PDA

View Full Version : Mine Pakkaner 'e soralım 2006-2009 (Zirai danışma, bahçe tasarımı, peyzaj)




Sayfalar : [1] 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11

malina
02-03-2006, 10:57
Sorularınız için burayı kullanabilirsiniz...




malina
02-03-2006, 12:13
Konu, terastaki bitkileri bahara hazırlama ve biber domates tohumlarını ekme.. :)

Herşeyi ortaya döküp, nargilemi içerken sizi dinleyeyim :)

malina
02-03-2006, 12:48
Ne bulursam daha doğrusu saksım ve toprağım kadar... Yarısına yakınını yenebilir bitkilere ayırıyorum. biber domates, nane, kekik, dereotu, fesleğen vb.

Nerede neler yetiştiğine iyi bir örnek :)

malina
02-03-2006, 12:50
Geçen yıldan görüntüler

malina
02-03-2006, 12:51
başka bir açıdan

Humeyra
02-03-2006, 15:44
Terasınız harika.Çok sevdim.. Yazın tadına doyulmuyordur herhalde.

Aslında yazacaklarım bilindik şeyler; Öncelikle plan yapmak lazım. Mevsim boyunca neler yetiştirilecek, tesbit edilir. Kalıcı çiçekler bir revizyondan geçirilir.Kıştan kalma kuru yapraklar, dallar ne kadar çer çöp varsa temizlenir. Fazla kalabalık kökler ayrılır. Uzamış dallar budanır.Varsa güller de budanır. Bir çok çiçek için tam çelik alma zamanıdır. Ben sardunya ve küpelilerimden çelik aldım mesela.. Bu çelikler ufak saksılara dikilir. Eski çiçeklerin saksı ve toprak değiştirme işleri yapılır. Yeni toprakta en az 6 hafta yetecek kadar besin vardır. Bu yüzden hemen vitamin vermemek gerekir. Toprağı değişmeyen çiçeklerde hiç olmazsa üst toprağın bir kısmı alınıp yeni toprakla takviye yapılabilir.
Ben saksılar için hazır organik gübrelerden kullanıyorum. Birer avuç toprağına karıştırıyorum. Yavaş etkili olduğu için bitkilere zarar vermiyor. Hem de toprağın kerpiçleşmesini önlüyor.
TOHUM

Sebze tohumları mümkünse oda ısısında çimlendirilmelidir. Özellikle biber ve patlıcan tohumları 20-25 derece ısı ister. Domates dışarıda da olur ama erken fide elde etmek için hiç değilse çimleninceye kadar içeride tutulması iyi olur.

Uzun çiçek kutularına hazır toprak doldurulur. Hafifçe bastırılır. Tohumlar seyrekçe serpilir ve üzerine 1 cm. kapak atılır. El ayası ile toprak sıkıştırılır ve süzgeçle sulanır. İlk sulama suyuna fungisit katılması çok iyi olur. Saksılar aydınlık bir pencere önüne yerleştirilir.

Sulama ne az ne fazla, toprak sürekli nemli(ıslak değil) kalacak şekilde olmalıdır. Saksıların üzerine streç film kapatılabilir. Bu film her gün değiştirilir. Aksi takdirde filmden damlayan sular çürümeye sebep olabilir. İlk fide göründüğü anda film tamamen kaldırılır. Böylece tohumlar 3-4 günde çimlenir. Fidelerin gerçek yaprakları çıktığında dikkatle sökülerek minik saksılara fidelenir. Bitkiler artık serine alınabilir.

Veya çok ufak saksılara tohumlar 2'şer tane ekilebilir. Çimlenince kuvvetlisi bırakılır, diğeri alınır.

Not: Saksıları kaplamak için önceleri cam levha kullanıyordum. Daha sonra filmle kapatınca tohumların çok daha çabuk çimlendiğini farkettim.)

Daha ayrıntılı bilgi için= http://www.humeyraozdamar.net/Balkonbahce1.htm sayfasından yararlanabilirsiniz.

cemboa
02-03-2006, 16:10
Vildan abla kıskandııııııımmm ::(

malina
02-03-2006, 16:18
Toplantı yapmak terası kullanabiliriz :)

Ah ahhh, son yıllarda sokağa çıkma özürlüyüm ne yapayım :)

Ben insanın da bitkinin de dayanıklısını sevdiğimden, neredeyse tüm bitkilerim kara bile dayanıklıdır.

Çimlendirirken de içeri almak gibi şeylerle hiç uğraşmazdım. Bu kez seni dinleyeceğim bakalım ne olacak :)

malina
02-03-2006, 16:21
Taze kekiği olan bir evin maydonuzu yok :)

Daha önce bir iki kez denedim ama başarılı sonuç alamadım. Nane ve kekik daha sığ kaplarda sorunsuz yetişiyor ama en derini bile maydona kısa geliyor gibi bir gözlemim var. Sence neden ne olabilir?

Humeyra
02-03-2006, 17:29
Böyle güzel terasınız var, sokağı ne yapıcaksınız?

Saksı 20-25 cm.olsa yeter, problem maydanozun huysuzluğundan kaynaklanıyor.
Kekik, nane gibi sığ köklü bitkiler saksıda kolay yetişirler. Fakat maydanoz çok kaprislidir. Bahçede bile yerini sevmezse büyümez. Bol gübreli ve yumuşak toprak ister. Bol su sever. Aşırı güneşten hoşlanmaz. Tohumdan çıkması haftalar alır. Her yıl yeniden ekmek gerekiyor tabii..
Tohumu serptikten sonra üzerini çok az toprakla örtün. Güzelce bastırın.Toprağı daima nemli tutun.Fideler birkaç yapraklı olunca makasla biçin. Fideler çok sık olmasın. Bahçede yetiştirdiğim maydanozları bir kaç kere biçtikten sonra diplerine tekrar kuru gübre serpiyorum. Ardından bolca su veriyorum. Birdebire gürleşiyorlar. Saksıda da böyle yapılabilir belki..

metince
02-03-2006, 17:31
hümeyra hanım sitenize baktım gerçekten çok hoş.Bizde okulumuzda çevre düzenlemesi çalışması yapmak istiyoruz.Fakat biliyorsunuz haziran sonu okullar kapanıyor. Öğrencilerin kendi uğraşları ile yapacağı ve sonuçlarını görebileceği bir çiçek lendirme çalışması için neler önerirsiniz

bonsaisever
02-03-2006, 21:46
Ben yetiştirememiştim de...sağolsun annem yetişmişti imdadıma. O yetiştirdi maydonosu tepsi yoğurt kasesinden bir saksı yapmıştım. Toprağın üstüne serpti tohumları ve gölge bir yere koydu üzerine de tohumlara değmiyecek şekilde bir tülbent örtü ve sulamayı da tülbentin üzerinden avcundan yavaş yavaş tohumları sarsmadan dökmeye özen göstererek sabırla yaptı öğrendiğime göre de en zor çimlenen tohummuş maydanos.
Ayrı bir konu mu açsaydım :(

Humeyra
02-03-2006, 22:18
Ben yetiştirememiştim de...sağolsun annem yetişmişti imdadıma. O yetiştirdi maydonosu tepsi yoğurt kasesinden bir saksı yapmıştım. Toprağın üstüne serpti tohumları ve gölge bir yere koydu üzerine de tohumlara değmiyecek şekilde bir tülbent örtü ve sulamayı da tülbentin üzerinden avcundan yavaş yavaş tohumları sarsmadan dökmeye özen göstererek sabırla yaptı öğrendiğime göre de en zor çimlenen tohummuş maydanos.
Ayrı bir konu mu açsaydım :(

Ayrı konu açmayın, doğru yere yazmışsınız:)) Evet maydanoz çok geç çimlenir. Anneniz güzel bir usul bulmuş. Eline sağlık.

malina
02-03-2006, 22:21
Onu da biber tohumları gibi aspirinli suya koysak işe yarar mı acaba ? :)

Humeyra
02-03-2006, 23:22
hümeyra hanım sitenize baktım gerçekten çok hoş.Bizde okulumuzda çevre düzenlemesi çalışması yapmak istiyoruz.Fakat biliyorsunuz haziran sonu okullar kapanıyor. Öğrencilerin kendi uğraşları ile yapacağı ve sonuçlarını görebileceği bir çiçek lendirme çalışması için neler önerirsiniz


Çocuklar mevsimlik çiçek fideleri ile renk kombinasyonları yapabilirler. Şu sıralarda hercai, çuha,şebboy, aslanağzı, sarı nergis (calendula), papatya(bellis) türleri ekilebilir.
başarılar dilerim.

Cihangir
02-03-2006, 23:25
Bizim maydanozlar neden hiç sorun çıkarmıyor ki ? Burada nem oranı çok yüksek, ondan mı acaba ?
Roka ve tere daha nazlı sanki..

Humeyra
02-03-2006, 23:27
Onu da biber tohumları gibi aspirinli suya koysak işe yarar mı acaba ? :)
Çürür gibime geliyor. Bu arada, maydanoz tohumlarını tam ekme zamanı..:rolleyes:

.

Humeyra
02-03-2006, 23:33
Bizim bahçede de problem yaşanmıyor. Yeşillikler nemi çok seviyor, doğru..

Mine Pakkaner
03-03-2006, 17:23
Onu da biber tohumları gibi aspirinli suya koysak işe yarar mı acaba ? :)

Evet, yapılabilir. Tohumları aspirin eritilmiş suya koyup bir miktar bekletebilirsiniz, sonra ekersiniz. Aspirinin icindeki salisilik asitin fungusit etkisi var bir miktar da bitki aktivatörü olarak çalışıyor.

Evde uygulayabileceğiniz basit ve çevre dostu bir fungusit de oksijenli sudur. Yarım lt suya bir tatlı kaşığı oksijenli su koyup maydonozlara püskürtebilirsiniz.

Yalnız bunu güneş altında yapmayın (İlaçlama ve gübreleme ile ilgili hiç bir uygulamayı güneşte yapmayın). Mümkünse gece de yapmayın ki bitkiler geceye kuru girsin. Bitkilerde fungal bir sorun varsa geceleri kuru olmaları çok önemlidir, gece sulama ve ilaçlama yapılmaz.
Kolay gelsin.

Mine

Önemli kısımları kalın yaptım - malina

Humeyra
03-03-2006, 18:27
Oksijenli suyun fungisit etkisini hiç bilmiyordum. Güllere de uygulanabilir mi? Aynı etkiye sahip başka çevre dostu ürünler var mı?

malina
03-03-2006, 18:49
gece sulama ve ilaçlama yapılmaz.


Bu durumda sulama işlemi sabahları mı yapılacak. Akşam üzeri sulama eğiliminde olan biriydim.

malina
03-03-2006, 18:50
Oksijenli suyun fungisit etkisini hiç bilmiyordum

Sen yine iyisin, ben fungisit kelimesini duymamıştım :)

malina
03-03-2006, 19:01
Mine Pakkaner Ziraat mühendisi...

22 yıllık Çevre dostu iyi tarım uygulamaları uzmanı... Bahçe tasarımcısı ve peyzaj uygulamacısı.

Her zaman burada olmasa da, sorularınızı uğradığı zaman cevaplayacaktır. Bu başlığı ona kolaylık olması için açtım :)

cemboa
03-03-2006, 19:31
...Sanıyorum aspirinin içindeki salisilik asit ismide hammaddesini söğütten aldığı için söğütün latince ismi salix den türemiş...Bunun içinde söğütleri köklendirirken çıkan söğüt suyuda aynı görevi görüyor ve köklendirmeye yardımcı oluyor.

Humeyra
03-03-2006, 19:37
Ben mecburen öğrendim. Bahçede mantar hastalıklarının envai çeşidiyle uğraşıyorum yıllardır.
Akşam sulamaları cidden hastalığa davetiye çıkarıyor. Gece boyunca toprak ıslak, yapraklar ıslak, mantar hastalıkları için bulunmaz bir ortam meydana geliyor. Ben sabah güneş doğmadan kalkıp bahçemi suluyorum. Aslında iyi bir şey, sulama işi olmayınca akşamları bahçenin tadına doyulmuyor:))

Mine Pakkaner
04-03-2006, 00:56
Oksijenli suyun fungisit etkisini hiç bilmiyordum. Güllere de uygulanabilir mi? Aynı etkiye sahip başka çevre dostu ürünler var mı?
Oksijenli su bildiğiniz gibi seyreltik hidrojen peroksit çözeltisidir. Hidrojen peroksit dezenfektan olarak da kullanılan bir kimyasal. Ancak hidrojenperoksitin bütün derişiklikte olanlarını kullanamazsınız. Örneğin çok derişik ticari preparatlar tekstil sanayisinde ağartıcı olarak da kullanılmakta. Tarımda ruhsatlı olan preparatları kullanmak gerek. Bitkiler kendileri de stres anında peroksidaz enzimi salgılamakta, siz bunu dışarıdan vererek aktivasyon etkisini türe bağlı olarak yaratabilirsiniz. Güllerde hangi hastalığa karşı kullanımını sorduğunuzu bilmiyorum.(Her fungusit her mantari hastalığa iyi gelmez bildiğiniz gibi. Bir patojene etkin olan ilaç diğeri üzerinde çalışmaz, bu yüzden herhangi bir fungusit hiçbir bitkide rastgele kullanılmaz, tamamen kirlilik yaratır, patojene direnç kazandırır vs.) Gülünüzün küçük bir yaprağında öncelikle fitotoksite testi yapın. Solüsyonu kaplama yapacak şekilde püskürtün, püsürtme başlığınızın çok ince atması önemli, 24 saat sonra yaprakta bir bozulma yoksa güvenle kullanın.

Ev yapımı bir başka fungusit formülü tarçınlı.
2 yemek kaşığı toz tarçın yarım lt kaynar suya konur, 3-4 gün beklenir,tülbentten süzülür ve kullanılır. Bunu alkolle de yapabilirsiniz, daha etkili bir preparat olur.Şu şekilde ki, aynı miktar tarçın,yarım lt beyaz alkole konur,bir gece beklenir ve süzülür yalnız alkollü olanı , yeni çimlenmiş fideciklerde kullanmayın, alkol hızlı buharlaşmayla kurutucu etki yapabilir bu çok bebecik fidelerde. Tarçınlı solüsyonları da oksijenli suyu da evde yetiştiricilikte yastık dediğimiz ekim tavanız veya kabınızda çökerten için kullanabilirsiniz.

Başka bir formül
1 yemekkaşığı sıvı bitkisel yağ
1 yemek kaşığı içme sodası
1 kaşık da sıvı sabun
4 lt suya konur.çalkalanıp kullanılır. 3 günde bir püskürtün.Yalnız, önce az bir suyla karbonatı karıştırıp eritin yoksa en son koyarsanız zor oluyor. Tüylü yapraklı bitkilere püskürtmeyin.

Şimdi bir de bitkilerle yapılan bir reçete vereceğim .

Eşit miktarlarda;

alman papatyası çiçeği (chammomille)
mürver yaprağı (sambucus nigra)
yabani sarımsak yaprağı veya taze sarımsak yaprağı
Turpotu veya yaban turbu yaprağı
Demir çamı (casuarina) yaprağı

Hepsini bir tencereye koyun üzerini örtecek kadar su koyun hafif ateşte 30 dakika pişirin, sonra soğutup süzün kullanın. Artanı buzdolabında saklayın.

Size daha sonra böcek ilacı tarifleri de veririm isterseniz.

Mine Pakkaner
04-03-2006, 01:02
Bu durumda sulama işlemi sabahları mı yapılacak. Akşam üzeri sulama eğiliminde olan biriydim.
Sulama eğer hastalık yoksa, nem yoksa, rüzgar varsa gece de yapılabilir ama ben sabah erken saatleri tercih ederim. Tabii bu her koşulda geçerli değil. Örneğin yeni bir çim tesis ettiğimiz zaman ilk aşamada gün ortasında bile ben yağmurlayıcıları çalıştırırım ki şişen cücüklenen tohum suyunu kaybetmesin yoksa ölür.Yani kısaca sulama rejiminiz aynı bitkinin farklı dönemlerinde bile değişir. Eee canlıların dünyası, bitki deyip geçmemek gerek.

Mine

Humeyra
04-03-2006, 01:12
Mine Hanım çok teşekkür ederim. Bu bilgileri derhal kaydettim. İhtiyaç oldukça deneyeceğim. Bitkilerle ilgili resmi bir eğitimim yok ama iflah olmaz bir çevreciyim. O yüzden bu bilgiler ilaç gibi geldi. Mesela bahçemde şimdiye kadar hiç kimyasal gübre kullanmadım. Çok gerekmedikçe böcek ilacı kullanmıyorum. Suda erittiğim mayi sabun veya tütün suyu ile idare etmeye çalışıyorum. Salyangozlar için meşe odunu külünü keşfettim. Fakat fungisitleri kullanmak zorundayım. Mantar hastalıkları çok yıkıcı oluyor. Dediğiniz gibi birkaç farklı ilaç kullanıyorum.
Böcek ilacı tarifleri de verebilirseniz çok sevinirim.

malina
04-03-2006, 09:01
Bazı bitkilerde kesinlikle bitki zararlıları oluyor. Mesela biberlerde... En azından benimkilerde :)

Evde yetiştirilebilen bitki türlerindeki hastalıklar, böcekler vb. konularında, öncelikle çevre dostu önerilerinizi alabilir miyiz?

oktars
04-03-2006, 09:18
Benimde Mine Hanıma bir sorum olacak...Köydeki evimizin bahçesine bir çim yol yapmak istiyorum . Parklarda görüyorum taşların arasından çimler çıkmış bunun için hangi tür çim kullanılıyor . Zemine döşenecek taşları nereden temin edebilirim yardımcı olursanız sevinirim...

Mine Pakkaner
04-03-2006, 12:26
Size önce köyünüzün yerini sormakla başlamak isterim, çünkü her çeşit çimi her bölgede ekemezsiniz. Ancak genel olarak ben uygulamalarımda adım taşlarının aralarında basılmaya dayanıklı ve yayılıcı özelliği olan türler seçiyorum.


Bir de ne sıklıkla sulayabileceksiniz. Devamlı bakılacak mı yoksa arada bir mi gidip ilgilenen oacak. Eğer böyle bir durum varsa taşların arasına klasik çim yerine basılmaya dayanıklı örtücü türde bitki seçme şansınız var. Siz bana köyünüzün yerini ve çime ne kadar bakabileceğinizi söyleyene kadar ben size çim derzli yürüme yolunun uygulaması hakkında bilgi vereyim.

Doğal bir görünüm istiyorsanız taşlarınızı kayrak taşı gibi düzgün yassı taşlardan seçin bu taşları genelde m2 olarak veya kg bazında satarlar. yolunuzun kac m2 olacagını olcun ve o kadar taş alın.Eksik almayın çünkü uygulama sırasında çıkacak bir sorun işinizi aksatır. Taşların büyüklüğü tamamen zevkinize ve fonksiyeonel kullanım amacınıza kalmış, ancak genelde bastığınızda içinde durabilesiniz isteriz. 3-4 cm kalınlığında ve mümkün olduğu kadar düzgün taş seçerseniz tesviyeyi kolay yaparsınız. Bir de ince dişli dere kumu temin edin taşların altına yastık olarak kullanacaksınız.Yoksa çok uğraşırsınız.Doğal taş patikaların veya yürüme yollarının araziyle aynı yükseltide olmasını tercih ederiz,bu yüzden yolun kontürünü araziye çizin, çizmek için bir çapa ağzı, toz kireç kullanabilirsiniz, veya uzun değilse bahçe hortumunu yayıverin yere çerçeve çıksın ya da yolunuzun genişliğinde bir çıta alın iki ucuna birer küçük pet şişeyi kesip elde ettiğiniz iki huni bağlayın iççine de toz kireci doldurun yolu ortalayıp hızla yürüyün elinizde yerden tuttuğunuz çıtayla,çizgiler kolayca belirlenir. Ancak cm i cm ine bu kontürlere uymayın biraz içine biraz dışına taşı yerleştirin ki doğal dursun.Zaten var olan bir yol üzerinde bunu uygulayacağınız için size bunun için bir yöntem anlatacağım.Yoksa sıfırdan bahçe tesis etseydiniz farklı yöntem kullanacaktık. Bir de iyice yanmış keçi gübresi temin edin, keçi bulamazsanız koyun da olur ancak keçi koyun kadar ot yemediği, çalıların dal ve yapraklarını yediği için gübresinde daha az yabancı ot tohumu vardır.
Gübrenin yanık olup olmadığını anlamak içinse; elinize bir avuç kadar alıp bakın kahve telvesi gibi görünümü varsa, taneleri bir avuçta 3-5 adetse ve kötü kokmuyorsa gübre yanıktır.
Öncelikle;Malzemeyi ve aletleri hazırlayın, tohum, çapa, tırmık, elenmiş yanık gübre, elenmiş toprak, ince dişli dere kumu, taş, çekiç veya tahta tokmak , düzgün bir tahta 1 m civarında, mümkünse su terazisi (yoksa bir parca şeffaf hortuma yarıya kadar su koyup iki ucunu kapayın yan yatırdığınızda pratik, acil işinizi görecek bir su terazisi yapmış olursunuz. )
a. evinizin yolu basıla basıla taş gibi olmuştur burada çim yetiştirmek zor olur,toprağı hafifçe çapalayıp kabartın,biraz gübre karıştırın, tırmıkla tesviye edip düzeltin, taşları güzelce temizleyin.
b.
1. kontürü belirleyin
2. taşları dizin, araları çok açık da olmasın , çok darda, çimlere hayat hakkı verecek açıklık olmalı en az 5 cm ama öyle 15-20 cm de olmasın. zevkinize göre taşları koyun ancak asker gibi dizmeyin, unutmayın doğayı taklit ediyoruz.
3. her taşın etrafını çizerek belirleyin
4. taşı kaldırın ve düzgün bir şekilde taşın kalınlığında2 cm daha derin çapa ile taşın yatağını açın dibi mümkün olduğunca düz olsun,taş varsa temizleyin.
5.açtığınız yatağa şilte gibi 1 cm kalınlığında kumu serin düzleyin.
6. taşı yerleştirin taş hafif yüksekte kalacak, su terazinizi koyun düzgünlüğüne bakın, hani size düzgün tahta demiştim ya üzerine onu koyun bve tahtayı hafif çekiçleyerek taşı oturtun.
7. diğer taşa geçin, aynı işlemleri yapıp yerleştirince,tahtayı bu sefer iki taşın üzerine birden koyup teraziyi koyun ve seviyelerini kontrol edin.
8. üçüncü taşa da aynı işlemleri yapın tahta ve teraziyle üç taşı da kontrol edin.
9. yukarıdan başladınız zaten, geri geri geliyorsunuz ve bütün taşları da birbirlerini baz alarak tesviyeliyorsunuz.
10. bütün taşlar yerleşince 0,5 cm kadar yüzeyden yüksek kaldılar ya, işte aralara tohumunuzu güzelce serpin.
11. elenmiş toprak, elenmiş gübre ve elenmiş kumu eşit miktarda karıştırın,tohumların üzerine serpin.
(Önemli kural*
Serptiğiniz kapak toprağı tohumun boyutunun en fazla 2 katı olur. Siz öyle 1-2cm kapak toprağı sererseniz tohumlarınız ölür, sadece çok güçlü olanlar çıkar, bu yüzden habire fazla tohum kullanırsınız.hele bazı tohumlara kapak bile atılmaz sadece hafifçe tırmık yardımıyla toprağa karıştırılır, çünkü çimlenmek için ışık isterler.)
12.taşlarınızın üzerindeki toprağı da hafifçe aralara doğru süpürün.
13. Mümkünse, ektiğiniz kısımlara hafifçe elinizle okşar gibi bastırıp oturtun.
14. Dikkatlice ince püskürterek sulayın.Hortumunuza gerekirse bir başlık takın, suyu asla taşların üzerine basınçlı gelecek şekilde tutmayın,hatta yağmur yağıyormuşcasına havaya doğru tutun ,su oradan gelsin.
15. Sulamaya dikkat edin, taşlar gün içerisinde sıcağı emer ve aradaki toprak da çok ısınır tohum haşlanır.İlk çimlenme görülene kadar sürekli ıslak tutun. Sonradan su miktarını azaltın.

Aşağıdaki resim benim bir uygulamamdan.
1006

Şimdi bütün bunlara, benim uzun uzadıya anlattığıma bakıp korkmayın, size zor gelmesin, ilk 3-5 taştan sonra eliniz alışır hızla ilerlersiniz.

cemboa
04-03-2006, 13:33
...Mine hanım bonsailerin dibine çok ince, çok kısa, ve silindirik görünümde çim bulabilirmiyiz ?(aslında yosun en ideali)

oktars
04-03-2006, 18:06
Mine Hanım verdiğiniz bilgiler çok teşekkür ederim.

Ev Kırklareli Babaeski de karasal iklim süren bir yer. Babam sürekli olarak orada kalıyor İstanbula nadiren geliyor genelde yılın bütün zamanını orada geçiriyor. Bahçe ile uğraşmasını sevdiği için çimlere bakabilir .

Önerilerinizi bekliyorum...

Bu arada taşları temin edebileceğim bir firma ismi verebilirmisiniz...:rolleyes:

Mine Pakkaner
05-03-2006, 02:41
Bazı bitkilerde kesinlikle bitki zararlıları oluyor. Mesela biberlerde... En azından benimkilerde :)

Evde yetiştirilebilen bitki türlerindeki hastalıklar, böcekler vb. konularında, öncelikle çevre dostu önerilerinizi alabilir miyiz?


Başlangıç olarak, zararlılar için size evde yapacağınız basit birkaç tarif vereceğim,bunları biberleriniz için de kulanabilirsiniz :)

1) 2.5 lt suya 1 kg tespih ağacı (melia azedarach) tohumu koyun,
tohumları önceden bir güzelce parçalayın, yalnız çekirdekleri serttir, tespih yapımında da kullanılır.
48 saat suda bekletin süzün ve kullanın.

Bu etkili bir preparattır. Etkili maddesini içeren hazır insektisitler organik tarımda kullanılmaktadır.

2) Bir ölçü çok çok acı biber,
Bir ölçü pelin( artemisia) yaprağı,
6 ölçü su

Biber ve pelini parçalayıcıdan birlikte geçirin ve suya koyun,
Bir taşım kaynatın, soğumaya ve çökelmeye bırakın, süzün.

Yaprak bitlerine ve beyaz sineğe çok etkilidir,
sümüklü böcek ve salyangozlar için kaçırıcıdır.

3) Kükürt birçok mantari hastalıkta kullanıldığı gibi kırmızı örümcekte de çok etkilidir.Çevre dostu, organik tarımda ruhsatlı bir üründür.

4)Tütünden yapılan böcek ilaçlarını duymuş olmalısınız ancak ancak bu riskli bir böcek ilacı neden derseniz , zaten domates, biber ve patlıcan gibi Solanaceae familyası üyelerine toksik. Üstelik de tütün mozaik virüsü biber ve domateste, hatta 100 küsur bitki türünde bulaşıcı ve tehlikeli. Üstelik de virüs hastalıkları tedavi de olmuyor.

Evet tütüne ulaşmak kolay ama elimizle bitkilerimize süs bitkileri de buna dahil, patojen aşılamak da cabası. Bence siz tütünlü preparatlara zaten biberleriniz dolayısıyla asla itibar etmeyin. Bu konuyu uzun uzadıya yazmamın nedeni maalesef herkes tarafından bilinip uygulanan riskli bir formül oluşu. Şu tütün ne enteresan, insana, hayvana, bitkiye toksik etkili.Onu öldüren virüsü bile baş derdi.

5) 500 gr çalı mine (lantana camara) yaprağı 1 lt suda kaynatılıp süzülür, afitlere ve genelde tüm sokucu emicilere etkilidir.

Daha sonra yeni yeni formülleri sizinle paylaşacağım. Hatta size biber yetiştiriciliği ile ilgili bir döküman da yazayım.

Selamlar.

hasan42
05-03-2006, 07:34
Teşekkürler Mine Hanım.
Ben bu doğal mücadele yöntemlerini bir kaç gündür sitede görmeye başladım. Kendi adıma, bir araya getirip bahçesinden hiç ıkmayan babama göndereceğim. Kim bilir bir gün benim de olur öyle bir kaç dönümlük bahçem, ben de uygularım bütün bu yöntemleri. :P

Mine Pakkaner
05-03-2006, 11:26
Böyle bir çim bilmiyorum, çimin bonsai de kullanılması güç olabilir çünkü çim çok yarışmacı, 1 cm2 alanda düşünsenize kaç bitkicik var, üstelik kök yapısı çok güçlü .Bence de yosun bu iş için çok ideal.Ancak konu ile ilgili bir bilgi edinirsem size hemen haber vereceğim.

Mine Pakkaner
05-03-2006, 11:29
Teşekkürler Mine Hanım.
Ben bu doğal mücadele yöntemlerini bir kaç gündür sitede görmeye başladım. Kendi adıma, bir araya getirip bahçesinden hiç ıkmayan babama göndereceğim. Kim bilir bir gün benim de olur öyle bir kaç dönümlük bahçem, ben de uygularım bütün bu yöntemleri. :P

İşinize yarayacaksa beni mutlu eder.
Teşekkürler.

Mine Pakkaner
05-03-2006, 13:15
Mine Hanım verdiğiniz bilgiler çok teşekkür ederim.

Ev Kırklareli Babaeski de karasal iklim süren bir yer. Babam sürekli olarak orada kalıyor İstanbula nadiren geliyor genelde yılın bütün zamanını orada geçiriyor. Bahçe ile uğraşmasını sevdiği için çimlere bakabilir .

Önerilerinizi bekliyorum...

Bu arada taşları temin edebileceğim bir firma ismi verebilirmisiniz...:rolleyes:

Taş konusunda size firma ismi veremedim çünkü İstanbul 'da veya Kırklareli'nde firma bilmiyorum. Ben kamyon bazında toplu alacağım zaman, doğrudan ocaktan alıyorum, Muğla'da ,Denizli' de ocaklar var. Arama makinasına baktım pek çok yerde ocak var.Ancak taşı peyzaj uygulamacısı firmalardan,pres tuğla, granit parke , su basman taşı satıcılarından kolaylıkla bulursunuz.
Çim içinse
size 4'lü bir karışım önereceğim.
Lollium perenne % 30
Festuca rubra rubra %25
Festuca rubra tricophylla % 25
Poa pratensis %20
Soğuğa ve basıma dayanıklı türlerden yürüme yolundaki olumsuzluklarda bile iyi çalışacak bir karışım hazırladım sizin için.Yalnız ekimi erken ilkbahar veya sonbaharda yapın.

Kolay gelsin.

malina
05-03-2006, 14:30
Mine Hanım boş zaman buldukça cevaplayacak. Farklı yerleri takip etmek zorunda kalmayın diye ona özel bir yer açtım. Ama sorular birbirinden farklı ve daha da farklılaşacak...

Yeni gelen arkadaşlar bazı şeyleri bulmakta zorlanmasın diye, bir önerim var.

Soruyu soran arkadaş; soruyu konu başlığı yapıp, cevabı kopyalayarak (aradaki kişiye özel yazışmaların çıkarılıp, düzenlenmesi iyi olur) yeni bir yer açsın.

Bu, sorunun cinsine göre, forumdaki uygun bir yerde yapılabilir. Ne dersiniz iyi olmaz mı?

oktars
05-03-2006, 17:52
Verdiğiniz bilgiler çok değerli sizin gibi konusunun uzmanı bir kişinin sitemizde olması bizim için gerçekten şans tekrar teşekkür etmek istiyorum selamlar...

malina
06-03-2006, 11:23
Topraksız tarımla ilgili yazıları internetten okuyorum. Evde bu biçimde bir düzenek kurmak mümkün. Ama besin taşıyısını olarak kullanılacak suyun içine konulacak malzemeler neler? Ne sıklıkla sulama yapılıyor? Aynı su tekrar kullanılıyor mu?

cemboa
07-03-2006, 17:03
...Mine Hanım. Biz bonsaisever ve ben tohumdan acer üretmeye çalışıyoruz. İnternetten bazı çimlendirme tekniklerini okuduk.Fakat aralarında bazı ufak ayrıntılarda fark var.Bu tür çimlendirme engeline sahip olduğu soğuk sicak katlama yapılması gerekiyor. Sizden bu konu hakkında ev ortamında en pratik ve garanti yolunu örenmek istiyorum.

bonsaisever
07-03-2006, 23:16
bu konuda yardımlarınızı merakla bekliyorum...
http://www.agaclar.net/forum/showthread.php?t=890

Mine Pakkaner
07-03-2006, 23:39
Topraksız tarımla ilgili yazıları internetten okuyorum. Evde bu biçimde bir düzenek kurmak mümkün. Ama besin taşıyısını olarak kullanılacak suyun içine konulacak malzemeler neler? Ne sıklıkla sulama yapılıyor? Aynı su tekrar kullanılıyor mu?

Aşağıda size bir besin solüsyonu örneği veriyorum ancak topraksız tarımda yetiştirilecek bitkinin ihtiyacını bilmek çok önemlidir. Örneğin domatesle karanfile aynı solüsyonu kullanamazsınız.Bir de bu solüsyonları evde hazırlamak kolay ve pratik değil. Size Tartes’in hazır besin solüsyonlarını öneririm.Akıllı saksı sistemi, yetiştirme düzeneği olarak çok pratik ve besin solüsyonu, sulama için akıllı vana vs. birlikte satılıyor. Besin solüsyonlarını da internet üzerinden alabiliyorsunuz.

www.tartes.com.tr (http://www.tartes.com.tr) den ürünler menüsünde topraksız tarım ve akıllı saksı seçeneğinden ürünlere ulaşabilirsiniz.


Besin Tuzları 5 l suya konacak miktar

Mono potasyum fosfat 1 çay kaşığı
Potasyum nitrat 4 çay kaşığı
Kalsiyum nitrat 7 çay kaşığı
Magnezyum sülfat 4 çay kaşığı
Mikro elementler 5 l suya konacak miktar
Borik asit 2 çay kaşığı
Mangan klorit 1 çay kaşığı
Çinko sülfat 2 çay kaşığı
Bakır sülfat 1 çay kaşığı
Demir sülfat 4 çay kaşığı

*Sulama sistemi kireç çökeltileriyle tıkanmaya karşı kontrol edilir.

*Su seviyesi hiç düşmeyecek şekilde sulama yapılır. Yetiştirme ortamı asla kuruyamaz.Aynı suyun sürekli kullanılması durumunda bu sisteme kapalı sistem denir ancak patojenlerle bulaşma söz konusu olabilir bu yüzden dezenfekte edilmelidir.

*Düzenli olarak mineral ve su ilave edilir. Suyun değiştirilmesi durumunda buna açık sistem denir.Açık sistemde kullanılmış besin solüsyonu atılır. Atık gübreli suyun çevre kirliliği oluşturmaması için örneğin bahçe bitkilerinde kullanılması daha doğru olur.

Tabii ki ticari profesyonel yetiştiriciliğin teknikleri çok çok detaylı ve özeldir.

Mine Pakkaner
08-03-2006, 12:24
bu konuda yardımlarınızı merakla bekliyorum...
http://www.agaclar.net/forum/showthread.php?t=890

Acer palmatumla ilgili sorularınıza keşke sizi çok mutlu edecek süper cevaplarım olabilseydi. Ancak çok kolay üretilebilen bir bitki olmadığı malum. Ben seracılıkta aşı ile yaygın üretildiğini biliyordum,siz sorunca araştırdım, eski kitaplarım, sizin yaptığınız gibi internet sayfaları vs. Ve gördüm ki, çeliklerinde köklenme, tohumlarında çimlenme yüzdesi düşük bu güzelim ağaç doğada hiçbir müdahaleye kalmadan kendi dinlenmesini canı isteyince bitiriyor ve soyunu idame ettirecek kadar bireyi çimleniyor.

Tohumda katlama için hocam Sn.Ercüment Orçun'un ağaçlandırma tekniği kitabına baktım.Acer için 24 saat tohumu suda şişirme sonra 3-4 ay soğukta katlama diyor. Katlama imkanı yoksa şişirin yastıklara ekin tabiata bırakın.Nette bu suyun sıcak olmasını önerenler var. Ben de olsam sıcak suya koyar, 24 saat bekletir, süzer, kurular ve hemen nemli yaprak çürüntüsü ve perlit karışımına ekerdim. Naylon bir torbaya koyup eşimin bütün serzenişlerine rağmen dolaba koyardım. Arada bir havalandırmayı ihmal etmeyin çürümesinler.şöyle hafifçe karıştırmak hastalık gelişmesini önler.Hatta işi daha ileri götürüp bence kullanacağınız çürüntü veya torfu dezenfekte edin ( tabii hazır temiz materyal de bulabilirsiniz).Evde basit bir yol var.Biraz sıkıcı da olsa şöyle bir tepsiyi aluminyum folyo ile kaplayın. Materyalinizi içine dökün, yayın.Önceden en yüksek derecede ısıtttığınız fırına sürün bir iki kez tepsiyi çıkarıp karıştırın. 15-20 dakika kadar tutun, sonra soğutup kullanın. Malzemeyi yakmayın dikkat edin.

Çelikle üretimde ise kullanılabilecek ev tipi köklendirme solüsyonları ne derece etkili olur bilmiyorum. Çünkü ciddi dozda hormon muamelesi ve sisleme altına köklenme gerçekleşiyor.

Umarım denemelerinizden sizi memnun edecek sonuçları en kısa zamanda alırsınız.

bonsaisever
08-03-2006, 23:16
Vallahi başarılı olamazsam zaten hatundan çekeceğimiz var :D. Umarım bu acemice denemelerimiz başka arkadaşlara da faydalı olur...

malina
09-03-2006, 10:58
mikrodalga fırın işe yarar mı?

Mine Pakkaner
09-03-2006, 16:31
mikrodalga fırın işe yarar mı?

Hiç denemedim ancak işe yarayacağını düşünüyorum, Önemli olan malzemenin sıcaklığını yükselterek patojenleri öldürmek. En dayanıklı olanlar genelde virüsler.

(Bu arada bazen toprağı dezenfekte ederken suyu atlıyoruz. Bir çiftçim üretim için torfunu hazırlarken, bekle beni dediğim halde enfekte su kullandığı için çok canımız sıkılmıştı.Torfu çok kuru balya şeklinde almış, kullanabilmek için su çektirmesi gerekiyor. Açık havuza basmış, su da kanaletten geldiği için of of, neler yok içinde nematottan tutun mantarı bırakın bir de mikrobiyal kirlilik ...

Oysa dezenfektan atılmış su kullansaydı çok çabuk sorun çözülecekti.

Evde de bunun için suya, oksijenli su katmak en pratik çözüm.

Bir de eski kullanılmış saksıları yeniden kullanmadan önce güzelce mutlaka yıkayalım. Klorlu çamaşır suyu ile çalkalayalım.

Bu arada aklınızda bulunsun, klor 35C den sonra bozunur pek işe yaramaz. Hani kaynar sulara dökeriz ya daha iyi temizlesin dezenfekte etsin diye, sadece ayrışır ve bol kokarak psikolojik etki yapar, çalışmaz. )

malina
09-03-2006, 18:04
Dikkati çekmesi için paragraf yapıyor ve önemli kısımları kalınlaştırıyorum. Yazılarınıza müdahale gibi oluyor ama ne yapayım, es geçilme ihtimaline dayanamıyorum :)

bonsaisever
09-03-2006, 18:11
Toprak içinde bulunan börtü böcek ve solucanlar için saksınızı deterjanlı suya batırın gibi bir şey okumuştum bir aralar böyle bir şey varmı?

malina
09-03-2006, 18:46
Sabunlu ya da deterjanlı suyu yapraklardaki bazı bitki zararlılarını yoketmek için kullandıklarını okumuştum ben de...

bonsaisever
09-03-2006, 21:28
http://www.humeyraozdamar.net/haftaninyazisiorkide.htm

SULAMA:Toprak ıslak değil, nemli olmalıdır. Yaprak ve çiçekler ıslatılmadan sulanır.
NEM: Yüksek nem oranı şarttır. Bir püskürtücü ile yapraklarına her sabah ılık su püskürtülmeli,çiçekler ıslanmamalıdır.

Hümeyra hanım hiç orkidem olmamasına rağmen çok sevdiğim bu çiçek hakkında sitenizde bu bilgiyi buldum. Suyun yapraklara püskürtülmesi sakıncalı mı değil mi anlayamadım. Bu konuda bilgilendirirseniz sevinirim.

Mine Pakkaner
09-03-2006, 22:41
Sabunlu ya da deterjanlı suyu yapraklardaki bazı bitki zararlılarını yoketmek için kullandıklarını okumuştum ben de...

Yapraklardaki bazı bitler için arap sabunu ve zeytinyağı çok iyi sonuç vermekte (zeytinyağı şart değil başka bir yemeklik sıvı yağ da olur ama serde İzmir'li olmak var ya :rolleyes: )
Sıvı yağ özellikle bitin solunum yapmasını önlüyor. Böcekler trake solunumu yaptıkları için yüzeyi kaplıyor ve hava almayı önlüyor. Unlu veya pamuklu bit dediğimiz böceklerde eğer çok fazla değillerse başlangıçta uygulama iyi sonuç veriyor. Zaten siz siz olun mücadelede hiç geç kalmayın. Geç kalırsanız ev ilaçlarıyla yapacağınız müdahalede başarı şansınız düşer. Unlu ,pamuklu bitler vücutlarını o pamuksu doku ile kapladılar mı zırh giymiş gibi korunurlar, ilaçlama sonuç vermez.

Tarif 1
1 lt suya 2 çorba kaşığı arap sabunu eritin içine 2 kaşık sıvı yağ koyun, 3 diş sarımsağı da ezin,karışıma ekleyin (sarımsak kokusu size kötü geliyorsa koymayabilirsiniz ancak böcekler üzerinde kaçırıcı etkisi var.) Bu solüsyonu çalkalayarak kullanın. Yoksa yağ yukarı çıkar, püskürtücünün hortumu dipte olduğu için sadece sabunlu su atmış olursunuz.

Tarif 2
1ölçü taze adaçayı veya kekik yaprağını 2 ölçü sıcak suya katın ve blendırdan geçirip karışımı bir gece bekletin süzün.İçin 1/ 4 ölçü sıvı sabun katın, çalkayın , püskürtün.

Bütün yapacağınız ilaçlamalarda en önemli kural iyi bir kaplama yapmak ve ince püskürten bir başlık kullanmaktır. İlaç yapraklara sis gibi gelmelidir. Yoksa siz su damlası gibi fıs fıs ilaç atarsanız bitkiye , yaprak altları da ıslanmazsa ilacı hazırlamak için harcayacağınız emeğe değmez , sonuç alamaz, bir de işe yaramadı dersiniz. ;)

Mine Pakkaner
10-03-2006, 00:10
Toprak içinde bulunan börtü böcek ve solucanlar için saksınızı deterjanlı suya batırın gibi bir şey okumuştum bir aralar böyle bir şey varmı?

Yok, sakın saksıyı deterjanlı suya batırmayın.Toprak canlı bir materyaldir.

Çok can sıkıcı boyutta olmadıktan sonra solucanlar zararsız hatta yararlıdır. Diğer böt böcekse daha önce yazmış olduğum acı biberli veya tarçınlı preparatlarla, tesbih ağacı tohumu solüsyonu ile muamele edilebilir.

Çok çok ciddi sorununuz varsa kimyasal ilaç kullanabilirsiniz, tabii ki mutlaka ve mutlaka uzman tavsiyesi almak şartıyla. İşinin ehli olmayan hiç kimseden kulak dolgunluğuyla verilmiş ilaç reçetesi almayın ve kimyasal ilaç kullanırken mutlaka etiket talimatlarına % 100 uyun.Çünkü ilaçlama suyunun pH sı dahil çok önemli. elinizde minicik çizik bile varsa ilaçlama yapmayın. İlacı solumayın.

Erguvan Muhibbi
10-03-2006, 13:17
Bu nargile tütün yasasına girmiyor mu bakiim?

Humeyra
10-03-2006, 17:29
http://www.humeyraozdamar.net/haftaninyazisiorkide.htm

SULAMA:Toprak ıslak değil, nemli olmalıdır. Yaprak ve çiçekler ıslatılmadan sulanır.
NEM: Yüksek nem oranı şarttır. Bir püskürtücü ile yapraklarına her sabah ılık su püskürtülmeli,çiçekler ıslanmamalıdır.

Hümeyra hanım hiç orkidem olmamasına rağmen çok sevdiğim bu çiçek hakkında sitenizde bu bilgiyi buldum. Suyun yapraklara püskürtülmesi sakıncalı mı değil mi anlayamadım. Bu konuda bilgilendirirseniz sevinirim.

Su püskürtme çiçeklere sakıncalı, yapraklara gerekli.. Çiçek ve yapraklar farklı muamele istiyor diyebiliriz.

Çiçek petalleri hassas bir dokuda olduğu için püskürtme sırasında lekelenip yıpranabilir. Bu tarz bir nemlendirmenin çiçeklere pek bir faydası olmaz.Neticede belirli bir ömürleri var. O zaman zarfında görünüşlerini korumaları istenir.
Ama çok daha uzun yaşaması gereken yaprakların fazlaca neme ihtiyacı vardır. Bu işlem yaprakların kenarlarının kahverengi ve kuru bir görünüş almalarını önler. Ömürlerini uzatır.

Kısacık yazdım ama yeterli olmazsa daha çok ayrıntı verebilirim.

bonsaisever
11-03-2006, 08:39
Teşekkür ederim benim için yeterli. Hele bir orkidem olsun o zaman kurtuluşunuz yok :)

cemboa
11-03-2006, 13:37
These seeds are not actually dormant, but will germinate faster if given a moist chilling (or pre-chilling) at 0-2°C for up to 10 weeks.

Pre soak seed for 24-48 hours drain and place in polythene bag or container and tie while still moist place in fridge, keep mixed regularly during cold storage, store for the time indicated on label or minimum 4 weeks. Then sow seed at 18° C +

...Mine hanım bu tarif internetten verdiğim tohum siparişinin içinden çıkan ve internettede olan çimlendirme tarifi. Normalde tohum çimlendirmeden önce 24-48 saat suda bekeltiliyo sonra soğuk uygulama yapılıyo. Yukardaki tarifte 10 hafta 0-2 derecede nemli soğuk uygulamada **** ön soğuk vermede daha hızlı çimlendirme olacağını yazıyor. Devamında 24-48 saat suya konarak soğuk uygulama en az 4 hafta için yapılacağını söylüyor. Ben bu tariflerde iki farklı uygulama seçeneği var gibi anladım...Acaba bu ikisi birbiri ardına uygulanacak bir tarif olamaz deilmi ?

Mine Pakkaner
11-03-2006, 15:02
Evet ön soğuklatmayı seçenek olarak sunmuş gibi.Tohumunuzun miktarını bilmiyorum ama daha hızlı çimlenir dediğine göre mümkünse bence her iki şekilde de üretim deneyin.

Çok seneler önce tohum teknolojisi bu kadar gelişkin değilken bazı çok yıllık çiçeklerin tohumlarını dormansi kırmak için dolaba koyar 1-2 hafta bekletir sonra ekerdik.Sonra dormansisi kırık tohumlar çıktı.

İnanın ben de çok merak ediyorum sizin şu tohumdan akçaağaç yetiştirme serüveninizin sonunu. Lutfen gelişmeleri bildirir misiniz?

cemboa
11-03-2006, 15:31
... Akçaağaçlar zaten şu an dolapta sürelerini dolduruyorlar.Yeni gelenler yani size sorduğum soruya göre uygulamayı yapacaklarım bir ladin türü bir çam türü ve bir sekoya.

...Acerlere bu kadar takmamın sebebi hem bonsaide çok popüler bir tür olması hemde bazı alttürlerinin fiyatlarının fidancılarda metresinin 150 ytl ye varması.

Humeyra
11-03-2006, 18:50
Ne demek:) Siz orkideyi alın, elimizden geleni yaparız.

eskimo
15-03-2006, 18:50
Hümeyra hanım sizi bu sitede görmek güzel,
sizin siteniz daha öncedende sık kullandıklarımın arasında bulunuyor.
ben karanfil üretimi konusunda bilgi edinemedim,
nerede bir karanfil demeti görsem tamurcuksuz bir dalını çelikleme ile dikiyorum ama tutmuyor,
bir tanesi hariç,iki yıl cılız fide olarak sabırla beklediğim karanfilim şimdi bol ve mis kokulu çiçekler veriyor.
ve dikim mevsimi hakkındada bilgi alabilirmiyim?

Humeyra
17-03-2006, 02:07
Eskimo merhaba,

Karanfil yetiştirmede epey tecrübeli olmama rağmen websitemde henüz bu konuyu işleyemedim. İyi ki sormuşsunuz, bir başlangıç yapmama vesile olacak.

Karanfil kolay üreyen bir bitkidir. Bunun bir kaç yolu vardır. Tohumla, kök sürgünlerini ayırma ile, daldırma ve çelikleme metodlarıyla üretilebilir. Sizin ilgilendiğiniz çelikleme şu şekilde olur:

Karanfil bitkisinin ana dallarından fışkıran yarı olgun filizlerden veya ana dalın tam tepesinden keskin bir çakı ile çelik alınır. Alınan dal 8-10 cm uzunluğunda, mümkünse tomurcuksuz olmalıdır.Kesim dümdüz değil, verev, yani bir açı meydana getirecek şekilde ve bir gözün biraz altından yapılır.
Dalın alt tarafındaki yapraklar çok dipten olmamak kaydı ile (gözler bozulmasın diye) kesilerek temizlenir. Tepede 3-4 yaprak bırakılır. Tomurcuk varsa onlar da kesilir.

(Ana dalların kartlaşmış bölümlerinden iyi çelik olmaz.)

Hazırlanmış çelikler biraz ince kum karıştırılmış hazır toprakla dolu saksılara dikilir. Bulabilirseniz dal uçlarını köklendirme hormonu (şart değil)denen toza batırarak 2-3 göz toprak altına gömülecek şekilde toprağa dikin. Saksıları ılık ve aydınlık bir yere yerleştirin.Yalnız direkt günışığından sakınmalısınız. Aşırıya kaçmadan, toprak sürekli nemli kalacak şekilde sulamayı ihmal etmeyin. Usulüne uygun dikilen çeliklerin çoğu tutacaktır.

Bu işlem dışarıda yapılacaksa havanın yeteri kadar ısınması açısından ilkbahar sonları daha uygundur. Kapalı ve aydınlık bir mekanda daha erken yapılabilir. Tutan çeliklere sonbahara kadar dokunulmaz. Sonbaharda dikkatlice sökülerek istenilen yerlere fidelenebilir veya yerinde bırakılır. Bu fideler ilk mevsim bir iki çiçek açsalar bile çok iyi gelişemeyebilirler. Asıl ertesi yıl verimli olacaklardır.

Çelikleme kalıcı karanfillerde netice verir. Yıllık ve iki yıllık cinslerde kullanılmaz. Bu cinsler tohumdan yetiştirilir.

İyi çelik bulmak pek kolay değildir. Zira çiçekçiler üretilmemesi için sattıkları karanfillerin fışkınlarını çoğu zaman keserler.

Başarıyla büyüttüğünüz fidenizi belki de farkında olmadan en doğru şekilde dikmişsinizdir. O da bunun karşılığını vermiş. Elinize sağlık.

arsakay
17-03-2006, 10:49
Aloe ile ilgili olarak yazdıklarınızdan
torfta olmasının olumlu olmadığını çıkardım.
Saksısını değiştirirken farklı toprağa mı koymalıyım?

Aynı konudaki mesajınızdan anladığım kadarıyla torf kurursa
kolay kolay tekrar nemini almıyor. Daha önce kuruyan bir
Juncus Spiralis'im vardı ve sanırım bu nedenle kurudu.
Bu durumda ne yapmak gerekli?

Mine Pakkaner
17-03-2006, 13:14
Aloe ile ilgili olarak yazdıklarınızdan
torfta olmasının olumlu olmadığını çıkardım.
Saksısını değiştirirken farklı toprağa mı koymalıyım?

Aynı konudaki mesajınızdan anladığım kadarıyla torf kurursa
kolay kolay tekrar nemini almıyor. Daha önce kuruyan bir
Juncus Spiralis'im vardı ve sanırım bu nedenle kurudu.
Bu durumda ne yapmak gerekli?

Torf satın aldığımız bitkilerde genelde tek başına içerisine sadece perlit veya pomza gibi maddeler katılarak kullanılıyor. Hatta bazen bunlar da kullnılmıyor maliyeti arttırmamak için. sadece torfa dikiyorlar bitkileri. Torf çok güzel su tutar ancar bir kez kaybetti mi de aldıramanız zor olur. Saksı toprağı sanki kenarlarından çekmiş gibi olur. Saksıya su verirsiniz fışt alta geçer, tabaktan taşar kahrolursunuz. Bu suyu bitki kullanamaz.Hata tamamen torfun suyunu kaçırmanız.

Şimdi bu durumda tek yapacağınız iş var. Bir kovaya su dolduracaksınız saksınızı içerisine oturtacaksınız.Saksı neredeyse yüzer gibi olacaktır.Biraz dibe batmasını sağlayın bırakın gidin. Yarım- bir saat sonra saksıyı sudan çıkarın bırakın süzülsün. Suyun fazlası iyice süzülünce saksınızı alın, tabağına koyun ve bir daha suyu bu kadar kaybetmemesine dikkat edin.

Ancak işte dediğim gibi, az su- hafif nem isteyen bitkilerde torfla bunu ayarlamak zor, dengeyi tutturana kadar bitkiniz elden çıkmasın.

Torf çok çok güzel ve kıymetli bir malzeme ancak profesyonel yetiştiricilik dışında harçlarda yalnız kullanılmamalı. Profesyonel yetiştiricilikte kontrollü koşullarda çok iyi sonuç alıyorsunuz ama bitki eve gelince perişan oluyor.
Sadece torfta oluşları yüzünden pek çok salon bitkisi susuzluk ve açlıktan ölmekte. Hele bitki cüsseli büyük birşeyse, zaten o minicik saksı da kökü desteklemediğinden, devrilir durur. Artık çubuklar takarsınız, bir yere dayarsınız, uğraşırsınız. Sizin juncus unuzun hikayesini de forumda okumuştum. Üzüldüm.Umarım bundan sonra bütün bitkileriniz sağlıkla büyür ve size keyif vermeye devam eder.:rolleyes:

arsakay
17-03-2006, 13:38
Çook çok teşekkür ederim. :)

Mine Pakkaner
17-03-2006, 15:22
Çook çok teşekkür ederim. :)

Rica ederim, her zaman buradayım. :)

eskimo
19-03-2006, 23:12
bilgileriniz için teşekkür ederim.
tarif ettiğiniz yöntem ile hemen bir dal diktim.

cemboa
21-03-2006, 15:46
mine hanım sedir çeliklerinin tutması ne kadar zaman alıyor.sediri çelikle üretirken özel olarak dikkat eilmesi gereken şeyler varmı.?

Mine Pakkaner
21-03-2006, 20:39
mine hanım sedir çeliklerinin tutması ne kadar zaman alıyor.sediri çelikle üretirken özel olarak dikkat eilmesi gereken şeyler varmı.?

Süre oldukça uzun, 3-4 ay sürüyor çeliklerin köklenmesi. Köklenme oranı da çok yüksek değil.Hormon kullanımı köklenme yüzdesini arttırıyor. Çelikleri gövde parçasıyla birlikte yarı odunlaşmış dallardan, sonbaharda ekim ayından itibaren almak gerekiyor. Aşağıda yan sürgünden gövde parçalı çelik alımı var. kesmeniz gerekmiyor.Sürgünü geriye doğru çekerek koparın.

958
Çelikleri hormonla muamele ettikten sonra bir de fungusit uygulayın. Köklendirme ortamı olarak perlit kullanmanızı öneririm.
Şeffaf bir kaba dikim yapın ki, köklendi mi köklenmedi mi diye izleyebilin ;) Ancak ışıktan yeşermemesi için kabı kaplayın, 4 -5 ay kadar sonra kökleri görme şansınız olur.

Bir de ara sıra oksijenli su ile verdiğim tarifi uygulayarak sulayın ki hastalık gelişmesine engel olun. Çeliği perlite batırarak dikmeyin. Bir çubukla perlite delik açın,sonra çeliği dikin ve sıkıştırıp sulayın.

Mine Pakkaner
21-03-2006, 23:37
Aşağıdaki link sizi TÜRKİYE BİTKİLERİ VERİ SERVİSİ ana sayfasına götürecek.Kullanabilmeniz için üye olmanız gerekiyor. Arama butonunun altında taksonlara göre arama, illere göre arama,endemik türlere göre arama gibi seçenekler var. Müthiş bir çalışma. Aklınızda olsun.Belki birgün yararlanırsınız.:)

(Carpnus, adresi göndermekte geciktim kusura bakmayın :o )

http://www.tubitak.gov.tr/tubives/index.php

ormanbotanigi
23-03-2006, 00:50
Sedirin çelikle üretimi hakkında bir kaç sözde ben söyliyeyim. Himalaya sedirini (Cedrus libani ) yumuşak çelikler üretmek mümkün. Bu aylarda alınan yumuşak çeliklerle %30 oranında köklendirme yapmak mümkün. ****** horman kullanımı köklendirmeyi artırmakta. Geçsene mart aylarında almış olduğum 30 adet himalaya sediri çeliklerinin 10'nu köklendirmeyi başardım. Diğer sedir türlerinde aynı başarıyı sağlayamadım.

arsakay
23-03-2006, 08:03
Mine hanım,
bir arkadaşımız "nar'dan bonsai" topiği açmış. Konu süs narı.
Bunu ben de denedim. Rica etsem o topiği okuduktan sonra
bizi bilgilendirir misiniz?

Merak ettiğim birkaç konu daha var. Süs narı dış mekan bitkisi mi?
Evimdekinin yapraklı, yaş dalları var ama sanki kuru gibi duruyor.
Bir de çelikle üretilebilir mi?

Mine Pakkaner
23-03-2006, 14:51
Topiği henüz okumadım, ama merak ettiklerinizi hemen yazayım.
Süs narı dış mekan bitkisi.Sadece bodur bir form.
Evinizdeki narınız uyanma mevsimine yeni giriyor. Yazın balkona alın. Azotlu bir gübre uygulayın, tam sürgün verme mevsimi, biraz destekleyin.Bir de bu tür bitkiler evde içeride, ışık ihtiyacını karşılayamayabiliyor,bu yüzden az yapraklı, zayıf gelişimli olabiliyor.
Süs narı 1 yaşlı dallardan alınacak çeliklerle gayet kolay üretilir. Ancak çelikleri kışın almanız gerekir.
Topiği okuyunca tekrar konuya döneceğim.

cemboa
23-03-2006, 15:46
mine hanım köklendirme için hormon, fungusit ve perlit nerelerde bulunur?

Mine Pakkaner
23-03-2006, 16:55
İzmit'te nereden bulacağınız konusunda bilgim yok ancak tarım ilacı satan bayilerden, zirai malzeme, tohum gübre satan yerlerden bulabilirsiniz. Genel amaçlı bir fungusit olarak ( sanırım köklendirmede hastalık önlemek için kullanacaksınız) size CAPTAN öneririm.

Hormon ve perliti de buralardan alabilirsiniz. Bir de yumuşak çeliklerin köklendirilmesinde tonikleri veya deniz yosunlarını kullanabilirsiniz. ATONİK ve MaxiCrop benim önereceklerim. Bunlarla hazırladığınız solüsyona çeliğin ucunu batırın çıkarın sonra fungusite batırıp çıkarın (Toz haldeyken değdirin, pudra gibi kaplasın sonra dikin.)Yosunu özellikle ve toniği de bitkilerinizin bakımında da mutlaka kullanın, öneririm.

Perliti alırken de "ince perlit, köklendirme için" diye belirtin.

Mine Pakkaner
23-03-2006, 23:20
[QUOTE=arsakay]Mine hanım,
bir arkadaşımız "nar'dan bonsai" topiği açmış. Konu süs narı.
Bunu ben de denedim. Rica etsem o topiği okuduktan sonra
bizi bilgilendirir misiniz?
QUOTE]

Arsakay, topiği okudum, nar tohumdan da yetişir çelikten de.Tohumlarında dormansi var. kırmak için 1-5 derecede 30-60 gün tutmak gerekiyor. Ondan sonra ekilip sıcakta çimlendiriliyor. soğuklama ihtiyacının karşılanmış olmasına göre bir kaç ayda çimlenme oluyor. Bütün tohumlar gibi nar tohumu da en fazla kendi kadar derine dikilir. Önce üzerindeki meyve etini temizleyin, yıkayın sonra kurutun. Soğuklatmadan önce 2 gün oda sıcaklığında suda bırakın sonra bilinen usulde katlama yaparak dolaba koyun.

Aslında narda yapılmış bir deneme var, hazırlanmış tohumları 3 hafta derin dondurucuya atıyorsunuz sonra çıkarıp buzdolabına alıyorsunuz bir hafta sonra ekiyorsunuz 25-30 dercede bir ayda çimleniyormuş tohumlar. Çimlenen tohumlar fide haline gelince kotiledon dediğimiz ilk iki yapraktan sonra iki tane daha vermesini bekleyip öyle şaşırtın (küçük bir plastik bardaktaysa örneğin). Kökler eğer çok fazla büyür ve dolanırsa sorun yaratır.

962

Çelikleri de böyle mini ev tipi seralara ;) alın. şişe kapağını gece kapayın gündüz sıkça açıp havalandırın.
Çelikle üretme kolay olduğu için tercih ediliyor.Ancak köklenme ortamı olarak suyu tercih etmeyin.ışıkta su yosunlanıp sorun çıkarabilir.

arsakay
24-03-2006, 09:30
Mine hanım çok teşekkürler ama
bu nar üretmenin acerden bir farkı yokmuş
diye düşünmeye başladım. :))

bonsaisever
26-03-2006, 22:06
Arsakay acer dedi de aklıma geldi Mine hanım Acerlerim de dahil Çam,Nar,Ardıç,Limon,Şimşir,Hanımeli ve Yasemin'e NPK 20 20 20 veriyorum sakınca ve faydaları nelerdir?

Mine Pakkaner
27-03-2006, 12:27
Sakıncası yok. Dengeli bir gübre veriyorsunuz.
Size şimdilik
N -P -K için Dal- bal -döl diyeyim faydalarını söylemek için.

Bu soruya bir iki satırla cevap versem olmaz. İyisi mi ben daha sonra kısa bir besleme yazısı hazırlayayım, yalnız biraz izin isteyeceğim.Bu ara sadece mesajlara göz atmak için sitede kalabiliyorum, yoğunluğum hafifler hafiflemez yazıyı eklerim. :)

Yalçın
27-03-2006, 17:10
Selam Mine Hanım ,vermiş olduğunuz doku kültürü çalışmasını kiraz ağacı üzerinde yapmak istiyorum.Bir kaç gündür kemeraltı civarında ms besin ortamı agar ve diğer malzemeleri aramama rağmen menfi bir sonuca ulaşamadım eğer bana bunların satıldığı kesin bir adres verebilirseniz çok sevinirim .şimdiden teşekkür ederim,başarılar.

Mine Pakkaner
27-03-2006, 17:59
Yalçın Bey, bu malzemeleri Kemeraltı'ndaki zirai malzeme satıcılarında bulamazsınız. Beyler sokağı civarındaki laboratuvar malzemesi satıcılarına, medikallere bakmanız gerekir.

Denemenizde başarılar,ancak ev şartlarında kontrollü koşullar sağlayamayabileceğiniz için, bu işin çok kolay olmayabileceğini yine de hatırlatmak isterim.

Lütfen gelişmeleri bildirir misiniz? Hatta fotoğraflayıp bizimle paylaşır mısınız?

Selamlar.

bonsaisever
27-03-2006, 19:31
En azından faydalı olduğunu anlamış oldum...teşekkürler :)

cemboa
02-04-2006, 18:22
...Mine hanım ağaç üretimiyle ilgilenen yrlerden anladığım kadarıyla tohumu çimlendirmek için soğuk sıcak katlama gereken türlerde tohum tazeyse direk ekilebilir izlenimine vardım.Doğrumudur?

Mine Pakkaner
02-04-2006, 18:37
...Mine hanım ağaç üretimiyle ilgilenen yrlerden anladığım kadarıyla tohumu çimlendirmek için soğuk sıcak katlama gereken türlerde tohum tazeyse direk ekilebilir izlenimine vardım.Doğrumudur?

Maalesef bu her bitki için geçerli değil, çünkü dormansi olan bitkilerde taze tohum ekimi sonuç vermiyor. Doğa dinlenme koşullarını illa ki istiyor.

hasan42
02-04-2006, 21:13
Maalesef bu her bitki için geçerli değil, çünkü dormansi olan bitkilerde taze tohum ekimi sonuç vermiyor. Doğa dinlenme koşullarını illa ki istiyor.

Ne ilginç şeyler öğreniyoruz!
Demek tıpkı ağacın kendisi gibi tohumları da dinlenmek istiyor.

Tesadüfen bir şey öğrendim; kırmızı meşe palamutu diye bir tür toprağa düştükten sonra ilkbahara kadar çimlenmiyormuş. Beyaz meşe palamutu ise sonbaharda çimleniyormuş.

http://www.units.muohio.edu/dragonfly/ita/sprouting.html

sezinci
02-04-2006, 22:34
http://www.agaclar.net/forum/showthread.php?t=736&page=2

Bu konuya destek olabilir diye düşünüyorum.

Daha önce hazırladığımız çimlenme engelleri ve giderilmesi ile ilgili bu linke bakmanızı tavsiye ederim. Özellikle 41 nolu mesaj ve sonrası.

achilias
03-04-2006, 13:16
Arkadaşlar foruma resim göndermek istiyorum ama nasıl yapacağımı biri öğretirse sevineceğim

arsakay
03-04-2006, 14:25
Foruma resim göndermek için önce mesaj yazdığınız yerin altındaki "Hızlı cevap Gönder" in yanındaki "Gelişmiş Moda Dön" e tıklayın. Açılan bölümü incelerseniz sizi yönlendiri ve rahatlıkla fotoğraf eklersiniz. Olmazsa yine sorun.

bonsaisever
04-04-2006, 01:15
iki tane Phalaenopsis orkide aldım :)

Humeyra
04-04-2006, 11:48
Harika.. Uzun ömürlü olsunlar inşallah. Problem çıkarsa buralardayım:))

bonsaisever
04-04-2006, 12:34
bauhausdan 19 Ytl ye aldığım bu tür'e internette şöyle bir baktım da en ucuz satış yerin de 65 Ytl 100 Ytl ye kadar da çıkıyor :)

Çok güzel çiçekler açmışlar.Saksı biraz dar geldi bana ben de dün orjinal saksısındaki ağaç kırıntıları ile hindistan cevizi torfunu karıştırıp daha büyük saksılara ektikten sonra orkideler için aldığım vitamin ile bolca suladım.

Humeyra
04-04-2006, 12:55
Son derece uygun almışsınız. İndirim mi var nedir? İnternetten bitki almak akıl kârı değil zaten. Bu arada saksıyı fazla büyütmeseydiniz. Gerçi satın aldığınızda saksıları yüksük kadar oluyor, değiştirmek gerekiyor ama en fazla 2 boy büyük olsun. Bu bitkiler ufak saksıda daha iyi yetişir.

Mine Pakkaner
05-04-2006, 00:12
Bitkilerin besin maddelerini alabilmeleri için toprağın reaksiyonuna bağlıdır.Toprağın pH sı, yani reaksiyonu hepimizin bildiği gibi asitlik veya alkalilik değeridir. Her element her pH derecesinde alınamaz. Dolayısıyla biz toprağımızın reaksiyonunu bilmiyorsak, verdiğimiz gübreyi belki de bitkimizin hiç alıp kulanmadığı gerçeği ile karşılaşırız.
Aşağıdaki tabloda hangi pH derecesinde hangi besinin alınabildiğini, hangisinin alınamadığını görebilirsiniz.

1008

Örneğin tabloya bakarsak demirin alımının asit değerlerde yüksek olduğunu, ortam alkalileştikçe demirin alınamadığını görürüz. Gerçekten de toprakta fazla kireç olunca bitkide demir eksikliği o derece açıktır ki, alışkın bir göz pH metre kullanmadan hemen bunu izler. Genel olarak bitkiler 6.5-7.5 pH sınırlarında en fazla besin alımını gerçekleştirir. Bu arada sulama suyumuzun pH sının da toprak pH sını etkilediğini söylemeye gerek yok sanırım.Aşırı kireçli sularımıza da dikkat çekmek istiyorum.

Basit bir pH metreyi ziraat marketlerden alabilirsiniz.Elbette çok çok gelişmişlerini de. Bir turnusol kağıdıyla da basitçe bakabilirsiniz. Toprağınız çok alkali olmuşsa kükürt, çok asit olmuşsa tarım kireci ile gübreleyip dengeleyebilirsiniz.

Aksi taktirde verdiğiniz besin maddelerinden bitkinizin hiç faydalanamayıp fizyolojik olarak hastalanması söz konusu olacaktır.

Mine Pakkaner
05-04-2006, 00:56
Bu gün çok ama çok enteresan bir bilimsel araştırma okudum. Sizinle başlığını ve özetini paylaşıyorum.

"Bitki Büyüme Maddeleri Uygulaması ile Sigara
Dumanının Çimlenmeyi Engelleyici Etkileri
Arasındaki Iliskilerin Arastırılması
Ömer MUNZUROGLU
Fırat Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Biyoloji Bölümü
Elazıg-TÜRKIYE

Özet: Bu çalısmada, bir monokotil (Triticum aestivum cv. Cumhuriyet) ile bir dikotil (Cucumis sativus
cv. Beit alpha)’in tohum çimlenmesi ve çimlenme sonrası asamada olusan morfogenetik belirimler üzerine
sigara dumanının etkileri arastırılmıstır. Ayrıca bu olaylarda sigara dumanı ile dıstan uygulanan
çesitli büyüme maddeleri arasındaki etkilesimler belirlenmeye çalısılmıstır.
Elde ettigimiz sonuçlara göre sigara dumanı uygulaması her iki bitki türünün tohumunda da
çimlenmeyi önemli ölçülerde etkilemis, özellikle çimlenme ortamında sigara dumanı bulundugu zaman
çimlenme tamamen engellenmis, tohumlar sigara dumanı olmayan ortama alındıklarında çimlenme
yetenegini yeniden kazanmıslardır. Çimlenme üzerindeki bu inhibisyon, çimlenme sonrası asamada
olusan morfogenetik belirimler üzerinde de açık bir sekilde ortaya çıkmıstır. Sigara dumanının bu
olaylar üzerinde olusturdugu inhibisyon aynı anda ortama büyüme maddesi verilerek azaltılamamıstır."

Ne kadar ilginç değil mi?
Bu çalışmanın tamamını okumak isteyenler için adres;

http://journals.tubitak.gov.tr/biology/issues/biy-99-23-1/biy-23-1-13-96085.pdf

Sahi tohumdan acer yetiştirmeye çalışan sevgili bonsaici arkadaşlarım; Siz yoksa sigara mı içiyorsunuz :D

bonsaisever
05-04-2006, 12:09
Sahi tohumdan acer yetiştirmeye çalışan sevgili bonsaici arkadaşlarım; Siz yoksa sigara mı içiyorsunuz :D

Şu işe bakın tohumlarım bile etkileniyorsa vay halime :(

Mine Pakkaner
06-04-2006, 02:20
Piyasada pek çok gübre var.Mevsim dolayısıyla gübrelemenin yoğun yapıldığı dönemdeyiz. Bilmeyenler için üre, şeker, kompoze gübre kavramları birşey ifade etmeyebilir. Aşağıda ticari kimyevi gübrelerle ilgili bilgi bulacaksınız. Bu tanımlayıcı bilgiler Tarım ve Köyişleri Bakanlığı sayfalarından alıntıdır.

TİCARET GÜBRELERİ

Bileşiminde azot, fosfor ve potasyum gibi bitki besin maddelerinden birini veya birkaçını birarada bulunduran ve ticaret amacı ile pazarlanan gübrelere ticaret gübreleri denilmektedir. Halk arasında "suni gübre" veya "kimyevi gübre" diye adlandırılan bu gübrelerin değeri doğrudan doğruya bünyelerindeki besin maddesi miktarları ile ölçülmektedir.

Ticaret gübreleri içerisindeki bitki besin maddelerinin çeşidine göre;

1. Azotlu gübreler

2. Fosforlu gübreler

3. Potasyumlu gübreler

4. Kompoze gübreler diye sınıflandırılır.

Şimdi sırasıyla kullanılan bu ticaret gübrelerinin özelliklerini ve kullanım şekillerini görelim.

1. AZOTLU GÜBRELER

Azotlu gübrelerin birçok çeşidi olup, yurdumuzda ençok kullanılan azotlu gübreler şunlardır.

Amonyum sülfat

Amonyum nitrat (Kireçli ve saf amonyum nitrat)

Üre

AMONYUM SÜLFAT

Genellikle beyaz renkli olup toz şekere benzediği için çiftçilerimiz tarafından şeker gübre diye adlandırılır. Aslında bu gübrenin renkli veya beyaz olmasının, etkisi ile hiçbir ilgisi olmayıp her ikisi de iyi gübredir.

Bu gübrenin kendisi asit karakterli olduğu için nötr ve alkali yani kireçli topraklarda güvenle kullanılabilir. Bu gübrenin içinde ağırlının 1/5 oranında yani % 21 oranında azot bitki besin maddesi vardır. Bu nedenle eğer bu gübreyi asit reaksiyonlu topraklarda uzun süre ve çok kullanılırsa toprakların daha fazla asitleşmesine sebep olacağından toprağı verimsizleştirir.

AMONYUM NİTRAT

Amonyum Nitrat gübresi piyasada kireçli ve saf olmak üzere iki şekilde satılmaktadır.

Kireçli olanı yaklaşık olarak ağırlığının 1/4 oranında yani % 26 saf azot besin maddesi bulundurur.

Saf olanı ağırlığının 1/3 oranında yani % 33 saf azot besin maddesi bulundurur.

Amonyum nitrat gübresinin içinde bulunan azot besin maddesinin yarısı amonyum yarısı da nitrat şeklinde bulunur. Bitki her iki şekildeki azot besin maddesinden de yararlanabildiği için bu gübrenin etkisi hem daha çabuk olmakta hemde devamlı olmaktadır.

Amonyum nitrat gübresi ekim zamanında kullanılabildiği gibi bitkinin büyüyüp geliştiği dönemlerde de başarı ile uygulanabilir.

ÜRE

Üre içinde bulunan azot besin maddesi bakımından diğer azotlu gübrelerden daha zengindir. Üre gübresinin içinde ağırlığının yarısına yakın % 46 saf azot besin maddesi bulunur.

Üre gübresi toprağa atıldıktan sonra içindeki organik bünyeli azot toprakta kimyasal değişmelere uğrayarak kısa zamanda bitkilerin kolayca faydalanabilecekleri bir hale gelir.

Üre bütün bitkilere başarı ile uygulanabilir.

Sonbahar gübrelemesinde kullanıldığı gibi, bitkilerin belirli gelişme dönemlerinde, ilkbaharda veya daha sonra da kullanılabilir. Fazla miktarda üre verilmesi gerektiğinde hepsi bir defada değil birkaç kısma bölünerek atılmalıdır.

Üre toprağa verildikten sonra derhal toprağa karıştırılmalıdır. Aksi halde toprak yüzeyinde kalan gübreden azot kaybı olabilir.

2. FOSFORLU GÜBRELER TRİPLE SÜPERFOSFAT

Triple süperfosfat gübresi kirli beyaz veya gri renkli yuvarlak danecikler halinde olup bu gübreye çiftçilerimiz taban gübresi veya TSP’ de demektedir.

Triple süperfosfat gübresinin kullanılmasında dikkat edilecek en önemli konu gübrenin ekim veya dikimden hemen önce verilmesini ve mümkün olduğu kadar tohum ve kök derinliğine gömülmesini sağlamaktır.

Bu gübre uzun süre rutubetli yerlerde saklandığında su çekerek topaklaşabilir. Bu keseklerin tekrar tanecikler şeklinde dağıtılarak kullanılmasında tarımsal yönden bir sakınca yoktur. Kullanımı kolaylaştırmak için bunları kırmalıyız.

3. POTASYUMLU GÜBRELER

Topraklarımız genellikle azot ve fosfor bakımından fakir potasyum besin maddesi bakımından ise yeterli durumda olduğundan ülkemizde potasyumlu gübre kullanımı azot ve fosforlu gübre kullanımına göre daha az olmaktadır.

Kullandığımız potasyumlu gübreler şunlardır.

Potasyum sülfat

Potasyum klorür

POTASYUM SULFAT

Potasyum sülfat gübresi kirli beyaz renkli küçük kristal tanecikler halindedir. Ağırlığının yarısı oranında % 50 potasyum besin maddesi bulundurur. Bu gübreyi bütün bitki çeşitlerinde uygulayabiliriz.

Potasyum sülfat gübresi rutubetli yerlerde saklanmaması gerekir. Bu gübre rutubetli yerlerde kesekleşir. Kesekleşmiş olan bu gübre ufalanarak tekrar kullanılabilir. Ancak ufalanmış olan gübre mibzerle atılmamalı elle veya gübre serpicisi ile atılmalıdır.

POTASYUM KLORÜR

Potasyum klorür gübresi ağırlığının yarısından biraz fazla % 60 potasyum besin maddesi bulundurur. İçinde bulunan klor maddesi nedeniyle potasyum klorür gübresi tütün ve patates gibi bazı bitkilerin kalitesini düşürebileceği için bu bitkilere potasyum sülfat gübresi kullanılmalıdır.

4. KOMPOZE GÜBRELER

Kompoze gübreler birden daha fazla bitki besin maddesini birarada bulunduran gübrelerdir.

Kompoze gübrenin içerisindeki bitki besin maddeleri sırası ile azot, fosfor ve potasyumdur. Bu besin maddeleri % olarak ifade edilmektedir. Örneğin 20-20-0 oluşumundan meydana gelen bir kompoze gübrenin 100 kilosunda 20 kilo saf azot, 20 kilo saf fosfor var. Potasyum ise yok demektir.

Kompoze gübreler birkaç çeşit bitki besin maddesini birlikte bulundurdukları için çiftçileri çeşitli gübreleri ayrı ayrı alma taşıma, depolama ve tarlaya verme sıkıntısından kurtarmış olur. Bu gübrenin kullanımı daha az emek ve zaman harcayarak çiftçiye ekonomi ve kolaylık sağlar.

Bütün bu iyi yönlerine rağmen her zaman kompoze gübre kullanamayız çünkü:

a) Kompoze gübrelerin içinde bulunan bitki besin maddeleri miktarı ekeceğimiz bitkinin isteğine her zaman uygun olmayabilir. Az olabilir, istenenden çok olabilir.

b) Kompoze gübrenin içinde bulunan bitki besin maddeleri iklime ve toprağımızın özelliğine göre ayrı ayrı ve farklı usullerle verilmesi gerekiyor olabilir. kompoze gübrelerde besin maddeleri birarada olduğundan bu imkansızdır.

Kompoze gübrelerin bu özellikleri gözönünde bulundurularak yararın daha çok olacağının düşünüldüğü hallerde kompoze gübrelerin kullanılması uygun olabilmektedir.

Yurdumuzun çeşitli bölgelerindeki topraklarında genellikle potasyum besin maddesi yeterli miktarlarda bulunduğundan kullanılacak kompoze gübreler çoğunlukla içinde potasyum bulunmayan kompoze gübreler olması gerekir. Tarlamızdan aldığımız toprak örneklerinin analiz sonuçlarına göre toprağımızda azot ve fosfor yanında potasyum eksikliği de görülüyorsa o zaman içinde azot, fosfor ve potasyum bulunduran kompoze gübreleri kullanmalıyız.

Genellikle kompoze gübreler içinde tek besin maddesi bulunan diğer gübrelerden daha pahalıdır. Bunun sebebi birçok besin maddesinin bir araya getirilerek içindeki besin maddesi miktarının artırılmış olmasıdır.

DİAMONYUM FOSFAT

Diamonyum fosfat gübresi kompoze bir gübredir. Diamonyum fosfat gübresi halk arasında DAP diye adlandırılmaktadır. 100 kg diamonyum fosfat gübresinde 18 kg saf azot ve 46 kg fosfor bulunur. Yani içerisindeki her bir kilo azota karşılık 2,5 kg. fosfor bulunur. Bu nedenle daha ziyade fosforlu bir gübre gibi kullanılır.

Diamonyum fosfat gübresi iri ve kirli beyaz renkte granül tanecikleri halindedir.

velveteen
06-04-2006, 21:27
Merhaba,

Yeni bir üyeyim..Sitede genel bir arama yaptım..sonra bir bilene sormaya karar verdim :)

Kısa süre önce bir manolya ağacıyla tanıştım..Şu anki çabam bir manolya fidesi elde etmek..Bir kaç bahcivana sordum..Kolay olmadığını ama daldırma ile tutabileceğini söyledi..Balkonumda deneysel fındık, zeytin, limon ve mandalina fide çabalarım var..Hala başarılı olamadım o yüzden buna daha teknik yaklaşmak istiyorum..

Mine hanım bu konuda yardımcı olabilirmisiniz? Daldırma dalın ucundan bir parça kopartmak ve nemli toprağa saplamak anladığım kadarıyla..ama saksının üstünü sera etkisi yaratmak için naylonla kapatmak **** başka tüyolar varmı işe yarayacağını bildiğiniz..Yardımcı olabilirseniz çok sevinirim..

yale
06-04-2006, 21:53
"Şu anki çabam bir manolya fidesi elde etmek"

merhaba
Eğer Mine Hanımın dediği isimle "magnolia soulangeana " ağacı ise adresinizi yazın size hemen göndereyim sevgilerimle

velveteen
06-04-2006, 22:13
evet ta kendisi :) simdi baktım netten..

siz kendiniz mi üretiyorsunuz fideleri? kendimde deneyebilirim bilgi verirseniz..gönderirseniz de sevinirim..ama bu çok kolay bir başarı olur..ben size adresimi emaille yollayayım..haberleselim..gercekten cok sevinirim..

Mine Pakkaner
07-04-2006, 00:22
Bonsaici arkadaşlarım geçenlerde köklendirme hormonu fiyatlarının yüksekliğinden bahsetmişlerdi. Üyesi olduğum bir tarımsal haber grubunda bu mesajı okuyunca aklıma hemen onlar geldi.

"Değerli fidan üreticileri,

Elimizde 5 gr'lık paketler halinde IBA mevcuttur.

5 gr IBA = 40,00 YTL
En az 250 gr IBA için toptan fiyat uygulanacaktır.

İsmail Bahçecioğlu

irtibat için: 0 505 732 2532"

Bu çok makul bir fiyat diye bildireyim dedim.Sedir, acer vs. köklendirmede sorunu olan herkes yeşil parmaklı(ninemin lafıdır) olabilir ;)

bonsaisever
07-04-2006, 00:25
Çok teşekkürler IBA'toz halinde soğuk tutulması mı gerekiyor?

bonsaisever
07-04-2006, 00:30
http://www.kobiline.com/alisveris/tartes/str_brand_browse.asp?brandID=334&storeID=205

burada 70 diyorlardı oradan almayı düşünüyordum :)

Mine Pakkaner
07-04-2006, 12:15
Ben üreticilik yaptığım dönemde buzdolabının rafında saklıyordum :)

bonsaisever
07-04-2006, 21:19
İsmail BAHÇECİOĞLU ile görüştüm, çok hoş bir insan. 5 gr gönderiyor.

Cem Akçağaçları hazırla :)

Mine Pakkaner
07-04-2006, 21:38
:D Gelişmeleri merakla izliyorum, bana da haber verin

bonsaisever
07-04-2006, 22:19
Açıkcası gelişmeleri ben de merak ediyorum :D

arsakay
07-04-2006, 22:41
Mine hanım burada da merhaba :))
İş olsun diye suya koyduğum ve neredeyse kurudular
sandığım asma çeliklerim hızla tomucuklanıp açtılar.
Kök verme ihtimalleri nedir? Henüz birşey yok.

Mine Pakkaner
07-04-2006, 23:06
Köklenme mümkün olabilir,ancak, genelde çeliğin enerjisini kök oluşturmak için kullanması gerekir.Oysa şimdi enerjisini yaprak sürmek için harcıyor. Köklenemeden ölmesi de mümkün, şimdi sıcağı bulmuş habire gelişiyor.

Bir de Arsakay, o, ortada en büyük yapraklı çelik var ya, onun üzerinden anlatayım, boğum dediğimiz yaprakların çıktığı yerden sonra bu kadar uzun bir parça bırakmayınız. Yoksa bu geriye doğru kurur.Boğum ya da gözün hemen 0,5 cm üzerinden çeliği kesin. Aşağıda da suyun içindeki kırılma beni yanıltmıyorsa gözden sonra uzun bir parça var. Çeliği bu şekilde uzun bırakmayınız, gözün hemen 0.5 cm altındankesin. Bardağın dışında ise sağdaki çeliğinizin üst kesimi daha doğru.

Karışık mı oldu? :(

bonsaisever
07-04-2006, 23:25
Çok iyi bir anlatım.

Peki çeliklerin yapraklanması kötü mü? Benim yaklaşık bir ay önce budamış olduğum acer lerin hepsini ektim. Hepsinin yaprakları çıktı bir süre sonra bağzıları kurudu bağzıları halen daha yaprakları ile duruyor. Onları da dün akşam üst kesim yerlerinden aşı mağcunu ile sıvadım :)

Mine Pakkaner
07-04-2006, 23:49
Yapraklı çelikler ve odun çelikleri farklılık arzediyor. Yapraklı yeşil çeliklerde köklenme ile yaprak yüzeyi arasında bir oran var,yaprak yüzeyi arttıkça köklenmenin de arttığı ortaya çıktı. Eskiden yaprakları ,iyice alırdık, sonra bunun doğru olmadığını öğrendik.Ama odun çeliklerinde kallus dediğimiz mühre ve sonrasında kök oluşumu öncesi yapraklanmayı istemiyoruz.

Bonsaisever, acerlerin köklenince veya çimlenince o kadar sevineceğim ki...Kim bu kadar sevgi ve koruma içgüdüsü ile çelik tepesi macunlar, inanamıyorum. :)

bonsaisever
08-04-2006, 00:22
Acer yetiştirebilmek için hangi yola başvuracağını bilmeyen bir bonsaisever :)

malina
08-04-2006, 09:20
Acer yetiştirebilmek için hangi yola başvuracağını bilmeyen bir bonsaisever :)


Çok tatlısın:)

arsakay
08-04-2006, 09:43
Karışık mı oldu? :(

Hiç karışık olmadı. Önemli bilgiler bunlar.
Söylediklerinizi şimdi yapsam, çok mu geç oldu?

Mine Pakkaner
08-04-2006, 21:51
Biraz geç olabilir ama doğru çelik kesmeyi denemiş olursunuz. :)

memet
08-04-2006, 22:12
bardakta çimlendirililen asma dallarını kıskandım..bende yapayım dedim.
komşunun asma dalından kestim.
günlerdir kanıyor orası.. şimdi ordaki kanamayı durdurmak için ne yapmalıyım. asma sürekli özsuyunu akıtıyor

Mine Pakkaner
08-04-2006, 22:40
Bitkilerin zamansız ve uygunsuz şekilde kesilmesi bu sonuçları verebiliyor. Mevsim itibariyle bitki uyandı. Ozmotik basınç vasıtasıyla öz suyu pompalanıyor.Yara kapanmadığı için de dışarı akıyor.

Siz oraya bir parçacık aşı macunu sürün. Bulamazsanız biraz bal mumu eritin içine toz çimeto katın karıştırıp yarayı bununla kapatın.Hiç birşey bulamazsanız killice bir parça toprağı çamur yapın yarayı sıvayın.Aslında bu yöntemi sevmem çünkü topraktaki hastalık etmenlerini bitkiye bulaştırma riski var ama durumu kurtarmanıza yardımcı olur.

Bu arada ek bir bilgi, çimlenen tohumlardır, çelikler yani kestiğiniz dal parçaları köklenir ;)

Mine Pakkaner
09-04-2006, 01:17
Bonsaisever, aşağıdaki bilimsel araştırma işine çok yarayabilir.Tam da IBA satın aldığın dönemde bu bilgileri bence kaydet. Sık kullanılanlara eklediğim dosyaları kurcalarken bunu görünce aklıma geldin.

Burada verirdim tamamını ancak içinde çok tablo var. Özetini linkiyle birlikte aşağıya koydum

DIŞ MEKAN SÜS BİTKİLERİNDE ÇELİK İLE ÜRETİMİN OPTİMİZASYONU

Murat ZENCİRKIRAN

ÖZET


Ülkemiz süs bitkileri sektörü içerisinde önemli alt sektörlerden biriside “Dış Mekan Süs Bitkileri”dir.

Özellikle bu sektör çevre düzenleme için ihtiyaç duyulan materyalin temini açısından son yıllarda giderek önem kazanmış, yapılan üretim miktarı ile karşılanamayan talep artışı dış mekan süs bitkileri ithalatı ile giderilmeye çalışılmıştır. Bununla birlikte dış mekan süs bitkileri fidanı yetiştiriciliğinde, özellikle çelik ile üretimde: üretim materyalinin seçimi, alınma zamanı, köklendirmede kullanılacak hormon ve konsantrasyonu hakkında pratik bilgilerin eksikliğinden kaynaklanan düşük verimlilik de üretim kapasitesini ve fidan kalitesini olumsuz yönde etkilemiştir.

Bu bildiri ile çelik ile üretimi yapılabilecek önemli dış mekan süs bitkilerinde verimli bir şekilde köklendirme yapılabilmesi için uygun çelik alma zamanı, çelik tipi, köklendirme hormon ve konsantrasyonları konu ile ilgili araştırmalar ve yaptığımız çalışmalar incelenerek ortaya konulmaya çalışılmıştır.


http://www.agr.ege.edu.tr/~fitekno/Doc12.htm

Humeyra
09-04-2006, 11:01
Merhaba Mine, bir soru da benden, Kükürt ev bitkilerinde görülen kırmızı örümceklere karşı nasıl kullanılabilir, uygulama nedir? Veya işe yarar başka bir organik reçete var mı?
Ben kükürtü asmalara, güllere tülbent içine koyup öyle toz halinde serpiyorum ama ev bitkilerinde sulandırmak filan gerekir mi ve ne ölçüde kullanılmalı?

bonsaisever
09-04-2006, 11:40
Teşekkür ederim.

http://www.agaclar.net/forum/showthread.php?t=890

12.mesajı oradan alıntı yapılmıştım :)

Mine Pakkaner
10-04-2006, 00:14
Merhaba Mine, bir soru da benden, Kükürt ev bitkilerinde görülen kırmızı örümceklere karşı nasıl kullanılabilir, uygulama nedir? Veya işe yarar başka bir organik reçete var mı?
Ben kükürtü asmalara, güllere tülbent içine koyup öyle toz halinde serpiyorum ama ev bitkilerinde sulandırmak filan gerekir mi ve ne ölçüde kullanılmalı?

Hümeyra kükürdü ev bitkilerinde de kullanmak tabii ki mümkün.Kırmızı örümcekten başka küllemeye de etki gösteriyor.Özellikle güllerde bir taşla iki kuş vuruyorsun.

Kırmızı örümcek bitkilerin önce alt yapraklarında başlar, üstelik yaprağın da alt yüzüne yerleşir.Bu yüzden etkin bir ilaçlama yapmalısın.Yani kaplama ilaçlamadan bahsediyorum.

Kırmızı örümcek doğada kışı döllenmiş dişi olarak geçirir.Dökülen yaprakların, bitki artıklarının, gevşek üst toprak tabakasının, dal ve gövdedeki çatlak ve yarıkların içinde kışlar.Bu dönemde beslenmez, havalar ısınınca civardaki konukçu bitkilere geçer, beslenip yumurta bırakır.Yumurtayı da genellikle yaprak alt yüzüne bırakır. Bir dişinin 200 civarı yumurta bıraktığı ve 20 nin üzerinde döl verdiği düşünülürse üreme hızı ve yapacağı zarar dehşete düşürüyor değil mi? Bitkide emgi ile verdiği zarardan başka hastalıkları da taşıyıp bulaştırıyor.Özellikle virüs hastalıklarının yayılmasına sebep oluyorlar.

Arap sabununu koruyucu ilaçlamada kullanabilirsin. Haftada 1-2 kez kullanmak gerek.Kırmızı acı biber ekstarı ise düzenli kullanılırsa kaçırıcı etki yapıyor.

Kırmızı örümcek yukarıda söylediğim gibi alt yaprakların altında konuşlandığından toz kükürt uygulaması çok etkin olmayabilir. Sen iyisi mi suda ıslanabilir kükürt kullan.
Örneğin ıslanabilir kükürt olarak Safa Tarım'ın POWER SULPHUR'H 80 WG sini kullanabilirsin. Güllerin için doz 4 gr/ 10 lt su. Hem külleme, hem kırmızı örümcek etkili. Asmada da bağ uyuzuna, bağ küllemesi ve kırmızı örümceğe etkili. ( Asmanın ve gülün külleme etmenleri farklıdır.)Turunçgillerdeki kırmızı örümcekle mücadelede de uygundur.

Piyasada pek çok marka ıslanabilir kükürt var.Her markanın etkili maddesi farklıdır, bu yüzden mutlaka etiketteki kulanma talimatlarında belirtilen uygun dozu kullanmak gerek. Herhangi bir markayı da alabilirsin. Ben yukarıdakini örnek olarak verdim.

Kolay gelsin ;)

Humeyra
10-04-2006, 01:43
Mine, çok teşekkür ederim. Altın değerinde bilgiler bunlar. Sıvı kükürt uygulamasını duymuştum ama eski alışkanlık, toz kullanmaya devam ediyordum. Sıvı halinde uygulaması daha kolay ve garantili halbuki... Benim çiçeklerimde olmazdı bu örümcekler ama kaç zamandır evden uzaktım, meydanı boş bulmuşlar herhalde:) :mad:

Humeyra
10-04-2006, 01:50
Yukarıdaki asma çeliklerini gördüm de, onları suya koymak yerine hemen toprağa dikseniz daha iyi olur. Geçen yıl bu zaman eski bahçemden taşınıyordum. Bahçedeki asmalarımı sökemiyeceğim için her birinden çelik aldım, direkt saksıya diktim. Maşallah hepsi tuttu. Yani çelik almak istiyorsanız geç kalmadınız, demek istiyorum:)
Bir de, asmalar her budama zamanı böyle gözyaşı dökerler, endişelenmeyin..

kahverengiel
12-04-2006, 00:08
Merhaba, yeni üyelerinizdenim (Bana tolerans gösterin :D )

2 sene önce tohumdan yetiştirdiğim bir limonum var saksıda. Acaba şimdi dışarı çıkarabilirmiyim ? Daha önce bilmediğim için hiç dışarıyı görmedi. (İstanbul'da oturuyorum). Birde budama yapmak gerekir mi daha önce hiç yapmadım.

Fotoğrafı şu linkte var eğer lazımsa : http://www.agaclar.net/forum/showthread.php?p=20805&posted=1#post20805

Bir sorum daha var çok olacak ama :) bu mevsimde hangi tohumları toplayıp hemen dikebilirim bir acemi için ne önerirsiniz ?

teşekkürler

kahverengiel
12-04-2006, 00:13
Aslında bonzaide yapmak isterim limonu ama 3te ikilik kısmını kesmek için limonun (bu sitede okuduklarımdan öyle anladım) cesaret edemedim. Acaba yapsammı ki :(

İstanbula dönünce bir sürü saksım olacak galiba ;)

arsakay
12-04-2006, 00:31
Doğru yeri bulmuşsun Kahverengiel ama Mine hanım çıkmış.
Dert etme çünkü Mine hanım kesinlikle seni yanıtsız bırakmaz.
Bonsai ile ilgili sorularını da ilgili bölüme sorabilirsin.
Bu arada benim sorduğum soruları bir bilsen...

kahverengiel
12-04-2006, 00:40
Çok teşekkür ederim rehberliğiniz için :) Bu siteye ilk limon bonzaisini ararken rastlamıştım gene o topici baştan sona bir daha okuyup tekrar sorayım :)

Mine Pakkaner
12-04-2006, 16:17
Merhaba kahverengiel, öncelikle hoşgeldiniz.

Sevimli limonunuza baktım.Alt soldan gelen zayıf dalı alın. Dipten ve yukarı doğru gövdeden çıkmaya gayret eden sürgüncükler var gibi.Onları da alın. Çok açıktan alıp budak bırakmayın, çok dipten alıp yara açmayın :rolleyes:
Henüz dallanmak için pek genç.Şimdilik 1- 1,5 m boy yapana kadar dallandırmayın tek gövde gitsin. Ben size sonra turunçgil budamasını anlatırım.

Bu sizin ilk fidanınız olduğuna göre bence bonsai denemesi yapmayın. Bunu normal büyütün , acemiliğinizi atın sonra bonsaiye girişin derim.Bonsai için yeniden bir limonu daha kontrollü olarak yetiştirirsiniz.

Limonunuzu artık dışarıya çıkarın.Sanırım İstanbul'da da havalar artık düzeldi. Öncelikle kuytu bir yerde yarı gölgede dursun. 5-10 gün sonra güneşe doğru alın tam güneşte dursun bundan sonra. Turunçgiller biliyorsunuz Akdeniz iklim kuşağının tam güneş isteyen bitkileri. Bir de artık gübrelemeye başlayın. Azotu yüksek bir formulasyon tercih edin azıcık gelişsin.

Bu mevsimde henüz taze tohum bağlayan ağaç veya çalı yok gibi. Bazı türlerin meyveleri üzerinde uzun süre kalır.Katalpa, berberis, keçiboynuzu, bahardalı,glediçya, dağ muşmulası, tespih ağacı gibi.Hatta İzmir'de şu anda bazı erguvanlarda ,çiçek, yaprak ve geçen sezonun tohum baklası bir arada duruyor. Yani yenileri için biraz bekleyeceksiniz. Ağaçlar açıp geçince takip edin. Eskileri de buldukça toplayın. Bunları hemen ekeyim mi derseniz hepsine uyan tek bir şablon yok. Her biri farklı işlem istiyor, siz tohumu bulun bakalım neymiş ona göre işlem konusunda fikir jimnastiği yaparız. ;) Bu arada, geçen sezondan ağaç üstünde birkaç ay kalan bazı tohumlar sert kış koşulu olan bir bölgedeyse doğal olarak dinlenmesi, soğuklaması bitmiş oluyor.

Bence geçen sezonun tohumlarını bulursanız yarısını doğrudan ekin.1/4 katlayın,1/4 sonbaharda ekin.Böylece deneme kurmuş olursunuz. Yalnız çabucak sonuç bekleyip acele etmeyin.Geç çimlenirler.Ne kaybedeceksiniz ki. Ben üniversite birinci sınıfta okul bahçesinden alıp sert kabuklu diye iyice zımparalayıp suda şişirip ektiğim gülibrişimimden çok şey öğrenmiştim.

(Bu arada bonsaici arkadaşlar, gül ibrişim form itibarıyla çok güzel bonsai olur. Bana habitusu hep uzakdoğuyu hatırlatır.Hani illüstrasyonlarda o pagodaların yanın duran ağaçlar olur,yetişkinleri onlara benzer. )

Kolay gelsin. Aklınıza gelenleri sorun. Bu forumda herkes gönüllü olarak bilgisini paylaşıma açmış durumdadır.Bilmiyorsak bulmaya çalışırız, bir bilene danışırız :)ormancı arkadaşlarımız da size çok yardımcı olacaklar.

Fidanınızı budayınca resmini çekin. Sonra yazın bir daha , sonbaharda içeriye alırken tekrar... Biz de kahverengiel nasıl bir yeşil parmaklı olacak izleyelim.
Sevgi ve selamlar.

malina
12-04-2006, 19:28
Limondan devam edeyim :)

Geçen yıl, çok sayıda çiçek açtı (baharda ve sonbaharda) ama biraz meyveye durdu ama yeşil mercimek büyüklüğüne erişen meyveler döküldü. Bu yıl tekrar çiçekler başladı. Ne yapmam gerek?

kahverengiel
12-04-2006, 22:47
Verdiğiniz bilgiler için çoook çok teşekkürler. Budadım. Gövdeden çıkan o minik sürgünleri de kopardım, belki köklenirler diye kopardıklarımı da suya koydum :o Hemen gidip azotlu gubreyi aldim. (Greenway %7 azot onuda verdim üzerinde yazan ölçüde.)

Yalnız en tepede de yeni çıkan bir dal var onuda budamam gerekir mi ? Fotoğrafını koydum.

Bonzai için bugün yeni limon çekirdekleri ve balkona da kral kizi (zinnia) ektim :D

Bir sene boyunca da sofralık zeytinlerin çekirdeklerini çimlendirmeye uğraşmış, sonradan işlem görmemiş olanların ancak çimlenebildiğini okumuştum. Haftasonu gittiğim yer zeytin cenneti. Umarım bir şeyler vardır üstlerinde yoksa da köylülerden bulurum gibime geliyor. Abarttım mı acaba :eek:

Humeyra
13-04-2006, 10:33
(Bu arada bonsaici arkadaşlar, gül ibrişim form itibarıyla çok güzel bonsai olur. Bana habitusu hep uzakdoğuyu hatırlatır.Hani illüstrasyonlarda o pagodaların yanın duran ağaçlar olur,yetişkinleri onlara benzer. )

Mine gülibrişimden bahsettiğin ne iyi oldu. Kaç zamandır hangi bitkiden bonsai yapayım diye kararsızdım. Hiç denemediğim için fidanlarıma bir türlü kıyamıyordum. Geçen yıl tohumdan iki tane gülibrişim fidanı yetiştirdim. Birini bahçeye diktim iyi, güzel.. Ötekini kime versem diye düşünüyordum. Pek küçük ama sağlıklı bir fidan. Artık bonsai uzmanı arkadaşlar danışarak onu değerlendiririm.
Bir de, tohumdan dikilen limonlar çok geç meyve verir(10 yıl gibi), mutlaka aşılamak gerekir diye biliyorum, doğru mu bu?

bonsaisever
13-04-2006, 22:19
Mine hanım İBA geldi. 6 dal Acer, 6 dal da Erguvan'ı köklendirme denemesine başladım. Umarım Hüseyin abi Erguvan dalı kestim diye kızmaz. Köklenirlerse erguvanların ikisini bir yere dikeceğim, ikisini bonsai yapacağım. İkiside senin abi :)

denizakvaryumu
14-04-2006, 08:45
Mine hanım İBA geldi. 6 dal Acer, 6 dal da Erguvan'ı köklendirme denemesine başladım. Umarım Hüseyin abi Erguvan dalı kestim diye kızmaz. Köklenirlerse erguvanların ikisini bir yere dikeceğim, ikisini bonsai yapacağım. İkiside senin abi :)

Dalları köklendirmek için suya mı koyuyorsunuz?Toprağa mı dikiyorsunuz?

denizakvaryumu
14-04-2006, 09:16
Saksıda kökler birbirine dolanmış durmumdaydı ayrıca bayağı bir kök saksı dışında olduğundan kökleri rahatca sığacak kadar küçük bir saksıya aldım :)

Orjinal saksıları şeffaf saksılardan. Orkidelerin köklerinin aydınlığı görmesi mi gerekir?

Şeffaf saksı olması lazım,yani kökler aydınlığı görecek çünkü köklerden de fotosentez yapıyor.

http://www.akvaryumkulubu.org/phpbb2/viewtopic.php?t=22366

http://www.akvaryumkulubu.org/phpbb2/viewtopic.php?t=22557

ayrıntılı bilgi bulabilirsiniz.

Dr.Erkan Mirzaoğlu şu anda orkideler ve böcek yiyen bitkiler konusunda Türkiye deki en bilgili ve en tecrübeli kişi derim.

Kendisine değerli bilgileri için buradan bir kez daha teşekkür ederim.

bonsaisever
14-04-2006, 11:15
Ben hindistan cevizi torfuna diktim :)

Humeyra
14-04-2006, 19:43
Merhaba Mine, organik bitki ilaçları hakkında çok sordum ama bir konuda daha beni aydınlatabilir misin?
Beyaz sinek mücadelesi ile ilgili organik bir formül ararken Cine-Tarım diye bir derginin net sayfasında bazı formüller okudum:

"Alkol spreyi : 1-2 fincan %70'lik isoprophyl alkol ¼ su ile karıştırılarak kullanılır. Seyreltilmemiş alkol kullanımı bitki için risklidir. Afitler, beyaz sinek, tripsler ve unlu bite karşı uygulanmaktadır. Bir insektisidal sabunla karışımında prospektüs dikkate alınmalıdır."


İsoprophyl alkol nedir, anlayamadım. Bu adı tıbbi dezenfektanlarda gördüğümü hatırlıyorum. Pratikte temin etmesi kolay mıdır?

İnsektisidal sabun nasıl temin edilir, zirai zararlılar için kullanılan bir ürün müdür?

Bir de sarmısak yağı tavsiye edilmiş. Bütün bu maddeler bitkilere zarar verir mi? Sineklerden kurtulayım derken çiçeklerimi mahvetmekten çekiniyorum.

Mine Pakkaner
14-04-2006, 21:20
Limondan devam edeyim :)

Geçen yıl, çok sayıda çiçek açtı (baharda ve sonbaharda) ama biraz meyveye durdu ama yeşil mercimek büyüklüğüne erişen meyveler döküldü. Bu yıl tekrar çiçekler başladı. Ne yapmam gerek?

Sevgili Malina

Bu dökümlerin pek çok sebebi olabilir, örneğin meyve tutumu sırasında sıcaklığın birden artması, ani hava değişimi, suyun bol verilmesi veya toprağın kuruması, sulamanın düzensizliği,o sırada toprak işleme gibi stres faktörleri de dökümü meydana getirir.

Ne mi yapmalısın? Stres yaratacak koşullardan bitkini sakın. Meyve tutumunu güçlendirmek için fosforlu ve potasyumlu bir gübreleme yap. Bir de ben doğal dayanıklılığı arttırmak için deniz yosunu ürünleri kullanıyorum. Daha binbir faydası var. Öneririm.


Kolay gelsin :)

Mine Pakkaner
14-04-2006, 21:24
Yalnız en tepede de yeni çıkan bir dal var onuda budamam gerekir mi ? Fotoğrafını koydum.

Abarttım mı acaba :eek:

Hayır bu kadar yeter artık hiç bir dal kesmiyorsunuz.Sadece alttan sürgünler verirse onları koparmadan keskin bir makasla kesin. Koprama sırasında kabuğa istemeden zarar verebilirsiniz. Bu arada sudaki dallar hiç bir işe yaramaz. Bu şekilde üretim yapamazsınız.

Sahiden arkadaşlar, neden köklendirme ortamı olarak herkes suyu tercih ediyor:confused: Bu tercih edilen, makbul ve çok başarılı bir yöntem olsa ticari yetiştiricilikte hemen uygulanıp, başarı paraya çevrilirdi. :rolleyes: Lütfen birkaç basit bitki dışında bu yöntemi seçmeyin.

Ayrıca bahçecilik çalışmalarınızı abartın canım, ne mutlu size, mevsim de uygun. Ama deneme kurunca haber vermeyi ihmal etmeyin. ;)

Mine Pakkaner
14-04-2006, 21:28
"Humeyra
Bir de, tohumdan dikilen limonlar çok geç meyve verir(10 yıl gibi), mutlaka aşılamak gerekir diye biliyorum, doğru mu bu?"
Narenciyede aşılı fidan yetiştirme sebeplerimizden biri de erkenciliği sağlamak. Çünkü narenciyeler gençlik kısırlığına sahip. İlk 3-5 yıl meyve vermezler.Tohumdan yetiştirdiğimiz çöğür üzerinde aşı yaparak istenilen nitelikte fidan yetiştirilir. Erkencilik de bunlardan biri ;)

Mine Pakkaner
14-04-2006, 21:30
Mine hanım İBA geldi. 6 dal Acer, 6 dal da Erguvan'ı köklendirme denemesine başladım. Umarım Hüseyin abi Erguvan dalı kestim diye kızmaz. Köklenirlerse erguvanların ikisini bir yere dikeceğim, ikisini bonsai yapacağım. İkiside senin abi :)

Haydi hayırlısı...

Bu konuyu merak etmeyen üye yok sanırım. :rolleyes:
Çoook meşhur oldunuz Bonsaisever, herkes acer macerelarınızı takip ediyor :cool:

malina
14-04-2006, 21:39
Ayrı bir başlık açıp, erguvanlar hakkında bilgi verir misin? Tohum görüntüsü ve çimlendirme özelliklerinden başlayarak :)

Malum erguvan zamanındayız :)

Mine Pakkaner
14-04-2006, 21:42
Ben hindisktan cevizi torfuna diktim :)

Mantıklı seçim...

bonsaisever
14-04-2006, 22:12
Mine hanım hindisktan mı yasmışım? Düzelteyim :)

Mine Pakkaner
14-04-2006, 22:16
Merhaba Mine, organik bitki ilaçları hakkında çok sordum ama bir konuda daha beni aydınlatabilir misin?
Beyaz sinek mücadelesi ile ilgili organik bir formül ararken Cine-Tarım diye bir derginin net sayfasında bazı formüller okudum:

"Alkol spreyi : 1-2 fincan %70'lik isoprophyl alkol ¼ su ile karıştırılarak kullanılır. Seyreltilmemiş alkol kullanımı bitki için risklidir. Afitler, beyaz sinek, tripsler ve unlu bite karşı uygulanmaktadır. Bir insektisidal sabunla karışımında prospektüs dikkate alınmalıdır."


İsoprophyl alkol nedir, anlayamadım. Bu adı tıbbi dezenfektanlarda gördüğümü hatırlıyorum. Pratikte temin etmesi kolay mıdır?

İnsektisidal sabun nasıl temin edilir, zirai zararlılar için kullanılan bir ürün müdür?

Bir de sarmısak yağı tavsiye edilmiş. Bütün bu maddeler bitkilere zarar verir mi? Sineklerden kurtulayım derken çiçeklerimi mahvetmekten çekiniyorum.

İzopropil alkolü kimyevi madde ve laboratuvar malzemesi sayıcılarından bulabilirsin.1-2 lt lik ambalajları da var.

İnsektisidal sabun olarak satılan bir maddeyi henüz görmedim. Biz insektisidal sabun olarak arap sabunu kullanıyoruz.
Beyaz sinek için,
%3 arap sabunu,%1 mavi alkol ve su karıştırarak ilaç yapabilirsin. Sarımsak yağı genel bir kaçırıcı.

Hümeyra, bu maddeleri bütün bitkine püskürtmeden önce bir minik yaprakta dene.

Bitkinin 10-15 cm üzerine sarı yapışkan tuzak asarsan ergin sinek miktarını azaltabilirsin.Tuzak dolunca yenisini asarsın. Biz bu yöntemi seralarda da çok kullanıyoruz.10-15 m2 ye 1 sarı tuzak, bitkinin 10 15 cm üzerine asılır. Bu tuzakların mavi olanları da tripsler için kullanılır aklında olsun. ;)

Mine Pakkaner
15-04-2006, 12:46
Ayrı bir başlık açıp, erguvanlar hakkında bilgi verir misin? Tohum görüntüsü ve çimlendirme özelliklerinden başlayarak :)

Malum erguvan zamanındayız :)

Geniş yapraklı ağaçlar topiğinde erguvan başlığı var artık :)

http://www.agaclar.net/forum/showthread.php?p=21042#post21042

Humeyra
16-04-2006, 00:06
Mine, çok teşekkür ederim. Beyaz sinek açık havada pek problem olmuyor ama kışın kapalı balkona aldığım çiçekleri fena halde rahatsız ediyor. Ev şartlarında bu formüller çok işime yarıyacak.

denizakvaryumu
17-04-2006, 10:38
Mine Hanım,
Bugün farkettim ki ,bahar dalı (japon ayvası) bitkimin yaprakları ,yüzlerce yaprak bitiyle adeta işgal edilmiş halde ,en kısa sürede hazırlayabileceğim bir ilaç tarifi verirseniz sevinirim.

Mine Pakkaner
17-04-2006, 18:46
Mine Hanım,
Bugün farkettim ki ,bahar dalı (japon ayvası) bitkimin yaprakları ,yüzlerce yaprak bitiyle adeta işgal edilmiş halde ,en kısa sürede hazırlayabileceğim bir ilaç tarifi verirseniz sevinirim.


Aşağıdaki mesajlarda evdeyapabileceğiniz bit ilaçları tarifleri var. Kimyasal ilaç kullanırsanız;


Mutlaka etiketinde yazan uygun dozda kullanın.
Sabah erken veya akşam geç saatte ilaçlayın.
Pompanızın çok çok ince püskürtmesine (sis gibi) özen gösterin,
Yaprak alt yüzeylerini de ilaçlayın,
Kaplama ilaçlama yapın,
Kireçli suyla ilaç karışımı hazırlamayın.
Çok ilaç hazırlamayın. Çünkü kullanmadığınız kısım, eğer suyunuzun pH sı uygun değilse etkinliğini kaybedecektir. Sadece kokar, çevreyi kirletir,böceği de öldürmez ama bağışıklığı arttırır, olumlu sonuç ta alamazsınız.

Kolay gelsin.

http://www.agaclar.net/forum/showpost.php?p=17934&postcount=7
http://www.agaclar.net/forum/showpost.php?p=18256&postcount=28

Necdet Cankat Lehimcioğlu
17-04-2006, 20:04
Merhaba Mine Hanım!
2003 yıllında hediye olarak 1.5m boyunda beş tane F.benjamin gelmişti. Bende bir çiçekçide o sıra örgülü olanlarını gördüm ve eve gelip bunu yapabileceğime inandıktan sonra operasyona başladım. Bir iki saatimi aldı ama güzel omuştu.Ağaçlar dan hiç birini kaybetmedim işik düzeyi yeterli düzenli gübreledim iki günde spreyle su püskürttüyorum ve yağmur suyu bulduğum sürecede bu suyla suluyorum. Fakat aradan 3 yıl geçmesine rağmen ağaçların gövdeleri satışı yapılanlar gibi olmadı(Bu arada örgü tipi bir ağaç hediye geldi) bunu üretenler nasıl yapıyor bu işi çözemedim neyi eksik yaptım bilmiyorum.Yardımcı olursanız sevinirim şimdiden teşekkür ederim

Mine Pakkaner
17-04-2006, 21:19
Merhaba Mine Hanım!
2003 yıllında hediye olarak 1.5m boyunda beş tane F.benjamin gelmişti. Bende bir çiçekçide o sıra örgülü olanlarını gördüm ve eve gelip bunu yapabileceğime inandıktan sonra operasyona başladım. Bir iki saatimi aldı ama güzel omuştu.Ağaçlar dan hiç birini kaybetmedim işik düzeyi yeterli düzenli gübreledim iki günde spreyle su püskürttüyorum ve yağmur suyu bulduğum sürecede bu suyla suluyorum. Fakat aradan 3 yıl geçmesine rağmen ağaçların gövdeleri satışı yapılanlar gibi olmadı(Bu arada örgü tipi bir ağaç hediye geldi) bunu üretenler nasıl yapıyor bu işi çözemedim neyi eksik yaptım bilmiyorum.Yardımcı olursanız sevinirim şimdiden teşekkür ederim

Necdet Bey,
Bu işlem fideler henüz çok gençken,yeni köklenen çelikler örülerek yapılıyor.Örgüde birbirine değen noktalar hafifçe yaralanıyor,ilaçlanıyor ve sıkıca bağlanıyor.

Siz lütfen yaptığınız örgüyü bozmayın.Gövdeler birbirini iyice germeye başlayınca kaynayacaktır.Fidanlarınız bu işlem için çok genç olmadığından zaman alacaktır.
Bir fotoğraf çekip yollar mısınız? Görüntüsüne bir bakalım.

Selamlar.

bonsaisever
17-04-2006, 21:35
Mine hanım benim limonun yapraklarında sanki yanmış ve suyu çekilmiş gibi sert bir buruşukluk oluştu.Geçen sene yasemin'in bazı yaprakları da aynı şekilde olmuştu. Üzerinde böcek de göremiyorum.
http://www.agaclar.net/forum/showthread.php?p=21080#post21080

Mine Pakkaner
17-04-2006, 21:44
Mine hanım benim limonun yapraklarında sanki yanmış ve suyu çekilmiş gibi sert bir buruşukluk oluştu.Geçen sene yasemin'in bazı yaprakları da aynı şekilde olmuştu. Üzerinde böcek de göremiyorum.
http://www.agaclar.net/forum/showthread.php?p=21080#post21080

Bonsaisever yaprakların daha yakın bir resmini yollar mısın lütfen?

Necdet Cankat Lehimcioğlu
17-04-2006, 21:57
İlginizden dolayı teşekkür ederim
Ev taşırken zarar görmesin diye arkadaşımın amatör serasına yerleştirdim gittiğimde fotosunu çeker gönderirim.Ben ağaçları ördüğüm sırada oldukça genç ve esnek dallardı şu anda her yerde kaynaşma var fakat gövdenin kalınlaşması yeterli değil. Genç bonsai adaylarında yaptığım gövde gelişimi uygulaması olan geri budama metodunu denemek bana mantıklı geliyor. Ama bu yöntem benim için pratik olsada kanımca ticari olarak pek uygun değil çünkü her bitki ile ilgilenmek iş gücü kaybı. Bana hediye gelen örgü F.Natsha da tepe alma gibi bir metod uygulandığına dair bir ibare görmedim.Sanki ağaç sadece gövdeye çalışmış gibi görünüyor bu durumu arkadaşların örgü benjaminlerindede gördüm ne yapıyorlar bitkilere anlamadım. Bende serada biraz bakalım belki bir şeyler değişir dedim. Sadece bildiğim gövde gelişimi için bitkiyi büyütüp sonra budamak başka bir yöntem varmı acaba?

bonsaisever
17-04-2006, 22:33
Elli resimden ancak bu çıktı. Allahtan şu sıralar fotokritiğe üye kaydını dondurdular :))

1138

Mine Pakkaner
18-04-2006, 01:26
Bonsaisever, yapraklarda asimetri,kıvrılma,klorotik lekeler...

Bu klorotik lekeler dalda da var gibi geliyor bana, var mı? Sanki resmin sol altta görülen dalda de leke var?

En taze süren yapraklar temiz gibi doğru mu?Bir lupla yaprakların altını inceleme şansın var mı?

bonsaisever
18-04-2006, 18:18
Evet dallar lekeli. O dallarda yeni çıkan filizlerde ve yapraklarında lekelenme yok. Limon konusunda gövde de tel sarmaya başladığım yerde de bir filizlenme var. Ona baktım, onda da leke yok. Yaprakların altına baktım. Yukarıda ki resim de tel ucunun bulunduğu noktada sarılık var. O nokta da yaprağın arkası yanmış gibi siyah. Yaprakların kökleri temiz, bir şey bulamadım.

Sulamasını iki üç günde bir yapıyorum. 10-15 gün de bir NPK 20-20-20 yi köklerine döküp, yapraklarına ve gövdeye de püskürtüyorum.

Mine Pakkaner
18-04-2006, 23:20
Bonsaisever sorunu resime bakarak tam anlayabilmiş değilim.Herhangi bir zararlıdan kaynaklanmadığını varsayıyorum,ama lupla bakmadan bundan da emin olmamak gerek.Bu belirtileri bir kitaptan okusaydım virüs hastalığına ne çok benziyor derdim. Ancak, bazı hastalıklar zaten sadece laboratuvar koşullarında izolasyon yaparak teşhis edilebiliyor,bazı belirtiler ,besin eksikliği ve hastalıklarınki aynı olabiliyor. Bu arada virüs hastalığı olmamasını dileyelim, çünkü tedavisi yok. Bakteri hastalıklarının da pek yok aslında. Gübrelemeyi şimdilik ayda bir kez yap, yapraklara püskürtmeyi ise sadece mikroelementlerle gübreleme yapacaksan kullan, gövdeye püskürtme yapma.

Şimdi öncelikle Isr-2000 doğal direnç geliştirici kullanmanı öneririm.Bu Tarım Bakanlığından ruhsatlı bir bitki aktivatörü.Ares Organik tarım firmasının ürünü.Bu ürün uyarılmış sistemik dayanıklılığı arttırıyor, bitkinin direnci artınca kendini savunabiliyor. İlaç kullanımı ihtiyacı azalıyor.Yaprakta klorofil oluşumunu ve fotosentezi arttırıyor, mikorizaları arttırıyor vs. dozu. hem yapraktan hem topraktan kullanabilirsin.Saksıdaki bitkilerine ayda bir kez 4ml / bitki dozunda vermeni öneririm.Tohum ekimlerinde, köklü fide şaşırtmalarında kullanmanı da öneririm.Şaşırtma sırasında fideyi bandırma yapabilirsin.

Bu arada özellikle budama, uç alma vs. işlemlerde makasını herseferinde her bitkide dezenfekte etmelisin. bazı patojenlerin makas üzerinde 3-4 ay yaşadığı tesbit edilmiş. çamaşır suyu bu iş için uygun.Ben seralarda 0.5 lt lik bir pet şişenin ağzını kestirip içine sünger koyduruyorum, süngere de çamaşır suyu emdiriyoruz. Çalışan kişi makası her yeni bitkiye geçerken bu süngere silip öyle çalışıyor.Böylece hastalıkların makas yoluyla yayılması önleniyor.

Bu arada senin limonun resmini narenciye uzmanı bir bitki korumacı arkadaşıma da ilettim. Cevap verince seni de bilgilendiririm.

bonsaisever
18-04-2006, 23:41
Tamam teşekkür ederim :)

memet
19-04-2006, 15:19
bu bitkinin ne olduğunu biliyormusunuz.

senelerce dolaştığım dağlarda bunu bir kere gördüm. çok yaygın olarak çıkmıştı.
sonra tekrar görmedim hiç.

Mine Pakkaner
19-04-2006, 23:11
Ben tanımadım, belki orman botaniği bilir. Bir de o baksın bakalım ne diyecek.

ormanbotanigi
22-04-2006, 15:27
Daha önce karşılaşmadığım bir bitki yorum yapamayacağım.Teşekkürler

nevbahar
23-04-2006, 01:39
Merhaba Mine Hanım.Ben de sizden bilgi rica edecektim ama önce size şimdiden teşekkür etmek istiyorum.Daha önce size soran arkadaşlara verdiğiniz detaylı cevapları ilgiyle takip ettim.Ben de çok şanslı olduğumuzu düşünenlerdenim.

Benim soruma gelince: Geçen sene İstanbul'da yetiştirmek düşüncesiyle oya ağacının tohumlarını getirdim fakat bu konuda bilgim yok.Bu ağacı hep güney illerimizde gördüğüm içinde emin değilim.Ayrıca tohum ekmek için geç mi kaldım acaba, ne dersiniz?

Tekrar teşekkürler. Selamlar.

Mine Pakkaner
23-04-2006, 19:23
Benim soruma gelince: Geçen sene İstanbul'da yetiştirmek düşüncesiyle oya ağacının tohumlarını getirdim fakat bu konuda bilgim yok.Bu ağacı hep güney illerimizde gördüğüm içinde emin değilim.Ayrıca tohum ekmek için geç mi kaldım acaba, ne dersiniz?
Oya ağacını tohumdan yetiştirmek çok kolay olmuyor. Çünkü tohumlarda dormansi var. 1 ay kadar buzdolabında ön soğutmaya bırakıp sonra ekerseniz bu engeli kırabiliyorsunuz.Çelikten üretmek daha kolay. Hem yeşil çelikle (temmuz-ağustos aylarında alacaksınız) hem de odun çeliğiyle (mart ayında alınır) yetişir. Köklendirme hormonu kullanılması başarı şansını arttırır.Ticari yetiştiricilikte çelikten yetiştirilir. Tohumdan yetiştiricilik tercih edilmemektedir.

Oya ağacını çok şiddetli kışlarda biraz korumanız şartıyla İstanbul'da yetiştirebilirsiniz. Güneşli bir ortamda tutmalısınız. Gölgeyi sevmez. Kuruluğa tahammül edebilir ama çok bol su ve ağır topraklar zarar görmesine sebep olur. Küllemeye karşı çok hassastır. İzmir'de şu anda taze sürmüş oya ağaçları hep külleme içinde, yetiştirmek isterseniz aklınızda bulunsun diye söyledim.;)

nevbahar
24-04-2006, 00:22
Mine hanım, bu durumda benim en doğru zamanlamayı (temmuz-ağustos aylarını) beklemem gerekecek herhalde.:(
Ama elimdeki tohumlarlada şansımı denemezsem içim rahat etmeyecek.Bakalım ne olacak....

İLginize çok çok teşekkürler.Selam ve sevgiler.;)

kahverengiel
24-04-2006, 19:04
O bitkiyi bende merak ettim simdi. Cunku bu sene bu bitkiyi ilk defa gordum her zaman gezdigim yerlerde. Daha once hic karsilasmamistim.

Bu arada artik akasya, zeytin, çam fistigi ve mazi tohumlarim var. Zeytin ve çam fistigi gecen sezondan kalmaymis. Akasya ve mazi tohumlarini ise agacindan aldim. Simdi bunlari nasil cimlendirmem gerekir ? Bu hafta sonu da bizim burada bir fidanci var oraya gidip bodur fidanlar almayi planliyorum.

Simdiden tesekkurler.

cengin
25-04-2006, 11:27
mantar olabilir mi?

memet
25-04-2006, 20:03
bilmemki ...mantar ,denince ne kadar şeyi kapsıyor..çocukluk arkadaşlarımdan biri"aa.. ballıca, biz bunu emerdik tatlı olur demişti"kahverengiel in yolladığı fotoğrafa baktım oda çam ağaçlarının altında bulmuş..eü bioloji bölümünün sitesinden bilgi öğrenmeye çalıştım. ama sitelerine girip bir yerlere ulaşması mümkün olmuyor.başka bir üniversiteden bir hocayla görüştüm. oda açıkça başından savdı.en ufak bir ilgi kıvılcımı göstermeden sizin oradaki okuldan öğren demesi bana nedense bilimsel meraktan uzak geldi

Mine Pakkaner
25-04-2006, 22:13
Bu arada artik akasya, zeytin, çam fistigi ve mazi tohumlarim var. Zeytin ve çam fistigi gecen sezondan kalmaymis. Akasya ve mazi tohumlarini ise agacindan aldim. Simdi bunlari nasil cimlendirmem gerekir ?

Tohum çimlendirme ile ilgili bir başlığımız var. Burada çok faydalı bilgiler bulacaksınız. Kolay gelsin :)
http://www.agaclar.net/forum/showthread.php?t=736

kahverengiel
26-04-2006, 02:42
Tohum çimlendirme ile ilgili bir başlığımız var. Burada çok faydalı bilgiler bulacaksınız. Kolay gelsin :)


Tamam, tesekkurler ;)

alone_
28-04-2006, 10:44
arkadaşlar kafayı yicem KİWİ AĞCININadı nedir bulamıorum
yardım edin ***

malina
28-04-2006, 11:02
arkadaşlar kafayı yicem KİWİ AĞCININadı nedir bulamıorum
yardım edin ***


Biz de Türkçe'yi böyle kullananları gördükçe kafayı yiyeceğimizi düşünüyoruz :)

Plumbago
28-04-2006, 11:19
arkadaşlar kafayı yicem KİWİ AĞCININadı nedir bulamıorum
yardım edin ***

Eh malina ile tanistigina göre ben cevap verebilirim ;)

Actinidia deliciosa veya sinonimi (eş adı) Actinidia chinensis olarak literatürde geçiyor. Ayrıca bu bitki ağaç değil sarmaşıktır.

eskimo
30-04-2006, 18:42
mine hanım
yaklaşık 6 hafta önce diktiğim iki servi fidanından biri dipten sararmaya başladı,
dikildiği yer biraz meğilli.dibi su tutmuyor olabilirmi?
kurtarabilmem için bir yol varmı?

Mine Pakkaner
30-04-2006, 19:53
Su tutmuyorsa bu ciddi bir sorun.Servileri tutana kadar bol sulamak gerekiyor. Ben yaptığım bir uygulamada aşırı geçirgen bir toprakta çareyi servileri damla sulama sistemi ile bulmuştum. Ne zaman servilerin dibine damlatıcı başlıkları yerleştirdik bitkiler canlandı.
Ancak sararmanın pek çok nedeni olabilir. Serada yetişmiş bir fidan aldıysanız alt yaprakları ışıksız kalmış ve bu yüzden sararıyor olabilir.Serviler ışıksızlığa hassastır.

Elbette sebep fidanın hasta olması da olabilir. Fidanınıza dadanmış bir zararlı da olması mümkün.

Biz şimdilik sizin gözleminize dayanarak sorunun fizyolojik olduğunu varsayalım.Önce fidanın köklerini güzelce sıkıştırın, olası boşlukları giderin böylece fidan otursun.Sonra rüzgarın sallamaması için herekleyin.Güzel bir fidan su havuzu hazırlayın. Sonra deniz yosunlu bir terkip verin. Toprağın su ve besin tutma kapasitesini arttırır.

Umarım sorun su yetersizliğidir. Geçmiş olsun.

spiritwind
06-05-2006, 09:32
...98 yılında internette mor salkım vasıtası ile tanıştığım sevgili arkadaşım...öncelikle bu site senin gibi birine sahip olduğu için çok şanslı..
senden öğrendiklerimi hep uyguladım ve doğru sonuçlar elde ettim...kompost yapmayı ve diğerlerini...
Benim şimdi bir sorum daha var, şakayık nasıl çoğaltılır.
Bunu bir türlü halledemedim..Bizde olanın cinsini bilmiyorum ama pembe ve kat kat çok güzel..sadece Nisan sonun da açıyor..

not:sayende kocaman bir mor salkım yetiştirdim

mervekılıç
07-05-2006, 10:31
mine hanım ben sedir ve ladin türlerinin çoğaltım teknikleri hakkında bilgi topluyorum eğer bildiklerinizi paylaşırsanız çok sevinirim,teşekkürler.

malina
07-05-2006, 10:43
sedir ve ladin türlerinin çoğaltım teknikleri hakkında bilgi topluyorum

Neden topladığınız kadarını paylaşmıyorsunuz?

Mine Pakkaner
07-05-2006, 13:49
Benim şimdi bir sorum daha var, şakayık nasıl çoğaltılır.
Bunu bir türlü halledemedim..Bizde olanın cinsini bilmiyorum ama pembe ve kat kat çok güzel..sadece Nisan sonun da açıyor..


Cok sevgili eski dostum, once nazik övgülerin icin teşekkür ederim:o .Benim bahçeciliğimi internette paylaşmaya başladığım ilk senelerden beri seninle fasılalı da olsa hep bir araya geldik, ortak nokta bahçe, ağaç, doğa olunca karşılaşmamaya imkan var mı? ;)
Mor salkımın için çok sevindim.:cool:

Şakayığına gelince, en kolay ayırma ile üretilirler.
Ayırma zamanı ise sonbahar.

Önce şakayığını bol sula.Toprak tava gelince yerinden sök. Sökerken yumru köklerin zarar görmemesi için dikkatli olmalısın.
1341

Sonra üzerindeki yeşil aksamı keserek uzaklaştır.Kökleride güzelce yıka ki ortaya çıksınlar.
1342

Daha sonra köklerin terbiye edilmesi gerekir. Kılcal kökleri, zayıf, yaralı, hastalıklı olanları uzaklaştır. Uzayan kökleri kes.
1343

Daha sonra yumru kökleri göz içerecek şekilde ayır. Bütün bu işlemlerde kesi yüzeyinde çok fazla yara açmaman önemli, kullanacağın bıçak keskin olmalı.
1344

Bir fungusit ile muamele et, bulamazsan mangal kömürü tozu, oksijenli sulu solüsyon kullan. Ben bu tip dikimlerde deniz yosununu da çok kullanıyorum. Maxicrop öneririm.Fungusitten sonra denizyosunlu su hazırlayıp yumruları ona daldır ve dik.

Dikim esnasında yumrudaki gözler 5 cm kadar toprak altında kalmalı, şöyle;
1345

Dikim çukurunu derince aç, içerisine güzel bir harç koy, kompostun varsa kompost her zaman tercihin olmalı.

Kolay gelsin sevgili bahçe aşığı spiritwind http://www.agaclar.net/forum/images/icons/icon9.gif

Mine Pakkaner
07-05-2006, 13:59
mine hanım ben sedir ve ladin türlerinin çoğaltım teknikleri hakkında bilgi topluyorum eğer bildiklerinizi paylaşırsanız çok sevinirim,teşekkürler.

Sizin ne kadar bildiğinizi bilirsek ona göre belki eksik varsa tamamlarız, bizim bilmediğimiz varsa onu öğreniriz. Çünkü öyle çok fazla yöntem yok. Orman ağaçları oldukları için ormancı arkadaşlarımız da destek verir. Siz neler topladınız gerçekten:confused:

malina
07-05-2006, 15:47
mangal kömürü tozu, oksijenli sulu solüsyon kullan

Oranlarını yazar mısın? :)

Mine Pakkaner
07-05-2006, 20:48
Oranlarını yazar mısın? :)

Mangal kömüründe doz yok, iyice dövülüp elencek toz haline gelecek ve yara yerine serpilecek. Oksijenli sulu solüsyon ise daha önce verdiğim oranın aynı kullanılarak hazırlanacak;
0.5 lt suya bir tatlı kaşığı dolusu oksijenli su. :)

arsakay
07-05-2006, 22:50
İyi akşamlar Mine hanım,
bir derdim var. Kestane çimlendirme konusunda
anlattığım bir sorunum vardı. Aldığım doğru bir uyarıyla
dış mekan bitkilerimi dışarı çıkarttım. Meşe, kestane, söğüt,...
Bu arada söğüt çeliklerimden bugüne kadar birkaçını kaybettim.
Bugün baktım söğüt çeliklerimden birisinde daha kuruma
belirtileri var. Yapraklarının havada sallandığını görünce inceledim.
Üzerinde minicik beyaz bir örümcek (veya öyle birşey) ağ örmüş ve
yapış yapış. Tariflerinizden hangisini kullanmak uygun olur?
Bir de kestane fidanlarımla ilgili sorun konusunda ne dersiniz?

Mine Pakkaner
08-05-2006, 00:33
Merhaba Arsakay iyi akşamlar, örümcek için kükürt kullanın.Ambalaj üzerindeki dozaja uyun.Sağlıksız bitkilerinizi diğerlerinden izole edin.

Kestaneniz içinse tam birşey söyleyemeyeceğim, ormancı arkadaşlara da soralım.syilmaz in da fikrini soracağım.Bir de bitki korumacı vardı üyelerden sesi soluğu çıkmayan onu da bulalım.
13541355
Yapraklar şu anda bu resimdekiler benziyor mu?

Arsakay teşhis çok önemli bir konu ( kime ne diyorum :) )
Ben de kendimi garanti etmeden uzaktan teşhis etmek istemiyorum. Bu yüzden diğer arkadaşlardan yardım alalım, syilmaz a ve yılmaza danişacağim.
Bakalım ne çıkacak.

Mine Pakkaner
08-05-2006, 00:39
Orman botaniği bir fikrin var mı Arsakay'ın kestanesi konusunda?

ormanbotanigi
08-05-2006, 00:48
Kestane çimlendirme konusunda anlattığım bir sorunum vardı diyor arkaşımız ancak bu sorunun ne olduğunu bilmiyorum nerde nezaman ne sorulmuş?

arsakay
08-05-2006, 08:10
Mine hanım resimlerdekinin aynısı olduğundan %99 eminim.

Mine Pakkaner
08-05-2006, 08:49
Diğer arkadaşlar da bir görüş belirtsin diye bekliyorum, ancak bu değildir inşallah, tedavisi yok çünkü. Durun bir bakalım ne diyecekler.

İlk etapta hastalıklı yaprakları toplayıp imha edin. Hemen 1/ 2 lt suya 2 tatlı kaşığı oksijenli su ile sulayın, sonra sulama aralarını seyreltin, Aynı solüsyonla bitkiye de ilaçlayın.

arsakay
08-05-2006, 09:43
Akşam dediğinizin aynısını yaparım.
:(

ormanbotanigi
08-05-2006, 18:16
Eğer kestane kanseri ise yapılacak pek bir şey yok

arsakay
08-05-2006, 21:43
Eğer kestane kanseri ise yapılacak pek bir şey yok

:eek: Eyvah, o da ne?
Ben ocak ayından beri bunlara bakıyorum.

Mine Pakkaner
08-05-2006, 23:34
Bu soru
http://www.agaclar.net/forum/showthread.php?t=713&page=39 bu adreste cevaplandı. :)

syilmaz teşekkürler desteğin için.:cool:

spiritwind
09-05-2006, 09:42
şakayık için verdiğin bilgilere çok teşekkür ederim...

malina
09-05-2006, 10:36
Bu konuyla ilgili diğer bilgileri buradan okuyabilirsiniz (http://www.agaclar.net/forum/showthread.php?t=713&page=7)

dalbil
09-05-2006, 12:55
Merhaba,
Aeroponic sistem ile Türkiye'de fidan köklendirme hakkında bilgi verirmisiniz.
Teşekkürler.

bonsaisever
09-05-2006, 20:03
Mine hanım benim Nar'ın yaprakları üzerinde gözle zor görülen ufak yeşil yaratıklar var. Bunlar Marslı değiller ise yok etme imkanımız var mı? :)

kahverengiel
09-05-2006, 21:33
Merhaba, annemin bahçesi var fakat o bahçeye ne ekmek istesek kedilerin hışmına uğruyor. Fidanlıktan aldığımız koca fidanları bile çeşitli şekillerde hallettiler :( Çit vs. de çözüm olmuyor, çünkü bir kedi bir yere girmek isterse onu hiç bir şeyin durduramayacağına kanaat getirdik çeşitli çitm ve tel masraflarından sonra :mad:

Kedilere zararı olmayan ama fidanları **** tohumları koruyabilmemize yardımcı olacak bir öneriniz var mı ? Kedilerin nefret ettiği bir bitki mesela ? Gerçi annemin elinde su tabancasıyla koşturduğunu görmekten müthiş bir zevk alıyorum ama :D

Mine Pakkaner
09-05-2006, 22:16
Merhaba,
Aeroponic sistem ile Türkiye'de fidan köklendirme hakkında bilgi verirmisiniz.
Teşekkürler.

Aeroponic sistem ile köklendirme bizde yaygın bir yöntem değil.Hatta benim bildiğim uygulayan da yok.Topraksız tarımda da Aeroponic yöntemi değil de substrat yöntemi kullanılıyor.

Mine Pakkaner
09-05-2006, 22:42
Kedilere zararı olmayan ama fidanları **** tohumları koruyabilmemize yardımcı olacak bir öneriniz var mı ? Kedilerin nefret ettiği bir bitki mesela ? Gerçi annemin elinde su tabancasıyla koşturduğunu görmekten müthiş bir zevk alıyorum ama :D
Kahverengiel kedi maalesef bazen çok ciddi sıkıntı yaratabiliyor.Ben oturguğum apartmanın çiçekliklerinde çalı dayandıramıyorum, Çünkü dışkılayıp duruyorlar ve sonra örtüyorlar. Gövdeleri tırmalıyor vs.

Kedi- köpek dışkısı fitotoksiteye de yol açıyor. Bitki bozulup ölüyor. Çimler kuruyor vs.

Kısaca üzgünüm ne yapabileceğinizi bilemiyorum. Belki aramızdaki veteriner hekimlerin bir fikri vardır.

Mine Pakkaner
09-05-2006, 22:47
Mine hanım benim Nar'ın yaprakları üzerinde gözle zor görülen ufak yeşil yaratıklar var. Bunlar Marslı değiller ise yok etme imkanımız var mı? :)

Ay ne şanslısınız bonsaisever, çünkü onlar Marslı :D

Bunlar yaprak biti. Bu mevsim yoğun olarak ürerler.

Zirai bit ilaçlarından birini kullanabilirsiniz ya da benim daha önce verdiğim bir ev ilacı terkibini, örneğin arap sabunlu olanı uygulayabilirisiniz.

Fidan saksıdaysa ve küçükse önce yaprakları incitmeden yıkamanızı sonra ilaçlamanızı, ev ilacı kullanıyorsanız ilaçlamayı her hafta tekrarlamanızı öneririm. :rolleyes:

malina
09-05-2006, 22:51
Zirai ilaçlama sırasında, yenilecek bitkilere (mesela nane) de ilaç geliyor, bu durumda ne yapacağız?

15 metre kare yerde, kırk çeşit bitki yetiştirmeye çalışıyoruz :)

Mine Pakkaner
09-05-2006, 23:00
Zirai ilaçlama sırasında, yenilecek bitkilere (mesela nane) de ilaç geliyor, bu durumda ne yapacağız?

15 metre kare yerde, kırk çeşit bitki yetiştirmeye çalışıyoruz :)

Eğer zirai ilaç kullanılıyorsa dikkat edilmesi gereken çok çok önemli bir nokta bu.

Zirai ilaçların etiketinde son ilaçlama ile hasat arasında geçmesi gereken süreyi yazar. Bu her ilaç için farklıdır.Kimisi için 3 hafta kimisi için 2 gün geçmesi gerekir.

Kesinlikle bu süre geçmeden naneleri toplama, yeme Malina. :(

Araya bir tabaka karton filan koysan ilaçlama yaparken olmaz mı?

malina
09-05-2006, 23:19
Bekleme süresini öğrenmiştim. 15 gün bekliyordum. Bu süre geçince içimiz rahat yiyebilir miyiz?

Bu arada sabunlu ilaçlamada süre ne kadar? Ağzımızdan köpükler çıkmaz di mi? :)

Mine Pakkaner
09-05-2006, 23:32
Kısaca üzgünüm ne yapabileceğinizi bilemiyorum. Belki aramızdaki veteriner hekimlerin bir fikri vardır.

Kahverengiel, bakın ne varmış meğerse, haydi yine annenizin yüzüne şans gülecek http://www.agaclar.net/forum/images/icons/icon11.gif
http://www.osman.com.tr/Kovucu_MP1C.htm

Mine Pakkaner
09-05-2006, 23:37
Bekleme süresini öğrenmiştim. 15 gün bekliyordum. Bu süre geçince içimiz rahat yiyebilir miyiz?

Bu arada sabunlu ilaçlamada süre ne kadar? Ağzımızdan köpükler çıkmaz di mi? :)

Çıkmaz merak etme :) Arapsabunu ve zeytinyağlı tarife güven,köpürmeyene kadar iyice çalkala http://www.agaclar.net/forum/images/icons/icon11.gif

Bekleme süresine güvenebilirsin aslında ama ben içim rahat etsin diye bir iki gün daha ekliyorum.

sevkacan
16-05-2006, 09:35
mine hanım ,sedir agacı tepeden budanırmı.budanırsa bir daha tepe oluşurmu?
teşekkür...

Mine Pakkaner
16-05-2006, 09:40
Aslında tepeden budanırsa ağacın formu bozulur. Muhtemelen yeni bir sürgünü, hakim sürgüne dönüştürmeye yani, kendisine yeni bir tepe sürgünü oluşturmaya gayret eder, ama formu da eskisi gibi olmaz.

Yalçın
16-05-2006, 19:01
Selam Mine Hanım ,Doku kültüründe kullanacağımız ağarın belli bir özelliği var mı çünkü çok değişik ağarlar var imiş,yardımcı olursanız sevinirim.teşekkürler.

Mine Pakkaner
16-05-2006, 19:36
Yalçın Bey merhaba,

Ben şahsen hiç doku kültürü ile üretim yapmadım.Bu topikteki evde doku kültürü dökümanını da enteresan bulduğum için siteye koydum.Doku kültürü ile ilgili internette de çok geniş bilgiler var. Sizin ne tür bir çalışma düşündüğünüzü bilmiyorum, ancak madem İzmir'desiniz Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümünden Prof. Dr. Ercan Özzambak'la görüşmenizi öneririm.Ercan Hoca ve yardımcıları şu anda pek çok doku kültürü çalışması yürütüyor.Bir de evde doku kültürü dökümanında o çalışmayı hazırlayan öğretim üyesinin e-posta adresi var ona da bir danışın isterseniz.

Sizi eksik veya yanlış bir bilgiyle yönlendirmek istemediğim için uzman adresleri verdim.

Bu arada forumdaki diğer arkadaşlar arasında bu konuda benden daha bilgili olanlar varsa bize yardımcı olsunlar lütfen.
Sorumuz şu doku kültüründe kullanılan agar tipleri.

Bekliyoruz arkadaşlar. :)

arsakay
16-05-2006, 21:53
İyi akşamlar :)
Hem bir selam vereyim,
hem de fidanlarımdaki salgının tutan söğüt çeliklerime de
sıçradığını haber vereyim dedim. Hatta diktiğim asma çeliklerim de
nasibini aldı. Yine de benim için oldukça öğretici oldu. Dahası
bazı fidanlar kurtulacak gibi. Kalan sağlar bizimdir...

Mine Pakkaner
16-05-2006, 21:54
Geçmiş olsun :)

bonsaisever
23-05-2006, 22:50
Benim Hanımeli ve Yaseminler bu sene hiç kokmuyor.
Geçen sene Ağustos ayında aldığımdan mı ne, Hanımelinde çiçek yoktu.
Fakat geçen yıl Yaseminde üç tane çiçeğin kokusu bile tüm terası sarıyordu.
Bu sene 50 tane çiçek var, ama koku yok.
Acaba verdiğim NPK 20-20-20 gübreler ters mi tepti ? :)

Mine Pakkaner
24-05-2006, 22:15
bonsaisever, yaseminin bu sene niye kokmadığı ile ilgili bir fikrim yok.Koku çiçeklerin kimyasal bir sinyalidir.Bu sinyali arı, böcek vs.canlıları tozlaşabilmek için davet amacıyla gönderir.Ancak bu mekanizmayı değiştirebilecek etkenler nedir bilmiyorum.

Botanikçi arkadaşlara da danışalım, bakalım fikir topunu çevirelim neler çıkacacak?

Görüş bildiren?

malina
24-05-2006, 22:18
geçen yıl Yaseminde üç tane çiçeğin kokusu bile tüm terası sarıyordu

Geçen yıl çok koklamış ve tüm kokuyu bitirmiştir :)

Tamam, tamam sustum ! :)

Mine Pakkaner
24-05-2006, 22:24
1. Malina Geçen yıl çok koklamış ve tüm kokuyu bitirmiştir :)


2. Bunu kim söyleyecek? http://www.agaclar.net/forum/images/icons/icon9.gif

oktars
25-05-2006, 09:24
Benim Hanımeli ve Yaseminler bu sene hiç kokmuyor.
Geçen sene Ağustos ayında aldığımdan mı ne, Hanımelinde çiçek yoktu.
Fakat geçen yıl Yaseminde üç tane çiçeğin kokusu bile tüm terası sarıyordu.
Bu sene 50 tane çiçek var, ama koku yok.
Acaba verdiğim NPK 20-20-20 gübreler ters mi tepti ? :)

Seninki en azından çiçek açmış bende oda yok . Geçen sene almıştım bu yaz merakla çiçek açmasını bekliyordum fakat hala hareket yok.

arsakay
25-05-2006, 15:08
Mine hanım,
rica etsem "avokado çimlendirme"
konusuna bakar mısınız?
Yeşil Ağaç yaprakları buruşan avokadosunun
fotoğraflarını (linklerini) koymuş.
Ban pek avokado değilmiş gibi geldi...

bonsaisever
25-05-2006, 17:46
Amaneey! malina, desene bu sene koklamak haram :))

fm19
25-05-2006, 18:16
Bilemiyorum mevzu dışı mıdır ama ben kokulu bitkilere bayılıyorum. Eskiden çocukluğumuzda güller vardı. Yılda bir defa açardı belki ama mis gibi kokardı. Şimdi ki güllerin kokusu nereye gitti. Özellikle kokulu gül ve diğer kokulu bitkiler hakkında bilgi alabilirmiyim.

Mine Pakkaner
26-05-2006, 09:35
Şimdi yetişen güllerde aranan özellikler farklı. Artık piyasadaki güller kesme çiçek olarak yetiştirilenlerden çelikleniyor.Onlar da kokusuz, ya da kokusu kayda değer değil.
Kesme gül yetiştiricileri budama yapınca dış mekan bitkisi üreticileri budama artıklarını üretim materyali yapıp hemen çeliğe dönüştürüyor ve böylece ortaya ticari anlamda üretim çıkıyor.

Bu güllerin de iri kelle, uzun çiçek sapı, sıkı gonca,hemen açmama uzun süre goncada kalma, uzun vazo ömrü,hastalık ve zararlıya mukavemet, güzel renk gibi özellikleri var. Kokulu güllere bir bakın bu dediğim özelliklerin pek çoğunu bulamazsınız.

Örneğin eflatun- mor güller genelde çok güzel kokar ama kesme çiçek değeri yoktur. Renk itibariyla da çok cazip değildir.Ama buram buram kokar.

Bir de eski bahçeler kalmadı ki kokulu çiçekler kalsın.Hepsi betona kurban edilirken kaç köken bitki alındı korundu ve üretim materyali olarak kullanıldı?:(

Aslında yapılması gereken koleksiyon bahçeleri oluşturmak, sonra buradan üretime geçmek ve yaymak.Yurt dışında gül cemiyetleri bile var.Yarışmalar düzenliyorlar, yeni çeşit geliştirmeye çalışıyorlar vs. vs.

Diğer kokulu bitkilere gelince çok ama pek çok.;)

En ağır kokanlar cestrum ,( melisa veya kolonya çalısı olarak) bilinir.Yasemin, hanımeli,turunçgiller, iğde (inanamazsınız kokusuna), gardenya, mum çiçeği,yasemin,yıldız yasemin, hanımeli,mevsimliklerden petunya (özellikle mor renkli olanı gece çok kokar),pitosporum türleri,selluka,bazı zambaklar, selluka, kayısı çiçeği,sümbül, sümbülteber vs. uzar gider bu böyle :rolleyes:

arsakay
27-05-2006, 09:43
Mine hanım,
ben evdeki çiçeklerim için genellikle torf kullanıyorum.
En önemli sebebi marketlerde sadece torf satılıyor. :)

Sorum şu; evdeki bazı saksılarımın toprağında
sanki kireçlenmiş gibi beyazlaşma oldu.
Sulama yapınca da tamamen kaybolmuyor.
Kurumaktan mı, hastalıktan mı anlayamadım.
Sebebi nedir?

Bu arada diğer sorunu atlatıyor gibiyim.
Hastalıklı yaprakları aldıktan ve diğer önerilerinizi de
uyguladıktan sonra daha fazla yayılma olmadı.
Teşekkürler. :)

qitted
27-05-2006, 11:01
İğdelerin çiçek açma zamanında yolunuz kırşehire düşerse şehire sarhoş olarak girebilirsiniz. Yaklaşık 30 km yol boyu iğde ekili.
İğde, iç anadolunun kıraç ikliminde gayet güzel yetişiyor. Hem gölgesi, hem kokusu, hem meyvası faydalı eser, öneririm. Bahçenizin bir köşesine ekin bence.

Kamelya denilen namussuzla bir türlü yıldızım barışmadı. Hazır yetişmiş aldım, köklü çelik alıp kendim denedim ama yok, yok, yok. Büyümüyor körolası. Beni gören acele can verdi :(
Ama bir kokusu var ki muhteşem. Parfüm halt etmiş.

Eğer eviniz bahçeli ise sarmaşık gül ekin. (Gavurca adını bilmiyorum, hatta türkçe adını bile bilmiyorum:p ) Çiçekleri tam görsel facia. Kat yok, çiçekler ceviz kadar ama ne kokuyor mübarek be ;)

Mine Pakkaner
27-05-2006, 12:55
Mine hanım,

Sorum şu; evdeki bazı saksılarımın toprağında
sanki kireçlenmiş gibi beyazlaşma oldu.
Sulama yapınca da tamamen kaybolmuyor.
Kurumaktan mı, hastalıktan mı anlayamadım.
Sebebi nedir?

Bu arada diğer sorunu atlatıyor gibiyim.
Hastalıklı yaprakları aldıktan ve diğer önerilerinizi de
uyguladıktan sonra daha fazla yayılma olmadı.
Teşekkürler. :)

Arsakay merhaba ,
Toprakta fazla alkalileşme var. Eğer yeşillenme olsaydı asitleşme var demekti.Eski toprak saksılar hemen dışlarına beyaz veya yeşil içindeki problemi çıkarırlardı.:rolleyes:

Üstte biriken beyaz tabakayı dağıtmadan alın atın.
Kaynamış soğutulmuş su ile saksı topraklarınızı yıkayın.Saksıyı bir takozla deliği açıkta kalacak şekilde kaldırın kireçsiz suyu üstten yavaşça vermeye başlayın.Alttan akıp gitsin.Bir müddet yıkamaya devam edin.İlk su çıkınca bırakmayın.Topraktaki besinler gitti diye üzülmeyin çünkü zaten yüksek pH da besin alını sınırlı.Benim bu başlıkta bu konuda bir yazım var.pH ile besin maddeleri alımı ilişkisi üzerine.Süzülüp kurumaya başlayınca yani bir sonraki sulama kıvamına gelince sulama suyuna şu üçünden size uygun gelen bir tanesini uygulayın
0.5 lt suya 1 küçük nohut kadar limontuzu atın,
0.5 lt suya 0.5 çay kaşığı ıslanabilir kükürt katın,
Zirai gübre satıcısından eğer verirse 0.5 kilo MAP (monoamonyum fosfat) alın. 1lt suya 1 silme çay kaşığı koyun saksınızı bununla sulayın.Bu formülasyonlar saksıdaki pH yı düşürecektir.Arada mutlaka uygulayın.

Hastalığı atlatmaya çalışan diğer bitkilerinize gelince onları da tedavimizin şu noktasında1 lt suda 0.5 tablet aspirin ve 0.5 tablet B1 vitamini eriterek sulayın.(B1 bitkide doğal direnci arttıryor )http://www.agaclar.net/forum/images/icons/icon11.gif

bonsaisever
27-05-2006, 12:57
Kamelyanın gavurcası Camellia japonica galiba :)

http://www.agaclar.net/forum/showthread.php?p=24429#post24429

Mine Pakkaner
27-05-2006, 13:01
Evet bonsaisever aynen öyle :)

arsakay
27-05-2006, 13:04
Mine hanım,
Çok teşekkür ederim.
Günde en az 1 satimi bitkilerime ayırıyorum.
Daha önce de söyledim ancak bu şekilde
dinlenebiliyorum. Dolayısıyla bu kadar emek verdiğim
bitkilerimin hastalanması beni çok üzüyor.
Öğrendiğim bilgilerin bana nasıl mutluluk verdiğini
tahmin edemezsiniz. Önerilerinizin pratik olması da
çok önemli. :)

Mine Pakkaner
27-05-2006, 13:13
Arsakay, şu saksılarınızda sadece torf olması olayına canım sıkılıyor.
Etraftan bahçe toprağı bulma şansınız yok mu hiç? Kırlara filan çıktığınızda yol kıyısından olmamak şartıyla biraz toprak alın saksılara kariştırın. (Otlu kısımdan olmasın) Yine bu başlık altında saksı harcı tarifi de vermiştim.Lütfen bir göz atın.
Kestaneleri de torftan toprağa geçirin.

arsakay
27-05-2006, 13:25
Hazklısınız Mine hanım. Az önce bir hastamla konuştum,
bana tarlasından bir çuval toprak getirecek.
Önümüzdeki hafta tüm saksıları değiştiririm.

arsakay
02-06-2006, 20:15
İyi akşamlar Mine hanım, :)
tarla toprağım geldi. Uygun karışımı hazırlayıp
fidelerimi mutlu edicem.
Merak ettiğim bir konu var. Bazılarının saksılarını
değiştirmeyi düşünüyorum. Eski saksıları yeniden
kullanmadan önce yıkama ya da ilaçlamam gerekir mi?
Biliyorsunuz hastalık vardı!

arsakay
02-06-2006, 20:20
Pardon, pardon,
hatırlayıp baktım.
Başlarda sorumun cevabı var. :o

Mine Pakkaner
02-06-2006, 20:44
Kolay gelsin ,

İlk sulama oksijenli sulu solüsyonla unutmayın :)

cagirankaya
02-06-2006, 22:21
mine hanim merhabalar bu forumu fethetmeye calisiyor yeni yerler kesfetmeye calisiyorum. neyse soruma geleyim;
benim evdeki saksılarda bir kaç sulamadan sonra toprağın üzerinde yeşil bir tabaka oluşuyor. bu tabaka arsakay'a bahsettiginiz asitlesmenin dogurdugu bir yesillik midir? eger oyle ise zarari var midir onlem icin ne yapmam gerekir?

Mine Pakkaner
02-06-2006, 23:09
Sevgiler ve Selamlar Serhan,

Evet senin de bahsettiğin bu gibi bir yeşillenme veya alg oluşumu asitleşme göstergesi.;)

Asitlenen kısmı üstten alıp atmak, toprağı yıkamak ve harcına bir parça tarım kireci katmak çözüm olacaktır.http://www.agaclar.net/forum/images/icons/icon9.gif

bonsaisever
03-06-2006, 01:03
Mine hanım, kök budamadan sonra bir süre gübre verilmez diye bir şey var.
Bu doğru mu? Doğuru ise, ne kadar zaman sonra gübre verilmeye başlanmalı?

Mine Pakkaner
03-06-2006, 17:48
Doğru biliyorsun bonsaisever. Kök budayınca hemen gübreyi vermiyoruz. :)
1- hafta 10 gün sonra verebilirsin.
Ancak ufak tefek kök traşları bunun dışında elbette ;)

arsakay
04-06-2006, 11:44
Mine hanım,
Aloe Vera'mın son hali bu.
Gayet iyi gidiyordu. Tam büyüdü derken
önce 1 numara olduğu yerde dikliğin kaybedip yattı.
Şimdi de 2 numara yattı, hem de çıktığı yönün
tersinde kıvrılarak.
Torfta duruyor. Bugün toprak değişimi yapacaktım ama
önce sizden bilgi alayım dedim.

Mine Pakkaner
04-06-2006, 12:26
Arsakay, şimdi bu tam güneş seven dış mekanda yetişen, kumlu toprak az su seven bitki için yapılacaklar şu şekilde sıralanabilir;) ,

Hemen saksısı değişecek.Saksı değişirken torf elle hafifçe dağıtılacak. Kökler kontrol edilip çürüme, bozulma var mı bakılacak,varsa kesilecek.Aspirinli su hazırlanıp köklere püskürtülecek , 10 dakika beklenecek, yeni toprağına dikilecek.
Can suyu verilirken oksijenli sulu solüsyon uygulanacak.
Bitki artık balona konacak.Bir hafta gölgede durup alıştırılacak, sonra güneşli bir yere yerleştirilecek.

arsakay
04-06-2006, 22:07
Teşekkürle Mine hanım :)
Dedikleriniz aynen yerine gelecek.

Yine bir sorum var.
Çok önce elimdeki Jade yaprağını palastik bardağa
çelikledim. (ya da diktim hangisi doğruysa)
Sonuçta tuttu.
Bugün farkına vardım ki içinde miniminnacık,
kılkurdu gibi incecik yaratıklar var. Renkleri açık.
Oldukça hızlılar. Fotoğraflarını çekmem mümkün değil.

Arap sabunu, sıvı yağ ve sarımsak'tan oluşan tarifinizi
bugün hazırladım. İlaçlama yarın. Bu ilaç o yaratıklar
için de uygun mu? O yaratıklar nedir? :))

Mine Pakkaner
04-06-2006, 22:18
Arsakay, ev ilaçları ile bu sorunu çözmek zor. Acı biberli solüsyon hazırlayın. Çok acı olsun.Hani şu çili biberi denelerden ya da ince kıl biber tabir edilir, zehir gibi olur hemen ondan solüsyon hazırlayıp verin.

Ya da topraktan köklü yaprağı çıkarın, kökleri yıkayın terbiye edip çok uzadılarsa kesin ve yeniden dikin.

arsakay
05-06-2006, 23:07
Aloe Vera'nın köklerinde çürüme vardı.
Dediklerinizi aynen yaptım ve artık balkonda,
yarıgölge bir yerde. Bu arada bir yaprağı
kırıldı.
Bu sefer erken teşhis! Umarım kurtulur.

Mine Pakkaner
05-06-2006, 23:33
Arsakay, toprak kurumadan su vermeyin.İkinci sulamayı da da oksijenli sulu solüsyonla yapın ;)

Mine Pakkaner
06-06-2006, 00:20
Sevgili site üyeleri,

Lütfen sorularınızı forum içinde sorunuz, ben veya diğer arkadaşlarım e-mail veya özel mesajla gelen sorulara özel cevap vermemekteyiz, forumda soracağınız soruları ise bilgimiz, tecrübemiz oranında cevaplamaktayız.

Sevgiler, selamlar. :)

Mine Pakkaner

Mine Pakkaner
06-06-2006, 23:00
"Bahçede gül yetiştirmeye çalışıyorum ama çabuk büyüsünler diye verdiğim azot gübresi(%46-Üre) nedeniyle bir iki gün içinde hepsi simsiyah oldu. Kurtulanlarda ise şimdi yapraklarda küçük Kahverengi noktalar oluşmaya başladı bunlar daha sonra deliniyor ve büyüyorlar.Mantar olduğundan şüpheleniyorum.Manep ve Captan esaslı bir preparatla ilaçlama yapabilirmiyim?"

Vifer

Mine Pakkaner
06-06-2006, 23:20
Vifer selamlar,

Maalesef üre yüksek azotu ile bitkinize ağır gelmiş.Üreyi bitki başına 2-5 gr 2 lt suda eriterek vermeniz gerekir.

Bitkiniz sarsılınca da hastalıklara mukavemeti azalıyor. Mantar olduğunu düşünüyorsanız genel amaçlı bir kullanım için Captan veriniz.
Yalnız Captan'ın yarılanma ömrü yüksek pH larda çok hızlıdır. Kireçsiz suda az miktarda hazırlayıp veriniz. Ben size bu gibi stres durumlarında ISR 2000 bitki aktivatörü kullanmanızı öneririm. İlaçla münavebe ederek kullanınız.

Geçmiş olsun :)

çiçeksever
09-06-2006, 13:38
merhaba ben kükürtün asmaya ne gibi faydası olduğunu,ve kükürtün nasıl kullanıldığını öğrenmek istiyorum.

Kagan
09-06-2006, 20:08
Benjamin'imin yapraklarında bir sorun var. Yapraklarında kahverengi lekeler oluyor. Lekeler yaprağın altından da, üstünden de hemen hemen aynı koyulukta gözüküyor. Lekeler yaprakların çeşitli yerlerinde ve küçük; ama büyük çoğunlukla yağrağın ucunda ya da ucuna yakın yerlerinde oluşuyorlar.

Elimdeki kaynaklara bir baktım fakat belirgin bir sonuca ulaşamadım. Mesela "Bitkiler Ne İster" (Kazım Cem Şirin) adlı kitapta mildiyö hastalığı ile ilgili olarak verilmiş çizim, benim Benjamin'deki rahatsızlığı andırıyor. Fakat "İç Mekan Süs Bitkileri" (Necdet Oral) adlı kitapta ise Kauçuk Bitkisi Antraknozu (Gloesporium elasticae) hastalığı hakkında verilen tanım benim Benjamin'imin hastalığına (eğer hastalıksa) benziyor. Bitkideki bu durumu havanın kuru olmasına da bağlayamıyorum; çünkü bulunduğum yerin havası nemli sayılır, ayrıca günde iki kez düzenli olarak yapraklarına ve civarına su püskürtüyorum.

Tedavi şekli olarak Benjamin'e bir kez Captan ile ilaçlama yaptım, sözünü ettiğim lekeleri gösteren yaprakları kestim; fakat lekeler yine oluşmaya başladı. Bitki oldukça sağlıklı, sürekli yeni dallar ve yapraklar çıkarıyor. Acaba bu bir rahatsızlık değil mi? Ben Benjamin'imin yapraklarını boşuna mı kesiyorum? Yoksa başka tür bir ilaç mı kullanmalıyım?

Mine Pakkaner
09-06-2006, 21:57
merhaba ben kükürtün asmaya ne gibi faydası olduğunu,ve kükürtün nasıl kullanıldığını öğrenmek istiyorum.

Kükürt asmada da diğer bitkilerdeki aynı etkiye sahiptir.Aşağıda bu konuda daha önce verilmiş cevabı bulacaksınız.
http://www.agaclar.net/forum/showpost.php?p=22784&postcount=5

Selamlar.

Mine Pakkaner
09-06-2006, 22:28
Tedavi şekli olarak Benjamin'e bir kez Captan ile ilaçlama yaptım, sözünü ettiğim lekeleri gösteren yaprakları kestim; fakat lekeler yine oluşmaya başladı. Bitki oldukça sağlıklı, sürekli yeni dallar ve yapraklar çıkarıyor. Acaba bu bir rahatsızlık değil mi? Ben Benjamin'imin yapraklarını boşuna mı kesiyorum? Yoksa başka tür bir ilaç mı kullanmalıyım?

Kagan Bey merhaba,

Hastalık olduğunu düşünmüyorum.ÇÜnkü mildiyö veya antraknoz olsa yayılırdı, sağlıklı güzel yapraklar vermezdi, bir müddet sonra bozulmaya başlardı. Sorun fizyolojik olabilir.Benjaminler kireçli ve klorlu sudan da etkilenir ve yaprak uçları kurur. Potasyum eksikliğinde de buna benzer tepki verirler.

Captan kullanıyorsanız bu konu ile ilgili daha önce verdiğim bilgileri emeklerinizin boşa gitmemesi için dikkatle okumanızı öneririm.
Selamlar.

Kagan
10-06-2006, 22:12
Mine hanım... Verdiğiniz bilgiler için teşekkürler...

Musluk suyumuz kireçli değil ama klorlu imiş. Geçen gün yağan yağmurdan bir kova su topladım (15 saksıya ne kadar yetecek acaba?). Sanırım artık Benjamin'im istediği tür sudan kana kana içecek... :)

malina
11-06-2006, 08:06
Su, geniş ağızlı bir kapta (çamaşır leğeni gibi kap daha uygun olabilir) 1-2 gün dinlendirilirse klor konusuna çözüm gelmez mi?

Kagan
11-06-2006, 12:12
Mine hanım önceki yanıtınız için tekrar teşekkürler ve merhaba...

Gülnar Onay'ın "Bir Bahçe Kuruyorum" adlı kitabında "Bitkilerden Elde Edilen Gübre ve Gübre Suları" adlı bir bölüm var. Bu bölümde çeşitli bitkilerden kaynatma, demleme vb yöntemlerle bitki özü edilmesi ve bu elde edilen materyalle bitkilerin sulanması öğütleniyor.

Ben de bu yöntemi bir uygulayayım dedim. Kitapta belirtilen bitkilerden bulabildiklerimi (domates, soğan, taze soğan, sarmısak, kekik [kuru], nane [kuru], papatya, maydonoz; elbette her zamanki gibi abarttım :p ) 2-3 lt su içinde kaynattım. Fakat seyreltme oranını kitapta net olarak bulamadım.

Bu bitki sularının bitkilere verilmesinde bir yarar var mıdır? Verilme sıklığı ve seyreltme oranı ne olmalıdır?

Bu arada ben 4 bitkime (Sardunya, Kalanşo, İksora [galiba???] ve Kaktüs) ve süs biberi fidelerime, hazırlamış olduğum bitki suyunu 1/10 oranında sulandırarak verdim. Bakalım ne olacak? :confused:

Mine hanım... Sitenin çeşitli sayfalarında vermiş olduğunuz bilgiler gerçekten çok faydalı. Tekrar teşekkürler...