildiğinde keklerle bala da geçmektedir.

Kaynak : Tema vakfı yayınları.

caucasus 25-07-2009 22:57

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi ozgurbilgin (Mesaj 462993)
Merhaba,

Çocuklarıma bal alırken tereddüte düşüyorum. Hangi markaları güvenle alabiliriz ya da nereden güvenle alışveriş yapabiliriz acaba?

Bence süzme bal yerine çıta bal alırsanız daha iyi olur. Süzme bal hileye daha açık olduğu için.

mehmet55 25-07-2009 23:34

en iyi bal tanıdığın güvendiğin çevrendeki arıcılardan aldığın baldır

caucasus 27-07-2009 22:33

Haklısınız, ben zaten büyük şehirler için yazmıştım. Tanıdığın kişi arıcılık yapıyorsa zaten gidip de marketten **** 7 kat yabancıdan almanın bir anlamı yok.

kamil35 02-08-2009 21:17

Çam balının kaynağı olan böcek
 
1 Eklenti(ler)
Çamda basra yapan böcek, çam dalından çekilmiş bir görüntü. Böceklerin büyüklüğü bir toplu iğne başından daha küçük. Benim makine ancak bu kadar görüntüleyebildi. Böcekler sarı renkli olanlar..

denizakvaryumu 02-08-2009 21:18

Arılar o beyazları mı topluyor?

kamil35 02-08-2009 21:27

Anason balı
 
1 Eklenti(ler)
Petekli anason balından bir görüntü.. Her şey çok güzel gözüküyor ancak, bu görüntüdeki baldan sadec 5 kg üretebildik.

kamil35 02-08-2009 21:29

Arılar o beyazları toplamıyor. Onlar böceğin olduğu yerdeki pamukcuklar. Böcek salgı yapıyor. Tatlı bir salgı.. Arı salgıyı alıyor.

denizakvaryumu 02-08-2009 21:52

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi kamil35 (Mesaj 473261)
Petekli anason balından bir görüntü.. Her şey çok güzel gözüküyor ancak, bu görüntüdeki baldan sadec 5 kg üretebildik.


Anason balında rakı kokusu var mı? :D

kamil35 02-08-2009 22:05

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi denizakvaryumu (Mesaj 473267)
Anason balında rakı kokusu var mı? :D

Rakı hiç içmedim. Ama rakının uzaktan duyulan kokusu, ya da anason tohumunun kokusu balda yok. Anason tarlası çiçekte iken, anason çiçeğinin hoş olmayan bir kokusu var. Balı yuttuktan sonra derin bir nefes aldığınızda anoson çiçeğinde duyduğunuz o kokuyu alıyorsunuz. Yine de anason balının çok lezzetli ve zevkle yenebilecek bir bal olduğunu söyleyebilirim.

denizakvaryumu 02-08-2009 22:14

En sevdiğim bal,kestane balı.Tek bir çiçeğin ağırlıklı olduğu ballar daha çok hoşuma gidiyor.

Anoson balının da güzel olduğuna eminim..

denizakvaryumu 02-08-2009 22:16

Anzer balının kilosu 500 lira
Muhammet KAÇAR/İKİZDERE(Rize), (DHA)

RİZE’nin İkizdere lçesinin Anzer yaylasında üretilen dünyaca ünlü Anzer balının geçen yıl 480 TL olan kilo fiyatı yüzde 4.5 artışla 500 TL olarak belirlendi

Yaylada açık artırma usulü ile 10 bin liraya alıcı bulan 4 kilo Anzer balı Cmhurbaşkanı, TBMM Başkanı, Başbakan ve Genelkurmay Başkanı’na gönderilmek üzere Rize Valisi Zekeriya Şarbak’a teslim edildi.

İkizdere İlçesi’nin Anzer Yaylası'nda 6’ıncısı düzenlenen Anzer Bal ve Turizm Şenliği’ne Rize Valisi Zekeriya Şarbak, İkizdere Kaymakamı Emre Çınar, Rize Emniyet Müdürü Şammaz Demirtaş ile yaklaşık bin 500 kişi katıldı. Yöre sanatçılarının sahne aldığı şenlikte Anzer balının bu yılki satış fiyatı da açıklandı. Anzer Ballıköy Tarımsal Kalkınma Kooperatifi Başkanı Şükrü Çatır, geçen yıl kilosu 480 TL olan Anzer balının bu yılki satış fiyatını yüzde 4.5 artışla 500 TL olarak açıkladı. Çatır, “Bu yıl ekonomik kriz nedeniyle artışı düşük tuttuk. 15 Ağustos tarihinden itibaren yaylada bal sağımı başlayacak. Hacettepe Üniversitesi’nden onaylı olan hakiki Anzer balını almak isteyen vatandaşlarımız kooperatifimize başvursun” dedi.

DEVLETİN ZİRVESİNE BAL
Şenlikte 10- 14 yaş arası kız çocuklarının katıldığı Bal Güzeli yarışması düzenlendi. Dereceye girenlere çeşitli ödüller verildi. Şenlikte ayrıca açık Anzer balı açık artırma usulü ile satışa sunuldu. Kıyasıya süren açık artırma sonunda 4 kilo Anzer balını 10 bin liraya Anzer Su firması satın aldı. Anzer Su Yönetim Kurulu Başkanı Hızır Murtezaoğlu, 10 bin liraya satın alınan 4 kilo Anzer balının Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, TBMM Başkanı Köksal Toptan, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ’a birer kilo gönderileceğini açıkladı. Murtezaoğlu, balları devletin zirvesine göndermek üzere Rize Valisi Zekeriya Şarbak’a teslim etti. Anzer yaylasındaki vadiye asılan yaklaşık 200 metrekarelik Türk bayrağı da dikkat çekti

http://www.milliyet.com.tr/Yasam/Son...u%20500%20lira

yale 02-08-2009 22:31

2 Eklenti(ler)
Bu da bizden bir reklam
www.kafkasaricilik.com
Hopa Balı da pek bilinmez ama 1 sene önce bir yarışmada 2. olmuştu
Bilginize.
Saygılarımla
www.artvinari.org
1.Fotoğraf , arıların Uçtuğu özgürlük alanlarından bir pencere
2.Fotoğraf, Kafkas arısı,Ana arı üretim çiftliğimiz.

erolhas 02-08-2009 23:14

gerçek balda şekerlenir. bal şekerlenmez diye birşey yoktur arkadaşlar. yanlız kestane balına bir şekilde ulaşmış arkadaşlar.. hayatınızın en mükemmel balını yiyorsunuz şuanda:)

denizakvaryumu 03-08-2009 07:46

Kestane balı şekerlenmiyor :)

malina 12-09-2009 11:08

kamil35 böyle yazmış:
Alıntı:

Sayı tamamdır. Site kurallarına uygun bir iş de değilmiş. Öyle söylendi. Site yönetimi ile iletişime geçtim, gelecek cevaba göre; alışveriş bölümünde yeni bir konu oluşturacağım.
Satış yapmak isteniyorsa gerekli başvurunun yapılması gerekiyor. Üyenin adını adresini sabit telefonu ve benzeri genele yazmadığı bilgileri istiyorum ki, bir sorun olduğunda kendisine ulaşabilelim.

Bu yapılmıyor, satışla ve ücretsiz dağıtımla ilgisi olmayan bir konunun içine yazılıyor. siz eski üyeler de bu konuda uyarı yapacağınıza, adres göndermeye başlıyor, kahveye bile koşun buraya gidin diye duyuru yazıyorsunuz.

kamil35 bu arada kuralları öğrenir umarım. Bundan sonra bu tür yazışmalara eşlik edenlerin de kuralları öğrenmesi gerekeceğini hatırlatayım.

Unutmayın, birine izin verilse, sonunda sizden de feryatlar yükselecek kadar satış ilanı ile dolar bu forum! Ücretsiz numune göndermenin, satış öncesi promosyon çalışması olduğunu biliyorsunuzdur umarım.

kamil35 13-09-2009 05:10

Yanlış yaparak doğruları öğreniyorum. Kuralları öğrendim. Artık oyunu kuralına göre oynuyorum. :)

Orhansen 18-09-2009 03:14

İyi günler
ben birşey sormak istiyorum
oğlum için sinoptan kestane balı buldum
baldan eminim, arkadaşımın balı
sorum şu, internette baktığımda;
a- tema kestane balı için "mevsim geçişlerinde bolca tüketilmelidir" yazıyor
b- başka birkaç sitede de kestane balının çok kuvvetli olduğu, günde 2 tatlı kaşığından fazla tüketilmesinin bulantı ve başdönmesi yaptığı yazıyor
kafam iyice karıştı, oğlum beş yaşında, ben bu balı oğluma ne kadar yedireceğim/biz ne kadar yiyeceğiz?
değerli arıcı dostlar bana yardımcı olabilirler mi?
yardımlarınız niçin şimdiden teşekkür ederim

saygılarımla,

yale 29-09-2009 22:28

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi Orhansen (Mesaj 498683)
İyi günler
ben birşey sormak istiyorum
oğlum için sinoptan kestane balı buldum
baldan eminim, arkadaşımın balı
sorum şu, internette baktığımda;
a- tema kestane balı için "mevsim geçişlerinde bolca tüketilmelidir" yazıyor
b- başka birkaç sitede de kestane balının çok kuvvetli olduğu, günde 2 tatlı kaşığından fazla tüketilmesinin bulantı ve başdönmesi yaptığı yazıyor
kafam iyice karıştı, oğlum beş yaşında, ben bu balı oğluma ne kadar yedireceğim/biz ne kadar yiyeceğiz?
değerli arıcı dostlar bana yardımcı olabilirler mi?
yardımlarınız niçin şimdiden teşekkür ederim

saygılarımla,

Merhaba
Uzman olmamam karşın kestane balı deyince dikkatimi çekti.Çocuk beş yaşında olduğu için bence sabah kahvaltıda yedirmenizde ve de 2 kaşığı geçmemesinde fayda var... bu iki kaşığıda bence sabah ve akşam yedirin.Doktor gibi oldu ama kestane balı tansiyonu düşürdüğü için bence çok fazla kullanılmamamlıdır.Zaten çok yedirirseniz çocuk ta baldan nefret eder...Aslıda Balın özelliğine göre de değişebilir.Bal iyidir muhakkak ama sadece kestane de değildir.Muhakkak karışmıştır.

Orhansen 30-09-2009 14:17

Sn Yale,

Cevabınız ve öneriniz için sonsuz teşekkürler
uygulayacağım

Saygılarımla,

hulya1966 06-10-2009 19:41

merak ettiğim bişeydi *** içinde yararlı oldu tşkkler

karadeniz_28_ 18-10-2009 20:43

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi caucasus (Mesaj 468754)
Bence süzme bal yerine çıta bal alırsanız daha iyi olur. Süzme bal hileye daha açık olduğu için.

Çıta bal olarak petekli balı veya karakovan balını kast ediyorsan,süzme baldan daha çok hileye açık oluyor.

furtuna08 29-04-2010 03:05

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi denizakvaryumu (Mesaj 473390)
Kestane balı şekerlenmiyor :)

çiçek balları derlendikleri çiçeklere göre er ya da geç kristalleşirler. Buna kestane balı da dahildir.

elbrujo 11-01-2011 13:29

Arkadaşlar doğal balda şekerlenir.
Bazı ballar bitki türlerine göre daha geç şekerlenir. Bazıları çok düşük ısılarda şekerlenir. Bu arının balı ürettiği bitkinin türüne göre değişir.
Ballarının şekerlenmediğini söyleyen arkadaşlara ballarını buzdolabının buzluğuna koyup 1 ay beklemelerini öneririm.
Şekerlenen balın kavanozunu içi 45 derecelik su dolu bir kapta bekletin. Bal eski haline gelecektir. Tekrar tüketebilirsiniz.

Sahte bala önlem almak için petekli bal alalım diyen arkadaşa da derim ki; Ben bal akım döneminde şerbetle besleme yaparsam ve bu balı petekli satarsam sen yine şekerli sahte bal yersin.

Güvendiğiniz üreticilerden bal alın. Arıcılığı zevk için yapan, kovan sayısı az olan üreticilerden bal almaya dikkat edin. Marketlerdeki o ünlü markalara da güvenmeyin. Neler yaptıklarını bir bilseniz dudaklarınız uçuklar.

Her kestane balı da deli bal değildir. Her acı bal da deli bal değildir.
Ayrıntılı soru sormak isteyen arkadaşlar mesaj atabilir.

Kolay gelsin.

Bal Ormanı 16-01-2011 22:11

Markette satılan markalı süzme ballar fabrikalarda ısıtma işleminden geçtiği için donma gecikiyor ama içerisinde bulunan arı enzimleri, protein ve vitaminlerde ölüyor. Isıtma işleminin vitaminleri öldürdüğünü kursta öğrenmiştim.
Birde süzme ballara esans katılarak birinci sınıf bal tadı verilebiliyormuş. Ne yiyeceğimi şaşırdım. Artık kendi balımı kendim üretmeye karar verdim.

organikbal 12-03-2011 22:09

Bal Oramnına katılıyorum . Bazen marketlerdeki balların altlarında kristallenme değil şekerlerin çökelmesi başlıyor. Bunlar toplama bal olduğu için yüksek sıcaklıkta ıstma yapılıyor ve donması geciktiriliyor.

agozce 12-03-2011 22:39

Bir sorum olacak.

Geçen yıl 1 kavanoz polen almıştım. Yarısını yedim. Hep buz dolabı kapağında sakladım. Bu gün baktım, kalanı böceklenmiş. Küçük siyah böcekler var kavanozda. Bakliyatlardaki böceklerden.

Bu nasıl olur. Polen böceklenir mi? Üstelik buz dolabında kalmasına rağmen.

Polenin kullanma süresi var mı?

Bal antiseptiktir. Doğru koşullarda saklandığı zaman, asla bozulmaz, diye biliyorum. Polen farklı mı?

ligustrum 09-04-2011 23:35

Sayın agozce; Polen ve petek balın ağ yapan kurtlarca kurtlana bileceğini
ve de küçük krem kelebekler olacağını mümkün.

Ancak; Bakliyatlardaki küçük siyah böcekle böceklendiğini hiç duymadım.
Kavanozda bir iki dane de olsa bakliyat olabilir mi?

Aldığınız poleni bir gün derin dondurucuda tutarsanız;
var olan kurtçuk yumurtaları bertaraf edilir sanıyorum.

Polenin kullanma süresi var. Ama bu böceklenmesine karşı değil de;
Besin değerindeki azalma ile ilgili tarafından bakmalıyız.
Polenin tazesi ne 100 değer biçersek, her geçen gün, hafta, ay
besin değerinden azalır. İki seneden sonra pek bir önemi yoktur bence.

Arılar bile bahar başlarında dışarıdan polen gelmeye başladığında,
bir sene önce alınmış olan polenle yapılmış beslemelere rağbet etmiyormuş.
Bu da gösteriyor ki;
Her şeyin tazesi makbül.
Mevsiminde tükettiğiniz ürünler tazedir güvenilmeye yatkındır.

Bal gerçek bal antiseptiktir.
Polen için bu durum tam tersi bence.

Nariel 09-09-2011 14:35

Merhaba,

Petekli ballarla ilgili birşey sormak istiyorum.

Bir tanıdığımızdan karakovan balı alacağız, bize balı buzdolabında tutmamız gerektiğini; aksi takdirde peteklerde polen olduğu için balın kurtlanacağını söylediler. Bu polen ve kurtlanma meselesi karakovan balında doğal birşey midir? Yoksa bir kusur mudur?

Saf polenin kurtlanabildiğini bu sayfalardan okudum ve derin dondurucuda şoklanması gerektiğini öğrendim ama bala bu yapılamaz sanırım.

Kendileri buzdolabında tutuyorlarmış ve kurtlanma olmuyormuş, donmuyormuş da aynı zamanda.


Forum saati Türkiye saatine göredir. GMT +2. Şu an saat: 15:13.
(Türkiye için GMT +2 seçilmelidir.)

Forum vBulletin Version 3.8.5 Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0
agaclar.net © 2004 - 2025