PDA

View Full Version : Kedilerde Gençlik Hastalığı




Sayfalar : [1] 2

Arzu Kasapoğlu
28-09-2007, 21:32
İki hafta önce odunluğa indiğimde beş tane minik, daha gözleri bile açılmamış kedi yavruları gördüm. Anneleri onları başka bir yerden bizim odunluğa taşımış.
Hergün annelerine yemesi için evden yiyecek götürdüm. Dört gün önce yine odunluğa indiğimde yavru kedilerin üçünün anneleri tarafından götürülüp ikisinin bırakıldılğını gördüm. Zavalılar hem soğuktan hem açlıktan miyavlayıp duruyordu. Annelerinin onlarıda alacağını düşünerek iki gün onlara hiç dokunmadım. Fakat anneleri onları almaya gelmedi, bende kedileri eve getirdim.

Kedilerden biri sürekli uyuyor ve öksürüyordu, ayakta duramıyordu.Hatta dün kediciği öyle bir titreme aldı ki zavallının dişleri birbirine vurmaya başladı, sonrada hareketsiz bir şekilde saatlerce uyudu. Ben kediciğin ölmek üzere olduğunu düşündüm. Kedicik akşama doğru kendine gelmeye başladı. Diğer kedi ise problermsiz gibi görünüyordu ama oda akşam aniden yediği sütü çıkardı ve yüksek ateşler içinde bir saat kadar baygın bir şekilde uyudu. Şu an onun durumu iyi.

İnternette kedi hastalıklarını incelediğimde bizimkilerin genç kedi hastalığına yakalandığını ve annelerinin onları bu yüzden terk ettiğini öğrendim. DEmekki kedilerde hasta yavrularını terk ediyormuş.

Bu hastalığın tedavisi ve ilacı yokmuş. Bu hastalığa yakalanan kedilerin yaşama
ları mucizelere bağlıymış. Ben mucizelere inanırım. Dün ölecek gözüyle baktığım kedicik bu gün güzelce karnını doyurdu, diğerine göre çok hareketsiz ama olsun, bunada şükür. Diğeri ise küçük bir canavar gibiydi.

Daha çok minik oldukları için biberonla besleniyorlar. Sütlerinin içine biraz şeker ve tuz koyuyorum birkaç damlada zeytin yağı. Üşemesinler diye sıcak suyu şişeye koyup havluyla sarıp yanlarına koyuyorum.

Kedicikler şimdi iyi gibi görünseler bile her an ateşleri yeniden yükselebilir ve onları kaybedebilirim. Eğer kedinizin başından böyle bir şey geçtiyse veya bu konuyla ilgili benim yapabileceğim başka bir şey varsa yardımlarınızı bekliyorum.




Todor
28-09-2007, 22:14
Bir kedi veya köpek yavrusu, gençlik hastalığına yakalandıktan sonra çok fazla yaşama şansı olmuyor. Ancak aşı ile koruyucu önlemler alınabiliyor. Bu yüzden yavru sütten kesildikten sonra çok fazla gecikmeden aşı programına başlanmalı.

Size inek sütü veriyorsanız yarı yarıya sulandırmanızı tavsiye ederim. Bulabiliyorsanız koyun veya keçi sütü verin. İnek sütü sağlıklı bir hayvanda bile ishale yol açıyor.

Ayrıca yarım litre süte bir çay kaşığı şeker, bir fiske tuz ve 1 yumurta sarısı, öksüz kalmış yavrulara önerilen alternatif besindir.

Sevilay
28-09-2007, 22:35
Arzu hanım,bence kedilerinizi bir veterinere götürmekte fayda var.
Ben yıllar önce annesinin terkettiğini düşündüğüm bir yavruyu iş yerimden eve getirmiş ve hemen veterinere göstermiştim.

Bana eczaneden yeni doğan bebekler için üretilmiş hazır mamayı hazırlayıp biberonla içirmemi önermişti.Adı Preaptamil idi yanlış hatırlamıyorsam.

Tuz ve şekeri hiç duymadım.Ayrıca bu gibi maddelerin hayvanlara zarar verdiğini duymuştum.

Eğer Preaptamil veya benzeri bir yeni doğan maması kullanmak istemezseniz Sayın Todor'un dediği gibi sütü mutlaka sulandırın.Hayvanı tok tutması içinde o sulu sütle ve pirinç unuyla şekersiz sulu bir muhallebi yapıp biberonla kedinize ikram edin.

Ayrıca gençlik hastalığı teşhisini de doktorun koymasında fayda var.
Gençlik hastalığı ve kanlı ishal gibi hastalıklar için veteriner kedilerinize karma aşı yapacaktır.İki ay süren bir aşı periyodları olacaktır.Bu süre içinde kedilerinizin toprağa basmaması(dışarı çıkmaması)doğru olur.

Kolay gelsin.Sevgiler

malina
28-09-2007, 23:46
Kediler, orman ekosistemine dahil olduklarını öğrenip itiraz etmezler umarım :)

Arzu Kasapoğlu
29-09-2007, 01:29
Teşekkür ederim sevgili Todor ve Sevilay. Kedilere ilk gün bebek maması verdim ama yemediler. Sütü sulandırmıyordum, hemen su ve yumurta ilavesi de yapıcam. Pirinç ununu yarın denerim, bakalım yiyecekler mi? Yarın veterinerle görüşücem ama çok da faydalı geçeceğini sanmıyorum. Ayrıca gençlik hastalığında aşının, hastalık başlamadan önce yapılması gerekiyormuş, sonradan yapılan aşının bu hastalığa karşı koruyucu bir etkisi yokmuş. Yarın veterinerle görüşüp gelişmeleri anlatırım.

Arzu Kasapoğlu
29-09-2007, 01:42
Sayın Malina, kedilerle ilgili uygun bir başlık göremedim, başlığın yanlış yerde olduğunun farkındayım. Fakat atlarıda orman ekosistemi içinde görünce orada başlık açmamda bir sakınca olmaz diye düşündüm.

Todor
29-09-2007, 04:38
Aşağıdaki linklere bakmakta fayda var sanırım.
http://www.friendsvet.com/kedi/alternatif_beslenme.htm
http://www.friendsvet.com/kopek/alternatif_beslenme.htm

Onlar glikoz kaynağı olarak reçel veya bal önermişler. Fakat şekerde aynı işlevi görür.

nevsune
29-09-2007, 09:05
Arzu'cuğum,
Ben Todor'un yazdıklarına katılmak zorundayım ne yazık ki. Bebekken aşı yaptırdığım bir kedimi bile, 1 yaşındayken bu hastalıktan kaybettim. Doğa bizlerde olduğu gibi hayvanlarda da bazen çok acımasız olabiliyor. Umarım kurtarabilirsin. Ama hastalığa yakalandıktan sonra yine üzülerek yazmak zorundayım ki tedavi de pek sonuç vermiyor.
Sana güzel bir şey yazamadığım için üzgünüm ama belki de doğa kendisini böyle ayarlamak zorunda.

Yine de umudu kesmemek gerek. Gerçekten bazen sevgiyle mucizeler oluştuğuna inananlardanım.

Ayrıca o güzel yaratıklara sahip çıktığın için, kendi adıma sana çok teşekkür ediyorum.

Todor
29-09-2007, 09:34
Fakat bir de şu var ki, gençlik hastalığına yakalanan hayvanların çoğu 3 gün yaşar. Bu yavruları veteriner muayene etti mi? Çünkü benim aklıma başka şeyler geliyor. Annenin ve yakalanabilen yavruların, etrafta yaşayan başka insanlar tarafından, o bölgeden uzaklaştırılmış olabileceği gibi.

sapudeaure
29-09-2007, 10:00
Sevgili Arzu,ben büyükbaşta profosyonelleşmiş bir veterinerim.Ama anlattıklarınızdan anladığım kadarı ile gençlik hastalığı değil.Eğer yapma imkanınız olursa herhangi bir eczaneden Genta40 mg ve bir adet insülin enjektörü alın.İnsülin enjektöründe 20 gelecek şekilde çekin ve poposundan etine vurun.

malina
29-09-2007, 12:17
Sayın Malina, kedilerle ilgili uygun bir başlık göremedim, başlığın yanlış yerde olduğunun farkındayım.

Haklısın...

Evcil hayvanlar bölümünüz hayırlı olsun :)

Arzu Kasapoğlu
29-09-2007, 13:06
Sevgili Nevsune Hanım, bende kedilerimin yaşayacağına inanıyorum. Aksini düşünmek bile istemiyorum. Bu gün ikiside o kadar iyi ve neşeli ki anlatamam, bu durum beni yice ümitlendiriyor.

İlginiz için hepinize teşekkür edrim arkadaşlar...

Arzu Kasapoğlu
29-09-2007, 13:09
Evcil hayvanlar bölümü için teşekkürler Malina. Hepimizin çok işine yarayacak.

Arzu Kasapoğlu
30-09-2007, 12:50
Kediler iki gündür çok iyi, çok iştahlılar ve oyun oynuyorlar.:p İnşallah ben hastalık teşhisini yanlış koymuşumdur.

nevsune
30-09-2007, 13:20
Aman Arzu sen yanılmış ol da, yeter ki onlar gençlik virüsünü almamış olsunlar.

Keyifleri iyi ise pek problem yok demektir bence. Belki aç ve susuz kalmışlardır. EE artık yeni anneleri sensin, hadi bakalım senin sorumluluğundalar. Malzeme ihtiyacın olursa, haber ver.

Arzu Kasapoğlu
30-09-2007, 20:41
Çok teşekkür ederim Nevsune Hanım. Yarın Trabzon'a gidip kedi kumu alıcam. Birinde kabızlık sorunu var, onun dışında hiç bir bir promlem yok. Çok neşeli ve iştahlılar, herhalde gençlik hastalığı olan kediler bu kadar çabuk iyileşmez.

Arzu Kasapoğlu
01-10-2007, 19:54
Bu gün kedi kumu aldım ve kedilerimi kuma oturttum ama ikiside kumu yemeye başladı. Kum dişlerine yapıştı ve öksürüp kumu ağızlarından atmaya çalıştılar. Dişlerine yapışan ve ağızlarındaki kumu temizledim ve mecburen kumu kaldırdım. Bu durum kediler için normal bir davranış mı?

sapudeaure
01-10-2007, 20:44
Arzu Hanım,vitamin ve mieral takviyesinde bulunun.Evde ecza dolabınızı karıştırın ve bulunan multi vitamin türevlerini kullanın.

Sevilay
01-10-2007, 20:52
Arzu hanım,hiç iki aylıktan küçük kedi sahibi olmadığım için bilemiyorum ama normalde annelerinin onları temizlemesi gerektiği yaştalar.

Normalde ben kediye çiş terbiyesi verirken ilk aldığımda çok küçük,en azından iki aylık oldukları için,kumu mamasına ve suyuna yakın koyarım.

Daha sonra mamasını yedikten veya suyunu içtikten sonra kumuna götürür,ön bacaklarını ellerimle tutar,kumu patileriyle karıştırmasını sağlarım.

Hani tuvaletini yapmak isteyen kediler bir yerleri hafifçe eşeler ya?İşte öyle.

Bu eylemi bir kaç kez tekrar ederim.2-3 veya 4 kez.

Arada kuma sanki çoçuğun yürümesine yardım ettiğimizde ellerinden tutarız ya,onu tutarak ve onunla yürüyerek kuma giderim.

Gideceği yolu kokuyla takip etsin diye.

Bu şekilde şimdiye kadar sorun yaşamadım.Ama bunlar daha çok küçük.

Bir keresinde veterinerimiz çok küçük kedilerin anüslerinin hafif ıslak pamukla silinerek uyarılabileceğini söylemişti.Annelerinin yalayarak uyarmaları ve temizlemeleri gibi.

Belki bu konuda daha tecrübeli arkadaşlarımız da size bilgi verebilirler.

Kolay gelsin.Sevgiler.

Arzu Kasapoğlu
06-10-2007, 19:07
Sevgili Sapudeaure ve Sevilay Hanım, yardımlarınız için çok teşekkür ederim.
Kedilerin sağlık durumu çok iyi. Kedilerden biri kum kabını kullanmayı kendi kendine öğrendi, diğerine öğretmeye çalışıyorum.

Sevgili Sapudeaure, kedilerin en fazla iki aylık olduğunu düşünüyorum. Şimdi aşı yaptırmamda bir sakınca var mı? Bir de vitamin olarak suya vitaform koyup biberonla içirdim, yeterli olur mu?

sapudeaure
06-10-2007, 19:21
Sevgili Arzu,aşı programları 9 ve 12 . haftalarda başlar.Bizim sağlığımızı ilgilendireni kuduzdur.Bazı araştırmacılar 8 haftalık bazıları 3 aylık diye önerir.Kuduz 3 aylık iken yapılacaksa panleukopenia ile başlanır.Ama ben çok uzatmıyayım.Meslaktaşım duymasın.

noreks
06-10-2007, 23:34
Kusura bakmayın birden konunuza dalmış gibi oldum ama sizlere bizim ofiste yavrulayan kedi ile ilgili bir hikaye anlatayım.

Ofisimiz bahçe ile aynı seviyede olduğu için içeri giren kedilere sevgiyle bakarız ama yavrumalarına pek hazır değildik. Eşimin kucağında bir tanesi birden yavrulamaya başlayınca paniğe kapıldık ve bize yakın olan veterinere kediyi taşıdık. Veterinerde müşahede altına alınan kedi bana hafta sonu tebrik ederim baba oldunuz telefonuyla müjdelendi. Artık 4 tane yavrumuz vardı. Gariptir Ana benim yavrulara dokunmama ses çıkartmazken bürodaki diger kişilere saldırıyordu.
Biraz büyüdükten sonra hepsi hapşırmaya başladı hemen veteriner tarafından vitamin iğneleri ve diger gerekli iğneler yapıldı.

Şimdi bizim büroya girip çıkan bu yavrulara gerekli aşıları yaptırıyoruz ama kedi sevenlerden ricam lütfen bu sevdiğiniz kedileri kısırlaştırmayı unutmayın.

Arzu Kasapoğlu
07-10-2007, 16:25
Teşekkür ederim Sapudeaure. Ben iki hafta daha bekleyip öyle aşı yaptırayım, çünkü kaç aylık olduklarından tam emin değilim.

Sayın Noreks, bende çok hazırlıksız yakalandım. Dışarıdaki kedi, köpek ve kuşları her zaman yediririm ama evde kedi bakmak aklımın ucundan bile geçmezdi. Hemde iki tane ve evde dört tane kuş varken.

İlk başlarda kediler biraz büyüyünce, odunlukta onlara güzel bir yer yaparım orada bakarım diyordum. Ama bunu gerçekleştirmem artık çok zor görünüyor.

morsalkım
10-10-2007, 23:07
*** ben morsalkım ,gaziantepten konuyu görünce dayanamadım.Kızımın isteği üstüne bir tanıdıktan yavru kedi aldık.Annesi van kedisi ama baba galiba sıradan bir kedi henüz yeni 3 aylık sanırım artık aşılarına başlamam gerek.Beni endişelendiren uykuya dalmadan önce parmaklarımızı ısırmaya bayılıyor.Her halde dişleri kaşınıyor.Sizin kedilerinizde ısırıyormu ne yapmam gerek?

:rolleyes: Tanıştırayım yaramaz Bıdık

Todor
11-10-2007, 06:27
Hoş geldiniz Morsalkım. :)
Aşı programına başlamanın vakti gelmiş. Sizi hafif hafif ısırması kendince sevgisini ifade etmesi sebebiyle olabilir, dişleri kaşınıyor olabilir. Vaz geçirmek için ellerinize ne kolonya sürüp ısırmasına izin verebilirsin. Bir kaç kere kolonyalı eli ısırınca vaz geçecektir.

Mesajlarımızda ***, ***, asl *** gibi ifadeler kullanmıyoruz. Forumda, Türkçenin doğru kullanımı (http://www.agaclar.net/forum/showthread.php?t=1669)başlığını okursanız ve kendinizi Yeni gelen arkadaşlar, kendinizi tanıtın... (http://www.agaclar.net/forum/showthread.php?t=2595) başlığında kısaca tanıtırsanız sorularınıza cevap almanız kolaylaşır.

Arzu Kasapoğlu
12-11-2007, 22:42
Merhaba arkadaşlar,
Yarım saat önce dişi kedimiz bir kaç dakikalık titreme krizine girdi. Gözleri fıldır fıldır dönerken acı çeker gibi sesler çıkarıyordu. Telaşla yanına gittik, başını kaldırmaya çalışırken baş parmağımı koparırcasına ısırdı. Ben parmağımı kedinin dişlerinden kurtarmaya çalışırken kanepen yere düştü ve yaklaşık bir dakika sonra kendine gelmeye başladı.
Şu an deli gibi oradan oraya atlayıp duruyor. Nereye saldıracağını şaşırmış gibi bir hali var.

Kızgınlık dönemi olabilir diye düşündüm ama henüz üç aylık ve o titreme nöbeti ne olabilir.

İklimsiz
14-11-2007, 21:27
Yıllardır yavru ve yetişkin kedilerle beraber olmama rağmen bu tür bir davranış tarzına hiç rastlamadım. Neden olabileceğine dair de fikir oluşturamıyorum. Onlar da tıpkı biz insanlar gibi, hiç biri diğerine davranışsal olarak benzemeyebiliyor. Şimdiki durumu nedir yavrunun, devam ediyor mu yoksa sakinleşti mi?

karaselvi
14-11-2007, 21:59
Kedilerin strese girdiğini anlatan bir belgesel var. Stresin sebebini can sıkıntısı dışarı çıkamamak evde oynaya bileceği bişeylerin olmaması olarak açıklıyor. Onları oyalayacak şeyler bulmaya çalışıyorlar.

Buket Aknar
14-11-2007, 22:42
Çocukluğumdan beri evimde kedi besliyorum. Hiç böyle bir davranışa rastlamadım. Çok ilginç...Dışarıda gezinen erkek bir kedi mi var acaba?

Arzu Kasapoğlu
15-11-2007, 16:19
Kedi şu an çok iyi. Daha üç buçuk aylık ve bir de erkek kardeşi var.O akşam aniden uykusun da titreme krizine girdi. Öyle ki kediyi kaybediyoruz sandık. Elimi ısırdığında kurtarmak için çekince yere düştü ve kendine geldi. Etrafına şaşkın şaşkın bakınmaya başladı. Beş dakika kadar yerde oturduktan sonra normal haline döndü. Bura da veterinere sordum ama daha önce böyle bir durumla karşılaşmadığını söyledi.
Hemen o akşam Kedigen'e üye oldum ama üyeliğim onaylanmadığı için bir şey yazamadım.

Bu hastalık onun bebekliğinden kalma olabilir. İlk mesajımında anlatmıştım. Havale geçiren bir gün boyunca herşeyden habesiz uyuyan kedim.

İklimsiz
15-11-2007, 16:32
Geçmiş olsun demekten başka elimden birşey gelmiyor, çünkü dediğim gibi hiç karşılaşmadığım bir durum. Anlattığın tablo epilepsiye benziyor ama kedilerde olur mu ki? Ben de araştıracağım.

İklimsiz
15-11-2007, 17:04
Arzucuğum belirtiler uyuyor bir bakıver istersen:(

http://www.kedimveben.com/saglik405.htm

Arzu Kasapoğlu
15-11-2007, 18:12
Çok teşekkür ederim İklimsiz. Nöbetler epilepsi, tümör ve zehirlenmeden olabiliyormuş. İnşallah ilk iki olasılık değildir. Geçen hafta konserve ciğer almıştım. Erkek kedi hiç yemedi, dişi de çok fazla yiyip yediklerini çıkardı. Ama nöbet geçirmesi bu olaydan dört beş gün sonra oldu.

Siteye üye olayım belki oradan kesin teşhis hakkında bilgi alabilirim.

İlgilendiğin için tekrar çok teşekkür ederim.

Buket Aknar
01-12-2007, 10:34
Kedim "Şeker" ve yavruları. Bu fotoğraf yazda çekilmişti. Şimdi onları bir görseniz.

İklimsiz
15-12-2007, 18:04
Çok sevdiğimiz kediciklerimize neler yaptıklarına bakar mısınız:(

http://www.ntvmsnbc.com/news/429471.asp
http://www.ntvmsnbc.com/news/429655.asp

minka
16-12-2007, 00:42
Geçmiş olsun Arzu Hanım,
Üzüldüm gerçekten.6-7 yıl önce benim köpeğimde olmuştu böyle birşey.Sizin kedinizde ilk kez olmuş galiba ve inşallah bir daha olmaz.Köpeğim her ay nöbet geçiriyordu ve çok acı bir durumdu.İlaç verdi doktor,bazen nöbetsiz geçen ay oluyordu.Ama genelde geliyordu da.Köpeğimin cinsinin karışık olması ile alakalı olduğu söylendi bana o zamanlar.Beyinde büyüme oluyormuş.En kısa zamanda sağlıklı ve huzurlu bir ortam dilerim size.

Arzu Kasapoğlu
16-12-2007, 01:24
Çok teşekkür ederim Minka. Çok şükür şuan çok iyi ve inşallah bir daha o kötü anı yaşamayız.
Çünkü burada elim kolum bağlı, derdinden anlabilecek kimse yok. Yapabileceğim tek şey tekrarlanmaması için dua etmek. Bende size ve köpeğinize sağlık ve huzurlu bir ortam diliyorum.

menekşemehtap
16-12-2007, 02:08
Kedilerinizin şuanki durumlarının iyi olduğuna sevindim. Bu gibi durumlar hayvan severler insanlar için atlatılması çok zor bir durum insanın eli kolu bağlı oluyor, bilgi eksikliği yanlış bir şey yapma korkusu ve en önemlisi onu iyileştireyim derken daha beter zarar verme düşüncesi insanı yer bitirir. Umarım kedicikleriniz en kısa zamanda sağlıklarına kavuşurlar. Çok geçmiş olsun.

Arzu Kasapoğlu
16-12-2007, 13:35
Hassasiyetin için çok teşekkür ederim menekşemehtap. Kedilerimin her ikisi de şu an çok iyi, evi altüst etmekle meşguller. :mad: Kedilerin bu kadar yaramaz olduğunu bilmezdim açıkçası.
Ajda Pekkan onüç kediyle nasıl başa çıkabiliyor merak ediyorum.;)

Buket Aknar
15-01-2008, 17:39
Arkadaşlar geçtiğimiz pazar gecesi ansızın bir ses ile irkildik. Ses balkon kapısından geliyordu. Gidip baktığımda kedimiz Aşh 4 bölümlü ahşap pancurun 3. bölümüne kadar tırmanmıştı. Fotoğrafta, kendisini inişe geçtiği anda görüyorsunuz. Daha önce hiç böyle bir şey yapmamıştı. Ayni gece bir kaç defa daha denedi, tekrarını görmedik. Ne dersiniz? Çılgınlık mı? Yaramazlık mı? Yoksa bir hastalık belirtisi mi?

Arzu Kasapoğlu
15-01-2008, 18:10
Buket Hanım, benim hastalanan kedimde de sürekli duvara tırmanma eğilimi var. Tabi tutunacak yeri olmadığı için tırmanamıyor ama gözü hep tavanlarda. Ben yaramazlık diye düşünüyorum. Bir de mart ayı yaklaştı, ondan da olabilir.

Buket Aknar
15-01-2008, 21:42
Ben mart gelmeden ameliyat ettirmeyi düşünüyorum. Şu anda evde 2 erkek 2 dişi, 4 kedimiz var. Her dişi 4 tane doğursa 12 olurlar o nedenle toptan ameliyat ettirmeyi düşünüyorum ama henüz tam karar vermedim.

İklimsiz
15-01-2008, 23:18
Kedi seven, kedi besleyen arkadaşlar dikkat ettilerse, kediler için "mart" sendromu artık her ayda olabiliyor;);):D

Buket hanımın kedisinin davranışına ben bir anlam veremedim. Belki yukarılarda böcek, sinek falan görmüştür, onun peşinde olabilir.

Kedilerinizi kısırlaştırmanızı ben de öneririm. Kolay gelsin:p

Arzu Kasapoğlu
16-02-2008, 19:42
Küçükken hastalık geçiren kedim hala tuvalet alışkanlığı kazanamadı. Kedim yaklaşık altı aylık oldu. Dört kişi sürekli sabah akşam onu gözlüyoruz. Fakat son zamanlarda pisletmediği yer bırakmadı.

Kış vakti halı,kilim yıkamak hiçte eğlenceli değil. Üstelik son olmayacak gibi de görünüyor.

Kedimi kumuna nasıl alıştırabilirim, bunun için özel birşeyler satılıyor mu?

Bana yardımcı olusanız inanın minnettar kalacağım.

İklimsiz
16-02-2008, 19:56
Arzu'cuğum gerçekten çok üzücü bir durum.

Kedilerin tuvaletlerini kuma yapmaları, her kediye has bir alışkanlık değil. Senin kedin halıya, kilime yaptıktan sonra birde utanmadan patileriyle üzerine kum atma girişiminde bulunuyordur;) Üstelik altı aylık bir kedi tuvalet terbiyesine alınmak için oldukça büyük. Çok daha küçükken buna alışması gerekirdi.

Her kedi farklı davranışlar gösterebiliyor. Senin ufaklık başına buyruk takılıyor:p

İşin gerçekten çok zor, kolaylıklar diliyorum.

COYOTE
16-02-2008, 20:03
Arzu Hanım geçmiş olsun ve kolay gelsin. Benim kediler hakkında bir bilgim yok ancak Ponpon(tavşanım)'a Trabzon'da yem ararken sora sora bulduğum petshopun yanında ofisi olan veteriner Ponpon'um için bana epey yardımcı oldu sağolsun, belki size de olabilir. Dilerseniz yerini tarif ederim. Elimden ancak bu kadarı geldi;)

Arzu Kasapoğlu
16-02-2008, 20:21
Sevgili Güler, evet birde üstünü kapatayım deyip iyice her tarafa bulaştırıyor, ne yapacağımı şaşırdım.

Sevgili Coyete, adresi verirsen sevinirim, belki banada yardımcı olur.

Buket Aknar
16-02-2008, 21:02
Küçükken hastalık geçiren kedim hala tuvalet alışkanlığı kazanamadı. Kedim yaklaşık altı aylık oldu. Dört kişi sürekli sabah akşam onu gözlüyoruz. Fakat son zamanlarda pisletmediği yer bırakmadı.

Kış vakti halı,kilim yıkamak hiçte eğlenceli değil. Üstelik son olmayacak gibi de görünüyor.

Kedimi kumuna nasıl alıştırabilirim, bunun için özel birşeyler satılıyor mu?

Bana yardımcı olusanız inanın minnettar kalacağım.


Sevgili Arzu, bu durum çok ciddi bir sorun. Geçenlerde bu konuda duyduğumu sizinle paylaşmak istedim.
Bazı özel bezler varmış ki (çocuk bezi gibiymiş) üzerindeki koku kedi veya süs köpeklerine tuvalet içgüdüsünü harekete geçiriyormuş!!! Ne derece doğru bilmiyorum ama sanırım bunun dışında kedilerin tuvalet kumunda da ayni kokudan var ki kediler içgüdüsel olarak tuvaletlerini oraya yapma eğiliminde oluyorlar. Belki de bir pet shop'a danışırsanız özel bir damla falan olabilir. (Benim 4 kedim de bahçede olduğu için enazından böyle sorunlarım yok ama onun yerine başka sorunlar var)

COYOTE
16-02-2008, 21:04
Sevgili Arzu umarım. Uzun sokakta İstabul kırpidecisine doğru yürüyorsunuz. Uzunsokak Zafer Çarşısı Zemin kat No:11, sanırım adı amazon işte onun hemen yanında veteriner.

Arzu Kasapoğlu
17-02-2008, 10:17
Çok teşekkür ederim Coyote, büyük bir umutla oaraya gideceğim. İnşallah bu sorundan kurtulurum.

Buket Hanım eviniz bahçeli olduğunu için çok şanslısınız. Bütün gün bahçede koşturup oynayabilirler ve evinizi de dağıtmazlar. Sizin diğer sorunlar dediğinizin hepsini ben evde yaşıyorum.

Şu an en büyük problemim tuvalet alışkanlığı. Neredeyse beş aydır alıştırmaya çalışıyoruz ama o bizden daha inatçı çıktı. Çok sevdiğim için sabırla katlanıyorum.

Todor
17-02-2008, 10:35
Kediler ve köpekler bölgelerini işaretlemek için tuvalet yaparlar. Her hayvanın kendine has bir kokusu vardır. Eğer kullandığınız deterjan amonyak bileşikli ise, kediniz veya köpeğiniz her defasında oraya başka bir hayvanın pislediğini düşünürek, yeniden sahiplenme amacıyla tekrar yaparlar. Bu yüzden deratjan alırken amonyak bileşikli değil, limonlu detarjanları tercih edin.

Tuvaletini yapmasını istediğiniz yere bir damla amonyak veya idrar damlatırsanız probleminizin çözülme ihtimali var.

Ayrıca kediler yemek yedikleri yerin yakınına tuvalet yapmama eğilimindedir.

Arzu Kasapoğlu
17-02-2008, 15:01
Sanırım hatayı temizlik maddelerini kullanırken yaptım. Bol bol çamaşır suyu deterjan kullanıp koku kalmasını sağladım. Benim kedimde inatla işaret koydu.
Kum kabını daha farklı bir yere koyup önerdiğiniz şekilde amonyak damlatarak tekrar deneyeyim.

Önerileriniz için çok teşekkür ederim.

Buket Aknar
17-02-2008, 18:48
Sevgili Arzu Kasapoğlu, çok tatlılar...

Benim de bu günlerde yaşadığım başka bir sorunum var.

10-15 gün önce ektiğim sparaxis soğanlarımı günde yaklaşık 4 kez söküp saksıyı talan ediyorlar. Ayni yerde anemonlar da olmasına rağmen onlar sadece sparaxis soğanlarının olduğu saksıyı talan ediyorlar. Zavalli sparaxis'ler buna rağmen burun vermeye başladılar. Sürekli saksının çevresinden toplayıp yeniden dikiyorum, onlar söküp atıyor.
Saksıdaki hazır topraktan olduğunu sanıyorum. Yarına bu toprağın üzerine normal bahçe toprağı yaymayı düşünüyorum. Farklı fikri olan varsa bekliyorum.

Arzu Kasapoğlu
17-02-2008, 19:49
Buket hanım, hem saksıya dediğiniz gibi bahçe toprağı ekleyin, hemde saksının kenarlarına biraz limon kolonyası damlatın, işe yarayabilir.

Benimkiler de çiçeklerimle çok uğraşıyorlar. Bir buçuk ayda çimlenen limon çekirdeklerimin hepsini söküp atmışlar. Artık bu tür işlerine alıştım.

Kedilerin sevdiği yeşillik var mı acaba, belki vücutları ihtiyaç duyuyordur.

İklimsiz
17-02-2008, 19:53
Kedi otu var Arzu

http://www.agaclar.net/forum/showthread.php?t=1320

Buket Aknar
17-02-2008, 21:39
Bugün çok ilginç bir başka olay daha yaşadım. Bahçemde dolaşırken kedilerim de benim bastığım yere basıyorlar. Bahçemdeki Alıç ağacının yakınlarına gelince iki tanesi koşarak ağaca tırmandılar. Ağaç çok da büyük değil ve yeni yeni tomurcuklanmaya başlamış. Ben onları izlemeye başladım. Bir de ne göreyim, bir tanesi tomurcukları yemeye başlamasın mı? Hemen çağırdım, zar zor aşşağıya indirdim.

Bahçeme kedi otu bulup eksem diğer çiçeklerim bunların elinden kurtulur mu?

Todor
17-02-2008, 21:50
Hazımsızlık çekiyor olmasınlar?

Buket Aknar
17-02-2008, 21:56
Olabilir mi?Hazımsızlık başka ne gibi belirti veriyor.
Aslında eşeledikleri saksıdaki çiçek soğanlarını yemiyorlar, zaman zaman bazı otları kemirdiklerini görüyorum. Ama ağaç tomurcuğunu kemirdiklerini ilk defa gördüm ve hayret ettim. Yanımda fotoğraf makinem olsa durum tam fotoğraflıktı! Eğer makineyi almaya eve dönsem herhalde bayağı tomurcuk yenecekti!!! O nedenle onları aşşağıya indirmeyi tercih ettim.

Todor
17-02-2008, 22:15
Ot yiyip kusarlar. Ya yediklerinden olabilir, **** kendilerini temizlerken aşırı tüy yuttukları için olabilir.

Arzu Kasapoğlu
17-02-2008, 23:31
Teşekkür ederim Gülerciğim, kedi otunun çiçeği de güzelmiş.

Kediciklerime hemen bulacağım.

İklimsiz
18-02-2008, 16:14
Sevgili Arzu, bugün yolum Trabzon'a düşmüşken Coyote'nin önerdiği veterinere gittim senin için. Ama bundan böyle hayvanlarımızla ilgili bir sorunumuz olduğunda, Trabzon Bonsai Atölyesi arkadaşlarımızdan picea pungens ve cekece veteriner, onlara danışalım önce. Kedinin sorununu okuduğumda ne yalan söyleyeyim ikisi de aklıma gelmedi.

Veterinerin yorumuna gelince, kediciğini bir an evvel baş-göz edeceksin Arzu;):D Kediler dişi de olsa, erkek de olsa 6 ay civarında çiftleşme isteği duyarlarmış. Ortalığa idrar püskürtmeleri alanlarını belirleme amaçlıymış.

Aytaç beyin de bir fikrini al istersen.

Arzu Kasapoğlu
18-02-2008, 21:08
Çok teşekkür ederim Güler, ben ancak ay sonunda gidebilecektim. Bizimki bebekliğinden beri kumuna yapmıyor. Diğeri hiçbir problem çıkarmadan kendi kendine alışmıştı.

Kedilerin her ikiside erkek, son zamanlarda artan alan belirleme o yüzdendir belki de.

Trabzonlu arkadaşımızı bende unuttum. Aytaç'ı biraz rahatsız edeyim.;)

Aytaç Eroğlu
18-02-2008, 23:06
Merhaba öncelikle biraz geç kaldım kusura bakmayın güler hanım bana ulaştığında akut ile ilgili bir toplantıya gidiyordum bu sebepten bu saate kaldım. Tekrardan özür dilerim.
Gelelim sorunumuza dostumuz henüz yaşını almamış her ne kadar erken yaşta ergenliğe ulaşsalarda kedilerde çiftleşme arzusuna bağlı olarak etrafı pisletme özelliği yoktur. Ayrıca kediler kedigiller alan belirlemesini idrarla yapar ki benim algıladığım sorun daha büyük.
Şimdi sorunumuzu algılamaya çalışalım. Dostumuz kutusu dışında her yere yapıyor. yapılan işlemlerede inatla karşı çıkıyor değilmi.
Şimdi şöyle başlıyalım önce
kedi için önemli bazı ölçüler yerine getirilmez ise işini başka bir yerde görecektir. Burada en önemli konu kedinin görüş açısıdır. Kedilerin doğal ihtiyaçlarını gidermeleri için 3 şey gereklidir.
1 temizlik
2 mahremiyet
3 kaçış olanakları
yani kutu hep temiz olmalıdır, öyle ulu orta bir yerde olmamalıdır **** kamufle edilmelidir saksılarla mesela,her ne kadar tuvaletini yapması özelsede kutunun bulunduğu yerin görüş açısı geniş olmalıdır gerektiğinde kaçış imkanı sunsun bunun dışında bizim dostumuzun huy ve karekter yapısınıda belirlemek gerek dostumuz temizliğe ne kadar düşkün, kutuyu başka bir kedi daha kullanıyormu (ki evde 2. bir kedi daha var anladığım kadarıyla) kedin mahremiyetine ne kadar düşkün kutunun yeri onun içinmi uygun yoksa senin içinmi uygun bu da çok önemli
Şimdi kedi kutularının söz konusu olduğu yerde şunları hatırlamak önemlidir. kutu genelde kedinin uyku, beslenme ve oyun gibi diğer motivasyonlarla ilişkilendirdiği yerlerden uzağa konmalıdır. Kutu temiz tutulmalı, kediye hem mahremiyet hemde kaçış olanakları sağlıyacak bir yerde bulunmalıdır.
Kediyi işini kutusunda görmediği için tartaklamamalı, burnunu kirli yere sürterek **** kedi ve siz kızmışken kutusuna sokarak cezalandırmamalısınız. Onun yerine kutuyu cazip kılmayanın ne olduğunu anlamaya ve dışarıda kirlettiği yeri neden çekici bulduğunu düşünmeye çalışmalısınız ( ****** tüm bunları kedinin görüş açısından yapın asla sizin açınızdan değil )
Son olarak arzu bana ulaşırsan soru cevap yöntemi ile birşeyler yapmaya çalışalım dostumuz büyüdükçe sorunun önünü almakta zorlaşacaktır.

Aytaç Eroğlu
19-02-2008, 10:27
Ek bir bilgi vereyim kediler genel olarak kıvırcık marulu çok severler güzelce yıkayıp verin hatta hafif tuz bile ekliyebilirsiniz

Arzu Kasapoğlu
19-02-2008, 14:38
Verdiğin bilgiler için çok teşekkür ederim Aytaç. Kedilerin her ikisi de çok titiz. Kumlarını
her zaman çok temiz tutuyorum ve kedilerimi cezalandırmak gibi bir şey de söz konusu değil.Kedim oturma odasında ise tuvaleti geldiği zaman saksıların arkasına kaçıyor.

Sanırım dediğin gibi kumunu gizli bir yere koymak gerekiyor, bir kaç deneme yapıp sana sonucu bildiririm. Bir de diğer kediyi bu kum kabından nasıl uzak tutacağım o da ayrı bir sorun.

Bir sorumumda kedilerin beslenmesiyle ilgili oacak.

Markette satılan kuru kedi mamaları var. Bizimkiler bu mama ile doymuyor zaten sevmiyorlarda. Onlar için çerez gibi. Evde balığı hafif suda sebzeyle haşlayıp veriyorum.
Et ve tavukla da pek araları yok, bunları da yine pişirerek yediriyorum ama severek yemiyorlar. İki gün üst üste yedikleri şeyden bıkıyorlar. Haftada bir kaç günde ara öğünlerde yoğurt veya süt veriyorum.

Bana beslenmeleri konusunda önerebileceğin bir şey var mı?

Aytaç Eroğlu
19-02-2008, 17:30
evet kedin daha güvenli emin bir yer tercih ediyor
diğer kedin eğer onu tuvaletini yaparken rahatsız ediyorsa bu da onun başka yerlere yönelmesine sebep olur. Diğer dostumuzunda kutusunu farklı bir yere koy birde pislettiği yerleri hep farklı farklı deterjanlarla sil zira farklı kokular kedinin kafasını karıştırır ama aynı koku her zaman için onda "evet burası, bak burayı pisletmişim" görüntüsü yaratır. Birde kutuyu halı üzerine koyma
düz sert bir zemin olsun. veya kutunun altına genişçe bir muşamba yerleştir. Değişik yemek çeşitlerini yemeleri senin açından da iyi olur. yemek aramazsın Bir hasta sahibim kedisinin yumurtadan başka bir şey yemediğini ve bir türlü bundan vazgeçiremediğini söylemişti kedi yavruluğunda hep yumurta ile beslendiği için alışkanlık elde etmişti. Bu arada ufak saksılara dikeceğin çimen, kediotu, marul gibi yeşillikler kedinin kafasına göre gidip bunları yemesine sebep olacağı için diğer bitkilerini rahat bırakır unutmaki o her ne kadar bir et obursada metabolizması yeşillik ara ve ihtiyaç duyar. Mesela bizler et oburuz ama pek çok sebze tüketiriz.

Aytaç Eroğlu
19-02-2008, 18:26
temizlik maddelerinde amonyaklı yerine klorlu malzemeleri kullanmaya çalış daha güvenlidir.

İklimsiz
19-02-2008, 18:36
Ahh bu miyavlar:p ahh bu kediler:p

O kadar sevimli olmasalar, insanı kendilerine bağlamasalar tut ensesinden at dışarı:D diyorum ama yapamıyor insan...

Kedim küçükken tam bir köşe kapmaca oynadık. Saksılarımı korumaya çalışan ben, her fırsatı değerlendiren pisipisi:D Bitkilerim yeni yaprak verdikçe yaramaz patileriyle kopardı:D

Şimdi büyüdü de uslandı:p

Arzu Kasapoğlu
19-02-2008, 21:42
Aydınlatıcı bilgilerin için teşekkür ederim Aytaç. Beslenme konusunda da hatalı davranmışım, şimdi kedilere yemek beğendiremiyorum.

Aytaç Eroğlu
20-02-2008, 09:53
Kedi bakımı köpek bakımından zordur. Evet her ne kadar köpek zor gibi görünsede kedilerle uğraşmak onların ileride iyi sosyal bir birey haline getirmek köpekten çok daha zor olur. Belkide kedilerin karakter yapısının insanlara çok benzemesi buna sebebiyet vermektedir. Neyse Eğer yardımcı olabildimse ne mutlu bana

Arzu Kasapoğlu
25-05-2008, 15:22
Sevgili Güler'in kedilerime hediye ettiği kedi nanesine kedilerim bayıldı.

Çok teşekkürler kedilerimin Güler ablası.;)

İklimsiz
25-05-2008, 15:25
Aman da aman, bu ne güzel bir görüntü böyle :)

Afiyetler olsun :)

Nariel
08-07-2008, 13:32
Yıllar önce ailece çok üzüldüğümüz ve çaresiz kaldığımız bir olay yaşamıştık gençlik hastalığı ile ilgili. Sokakta yavruyken bulduğumuz dişi kedimiz, üç adet dişi yavru doğurmuştu ve yavruları biraz büyüttükten sonra kendisi kaybolmuştu ve bir daha geri gelmedi. Bu üç dişi yavru da büyüdü ve hepsi neredeyse aynı zamanda beşer tane minik kedicik dünyaya getirdi. Lojmanın bahçesinde tam on sekiz kediyle başa çıkmaya çalışıyorduk, hepsinin ismi vardı ve hepsi birbirinden sevimliydi. Hele üç güzel anne kedi, ailemizin ayrılmaz üyesi olmuşlardı, birbirlerinden farklı kişilikleriyle..

Bir gün,annelerden biri kayboldu. Hiçbir yerde yoktu ve onun yavrularına da diğer anneler sahip çıktı.

Ne olduysa bu arada oldu, kaybolan annenin yavruları hastalanıyor, sürekli kusuyor ve öksürüyorlardı. Hareketleri yavaşlıyor, başlarını yerden kaldıramıyorlardı. Ve inanılmaz şekilde tüm yavrular birdenbire bu hastalığa yakalandı, ve günde en az beş yavru gözümüzün önünde aniden ölmeye başladı!
Hiçbirşey yapamıyorduk, biz şok olmuş elimizden geleni yapmaya çabalarken çok kısa süre içinde onbeş yavruyu da kaybettik.
Bu arada anne kedilerde de belirtiler başlamıştı, uzun sürmeyen belirtilerdi bunlar, bir anda başlayıp bir anda ölümü getiriyordu. Annelerden biri de dayanamadı, kaybettik. Yalnız ölmeden önce, belirtiler yeni başladığında hayvancağızın derisi meşin gibi olmuştu ve deriyi tutup bıraktığımızda eski haline dönmüyordu.
Son kalan anne kedimizi(daha önceden de çok maceralar atlatmıştı, zift dolu bir varile düşüp aylarca ölüm kalım savaşı vermişti) aldığımız gibi arabayla başka bir ilçeye veterinere götürdük, orada serum takıldı ve eve gönderildi,bugünü atlatırsa kurtulur dendi. Arabada geri getirirken oldukça sağlıklı görünüyordu, umutlarımız artmaya başlamıştı ki bir anda güzel Karaburun'umuz çırpınmaya başladı ve saniyeler içinde öldü.

Apartman yakınlarında zehir izine rastlamadık, veteriner hekim de bunun gençlik hastalığı olduğunu söyledi.

"On sekiz kediye nasıl bakacağız, keşke hiç bulaşmasaydık, apatman bahçesi uygun değil, bunlar da çoğalacak o zaman ne olacaklar,keşke verecek birileri olsa, götürüp bir araziye de bırakamayız..." derken, böyle acı bir olayla tümünü kaybetmemiz neydi, anlamış değilim.
Saygılar..

Arzu Kasapoğlu
08-07-2008, 17:48
Çok üzüldüm Sayın Nariel, çaresiz kalmak ve acı çekmelerini seyretmek gerçekten çok kötü. Acaba gerçekten gençlik hastalığına mı yakalandı kediler? Hepsinin aniden bir anda ölmeleri biraz düşündürücü.

Nariel
08-07-2008, 20:52
Teşekkür ederim Sayın Arzu Kasapoğlu, o zamanlar oralarda evcil hayvanlardan kediler pek önemsenmezdi, yani küçük biryer olduğundan kedilerin veterinere götürülmesi, aşılanması, kısırlaştırılması, onlara kimlik çıkarılması gibi şeyler bilinmezdi. Veteriner hekimler genellikle büyükbaş-küçükbaş hayvanlar, kümes hayvanları ile haşır neşir olurlardı. Biz veterinere danıştığımızda aldığımız bilgi "gençlik hastalığı"ydı ve neyin ne olduğunu araştıracak imkan yoktu, bize de inanmak düştü.
Aslında bir ara içinde kıyma kalıntısı olan bir poşet bulmuştuk ama bu olaydan çok önce miydi yoksa olaya yakın mıydı hatırlayamıyorum, yine de insanların böyle bir vahşetle zavallı kedileri zehirleyebileceğine inanmak istemiyorum.
Bu arada, yanlışlıkla iki kere yollamışım yazıyı, kusura bakmayın.
Sizin savaşçı sarmanlar da uzun süre size arkadaşlık ederler inşallah, bu kadar badireler atlatan dostlarımızı gözümüzden bile sakınıyoruz değil mi :)

Arzu Kasapoğlu
08-07-2008, 21:32
İyi niyetleriniz için çok teşekkür ederim.
Evet benim sarmanlar mücadeleyi kazandı ve birlikte yaşamaktan çok mutluyuz.;)

neconeco
10-08-2008, 18:31
selamlar. kedi dostları şimdiye kadar 50 nin üzerinde büyüttüğüm kedilerimden,

bende iz bırakanlar.

Sûz-i Dilârâ
19-07-2009, 08:53
Kedimin boğazının sol kenarında içerden bir yumru büyüdü ve günlerden beridir de halsiz, eskisi gibi değil, yatıp duruyor. Yarın veterinere götüreceğim ama ondan önce burda sizlere bir sorayım dedim. Sizce nedir bu? Tehlikeli midir?

Nariel
19-07-2009, 09:43
Merhaba sevgili Sûz-i Dilârâ, ben böyle birşeyle hiç karşılaşmadım, deneyimim yok..

Buradan bizim söyleyebileceğimiz birşey pek olamaz bence, en iyisini veteriner hekim bilir. Basit bir iltihaplanma da olabilir, kötü bir tümör de..

Güzel kedinize geçmiş olsun;)

Sûz-i Dilârâ
19-07-2009, 16:05
Teşekkür ederim sevgili Nariel.

Kitle sert değil, sanki şişmiş içinde de sıvı varmış gibi hafif yumuşak, sanki iltihap gibi, hayvancık ağzını doğru dürüst açıp esneyemiyor bile, esnerken acı çektiğinden ağzını yarım açıp hemen kapatıyor. :( Yarın çabuk gelseydi de bir götürseydim veterinere. Kedicik için dua edin lütfen.

thomasina
19-07-2009, 18:28
Merhabalar, kedinizi eğer bir arı ya da benzeri bir böcek sokmadı ise bu şimdi ismini anımsayamadığım bir kütle. Sokak kedilerinde de oluyor kimi zaman. Bazen kedilerin onları kendi yöntemleriyle patlattıkları türünden bilgim var ama bu tabii sağlıklı bir düşünce değil. Birkaç yıl önce bir tanıdığım bu kütleyi veterinere aldırmıştı. O zaman da bunun sık görülebilecek bir şey olduğu konusunu anımsıyorum ama tehlikeli olabileceğini de. İlk fırsatta veterinere götürebilirsiniz umarım. Ama paniklemeyin basit bir operasyondu, öyle anımsıyorum. Tabii eğer o dediğim kedi ve köpeklerde sıklıkla rastlanan kütleden değilse. Benim oğlumda bir ara aynı yerden şişince panikle doktora gittiğimiz de arı sokması olduğunu öğrenmiştik.
Umarım basit bir şeydir, geçmiş olsun diyorum size ve güzelinize...

Sûz-i Dilârâ
19-07-2009, 19:04
Sevgili thomasina, kedim erkek bir kedi ve bildiğiniz üzere bölgesinin sınırlarını çiziyor ve o sınırlar içine başka erkek kedileri sokmuyor, zavallının içgüdüleri öyle emrediyor. Bizim kedinin de bir düşmanı var, sarı renkli, terminatör gibi bir kedi, aynı bölge için savaşıyorlar ve çok sık kavga ediyorlar, bu kavgada yenilen de benim kedim oluyor çünkü o bir ev kedisi ve Van kedileri de zaten çok kavgadan hoşlanmayan evcil hayvanlar.
Bu kavgalara bir de dişi bir kedinin paylaşılamaması eklenince curcuna daha da büyüyor, dişi kedi bizim binanın önüne gelip oğlumu çağırıyor, ben de hayvanlara eziyet olmasın diye aşağıya gönderiyorum, dişi kedi bizimkine kur yaparken sesleri duyan öteki terminatör geliyor ve savaş başlıyor. İşte her şey burdan sonra başladı iki hafta kadar önce bizimkini baya bir hırpaladı sarı kedi, ensesi, başı, gövdesi heryeri bayağı bir yaralandı. Ben de iki haftadır dışarı göndermiyorum, yaraları iyileşti ama bu sefer de bu kitle çıktı başımıza.

Kuduz aşısının süresi dolmuştu, kuduzdan korktum ama veterineri aradık, kuduzda şişlik olmaz dedi, zaten su içiyor, ışıktan korkmuyor, huzursuz değil. Anlayacağınız acaba diğer kediden bir mikrop mu bulaştı, iltihaplandı diye düşünüyorum. Siz kediler hakkında baya bir şeyler biliyorsunuz gördüğüm kadarıyla. Bu konuda da bildiklerinizi benimle paylaşırsanız çok sevineceğim.

thomasina
19-07-2009, 21:05
Tekrar Merhaba. Aynı sorun benim evdeki 15 yaşımdaki kedimde de var. Yani dışarıdan gelen kedilere karşı son derece hassas. Tabii ki size katılıyorum, ev kedisinde kendi alanını yaratmak kaygısı hem daha fazla, üstelik yapılan kavgalarda ne yazık ki üstünlük bizimkilerde değil çoğu zaman. Ben biraz daha rahatı, benim ki kısırlaştırılmış olduğundan bir dişi kavgasına dönüşmüyor allahtan. Ama zaten yeterince hassas olan bizimkilerin bünyesi sokak kedileriyle temasta son derece riske giriyor. ne yazık ki ne kadar uğraşsak bunu fazla kontrol edemiyoruz çoğu zaman. En akıllıca olan sıklıkla doktor kontrolünde olmak. Sokak kedilerinin bağışıklık sistemleri daha güçlü olduğu için onlara fazla zarar vermeyen bazı virüs ya da mikroplar bizimkileri perişan edebiliyor. Dediğim gibi en iyisi kontrolü elden bırakmamak.
Şimdi asıl şu şişlik olayına geldiğimiz de ben başka bir şeyden bahsettim. Eğer yanlış anımsamıyorsam kedilerde virütik bir rahatsızlık vardı, çenelerinde ya da yanaklarında böyle kitlelere neden olan. Ve eğer ev kedisi değilse kendiliğinde kaşıyarak patlattıkllarını da duymuştum. Ama dediğim gibi başıma gelmediği için tam olarak şimdi size yardımcı olamıyorum. Yarın bir iki veteriner tanıdığıma da danışacağım, siz de bu arada sisinkine ulaşırsınız inşallah kuzucuğumuza yardımcı oluruz. Ben sıklıkla giriyorum siteye, yarın daha sık gireceğim sizden haber bekliyorum ve eğer bir şey de öğrenirsem hemen size ulaşacağım. İçinizi ferah tutmaya çalışın ne olur, onların bizden başka kimseleri olmayınca bizim pozitif enerjimize çok gereksinimleri var.
Tekrar geçmiş olsun diyorum, onun da patilerinden öpüyorum.

Sûz-i Dilârâ
20-07-2009, 18:07
Sevgili Thomasina, Süt oğlumu bugün üniversitenin hayvan hastanesine götürdüm, hoca baktı önce apse sandı; "İltihabı iğneyle alırız" dedi, bizimkine narkoz verdi, bayıltıp jiletle şişliğin üzerindeki tüylerini aldı ve enjektörle iltihabı alırken bunun iltihap olmadığını kedilerde çok nadiren görülen bir durum olduğunu söyledi, daha çok ineklerde ve sığırlarda görülüyormuş:( kemik içindeki hücreler mikrop kapmış ve yayılmış. Hastalığın ismini de söyledi ama Latince olduğu için aklımda tutamadım, o telaş, yorgunluk içinde. Penos şurup (penisilin grubu antibiyotik)+ iode iodure krem verdi şişliğin üzerine sürmem için. Şurubu da günde iki kez verecekmişim. Bizimki hâlâ baygın yatıyor içerde, nerdeyse saat 14:00'den beridir uyuyor.:( Aşağıda ilk resimde şişlik daha bariz olarak görülüyor, ikinci hastane bahçesinde narkozdan önce:rolleyes: diğeri ise kehribar gözlüm evde hâlâ baygın vaziyette yatarken.

thomasina
20-07-2009, 19:41
Kıyamam sana. Geçmişler olsun. Ben de bugün bayağı araştırma yaptım ama resimle bile olsa kimse bana birşey söylemek istemedi, gözleriyle görmeden. Nazımın fazlaca geçtiği kişiye de tatilde olduğundan ulaşamadım. Ama çevremde soruşturduğumda benim bahsettiğim olayın sokak kedilerinde sıklıkla rastlandığını iyice anladım, ki sizinki sanırım daha farklı bir sorun. Ama tabii her neyse hemen müdahale yaptırmış olmanıza çok sevindim. Narkoz onu bayağı bir sersemletecek ama o kadar eminim ki bir şeyi kalmayacak. Toparlanacak inşallah, kaygılanmayın diyeceğim ama biliyorum ki yersiz, en azından içinizi serin tutmaya çalışın. Ne badireler atlatıyor bizim kuzucuklar biliyorsunuz. Bunu da atlatacaksınız birlikte. Acaba tedavi ne kadar sürecek? Riskli bir durum var mıymış? Sıçraması söz konusu mu? Merak ettim açıkçası. Bu arada kaç yaşında Süt Oğlunuz? Çok güzel bakışları olduğunu biliyorsunuz değil mi? Bir içim su maşallah, nazarlardan saklansın... Belki diğer kedi başlığında okumuşsunuzdur bende de iki kardeş var henüz bir yalık olmadılar. Annesizler. Kurtardık, yaşıyorlar ama hala gözümü ayıramıyorum. Evdeki oğlum onlar yüzünden huzursuz hala. Sersemlemiş haldeyim. Bir de bugün bebekler ishal olmaz mı? Ne yaptım da oldular anlayamadım. Canım çok sıkıldı. Şimdi sürekli kum izlemesindeyim, üzücü gerçekten. İshal bebekler için çok riskildir bildiğimden şu anda ne yapsam bilmiyorum.
Neyse zaten hastanız var, lafı uzatmayayım. Habersiz bırakmayın oldu mu?
Tekrar geçmiş olsun, acil şifalar güzel oğlunuza...

Arzu Kasapoğlu
20-07-2009, 19:58
Çok geçmiş olsun suzi-dilara, umarım kedin en kısa zamanda eski sağlığına kavuşur.

Sûz-i Dilârâ
21-07-2009, 08:00
Teşekkür ederim Arzu Hanım, sevgili Thomasina bu sabah ilaçları kullandım, kremi sürdüm ona pek itiraz etmedi ama şurubu istemiyor, zorla ağzının kenarından verdim hemen atmak istedi, işin garip tarafı ağzından köpük şeklinde tükürükle beraber atıyor. 2 cc demişti veteriner ama ben ancak 1cc yi verebildim daha. Çok uğraştıracak beni, dünden beri her tarafa kustu, şimdi de bu şurubu verdikçe tükürüklerini çıkarıyor etrafa:( ne yapalım katlanacağız yeter ki iyileşsin.

4.tekilkişi
21-07-2009, 10:09
Kedilerin titreme olayı. Taa ilk sayfalarda anlatmış Sevgili Arzu Kasapoğlu. Benim kara kedim de aynı sizin de tarif ettiğiniz şekilde epilepsi nöbetine benzer titremeler geçirdi. Soğan kesip burnuna yaklaştırdık parfümlerle felan anca kendine geliyordu. Keskin kokularla uyarmak gerekiyordu. Veterinere götürdüğümüzde parazit olabilir dedi. Kedimizi evcil hayvan dükkanından almıştık ama annesi sokak kedisi olduğu için parazitlerin anneden geçmiş olabileceğini söylemişti. Ve tedavi için ilaç verdi. Biraz daha dikkat edince yediklerine ve ilacı da düzenli kullanınca geçmişti. Herkes kedilerine sağlıklı baktığı için, ve parazit sorunu yaşanmadığından olsa gerek bu tür olayı tecrübe etmemiş pek fazla kimse. Böyle bir şey, Epilepsi gibi kötü şeylere yorumlanmasın. Parazit olabiliryormuş sadece.

Bahsi geçen konu bu değil, fakat yazmak ihtiyacı hissettim yine de.

Sûz-i Dil-ârâ geçmiş olsun, çok üzüldüm halini görünce Sütoğlunuzun. Bir an önce eski sağlığına kavuşsun inşallah.

Arzu Kasapoğlu
21-07-2009, 11:53
Çok şükür kedim aylardır bu nöbetleri geçirmiyor.Titreme nöbetlerinin parazitten olabileceğini eminim benim gibi bir çok kişi duymamıştır. Bu açıklamanızın çok faydalı olduğunu düşünüyorum. Teşekkürler 4.tekilkişi :)

Suzi-Dilara, eğer kedin yoğurt yemeyi seviyorsa az miktar yoğurt içine bu ilacı katıp yedirmeyi dene.

begonvil 14
21-07-2009, 12:57
Sevgili Süz-i Dilara çok geçmiş olsun. İnşallah kısa zamanda toparlanır. Ağzından köpük gelmesi korkudan, heyecandan olurmuş. Biz de Çileği Veterinere götürünce ağzından tükrük çıkarır. Çok güzel kedişiniz var bu arada. 41 kere maşallah.

thomasina
21-07-2009, 14:11
Düne göre daha iyi olmasına sevindim gerçekten. İlaç içirirken hiç olmadığımız kadar inatçı olmak gerekiyor güzellerimize karşı, başka çare de yok. Ben en sevdiği mamanın içine katıyorum ama bazen onu bile anlayıp yemiyor kurnaz. Ben de inatlaşıp ağzına enjekte edip yutması için yalvarıyorum. İşin ilginç yanı ben hapı daha rahat içiriyorum o nedenle hep hap isterim doktordan. Bir şekilde üstesinden geleceğinize çok inanıyorum.
Tekrar şifalar diliyorum.
Öpüyorum patilerinden seni Sütoğlan..

Sûz-i Dilârâ
22-07-2009, 16:08
Sütoğlumun boğazındaki şişlik bugün deşildi kendiliğinden ve nerdeyse gün boyu iltihaplı kan aktı.;) İlk kan aktığında kedicik baya bir korktu kanı görünce ciyakladı, kaçtı ama o kaçtıkça kanlar da onu takip ettiği için daha çok korktu.:o Sonradan alıştı bu sefer de yerdeki kanları yalayıp temizlemeye başladı, kızdım yapma, yeme o pisliği diye ama ne beni yanına yaklaştırdı, ne de kanları yalamaktan vazgeçti, ben de kanları yemesin diye elimde bez yanıbaşında bekledim bir yandan da "yanındayım oğlum korkma" yönlü telkinlerde bulundum. Öğleden sonra biraz uyudu ve kalkıp sütünden biraz içti, şimdi her zamanki gibi ben neredeysem orada, evin içinde beni takip ediyor.;) İnşallah tamamen iyileşir kuzucuğum. Bembeyaz boğaz tüyleri kıpkırmızı oldu.

Bu arada hiç de veterinerin dediği gibi bir kütle değilmiş, basbaya iltihaplı bir şişlik, o da patlayıp içindeki pisliği akıtınca şişlik falan kalmadı. Veterinerlerdeki yalnızca inek ve sığır tedavi etme aşkına bir anlam veremiyorum, başka yerleri bilmiyorum ama burda nerdeyse başlarından savdılar, birini telefonla aradım, üniversiteye yönlendirdi, üniversitedekiler de film bile çekmeden koydular teşhisi hem de yanlış.:mad: İstanbul'dan birkaç veteriner aradım onlar da görmeden bir şey söyleyemeyeceklerini belirttiler. Böyle acılı kedicikle bir başıma kalakalınca Allah'a çok dua etmiştim, çok şükür kabul etti duamı. Bugün yarın hiçbir şeyi kalmaz artık bu pis sıvıdan kurtuldu ya:cool:

Sûz-i Dilârâ
22-07-2009, 19:12
Oğlum daha iyi olduğuna göre bir şirin kediciğin resmini paylaşmak istedim sizinle.;)

Göl kenarında bir lahmacuncu ve civarını yurt edinmiş bir sokak kediciği, bu kadar mı güzel olur, bu kadar mı derin bakışları olur, insanlara pek alışık değil, bahçede kurulu bir masada oturuyorduk, uzaktan mahsun bakışlarını görünce dayanamadım lahmacundan onun payını kestim ve çağırdım ama o, ben çağırdıkça kaçıyor, en sonunda uygun bir yere bıraktım ve masama döndüm. Yemeğini yedi, bizim masaya doğru biraz daha yaklaştı, gittim biraz daha yemek verdim, onu yedi biraz daha yaklaştı, doymak bilmiyor obur.:p Biraz daha, biraz daha derken sonuç:p en sonunda patilerini yalaya yalaya kucağıma geldi ve mırıl mırıl sokulmaya başladı.;) Azıcık lahmacuna karşılık ödülüm çok büyük oldu.;) Kucağımda derin bakışlarıyla bana teşekkür eden dünya tatlısı bir canlı.;)

thomasina
22-07-2009, 20:45
Sütoğlunuzun bugün daha iyi olmasına sevindim. Galiba benim teşhisim neredeyse doğru. Birkaç güne kadar benim tanıdığım istanbulda olcak ve oğlunuzun resimlerini göstereceğim. Bakalım ısrarımla neler anlatabilecekler bana. Patlayınca içinden akanla beraber şişlik iniyordu benim de gördüklerimde. Neyse iletişimi koparmayalım da bir yardımım olur belki. Bu arada kucaktaki de ayrı bir güzel, inanılmaz.
Ben de evdeki misafirleri bir türlü oğluma gösteremedim hala. İyice tedirgin olmasından ve yemeden kesilmesinden korkuyorum. Şu bebeklere bir yuva bulsam içim öyle rahatlayacak ki anlatamam. Birkaç kare de benden olsun bakalım benimkileri sevecek misiniz?
Bu benim 16 yaşına yürüyen oğlum...Paşa oğlum...
http://img297.imageshack.us/img297/7498/n1449469030833.jpg

Bu da şimdi oğlumuzdan saklı misaifr ettiğimiz Zeytin ile Kömür kardeşler. Hala çok küçükler ve acil yuva arıyoruz
http://img512.imageshack.us/img512/8748/s7301748.jpg


Bu da yine eşimle birlikte üç günlükken bulup yaşattığımız Garfi. Şimdi kocaman bir çita gibi çok sevildiği bir evde yaşıyor.
http://img107.imageshack.us/img107/4861/dsc03135t.jpg


Bu aile dört ay önce eşimle yaşama döndürdüğüm yavrular ve anneleri. Şimdi hepsinin bir yuvası var.
http://img22.imageshack.us/img22/9871/dsc01879p.jpg

Nariel
22-07-2009, 22:23
Sütoğlanın iyileşmeye doğru gitmesine çok sevindim:) Gözünüz aydın;) Hayvancağızın da çilesi sona erir inşallah..

Sevgili thomasina, Kömür ve Zeytin'i neden süt annesinin yanında bırakmadınız? Sokakta da olsa bir anneyle büyümeleri daha iyi olurdu gibime geliyor. Kendi yavrusu gibi korurdu onları.

Ferda Ülkümen
22-07-2009, 22:39
Sayın Sûz-i Dilârâ

Benim kedimin de kalçasında bu tip iltihaplanma oldu birkaç kere.
Apse patlayıp aktıktan sonra veteriner 5-7 gün antibiyotik tedavisi yaptı, hatta son seferinde yara geniş olduğundan dikiş attı.
O yüzden verdikleri antibiyotiğe devam edin bence.

thomasina
23-07-2009, 00:11
Sevgili Nariel süt anne yanımızda değil. Kuyruğu kopartıldığı için operasyon bekliyor klinikte. Kuyruk için getirmiş sahibi, bir bakıyorlar hamile mecburen bekliyorlar. Doğum yapıyor üç yavurdan ancak biri yaşıyabiliyor. Bebeği 15 günlüktü ki biz Kömür ile Zeytin' i bulduk. Balayını iptal edip evde bunları yaşatmaya çalışacaktık ki sağolsun ilk bakımlarını yapan veterinerimiz önerdi süt anne fikrini. Yoksa zaten hasta bir dişiydi. Sütten biraz kesilmesini ve kendi bebeğinin biraz büyümesini bekliyoruz dedi. Bu da 15 gün civarı sürer, kabul ederse burada kalsın biraz toparlansın sizinkiler dediğinde sevinçten havalara uçtuk eşimle. Baktık aldı bizimkileri yüreği büyük anne. Bizde bıraktık ama tatil dönüşü almak zorundaydık çünkü annenin artık operasyon zamanı gelmişti. İşte bizim maceramız bu. Yoksa ben anne sütten kesmeden yavruların yuva sahibi yapılmasını bile çok gerekmedikçe istemiyorum. Bugün çok iyiydiler kara kardeşler ama Zeytin bir saat önce çok halsizleşti. Hep 22,30 civarı uyutuyordum, geciktiği için mi çok uykusu geldi yoksa başka bir şey mi var anlayamadım. Hoş çok arsızca yemek yiyor belki de ağırlık bastı ama yine de huzursuz oldum ben. Çok tedirginim şimdi uyumayıp kontrol edeceğim sürekli.

tolgahann
23-07-2009, 00:35
Süt oğlanın iyileşmesine gerçekten çok sevindim. Tüyleri gitti ama olsun yeter ki iyileşsin.Kökü onda nasılsa.:)

Sûz-i Dilârâ
23-07-2009, 05:16
Arkadaşlar hepinize ilgi ve destekleriniz için çok teşekkür ederim.;) Hastalık boyunca telaşımın azalmasında ve kediciğe panik yapmadan daha soğukkanlı yaklaşmamda çok büyük destekleriniz oldu. Dünden beri içim öyle rahat anlatamam. Oğlum tamamen normale döndü çünkü meraklı oğlum her zamanki gibi dışarda olan bitenleri görmek için pencerenin önündeki yerini aldı.:D
Bugün bir pamuk ıslatıp onun ulaşamadığı tüylerindeki kanları temizleyeceğim.

Sevgili Thomasina, baştan beri koyduğunuz teşhis doğruymuş gerçekten. Demek ki azıcık dikkat ve sevgi bile yeterli oluyormuş, dediğiniz gibi iletişimi koparmayalım, siz lütfen veterinerin bana verdiği Penos'u da bir sorun olur mu? Bu süreçte bir faydası olur mu? Yanlış teşhisten sonra güvenim sarsıldı, "yalnızca ineklerde ve sığırlarda görülen bir hastalıkmış!" güya...

Bu arada hayata kazandırdığınız kedicikler çok çok tatlılar, Zeytin, Kömür ve Garfi'ye bayıldım, hele Garfi'nin süt içişi, biberonu tutuşu:p ya diğer minik fareler...:D Keşke imkânlarımız olsa da bütün sokak hayvanlarına bakabilecek bir yerlerimiz olsa, inşallah kısa zamanda bir ev bulunur yavrucaklara.
Zeytin şimdi nasıl, gece halsizleştiğini yazmışsınız?

Paşacığa Allah uzun ömürler versin, nazarlardan saklasın.

Tolgahann iyi dileklerin için çok teşekkür ederim, Süt'ün yakında sakallar uzamaya başlar.

thomasina
23-07-2009, 11:47
Çok sevindim Sütoğlunuza çok sevindim Sûz-i Dilara. Günlük yaşamındaki telaşlara kapılması ağrı, sızı bakımından rahat olduğunu gösteriyor. Aslında o kadar güzel anlatırlar ki canlarının acıdığını, gözlerinin renginden ve oturuş şeklinden kolayca anlaşılıyor. Yeter ki beraber yaşadığımız dostumuzu iyi tanıyıp, gözlemleyelim.
Zeytin' e gelince iyi dilekleriniz için teşekkürler. İyi allahtan. O biraz daha küçük galiba fazla oynayınca yoruldu. Bir de fazla yemişti, gaz çıkarmasına yardımcı olunca ayaklarını karnına doğru çekmekten vazgeçince rahatladığını anladım. Ama inanın hemen her saat başı kontrol ettim. Tabii siz benim minik yavruların uykudayken nasıl paranoyak olduğumu bilmiyorsunuz. Yukarıda yaşattığımız Garfi bizdeyken daha minicik, uyuyordu kıyamadım kaldırıp da mamasını vermeye. Uyusun dedim bebeğe daha yararlı. Sonra baktım fazla uyudu elime almamla başının düşmesi bir oldu. Annesini aramasın diye koyduğumuz pelüş kumaşa sarılınca zaten hava sıcak, sıcak çarpması olmuş. Tabii ben kalbini pek hissedemeyince bir çığlık attım, bütün Kadıköy duydu. O çığlığım onu sıçratınca bir an kendine geldi. Onu kalbime yapıştırıp güç alsın diye üstüm başımla veterinere koştum. Gittiğimde beyin fonksiyonları durmuştu tamamen. Omirilik devreye girmişti. Bu da demek oluyor ki yalnızca kalbi ritmik atıyor ve ciğerleri biraz. Yani hayatta ama bitkisel gibi. Karı koca veterinerle ki gerçek anlamda hayvanseverlerdir. Üç saat boyunca yaşama geri döndürmek için uğraştılar. Her şeyi deneyemiyorlar çok küçük ama bırakamıyorlar da delirdik. Ya geri gelecek ama mutlaka hasar bırakacak felç ya da kişilik bozukluğu falan. Fakat bir ara o minicik bedeni gördüğümde dedim ki geri gelsin de ne olursa olsun. Ama çok uzun süre yanıt vermedi bize. Doktorlardan biri artık tıbben yapılacak bir şey yok diyerek, tişörtünün altından göğsüne yatırdı miniği. Kalp atışlarından güç alsın hem de minicik bir tepki verirse de farkedebilelim diye. O göğüste tam yarım saat hareketsiz yattı. Artık çok çaresizdik ki kuyuğunu minicik oynattı. Havalara uçtuk. Hala konuşuruz doktorlarla, bu olayın adı mücizedir. Tam olarak kendine gelmesi günler aldı. Benden de bir ömür gitti. Kendimi o kadar suçladım ki neden uyuyor sandım diye, neden pelüş koydum diye anlatamam. O yüzden bir ara Nariel' e pelüş konusunda uyarıda bulunmuştum. Sıcak vurması kedilerde çok sık rastlanıyor genelde de geri dönüş olmuyor. Yetişkin kediler de bile görülüyor, ev kedilerinde özellikle. Aman dikkatli olalım neolur sıcaklarda. Garfi de o rahatsızlıktan bir hasar kalmadı sanıyorduk ama meğerse aşırı zeka ve yaramazlık kalmış. Şimdi eşimin kuzeninin kedisi o. Gittiğimde mutlak bir kez ağlarım severken. Benim için dönüm noktasıdır o olay. Çok annesiz yavru yaşatabildim ama minik bir kediyi sıcaktan kaybetmek ve birebir onun yaşam mücadelesini izlemek inanılmaz bir ders oldu bana. Bu gece de Zeytin' den o yüzden huylandım işte. Allahtan bir şeyi yok. Hatta şu anda tavşan gibi zıplamakta. Şükürler olsun.
Neyse ben yine çok konuştum, herkese sağlıklı, sevgiyle dolu günler dilerim., tabii miniklerimizle birlikte...

Nariel
24-07-2009, 16:34
Sevgili thomasina, ben süt anneden bu yüzden aldığınızı hiç düşünmemiştim, şaşırmıştım bu yüzden. Yapılabilecek en iyi şeyi yapmışsınız..

Lalezan
29-07-2009, 21:35
Bu kedicikler, Tasmalının geçen seneki yavruları.Bu seneki yavrularını ne yazıkki erkek kediler öldürdü.

Lalezan
29-07-2009, 21:47
diğeri,

thomasina
29-07-2009, 23:16
Size kurban olayım ben. Bu kadar güzel olur işte doğanın yüreğinden kopan. Onları yok sayanlara sözüm, güzel bulamayan, minicik kalplerinin atması için çaba harcamayan, eli kolu bağlı, dahası ruhu kararmışlara sözüm...

Lalezan
30-07-2009, 10:54
Duygularınıza içtenlikle katılıyorum,Sevgili Thomasina..Malesef insanlar bu güzelliği bakıyorlar ama göremiyorlar ..

thomasina
31-07-2009, 11:01
Sûz-i Dilârâ. Süt oğlanı merak ediyorum. Nasıl iyi mi? Bir haber veririseniz çok sevineceğim.
Esenkalın...

Sûz-i Dilârâ
01-08-2009, 14:45
Sevgili Thomasina, bizim internette sorun vardı birkaç gündür gelemedim, kesilip duruyordu bugün düzeldi. Sütoğlum şimdi çok çok iyi, günlük yaşantısına döndü. İlk şişlik patladıktan ve içindeki iltihabı akıttıktan sonra biraz şişlik daha kalmıştı, onu da yanağından patlattığı ikinci bir yerden akıttı, bir-iki gün damla damla sarı su geldi şimdi her iki yara da kabuk bağlamaya başladı. Boğazındaki ve yanağındaki tüyleri de tekrar çıkmaya başladı. Bu sıra bol bol süt ve yoğurt yiyor, tabağını boş gördüğü zaman beni çağırıp buzdolabına götürüyor, ya süt ya da yoğurt istiyor.;) Bu hastalığın benim için en sevindirici yanı da, kediciğimin daha önce ilgi duymadığı gıdaları da istemeye başlaması.

İlginiz ve duyarlılığınız için tekrardan çok teşekkür ediyorum.

Süt'ün biraz önce çektiğim resimleri;

Sûz-i Dilârâ
01-08-2009, 14:54
Keyfine o kadar düşkün ki:D Sağlıklı zamanlarından birkaç kare;

Bu arada sevgili Lalezan, o dünya güzelleri neredeler şimdi?

Arzu Kasapoğlu
01-08-2009, 15:00
Kedinin iyileştiğine çok sevindim suz-i dilara :) Bu arada kedin çok terbiyeli sanırım, maşallah. Koltukları tırmalayıp içinden süngerlerini çıkarmamış;) Bizim koltuklar perişan halde.

Sûz-i Dilârâ
01-08-2009, 15:16
Sevgili Arzu, kedicik terbiyeli mi bilmem de büyüme sürecinde çok çektik, bir porselen demliğimi, bir porselen şekerlik kapağımı kırdı, takımlarımı bozdu:D İki defa ocağın üstünden çay dolu demliği ocaktan aşağı tangur tungur devirdi, duvarları, halıyı mahvetti o kadar yaramazdı ki!
Okurken sehpanın üzerine bıraktığım kitapları tırmalaya tırmalaya mahvetti, bir kere evin içine kazara girmiş bir kelebeği kovalarken tv sehpasının ve diğer sehpanın üzerinde ne var ne yok yere indirdi, bir ara duvardaki tablolar hep yamuktu, oyun olsun diye koltuğun üzerine çıkıp tabloya patisiyle vuruyor, tablo öbür tarafa eğilince bu sefer de öbür patisiyle tekrar vuruyor, en komiği de bir gün mutfağa bir girdim, bizimki tüle tırmanmak isterken başaramamış tülde asılı kalmış, minik olduğu için de perde de çıkmamış yerinden, öyle bir ileri bir geri sallanıp duruyor bir yandan da miyavlıyor, ciyaklıyor korkmuş.:D

Çiçeklerime verdiği zararları, sabahın 3'ünde başucuma gelip beni uyandırmasını onunla beraber evin içinde dolaşmamı istemesini, evin içinde muhtelif noktalara işaretler bırakmasını da saymıyorum ve daha aklıma gelmeyen onlarca vukuatını da.

Şimdi iki yaşında eski yaramazlıklarından birçoğunu terketti ama bize de çok çektirdi.:D Her şeye rağmen ne kadar da çok seviyorum oğlumu.;)

thomasina
01-08-2009, 15:19
Süt Oğlan aferin sana. Çok sevindim, iyi olmasına. Kediler tüm hayvanlar gibi bedenlerini iyi tanıyorlar ve dinliyorlar, ona göre bazen yemek istiyorlar. Tıpkı ihtiyaçları olduğunda ot yedikleri gibi. Araştırsak eminim o süt ve yoğurtta sizinkinin şu andaki durumuna uygun bir madde mutlaka buluruz:))
Sevgili Arzu Kasapoğlu, benim koltuklarda perişan, kumaş sandalyelerde... Hatta bu aralar bendeki minikler ne kollarımı bıraktılar ne de bacaklarımı... Katlanıyoruz, bile bile:)))

Ülker
01-08-2009, 15:49
Kalbi sevgi dolu dostlarım, yazılarınızı takip ettikçe, varlığınızı bildikçe içim rahatlıyor.
Ben Miagi'ye (miagi, benim aslan parçası kedim) arada bir halis zeytin yağı veriyorum.
Normal zamanlarda sadece bir kaşık içiyor, eğer kavga ettiyse, yarası beresi çoksa bir çay bardağı kadarını hemencecik içip, tekrarı için yüzüme bakıyor.

Arzu Kasapoğlu
01-08-2009, 16:16
DEmek hepimiz benzer şeyleri yaşamışız ve hala yaşıyoruz;):p

Lalezan
01-08-2009, 22:12
Sevgili Süz i Dilara , bu görmüş olduğunuz kediciklerden malesef birtanesi yaşıyor,oda annemde .Geçenlerde beş yavrusunu düşük yapmış.Herhalde ilk hamileliği olduğundan beş yavruyu bünyesi kaldıramadı.Yakında annemlere gidince resmini çeker size gönderirim..

Lalezan
01-08-2009, 22:24
Diğer kedicikler ise sizleri üzmek istemem ama ne yazıkki araba ezdi.Evimiz cadde kenarı olduğu için kedicikler kendilerini arabalardan koruyamıyorlar.Ama bazı kedilerde arabalara çok dikkat ediyor.Anneleri Tasma,lı beş yaşında karşıdan karşıya geçeceği zaman etrafı kolluyor,araba olmadığından emin olunca karşıya geçiyor..Ben ve eşim elimizden geldiğince kedicikleri korumaya çalışıyoruz ama fazla elimizden birşey gelmiyor çok üzülüyoruz....

Lalezan
02-08-2009, 23:18
Arkadaşlar, önceki mesajımla umarım sizleri üzmemişimdir.Kediciklere evimiz müsait olmadığı için ancak balkonda bakabiliyoruz.Eşim onlar için mobilyacıda özel olarak ,çok güzel bir yuva yaptırdı.Evimiz 2.kat ve balkonumuza kadar tırmanan bir asmamız var .Kedilerimiz asmadan inip çıkarak balkonumuza ulaşıyorlar.Tabi dışarıya alıştıkları içinde sokaklarda geziniyorlar ve evimiz cadde kenarı olduğu içinde arabalardan kendilerini maalesef koruyamıyorlar.İnanın eşim ve ben bu konuda birşey yapamıyoruz.Bazı kalpleri kararmış, bu dünyanın sadece insanlara ait olduğunu sanan kişiler, kedilerimizin balkona tırmanmalarından rahatsız oluyorlar.Alt katımızda yaşayan kişi kedilerimizin kendi kapısından geçip ,balkonumuza tırmanmalarını engellemek için çok komik yöntemler uyguluyor ama engel olamıyor.....

thomasina
02-08-2009, 23:52
Ah Lalezan, ne yapsak da sokaktaki tehlikelerden onları koryamıyoruz. Sizin oralara göre biz burada daha zorluk çekiyoruz. Ama sokakta yaşayan dostlarımız için hayat zor. Bazen ufaklıklar elimizin altında araba tehlikesine karşı eğitilmiş oluyor ama yine düşüncesiz biri tarafından canı yakılıyor. Kışın daha da zor. İnsanlara uzak olan yavrular ısınmak için arabaların motorlarına giriyorlar. Eğer şanslıysa bizim sokakta ve biraz da bağırmışsa aşağıya inip girdiği arabanın üstüne not bırakıyorum. Bizim sokak insanı da esnafı da artık benim bu hallerime alıştı. Hatta hiç kedi beslemeyen hatta uzak olan ve belki de sevmeyen birilerini bazen yardım için en azından bana haber verirken görüyorum. Sonrasında yardım da ediyorlar. Kazanılmış insanlar. Çok seviniyorum o zaman onların adına.
Ama dedim ya ne kadar uğraşsanız da birileri hep engel oluyor. Çok kötü şeyler yapanları gördüm. Başka türlü anlamayınca devam edince kendimi kaybettiğimi de hatırlıyorum. yine de sonuç değişmiyor. Büyükşehir onları yutuyor. En iyisi güvende olmadıkça doğmasınlar istiyorum bazen. Bütçem uygun oldukça kısırlaştırma yaptırıyorum ama. Ne olacak yani yavru kedi göremez hale mi geleceğiz?
Gideceğim bu şehirden istediğim kadar hayvanı besleyebileceğim, sığınanlara, bana bırakılanlara bakabileceğim dağ başı bulacağım. Başkaca bir çaresi yok anlaşılan.
İçim ezildi yine...Umutsuz olmayayımda kuzucuklara bir yararım olsun değil mi?
Tüm doğa güçleri sizin ve eşinizin yanında olasun.
Sevgiyle kalın.

mavincan
03-08-2009, 10:35
sn. Arzu söylediğiniz olayı ben de yaşadım malesef benim yavruları kaybettim. Öğrendiklerimi size de aktarmak isterim. 1. Kesinlikle yavruları ısıtmak için termofor benzeri ısıtıcı kullanmayın barsaktaki bakterilerin çoğalmasına neden oluyor. bir bez veya battaniye koyun yanlarına daha iyi. 2. süt yerine bebek maması suda çözülenlerden, normal sulandırma oranından daha fazla sulandırarak. 3. ilaç olarak ise bir diş sarmısağı tuzla ezin ve bir yemek kaşığı yoğurda karıştırarak damlalıkla veya çay kaşığı ile yedirin biraz nazlanıyorlar ama kesin sonuç veriyor. bizim köpeği ve bahçedeki kedileri öyle kurtardım.

Arzu Kasapoğlu
03-08-2009, 12:05
Sayın mavincan, aydınlatıcı bilgileriniz için çok teşekkür ederim. Benim kedilerim büyüdü ve yakında iki yaşına girecekler. Şu an gayet iyiler :)

Anlattığınız sarmısaklı karışım bağırsak kurdu için mi?

mavincan
03-08-2009, 18:19
sn Arzu; söylediğim sarımsak yoğurt karışımı kedi ve köpeklerde gençlik hastalığında faydalı oluyor. Bunu barınaktan aldığımız yavru körek hastalandığında veteriner önermişti uyguladık, antibiyotik tedavisi ile beraber. köpek iyileşti. Notumda belirttiğim gibi bahçedeki hasta kedilere verdiğimde de olumlu sonuç aldım. Sanıyorum sarmısak ve yoğurt karışımı güçlü bir antibiyotik etkisi gösteriyor. saygılar.

Arzu Kasapoğlu
03-08-2009, 19:09
İnşallah herkesin haberi olur bu karışımdan. Bu hastalığa yakalanan hayvanlar bir yaşına gelmeden tedavisi yok diye ölüyorlar.

Çok teşekkürler sayın mavincan...

Lalezan
04-08-2009, 21:36
Arkadaşlar, bu kediciklere bizim odunlukta bakıyoruz.Anneleri Kayniş,de ,beş senedir bizim odunlukta yaşıyor.Birtürlü kedicikleri kendimize alıştıramadık hala,bizden kaçıyorlar.Oysaki biz onlarla oynamak, patilerini,ağızlarını, burunlarını,okşamak istiyoruz,Çok sevimliler değil mi?

Arzu Kasapoğlu
04-08-2009, 22:06
Gerçekten çok tatlılar :)

thomasina
05-08-2009, 10:26
Ay bunlar da ne... Lalezan nereden buluyorsunuz bunları vallahi şaşırıyorum. Delilik bu, hepsi benim olsun istiyorum. Ağızlarına, burunlarına bakın bir, iyi ki yanımda değiller, yoksa vallahi ısıracağım.
Benimkiler de artık deli sınırındalar oyun için. Birbirlerinin bıyıklarını bile yoluyorlar:) Daha büyük abiyle hiç karşılaşmadılar, bizimki biraz üzgün ama idare edeceğiz bir hafta kadar daha. Bir tanıdığımızın site içindeki bahçesine vereceğiz sanırım. O çok ilgilidir, gidip görebilirim de. Ama yine de çok üzülüyorum. Tek avuntum iki kardeş olmaları, bir süre onları idare edecek. Ama susayınca bile haber verecek kadar iletişimi olan iki bebeği şöyle ev ortamı bir yuva edindiremediğim için çok üzgünüm.
Bu kadar ilgili olmanız beni çok sevindiriyor Lalezan. Sizinle gurur duyuyorum.
Sevgiler...

Lalezan
05-08-2009, 12:30
Sevgili thomasina, bu sene kedilerden yana hiç şansımız yok.Her sene daha çok kedimiz olurdu.Onlarla haşır neşir olur, oynardık.Bu senekiler bize bir türlü alışamadılar.Bu gün merkeze annemin yanına gideceğim.Annemin kedisi Kınalı,yı seveceğim.Birkaç gün sonra Kınalının resimleriyle döneceğim..

Nariel
09-08-2009, 22:50
Sokakta dolaşan kedi-köpekleri sevmeyenlerin, sevmeme sebeplerini bulamıyorum.

Biz de ailecek her gece el ayak çekildikten sonra sokağın öbür tarafındaki metruk ev çevresine ve park kıyısına gidiyoruz; bir anne kedi ve 5 yavrusuna yemek götürüyoruz. Pisi pisi diyince uzaklardan ürkek ürkek geliyorlar;)

Ayrıca birkaç tane daha kedi var bahsettiğim yer yakınlarında yaşayan; çağrımıza onlar da cevap verdiği için onlara da yiyecek ayırıyoruz;) Hele biri var ki resmen top sakallı ve bıyıklı; imkanım olursa fotoğrafını sizlere göstermek istiyorum. Bakıp bakıp gülüyorum, top sakal bir kediye bu kadar yakışırmış demek ki:D

Yalnız çete halinde dolaşan köpekler buncağızları rahat bırakmıyor, köpekler de aç ama önceliği kedilere veriyoruz. Köpekleri doyurmak çok zor, biz sadece yemek artıklarını veriyoruz ve bu da köpeklerin dişinin kovuğunda kalır.. Ve köpekler daha çok yer geziyor, çöpleri parçalıyor vb. onlar daha atak bu hayatta. Kedi-köpekler için ara sıra kaplarda su bırakıyoruz ama çöpçüler hemen alıyor kapları:(

İşte bizim 5 yavru ve annenin görüntüleri(görüntülerin bulanıklığı için kusura bakmayın, gece cep telefonuyla ancak bu kadar oluyor..):

Lalezan
11-08-2009, 10:36
Biraz evvel farkettim kedimiz Tasmalı tekrar hamile.Yavrularının büyümesi kışı bulur,çok zamansız yavru yapıyor.

thomasina
11-08-2009, 13:40
Lalezan kimi kediler remen doğurganus oluyor. Benim sokakta öyle bir dişim vardı, deli etmişti beni. Her defasında dört dört. Daha birilerinin yaşatılması travmasını atlatamadan diğerlerini doğuruyordu. E sokakta sürekli araba, çok bebeği kaybettik. Valla ben sonra onu kısırlaştırdım. Ama mahalleden hep ortak karar çıktı. Yalnız doktora ben götürüp getirince bizim kız günah keçisi olarak beni kabul etti. Hala sokakta beni görür bir kapris bir kapris anlatamam. Eskiden kucağımdan inmeyen, şimdi bana hiç yüz vermez, nerdeyse tırmalayacak. Unutmadı, unutmayacakta...

denizkedisi
11-08-2009, 14:00
Arkadaşlar yoğurt , yararlı özellikle antibiyotik tedavisi olan kedilerin bağışıklık sistemi için,karaciğerin,böbreklerin antibiyotikten aldığı zararlı etkiyi atabilmesi için iyi ,ama süt iyi değil.Verilecekse bile sulandırılıp verilmeli,onun yerini ayran alırsa daha iyi olur.Tabii tuzsuz.

thomasina
11-08-2009, 14:15
Kesinlikle size katılıyorum denizkedisi. Halk arasında kedi süt içer diye bir inanış var yaygın olarak ama yanlış. Kedi tabi ki süt içer ama yalnızca annesinkini. Ben de bazen kedilerime yedikleri mamadan sıkılmasınlar diye ağız tadları değişsin diye çok az süt veririm ama o kadar sulandırırım ki süt bile kalmaz kapta. Özellikle inek sütündeki şeker oranı kediler fazla, böbrekler zarar görüyorlar. Bu arada benim şimdi aklıma gelen başka bir şey var çok üzülüyorum. Bazen insanlar beraber yaşadıkları kedilerine ille de evdeki menüyü sevsin diye baskı yaparlar. Yok ev yemeğine alıştırmalı falan denir ya... Yahu tabi ki ekonomik olunur ama kedi salçayı yer mi, ya da patates, patlıcan yemeği suyuna batırılmış ekmeği. Kaldı sebzeden yaptığımız mamalarda bile patates, maydanoz ve patlıcan yoktur, çünkü onlara çok zararlıdır. Bu tür şeyleri yiyen kedicikler var ama onlarda daha çok sokakta duran ve çok aç olanlar. İki lokma kuru mamayla doyuyor çocuklar. Hem evde herkesden daha ucuz yaşasın isteniyor hem de hastalanırsa bize harcanandan daha az para harcansın isteniyor. Bir farkları yok ki bizden...
Anlamakta güçlük çekiyorum bazen...

Lalezan
11-08-2009, 15:23
Lalezan kimi kediler remen doğurganus oluyor. Benim sokakta öyle bir dişim vardı, deli etmişti beni. Her defasında dört dört. Daha birilerinin yaşatılması travmasını atlatamadan diğerlerini doğuruyordu. E sokakta sürekli araba, çok bebeği kaybettik. Valla ben sonra onu kısırlaştırdım. Ama mahalleden hep ortak karar çıktı. Yalnız doktora ben götürüp getirince bizim kız günah keçisi olarak beni kabul etti. Hala sokakta beni görür bir kapris bir kapris anlatamam. Eskiden kucağımdan inmeyen, şimdi bana hiç yüz vermez, nerdeyse tırmalayacak. Unutmadı, unutmayacakta...

Thomisina bu sene Tasmalı,nın 3. hamileliği.Önceki yavrularını önceden belirttiğim gibi, erkek kediler ve kendisi yedi.Bakalım bu sefer yavrularına sahip çıkacakmı?Bu arada eşim ve ben Tasmalı,yı affettik,yine yanımızda yöremizde dolaşmaya başladı.

thomasina
11-08-2009, 16:45
Ben zaten tasmalıyla aranızda geçenlerin bir ana-kız sürtüşmesi gibi algılamıştım, sizinle uzun yazışmalar yapınca:) Hiç sizin o kadar sert olabileceğinizi, eşinizin de buna dayanabileceğini düşünmemiştim. yalnızca başınıza ilk kez geldi şaşkındınız o kadar. Ama inanın biz çözemesek de bütün yaptıklarının onların doğasında bir gerekliliği var. Bakın hem genç, hemçok aktif bir dişi. Belki o nedenle üstüste yapınca bebekler güçsüz doğdu, belki de hastalıklılar. Biz başlarda anlayamıyoruz bile bebeklerin sağlığının nasıl olduğunu. O nedenle kızınızla aranızın hep tatlı bir sürtüşmeyle renkleneceğini biliyorum ben.
Sevginizle, çiçeklerinizle, kedilerinizle kalın...

Lalezan
11-08-2009, 21:13
Tasmalının, beş senedirki doğurduğu yavrulardan,yaşayan tek yavrusu Kınalı.Oda çok hırçın bir kedi.Biraz sevince sinirlenip hafiften elimizi ısırıyor.Fazla ilgiden hoşlanmıyor...Hertarafı yemyeşil kocaman bir meyve bahçesinin tek kedisi.Sürekli böcek avlıyor ve onları büyük bir iştahla, afiyetle yiyor.Annemlerin evine yuva yapmış zavallı kuşlarıda yemiş.Annemle babam birtürlü engel olamamışlar..

Lalezan
11-08-2009, 21:18
Buda Kınalı,nın,ara sıra kocaman bahçeye uğrayan, tek arkadaşı.Evcil bir kedi bir tane yavrusu var.

Lalezan
11-08-2009, 21:46
Sevgili Nariel ,kediler adına size teşekkür ediyorum.Allah kalbinize göre versin.Keşke bütün insanlar sizin, bizim gibi duyarlı olsa.İnanın kedilerle biraz fazla ilgileniyim hemen tepki alıp ,alay konusu oluyorum.Butür insanları bende hiç anlıyamıyorum doğrusu..Sokakta aç susuz,üşümüş zavallı bir kedicik görsem dayanamıyorum içim parçalanıyor...

thomasina
11-08-2009, 22:44
Bırakın size uzaylıymışsınız gibi baksınlar. Anlamaları zor, anlatmak için de boşuna nerji harcmayın. Yakın çevreniz, çocuklarınız sizi örnek alsalar bu yeterli kazanım zaten. Üzülmeyin. Bu arada Nariel inanılmaz bir yüreğe sahip. Uygun olmayan şartlarda bile gerekeni yapıyor, ki önemli olan da bu.
Süt oğlan ne durumda acaba?

thomasina
11-08-2009, 22:45
Bu arada Tasmalı da sandığım kadar genç değilmiş. Bakalım bu kez nasıl olacak yavrularıyla arası?

Lalezan
13-08-2009, 10:18
Bende Tamalı,nın yavrularını merakla bekliyorum.İnşallah yavrularını bu sefer doğru düzgün büyütürde bizde doya doya severiz.

Lalezan
13-08-2009, 10:19
Yakında Tasmalı,nın hamileğini resimleyerek sizlerle paylaşacağım.

Lalezan
14-08-2009, 09:55
Arkadaşlar sizlerde kedilerinizden bahsedin lütfen .Kedilerinizin resimlerini merakla bekliyorum.

Lalezan
16-08-2009, 21:43
Arkadaşlar çok üzgünüm!Beni en iyi sizler anlarsınız.Resimlerini gördüğünüz kedimiz Kınalı maalesef biraz evvel öldü.Birkaç gün önce annem Kınalının aniden rahatsızlandığını, hiç birşey yemediğini,sürekli yattığını söylemişti.Annem Kınalı,nın çok böcek yemesinin onun ölmesinin sebebi olabileceğini düşünüyor.Hiç bir böceği ayırt etmeden büyük bir iştahla yiyordu,galiba zehirli bir böcek yedi.Yazık oldu kedimize çok üzgünüm çok...... Kınalının son resmini sizlerle paylaşıyorum.

thomasina
16-08-2009, 21:46
Çok üzüldüm Lalezan, ne diyeceğimi bilemedim şimdi. Gerçekten üzgünüm, sabır diliyorum size..

Lalezan
16-08-2009, 21:50
Sevgili Thomisina ,üzüntümü paylaştığın için teşekkürler.

thomasina
16-08-2009, 21:56
Buralardan ancak bu kadarı elimden gelebiliyor Sevgili Lalezan. Ben de iki gün önce Zeytin ve Kömür kardeşleri bir tanıdığımın gözetiminde olmak kaydıyla sitelerinin bahçesine götürdüm. Şimdiye kadar iyiler, çok mutlular. Ama bugüne kadar evimde iki ay kadar bakmış olduğum bir kediyi hep bir eve verdiğimden bu olayı hala üstümden atamadım. İki gecedir migrenle boğuşuyorum. Site bahçesinden merak yüzünden kaçacaklar ya da uzaklaşacaklar da başlarına bir şey gelecek endişesinden kurtulamıyorum ya da bir arabanın... Dilim varmıyor. Üstelik hep bu haberi beklemekten başka çarem de yok. Şansları açık olsun. Sıklıkla görebileceğim bir yerdeler ama bu beni rahatlatmıyor. Evde intihara eğilimli depresif 15 yaşındaki kedim Oğlum' la onların arasında bir seçim yapma zorunluluğu çok yıprattı beni.
Ama şundan eminim Kınalı şimdi özgürce koşuyor ve zıplıyor, o artık bir melek...

Lalezan
16-08-2009, 22:11
Böyle güzel bir kedinin, yok olması gerçekten çok acı..Şimdiye kadar, çok kedimimin üzüntüsünü yaşadım.Kedilerimin de senin kedin, gibi uzun ömürlü olmasnı isterdim.Ama ne yazıkki bütün kedilerim çok erken öldü.

thomasina
16-08-2009, 22:15
Lalezan işin aslı evde olan ve dışarı çıkmayan kediler belki bu kadar şanslılar, yoksa inan bu kediye kadar bahçemde ilgilendiğim hiçbir kedime yeterince doyamadım. Doğanın kendine özgü bir dengesi var ya ne kadar çaba harcasan, ne kadar dirensen de o bildiğini okuyor:))

Lalezan
16-08-2009, 22:28
Bende kedilerimi evde beslemeyi çok isterdim,şu anda iki çocuğum olduğu için evde kedi olması pek uygun olmuyor.Çocukken kedilerimi hep evde besliyordum.Hatta onlara sarılıp uyumak en büyük zevklerimdendi. Onların mırıldanmaları bana ninni gibi geliyordu.Annem yinemi yatağa kedileri soktun diye bana kızardı ,annem görecek diye kedileri yorganın altına saklardım..

Lalezan
16-08-2009, 22:44
Şimdi çocuklarıma kedilerle ilgili anılarımı defalarca anlatıyorum,büyük bir zevkle ,bıkmadan usanmadan,dinliyorlar .Onlar, kedileri her okşamalarında ,etraftaki insanların ellemeyin kediler pis ,mikrop, tüyleri, ağzınıza kaçar, hastalanırsınız sözleriyle,ne yapacaklarını şaşırıyorlar.

thomasina
17-08-2009, 08:14
Hayvanlarla iletişim kurabilmenin giderek imkansızlaştığı günümüzde çocuklarını hayvan sevmeye yönlendirmeye çalışan anne baba sayısı da giderek azalıyor.Ne yazık ki dışarıdaki hayvanlarımız ne kadar uğraşsalar da evlerimizdekiler kadar temiz değiller. Ancak taksiler, dolmuşlar, minübüsler, ankesörlü telefonlar ne kadar mikroplu ise ve biz çocuklarımızı dışarda bunlara maruz kaldığında ellerini ağızlarına götürmemeleri konusunda ve eve gelince ellerini yıkamayı nasıl öğretiyorsak bu da onun gibi bir şey. Ben yeğenlerime ilgilendiğim çocuklara hep onlarda temiz olmak istiyorlar ama evleri olmayınca dışarıda kalıyorlar bu yüzden kirliler ama bu onların suçu değil gibi basit bir açıklama getirdiğimde hem temizliklerine dikkat ediyorlar hem de kedi ve köpekten soğumamış oluyorlar. Kir ve mikrop her yeri zaten sarmış durumda, ne pis insanlar var bilmez miyiz,o nedenle yapılacak başka şey yok çocuklara önlemlerini öğretmekten başka. Bazen sakınan göze çöp batar diyerek kolayına bile kaçıyorum:) Bir tanıdığım senelerce hayvan beslenen ev mikroplu diye girmedi, sokaklardakilerden uzak durdu kısacası hayvanlardan sağlığı açısından hep kaçtı. Sonra bir tedavi sırasında hayvanlardan virüs kaptığı anlaşıldı, hayvansal gıda çok tükettiği için:))) Bu işin sonu yok ki... Rahat olmaktan başka ve akıllıca olmaktan başka....

denizkedisi
17-08-2009, 09:35
NG de okumuştum,astım ve alerjinin en etkili tedavisi domuzlarla yaşamakmış,bunu söyleyin o kedi düşmanlarına:dilli:

thomasina
17-08-2009, 17:41
Benim eşim kronik astım hastası ama bir senedir evimizde kedilerle beraber ve çiçeklerle yaşıyor. Üstelik psikolojik mi bilmem ama eskisinden daha az tıkanıyor ve daha az ilaç kullanıyor.

Lalezan
04-09-2009, 23:15
Tasmalı ,dün uzun zamandan sonra bizi ziyarete geldi.Kedimizi daha önce hiç böyle görmemiştim.Karnı acayip büyümüş.Zannedersem beş tane yavrulayacak.Tasmalı,nın son yavrularını erkek kediler öldürmüştü, o yüzden çok tedirgin.Bu sefer bizim balkona yavrulayacağını zannetmiyorum..

Lalezan
04-09-2009, 23:19
Tasmalı,nın daha önce balkonumuzda büyüttüğü yavrularının resimleri..

Lalezan
05-09-2009, 00:03
İşte Tasmalı,mızın resmi .Dün çekmiştim..

thomasina
05-09-2009, 08:21
Ya ben neden Tasmalı' yı bu kadar seviyorum? Duruşuna bakın:) Ama o sarışınlar da harikalar, nasıl da dönüp bakmış. Şaşkın seni...

Lalezan
05-09-2009, 09:41
Kedimizi soğuk bir kış gününde, minicikken,sokakta bulmuştuk.Hemen sahiplendik.Boynuna tasmasını taktık. İsmi oradan Tasmalı kaldı.Eşim balkondan Tasmalı diye seslensin nerde var nerde yok hemen gelir.

Lalezan
05-09-2009, 09:47
Sokakta gezindiği halde evimizede , alırız severiz.Yavrularını herseferinde bizim balkona yavrular ama galiba bu sefer başka bir yere yavrulayacak.Geçen seferki başına gelenden sonra balkona hiç çıkmıyor.Yavrularınıda çok merak ediyorum, bakalım soğuk günlerde yavrularını nasıl büyütecek..

Lalezan
05-09-2009, 15:36
Bugün sabah Tasmalı bizi ziyarete geldi .Evimize aldık sevdik. Kocaman karnıyla zor hareket ediyordu.Bugün yarın doğurur heralde .Merakla minik kedicikleri bekliyoruz.

Nariel
05-09-2009, 21:50
Hele biri var ki resmen top sakallı ve bıyıklı; imkanım olursa fotoğrafını sizlere göstermek istiyorum. Bakıp bakıp gülüyorum, top sakal bir kediye bu kadar yakışırmış demek ki:D

İşte o bıyıklı ve topsakallı kedi:

101330

Sevgili Lalezan, sizin tasmalının karnı bana pek büyük gelmedi. Ya da fotoğraftan anlayamadım. Sanki doğum yapmasına daha var gibi..

Lalezan
05-09-2009, 23:37
Resimde Tasmalının karnı pek belli olmuyor.Onbir yaşındaki oğlum bile Tasmalı'nın hamile olduğunu bir ay önce anlamıştı.

Lalezan
05-09-2009, 23:43
Bıyıklı kedi gerçekten çok tatlı .Yıllar önce benimde,aynen buna benzeyen bir kedim vardı.Adıda Bıyıklı idi. Yıllar önceki kedilerimi bile hala unutamıyorum ...

Lalezan
06-09-2009, 00:41
Bu resimde Tasmalı'nın erkek kediler tarafından öldürülen yavruları.

Lalezan
06-09-2009, 19:44
Arkadaşlar bu gün Tasmalı yavrulamış.Bizi ziyarete geldiğinde anladık.O koca karnı içine geçmiş, memişlerindede süt vardı.Karnını doyurduk, sevdik, hemen yavrularının yanına gitti. Nereye yavruladığını bilmiyoruz.Bakalım bu seferde yavrularını bizim balkona getirecek mi?

thomasina
07-09-2009, 08:38
Hadi bakalım Lalezan sizi yeni bir macera bekliyor. Balkona getireceğini pek sanmıyorum ama size ayrı bir düşkünlüğü var tatlının. O yüzden bir sürpriz yapabilir. Ufaklıklar için sağlıklar diliyorum.

Lalezan
09-09-2009, 10:27
Tasmalı hergün mutlaka bize uğruyor.Henüz yavrularından bir haber yok.

Lalezan
10-09-2009, 21:35
Arkadaşlar sizlerin kedilerinden ne haber?Hiç kedilerinizden bahsetmiyorsunuz..

yalnızçam
12-09-2009, 08:48
Merhaba,
Bahçemizdeki ayakkabı dolabında yavrulayan kedi yavrularından birini atmış, bu sabah farkettim. İki gündür kedinin bağırtısı duyuluyordu ama ben yavruların normal ağlaması sanıyordum. Belki bu süre boyunca yavrucak dışarda yağmurda kaldı. Eve aldım, ısıtmaya çalışıyorum. Fakat kuyruğunda tüy yok, bu beni korkutuyor. İki günlük kedinin kuyruk tüyünün olmaması normal mi sizce ?

thomasina
12-09-2009, 10:09
Merhaba yasemin81. Tüy sorunu birçok sıkıntının belirtisi olabilir. Eğer olanağınız varsa hemen bir veterinere götürün sokak hayvanı olduğunu özellikle belirtirseniz size yardımcı olacaklardır. Anne kedi büyük olasılık atmamış ama yeni yerine taşıyamamıştır. Hasta yavruyu mümkün olduğunca terketmemeye çalışırlar ama bazen diğer sağlıklı yavruların riske girmemesi için bunu yaparlar nadir de olsa. Bebek tahminen ne kadarlık, ne ile besliyorsunuz, sıcak tutmaya çalışın ama bu nemli bir ortamda olmasın. Bu bilgileri hemen aktarabilirseniz ve belki bir resim yükleyebilirseniz size yardımcı olmaya çalışırız bütün arkadaşlar olarak. Lütfen size uzanan o minik eli bırakmayınız.
Sevgilerimle,

thomasina
12-09-2009, 10:19
Lalezan epeydir yazışamadık haklısın. Ama ben ne olursa olsun Tasmalı' nın maceralarını izliyorum buradan:)
Benim evdeki oğlan iyi, misafir olan iki kardeş gittiğinden beri yeni yeni kendine gelmeye başladı. Olanca nazını kaprisini de yapıyor. Haklı tabii nerdeyse bir ayı geçti salona sokmadık, ve diğerleriyle fazla ilgilenmiş gibi olduk düşüncesinde. Neyse şimdi sakin nispeten.
İki gün yağmurda kalmış şoka girmiş küçük bir yavruyla uğraştık eşimle. Bulunduğu yerden almak zor oldu. Bahçede feryat figan bağırmasına rağmen apartman oturanları bize kapıyı açmamakta direndiler. Tek giriş kapısını engellediler. Kapılar yüzüme anlamsız anlamsız bakılıp kapandı, sanki uzaydan geldik. Sanki orada bir kedi yok da biz uydurduk, sesine nasıl dayandılar , duymazdan geldiler o da ayrı bir mesele. Ben de bir belediye yetkilisi ile ve biraz da arsızca kazan dairesinden o bahçeye girdim. Ama bebek o kadar korku içinde ve kendini bilmez halde ki, üzerine gitseniz kendine zarar verecekti. Yine de tahminimden kısa bir sürede onu hazırlıksızca yakalayıp kafese koyabildi eşim. Sonrası evde bütün bir gece ağlama ve titreme nöbetleri. Son derece vahşiydi zaten. Azıcık mama yedirip kuru ve sessiz bir yerde olmasına rağmen pek uyuyamadı, bizi de uyutmadı. Yine de sabah götürdüğümüz veteriner açık yaralara, enfeksiyonlara gerekli bakımı yaptı ve şimdi orada. Bir tanıdık bahçesinde himayesine alacak allahtan. Onu ürkütmemek için hiç resim çekmedim. Bir iki güne ziyaretine gittiğimde çekebilirsem sizlere göstereceğim. Şansı açık olsun...

yalnızçam
12-09-2009, 11:27
Merhaba Thomasina, çok şükür yanılmışım :) Yavruyu ilk bulduğumda öyle perişandı ki, yağmurda ıslanmış olduğu için galiba bana kuyruk tüyleri yok gibi geldi. Kuruduktan sonra görüntüsü tamamen değişti. Bu arada karın masajı yaptım, altına serdiğim bezlerdeki bulaşık beni yanıltmadıysa çişini de yaptı. O ana kadar canından bezmiş bir hali vardı masajdan sonra delifişek gibi hareketlendi. Belki ısınıp kuruduğu içindir. Asıl sevindirici olansa daha önce açıkladığınız tereyağı yöntemiyle annesine iade ettim, işe yaradı. Yaklaşık 1 saat oldu, şimdilik sorun yok :)
Verdiğiniz değerli bilgiler için çok teşekkür ederim.

yalnızçam
12-09-2009, 11:48
Tekrar merhaba,
Şu anda anneleri yanlarında yok. Üç yavru birbirlerine sokulmuş bekliyorlar. Bu yavrular ayakkabı dolabının üçüncü katında, yerden 1.5 mt kadar yukardalar. Onları daha güvenli bir yere taşımak gerekecek. Çünkü üzülerek öğrendim ki 4. bir kardeşleri daha varmış, dün düşmüş ve şimdi yok :(

Nariel
12-09-2009, 15:42
Sevgili yasemin81, telaşlanmayın, nasıl olsa anneleri var:) Düşen yavruya üzüldüm, acaba annesi atmış olabilir mi?
Annesi olan yavrular beni telaşlandırmıyor, annesi olmayanlara bakmak çok zorlayıcı çünkü. Annesiz yavrular bulup sıkıntı çektiğim için, annesi olan yavruları görüp duyunca rahatlıyorum.

thomasina
12-09-2009, 16:45
Anneleri onları uygun yere taşıyacaktır, teleşlanmayın. Bu arada siz de anne gelinceye kadar her zamankinden biraz fazla bebeklerin yanında kalın. Düşme riskine karşı bebeklerin tırmanamayacağı bir set yaratın önlerine sorun kalmaz. Onların bulunduğu rafa bir kutu ve kutuyada bebekleri taşıyabilirsiniz mesela. Anneyi siz besliyor musunuz? Normalde eğer anne yavrularının yakınında karnını doyurabilse ancak bir tuvalet ihtiyacı için uzaklaşır, oda bebekler için sorun değildir. Bu arada bebekler tahmini kaç günlük ya da kaç haftalık?

yalnızçam
12-09-2009, 18:00
Anneye iki defa süt verdim, bebeği teslim ettikten hemen sonra. Bir saat kadar sonra ayrıldı, bir daha görmedim ama yavrular teker teker eksiliyor. Annesi taşıyor olmalı. Son bir yavru kaldı. Annesi gelsin diye bekliyoruz, unutmamıştır umarım. Çok küçükler daha, 3 ya da 4 günlükler :) Gözleri kapalı sayılır. Eğer annesi gelmezse enjektörle süt vermeyi düşünüyorum.

thomasina
12-09-2009, 19:23
Tamam aslında tahminimde yanılmamışım, anne yeterince güvenli olduğuna inandığı başka bir yere taşıyor bebekleri. Bazen bir evin içinde bile olsa anne endişelenip evin içinde yeni bir yer arayışına girer, telaşlanmayın. Şimdi beklemeniz sonucu annenin bebeği asla unutmayacağını göreceksiniz. Biraz sabırlı olursanız en kısa sürede onu da alacaktır. Biraz zaman alacak ama bu süre içinde bebeğe dokunmamaya çalışın. Ola ki anne gelmedi bunun altında yatan neden ya anneye birşey olmasıdır ya da anne diğer yavruların güveninden emin olamadıysa geri dönemeyişidir. Bir süre uzaktan izleyin eğer birkaç saat geçmişse yapacağınız ilk şey annenin yerini tespit edebilmenizdir. Bebeği ona ulaştırmak için. Eğer yine imkan dahilindeyse anneyi bulamadınız ve anne de geri gelmedi o zaman bebeği hep birlikte yaşatmaya çalışacağız. Şimdi paniklemeden ve el sürmeden anneyi de ürkütmeden beklemeniz gerek. Siz anne bebeği geri aldı mesajını yazıncaya kadar ben burada olacağım. bebeğin üstüne siz de dahil yabancı bir koku sinmemesi en önemli mesele bunu unutmayın. Henüz terkedilmiş bir yavru değil, anne elinden geleni yapacaktir.
Üzülmeyin ve sakin olmaya çalışın.

Lalezan
12-09-2009, 23:44
Güzel yürekli Thomasina, duygusuz ,merhametsiz, insanlara inat kedicik için verdiğin mücadele beni çok duygulandırdı.Sana ve eşine kedicikler adına teşekkür ederim.Allah'da senin ve eşinin hep yanında olsun.
Senin gibi merhametli insanların varlığı içimi rahatlatıyor. İyiki bu site varda, sizlerle dertleşebiliyorum.Malum dar çevremde bu konuları paylacağım kimseleri bulamıyor, üstelik alay konusu oluyordum....

Lalezan
12-09-2009, 23:49
Sevgili Yasemin aramıza hoşgeldiniz.Sizede duyarlılığınız için teşekkür ederim...

thomasina
13-09-2009, 00:08
Sen de sağol Lalezan. Bu görevimiz. Evdekiler bir şekilde hep yanımızda ve gözetebiliyoruz. Ama sokaktakiler öyle mi? Vallahi hep kulaklarım seste dolaşıyorum sokakta. Dün yine alışveriş yaparken bir yavru sesi duydum, elimden poşetleri bırakıp da yere çökmem bir oldu. Ne o, tezgah altlarında bir bebek varsa yardım edeceğim. Bir şey göremedim, ses cılızlaşınca iyice korktum, orada bana bakan esnafa sordum. Kedi sesini duydunuz mu diye. Güldüler. Abla yanınden geçen hanımın çantasında minik bir kedi vardı, başını çıkarmıştı, sen görmedin galiba o bağırıyordu dediler. Ay allahım halime bir güldüm, bütün esnafı da güldürdüm. Sonumun ne olacağını çok merak ediyorum.

Lalezan
13-09-2009, 00:22
Bende sokakta bir kedicik sesi duysam kulak kabartır , aranırım.Zor durumda bir yavru görsem ,yapacak birşeyimde olmazsa o gece uyuyamam.Ben sizler gibi mücadele edemiyorum,belirttiğim gibi burası dar çevre.Buradaki bazı insanlar için kediler lüzumsuz ,işe yaramaz,mikrop taşıyan yaratıklar.

thomasina
13-09-2009, 00:42
O yüzden sizin mücadeleniz daha bir anlam kazanıyor Lalezan. Siz böyle oldukça, sizin çevrenizdekiler giderek bilinçlenecektir. Azınlıkta olabilirsiniz ama sizin yetiştireceğiniz nesil giderek çoğalacak. İnsanları ürkütmeden, uygun bir dille kendinizi anlatarak kazanmaya çalışın insanları. Bizim gibilerin bazen en büyük kabusu şiddetli tepki veren arkadaşlarımızın yarattığı ön yargının izleriyle savaşmak oluyor ki bu bazen diğerinden daha zor.

Nariel
13-09-2009, 19:37
Arkadaşlar, yine zavallı bir kediciği hayata döndürmeye çalışıyorum.

Evin karşısında bir balıkçı var, haliyle etrafı kedi dolu. Geçenlerde buraya minik, simsiyah bir yavru da gelmişti ve gayet sağlıklıydı. Bugün arabayla bir yere gidecekken farkettim ki bu ufaklık feci hasta..

İshal olmuş, kusura bakmayın ama yürürken bile su gibi dışkısı damlayıp duruyordu. Çok su kaybetmiş, gözleri pörtlemiş, bir deri bir kemik kalmış, sendeliyordu. Bakışları çok durgun, göz bebekleri büyümüş. Orada kocaman bir kovaya azıcık su koymuşlar, hayvancık o kadar susamış ki, içine düşme pahasına o kovadan sendeleyerek su içmeye çalıştı.

Bizimkiler arabada beklerken hemen koşup evden bir kapta tuzlu-şekerli su getirdim. Biraz da peynir getirip önüne koydum. O sırada yavrucuk balık artıklarını kemirmeye çalışıyordu. O an yapabileceğim daha fazla birşey yoktu, ben de gelinceye bıraktım işlemleri.

Gelince hemen bir çift bulaşık eldiveni geçirdim ellerime, asistanım(!) kardeşimi de alarak pisinin yanına gittim. Zar zor yakaladım ve enjektörle önce az tuzlu su içirdim, sonra çok az süte bol su katıp; yumurta sarısı ve şeker eklediğim karışımı enjektörle verdim.

Daha sonra tastan kendi içmeye başladı zaten. Ayaklarını, kuyruğunu, poposunu ıslak mendille silebildiğim kadar sildim; ishalden dolayı çok pisti.

Ancak emin olamadığım birşey farkettim; hayvanın kuyuğu kırık gibi. Elleyince bağırıyor ve kuyruğun açısı da bir tuhaf duruyor; sağa sola bükülebiliyor:( Yarın kısmetse veterinere götüreceğim kuyruk meselesi için.

Öğrendim ki çocuklar onu bu hale getirmiş; balıkçı kadın öyle söyledi.

İşte bu da kara böcüğün fotoğrafı:

Lalezan
13-09-2009, 23:39
Sevgili Nariel kedicik için yaptıklarınız beni duygulandırdı .Allah kalbinize göre versin.Zavallı kedicik inşallah sayenizde iyileşir..
Sokaktaki evcil hayvanların en büyük düşmanlarından biride ,yaramaz çocuklar.Sokaklarda bu çocuklar tarafından işkence yapılan kedicikleri gördükçe içim parçalanıyor.Olur olmadık şeyler yapıyorlar.Kaçkez ellerinden almışımdır.
Hele bir keresinde yavru kediyi öyle bir hırpalamışlardıki ,hayvancağızın çapaktan gözleri kapanmıştı.Gözleri hiç görmediğinden sağa sola çarpıyor,yiyecek bulamıyordu.Aldım eve getirdim,gözlerini ılık suyla temizledim.Eşim hemen göz damlası aldı,damlattık.Annemin merkezdeki bahçesine götürdük ,çok güzel bir kedi oldu.
Büyük şehirlerde yine, sizler vetenire götürüp tedavi ettirebiliyorsunuz.Bizim buralarda genelde veterinerler büyük baş ,küçük baş hayvanlar içindir.Kediler onlara göre lüzumsuz yaratıklardır.(merkezden uzakta oturuyorum)

Nariel
14-09-2009, 00:09
İyi dilekleriniz için teşekkür ederim, bu hayvancıkların hiikayelerini özellikle buraya yazıyorum, belki vicdanı yeni uyanan olur, vicdanı olup da cesaret bulan olur..

Bu yavrunun annesi var mı bilmiyorum ama bir anne ve yavrularının yanında geziyor hep. Gerçek annesi olduğunu sanmıyorum çünkü bu karacık diğer kardeşlerinin yanında çirkin ördek yavrusu gibi duruyor:( Yaşı daha büyük gibi ama ip gibi incecik. Neyseki horlamıyorlar bu çirkin ördek yavrusunu.

Şimdi yine biraz yiyecek götürdüm, hepsine pay ettim geldim. Şu an ölümcül değil gibi ama yine de çok halsiz, pisi pisi diyince bakmıyor, tepki vermiyor. Sadece yaklaştığımı görürse kaçıyor.

Gücümün yettiği, gözümün gördüğü bütün zorda kalmış hayvancıklara yardım etmek istiyorum.

Bu arada bizim buradaki veterinerler de büyük-küçükbaş hayvandan başkasıyla ilgilenmiyordu ama son zamanlarda anladığım kadarıyla gelen yerli turistlerin kedi-köpekleri olduğundan bunlarla da ilgilenmeye başlıyorlar yeni yeni.

Sûz-i Dilârâ
14-09-2009, 09:11
Merhaba arkadaşlar,

Bir buçuk ay kadar oldu herhalde, tatildeydik, memlekete, ordan başka yerlere, sonra Van'a derken süreyi epey uzattık;) birkaç defa birkaç dakikalığına siteye girip şöyle bir bakma fırsatım oldu ama yazacak zamanım olmadı bakıp hemen çıkıyordum.:rolleyes:

Kaldığım yerden sona kadar bütün yazıları okudum, hepinizden Allah razı olsun yine vakitlerinizi boşuna geçirmemişsiniz.

Bu arada Bahçeşehir Hayvan Barınağı'ndaki zavallı hayvancıkların başına gelenler için sonsuz üzgünüm, kaç gündür aklımdan çıkmıyorlar. O zavallıları orda bırakıp kaçanları ve sonrasında da yardım etmeyenleri, özellikle enteresan "belediye başkanını" Allah'a havale ediyorum.:mad: O çamur deryasının içinde bata çıka kucaklarında köpeklerle ilerlemeye çalışan onbeş harika insana da kaç gündür dua ediyorum, Allah ne muratları varsa versin ve her iki dünyada da mutlu etsin.

Sevgili Lalezan ölen kediniz için çok üzüldüm, Allah sabır versin.

Sevgili Thomasina, bu kadar ayrılıktan sonra bile Süt oğlumu unutmamış bir mesajınızda sormuşsunuz. Hiç sormayın başımıza geleni bizim kediciğin ayağında zedelenme varmış yere basamıyordu, üniversiteye götürdük iki tane hoca sağolsunlar çok ilgilendiler ayağına sargı yaptılar, bir hafta-on gün kadar sargıda kalacak.;) Tabi onun öncesinde bir dişinin peşinde koştururken kömürlükte sabahlamış, bizim Süt olmuş, sizin Kömürle Zeytin.:p Daha önce bir kediyle kavga edip yaralandığı için yıkayamadık da öyle kara böcük gibi ortalıkta dolaştı sonra da sağ ön ayağı üzerine basamamaya başladı. Götürdüğümüzde de sardılar şimdi sargılı sargılı yürürken "tak tak tak" diye sesler çıkararak fayansın üzerinde yürüyor çok komik oluyor. "Topal aslanım" diye seviyorum.;) Erkek kedi beslemek çok zor oluyormuş hoca söylemişti ben de bizzat tecrübe ediyorum.;)
Bir mesajınızda belirtmişsiniz bizimle alay edenler çok fazla ama bir kişi bile etkilenip hayvanlara karşı duruşunu değiştirse iyidir diye ben de bir komşumu etkilemeyi başardım sanırım o da artık apartmana arada uğrayan kediciklere yiyecek çıkarıyor.

Nariel her zamanki gibi harikasınız yine Allah sizden razı olsun. Yardım hikayelerinizi büyük bir sevinçle izliyorum.

Bu arada işte Süt'ün sargılı resmi:

thomasina
14-09-2009, 10:00
Ah SÜt Oğlan mı desem, haşarı oğlan mı..Hale bakın, allahtan çok ciddi bir şey değil. Yine de geçmiş olsun. Ama esmerlik de hafiften bir karizma vermiş benden söylemesi:)
Nariel , yine tüm dualarım sizinle. Bilir misiniz nazarım da en şanssız bebekler bu simsiyah sıradan türleridr. Onlar bizim gibilerin haricinde kimsenin dikkatini çekmiyorlar. Siyahlar ya, zayıflar ya... Hani öyle bildik bir güzellikleri yok ya. Bana göre hepsi güzel ama onlar bir başka güzel. Çünkü bir başka mahzun bakarlar, gözlerinizin içine hüzün verirler. Sanki çok sıradan olan yazgılarını daha şimdiden bilirlemiş gibi. Benim Kömür' üme nasılda benziyor. Zeytin ve Kömür Kayboldu. İki kardeş bakıldıkları sitenin bahçesinden çıktılar, hala yoklar. Elele tutuşup gittikleri gerçeğini, bir yerlerde yemek yediklerini, orada mutlu olduklarından dönmediklerini, birilerinin onlara sahip çıktığını kabul etmeye çalışıyorum. Kömür size gelmiş olabilir mi? Bu kadar mı benzer...
Sevgili yasemin81 haber bekliyoruz hala sizden. Biz böyle durumlarda haber verilmeyince olumlu ya da olumsuz, çok üzülüyoruz.

Lalezan
14-09-2009, 11:06
Sevgili Süz-Dilara ,Süt Oğlana geçmiş olsun diyorum.Bende uzun zamandır Süt oğlanı merak ediyordum doğrusu.Biran evvel iyileşir inşallah..Ne güzel kedinizi götürüp tedavisini yaptırma imkanınız var.

Bizim kedimizin birine araba çarpmıştı hayvancağızın ağzı burnu parçalanmış , kan revan içerisindeydi Çene kemiği hasar görmüş ağzını hareket ettirip yemeğini bile yiyemiyordu.Eşim sağolsun hiç unutamıyorum ,kediciğin yaşayacağına dair hiç umudum yokken ,olağan üstü, kendi çabalarıyla, kediyi hayata döndürmüştü.Yarasını beresini hiç bıkmadan usanmadan günlerce temizlemiş,kendi ağzından,kediye yiyecek yedirmişti . Zavallı kediyle ilgilenmeseydik asla,iyileşemez,acılarıyla sürünerek ölürdü ,heralde..

yalnızçam
14-09-2009, 16:07
Tekrar merhaba arkadaşlar, son gönderimden sonra çok kez sayfayı tazeledim ama hep benim son gönderimi gösterdi. Bugün de hiç bağlanamadım. O yüzden cevaplayamadım, özür dilerim.
Sevgili Thomasina, en son cumartesi günü yavrulardan biri (beyazlı olan) ayakkabı dolabımızda kalmıştı. Aradan 3 saatten fazla zaman geçti ve anne kedi gelmedi. Öğrendim ki diğer iki yavru hemen karşımızdaki komşumuzun dolabındaymış. El değmek istemiyordum ama anne gelmiyor diye bu kediciği de oraya taşıdım. O sırada akşam olmak üzereydi.
Aynı günün gecesi yine bir yavru bağırtısı duyduk. Anne kedi yine yavrularını başka yere taşımış ve bu sefer gri renki yavru komşumuzun kapısı önünde taşın üzerinde kalmış. Her ne kadar dokunmak istemesem de orada takip etmemiz de zor olacağı için gece 1:30 gibi kendi ayakkabı dolabımıza geri getirdik. İçeri almadım çünkü annesi gelip alabilir diye düşündüm. Yere dökülenlerle beraber 5-6 ml sütü parmağıma akıtmak suretiyle içirdim.
Dün yani paraz günü beslemekte çok zorlandım, parmağımdan emmedi, şırıngadan da almadı, tabaktan da almadı. Kedicik çok küçük olduğu için korkuyorum, genzine kaçırırım, boğulur filan Allah korusun. Kucağıma aldığımda biraz sakinleşiyor ama durmaksızın meme arıyor.
Bu sabah daha iyiydi, hem beslenmesi hem ısınması açısından daha güzel gidiyordu. Şimdiyse yine huzursuz, ağlayıp duruyor, benim de içim paçalanıyor :( Bu arada poposunda yumurta sarısına yakın renkte bir kir gördüm, ıslak pamukla silmeye çalıştım ama çok uğraştırıyor, canı acır mı diye tereddütteyim. Ayrıca göbek bağı duruyor, bu konuda bir şey yapmalı mıyım ?
Yanlış görmediysek sabah annesi yakınımızdan geçti gitti.
Hoşbulduk sevgili Lalezan :) Hepinize tekrar merhaba, ilgileriniz için teşekkürler, sevgiyle kalın.

Lalezan
14-09-2009, 16:57
Sevgili Yasemin81 işiniz gerçekten çok zor.Bende daha önce çok bebek kedi büyüttüm.Onları doyurmakta bir hayli zorlanmıştım.Allah yardımcınız olsun.İnşallah kedicik annesine kavuşur.

Göbek bağını merak etmeyin, birsüre sonra kendiliğinden düşecektir.Kolay gelsin...

yalnızçam
14-09-2009, 17:43
Peki beslenme için ne önerirsiniz, su içirmem gerekir mi ? Verdiğim yiyecekler oda sıcaklığında olacak sanırım.
Süt-su-bal-yumurta karışımı, veya yoğurt, yağ ilavesi .. gibi konularda kafam karıştı biraz.

thomasina
14-09-2009, 20:31
Şimdilik en uygunu süt bal ve yumurta karışımı ya da direkt bebek mamasını süt ile ya da su ile karıştırrarak vermek. Bu arada bebeğin annesini bulup aldırmayı denediniz mi?
Olmadıysa yapacak bir şey yok. Şimdi özelden sizden haber bekliyorum. Size ulaşmanın bir yolunu bulacağım. Telefonda daha rahat yardım edebilirm. Acele etmeniz gerek bebeğin beden ısısı düşmemeli.

Nariel
14-09-2009, 21:54
Sütü mümkün olduğunca az koyun, bolca sulandırın. Bebek daha çok küçük ve inek sütü ona çok ağır gelir. Poposundaki o sarı kir sanırım bebeğin dışkısı. Katı birşey yemediği için dışkısı katı olmaz sanırım.

Anne hala görmediyse bu ufaklığı, onu içeri alma vakti gelmiştir bence. Bir kutuya koyun, kutunun tabanına yumuşak şeyler serin ve bulabilirseniz peluş bir oyuncak vb. birşey koyun yavrunun yanına.

Kedilere mutlaka su da verilmesi gerek diye biliyorum ama sanırım o daha büyük yavrular için. Çünkü yeni doğmuş olanlar su bulup içebilme imkanına sahip değiller, sadece anne sütü yeter diye düşünüyorum (bu durumda sizin karışım yeterli, karışıma bol su koyun.)

Benim kara ufaklık (sevgili thomasina'nın Kömür'üne benzeyen) bugün ortalıkta yoktu. Kardeşlerini de göremedim, pek ortaya çıkmadılar bugün. Dolayısıyla besleyemedim. İnşallah iyi olur.. Bu arada adını "Poşet" koyduk:p Çünkü önceden ne zaman baksak siyah poşet sanıyorduk, sonradan bir bakıyoruz kediymiş:p

Sevgili Sûz-i Dilârâ, ev kedileri ne kadar hassas oluyorlar. En ufak şeyde zarar görüyorlar, bereleniyorlar. Geçmiş olsun Sütoğlana.

Lalezan
14-09-2009, 22:26
Yıllardır kedi besliyorum ama ,sevgili Thomasina kadar bilgili değilim. Kediler hakkında sizlerden öğreneceğim çok şey var..

thomasina
15-09-2009, 10:04
Dün gece yasemin81' e yardımcı olmak adına birçok öneri yazmıştım sayfaya ama siteden düştüm birden. Şimdi meraktayım.

yalnızçam
15-09-2009, 11:20
Merhaba thomasina, sitede sorun vardı o yüzden bağlanamadım yine. Kedinin annesi gelip alabilir umuduyla içeri almıyordum ama zaten gece evde kalmasına annem izin vermeyecek. Bu sabah çok üşüdüğü için bi süreliğine içeri aldım, işimi yaparken onu da koynumda tuttum, bayram temizliği stresi de sardığı için annem hepten gerildi. Dua ediyorum annesi buralara gelsin. Çıkıp arasam bi ihtimal bulabilirim, bunun için fırsat kolluyorum ama gündüzleri mesaim de olduğu için biraz zor görünüyor. Dün akşam yakınlardaki bir kliniği aradım, sahip bulma veya barındırma konusunda yapabilecekleri birşey olup olmadığını sordum, cevap olumsuz malesef.

thomasina
15-09-2009, 11:25
Ama şu anda annesi de yok, sizden başka kimsesi yok. Ne yapsak... Anneyi bulamaz mısınız?

yalnızçam
15-09-2009, 12:11
Kediyi bırakmayı asla düşünmüyorum, ama bu gergin ortamda da olması gerektiği gibi bakamıyorum. Bu çok üzüyor beni. Bana kalsa kucağımdan ayırmayacağım, o kadar savunmasız ki. Mahalledeki çocuklara söylüyorum sürekli, anneyi bulmaları hususunda yardımlarına ihtiyacım var.

thomasina
15-09-2009, 12:16
Tamam dediğim gibi eve gidince ben size yardımcı olacağım. Biraz çabayla onu yaşatabiliriz.

yalnızçam
15-09-2009, 12:56
Şu anda güzel bir hava var, ben de kutusunu güneşli bir yere koydum. Direk değil ama üzerindeki örtüyü ısıtıyor. Bir sakıncası olmaz heralde, ben çok severim güneşi, o da faydalansın istedim. Dediğim gibi bu sabah hergünkünden daha çok üşümüştü, sesi de çok çıkmıyor. Genellikle uyuyor.

thomasina
15-09-2009, 13:04
Uyuduğu yerdeki örtünün altına çalışan bir kol saati koyun. O annesinin kalp atışlarını andıracaktır, rahatlatacaktır. Mamayı mutlaka biberonla ya da uzun denemelerle alışkanlık kazanırsanız ki genzine kaçmaz, şırınga ile verebilirisiniz. Temiz bir pamuğu ıslatıp mutlak poposuna ve çiş yaptığı yere hafifçe masaj yapın. Aksi halde çişini yapamayacak ve üresi artacak yaşamsal sorun olacaktır. Karnı doyup da uyuduğundan emin misiniz? Bebekler ancak karnı doyduysa ve çişini kakasını yaptıysa uyurlar o da sıklıkla uyanmak kaydıyla. İki saat başı mama, gaz masajı ve çiş operasyonu yapmanız gerek. Arka arkaya yazıyorum, sakın yanlış anlamayın, bir şeyler yapmak adına ne olur. Elimde olmuyor çoğu zaman, kendim bulmuşcasına sahipleniveriyorum, lütfen tekrar kusuruma bakmayın diyeyim size. Bir sıkıntı olursa bana özelden de yazın lütfen size ulaşırım.

yalnızçam
15-09-2009, 14:30
Karnı doyuyor mu bilmiyorum, çoğunlukla şırıngayla veriyorum ama çenesine de dökülüyor. Çişini yapıyor, yaptıktan sonra farkediyorum. Sanırım kakası çok olmuyor, zaten hep sıvı besledim. Çok düzenli değilse de ara ara masaj yapıyordum, bundan sonra her yemek sonrası yapmaya gayret edicem. Bu gün karnı açken de çok sessizdi. Ağalamaları kısa sürüyor, özellikle açıkta kaldığında ve üşüdüğünde tekrar ağlıyor. Sarıp ısıtınca ya da kucağıma dayayınca susuyor. Bir de o an için sıcaksa yattığı yerde susuyor. Biraz önce yedirip yatırdım, şu an hafiften sesini duyuyorum. İnşallah yarın biberonumuz da olacak. Sevgili thomasina , hepinizin tavsiyeleri benim için çok önemli, değil kusura bakmak bilakis memnun oluyorum tecrübelerinizi paylaştığınız için. Ufak bir ihmal çok kötü sonuçlar doğurabiliyor. Sevgiyle kalın.

thomasina
15-09-2009, 15:03
Tamam şimdi biraz rahatladım. Şu saat işini de yabana atmayın çok yardımcı olacaktır size. Bir iki gün sonra onun bütün düzeni size göre ayarlanır. Üşümesin ve çişini yapabilsin yeter. Kaka henüz olmaz.
Ben bir şey sormak isterseniz yardımcı olurum.
Yüreğinize sağlık, tüm doğa güçleri sizin ve sevdiklerinizin yanında olsun. Minik bir kalp sayenizde atmaya devam ediyor.
Teşekkürler....

Nariel
15-09-2009, 15:34
Sevgili Yasemin(adaşım), umarım yaşar o küçücük bebek. Üşümemesi çok önemli, en sıcak havada bile üşüyor yavrular.

Ben de bizim Poşet'i çamurlardan su içmeye çalışırken buldum ve hemen veterinere götürdüm. Veteriner eline alır almaz "bu yaşamaz, ümit yok" dedi. Yine de bir antibiyotik iğne yaptı ve bana antiseptikli ıslak mendiller verdi kediyi temizlemem için.

Ama gerçekten ümit yok, iğneyi yedikten sonra daha kötü oldu. Ayağa kalkmak istiyor, kalkamıyor. Titriyor. O kadar zayıf ki, o kadar ölümcül ki, fotoğraf çekmedim, çekemedim.. Sonunda kutusundan çıkarıp evin önündeki balıkçının önüne koyduk. Belki kendi isteğine göre kuytu bir yere gider ve orada ölür..

Şırıngayla yumurtalı karışımdan içirmeye çalıştım ama nafile, bir-iki damla anca içmiştir. Güle güle zavallı Poşet'cik.. Kadersiz kedicik..

thomasina
15-09-2009, 20:56
Sözümün bittiği yerdeyim Nariel...
Benim de sıklıkla başıma geldiği gibi bu aralar onları uğurlamak hep size düşüyor, üzgünüm. Ama yazık ki sevgimizin, duyarlılığımızın bir parçası bu. Bunu da olduğunca kabullenebilmek yeni canları kurtarmak adına kaldığımız yerden başlayabilmek için yine kocaman bir yürek gerek. Siz de olduğu gibi...

Nariel
15-09-2009, 22:04
Desteğiniz o kadar güzel ki sevgili thomasina.. Teşekkür ederim.

Poşet'cik malesef tahmin ettiğimiz sona ulaştı. Daha doğrusu ulaşmış. Biz ölürken yanında olmak istemedik, o kadar belliydi öleceği.. Koyduğumuz yerde ölmüş.. Hayat hem insanlar için, hem hayvanlar için zor..

thomasina
15-09-2009, 22:16
Onun şansızlıktan duran minik kalbi şimdi oralarda son anlarında gördüğü yardımdan, insanlıktan dolayı daha bir güçlü atacak. O atan minik kalp buralarda sizin ve sevdiklerinizin başına bir olumsuzluk gelmesini engelleyecek, bundan emin olun.

Lalezan
16-09-2009, 23:06
Segili Nariel, kediciğe çok üzüldüm.Siz elinizden geleni yapmışsınız.Herkes böyle duyarlı olabilse..

Lalezan
16-09-2009, 23:08
Sevgili Yasemin sizin bebekten,ne haber.Bizi bilgilendirin lütfen..

Lizya
17-09-2009, 09:12
yaklaşık 10gün önce annemle mahallede çocukların eğlencesi olmuş minicik bi kedi gördük. kedicik ishaldi hemen çocukların ellerinden alıp veterinere götürelim dedik annemle ama civarda ne yazıkki bi veteriner bulamadık. kapının önünde besledik kediciği derken baktık gece hala kapımızın önünde annem kızar diye içeriye alalım diyemedim ama neyseki annecim kıyamadı kediciğe hemen eve aldı.

kediciğimiz ilk 2 gün çok neşeliydi herşey yolundaydı fakat birden bire çok hastalandı sürekli inlemeye başladı. hayvancağız resmen büyük insan gibi inledi sabaha kadar hemen bi veteriner bulup eve çağırdık. bebeğimiz henüz çok minik olduğu için iğne yapamadı. bebek şurubuyla, tarihi geçmiş antibiyotik bi iğne verdi(etkisi daha az olduğu için minik kediler için daha uygunmuş) iğnenin tozunu sulandırarak şırıngayla 5 gün verdik. kedicik 2 gün ağır hasta yattı yerinden kalkamıyordu sütünü şırıngayla zorlukla içirdik 2 gün boyunca. denemek için önüne mama koyduk, mamayı o kadar büyük iştahla yediki kendine geldi bebeğim. şimdi maşallah öyle mutluki çok oyuncu bi kedi sürekli kendi kendine oyun yaratıyor. kim ayağa kalkarsa onu kovalıyor aklınca:)

o hasta yattığı 2gün boyunca anneciğimin çok büyük emeği var koynunda uyuttu kediciği kucağından hiç düşürmedi. çünkü vücut ısısı çok düşükmüş bu şekilde ateşi normale döndü. 2 gün öncesine kadar emme güdüsünü kaybetmemişti sürekli bluzumuzu, eşofmanımızı emerek kendinden geçiyordu garibim:)

şimdi sorunumuz poposunu temizlemeyi bilmiyor, ıslak mendille biz siliyoruz ama kuzumun poposu çok kızardı acıyor sanırım, ağlıyor silerken. sizce tekrar veterinere göstermelimiyiz?

thomasina
17-09-2009, 10:07
Poposunun kızarıklığı muhtemelen farkında olmadan sizin temizlerken tahriş etmeniz ya da tam temizlenemediğinden pislikten oluşmuş kızarıklıktır. Endişelenmeyin hepimizin başına gelebiliyor. Yapabileceğiniz şey bebeğe düzenli saatlerle mama verdiğinizde onun tuvalete çıkmasını düzene sokmanızdır. Gereğinden fazla bebeği silmeye çalışmayın. Kakasını ve çişini kendi yapamıyorsa nemli pamukla masaj yapın. Şimdi oraya bepanten türü onarıcı bir merhem sürün, biraz rahatlar. Sonrasında yavaşça geçer. Çok ıslatmak da cildi kurutacağı için gerekmedikçe silmemenizi öneririm.
Ben annenize ve size yaptıklarınızdan dolayı çok teşekkür ederim. Birini kaybederken birini de böyle mucizevi bir şekilde kazanabiliyoruz. Bunu başardığınız için çok mutlu oldum. Yavruları ishalden kurtarmak inanın kolay değildir. Şimdi bir süre daha denetimde tutun, toparlanacaktır. Bu arada su içmeli bolca.
Yüreğinizin güzelliği yaşamınızda hep desteğiniz olsun.
Çok teşekkürler.

Lalezan
17-09-2009, 11:01
Lizya; aramıza hoşgeldiniz.Kediciği yaramaz çocukların elinden kurtarıp ,hayata döndürdüğünüz için teşekkürler.
Biryerlerde sizin gibi merhametli insanların varolduğunu bilmek inanın beni biraz olsun rahatlatıyor. Kediciğin poposu ishalden ve verdiğiniz antibiyotikten tahriş olmuş, olabilir.Sevgili Thomasina'nın dediği gibi, krem ,mesala bebek pişiği için kullanılan kremler iyi gelir. Kedicik oynamaya başladıysa bu iyileştiği anlamına gelir.
ileride evinizin neşesi olacağından eminim. Sevgiler...

Lalezan
17-09-2009, 11:02
Kediciğin resimlerinide bekliyoruz..

Lizya
17-09-2009, 17:49
ilginiz için çok teşekkürler.
inşallah herkes bizler kadar bu minik canların yaşamları için duyarlı olurlar. pisiciğin ilk aldığımız günki fotoğraflarını koyuyorum:)


http://img38.imageshack.us/img38/1340/goruntu1297.jpg
http://img146.imageshack.us/img146/4998/goruntu1308.jpg
http://img410.imageshack.us/img410/4120/goruntu1307f.jpg

Nariel
17-09-2009, 18:45
Sevgili Lizya, hoşgeldiniz:) Yalnız fotoğrafları başka bir siteye değil, doğrudan foruma yüklememiz gerekiyor..

Sizin kediciğiniz de şanslı kediciklerden olmuş.. Sağolun.

Lizya
17-09-2009, 19:24
teşekkürler nariel. foruma yükleyemediğim için böyle birşey yaptım:)

Lalezan
17-09-2009, 21:30
Bunlarda bizim bebekler.Artık genç kız oldular.Bugün izlediğimde ,baktım anneleri artık kendinden uzaklaştırmak için onları dövüyordu.Onlarda şaşkın şaşkın, habire annelerine sokulmaya çalışıyor, koca kızlar birde annelerini emmek istiyorlardı.

Lalezan
26-09-2009, 22:09
Merhaba arkadaşlar ;yine acımasızca, sokağa terkedilmiş minik bir kediciği sahiplendik.Bayramın 3. günü evimize döndüğümüzde, acı acı miyavlayan ,yağmurdan ıslanmış,üşümüş,tedirgin bu minik kediciği, o halde bırakmaya, çocuklarım eşim ve ben asla izin veremezdik.Onun bu haline büyük oğlum hiç dayanamadı, hemen gözleri doluverdi. Annesi gelir alır mı acaba? diye tereddütte kaldık.Aradan saatler geçipte annesi meydana çıkmayınca evize getirdik.
Aradan beş gün geçti, kedicik bize iyice alıştı .Şimdi o evimizin neşesi.Kucağımızdan inmiyor, türlü türlü komik oyunlarıyla bizi kendine çoktan bağladı bile...

Lalezan
26-09-2009, 22:15
Tasmalının moreli çok bozuldu .Kediciği görünce çok sinirlenip saldırmak istiyor..Artık yavrularını hiç getirmez herhalde..

thomasina
26-09-2009, 23:31
Kıskançlık Lalezan:) Alışacaktır sizin kız..

Lalezan
27-09-2009, 12:14
Minik kedimizin resimlerini sizlerle paylaşmak istedik.Ne kadar sevimli değil mi?

Lalezan
27-09-2009, 12:25
Bu kadar minik yavruyu malesef sokağa atabiliyorlar.Neyseki annesine bağımlı olacak kadar minik değil.Kendi yemeğini rahatlıkla yiyebiliyor. Annesiyle daha mutlu olurdu heralde.

Lalezan
27-09-2009, 16:05
Diğer resim,

thomasina
27-09-2009, 16:48
Lalezan vallahi atlayıp Tokat'a geleceğim)))) Ben bunlara ölürüm... Ah iyi arkadaşım iyi ki sana ve ailene rastlıyorlar. İyi ki...

DefneD.
27-09-2009, 19:08
Sizleri Alba Hanım ile tanıştırayım istedim.

Henüz annesini emdiği için kıyıp, ayıramadık. Bir hafta daha süre verdik, sonra eve getireceğim. Bugün ısınma turu yaptık.

Altı haftalığız. Annemiz İran. Babamızı bilmiyoruz ama muhtemelen kahverengi tüyleri vardı. Çünkü kardeşlerden biri beyaz-karamel rengi karışık. Gözlerimizde (anne ve bütün yavrularda) hafif akıntı var.

Yaramaz mı yaramazız. Kardeşlerimize hiç rahat vermiyoruz.:)

104675

ozbey
27-09-2009, 19:38
Tanıştırayım istedim.

Henüz annesini emdiği için kıyıp, ayıramadık. Bir hafta daha süre verdik, sonra eve getireceğim. Bugün ısınma turu yaptık.

Altı haftalığız. Annemiz İran. Babamızı bilmiyoruz ama muhtemelen kahverengi tüyleri vardı. Çünkü kardeşlerden biri beyaz-karamel rengi karışık. Gözlerimizde (anne ve bütün yavrularda) hafif akıntı var.

Yaramaz mı yaramazız. Kardeşlerimize hiç rahat vermiyoruz.:)

104675

Sayın DefneD,
bu şirin ufaklık, insana nasıl da neşe veriyor. Çok şeker,
size onun büyüdüğünü görmek nasip olsun. Bir isim koymuşmuydunuz acaba?

thomasina
27-09-2009, 20:46
Oy ben onu yerim. DefneD. bu hani çok yaramazlık yapar da iş azar işitmeye gelince, bir bakışıyla yelkenleri suya indirten kedilerden olacak, benden söylemesi. Hem şımarık, hem muzip, hem de narin)) Ay şimdi de Kuşadası yolları göründü bana, ben ne yapsam...

DefneD.
27-09-2009, 22:01
Sevgili ozbey, ismini yazmayı unutmuşum. Mesaja ekledim. İyi dilekleriniz için teşekkür ederim.

Sevgili thomasina, sen sadece bu yaramazı değil, üç kardeşi bir arada görsen ne yapardın bilemiyorum. Alt alta üst üste boğuşup, uyuyan üç tane tüy yumağı. Bir ara kayboldular ortadan. Arayınca, perdenin arkasında güneşe karşı kucak kucağa keyif ederken buldum kerataları. :)

Sonja Varol
27-09-2009, 22:21
Sadece birini mi aliyorsunuz, keske digerlerini alma imkaniniz olsaydi ayirmasaydiniz.
Cok seker maasallah.

maki01
27-09-2009, 23:37
Bayıldım, çok şeker bişey bu. Yaramaz erkek çocuğu gibi bakıyor Defne'cim, işin zor olacak gerçekten :)
Kedi ile ilgili başlıklara bakmamaya çalışıyorum. Hepsi birbirinden güzel, içim gidiyor. Sevgili köpişimi yavru iken alıştırabilseydik ne güzel olurdu...
Güle güle büyütün arkadaşlar...

DefneD.
30-09-2009, 21:00
Alba eve geldi.

105478

105479

Küçük hanım kendisine ördüğüm battaniye yerine ortada duran hırkamın üzerinde uyumayı tercih etti.:)

maki01
30-09-2009, 21:21
105481

Öperim gıdışından. Çok ama çok şeker. 3 günde kilo almış, büyümüş bu. Nazar boncuğu takalım hemen.

DefneD.
30-09-2009, 21:31
Sağol makicim. Uyuyor, uyanıp oyun istiyor, sonra tekrar uyuyor. Ama dibimden ayrılmıyor. :)

thomasina
01-10-2009, 20:49
Oy oy ben bunu yerim. şeker şey))
E artık onun annesi, her şeyisin. Tanrım sizi hiç ayırmasın. İsmi de çok yakıştı bu arada.

thomasina
01-10-2009, 20:52
Hemen de avatarına koymuş))) Ah delilik bu... Ne çok şey katıyor yaşamlarımıza bu günahsızlar...
Bir cenazem vardı dün, aniden oldu. Evde değildim dün akşam. Bu akşam geldiğimde perperişan halimden yine anladı, şimdi beni teselli ediyor, gözleriyle, sığınmasıyla.
Nasıl anlıyor üzgün olduğumu...

DefneD.
01-10-2009, 22:59
Başın sağolsun sevgili thomasina.
Alba sana pati sallayacaktı ama, iki tane yastığın arasına girip uyudu.:)

Lalezan
02-10-2009, 07:09
Sevgili DefneD. kediniz çok sevimli.Yanımda olsa onu birgüzel öperdim..

Sonja Varol
02-10-2009, 07:58
Beyaz yünlü cocuk! Birlikte uzun saglikli ve mutlu yillar dilerim. Assy ve Punky`nin de selamlari var. Alba`nin böyle iyi yürekli annesi var diye cok sevincliler.

Lalezan
02-10-2009, 10:40
Sevgili Sonja Varol ;Assy ve Punky' nin resimlerini gördüm çok tatlılar.Sizede kedilerinizle birlikte mutlu günler dilerim..

DefneD.
02-10-2009, 21:42
Hepinize güzel sözleriniz ve temennileriniz için teşekkürler.

Alba bana yapışık vaziyette, hırkamın üzerinde uyuyor şu an. Hırkayı hem üzerinde uyumak hem de oynayıp, ısırmak için kullanıyor şaşkınım.:)

Lalezan
02-10-2009, 22:58
Bizim kediciği sokakta bulduğumuz için olsa gerek hayvancağızda, bayağı bir pire var.Evin içerisinde tutamazdık.Odunluğumuza kartondan yuva yaptık.Orada yatıp kalkıyor.Yarin kediciğimize banyo yaptıracağız, bakalım pirelerinden kurtarabilecekmiyiz.

begonvil 14
04-10-2009, 14:58
Arkadaşlar Migrosta bugün Hayvan ürünleri yarı fiyatına.

begonvil 14
04-10-2009, 15:02
Bizim odunlukta 4 tane çok sevimli bebek var. Sabah eşime de gösterdim, annesi yokken iki tanesini sevdik. Çok küçükler gözleri açılmış ama daha zor yürüyorlar. Anne kedi için ve onlar için ne yapmalıyım? Sevdik diye annesi taşır mı yavrularını?

thomasina
04-10-2009, 15:30
Lalezan sakın kediye banyo yaptırmayın. Zaten pireler banyo ile de ölmezler. İlaçlamanız gerek. Banyo kedilerin tüylerinin altındaki vitamin depolarına zarar veriyor. Böylelikle yaladıklarında almaları gereken vitamini alamıyorlar. Yuttukları tüyleri sindirmeleri ve kusmaları içinde o vitaminler gerekli.
Temiz bir yerde yaşadıkça kedi kendini temizleyecektir. Üstelik hastalanabilir de...

thomasina
04-10-2009, 15:35
Bizim odunlukta 4 tane çok sevimli bebek var. Sabah eşime de gösterdim, annesi yokken iki tanesini sevdik. Çok küçükler gözleri açılmış ama daha zor yürüyorlar. Anne kedi için ve onlar için ne yapmalıyım? Sevdik diye annesi taşır mı yavrularını?
Sevgili begonvil 14 mümkünse el sürmeyin yavrulara. Anne sizin bıraktığınız kokudan hoşlanmayabilir. Çok nadiren de olsa bunu tehlike algılar, bebekleri riske atmayın derim ben. Ama bazen anneler insana yakın olabiliyor, ondan emin olmak gerek yalnızca.
Anne kedinin karakterine ve hassasiyetine bağlı olarak değişir bu durum. Hemen taşıyabilir de, rahatsız olmayabilir de. Eğer taşımazsa çok fazla yaklaşmadan ve mümkünse bebeklere el sürmeden anneye yemek vermeniz en iyisi. Kedi maması, peynir, yoğurt, pişmiş et, çok sulandırılmış süt verebilirsiniz. Şu anda inanılmaz enerji tüketiyor anne, yardımcı olursanız çok mutlu olacaktır.
Sevgilerimle ve ilgilendiğiniz için teşekkürler.

begonvil 14
04-10-2009, 17:56
Keşke sevmeseydik. İnşallah anne yavrularını taşımaz. Zaten odunluğa hiç girmiyoruz normalde. Kedi sesleri geldiği için baktım odunluğa. Söylediklerinizi aynen uygulayacam. İnşallah anne yavrularını taşımaz.
Çok teşekkür ederim Sevgili Thomasina

thomasina
04-10-2009, 22:25
Rica ederim begonvil 14, siz yine de ilginizi eksik etmeyin uzaktan. Anne size ne isteyeceğini anlatacaktır))
TÜm dostlarımızın günü kutlu olsun.
Dün eşimle saksılarımın resimlerini çekiyorduk, ışığı ayarlarken kaşla göz arasında Oğlum yine drecenama saldırdı)) Çok az zararla kurtardık çiçeğimi. Biraz kızdık tabii. Ama bir baktık ki bizimki bize küsmüş. Gitmiş bir de koltuğa oturmuş, sesleniyoruz; ilgilenmiyor. Üzüldük biz de, ne yapsak gönlünü alamadık. Çok sevdiği kurdelemi yanıbaşına koyduğum halde hiç ilgilenmedi. Paşa Oğlum benim, pek gururludur.
Bir drecena, bir de kurdele çiçeklerime takıntılı. Diğerlerine dokunmaz bile. Onları korumak için hep diğerlerinin arasına gizlemek zorunda kalıyorum. Onlarda tırtıklanmış yapraklarına inatla direnip, büyümeye çalışıyorlar.Neden o kadar ilgili anlayamadım. Yapraklarını koparıp yutuyor ama kısa bir süre sonra kusuyor. Ama bunu yine yine yapıyor, vazgeçmiyor.
Ne yapacağım ben)))

http://img75.imageshack.us/img75/808/oglum3.jpg

http://img202.imageshack.us/img202/594/oglum2.jpg

http://img383.imageshack.us/img383/4822/oglum1.jpg

Arzu Kasapoğlu
04-10-2009, 22:28
Bizimkilerde ince yapraklı bitkilere ilgi gösteriyorlar. Dracena, japon şemsiyesi gibi...

Çime mi benzetiyorlar acaba?

DefneD.
04-10-2009, 22:38
Benim minik canavar ara ara deliriyor. Zembereğinden fırlamış gibi nereye atlayacağını şaşırıyor. Bir delirme esnasında fittonia saksısının içine daldı. İçinden çıkartıp, kendimce bağırmadan ''sert'' konuştum. Küstü haspam.:)

Sevgili thomasina, maşallah diyeyim Oğluşa. Pek heybetli.:)

maki01
04-10-2009, 22:43
Çok kötü bozulmuş Paşa, darbe yapmayı düşünmüyordur değil mi?

thomasina
04-10-2009, 23:08
Kedi otuna da çok düşkün değil oysa, hatırım için yer. Ama Sevgili Jineop ınun için bir kedi nanesi hazırladı, ben bir alabilseydim...
Sevgili DefneD. oyun oynamanın dışında zamansız ani hareketler ve sıçramalar, anneden aldığı iç parazitin etkisiyle de olabilir. Ama sizinkinin annesi de evde yaşıyor ama yine de belli olmaz. Parazit aşısı tam çözüm.
Ama en güzel halleri, o deli halleridir. Benim oğlum da sıklıkla delirir hala)) Disiplini yerleştirirken zaten yüksek sesten ziyade kararlı ve vurgulu ses tonu daha önemli ve etkin.
Maki01 benimki darbe yanlısı değil çok şükür)) O yalnızca bizim evin paşası. Ama inanılmaz yaptırımları da yok değil. Günlerce küsmek, nazlanmak gibi...

DefneD.
04-10-2009, 23:24
Sevgili jineop sağolsun bana kedi nanesi gönderdi. Alba bir iki kokladı ama pek ilgi göstermedi. Biraz büyüsün sever belki. O sevmese bile, çok hoş bir bitkim daha oldu.

thomasina, ani hareketlerinin çoğu ellerime ve ayaklarıma yönelik. Bana ait olduklarını henüz anlamadı. Özellikle ayaklarımı yalayıp, kendince ısırmayı çok seviyor. Canımı yaktığında uzaklaştırdığım zaman önüne ilk çıkana zıplıyor:)